Dreamland Milyarderleri Serisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dreamland Milyarderleri Serisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Şubat 2024 Perşembe

Son Teklif//Lauren Asher Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Dreamland Milyarderler serisinin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Serinin ilk kitabı Küçük Detaylar, ikinci kitap ise Beklenmeyen Koşullar ve bir de bu kitap. Kısa serilere seviyorum. Uzatmadan üç kitapta bitirmiş sağ olsun yazar.
İlk kitabı sevmiştim, ikinci kitap eh işteydi ama son kitap, yani bunu daha çok sevdim. Hepsinin kendine göre konusu vardı ama bu kitapta Cal'in yaşadıkları, yeni karakterlerimiz falan çok güzeldi. 550 sayfalık kitap olmasına rağmen aktı gitti kitap. :)


Callahan
Ben, herkesin kapalı kapılar ardında dedikodusunu yaptığı Kane’dim.
Zengin. Mesleği bırakmış sporcu. Tam zamanlı alkolik.
Gerçek beni ise çocukluk arkadaşım ve sevdiğim tek kadın Lana Castillo’dan başkası tanımıyordu.
Altı yıl önce kalbini kırdığımda, ona Wisteria Gölü’ne bir daha asla dönmeyeceğime dair söz vermiştim.
Dedemin vasiyeti her şeyi değiştirene dek de sözümü tuttum.
Mirasımı almak için göl evini satmadan önce orada bir yaz geçirmekle görevlendirilmiştim.
Dedemin bu isteği teoride basitti, ta ki tüm planım daha ilk günden berbat olana kadar.
Anlaşılan Lana yalnızca o evde yaşamıyor, aynı zamanda evin sahibi olduğunu da iddia ediyordu.
Alana Callahan Kane’e âşık olmak bir hataydı.
Bunu bana altı yıl önce kalbimi kırıp dostluğumuzu mahvetmeden önce bizzat kendisi söylemişti.
Bir daha buraya dönmeyeceğine söz verdiğinde aptal gibi ona inanmıştım.
Ama Cal, göl evini satmak istediğini söyleyerek tekrar çıkıp gelmişti.
Planını bozan ne miydi?
Benim adımın da o tapuda yazıyor olması.


Cal ona ve kardeşlerine bırakılan mirası alabilmek için dedesinin vasiyetindeki şartlarını yerine getirmek zorundadır.
Şart ise yıllar önce geri dönmemek için söz verdiği kasabaya bir daha gidip oradaki evi satmaktır. Gittiğinde ise çok büyük bir sürprizle karşılaşır.
Yıllar önce bağımlılığı yüzünden sevgilisinden ayrılan Cal eve döndüğünde evde hem sevgilisini hem de kendisine benzeyen kızıyla tanışır.
Bir yaz boyunca orada kalmak zorunda kalacak olan Cal'i büyük imtihanlar ve pişmanlıklar beklemektedir.
Cal'e Beklemedik Koşullarda sinir olmuştum, Iris'i kollayıp Declan'a yaptıklarını okuyunca dedim senin kitapta da seni çektirsin partnerin asdfghjk
Ama arkadaşlar çok üzüldüm Cal'e.
Çünkü yaşadığı şeyler kolay değildir, annesinin kaybı, yaşadığı kaza ve kariyerinin bitmesi. Babasının zorbalıkları ve kardeşleriyle iyi anlaşamaması hepsi üst üstte geldiği için zorlu bir hayat geçirmiştir.
O yüzden bağımlıklarından kurtulması cidden zordu ve tutunacak bir dal olmadığı için çokta umurunda değil ama kasabaya geldiğinde en azından biraz destek gösterebilirlerdi.
Tamam kasaba halkı neyse de Alana'nın davranışlarına kızdım açıkçası. Biliyor yaşadıklarını, tamam bazı şeyleri yapmasına izin verme ama anlayışlı yaklaş, üstüne gideceğine az da olsa yanında dur. Bu kısımlarda Alana'ya aşırı kızdım. Cal sonuna kadar çok tatlıydı, Alana ile geçinmesi, ona yardım etmesi çok güzeldi. Zaten para her kapıyı açar mevzusu var. O yüzden bazı yaptığı jestlerle her türlü herkesin kalbini kazanırdı. :D
Ve Cami aralarında iletişim çok güzeldi, o kadar tatlılardı ki onların kısımları okumak çok eğlenceliydi. <3


