28 Temmuz 2021 Çarşamba

Dilbeste//Aslıhan Akagöz Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Nasılsınız? Beni sorarsanız şimdide bayram hazırlıklarına başladık.(Görüyorsunuz ne zaman yazıyorum, ne zaman yayımlıyorum. :P) Şu an pert bir şekilde uzandım ama boş durmayayım diye yorum yazıyorum. Aslıhan Akagöz'ün kitabına en son ne zaman yorum yazdım burada hatırlamıyorum, o kadar uzun zaman oldu ki. Yeni kitabı çıkacağını duyurduğunda çok sevindim, fazla bekletmeden de satın aldık. Hemen okumayı düşünmüyordum, kim bilir ne zaman yeni kitap gelir diyerek ama elime geçtiği an neden okumayayım ki dedim ve başladım. Özlemişim cidden, Wattpad zamanında ilk bir kaç bölümü okumuşum gibi, ondan bile emin değilim. Okudukça bir şeyler hatırladım ama okumamış da olabilirim. :D Sağlık olsun diyelim, seneler sonra kitap olarak okudum o da bir şey. 😉


Dilbeste Yenerli... Namıdiğer Beste Saimoğlu...
O, ne muhteşem bir balo gecesi ayakkabısını kaybeden bir sindirella, ne de kötü kalpli bir cadının zehirlediği pamuk prensesti. Yine de saydığımız bu masal kahramanlarıyla ortak bir noktası da yok değildi. Kurtarıcı bir prensin çıkagelmiş olması!
Kerem Saimoğlu tam Beste’nin arzuladığı türde bir eş adayıydı. Zengin, popüler, hem de fazlasıyla yakışıklı bir adamdı. Kısacası evliliği düşünen her genç kız için iyi bir kısmetti. Beste de bu kısmeti kaçırmayarak, yakışıklı prensimizin prensesi olmayı başardı. Fakat düğünün ertesi sabahı prensi tarafından terk edilen ilk prenses olacağını hiç hesap edememişti!


Konuyu bile okuduğumuzda Beste'ye aşırı kızıyoruz, çünkü bulmuş buluşturuyor arkadaşlar. :D Zengin falan önemli değil, adam yakışıklı falan yani. Hiç mi onu düşünmeden zalim Beste asdfghj
Bu kitap diğer okuduğumuz kitaplardan farklı, bu sefer kadın karakter değil adam hemen aşık oluyor, Beste'nin amacı belli. Küçük yaşta yaşadığı sıkıntılar sebebiyle hedefleri farklı olmaya başlar, bu sırada da hiç tahmin etmediği bir yerde ona ilgi gösteren yakışıklı Kerem'i bulunca hedefine daha çok yaklaşır. Aşk değil zenginlik isteyen Beste evlendiği günün sabahında eşi tarafından terk edilince ne yapacağını şaşırır. Sebebini öğrendikten sonra ise elinden ne gelirse onu yapmaya hazırdır ama artık Kerem bir kere şüphe etmiştir.
Zamanla her şey tam düzene girecekken daha da kötü olur ve bu sefer Beste aslında zenginlik değil, Kerem'i istemektedir. Aşk bu sırada kapıyı çalar.
Beste'ye ilk bölümlerde aşırı kıl oldum, Kerem'in hal tavırlarını okuyunca daha da çıldırttı beni Beste. Arkadaşı bizim gibi kendisini mantık yönüne iletse de nerdeee, Beste kendi kafasına göre tabii. Bu kısımlara cidden kızmış olsam da inanın sonradan o kadar minnoş oldular ki, okudukça sevindim ikisi adına da. Böyle tatlış kitaplarla gelin bana. 😀


Kerem Beste gibi değildi, daha ilk dakikadan Beste'ye aşık olmuş, onu kaybetmemek için elinden geleni yapmıştır. Öğrendiği acı gerçekten sonra boşanma davası açmak ister ama halen daha Beste'yi çok sevmektedir. 
Beste seni hak etmiyor der susarım Kerem ama daha yazacaklarım var. :P Yazarımız Kerem'in bakış açısından da yazmış, kitaplarda her iki karakterin bakış açısından okumayı çok seviyorum, her kitap için geçerli, daha anlamlı olmuyor mu sizce de?
Burada da vardı ve her okuduğumda Beste'ye kızıp Kerem'i çok sevdim. Diğer zengin hovardalar gibi değil Kerem çünkü, daha ilk dakikadan seviyor Beste'yi, hatta ne yaşanırsa yaşansın yine de bırakamıyor.

Kısacası her anlamda okuru tatmin eden kitaplardan biriydi Dilbeste, Okumaya başladığı zaman olaylar öyle peşi sıra geliyordu ki saat geçte olsa kitabı elimden bırakamıyordum. :D Yazarımın kalemini gerçekten özlemişim, bir yandan gülerken bir yandan üzüldüğüm yerler oldu ama genel anlamda çiftimizin mutlu anlarını okuduk kitapta. Bu spoiler değil, zaten bu tarz bir kitap okuyacağınız her türlü belli oluyor, siz sadece yaşananlara bakın. :D Kitap hakkında olumsuz bir taraf göremedim, sadece kapak eh işteydi. 😅


Klasik romantik-komedi kitaplarını seviyorsanız okuyabilirsiniz. Akıcı, eğlenceli, bir oturuşta hemen bitecek kitaplardandı. Hemen okuduğum için yine uzun bir süre bekleyeceğim yazarımın yeni kitabını. Daha ne yapalım, yenisi gelene kadar eski kitaplarını okuruz, mesela benim çok çok sevdiğim, yeri ben de ayrı olan Hasret Rüzgarları'nı tekrardan okurum. :)



Aklımda Kalanlar;

*Beste'nin kaynanası çok fenaydı ama iyi hakkından geldi Beste. :D

*Melek mevzusunda başta Kerem gibi inanmasam da sonradan ben de şok oldum. Kalbim temiz ne yapayım :P

*Beste'nin sarhoş halleri.

