26 Şubat 2018 Pazartesi

Amigurumi, Bir Organik Bebek Hikayesi^^

Selam^^
Uzun zamandır yazmak istediğim yazımı yazıyorum. Yorumlarımda sürekli bir işten bahsettiğimi hatta bu işin Amigurumi Organik bebek yapımı olduğunu söylemiştim. O sıralar ciddi anlamda beni çok fazla oyalıyordu, şimdi de çok vaktim yok ama, yine de bazı şeyleri yola koyduğum için bütün hobilerime zaman ayırabiliyorum. Sadece bloga sık sık yazı giremiyorum, o sıkıntılı biraz. Bunu da zamanla aşacağımı umuyorum.
Gelelim Amigurumi bebeklerimize. My Twin'in hevesi ile başladığımız işi Instgram'da sayfa açmaya kadar götürdük. Eskiden bu bebekleri görür "Vay be nasıl yapıyorlar?!" diye merak ederdim, zor olduğunu düşündüğüm içinde hiç bulaşmazdım ama gelin görün ki zor olduğu kadar eğlenceli bir hobi. Çok severek ve zevkler yapıyoruz bu işi. Instagram'da ip görsek hemen el işi yapalım diye canımız çekiyor. :D Nasıl kitap almak bizi mutluluğa boğuyorsa artık ip almakta o derece mutluluk veriyor bize. :)
Instagram ismimiz tahmin edildiği üzere İkizler Amigurumi^^
Herkesi bekleriz.^^
Ve gelelim yaptığımız bebeklere, oyuncaklara.^^



Zürafamız^^
My Twin kendisi yaptı, bende yapmak istiyorum ama şimdi değil. :D Çok tatlı ama. <3



Kış Bebeği^^
Severek ve zevkle yaptığım bir bebekti, gerçekten çok tatlı oldu. Her gördüğüm de alıp sevesim geliyor. :D



Kuzumuza merhaba deyin, hatta Harry Potter'lı kuzumuza. <3
En çok sevilen oyuncaktır kendisi ve pıtırcıklı yerleri yapmak çok zevkli. :)




Yaptığımız ilk oyuncaklar tavşan kız ve kedicik.^^
Diğerleriyle aralarındaki farkları görüyorsunuzdur herhalde. :D




Küçük Prens'siz asla!!
Bu örneği çok aradım ve sonunda bulup yaptım. Bunu da yaparken çok zevk aldım ve acayip tatlı oldu. Hele o saçlar. <3
Yakında kendileri hakkında güzel bir sürpriz olabilir, yukarıda bıraktığım linkten sayfamıza ulaşıp takip edebilirsiniz. :)



Minnak bir ayıcık^^
Renklerin uyumu kalp ben. <3


Hello Kitty'mizin böyle donuk olduğuna bakmayın o kadar tatlı oldu ki sipariş olmasaydı sürekli yanımda, yöremde görürdünüz. <3





Kalpleri yaparken biraz zorlansam da şu fotoğraflardan sonra bir sürü yapasım geliyor. <3




Oyuncaklarımızın arasından tek çift kendileri oluyor, ve kitap okumaya bayılıyorlar. :D 




Son olarak yeni bitirdiğim kokoş bir kuzucuk.^^ Oyuncakların arasından en kokoşu oldu ama çok tatlı oldu. <3






Bir çok oyuncak daha var ama bu kadarla sınırlı kalsın istedim. Biz gerçekten çok zevkle yapıyoruz ve ilerde, ne zaman olur bilemiyorum ama Amigurumi temel kavramlar ve başlangıçlar hakkında yazı yazabilirim. En azından yapmak isteyenler nasıl başladığını ve nasıl devam edildiğini öğrenir. :) Ama hemen yazar mıyım o bilinmiyor işte. :)
Bu yazıyı ikinci kez yazıyorum, diğeri tamamen silindi çünkü. :/ Ama bu yazımdan daha memnunum, iyi ki silinmiş. İki kez emek harcadım ama olsun. :D
Başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^




 Buralarda da varım^^




22 Şubat 2018 Perşembe

Başka Türlü Bi'Şey//Sandy Hall Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Tekrardan bir kitap yorumu ile karşınızdayım. Bu sefer ki kitabım yine Pegasus Yayınlarından. Normalde ard arada aynı yayın evinden kitap okumam ama aldığımız günün öncelerinde bile merak ettiğim Başka Türlü Bi'şey kitabını daha fazla bekletemezdim. Instagram hesabında bahsetmiştim, ilk olarak bu kitabı e-kitap olarak indirip okumaya başladım ama ilk 20 sayfa o kadar güzeldi ki hemen sipariş verdik. Doğrusu beklediğime ve sevdiğime de değdi. İlginç ve tatlı bir kitaptı.

