Artemis Milenyum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Artemis Milenyum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2024 Cumartesi

Özel Koruma//Katherine Center Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Geçen sene yazın bu kitabımız çok popülerdi, ben de indirimden almıştım ama neredeyse bir ay boyunca elime çekememişti. Sonunda geçtiğinde bir türlü okuma kısmet olmadı ama bu yaz okudum çok şükür. Yazarın başka kitapları bile çıktı, bu kitabı okuyup ondan sonra alırım diyordum. Büyük ihtimal alırım da kalemini sevdim. :)
Tek kitaptan oluşuyor ve kitabın en çok önerilme sebebi de smut olmaması. Kimin yorumunu okusam ya da kitap hakkından bilgi alsam sürekli smut yok falan diyordu. O yüzden daha çok merak ettim. :)



Adamın arkasını kolladı. Hannah Brooks sizi bir tirbuşonla, tükenmez kalemle ya da kumaş peçeteyle bile öldürebilecek biri gibi değil de bir anaokulu öğretmeni gibi görünüyor. Fakat işin aslı, o bir özel koruma ajanı ve yıldız aktör Jack Stapleton’ı takıntılı bir hayranından korumak için görevlendirildi. Kadının kalbini çaldı.
Jack Stapleton şöhret sahibi bir adam. Paparaziler tarafından dünyanın dört bir yanındaki kumsallarda görüntülenirken, diğer özelliklerinin yanı sıra, üstüne yapışan sörf şortuyla dalgaların arasından çıkması ve bir Roma tanrısı gibi ışık saçmasıyla ünlü. Fakat birkaç yıl önce yaşanan bir aile trajedisinin ardından göz önünde olmamayı tercih edip ortadan kayboldu. Bir sırları vardı.
Jack, annesi hastalanınca, ailesinin Teksas’taki çiftliğine geliyor. Yalnız minik bir detay var: Ailesinin “takıntılı hayran” konusunu ya da özel koruma meselesini öğrenmesini istemiyor. Böylece Hannah mantıklı olmadığını düşünse de kendini Jack’in sevgilisi gibi davranırken buluyor. Hem de eski erkek arkadaşının, tıpkı bir pislik gibi, kimsenin buna inanmayacağını söylemesine rağmen.

Hannah özel bir şirkette ajan olarak çalışmakta ve genelde özel koruma olarak görev almaktadır. Annesinin vefatından sonra boşlukta olan ve patronunun dinlenmesi gerektiğini söylediği sürede evde tek takılır. Eski sevgilisi onu en ummadık bir anda terk edince de bu süreç daha da zor olur.
Dinlendikten sonra işe dönünce hiç ummadığı bir işte çalışması gerektiğini öğrendikten sonra başta yok dese de sonunda kabul eder ve işe başlar ama işi gerçekten çok zordur çünkü dünyaca ünlü, herkesin sevdiği(kendisinin de sevdiği) aktörü koruyacaktır.
Hannah'ı sevdim ama sürekli her şeye hayır demesi gına getirtti. Bir de kendine sürekli çok iyiyim bu işte falan diyor ama yok yani sürekli hayır demesi yordu beni. Hayır bir de inat edip yok diyor, patronu yapacaksın deyince sesi çıkmıyor. Dursana sözünün arkasında. Tamam kendisi haklı, bütün filmlerini izleyip, sevdiği, hayranı olduğu bir aktör ama iş yapıyorsun sen, hani işimde çok iyiyim deyip, övüyorsun ya kendini, kanıtla işte asdfghjk
Eski sevgili mevzusundan kendisine aşırı üzüldüm, o karakterler hakkından belki spoiler yazarım ama Hannah iyi cevap vermesine rağmen diğerlerinin halen daha konuşma hakkına sahip olması çıldırttı. :D


Jack geçmişte yaptığı kazadan sonra evinden ve işinden uzaklaşıp sakin bir hayat yaşadığı sırada eve geri dönmek durumunda kalır. Ama bu geri dönüşün bir bedeli olacaktır. Eski takıntılı hayranı yüzünden şirketi kendisini koruma atar ama bu başka bir korumadır.
Annesinin eve gel kal demesiyle ise Hannah'tan çok istediği bir şey ister ama el mahkum yapmak zorundadır.
Jack'i de sevdim ve ilk dakikadan Hannah olan tavrını hiç rol olarak görmedim. Yani yazar öyle güzel yazmış ki Hannah rol mevzusunu ortaya atmasa aklıma dahi gelmeyecek, öyle tatlı bir karakterdi.
Son kısımdaki kapı önü sohbetinde kalbimi bıraktım ama yazarın daha duygusal yazmasını çok isterdim. Bu tarz şeyleri ne yazık ki seviyorum asdfghjklş