*Son bölümlerin tatlışlığı.

*Kerem'in Beste'yi köy evine götürmesi ve söylediği pembe yalanlar. :D 

*Yazarın eğitim konusuna değinmesine bayıldım.

*Bir kez daha Kerem'in aşkına düştüm. 💑



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


Ne olduğunu bile anlamadan Kerem'in bana uzattığı elini tutmuştum. Bu hep böyle oluyordu... Ne zaman bana elini uzatsa, her şeye rağmen o eli tutmaktan kendimi alıkoyamıyordum. Tuhaftı, hem de çok tuhaf. Ama diğer yandan... Elini tutmak beni rahatlatıyordu. Güven veriyordu. Bu hissi seviyordum. 


******


"Seni seviyorum," dedim bir kez daha.
"Ama senin beni sevme şekline bir başka aşığım. Sakın beni sevmekten vazgeçme."



Buralarda da varım^^

24 Temmuz 2021 Cumartesi

Kağıt Prenses//Erin Watt Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Yine ben ve yine sosyal medyadan aşırı övüldükten sonra aldığım kitabım sizlerle. Kağıt Prenses yeni çıkan kitaplardan, bu aralar yayıncısı bütün okurlardan takdiri kazanıyor çünkü daha bir kaç ay olmadan serinin üç kitabı da yayımlandı. Şu an son kitap dağıtılmaya başlandı mesela. İlk siparişi verdiğimiz zaman ikinci kitabı da ekledik ama ikiz beğenmezsin almayalım dedi. Ama iyi olmadı bu, iler ki siparişlerde son iki kitabı da alacağız çünkü. :P Kitabı beğendim, cidden çok güzeldi. Yazarın kaleminin akıcılığı ise on numaraydı ama sosyal medyada övüldüğü kadar yoktu maalesef. Kötü değildi, cidden beğendim, sevdim de hatta ama arkadaşlar fazla abartıya gerek yok. En basitinden kitabın üstünde yazan Royal Ailesi seni mahvedecek ne alaka? Ben kahrolan, mahvolan kimseyi görmedim kitapta. O son hariç tabii. Neyse. :P


Royal Ailesi seni mahvedecek.
Ella Harper ne olursa olsun hayatta kalmayı başarırdı. Tüm hayatını annesinin peşinde oradan oraya sürüklenerek ve bir gün bu çamurun içinden çıkacağını umarak geçirmişti. Annesinin ani ölümüyle ise artık yapayalnızdı. Ta ki Callum Royal birden ortaya çıkana kadar.
Ella'yı özel okullar, malikâneler ve ondan nefret eden beş erkek kardeş bekliyordu. Hepsi birbirinden çekici ve zalim olsa da, ondan kurtulmak için her şeyi yapabilecek olan Reed Royal'la boy ölçüşemezlerdi. Ella'nın oraya ait olmadığını düşünen Reed belki de haksız sayılmazdı.
Zenginlik, ölçüsüzlük, aldatma ve her kapının ardında başka bir günahla, Ella Royal Malikânesi'nde tutunmak istiyorsa önce kendi yolunu bulmak zorundaydı.

Ella annesi öldükten sonra liseyi bitirip, üniversiteye gitmesi için para kazanması ve bu süreci sessiz sakin, kimseye bulaşmadan atlatmasını istemektedir. Bir gün okulun müdürü yanına çağırdığında odada olan adamı görünce hayatının hayal edemeyeceği kadar değiştireceğini fark edemez.
Adam tanımadığı babasının arkadaşı olduğunu ve Ella'nın varisi olduğunu söylemektedir. Altından başka nedenler olduğundan şüphe eden Ella işi kaçmakta bulur ama varisi tahmin edemeyeceği kadar zengindir ve onu eliyle koymuş gibi bulur. Olayı anladıktan sonra peşinden giden Ella saray gibi eve gittiğinde birazda olsa mutlu olacağı sırada ona ters bakan ve kaale almayan beş erkekle karşı karşıya kalır. Gideon, Sebastian, Sawyer, Easton ve Reed. 
Ella'nin baştan gözü kormuş olsa da kaçsa bile yakalanacağını hesaba kattığı için evde kalmak durumda kalır. Zamanla evin içinde yaşanan olayları ve çatışmaları gördüğünde ise Royal aile üyelerinin hepsinde derin yaralar olduğunu fark edecektir.