Yaratıcı yazarlık hocası, kurye, Starbucks baristaları, esas oğlanın en iyi arkadaşı, esas kızın oda arkadaşı ve bahçedeki sincabın ortak bir noktası var: Hepsi Gabe ile Lea'nın birlikte olması gerektiğini düşünüyor.
Birlikte yaratıcı yazarlık dersi alan Lea ve Gabe aynı zevkleri paylaşır, aynı Çin yemeğini sipariş eder ve aynı mekânlarda takılırlar. Ne yazık ki Lea biraz kendi halinde, Gabe ise çekingendir ve ikisi de ilk adımı atabilecek gibi görünmemektedir. Fakat aralarında bir şeyler vardır ve onların dışında herkes bunun farkındadır. Yaratıcı yazarlık hocaları ikisini bir araya getirmeye çalışır, Starbucks'taki barista ilişkilerini dizi gibi izler, otobüs şoförü karısına onlardan bahseder, restorandaki garson onları hep aynı masaya oturtur. Hatta okulun bahçesindeki sincap bile iki gencin birlikte olması gerektiği kanısındadır. Peki, herkesin inandığı bu aşka Lea ile Gabe de inanacak mı?

Kitabın en önemli özelliği yaşananları baş karakterler değil çiftin etrafındaki 14 kişi anlatması. Bunlar çiftin arkadaşları, öğretmenleri, sınıf arkadaşları, otobüs şoförü, bahçedeki bank!, Sincap!, Starbucks çalışanı, garson ve diğerleri. Hepsinden kısa kısa bölümler okuyoruz ve yaşana olaya göre kişilerde değişiyor. En sevdiğim kişiler sincap ve çiftçimizin öğretmeni oldu. Okuyanlar ya da okuyacak olanlar ne demek istediğimi anlamıştır, anlayacaktır. 😂
Çiftimiz üniversite öğrencisidir ve ilk ortak dersleri olan yaratıcı yazarlıkta karşılaşırlar. İkisi de birbirlerine ilgi duymaya başlar ama konuşma fırsatları hiç olmaz. Bu halde gören çevredeki insanlar da sevgili olmalarına hatta buna olanak sağlamak için ufak tefek hileler kullanırlar ama kader bu ya biraz zorlayacaktır. 


Böylece devam ediyor kitap. Gerçekten ilginç ve güzel bir kitaptı. Yazarın ilk kitabı oluşu ve böyle tarzda yazması tebrik edilesi. İlk defa böylesi bir kitap okudum ve taa bank ve sincap ağzından bile anlatılması çok güzeldi. Kitaba devam ettikçe olaylar çok değişik hal almaya başladı. Yazar durdu durdu beni öyle bir dumura uğrattı ki gerçekten beklemiyordum bunu. Başta böyle gideceğini düşünsek de karakterlerin geçmişte yaşadıkları ortaya çıktıkça vay be demeden geçemiyor insan. Çok şaşırtan ve çok sevdiğim bir son oldu. Yazarın yerinden olsam ikinci kitabı yazar bu sefer çiftimizin neler yaşadıklarını, neler düşündüklerini okurduk. Gerçi çevredeki arkadaşlar, öğretmen, garson ve sincap çiftimizin ruh halini öyle bir yansıtmış ki sanki çiftimiz anlatıyor. Bu halde olmasını gerçekten sevdim, çiftimizi mi okuyoruz yoksa başka birimi anlatıyor demeden bir bakıyor insan bölüm bitmiş. 

Kitabı beğendim, yazarın çıkan bütün kitaplarını okuyabilirim. Kalemi akıcı, olaylar çok sıra dışı. Bir zaman karakteri çok seviyorsunuz, bir anda kızmaya başlayıp anlayamıyorsunuz. Ama yien de çok seviyorsunuz. Başa bizi sinir edenleri bile. ;)
Kesinlikle tavsiye ediyorum, benim elimde bir kaç gün kalmış olsa da(Yine benim hatam.) siz bir günde okur, bitirirsiniz. Eğlenceli, değişik kitap isteyenlere öneriyorum. ;)



Kitaba puanım 5/5^^


Alıntılar^^

"Bir de bana sor. Ofisimden buraya çerezle yol çizmek zorunda kalacağım."
"Neden çerez?"
"Çünkü eğer yiyecek israf edeceksem, çok bayılmadığım bir şey olmalı. Güzel yiyecekleri asla ziyan etmem."