Ben yabancı kitaplardaki karakter isimlerinden kız mı erkek mi anlamıyorum. Mesela Hannah'ın patronu erkek miydi? İnanın bilmiyorum, sonradan diğer karakterler içinde bir şey söylendi de tamam dedim kadın ya da erkek asdfghjkl Yani kitap bitti halen daha o patron ne öğrenemedim iyi mi -_-
Genel olarak okuması kolay, çerezlik güzel kitaptı. Smut olmaması artı puanında artı puanını aldı ama
 işte aması var.
Zaten tek kitap, biraz daha uzun olup çiftimizi daha fazla okumak isterdim. Neden yani azıcık sahneler koydunuz. Eski sevgilisiyle daha çok sahnesi var diyeceğim ama abartı olur bu sefer sdfghjkl
Ama bana göre azdı, hatta yazar teşekkür kısmında ben ekleyebilirdim falan demiş, ee neden eklemedin abla??
O yüzden diğer kitaplarını alırken buna dikkat edeceğim, ben romantik kitaplarda çift okumak istiyorum arkadaşlar. :D



-Spoiler başlangıcı-

Hannah'ı annesinin vefatının ikinci gününden terk eden eski sevgili hiç bir şeyi hak etmiyordu zaten ama sonradan bir de en yakın arkadaşla çıkması, yetmeyip işlerine karışması, o da yetmeyip bir de ben sana haksızlık yaptım hadi gel kaldığımız yerden devam edelim(özgüvene gel! -_-) demesi sinir etti beni.
Tabii karakterimiz hakkından geliyordu ama patronun böyle hiçbir şey dememesi daha da beni sinir ediyordu. Gerçi adam mı kadın mı artık her neyse kendisi diyor baştan ayrılırsanız hiç uğraşamam diye. Haklı ya neyse.
Ondan sonra aşktan gözleri kör olmuş en yakın arkadaşın sarf ettiği sözler, ulan benim bile kalbimi kırdı. Yine de Hannah iyi yaptı, ben okurken affediyordum falan sdfghjkl
Son kısımda Jack'in evine gidip, ilk karşılaştığı manzarada şok oldum. Ayy ama benim bile kalbim kırılmasına rağmen o geçen sahneye çok inanamadım ki zaten mevzuda sonradan çıktı ortaya. Güzeldi evet orası ama kurtulma anını çok hızlı geçtiğimiz doğrudur. İşte burada çiftimizin hemen sarılıp, ayy ben sana öyle demek istemedim vs. demesi çok tatlı olurdu ama yazar o kadar sonrada koydu ki konuşma mevzusunu o mevzudan istediğim hissi alamadım ne yazık ki.
Buna rağmen güzel bir sonda. Evli, mutlu ve bol kariyerli. En sevdiğim^^

-Spoiler Sonu-

Çerezlik, hemen okuyayım bitsin kafasından istiyorsanız tavsiye ederim. Ben sevdin, evet eksikleri vardı ve konuyu daha da güzel yazabilirdi. Farklı bir konu olması hoş ama çokta yazamamış gibi. O yüzden bir tık hayal kırıklığı. Yine de heyecanlı ve okunabilir bir kitap.
Smutsuz olması yüzünden öneririm. Şimdi (inşallah insta açılınca) diğer kitaplara gelen yorumlara bakıp, ona göre alırım artık. Hep böyle smutsuz ve tatlış yazacaksa alırım yani. Sadece daha fazla çift sahnesi lütfen!!!




Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^

Robby beni hafife almıştı. Çünkü zor birini sevmek, kolay birini sevmekten çok daha zordu.


*****

“…Çünkü bazı şeyler kırıldığında asla onarılamaz.”


*****

Seni ne kadar iyi tanırlarsa canını o kadar yakabiliyorlardı.


*****

“Gülmesene,” dedim.
“Güldürmesene,” dedi.


*****


Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. Önemli olan, yanımıza aldıklarımız.


*****


“Sen etrafta olmadığında, kısa süreliğine bile gitmiş olsan seni bulmam gerekiyormuş gidi hissediyorum.”


*****


Ve en sonunda, diğer insanları sevmenin, aslında kendinizi sevmenin hakiki bir yolu olduğunu mutlaka anlarsınız.




Çok güzel alıntılar değil mi? <3
Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^


30 Haziran 2024 Pazar

Bir Kabusa Dalmak//R. Ayça Kavraz Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Yeni ykitap yorumuyla geldim, bu kitap çok farklı bir kitap. Ramazan bayramı harçlığı niyetine aldığım kitaplardan biriydi. Konusu çok ilgimi çekince almak istedim.
Düşünün ki her şey tersine dönmüş, erkekler kadın, kadınlar erkek gibi davranmaya başlamış. Yani ataerkil bir toplumla karşı karşıyayız.
Olaylar tabii ilk başta Dervim'in yaptığı hatalardan sonra başlıyor ve kitabın çoğunluğunu her şeyin nasıl eski haline gelmesi için çalıştığına ve kadınların neler çektiğini ilk saniyeden anlamasını okuyoruz.

Devrim, ataerkil toplumun dogmaları altında yetişmiş, yakışıklı, zengin bir genç adamdır. Günün birinde,şoförü olmak için başvuran Bade’ye söyledikleri yüzünden Büyücü Kadın tarafından lanetlenir ve bambaşkabir dünyaya uyanır. Artık yaşadığı dünyaya anaerkil bir toplum hâkimdir ve her şey tersine dönmüştür.
Üstelik bu garip dünyada Devrim, hayatına devam edebilmek için Bade’ye muhtaçtır.
Devrim bir yandan içinde bulunduğu çıkmazdan bir an önce kurtulmak için türlü yollar denerken bir yandanda kendini önceki hayatında sıkı sıkıya bağlı olduğu değerleri sorgularken bulur.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine bir tepki niteliğindeki bu kitap, sizi bazen hüzünlendirecek bazen de acı acıgüldürecek ve toplumun size biçtiği rolleri sorgulamanızı sağlayacak.