Ella karakterinin yaşadıklarını okuduğum zaman, güçlü, dişli bir kız bekledim ama olmadı. Normal bir yaşantıdan geldiğini okusaydım tamam derdim ama geldiği yeri ve uğraştığı insanları okuyunca kardeşlerle ve gittiği özel okulundaki görgüsüz zengin veletlerle iyi baş edebilirdi dedim. Evet cevaplar verdi, herkesi susturmayı başardı ama yazar bazı kısımları yazarken ne düşündü acaba. Spor salonunda geçen mevzu bence daha farklı olabilirdi, çok zekice yazılmamıştı oralar ne yazık ki.
Ya da Royal veletleri kıza saçma sapan iftiralarda bulunduğu zaman karşılık versene, inan o vermedikçe ben çıldırdım. :P
Royal ailesi hakkında bir şey yazmak istemiyorum, okuyacak olanlar okuyup tanısın diyorum. Birazdan ufak bir spoiler yazacağım o zaman okuyanlarla sohbet edebiliriz. ;)

Kitap diğer zengin veletlerin egolarının tavan yaptığı, burslu mu hadi ezelim tavırlarının olmadığı nadide eserlerden biri. Evet, aynen öze. Kitapta sırf soy ismi öyle diye yanlarında kalan kıza bile kötü davranmıyor bu okuldakiler, sadece takıldıkları kişilere dikkat etsinler yeter. Ne demek istediğimi anladınız, Royal ailesi. :P Ella bu konuda şanslı oldu, okulu bırak Royaller bile kendilerine laf gelmesin diye ellerinden geleni yaptılar. Bu kısımlar diğer kitaplardan farklı olduğu için sevdim.

Azıcık Ella'yı temsil eden gif.

Kitabımız genç yetişkin, ona göre okumanızı tavsiye ederim. Ben aldığımdan böyle bir şey olduğunu bilmiyordum, okudukça anladım. Buna rağmen yine de sevdim. Sadece hayal ettiğimi kitapta bulamadığım için üzüldüğümü dile getirmek isterim. Yukarıda da yazığı gibi Royal ailesi seni mahvedecek,  bu cümlenin hakkını en azından kitabın ilk yarısına kadar verselerdi.
Umarım ikinci ve üçüncü kitapta az da olsa görürüz.
Bu arada yazarın ne kadar yufka yürekli olduğunu da son bölümlerde görüyoruz. Bu kısmı spoiler olarak yazacağım. :)
Hazır spoiler dedik başlayalım o zaman. ;)


-SPOİLER BAŞLANGICI-

İlk olarak Ella'nın babası kanun kadar zengin, Ella babasının zengin olduğunu bilemesine rağmen halen daha Royal ailesine bel bağlaması saçmaydı, en azından bu konu hakkında bir şeyler yazsaydı yazar. Ne bileyim babası aslında zengindi ama battı, ya da henüz dna testi yapılmadığı için tam olarak ne olacağını bilmediği için Royal ailesi B planı olsaydı falan. Sonuçta babası ilk zamandan beri dışlamıyor kızı, kızının olduğunu bile sonradan öğreniyor. Yazar bu kısımları çokta önemsememiş ne yazık ki. Okuyanlar taktığı konuya bak diyecekler ama bu tarz mantık hataları inanın göze batıyor.
Mesela son kısımlarda multi milyarder olan Ella bundan sonra Royallerinde yanında kalmasına gerek yok diyeceğim ama reşit değil, hadi buna tamam diyorum ve es geçiyorum asdfghjklşi
Royal kardeşlerinin daha çok sert olmasını isterdim. O cümlenin hakkını Ella'nın eve adım atmasına pişman ederek vermelerini beklerdim. Saçma salak hallerle değil. Bu kısımda Ella'da saçmaladı ama neyse. :P Kız önceden sanki kafede garsonluk yapıyordu. -_-
Şiddet yanlısı biri değilim ama eğer iddialı cümlelerle okuru kendine çekeceksen en azından bunları yap, zaten Ella'yı tanıdıkça çocuklar yumuşuyor, hatta çok iyi oluyorlar. Buraları okurken çok sevindim yalan değil, mesela Easton'la aralarının iyi olmasına bayıldım, ama yukarıda da dediğim gibi en azından yarısına kadar farklı bir şeyler olabilirdi.
Ve son kısım, okurken şok oldum, ha şimdi kitap hakkını veriyor dedim çünkü böyle ş*refsizlik bekliyordum ama sonra sırf meraktan ikinci kitabın ilk sayfalarını okudum. :D
İkinciyi okuyanlardan bana hak verdi bence, kız Ella çok iyi yaptın da dönüşün bence çok sıradan olacak, öyle bekliyorum asdfghjklş Devam kitaplarından şimdilik fazla beklentim yok çünkü. :D

-SPOİLER SONU-


Kitabı bitirirken çoğu sırların açığa çıkmadığını fark ettim. Yazar çakal, devam kitaplarda ne gibi gerçekleri öğreneceğiniz kim bilir. Hele Gideon'un olayını çok merak ediyorum ama tahmin de ediyorum, hatta çıkarsa inanın şaşırmam, sadece yazar beni başka türlü şaşırtmak isterse ona hayır demem. Hadi bakalım, şaşırt beni Erin Watt!!!! :D
Kapaklara bayıldım bu arada, hele ikinci kapak. 😍 Buraya da ekleyeceğim, birazdan görürsünüz. Yılın en iyi kapağı ilan ediyorum seni Eyy Royal serisi.(Büyük ihtimal seri ismi bu :P)
Okuyacak olanlara küçük tavsiye, çok beklenti içinden başlamayın. Sizde seversiniz ama bitince ben böyle beklemiyordum yanılgısına düşmeyin diye orta seviyede beklentiyle başlayın. O da şöyle oluyor, çoooook iyi değil ama çoook kötü de değil. Bunu düşünerek başlayın. :)


Bizim kapaklar 
Orijinal Kapaklar


Sizce hangi kapaklar??