*****


Konuşmakla yazmak arasında büyük bir fark vardır ve bunu öğrenmenin tek yolu yazdığımız şeyi duymaktan geçer.



*****


Hiç kimsenin bilmediği, küçük pembe dizimiz olmuşlardı adeta.




En sevdiğim alıntı! Meşe palamutları!!! <3




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^



 Buralarda da varım^^


15 Şubat 2018 Perşembe

Bülbül//Kristin Hannah Kitap Yorumu^^

Selam^^
Uzun zamandır Kristin Hannah kitabı okumamıştım elimizde bir kaç okunmamış Kristin kitabı duruyor ama bizim için hem özel hem de merak edilesi kitap Bülbül olunca ilk sıraya aldım. Kitabın teması ikinci dünya savaşını konu alıyor, o sıra ki ruh halim yok dese de fazla uzatmadan başladım. Doğrusu bu kitap beklentimi karşılamadı. Normal, klasik, klişe savaş zamanını anlatan bir kitaptı, beni merak ettirecek, şaşırtacak hiç ama hiçbir şey bulamadım ne yazık ki. :/

Bir Kadının Ruhunun Manzarası  Savaştaki Bir Dünya Kadar Hızlı Değişebilir.
II. Dünya Savaşı döneminde Fransa’da yaşayan iki kız kardeş, annelerini küçük yaşta yitirmiş ve babaları tarafından terk edilmiştir. Viann henüz çocukken âşık olduğu Antoine’la evlenip acı tatlı bir hayat kurmayı başarırken isyankâr Isabelle gittiği bütün okullardan ya atılmış ya da kaçmıştır. Savaş alevlenmeye başlayınca Viann’in kocası cepheye çağrılır. Yine okuldan atılan Isabelle’inse ablasının yanına gitmekten başka çaresi yoktur. Fakat iki kız kardeşin arası savaş yüzünden açılır. Isabelle direnişe katılmanın bir yolunu bularak sayısız hayat kurtaracak ve imkânsız bir aşka tutulacaktır. Yolunu gözlediği veya sonsuza dek veda ettiği sevdikleri için bahçesindeki kurumuş elma ağacına birer kurdele bağlayan Viann ise çok sevdiği kocasının yokluğunda, yabancı erkeklerin işgal ettiği bir şehirde zulme, açlığa ve korkuya göğüs gerecektir.
Bazı kadınlar doğuştan cesurdur; doğru olan için savaşmak, hayat kurtarmak ve gidişatı değiştirmek uğruna kendi canlarını tehlikeye atarlar. Isabelle bu kadınlardandı… Ama bazı kadınlar da sabır ve fedakârlıklarıyla direnir, sevdiklerini koruyup kollar ve hayatı onlar için yeniden inşa eder. İşte, Viann’in hikâyesi de tam olarak böyleydi…

Kristin'ın her kitabında olduğu gibi bunda da iki kız kardeşi konu alıyor. Viann ve Isabella küçük yaşta annelerinin ölümünden, babasının yaşadığı savaş trajedisinden sonra hayatları altüst olur. İki kız kardeşte uzak akrabalarının yanına gönderilir. Viann bu acıdan uzaklaşmak için aşık olduğu Antoine ile evlenir ve kız kardeşini dışlar. Isabella ise gönderildiği okullardan isyankar ruhu sebebiyle sürekli kaçar. Savaş gelip kapılarına dayanınca iki kardeş arası yine açılmaya başlar. Bu konuda ikisine de hak verdim, biri çocuğunu bir diğeri ise ülkesini korumak istiyor ama kimi tutarsam derseniz ikisini de yarı yarıya ama Isabella kendini yine de iyi dizginledi. İki karakteri de sevdim, yaşadıkları gerçekten yürek parçalayıcı şeyler. Viann hem çocuğunu, hem kendini hem de kız kardeşini ve en yakın arkadaşını korumak ister ama savaş çok çetindir ve Viann ne yapacağını bilemez. 
Diğer karakterlerden kardeşlerin babalarını sevdim, başta sinir oluyorsunuz ama sonra... Geri kalan karakterler hakkında pek bir şey söyleyemem. Onları siz okuyup haklarındaki gizemleri merak edin, sizi gerçekten şaşırtabilirler.