Devrim çok ünlü bir ailede doğmuş, bütün istedikleri önünde olan, şirkette önemli bir pozisyona sahip biridir. Bir gün iş başvurusunda bulunan bir kadınla anlaşamayınca Büyücü kadın tarafından uyarılır ama dikkate almaz. Eve gittiğinden başka bir olay yüzünden yine yanlış karar verince büyücü kadın bu sefer rahat durmaz ve Devrim'i ataerkil bir dünyaya uyandırır. Başta rüyada olduğunu düşünen Devrim gerçekleri acı bir şekilde öğrenir.
Gerçekte sert olan babası şimdi annesi olmuştur ve aynı babasının kararlarını vermektedir, hatta kendisi ablasının kaderini yaşamaya başlar. Öyle olunca işler daha da karışır.
Çözümü ise gerçek hayatta işe almadığı Bade'de bulacağını düşünmektedir.
Daha fazla detaya gerek yok.
Devrim'in ataerkil toplumda başına gelenlere üzüldüm ister istemez ve bunu kadınların sürekli yaşaması ayrı olay. Deneyerek öğrenmesi Devrim için zor olsa da hak etti yani. Bence bu sürüm bir süre bütün erkeklere işlenmeli. :D


Bade hakkında çok bir şey yazmak istemiyorum. Sadece gerçek hayatta olanlara şok oldum, böyle bir şey olduğu için devamında neler olacak merak ediyorum. Biraz fevri bir karakterimiz, en sonda yaptığı şeye şok oldum. Kız biraz dur dinle, dinlemeden hop yeter bee sen hep böylesin dedi şak bir şeyler yaptı.
Yani aradan ne kadar zaman geçmiş, istese zaten bu zamana kadar yapardı, ne bu fevrilik.
Neyse, zaten olması gerekiyordu yazar yapmış ama böyle olmasaydı güzel olurdu.


Ablası adına sevindim ama gerçekte neler olacak onu daha çok merak ediyorum. Umarım diğer türlü olan neyse o olur. Devrim'in babasının yer değiştirdikten sonra gündüz kuşağı programları izlemesi peki. Oraları okurken kahkaha attım resmen. Gözünüzün önüne gelince daha farklı oluyor çünkü. :D
Bu kısımlar sayesinde kitap hem güldürdü hem düşündürdü, bu yüzden sevdim.
Ama şöyle bir sıkıntımız var. Bu kitabı biz kadınlar okuduğumuzda sıkıntı yok, zaten gerçek hayatta yaşanılanları biliyoruz, yaşıyoruz ya da anlıyoruz. Bu kitabı bizden çok erkeklerin okumasını öneririm. Onların okuyup eğer böyle olursa böyle olur bak demesi gerek. Yoksa ben on kere okusam ya da okumasam bile kitapta geçen olayları, korkuları biliyorum.
O yüzden kitabı daha çok erkeklere tavsiye etmenizi öneririm.
Mesela eşinize okutun, sevgilinize, erkek kardeşinize hatta ve hatta okuyorsa babanıza.
Öyle öyle elden ele yayılır bu kitap. :)


Yazarın kalemi hem çok iyiydi hem de çok acemiydi. Bazı yerleri okurken çok iyiyken bazı yerleri o kadar acemiydi ki keşke editörü biraz daha ilgilenseydi dedim.
Sadece yazım açısından değil, mesela Bade'nin yaptığı bir şey var. Yazara bunu daha iyi bir hale getir diyebilirdi, çünkü aşırı aşırı hızlı ve gereksiz bir çıkış oldu. İnanın okurken ne oluyoruz dedim.
O yüzdendir ikinci kitapta daha iyi bekliyorum.
İkinci kitapta işler biraz daha farklı olacak gibi. Bade'nin durumunu daha çok merak ediyorum, bakalım yazar o kısımları nasıl yazmış. 

Bu tarz kitapları sevenlere öneririm ama beklentiyi çok yüksek tutmayın. Ben okumaya başlarken temizlik yapıyorduk o yüzden hemen bitiremedim. Çok kısa, hemen okuyup bitecek kitaplardandı. Hatta vaktiniz varsa bir günde bitecek bir kitaptı. Benim temizliğe denk gelince azıcık elimde sürünmüş oldu.



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^ 

Oysa lütfeden değil, lütfedilen tarafta olmak nasıl da farklı hissettiriyordu.


*****


Bugün önemli bir ders almıştım. Tüm dünya benim iyiliğimi düşünüyordu. 
Yani tüm dünya benim düşmanımdı.


*****


İçimdeki bir ses, bu görüntüyü zihnimde milyonuncu kez izlerken şöyle fısıldıyordu: Bu dünyada senin bin sözün, bir kadının bir sözü etmiyor.


*****


Birlikte olan iki insanın birbirini desteklemeye karar vermiş olması insanlar için neden hiçbir zaman yeterli olmuyordu? 