Alana yıllar önce sevgilisinden ayrıldıktan sonra zorlu bir süreç yaşasa da arkadaşları, kasabalı ve kızıyla beraber bu süreci bir şekilde atlatır ta ki bir akşam kapısında Cal'i görene kadar.
Ondan sonra geçmişe gitmesi, yaşadıklarını tekrardan hatırlaması ve güven problemini atlatamaması sıkıntılara yol açar.
Bir yaz boyunca Cal ile beraber olmak zorunda kalınca bir şeyler değişecek mi diye umut etmeye başlar.
Alana'ya çok üzüldüm, yaşadıkları, Cal'ın bırakıp gitmesi falan çok yıpratıcı şeyler. Sonradan kızının geleceği, kendi hayalleri falan derken zorlu bir hayat geçiriyor ama Cal'ın gelmesiyle bir şeylerin değişmesi güzeldi ama çoğu tavrını sevemedim cidden.
Çünkü sadece kendisine kadar davranması hoş değildi. Yani kızını düşünmesi güzeldi ama kızı olmasa bile bencilliği de ortadaydı. Bu yazar kesin aşırı feminist asdfghjkl
Tabii feministliği çok yanlış anlamış o ayrı ama neyse :D

Diğer karakterlerde kardeşlerin desteği çok tatlıydı, hele o mesajlaşmalar falan eğlenceliydi. Diğer kardeşleri gibi Cal'de fedakarlık yapıyor ve bence diğerlerine göre Cal'ın daha büyük bir fedakarlık yaptığını düşünüyorum.
Göl detayı, eski anılar ve kitap okuma detayları ayrıca güzeldi. Cal yalnızlıktan kitaplara sarıyor ve okuyor. Çok iyiydi ve kitapçıya gidip şak şak kitap alıyor. İşte zengin olmak bunu gerektirir asdfghjk
Sadece Cal'ın neden iş konusunda geri durduğunu anlamadım. Yani önceden onunda bir şekilde işin ucundan tutmasını çok isterdim. Ailenin hem yaramaz hem de bir işe yaramayan çocuğunu çok iyi temsil etmişti. Tam tersi olabilirdi.


Her şey güzel giderken tabii ki işler karışacaktı, spoiler yazacak bir durum yok ama Alana'nın yine bencilce davranması çok sıkıcıydı. O yüzden okumaya başladığımdaki hissiyatım bu sebeple Cal'e üzülmemle noktalandı. :D
Alana'nın hayalleri çok güzeldi yaaa, kıskandım sdfghjkl
Bence seriye yakışan bir son olmuş, bazı şeyler değişebilirdi ama bir insan yedisinden neyse yetmişinden de o oluyor.
Sadece ben mi kaçırdım, hatırlamıyorum yoksa yazar atlamış mı anlamıyorum ama dedeleriyle olan mevzuya çok değinmemişler. Mesele Cal ve Dedesinin arasında geçenleri okumak isterdim merak ettim çünkü. Tamam dedesi sahip çıkmamış vs. ama neden gitmiş? Gitmeye ne tetiklemiş oralar hep havada kaldı. 550'lik sayfada şunu da yazmadıysa helal olsun yani :D

Seri bana göre ahım şahım bir şey değildi ama her kitabın kendine göre güzelliği olduğundan okunacak bir seri diyebilirim. Yazarın kalemi akıcı, bir oturuşta yüz sayfa falan okuyorsunuz. Benim biraz elimde süründü, çok fazla okuyamadım yoksa bu kadar sayfa olmasına rağmen benim hızıma göre üç gün verebilirdim. :/
Son bölümde bütün ailenin bir arada olması, gelişen olaylar(burası spoiler olur diye geçiyorum :D) vs. derken bence güzel bir sondu.
Tavsiye olarak size kalmış, çünkü alın desem beğenmezseniz üzülürüm. Elinize geçerse ilk kitabı okuyun, severseniz devam edin derim^^



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

"Sen her zaman benden daha iyisini hak ettin."
"Hayır. Ben, senin bana iyi davranmanı hak ettim."


