7 Mart 2021 Pazar

8.15 Vapuru//Ayşegül Çiçekoğlu Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Nasılsınız, sağlığınız yerinden inşAllah. :) Beni sorarsanız aynen devam gidiyor, dizi izliyorum, kitap okuyorum falan. Birazda sıkıldık herhalde sürekli evde oturmaktan. Hayırlısıyla bahar gelse de dışarı, bahçeye atsak kendimizi. :D
Gelelim yorumuma, böyle canım Türk yazar okumak isteyince bu kitabı seçtim. Yazarın okuduğum üçüncü kitabı, ilk iki kitabı güzeldi ama çok aman aman değildi. Bunda birazcık umudum vardı, konu güzeldi ne de olsa. Ama gelin görün ki bu kitap diğer ikisini de geçiyor iyi olmamakla. Şimdi rezil, kötü demeye için el vermez, bir sürü emek var ama iyide değil ne yazık ki. :D


Nazlı arkadaşına yardım etmek için onun kulağa biraz sıradışı gelen isteğini gönülsüz de olsa kabul ettiğinde hayatının değişeceğini hiç düşünmemişti. Sadece bir hafta diye anlaştığı arkadaşına verdiği sözü tutabilmek için 8:15 vapurunda bir adamı gözetlemek ne kadar zor olabilirdi ki?
Ali, yıllarca seyahat ettiği 8:15 vapurunda iki kızın sürekli kendine bakması üzerine ilk başlarda rahatsız olsa da bir süre sonra gözleri onları arar olmuştu. Onlarla konuşmaya karar verdiğinde hayatının kökünden değişebileceğini nereden bilecekti?
Ali, Karadeniz’in dalgaları gibi değişken, deli ve bir o kadar da hırçındı.
Nazlı ise Ege’nin sakinliği, neşesi ve özgürlüğü ile büyümüştü.
Zıt kutuplardaki bu iki insanın bir araya gelmesi bir tesadüftü ama sonrasında yaşananlar aşkın tesadüfleri sevdiğini kanıtlar nitelikteydi. 8.15 Vapuru yaşanmış, sımsıcak ve sıra dışı bir aşkın hikayesi…

Konu hoş değil mi? İnsanı merakta bırakıyor ve öyle saçma bir olay yüzünden hayatının değişmesi ilgi çekiciydi. Nazlı İstanbul'da tek başına yaşamaktadır, ailesi İzmir'dedir ve arada gider gelir. Çok iyi anlaştığı iki arkadaşıyla sürekli bir arada olan Nazlı ve diğer arkadaşı en sevdikleri arkadaşlarının isteğini yerine getirmek zorunda kalırlar. 8,15 Vapurunda, ellerinde tam net olmayan bir fotoğrafla arkadaşlarının erkek arkadaşını bulmaya çalışırlar ve hal ve hareketlerini, etrafa sergilediği tavrı analiz etmeye başlarlar. Baktıkları adam kendi halinde, gazetesinden kafasını kaldırmayan biridir. Arkadaşlarına bunu söyleyince işlem tamamdır ama bu seferde adam bunlara bakmaya başlar. Rahatsız olan Nazlı ve arkadaşı ilk izlenimdeki kararlarından pişman olurlar. Zamanla iyice rahatsız oldukları için yerlerini değiştiren kızlar yakın zamanda aslından yanlış adama baktıklarını fark ederler. İşte ondan sonra Nazlı'nın hayatı değişiyor. Nazlı daha 24 yaşından ve henüz evliliği düşünmemektedir, tabii sevgilisi de yoktur.


Vapurdaki adam Ali ise Nazlı ve arkadaşını başta pek umursamaz ama sürekli bakmalarından rahatsız olur, sonra ise eğlenmek amaçlı o da onlara bakmaya başlar. Sonunda kızların yanına gidip neden baktıklarını sorar ve kızlar şok. Ali başta kızlarla eğlenmek istese de Nazlı'nın enerjisine, güzelliğine kapılıp onunla arkadaş olmaz ister. 34 yaşından olan Ali başından geçen olaylardan sonran evlenmeyi hiç aklından geçirmez, Nazlı'da evlenmeyi düşünmediğini öğrenince ilişkilerini aşka dönüştürmeyi ister.
Karakter olarak iki karakterde iyiydi, ne birbirlerini kırdılar, ne kıskandılar, ne küstüler. Bu tarz karakterleri seviyorum. Arada yaşın fazla olmasının sebebi kitap 1992 yılında geçiyor ve o zaman garip karşılanıyormuş belli ki. 1992 yılında geçmesiyle ilgili daha sonran yorum yapacağım. :)
Diğer karakterlerden Nazlı'nın arkadaşları çok deli doluydu ama saf olan komediydi. Saf deyip durdular ama bu biraz itici geldi, evet anlamayabilir, çok aklı bir karış havadadır ama sürekli denmesi cıks hoşuma gitmedi. Zaten olayları başlatmaya vesile olan arkadaşı da pek göremiyoruz, neyse.
Kitabın ilginç kısmı ise çiftimizin bir şekilde evlenmesi. Zaten buradan sonra olaylar daha da karışıyor. Evlenmeleri spoiler değil, evet evlenmek istemiyorlar ama nasıl evleniyorlar. Bir de öyle bakmak lazım.