Kitap başta ve konuda da dendiği gibi genel anlamda savaşı ve yaşananları gözler önüne seriyor. İlk okumaya başladığım zaman acayip merak ediyor, nasıl bir kitap diye heyecanla okuyordum ama 500 küsurluk sayfada 300 sayfaya geldiğimde hayal kırıklığı yaşadım, öyle de devam etti. Kristin Hannah'ı okuyan bilir, ilk olarak kişileri, olayları tanıtıp en son 100 sayfada bombayı patlatır. Bunda da öyle oldu ama beni etkilemedi. Daha farklı, sıra dışı bir son 100 sayfa bekliyordum. Klasik savaş, savaşta yaşananlar ve yapılan fedakarlıklar vardı sadece. Bu da artık ilgiden çıktı, eğer savaş konulu kitaplar yazacaksanız hayal gücünüzü daha fazla geliştirip daha etkileyici şeyler yazabilirler. Kristin Hannah gerçekten beni şaşırttı, cidden böyle bir kitap beklemiyordum. Okuyup, çok seveni oldu, öyle mesajlarda aldım hatta ama bende sıkıntı mı bilemiyorum ama düşüncelerim böyle. Ne çok sevdim, ne de beni sıktı. Bana göre Kristin Hannah'ın en vasat kitabıydı.  Kristin Hannah severler lütfen yanlış anlamayın ama benim şahsi düşüncem böyle. Kitap devam ettikçe hep bir atak bekledim, bir heyecan. Savaş bu ya illa bir şey olacak ama o heyecan bile bir sayfa sürdü sürmedi. Ajitasyon seven biri değilim ama Kristin'ın kalemini bildiğim için çok farklı geldi bana, daha çok ağlatan bir kitap bekliyordum. Şu yazıyı okuyunca ne çok şey beklemişim. :D 


Kitap hakkında düşünceler böyle, Kristin'ın son zamanlarda okuduğum kitapları eskisi gibi değil ama yeni çıkanlardan ümidim var, en kısa zamanda alıp okumak istiyorum. Kalemi hakkında diyecek bir şey yok, akıcı, duyguyu harika bir şekilde bizlere sunan bir yazar Kristin. Çoğu seçtiği konularda güzel. Bu kitabı da gerçekten seven çok olmuştur ama bana hitap etmedi deyip tavsiye kısmına geçiyorum. 
Bu kadar yorumdan sonra yine de tavsiye ediyorum. Belki benden daha çok seversiniz kitabı. Ve İkinci dünya savaşına karşı bir ilginiz varsa okuyun, pek bir bilgi yok ama yaşanan olaylar savaşın ne kadar çetin geçtiğini gösteriyor. Son olarak umarım Kristin Hannah yine böyle bir kitap yazmaz. Ne yazık ki sevdiğim yazar için bunu da dedim, yazsa da okumam gibi geliyor.
Ve son olarak kitabı bize alan Binnur ablamıza sonsuz teşekkürler.^^💕 Senin kadar sevmemiş olsam da yine aldığın hediyenin yeri ayrı. ❤



Kitaba Puanım 3,5^^



Alıntılar^^

Antoine yavaşça ayağı kalktı ve karısını kollarının arasına aldı. Viann o anda hissettiği güven duygusunu bir şişeye koymak, yalnızlığa ve korkuya kapıldığı zamanlarda onu içebilmek istiyordu.



*****


Doğruya giden yol, tehlikelerle dolu.


*****


"Hepimiz kırılganız, Isabella. Bu bizim savaş zamanlarında öğrendiğimiz bir şey."



*****


"... Kırık bir kalp,  savaşta da barıştaki kadar can yakar."


*****


Arkadaşına sorunlarını anlatmak, bir süre içini dökmek istiyordu ama bu da savaşta kaybettikleri bir başka lükstü.