*****


Ben onu ne kadar seversem seveyim, en başta o kendini sevmediği sürece benim sevgim asla yeterli olmayacaktı.
Bundan kesinlikle emindim.


*****


Bizi en çok incitenler daima en çok sevdiklerimizdir.


*****


"Şu kelimeyi tekrarlamayı kes."
"Neden?"
"Çünkü kelimelerin anlamları vardır ve eylemlerin onları ucuzlaştırıyor."



Callahan Kane tarafından kalbinin kırılmasının nasıl bir his olduğunu çok iyi biliyordum. Ardında ne kadar uğraşırsan uğraş doldurulamayacak bir boşluk bırakıyordu.


*****

"Senin için her şeyi yaparım."
Alt dudağı titredi.
"Biliyorum."


*****


"Hiçbir şey bizim ilişkimizle kıyaslanamaz ve hiçbir zaman da kıyaslanamayacak."


*****


"İnsanın kendine aşık olması başka birine aşık olmaktan on kat daha zormuş, özellikle de kendinde sevecek pek fazla yön bulamıyorsa."





Yeni yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^



13 Nisan 2023 Perşembe

Beklenmedik Koşullar//Lauren Asher Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Ramazan'ın ilk günleri, nasıl gidiyor Ramazan?(Son günlerine geldik bile) Biz yine geleneksel olarak saat beşe kadar oturuyoruz, bu sürede kitap üstüne, kitap okuyorum desem yalan olur. Şu bir kaç günde anca şu an yorumunu yazdığım kitabı bitirebildim, umarım telefonu elimden bırakırım da kitap okurum^^
Kitabımız Dreamland serisinin ikinci kitabı, bu sefer ki konuklarımız Rowan'ın abisi Declan'ın aşk hayatını anlatıyor.
Yine miras mevzusu ön planda ve onunla gelen anlaşmalı evlilik.



Declan
Ailemin medya imparatorluğunun yeni CEO’su ben olacaktım. Ama bir tek sorun vardı: Dedemin mirasındaki şart. Evlenip çocuk sahibi olmama dair son arzusunu yerine getirmek imkânsız görünüyordu, ta ki asistanım bu iş için gönüllü olana kadar. Evliliğimiz, en büyük sorunumun mükemmel çözümü olacaktı. Ama insanlara karşı birbirimize âşıkmışız gibi davrandıkça sözleşmemizden kuşku duymaya başladım. Iris’i önemsemek anlaşmanın parçası değildi. Özellikle de kalbini kırmam kaçınılmazken.
Iris
Declan’la evlenme planım teoride basitti. Evine taşın. Düğün yap. Çocuk doğur. Hiçbir sorun çıkmaması için kurallar koymuştuk. Peki ama sahte evliliğimiz gerçeğe dönüşmeye başladığında ne olacaktı? Âşık olmak gibi bir seçenek yoktu. En azından benim için.


Declan yıllarını verdiği şirkette sonunda Ceo olacaktır ama dedesinin ölümünden sonra bıraktığı mirasta eğer evlenip, çocuk sahibi olmazsa mirası iptal olacaktır, babası da sürekli aksi ataklarda bulununca hep bir şeyler çıkar.
Evlenmek için asistanı Iris'e görev verip ona uygun bir eş bulmasını ister, tam nişanlanacağı gün müstakbel nişanlısını kaçırmayı başaran Declan ne yapacağını bilemez. Sorunlarını anında halleden Iris'in çözümüne ayak uyduran Declan bu çözümü iyi mi yaptı, kötü mü onu zamanla anlayacaktır.
Declan çok tatlıydı, aynı Rowan gibi sert oynaması, çok nadir gülmesi, Iris'e olan düşkünlüğü, annesine olan bağlılığı çok güzeldi.
Tek sıkıntı sonralara doğru ilk kitaptaki Rowan gibi yaralarının düzeldiğini göremedik, okumak isterdim ne yalan.
Iris'e olan tavrı, onun sıkıntıları baştan bilmesi ama ona göre davranması çok güzeldi. Bildiği ve yaptıklarını öğrendiğimde düştüm resmen. :D