*****

"Küçük değişiklikler dünyayı hepten değiştirmez ama iyileştirir evladım."




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^









28 Şubat 2024 Çarşamba

Ay Çarpması(Efsane İşi Aşk Serisi)//Sezen Aksın Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Dün gece bitirdiğim kitabın yorumunu hemen yapayım dedim, sıcağı sıcağına. Kitap daha ilk çıkışında ilgimi çekmişti, esnaf işi, mahallede geçiyor falan derken indirimli almak için bakındım bir süre. Sonra sürekli ikinci el kitap aldığım Gardrops hesabından baktım ve sıfır ama uyguna buldum kitabı, hem de ciltli. Şu an fiyata baktığımda karton kapak 134tl. Ciltlisini siz düşünün. O yüzden uyguna almam çok mutlu etti beni. Alalı aylar olunca da hadi başlayayım dedim ve okudum, bitti.
Kitabı çok sevdim, o mahalle havasını, Bursa’nın tarihi yerlerini, komşuluğu vs. o kadar güzel anlatmıştı çok sevdim ama sinir olduğum, yeter yaa dediğim yerlerde oldu. Buna rağmen son sayfayı çevirdiğimde iyi ki okumuşum dedim. <3


Esnaf İşi Aşk Serisi’nin ilk kitabı Ay Çarpması, büyüme sancıları, dünyadaki yerini bulma kaygıları ve aşkı keşfetmek üzerine bizden bir roman…
Bursa Kapalı Çarşı’da nesiller boyu konfeksiyon üzerine esnaflık yapmış bir aileden gelen Nil Sağlam, çalışkan bir tekstil mühendisliği öğrencisi ve tescilli bir kitap kurdudur. Yetiştiği çevreyle ters düşen fikirleri nedeniyle abisi Kürşat’la didişmek, rutin aktivitelerindendir. Mahalleden komşuları, abisinin biricik can dostu Fatih Arslan da Kapalı Çarşı’da yıllardır kuyumculuk yapmaktadır. Fatih, Bursaspor altyapısında yetişmiş eski bir futbolcudur fakat yaşadığı sakatlık sonucunda yeşil sahalara veda etmiş, baba mesleğini benimsemiştir. Bir dolunay gecesi, emrivaki yapıp Nil’i istemeye gelen densiz aile, Nil’in kavgasız gürültüsüz geçen yirmi yıllık hayatını bir anda altüst eder. Mahalle karışır, toksik maskülenitenin sözlük karşılığı damat aday adayını Fatih’in elinden zor alırlar. Olaylı gece karakolda biter. İşte her şey o dolunay gecesinin bittiği yerde başlar. Uçsuz bucaksız okyanuslar Ay’ın çekim gücüne karşı koyamazken, fâni kalpler nereye kadar direnebilir ki zaten? 


Nil bir akşam evlerine gelen görücülerden sonra çıkan olaylardan sonra sessiz sakin geçen mahalle hayatından sonra hayatı karışır. En çokta yıllardır abisi gibi gördüğü Fatih ile arasındaki değişimleri düşününce eskiden neden böyle olmadığını sorgular ama arada sohbet edip, genelde yaptıklarına karışıyor olsa da abisi neyse Fatih’de öyledir ama yaptıklarını sorgulayan bir Fatih ile karşılayınca hiçte çekilecek biri olmadığını düşünür.
Nil klasik üniversite öğrencisi ve yine klasik ev kızı modunda biri. Hem ev işlerine koşan hem de kapalı çarşıda olan dükkanlarına gidip gelen ailenin ortanca kızıdır. Abisinin davranışları ve sürekli fikirlerine ters düşmesi asaplarını bozuyor olsa da bunun iki kişiye çıkması daha da kendini sinirlendirir. Haklı mı, çoook. Böyle odun bir abi olamaz yaaa, o yüzden anlıyorum Nil’i. Ama sürekli kadın hakları, cinsiyetçilik demesinden gına geldi. Bakın ben ve ikizim ailede en çok kadın haklarını savunan kişileriz ama okudukça çok fazla olması cidden baydı. Zaten abiler laf anlamıyor, zaten çifte standart çok fazla var ama sürekli bahsetmesi cidden yordu beni.
Bir de etrafında olanları görmemesi -_- Cidden alık ve saf yaa asdfghjklş
Yani kendimizi onun yerine koyunca tabii ki ihtimal vermeyiz ama değişen davranışları hiç mi görmüyorsun yav :D
Neyse, ikinci kitapta okuruz artık bir şeyler, tabii ilk kitap gibi olmazsa asdfghjk