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


Bütün bu lüks ve güzellik beni korkutuyordu çünkü deneyimlerine göre güzel şeylerin ardından genellikle kötü sürprizler gelirdi.



Buralarda da varım^^

17 Temmuz 2021 Cumartesi

Yeni Kitap Alışverişi//BKM Kitap, İkinci El Kitaplar^^

 Selamlar^^
En son blogda ne zaman alışveriş yazısı paylaştım hatırlamıyorum. Sosyal medya çıktı mertlik bozuldu resmen. Oysa ki fotoğraf falan çekiyorum. Sürekli aynı şeyleri paylaşmaktan da sıkıldım doğrusu, birden yeni şeyler paylaşamam burada ama, en azından diğerlerinden farklı şeylerle devam edebilirim. :)
Bir kaç ay alışveriş yapmadık, düğünden sonra kendimizi ödüllendirmek için ufak bir alışveriş yapalım dedik. Bu sefer ki kitapların çoğunu ben istedim, ikizinde bir kaç tane var ama çoğunluk benimkiler. Tabii ortak olanlarda var. Bu alışverişten sonra bir kez daha alışveriş yaptık, onda da ikizin istekleri çok oldu. Böyle kardeş kardeş alınca her istediğin kitabı hemen de alamıyorsun işte. :D
Kitaplarımız BKM'den geldi, kargoyu açınca hepsi iyiydi ama son ve çok beklediğim kitap çok kötü geldi. Normalde hasar ufaksa çok fazla üstünde durmayız ama bu çok kötüydü, geri gönderdik bakalım ne olacak. 
BKM temin etmekte biraz zorluk çekse de ben seviyorum, hem kapıda ödeme var hem de kargo ücreti genelde olmuyor. 
Fazla uzattım gibi, en iyisi kitaplara geçelim. :)


Uzun zaman sonra alışveriş yazısı yazınca ben 😁




Bu kitabı okuduk biz, hatta çok sevdik, bayıldık ama bizde olan ikinci el ve karton kapak. Aklım uzun zamandır ciltlisinde olunca ikizi ikna ettim ve aldım. Zaten kendisi de alma taraftarıydı yoksa almazdık. :D Yorumumu okumak için burayı tıklayabilirsiniz. En sevdiğim kitaplardan biri. 💓



Instagramda şu an aşırı popüler bir kitap, daha çıkalı bir kaç ay olmadan yayıncı seriyi tamamladı bile. Normalde ikinciyi de eklemiştim sepete ama ikiz beğenmezsen boşuna almış oluruz dedi ve çıkardık. Ama bu kız ne yaptı, kitabı hemen okudu ve çok beğendi. Sadece biraz fazla abartılarak övülüyor o kadar. Beklentiyi ortalarda tutarsanız on numara kitap. Yakında yorumu gelecek. ;)



Çıktığı zamandan beri çok gördüğümden ve çok övüldüğünden gözüme kestirdiğim kitap kendisi.
-Kamu spotu: Acilen instagramı bırakmalısın! :P-
Beklentim var ama yüksek tutmamaya gayret edeceğim. Yine de şu kapağın güzelliğine bakar mısınız?
Not: Bu kitabı ben istedim, ilk ikiyi ortaklı aldık. :) Kağıt Prenses için az biraz ben hevesli olabilirim. 😏



İkizin seçtiği bir kitap, bir sonra ki kitapta devamı. 4 ₺'ye aldık, ikisi 8 ₺ gibi bir ücrete geldi. İlk ikiz okusun, ona göre ben de okurum. Peki İkiz aldığı için konusuna bile bakmadım desem. :D
Senin kuralların, senin seçimlerin falan diyor, bir alıp inceleyeyim, merak ettim asdfghjkl



Bu kitap ikinci kitap.



Güneş Demirel kitaplarını seviyorum, yazarım kendisi. Son okuduğum kitap beni fazla tatmin etmese de almaya devam ediyorum, bu kitaptan azıcık ümidim var. :D Ne yazsa okurum kafasında olduğum için konusunu falan hiç bilmiyorum. Okuduğum zaman öğrenirim artık. :) Yazarın diğer kitaplarında da kapak değişimine gitmişler, iyiler, sadeler falan ama ben eski kapakları daha çok seviyorum. Bir de ciltli basıyorlardı, şimdi öyle de değil. Yazarın kitaplarını bir araya topladığım zaman saçma bir şey çıkıyor ortaya. :/




Hasarlı kitapta olsaydı 7 kitap almış olacaktık, ne zamana gelir bilemiyorum. Büyük ihtimal bayramdan sonraya kaldı.
Diğer alışveriş yazısının fotoğrafları tamam, o ne zamana gelir Allah bilir. :D 
Özlemişim alışveriş yazısı yazmayı. 💓
Yine de ben aldıklarını hemen görmek istiyorum derseniz instagram hesabıma beklerim. :)
Daha iyileri sizlerin olsun, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^