Iris yıllarca yanında çalıştığı patronunun ceo olması için elinden geleni yapmaktadır, kırk nazla bulduğu patronunun müstakbel nişanlısının kaçmasıyla bütün planları ve hazırlıklar suya düşer.
O sıra da yakın arkadaşından gelen fikirle bir anda kendini patronunun sahte nişanlısı olarak bulur.
Disleksi sorunu yüzünden zorlu süreçler geçirse de Declan'ın sert tavrıyla gaza gelip bunlarla başa çıkmaktadır.
Iris'i sevdim, tam anlamıyla kendini feda eden bir asistandı, kendince haklı isteklerinin olmasına hak verdim ama yazar bu konuya fazla değinmediği için üzüldüm. Birden biri patronundan çok çektiğini, izninin bile olmadığından bahsediyor ama bunu hissedemedim ben.
Yaşadığı hem öğrenme hem de ailesinin sorunları hayatını zorlaştırsada kendi cabalarıyla buralara gelmesi takdire şayan.
Dediğim gibi sevdim Iris'i, zaten bu tarz sorunları olan karakterleri seviyorum, yazarlar biliyor bu işi.
Aşk konusundan Declan'ın aşkı daha ön plandaydı, Iris'de sevdi ama Declan'ın hislerinden emin olması, buna direnmemesi güzeldi.

Rowan ve Zahra'da vardı kitabımızda, hatta çiftimize çok yardımcı oldular. Tabii Declan'ın davranışlarına hak veriyor muyum, belki yarı yarıya. Çünkü kendince haklı ama diğer tarafta aşk var.
Bir de babaları vardı ki tam bir kaşık suda boğmalıktı. İlk kitapta kötüydü tamam ama iş ceoluğa gelince adam zıvanadan çıktı, ilk kitapta Zahra'nın yaptığını halen daha takdir ediyorum, hak etti hem bu kitapta olanları hem de birinci kitapta olanları. :D Adamın bu kadar kötü olmasına şok oldum resmen.
Cal var bir de, Iris'in arkadaşı, Declan'ın en küçük kardeşi.  Iris'e destek çıkması çok tatlıydı ama son kısımda Declan'a olan davranışlarına kıl oldum resmen. :D Son kitapta sürünmesini dört gözle bekliyorum, umarım Declan'da onu süründürür. :D


Okumaya başladığım zaman bir kaç yorumda bu kitabı daha çok sevmişler ama ben birinci kitabı daha çok sevdim, orada dolu doluydu olaylar, şimdi bu kitaba baktığımda bir tane balayı var ama değişik bir yerde, evdeki işler veya yaşadıklarını daha çok okumak isterdim düğün hazırlığından çok. Anlaşmalı evlilik dediğin böyle olur çünkü.
Sonradan Declan'ın aşkını iliklerimize kadar hissederken Iris'in yaşadığı sıkıntılar yüzünden onu hissedemedik. Declan neler söylüyor, neler düşünüyor bir okusanız, resmen post-it'leri Declan'ın bölümlerinde kullandım.
Son bölümlerde olanlara çok kızdım, Iris haklıydı, hem de sonuna kadar ama yazarın Declan'ın üstüne gitmesi beni hem üzdü hem de sinirlendirdi. Neden böyle üstüne gidildi anlamadım, çünkü Iris'in yaptıklarına da tamam diyemiyoruz. Zaten zorlu bir süreçten geçiyor, ondan sonra her şey değişecek ama onun yerine bir anda Iris'in davranışları değişti. Neden dedim yaaa neden?