Fatih, yıllar önce hayaline veda ettikten sonra babasının yanında, kuyumcuda çalışmaktadır. Bir akşam komşularının kızını, en yakın arkadaşının kız kardeşini sıkıştırmaya çalışan adamın hakkından gelir. O akşam işler karakolda bitse de artık içindeki duygular değişmiştir, kendinden yaşça küçük, arkadaşının kız kardeşini artık kardeşi gibi değil de kalbinde bir yara olarak görür. Kıskançlıklar başlar ve eve gelip giden görücüler artık onu deli eder. Bir de Nil’in sürekli evlilik hakkındaki düşünceleri duydukça içi içini yer.
Her halinden belli etmeye çalışsa da anlamayan Nil’in artık bir şekilde anlatması gerekir ama nasıl?
Fatih’i hem sevdim hem de sinir oldum. Yani tam bir odun kafalı diyebiliriz. Tabii buna sebep kıskanması da ama bu kadar da olmaz. Kızın bir şeyden haberi yok o kadar üstüne gidiyor ki. Burada Nil’e hak eriyorum işte ama iki karakterimizde cidden dayaklıktı.
Son bölümde yaptığı iş miydi yaa sdfghjkl Tamam bekliyorduk bir şeyler ama o son kısımdaki tavırlarına hem şok oldum hem kızdım hem de aşırı eğlendim. :D
Nil şok asdfghjkl
Umarım ikinci kitapta daha sakin bir karakter okuruz. :D


Nil’in abisine aşırı sinir oldum ama daha çok eğlendim de. Kardeşiyle olan didişmeleri kitaba resmen renk katmıştı. Tabii klasik abi olmasına değinmiyorum bile, böyle dik dik konuşan, her şeye karışan ve evde en çok söz hakkı olan bir abi olursa ben de Nil gibi olurdum büyük ihtimal sdfghjkl
Ama onunda hakkından gelen birileri var tabii ki. :D
Sonrasında Nil ve Fatih’in anneleri, aşırı tatlılardı. İşte böyle komşuluğu özlemişiz. Hep böyle kitaplar çıksa keşke, cidden özlemişim.
Mahalle, kasaba, köy kitaplarını seviyorum ve buradan sesleniyorum, lütfen böyle kitapları daha çoooook çıkarın!!!!

Yazarın kalemini sevdim, Bursa hakkında yazdıklarını okumak çok iyi geldi. Sanki Bursa’da geziyor gibiydim. Tabii gezmenin yanında tarihi yerler hakkında bilgi vermesi de güzeldi ama bazı yerlerde biraz fazla uzatılmış gibiydi. Neyse ki son kısımlarda çok fazla değildi, öyle devam etseydi biraz sıkardı gibi.
Onun dışında Nil’in tavırlarını, kadın hakları diye tutturmasını okumak artık çok gelmişti. İnşallah ikinci kitapta buna dikkat eder.
Aslında ikinci kitabın devamını wattpad’de var ama şu anlık okumaya düşünmüyorum. Çünkü hem kitabı sindirmem gerek hem de o olaylardan sonra nedensiz bir merak kalmadı ben de. Dedim kesin hemen açar okurum ama yok yani, ikinci kitabın gelmesini bile bekleyebilirim.


Spoiler yazacak pek bir şey yok aslında, sadece 378 sayfalık kitapta olması gereken şeylerin olmaması ama buna rağmen sıkılmamam, kızmamamın şokunu yaşıyorum. Demek ki cidden sevdim, hoşuma gitti kitap. Normalde olayların bu kadar yavaş olmasına sinir olurum ben, olsun bitsin derim genelde ama bu kitaptaki her şey hoşuma gitti.
Ve kitabın üç kitaplık olması, ikinci kitapta da büyük ihtimal Nil’in değişen duygularını okuyacak olursak son kitapta da abiyi ikna etme mevzusunu okuruz sdfghjkl
Bu arada genelde abinin arkadaşına olan aşkta kızın da duyguları olurdu ama bu çok farklıydı. O yüzden ilk okuduğumda çok şaşırdım.
Bu mevzu tiktokta çok geçiyor bu arada, mesajlaşmalar falan. Tabii çoğunluğu kurgudur ama bazısının okuması öyle eğlenceli ki, gözlerimi devire devire okusam da okuyorum arada sdfghjklşi


Genel yorumum böyle, bu tarz seviyorsanız alıp, okuyabilirsiniz.
Kitabı almak istemezseniz wattpad’den de okuyabilirsiniz, ikinci kitapta var orada ama ne yazık ki kitap wattpad’le aynı değil. Kitap nasıl betimlemelerle harmanlanmışsa wattpad’de sadece diyaloglar vardı. Yazar kitabı baştan yazmış belli ki. Tabii öyle de okunabilir ama ben kitabı tercih edeceğim gibi. Yine de benim işim belli olmaz yaaa :D




Kitaba Puanım 5/4^^






Alıntılar^^


Saniyeler içinde burnumun dibine girmişti. "Senin gözlerin hep bu renk miydi?"


*****


Kitap okuyordu mutlaka. Mahallenin yıllık kişi başına düşen ortalama kitap sayısını tek başına yükseltiyordu.


*****

Sevdiğim kız bana abi dedi dramını böyle dibine kadar yaşayan başka biri daha var mıydı şu hayatta?


*****

Hala gözlerimin içine bakarken sanki ağır çekimdeymiş gibi bir kez gözlerini kırptı. Uzun kirpiklerinin uçlarındaki erimiş kar tanelerinden kalma su damlacıkları etrafa saçıldı.
"Yeter ki sen düşme..."
Yeter ki ben düşmeyeyim...