15 Temmuz 2021 Perşembe

Dün, Bugün, Yarın ve Sonsuza Kadar//Zeynep Sahra Kitap Yorumu^^

Merhabalaar^^
Yoğunluğum konusunu bir önceki yazılarımda bahsettim. Bu yoğunluğun içinde tabii ki kitap okumak hayaldi, öyle de oldu. O kadar yorgun oluyordum ki kitap okumak bile canım istemiyordu siz düşünün. O sıra Harry Potter ve Ateş Kadehini okumaya başladım ama devam edemedim, eğer devam etseydim kitap elimde sürünecekti ben de okuma düzenimi düzene sokamayacaktım. Onu yarım bırakmak zorunda kaldım, yakın zamanda devam etmeyi düşünüyorum, bakalım. :)
Onun yerine hemen okunacak Zeynep Sahra'nın Dün, Bugün, Yarın ve Sonsuza Kadar kitabını okumak istedim. Yazarın okuduğum ilk kitabı bu oldu, ilk olarak kalemini çok sevdim, konu olarak klişe olsa da karakterler çok iyiydi ama yarıdan sonra beni çileden çıkaran çok fazla olay da oldu. Bunları yorumumun devamından yazacağım. :)


Bir çığlık, bir aksilik ve aşkla dolu bir hikaye...
Düzenli, kontrollu, kuralcı Elif hayatındaki her şeyi planlamıştı. Uygun bir sevgili, standart üstü bir iş ve sadık arkadaşlar... Mükemmel bir hayat için her şey tamamlanmıştı. Ama hesaba katmadığı bir şey vardı...
Elif kutlama yapmak için gittiği gökdelenin asansöründe sıkışıp kaldığında yalnız değildi. Dünya üzerindeki en sınır bilmez kişi ona hayatın planlanamaz olduğunu gösterecek ve o asansörden çıktığında kurallara uymak onun için eskisi kadar kolay olmayacaktı.
Kulağınızdan The Beatles sözlerinin eksik olmayacağı bu hikayede, kalbin ve aklın savaşına ve aşkın keşkeler içinde kaybolmaması için verilen uğraşa tanık olacaksınız.

Kitabı okurken kulaklarımda kitapta geçen The Beatles grubundan çok Emir Can İğrek'in Beyaz şarkısı çaldı. Elif karakterine aşırı uyan bir şarkı, yorumumu okuduğunuz sırada bu şarkıyı dinleyebilirsiniz, ben şimdi yorumu yazarken bile dinleyeceğim. :D
Konuyu okuduğunuzda klişe kokusunu buram buram içinize çekiyorsunuz, haklısınız da. Asansörde kalan bir çift ve karanlıkla ve küçücük alanda geçen saatlerden sonra değişen hayatlar. Tabii bu sadece filmlerde olduğu için fazla üstünde durmuyorum, çünkü bir insan ilk dakika nasıl aşık olabilir. Buna da yazar öyle bir açıklamayla gelmiş ki ağzım açık kaldı ve o kısma aşık oldum desem yeridir.
Elif hayatın getirdikleri nedeniyle düzen ve plancı birisidir. Güzel ama zorlu bir işi, yıllardır beraber olduğu ve evlilik teklifinin yakın zamanda geleceğini düşündüğü bir sevgilisi vardır. Bir gün sevgilisi tarafından saatlerce bekledikten sonra bütün siniriyle asansöre binen Elif bir anda asansörde kalır. Baştan boş zannetse de arkadan gelen sesle hem korkar hem utanır. Asansörde sürekli hımm'layan ve işi dalgaya alan bir adamla kalmıştır. Başta korksada o küçük yerde geçen saatlerden sonra o adam artık yabancı değil, kalbini tekrardan attıran bir adam olup çıkacaktır.
Elif hayatını, sevgilisini ve işini sorgulamaya başlayacaktır ve daha bir kaç saattir tanıdığı adama sırılsıklam aşık olmuştur. Ve bu adam kendisine iki seçenek sunmaktadır, Elif ya eski ve yeni fark ettiği sıkıcı hayatına devam edecektir ya da ilk görüşte aşık olduğu adamla hayallerini gerçekleştirecektir.
İşte burada hayatının seçimini yapacaktır Elif, ama ne?


Eser, gizemli, yakışıklı, açık sözlü ve gamzeli bir beydir. İlk görüşte aşık olduğu Elif'i bırakmamakta kararlıdır. Kendisini seçmesi için elinden geleni yapmaktan geri durmayan Eser bu zorlu serüvende istediğini alacak mıdır? Büyük anne ve babasında gördüğü aşkı kendisi yaşayacak mıdır?
Kitap bu sorularla yol aldı desem yeridir.
Bir de Okan var, o kadar iğrenç bir karakterdi ki Elif bile ona yaptıklarından sonra insanlığından üzüldü ama ben değil. O kadar içten pazarlıklı, tehditçi, kötü bir karakterdi ki. Tabii onun da bunları yapması için bir sebebi vardı ama yok ya şimdi bile yazarken sinir oluyorum. Neyseee -_-