Bunların dışından romantik kitap dediğin böyle olmalı, seviyor muyum, sevmiyorum muyum nedir ya. Aşık olduğunu bile hemen kabullenip, yardım alması çok güzeldi. Okuyanlar bilir, genelde romantik kitaplarda iki taraftan biri illa naz edecek, burada Declan'ın hemen ben aşıkım, aşık demesine düştük resmen. <3 Jestleri de çok güzeldi, kapaktaki o seranın bir anlamı var ki sormayın gitsin. Sonrasında Iris'e olanlar yardımları, cidden çok romantikti. Tabii Iris'de çok fedakarlık gösteriyor her anlamda ama işte yazar bunun üstüne düşmemesi eksik bırakmış duyguları.
Bir de Iris karakter siyahi, bunu arada dile getirdi yazar ama inanın sürekli beyaz karakterler okuduğumuzdan hayalimde siyahi bir karakter canlanmadı ne yazık ki.
Onun için sürekli kitap için yapılan editlere baktım^^
Bu kitabı sevmemdeki bir diğer sebepte inanılmaz ama o sevmediğim şey sonunda bu kitapta yoktu, çok şükür yaaa. Bakın yazılabiliyormuş değil mi? :D


Yazarın son kısımda evli, mutlu, çocuklu mevzularını yazmasına hayranım, bir romantik kitapta aradığım bir diğer özellik, ilk özellik ise karakterlerimizin ikisini de okumak, sağ olsun yazar onu da yapıyor daha ne olsun.
Genel olarak sevsemde eksik yönleri vardı, dediğim gibi birinci kitap bana göre daha iyiydi, son kitabın nasıl olacağını merak ediyorum.
Anlaşmalı evlilik, asık suratlı patron,  dolu dizgin duyguların bol olduğu kitapları okumak istiyorsanız doğru adrestesiniz. ;)
Not: İlk kitapta oluşan çeviri sıkıntısı bunda yoktu, gerçi diğerinden de yoktu ama neyse. :D
Dipnot: Küçük Detaylar kitabına yaptığım yorum için burayı tıklayabilirsiniz. :)



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^


“Yapma”
“Ne yapmayayım?”
“Bu kadar…anlayışlı davranma. Tuhaf geliyor.”


*****


Iris'le yakınlaşmaya çalışmıyordum ama insanlar bizi bir araya getirmeye devam ederken ondan uzak durmak zordu.


*****

Iris'in gülümsemesi zaafım olsa bile birbirine yapışmış ıslak, kirpiklerinin kesinlikle sonum olacağını fark ettim.


*****


Onun kimseye ihtiyacı yok. Cal'in sesi kafamda tekrar tekrar yankılandı.
Belki de benden başka kimseye ihtiyacı yok.


*****


Benden uzaklaştığı her adımda göğsüm daha çok sıkışıyordu. İçimde yabani bir ot gibi filizlenip kalbime bir sarmaşık gibi dolanan bu duygudan, neredeyse Iris'in benden uzaklaştığından nefret ettiğim kadar nefret etmiştim.


*****


"Soğuk, kaba ve mesafeli olabilirim ama kör değilim. Benim işim varlıkları değerlendirmek ve görünüşe göre en değerli varlığım sensin."


*****

"Neden?" dedim boğuk bir sesle.
"Çünkü seninle birlikte bir evi yuvaya çevirmekten daha çok istediğim bir şey yok."



Yazdığım bir sürü alıntı var ama onlar hem uzun hem de tam olarak alıntı diyemeyiz. :D



Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^













25 Mart 2023 Cumartesi

Küçük Detaylar//Lauren Asher Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat? Hayatımıza devam ediyor olsak ta yüreğimiz buruk. İnşallah böyle şeyler bir daha yaşanmaz.
Ağır romanlar okumaktan kaçınıyorum, dram zaten uzak olsun benden ama bazen okunuyor işte. Ama bu zamanda eğlenceli kitaplar şart sanki, diğer türlü olmuyor gibi.
O yüzden bir kaç tane kafa dağıtıcı kitaplar okudum, okumaya devam ediyorum.
 Bu kitabımızın da ikincisi daha yeni çıktı, öyle olunca hadi birinciyi okuyalım ki ikinciyi okuyabilelim dedim. İlk çıktığında herkes çok merak ediyordu ama çeviriden dolayı kimse almak istemedi. O yüzden bende geri planda kalmıştım ama ikinci baskı olana kadar büyük ihtimal seri tamamlanacak. :D Bekleyemem dedim ve riske girmeden ikinci el olarak aldım.
Bu arada çeviri çeviri dediler, en çok beni rahatsız ediyor çeviri hatası ama ben öyle abartılacak kadar hata görmedim, neden bu kadar abarttılar anlamışta değilim.