Başka yazılarımda görüşmek üzere^^




Buralarda da varım^^


 










29 Ocak 2024 Pazartesi

Satır Aralarında Buluşalım//Melissa Ferguson Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Dün gece bitirdiğim kitabın yorumunu hemen yazayım dedim sıcağı sıcağına. Kitabın bir yorumunu okuduğum zaman çok okumak istemedim açıkçası, zaten kitap fiyatları malum alsak, beğenmesek daha kötü. O yüzden pdf'i düştüğü an indirdim.
Valla arkadaşlar karton kitabı indirimli 150₺ yaparsanız alamam, hele bir de böyle çıkarsa hiç alamam. İyi ki almamışım diyorum. O kadar parayı bu kitaba vermeye üzülürdüm. Tamam kitap kötü değildi ama vereceğim parayı da hak etmiyordu açıkçası. Hadi sıfırı geçtim ikinci elde düşünmüyorum, onlarda kargoyla çok pahalı. Ama şu an bunu yazarken bile öyle bir vicdan yaptım ki arkadaşlar. İkinci el çok uyguna buldum bir tane alsam mı?
Neyse bu konu hakkında düşüneceğim.
Kitap hakkında illa ki spoiler yazmam gerek, yine içimde tutamadığım şeyler var asdfghjk



Savannah Cade, Pennington Yayınevinde editör olarak çalışmaktadır. Kardeşi Olivia’nın evinde yaşayan Savannah, bir yandan ailesi ve işiyle ilgili sorunlarla uğraşırken diğer yandan da hayali olan yazarlığa odaklanıp roman taslağı üzerinde gizli gizli çalışır.
Yayınevine yeni bir genel yayın yönetmeni gelmiştir; yayınevinin sahibi Bayan Pennington’ın oğlu William… Tanışma toplantısında bile roman taslağı üzerinde çalışan Savannah, topuklu ayakkabısının azizliğine uğrar ve taslağının sayfaları yere saçılır. Sayfaları tek tek toplayan Savannah, eksik kalan son sayfayı William’ın elinde görür. Artık saklaması gerektiğini düşündüğü taslağını yayınevinin ön okuma kopyalarının bulunduğu odadaki gizli bölmeye bırakır. Gizemli bir editör, satır aralarına eklediği yeni dokunuşlarla taslak üzerinde Savannah ile iletişim kurar ve bu ikilinin arasında duygusal bir bağ oluşur.
Bu sırada William’a karşı da yakınlık hissettiğini fark eden genç kadın, gizemli editör ve William arasında kendince bir seçim yapma zorunluluğu hisseder.
Artık cevabını bulması gereken iki soru vardır: Gizemli editör kimdir? Savannah kimi seçecektir?

Savannah katı kuralları olan bir yayınevinde yardımcı editör olarak çalışmaktadır. Yayınevinde aşk romanları çıkmaması ona bir engeldir çünkü kitap yazmaktadır ve kitabı aşk romanıdır. Taslağını düzelttiği bir gün kazara yere düşen taslağından bir kısmını yeni patronu William'ı okuyunca onu çalıştığı yerin en gizli yerine saklar.
Gün sonunda taslağını almaya giderken kenarlarında tanımadığım notlar görür ve baştan sinirlenir ama sonradan doğru şeyler yazdığını anlayınca ondan yardım ister, o da seve seve kabul eder. Gizemli editörüyle notlar sayesinde konuşurken yeni patron William ile de şirket hakkında büyük kararlar alır ve Savannah William'ın ona karşı olan davranışlarını bir türlü anlayamaz.
İşin sonunda gizemli editörle tanışmak isterken aslında kalbinde bambaşka biri vardır.
Savannah sıradan bir karakterdi, ablasıyla olan iletişimi yüzünden kendisine çok kızmama rağmen zeki tavrı sayesinde onları arka plana attım.
Çünkü yayınevinde çalışıyor ve yayınevinin geleceği için bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Bunlar dışında son kısımlardaki düşüncelerine gıcık oldum, yani ben bile anladım sen nasıl anlamazsın ya??
Tanıyorsun adamı, yapar mı sence? Bu kısım sinir streslikti. Neyse ki kitap kısa. :D


William hakkında yazacağım tek şet gizemli, yakışıklı, zengin ve yayınevi patronu biri. Yani daha ne yazabilirim ki. Savannah sürekli sert biri demesine rağmen aslında yazarın öyle yansıtmaması bizi çelişkiye sürüklüyor ama yine de ben sevdim.

Gizemli editörün notları çok tatlıydı, Savannah'ı bazen deli etmesi, flörtüz yazıları falan cidden çok tatlıydı. <3 O gizli odayı bambaşka bir yere dönüştürmesi falan kalbimizi ısıttı resmen.
Tabii ki kim olduğunu yazmayacağım, sadece ortaya çıkma mevzusunun o kadar çok uzaması saçmaydı.