Kitabı sevmememdeki sebeplerden biri şu ki kitap 92'de geçmesine rağmen onu hissedemedik, yani şarkılarla desteklenen bilirdi, ya da Nazlı çok kitap okuyor onunla ilgili bir kaç kitap ismi verebilirdi yazar. Tek 92'de geçtiğini şöyle anlıyoruz, cep telefonları olmadığı için sürekli evden, iş yerinden konuştu çiftimiz ama bundan bile anından ulaşmaları falan ne bileyim çok değişik değil miydi? :D Sonra bir de yazar çok fazla tekrarda bulundu, okurken aşırı sıkıldım inanın. Neyse ki akıcıydı da kitap hemen okuyup bitirdim.
Bir diğer konu ise çok tek düze gitti hikaye, yani normal bir çiftin sıradan ama birazcık karışık aşk ve evlilik hayatlarını okuyoruz. Bir de sürekli Nazlı'nın ailesinin çok rahat insanlar, kızmazlar vs. denmesinden gına geldi. Anladık, Nazlı evlense, kucağında çocuğuyla bile  ailesinin yanına gitse kimse bir şey demeyecek. :D Sıkıldım. -_-

Akıcı olmasaydı inanın bırakırdım, sevmedim, sevemedim. Bir de kitabın böyle olmasının sebebi geçen hikayenin gerçek olması. Sadece isimlerde değişiklik yapılmış. Hikaye yazara ait olabilir bilemiyorum ama gerçekte olsa birazda daha altı doldurulabilirdi. Şu izlediğimiz dizi, filmlerden hangisi birebir gerçekle uyumlu yazılmış ki. 
Uzun lafın kısası, sevmedim ama okudum da. :D Yorumumda genel olarak bahsettiğim, okuyup okumamak size kalmış tabii ki. :) 




Kitaba Puanım 5/3^^





Alıntı olmadığından burayı atlıyor ve bitiriyorum.
Başka yazılarımdan görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^



13 yorum:

  1. Konusu çok hoşmuş gerçekten. Ama hikayenin altı boş olunca okumak zor olabiliyor. :)

    YanıtlaSil
  2. bende kitabı çekilişle kazandım. bu sene okuyacağım. ben sever miyim bilemiyorum ama anlattıklarından sonra senin sevmemen mantıklı geldi. bakalım okuyunca yorumumu yazarım ben de:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merak ettim şimdiden, en kısa zamanda okuu :D

      Sil
  3. Yazarın bende Benim Hikayem kitabı var. Bir arkadaşım çok övdüğü için takasla almıştım. 500 küsur sayfa olduğu için henüz okumadım. Sanırım yakın zamanda okumayacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benden de var mı hatırlayamadım bir an, ama onu seviyor okuyanlar. Bakalım elimdekileri okumaya devam edeceğim. İlk hangimiz okursak. :D

      Sil
  4. Yazın güzel olmuş ama ben kitabın kapağında kaldım. Bu ne güzel bir kapak. :)

    YanıtlaSil
  5. Fotoğraf çok güzel🎈 Yorumun da, yazarın kitapları çok karşıma çıkıyor. Ama nedense hep uzak kaldım. Bir türlü merak duygumu coşturamadı. Meğersem içime doğmuş^^ Yine güzel bir yazıydı. Sevgiler ❤

    YanıtlaSil
  6. Bende kafamın içinde bi mırıldandım şimdi. :D Güzel şarkı. Evet dizi tadında, hatta dizi olsa kitabından daha çok tutulur bence, seviyoruz böyle dizileri. :D

    YanıtlaSil
  7. halihazırda okuma şansım zaten yoktu ama olsaydı bile yorumundan sonra :D

    YanıtlaSil

Elinizi korkak alıştırmayın.^^ :D