Rowan
Peri masalları yaratma işindeyim.
Tema parkları. Üretim şirketleri. Beş yıldızlı oteller.
Dreamland'i yenileseydim her şey benim olabilirdi.
Zahra’yı işe almak başlangıçta gayet iyi bir fikirdi ama onu öptüğümde tüm plan değişti.
Bir sahte ad kullanarak ona mesaj attığımda işler kontrolden çıktı.
Nerede hata yaptığımı anladığımda artık çok geçti.
Benim gibi insanlar mutlu sonları mahvetmek için vardır, yaşamak için değil.

Zahra
Dreamland'in en pahalı yolculuğunu sarhoş kafayla eleştiren bir teklifte bulunduktan sonra kovulmalıydım.
Bunun yerine Rowan Kane bana rüya gibi bir iş teklif etti.
Şimdiye kadar tanıştığım en zor patron için çalışmak zorunda kaldım.
Rowan kabaydı ve tamamen yasaktı ama kalbim umursamadı.
En azından sırrını keşfedene kadar.
Milyardere paranın her şeyi çözemeyeceğini öğretmenin zamanı gelmişti, özellikle de konu aşksa.

Zahra eskiden yaşadığı olaylar yüzünden güven problemi yaşamaktadır ve olduğu yerde durmak onu güvende hisseder. Bir gün çalıştığı şirket yapılanmak için öneri isteyince arkadaşının zoruyla öneri sunar ve bir anda kendini hiç ummadığı bir konumda bulur.
Zahra'yı sevdim ama bazen dik başlılığı sıkıcıydı. Sonuçta işler farklı olsa da Rowan'a sürekli bağırması vs. hoş değildi. Bu tarz karakterleri sevmiyorum, yani ne bileyim işler farklı olsa da eğer adı konmamış bir şey varsa karşındaki patronun ona göre davranılmasını isterdim.
Yaşadığı güven problemini o kadar iyi anladım ki, hatta onları o yapan kişinin yanına koyması çok sinirimi bozdu, böyle gidip ağzını burnunu kıracaksın.
Neyse, hak ettiğini yaşadı o kişilik ama bunu Zahra'nın yapmasını çok isterdim.


Dedesinin mirasını almak için şartlarını yerini getirmek için belli bir süre Dremland'da kalmak zorunda kalan Rowan tasarım için yeni fikirler arayışındayken Zahra ile tanışır. Daha ilk görüşte Zahra'dan etkilenen Rowan zamanla kişiliğinden de etkilenince işlerin gidişatından hoşlanmasa da aslında mutlu olduğu zamanların çokta uzak olmadığını fark eder.
Rowan klasik ağır abi karakterimiz, gülmez, güldürmez falan ama Zahra'dan sonra bunlar değişiyor tabii. Burada Zahra'nın sürekli işte azıcık güldü, kahkahasını ilk defa duydum olayları tatlıydı.
Sakladığı bazı şeyleri anlıyoruz ama güven sıkıntısı yaşayan Zahra'yı da anlıyoruz. Beni şaşırtan şey bunların erkenden ortaya çıkması, güzeldi. :)
Geçmişte ki hayallerine tekrardan başlaması çok hoşken, bunlardan bazı sebepler yüzünden vazgeçmesi üzücüydü. Bazı yerlerde kıskandım tabii, adam hayalleri için bazı teknoloji aletler alıyor şak diye, vay anasını dedim, Rowan bana da sponsor olur musun? :D