Diğer karakterlerden Savannah'ın kız kardeşini ve ailesini hiç sevmedim. Yani Savannah böyle dobra bir karakter değil doğru ama ailesinin yaptığının yanında da nasıl o kadar sakin kalabildi anlamadım. Resmen ailenin günah keçisi gibi. Ben bu aileye daha çok yükselirdim de çok şükür yazar çok ön plana koymamış. ;)
Kız kardeşi ayrı bir dertti zaten. Onun içinde spoilerda bir şeyler yazacağım inşallah. :D


Kitapta en sevdiğim iki şey, birinci hiç smut yoktu(çok şükür). Sonrasında yazar abuk subuk şeyleri kitabına eklememiş(Daha da çok şükür) Bu ikisinin olmadığı kitaplar varmış yaaa, nasıl sevindim anlatamam. Çünkü biri olmasa illa diğeri oluyor. O yüzden bu kitabı almalıyım, bak şimdi! Benim tutarlılık seviyesi yerlerde şu an sdfghjkl
Gardrops'dan satış yapsam onun parasıyla alırım, neyse hayırlısı ya. :D
Kitabın kitaplar hakkında olması çok hoşuma gitti, bu tarz daha çok çıkarsalar keşke, ne güzel olur.
Savannah'ın sürecini gerçekçi anlatması çok güzeldi, belli ki kendi de bu tarz şeyler yaşamış. O yüzden daha etkili olmuş belli ki.
Bazı yerleri anlamakta güçlük çektim açıkçası, hatta ilk bölümü okurken anlamadığım için devam etmek istemedim ama nedense böyle bir okuma isteği oluştu sonra devam ettim. Ya yazar yüzünden ya da çeviri yüzünden bir gariplik vardı, çerez bir kitap olduğu için çok üstünde durmadım.


-Spoiler başlangıcı-

İlk başta kimin gizli editör olduğunu tahmin ediyorsunuz, yazar gizem katmak istemiş ama yapamamış. Zaten Savannah'ta hemen tahmin ettiği kişiye inanması falan yazarın bir şeyleri kurtarma çabasındandı bence.
Ve biz daha da şüphelenelim diye işte yurtdışına çıkması falan, iyice gizemli oldurmaya çalışmış ama diyorum ya olmamıştı.
Patron-çalışan hikayesini seviyorum ama burada yazar ucundan göstermiş demiş ki tamam, bu size yeter demiş geçmiş gitmiş. Aşklarını çok anlamadım gitti.
Belediyeye gittikleri sahne vardı, oradan sonra farklı şeyler olabilirdi.

-Spoiler Bitişi-


Yorumum yarım kalmış o yüzden spoiler kısmını kısa tuttum, okuyalı baya oldu çünkü. Kitabı sevdim, evet yazar kısa tutmuş, evet tatmin olmadığım yerler vardı ama uzun zamandır böyle tatlı bir kitap okumamıştım.
Aşk konusunda daha detaylı olmasını çok isterdim ve sonunun öyle hemen bitmemesini. İnşallah devamı vardır. :)



Kitaba Puanım 5/3,5^^

Alıntılar^^

Herkes, Ferris'i özlediğim için böyle olduğumu düşünüyordu. Ancak bu doğru değildi. En azından o seferlik. Ayrılmak kötüydü tabii ama Green'in okuyacak başka kitabının kalmaması, daha kötüydü. Yeni kitabının çıkmasına dokuz ay vardı ve buna dayanmak zorundaydım.


*****


Bir süre birbirimizin gözlerinin içine bakarak gülümsedik. İçimi sıcaklık kapladı. Ne olduğunu tarif edemiyordum ama bu bir konu olsaydı, hindistan cevizi serpilmiş muhallebi kokusu oldurdu. Bir ses olsaydı, dostunuzun ayak sesleri olurdu.


*****


"Kolay kırılırım. Bu da benim kusurum. Tek sözle bile yaralı geyiğe döner, bir hafta boyunca aksayarak dolaşırım. Neyse."


*****

Fakat insanların sosyal medyada sizi takip etmesini nasıl sağlayacağınızı çözmek, üniversite diploması almaktan daha zordu.





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^









16 Eylül 2023 Cumartesi

Bay Yanlış Numara//Lynn Painter Kitap Yorumu^

 Herkese merhabalar^^
Yaz bitmeden yazın okunacak kitapları okumaya çalışıyorum bu ara. Bu kitabımızda onlardan biri. Aslında yazın daha sert kitaplar okunmaz mı diye düşünebilirsiniz ama kitaplığın önüne geçtiğimde canım hiç o tarz okumak istemiyor, hep böyle akıcı, romcom kitaplar okumak istiyordu, işte bu kitapta o.
Gardrops hesabımdan çok uyguna almıştım, gelir gelmez okudum diyebilirim. Geçen sene yazarın Filmlerden Daha Güzel kitabını okuyunca böyle minnoş, eğlenceli bir şey bekledim ama farklı bir şey çıktı. :D Kötü anlamda değil ama şaşırdım açıkçası. :D