Tek tek karakter hakkında analiz yapmak isterdim ama bu sefer herkesi bir kerede, aynı paragraf için anlatıp çıkmak istiyorum. Hepsi birbiriyle bağlantılı çünkü.
İlk olarak Elif ve arkadaşlarından bahsetmek istiyorum. Elif'in sürekli kararsız halleri beni çileden çıkardı, evet hayatın getirdikleri yüzünden çok fazla yapması gerekenler var ve bunlara mahkum, bu kısımlar normaldi. Beni çileden çıkaran yaşanan olaylardı. Buraları büyük ihtimal spoiler olarak yazacağım, yoksa ne anlamı kalır bu yorumun asdfghjklş
Okurken güzel bir liste yaptım düşüncelerim hakkında, az çok bunlardan bahsetmek istiyorum.
İlk olarak Eser'in bir kaç yerde ilgisiz oluşu aşırı hoşuma gitti çünkü Elif hak etti ama bir yerden sonra Elif kadar üzüldüm ya. :/
Elif'in kız arkadaşları çok tatlıydı, biri tam aşk kadınıyken, diğer feminist. Ama Begüm'e aşırı gıcığım. Onunla olan mevzuda aslından elinde gelecek çok şey vardı ve arada Elif gibi kendisi de çok fazla bencillik yaptı. Şimdi ne alakası var diyecek okuyanlar ama eğer söylemezse arkadaşının hayatı kayacak aloooo. :P
Bir ara Elif'te çok bencillik yaptı, tamam yine hak verdim ama yok ya sinir etti beni kitapta.
Elif'in erkek kardeşine bayıldım, acaba onun kitabı var mı ya da olacak mı? Olsa ne tatlı olur.


Şimdi yazarın kalemini gerçekten çok sevdim ama öyle yerler okudum ki dedim yazar tıkandı kaldı nasıl devam edeceğini bilemedi o yüzden böyle yazdı. Yani ilk defa okusam da konduramadım yazara bunu. Umarım diğer kitaplarında böyle şeyler olmaz.
Sonracığıma kitapta geçen iki şey beni çok rahatsız etti. Biri aldatma, diğeri ise şiddet. Şu an ne yazsam yanlış olacağı için bunları spoiler olarak yazmak istiyorum ki yanlış anlaşılma olmasın.
O zaman gelsin SPOİLER!!!

SPOİLER UYARISI!!

Biraz önce yazdığım aldatma mevzusundan bahsetmek istiyorum. Şimdi Elif asansörde kaldığı zaman bir sevgilisi vardı, Evet Okan'ı sevmiyordu ama onun sevgilisiydi. Asansörden sonra eğer Okan'dan ayrılıp Eser'le devam etseydi, Okan'la zor durumda kaldığı için tekrardan beraber olsaydı inanın bir şey demezdim ama Okan'ı bırakmayıp Eser'i sürekli düşünmesi, onunla yaşadıklarını hayal etmesi, onu özlemesi beni rahatsız etti. Tamam Okan'da tekin ayak değildi, o da aldattı ama ikisinden de rahatsız oldum. Bu kısımda Begüm'ün Okan'ı aldatma olayını görüpte susması asabımı çok bozdu, arkadaşın elden gidiyor, pislik biriyle evlenecek, bırak şu inadını. İnanın okurken aşırı şok oldum, nasıl böyle susabilir diye. Tamam onun da korkuları vardı ama sana darılması mı yoksa dostunun mahvolacak hayatı mı? :/
Ve şiddet, Okan Elif'in üzerine yürüyor ve kollarını yaralıyor. Burada Elif artık burada bırak şu adamı dedim ama gel gör ki bir yerden sonra Elif'in Okan'ı savunurken ki kısımlarını okudum. Şiddet en hassas noktamız, burada Elif'in dik durmasını o kadar çok istedim ki anlatamam. O kuralcı, işinde başarılı, kariyer sahibi karakterin zorba davranmasına rağmen Okan'ı savunması hiç iyi değildi. -_- Tamam şimdi Elif Okan'ı uzun zamandır tanıyor, bizim okuduğumuz Okan'ı bilmiyor Elif ve duyguları yüzünden de tabii ki suçluluk duyuyor. Hakkıdır ama şiddet, bu üzdü beni.
Bu şiddette erkek kardeşinin tavrı içinde bir şeyler bekledim ama o da olmadı bu arada, bir hayal kırıklığı daha. :/
Ve Eser, Elif sürekli uzattığı elini tutmamasına rağmen vazgeçmemesi, ilk görüşte aşık olduğu için onunla olmaktan başka çaresinin olmadığı sürekli dile getirmesi harikaydı ve elinden gelenin hepsini yaptı. O sonda, düğünde yapacağı planlar. Bence kitapta en iyi karakterdi.

SPOİLER SONU!!!

Kitapta geçen The Beatles şarkılarına aşık oldum, belli ki yazar şarkılardan yola çıkarak bu kitabı yazmış. İşte kalbimi çalan bir diğer detay daha.
Şimdi o kadar spoiler ve sinir, stresten sonra diyeceksiniz nasıl sevdi bu kız. İlk olarak o son beni kendime getirdi, inanın kitap öyle bir hal aldı ki Elif ne halin varsa gör, hayatın mahvolsa bile üzülmem, kitabı alıp yerlere fırlatmaya ramak kala gibi ruh hallerim çok oldu ama o son her şeyi affettirdi. İnanın yazarın kalemi ve The Beatles'den yola çıkan hikaye olmasa bu kitabı sırf emek yüzünden yakmazdım. :D Çok mu abarttım ne :P
Neyse arkadaşlar lafı çoook fazla uzattım, o yüzden burada bırakmak istiyorum. Listemde ne yazdıysa çoğunu yazdım yorumumda, bu tarz kitapları seviyorsanız tavsiyemdir, siz benim kadar sinir olmayabilirsiniz o yüzden okuyun derim.:)
Ben hala Beyaz şarkısını dinleyip, Çıkmaz sokaklarına dalıyorum. Sevdim seni Çıkmaz sokak. ;)
ve;
'İhtiyacın olan tek şey...benim.'

En sevdiğim cümle...


Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

Aşk mı? Hani şu filmlerde, kitaplarda anlatılan ama nesli tükenen duygu mu?