Kitabın yarısına kadar çok eğlenceliydi, sonrasında da güzeldi ama o ilk yarısında ki tatlı konuşmalar vs yoktu. Mesela o mesaj olayı aşırı aşırı tatlıydı, yani onları yazarken Rowan'ın mutlu olması bence kitabın en can alıcı, güzel yerleri oralardı.
O kadar zenginler ki özel uçakla gidip geliyor Rowan bey, sonradan Zahra'yı alıp bir yerlere götürmesi, sevdiği şeyleri sürpriz yapması çok tatlıydı ama izlemediğim, okumadığım halde(Fragmanlar, reelsler sağ olsun) bu kısımları grinin elli tonuna benzettim. Gerek yoktu bence, Zahra'nın da her şeyi kabullenişi şok etti beni. :D
Rowan'ın yaptığı güzel jestlere hayran kaldım, ufak kıskançlıklar, Zahra'nın kız kardeşine yaptıkları falan bence çok minnoştu.
Bu konuya değinmesi güzeldi^^

Sevmediğim şey illa ki oldu, mesela Zahra'nın arkadaşı. İlla koyacaklar kitaplara.
 Sonra bazı şeyler değişince işler değişiyor tabii, bu sadece kitap için değil dizilerde de işler değişince bi hoşlaşmıyorum. Yine de güzel ilerleyip bitti.
Kitabı hem Zahra'nın gözünden hem de Rowan'ın gözünden okuyoruz, en en en sevdiğim. Bence az da olsa iki karakterinde gözünden okunmalı, bakalım diğer karakterimiz ne düşünüyor diye. ;)
Yazarın kalemi akıcı, belli kesimler klişe ama okutuyor. Dreamland diyor ama bildiğimiz lunapark, korku tünelleri falan. Sadece tasarım konusunda aklıma yatmayan yerler oldu, acaba o da çeviri yüzünde mi bilemedim. :D


Okuduğum yorumlara göre ikinci kitap daha çok sevilmiş, zaten anlaşmalı evlilik falan var ki bu kitapta o karakterlerimizi az da olsa görüp, okuyoruz o saniyeden sonra cidden merak ettim ben.
Kısa zamanda ikinci kitabı da okumak istiyorum, bakalım o ne zaman olacak. Genel olarak bu tarz konuları seviyorsanız bakabilirsiniz, çeviri için gerçekten abartıldığını düşünüyorum, o yüzden bekletiyorsanız bence bekletmenize gerek yok alabilirsiniz. :)



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Bu kadını ne tür orman perilerinin yetiştirdiğini resmi olarak bulmam gerekiyor çünkü onun gerçek dünyanın bir ürünü olmasına imkân yok.

*****


Zahra: Tabii değildir. Ama karanlıktan geçmezsek nasıl her sabah doğan güneşin değerini anlayacağız?



*****


Tek yapabildiğim gülümsemekti. Eğer kendime inanmak böyle bir şeyse, keşke biraz daha erken başlasaydım. Fikirlerim çalınmadan ve ruhum ezilmeden önce.


*****


Scott: Ama o filmin on yedi versiyonuna kim ihtiyaç duyar?
Ben: On sekiz tanesiyle mutlu olacak aynı insan.
Scott: Sen eşsizsin.
Ben: Eşsiz benim ikinci adım.



*****


Yüzü güneş gibi aydınlandı. O kadar parladı ki diğer her şey ona kıyasla soluk kaldı. 


*****


Scott: Bunu gördüm ve seni düşündüm.
Göğsümde hızla atan kalbim, Scott'in beni düşünmesi hakkında hissettiklerimi ele veriyordu. BuzzFeed testinden gönderdiği bağlantıyı açtım.
"Gurur ve Önyargı dizisinden En Sevdiğiniz Karakter Hangisi?" testi.
Yemin ederim bayılıp sandalyeden düşecektim.


*****

Şu ana kadar yaşadığı hayat kaygıyı teşvik eden bir hayattı. Zengin ve mutsuz olmaktansa fakir olmayı tercih ederdim.





Bir yorumun daha sonuna geldik, yeni yazılarımda görüşmek üzere^^





Buralarda da varım^^