Bir kitap yorumunun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^



 Buralarda da varım^^

11 Şubat 2018 Pazar

İzlediğim Filmler #7//Jane Eyre, Her Şey Aşktan, Kuralsız Aşk, Troller, Bu Da Nereden Çıktı?^^

Merhabalar^^
Biraz önce, bundan önce ki #6. film yorumlarımı bitirdim ve hemen buna başladım. Bir kaç güne de bu yayınlanır. Dizileri bir süreliğine terk edip filmlere yöneldiğimden bahsetmiştim ama bu sıralar çok güzel bir diziye başladım, bundan sonra yine bu tempoda film izler miyim zaman gösterecek. :)
Bu filmler uzun süre izlemek istediğim, önüme öylece gelen ve yerli bir filmi kapsıyor.
Gelelim yorumlara^^



Jane Eyre^^



Kitabını okuyalı seneler olmuştu ve ben filmi yeni izledim, bir alkış istiyorum kendime. :D Nedense izlemek kısmet olmadı, geçenlerde ise tarihi bir film izleme istediği tuttu ve bu istek Jane Eyre'yi izlememe vesile oldu. Filmi duyan çok olmuştur, hatta benden önce izleyen de çok olmuştur buna rağmen, yine de izlemeyen kişilere tavsiye ederim. Kitapla birebir yapılmış bir yapım, oyuncularda tam hayal ettiğim gibi. :) Tavsiye ederim. :)


Konusu;
Jane Eyre, 10 yaşındayken öksüz kalmış ve mutsuz bir çocukluk dönemi geçirmiştir. Babasının öldüğünü zanneden Jane, kendisine adeta bir köle gibi davranan halası tarafından oldukça katı disiplinli bir yatılı okula gönderilir. On yıl boyunca bütün hayatının geçtiği bu yatılı okuldan mezun olduktan sonra kendisi de aynı çatı altında öğretmen olarak çalışmaya başlar. Bir süre sonra da Edward Rochester’ın malikânesinde çocuklara mürebbiyelik yapmaya başlar. 
Burada Bay Rochester’la karşılaşan Jane Eyre, gitgide büyüyen bir dostluğun ardından ona aşık olduğunu fark eder. Nihayet aradığı mutluluğu bulduğunu sanan Jane Eyre'in sevinmesi için henüz çok erkendir. Sonsuza dek süreceğini düşündüğü bu mutluluk Bay Rochester'ın korkunç sırrıyla yerle bir mi olacaktır? 

Oyuncular;
Mia Wasikowska
Michael Fassbender
Jamie Bell
Imogen Poots











Çok duygusal bir sahneydi burası. :/



Güzel gelinlik. :D





Her Şey Aşktan^^


Youtube'da öylesine izlediğim bir fragmandı, güzel ve eğlenceli olduğunu görünce, birde filmin tamamının Youtube'da olması işime gelince izledim. Güzel eğlenceli bir filmdi. Özcan Deniz'in filminden biri. Konu aldatılan bir kızı ve çevresinden yaşananları anlatıyor. Film diğer filmlere göre çok ama çok farklı. Sürekli sahneden sahneye atlama olayı oldu, azıcık kafa karışıklığı olsa da ben sevdim. Tavsiye ederim. :) Birde filmde sevdiğim diğer şey müzikleri oldu. En sevdiğim Simge'nin söyledikleriydi. Şimdi Özcan Deniz'in Sevimli Tehlikeli filmine bakıyorum, yarısını izledim güzel eğlenceliydi, yarısını da yakında izlerim. :D



Konusu;
Pelin, bir mağazada kasiyer ve reyon görevlisi olarak çalışan ve evlilik arifesindeki genç bir kadındır. 3 yıldır beraber olduğu sevgilisi İlker'i hayatının aşkı olarak görmektedir ve çok masrafa girmesne rağmen yoğun bir evlilik hazırlığının ortasındadır. Tüm bu koşturmaca içerisinde niikaha sadece 10 gün kala İlker'i beraber yaşayacakları evde bir kadınla basar. Aldatılmış olmayı hiçbir şekilde gururuna yediremeyen genç kadın, İlker'in özürlerini kabul etmez; ayrılık acısını atlamak için en yakın dostlarıyla onlarca şey dener. Tam da aynı günlerde baterist Burak karşısına çıkacaktır...  