*****


Dört saat yanında kaldığım insanı böylesine özlüyor olmaz normal miydi? Bir daha görmeyeceğim birini özlemek. Bir daha göremeyeceğim biri... Onu bir daha göremeyecektim... Soluğum kesildi.


*****

Ben sana dünde aşıktım. Bugün de aşığım. Yarın da aşık olacağım. Dün, bugün, yarın ve sonsuza kadar.


*****


Kalbimin merkezinde deprem oluyordu. Kalbimin merkezinde devrim oluyordu. Kalbimin merkezinde her şey altüst oluyordu. 


*****

Ne çabuk yaralanıyormuş insan meğer... Birinin seni kollarından tutup savurması yetiyormuş bedeninin güçsüzlüğünü anlaman için, ya da bir başkasının bütün kurallarını yıkıp kalbini ele geçirmesi zor değilmiş savunmasız olduğunu hissetmek için. 


******

"...Ben seni bulmadan seni sevmeye başlamıştım zaten. Dün, bugün, yarın ve..."





Çok güzel alıntılar bıraktım, yorumda öyle oldu gibi. Okuyan herkese teşekkür ederim, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle, aşkla kalın^^


Buralarda da varım^^



10 Temmuz 2021 Cumartesi

Do You Like Brahms//Kore Dizi Yorumu^^

Selamlar^^
Boş bulduğum her vakitte yorumlarımı yazmaya devam ediyorum. Bu yazım için fotoğrafları çok önceden eklemiştim ama yorum yazmak bir türlü kısmet olmadı, vaktimde olmadı. 😃
Diziyi Ramazan'da izledim, Bayramdan çok çok sonra bitirdim. Diziyi sevdim, çifte bayıldım ama yine ve yeniden yılın dizisi diyemeyeceğim maalesef. Acaba ben bu sene yılın dizisini izleyebilecek miyim? Öneri alayım pleaseeee ;)
Bir dizide çiftin kimyası tuttu mu o dizi aşırı kötü olmadığı sürece gideri vardır. Bu dizide bana göre öyleydi. Konu güzeldi ama sonuna kadar gideri yoktu ne yazık ki.
Müzikle uğraşan, hayatının merkezine müziği koyan gençleri konu alan bir diziydi. Sevdiği için hayalinin peşinden giden başrol kızımız, ailesi için zorluklara baş edip sevdiği işten nefret eden bir başrol adamımız. :P -Kötü bir kelime seçimi oldu :D- var.
Sanatla ilgili diziler güzel oluyor, bu da onlardan biriydi ama ben daha çok konser, performans görmek isterdim. Dizi drama yakın, aileden, çevreden gördükleri baskı nedeniyle hayallerine hep uzaktan bakıyorlar ama hayallerini gerçekleştirme imkanı olanlar içinden her şey kolay değildir.
Dizi az çok bunu anlatıyor bize. Dizinin konusunu sevsem de bence oyuncuların kimyası çok daha iyiydi, belki de diziyi en çok sevmeme neden buydu. 😆


Konusu;
Dizi, prestijli bir üniversitenin müzik bölümünde okuyan bir grup öğrencinin, onların başarılı olma konusunda takıntılı olan ebeveynleri ve öğretmenleri etrafında dönmektedir.

Güney Kore Sineması sitesinden alıntıdır.



Park Eun Bin//Chae Song A^^
Üniversitesini bitirdikten sonra hayali olan keman çalmayı kafasına koyup yüksek lisansını bu yönde okumak ister. Arkadaşları tarafından desteklense de ailesi istemez ve sürekli başarısızlıklarından dolayı eleştiride bulunur. Bu konuda aileye çok kızdım. Zaten Song A öyle her kötü söze laf eden biri değildi, tabii çok pasif gibi gözükse de istediğinde güzel cevaplar verdi. Normalde bu rollerdeki oyunculara çok kızıyorum, izlemek beni hasta ediyor ama burada sevdim kendisini. Dişe diş kana kandı bazen. 👏
Kendisini ilk Age Of Youth dizisinde izledim, orada o kadar şapşikti ki, çok çatlak bir rolü vardı. Eğer o rolünü bilmeseydim kız böyle mi diye düşünürdüm, bu da oyunculuğunun nasıl iyi olduğunu gösteriyor.
Park Min Jae ile de uyumları çok iyiydi. 👏💓


Kim Min Jae//Park Joon Young^^
Ünlü bir piyanist olan Joon Young Amerikadan ülkesine döndükten sonra bir yıllık dinlenmeye çekilir. Başlarda sorun olmasa da sonralarda ailesinin yaşadıkları sıkıntılar yüzünden aldığı kararlardan dönmek zorunda kalacaktır.
Bir kere piyanist olması bizi kalbimizden vurdu ama canımcım sürekli çalmadı ya, üzdü bu beni. Çok tatlıydı, diziye o kadar yakışmış ki bayıldım. Sadece kimyaları değil, rolü gereği kıza bakışları, düşünceli davranışları çok güzeldi. Bir kez daha takdirimi kazandı. 
En kısa zamanda yeni bir dizide görmek dileğiyle, yine başrol olsun lütfen. <3


Bae Da Bin//Kang Min Sung^^
Lee You Jin//Yoon Dong Yoon^^
Son A'nın en yakın arkadaşları kendileri. Dong Yoon çello çalıp, bakımını yapmaktadır. Min Sung ise üniversitede başka bir bölümde yüksek lisansını yapmaktadır. Aralarında arkadaşlıktan başka aşk mevzusu da dönüyor.
O kısım birazcık üzücüydü, izleyince anlayacaksınız. ;)