Oyuncular;
Şükrü Özyıldız
Hande Doğandemir
Mithat Can Özer
Öznur Serçeler
Evrim Doğan
Dilşad Şimşek
Bala Atabek
Hakan Meriçliler
Konu Oyuncu; Özcan Deniz

Filme özel müzikleri;
Edis//Vay
Mehmet Erdem//Kaderimin Oyunu






Güzel sahneydi, fotoğrafta iyi. ^_^









Kuralsız Aşk^^



Yine ve yeniden önüme gelen bir filmdi. Genelde afişleri ve konularından seçiyorum filmleri, bu filmi de öyle merak edip başladım. Güzeldi ama wuu harikaydı diyemeyeceğim. Sıkılmadım, anlamlıydı ama pek harika değildi. :D Kadın Amiş kasabasından, normal hayata geçen ve bunu konu alan bir film. Filmde başlangıç çok değişikti, sanki bu film başka bir filmin devamı gibiydi. Başta konu bu yüzden saçma bir hal aldı ama yine de güzel devam etti. Bu zamana kadar izlediğim ama çok ahım şahım diyemeyeceğim tek film. :) Amiş filmleri dikkatinizi çekiyorsa bakabilirsiniz. :)



Konusu;
Katie Lapp, yeni adıyla Katherine Mayfield'e biyolojik annesinden devasa bir miras kalmıştır. Bir anda eski Amiş sevgilisi ortaya çıkınca kurmakta olduğu yeni dünyası altüst olur.


Oyuncular;
Katie Leclerc
Jacob Blair
Chad Connell









Troller^^


Blu TV'de çoğu filmin süresi var ve bu filmde onlardan biriydi. Animasyon olduğundan merak edip izledim ve çok sevdim. Ailenizle beraber izleyeceğiniz harika bir yapım. Rengarenk, tatlı mı tatlı Trollerin yaşadığı olayları konu alıyor film. Biraz müzikal tarzı vardı, o kısımların bazılarını orijinal dilde dinledim, gerçekten güzel ve izlenilecek tarzdaydı. :) Şahsen tekrardan, sırf eğlencesine izlerim. :) Tabii Blu TV'den kalkacak ama izlenecek yer bulurum herhalde. :D Seslendirme ve şarkıları Justin Timberlake ve Anna Kendrick söylüyor. Mesela; BU! şarkı gibi. :)


Konusu;
Poppy kendisini bildiği tek dünyadan çok uzaklara taşıyan destansı bir macerada güçlerini daima umutsuz olan Branch ile birleştirir. Arkadaşlarını, günahkar Bergen'in pençelerinden ve onların lideri King Gristle'ın elinden kurtarmak için cesaret isteyen bu görevi tamamlamak zorundadırlar...








Çok tatlılar ki^^




Dansları da harikaydı. :D









Bu da Nereden Çıktı?



Blu TV'ye yeni eklenenler de görüdüğüm bir filmdi, romantik filmden çok komedi bir filme benziyordu öylede çıktı. Film gerçekten ama gerçekten çok komikti ama kısaca söylemeliyim ki bel altı çok fazla kelimeler ve içerik vardı. :/ Bu tarz şeyleri sevmem ama bizimkilerin yaptığı dublaj otur filmi tekrar tekrar izle yapmış. :D İzleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız. :D My Twin'de izledi ve o da çok gülmüş. Bunların yanı sıra anlamlı bir filmdi. Tavsiye ederim ama dublajlı olarak, alt yazılı pek komik olmaz bence. :P



Konusu;
Ned ailesine bağlı, sevecen bir babadır. Her tatilde Stanford'ta okuyan kızını ziyarete gitmekte olan aile bu sefer de yollarını üniversiteye çevirmiştir. Ancak Ned ve ailesi kızıyla buluştuğunda Ned'in en büyük kabusunun gerçek olduğunu görürler. Stephanie'nin bir erkek arkadaşı vardır. Hem de bu erkek arkadaş Silikon Vadisi'nde başarılı olmuş genç ve uçarı bir milyarderdir.

Oyuncular;
James Franco
Zoey Deutch
Bryan Cranston














Bu sefer izlediğim filmler çoktu, başka bir yayın açmak istemedim, en son ki filmin yorumu bir kaç hafta sonraya kalabilirdi çünkü. Çoğu sevdiğim, önereceğim filmlerdi. Eğer tavsiyem doğrultusunda izlerseniz yorumunuzu bekliyorum. :)


Diğer toplu film yorumlarımı merak edenler için;












Başka yazılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın.^^


 Buralarda da varım^^