Park Ji Hyun//Lee Jung Kyung^^
Park Joon Young'un en yakın arkadaşlarından biri, geçmişleri birazcık karışıktır. Ailesi varlıklı olan Jung Kyung büyükannesinin kurduğu vakıf nedeniyle sorunlar yaşar. Bunun yanında yeni başlayacağı işi ve sevgilisiyle işler çokta yolunda değildir.
Oyunculuk ve rol olarak hiç sevmedim. Zaten rolü tam boğmalıktı. Spoiler olur diye bir şey yazmayacağım ama beni aşırı sinir ettiğini bilin. Oyunculukta ise çok soğuk olduğu için tam anlaşılmadı, başka dizilerini izleyip öyle karar vermek daha iyi olacak gibi. Ama dediğim gibi burada sevemedim.


Kim Sung Cheol//Han Hyun Ho^^
Park Joon Young ve Lee Jung Kyung'un arkadaşı, Jung Kyung'un ise sevgilisidir. Liseden beri en iyi üç arkadaş olarak devam eden dostlukları sırlar nedeniyle dağılmaya yüz tutacaktır.
Bu arkadaşı ilk Prison Playbook dizisinde görmüştüm, orada da tatlıydı, burada da ama burada çok üzüldüm kendisine. Hak etmedi yaşadıklarını. Ve en kısa zamanda kendisini güzel bir başrolde görmek isterim. Çook başarılı.



Resimler^^


Bu sahne çok güzeldi.


Çok severim böyle sahneleri ama azdı ya. :/


Bu sahne...
Kalbimi bıraktım buraya :'(


Sevgililerdi falan ama hep böyle saygılılardı birbirlerine. Bir zaman sonra fazla değişik geldi ama diğerleri gibi olmaması diziye farklı hava katmıştı.







Şu an yazıyorum ama tekrardan izlememek için kendimi zor tutuyorum. O kadar güzeldi ki :'(


Arkadaşlardı ama şöyle yan yana gelince sinir oluyordum.



İşler başka türlü olsaydı çok iyi olurdu bu grup.





Buralara da kalbimizi bıraktık...




Afiş çekimlerinden. Off ya nasıl shipliyorum, üzüyor bu beni asdfghjklş Sevgili olsalar çok sevinirim. :D



Gifler^^


Bence de...



Bakışlar...






Şemsiye olayı dizinin kilit noktasıydı bence. Song A sonradan söylediklerinde o kadar haklıydı ki.



Off be, şu sahnelerden daha çok olsaydı ya :'(





:'(



Şu fotoğrafa daha çok kalbimi bırakıyor ve daha çok shipliyorum asdfghjklşi



Aklımda kalanlar^^

*Song A'nın ilk sahnesinde yaşananlar beni çokça üzdü ama direnmesini ayakta alkışladım.

* Joon Young'un annesine aşırı kıl oldum ama kadının yaşadıklarını düşününce haklıda. Bilemedim.

*'Seni Seviyorum' replikleri çok iyi yerlerde geldi.

*Çiftimiz başta arkadaş olarak yakınlaşması çok güzeldi, bir nevi birbirini anlayıp yaralarını sardılar.

*Otobüs mevzusu çok güzeldi.

*Mendil olayına ayrıca hem üzüldüm hem de çok tatlış buldum.

*Dizide geçen sonatları bilmesem de dizinin konusunun buradan çıkması çok güzeldi. İlk bölümden son bölüme kadar hep Brahms sonatı geçti, hikayesi de güzeldi.

*Son bölümleri izlerken biraz kızdım ama olmasaydı da olmazdı yani. :D

*Dizide geçen dondurma sahneleri de çok güzeldi, izleyenler anladı bence.

*Çift için biri ünlü biri sıradan demelerine çok kızdım, gerçek hayatta yok değil, görüyoruz da ama izleyince daha da sinir oluyoruz. Huy olarak sinir ben de hemen etkili oluyor. :P

*Song A'nın düet mevzusunda ki ilk piyanist dayaklıktı ama sonradan olanlar...

*Dizideki okumuş, başarılı olmuş ama insan olamamış profesörler çok gıcıktı.



Ve son^^
Dizi inişli çıkışlı olsa da gerçekten güzeldi. Evet sevmediğim yerler oldu, bazı karakterler için atladığım yerlerde ama genel anlamda iyiydi. Yılın dizisi değildi, onu bitince anladım ama kötüde değildi. Başta da dediğim gibi diziyi sonuna kadar götüren çiftin kimyasıydı. O kadar uyumlulardı ki o shipliyorum falan dediklerim şaka değildi. :D Yakışıyorlar da hani, alsak ya şöyle güzel bir haber. Neyseeeee :D
Ailesi yüzünden hayalinin bile kendisine yük olduğu, hayalinin peşine gittiği halde bu konuda iyi olmadığını kabul edip hayalinden vazgeçme cesareti gösteren hayatları izliyoruz. Hayatın içindendi,
anlamlı dizilerden biriydi, seveni ya da izleyeni çok mu bilmiyorum ama tavsiye ederim. İzlerseniz yorumlarınızı bekliyorum. :) Bakalım sizde benim gibi çifti uyumlu bulup, shipleyecek misiniz? 😂



Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle...
Sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^