Çok satan Filmlerden Daha Güzel kitabının yazarı Lynn Painter’ın bu yeni romantik komedisinde, bilinmeyen bir numaradan gelen ateşli bir mesajın anonim bir ilişkiye nasıl dönüştüğüne tanık olacaksınız. Kötü şans, daima Olivia Marshall'ın peşinde olmuştur. Ya da belki de ailesinin düşündüğü gibi her şeyi batıran kişi, bizzat Olivia’nın kendisidir. Ama yanlış numaradan gelen "Üstünde ne var?" mesajı, anonim de olsa, hayatının en ateşli ve en eğlenceli ilişkisine dönüşür. Olivia, bir an için şansın, yüzüne gülmüş olabileceğini düşünür. Colin Beck, Olivia'yı her zaman yakın arkadaşının sinir bozucu küçük kız kardeşi olarak görür. Oliva ise başına gelen talihsiz bir olayın ardından Colin’in evine taşınır. Colin, onun tamamen farklı ve insanın aklını başından alan çekici birine dönüştüğünü fark eder. Haftalardır ateşli mesajlar gönderdiği karşı konulmaz Bayan Yanlış Arama’nın, Olivia olduğunu fark edene kadar mesafesini koruyabileceğinden emindir. Ancak şimdi, işler karışmadan önce, ateşi harlayıp harlamayacağına karar vermesi gerekir.


Olivia başına gelenlerden sonra abisinin yanına taşınmak zorunda kalır ama bir sıkıntı vardır. Abisi tek değildir ve bu abisinin arkadaşıyla yıllardır anlaşamıyordur.
Bunun yanında bir de iş bulmak zorundadır ve eski evinde çıkan yangın yüzünden bütün kıyafetleri yanmıştır.
Hayatını düzene sokmaya çalışan Liv bir gece telefonuna gelen mesajla sıkıntılarının yanında az da nefes almayı öğrenir ve bay yanlış numara ile mesaj yoluyla bir nevi arkadaş olur.
Ama günler geçtikçe evde varlığından rahatsız olduğunu düşünen Colin’in iyi davranması, ona yardım etmesi işleri farklı bir yere sürükler.
Liv çok çatalak bir karakterdi, sanki bütün talihsizlikler bu kızı buluyor gibi. Bir de sevgilisin aldatması yok mu, üzüldüm kıza. Tabii bazı şeyleri anlamadan, dinlemeden önyargılı olması çok hoşuma gitmedi ama hikmetse beni sinirlendirmedi de. :D Hak verdim çünkü, en çokta sondaki olayda.
Başarılı bir köşe yazarı olması hoşuma gitti, böyle ilginç karakterleri okumayı seviyorum.


Colin, ev arkadaşının kız kardeşinin evlerinde kalmasına pek fazla takılmamaktadır. Kendi işine gidip gelirken bir gün mesaj attığı kişinin yanlış kişi olduğunu öğrenince orada bırakmaz ve mesajlaşmaya devam eder.
Kısa bir zaman sonra aslında mesajlaştığı kişinin Liv olduğunu öğrendiğinde ise konuşmayı kesmek ister ama artık Liv onun karşısında bambaşka biridir.
Colin’i sevdim ama verdiği kararlar çok saçmaydı, gerçi bir yerde hak verdim. Kıza nasıl gidip ben bay yanlış numarayım desin. Bu spoiler değil bu arada, konuda yazıyor. O yüzden bahsettim. :D
Ama güzel sevdi, ay ben aşık mı oldum şaşkınlığı az oldu. Bunu seviyoruz ama o sonda yaşananlar. Bu konu hakkında ufak bir spoi detayı açabilirim, bilirsiniz içimde tutamam. :D

Kitabı sevdim ama daha uzun olmasını isterdim. Doyamadım desem yeridir, çünkü yazar sonu oldu bittiye öyle bir getirmiş ki ben şok. :D
Kitabı hem Liv’in, hem de Colin’in gözünden okuyoruz, en en en sevdiğim şey. <3
Kitap kısa olduğu için her şey oldu bittiye gelmemişti, hatta birbirlerine olan duygu değişimi bile yavaş yavaş oldu.
Sadece lisede kız kardeşine çıkma teklifi eden birine saldıran abinin bu ilişkiyi öğrenince sakin kalması şaşırttı beni, imkansız bir ilişki okumak hoşuma giderdi, buna beraber okuduğum Zencefilli Kitaplıktan Melisa'da hak verdi.  :D
Sonrasında ikisinin de aileleri çok değişikti, en çokta Liv’in. Ona karşı davranışlarını okurken şok oldum, yani bir aile nasıl böyle davranır. Colin en azından kendi yolunu çizmiş ama Liv. Sabırlı kızdı vesselam. :D

-Spoiler başlangıcı-

Liv’in iş mevzusunu hemen Colin yaptı demesi beni çok kızdırmadı ama önyargılı olması hoşuma da gitmedi. :D Normalde ben buna çok kızarım, hayret ettim kendime. :D
Sonrasında bay yanlış numarayı öğrenmesi ve verdiği tepkiyi sonuna kadar destekliyorum, Colin çok fazla geri plana attı, kısa zamanda söyleyebilirdi. işte bu olay sonda olunca kavuşmaları da aşırı saçma oldu.
Ayrılmalarından sonra bir ay geçiyor, Liv özlemiş mi, özlememiş mi anlamıyoruz bir anda şükran günü ve abisinin Colin gidiyor demesiyle, ‘Bana neden söylemedi?’ saçmalığıyla beraber hemen kendini Colin’in evinin önüne atması aşırı saçmaydı.
Yani Liv’in gereksiz tavırlarına değilde yazarın böyle yapmasına aşırı sinir oldum, hani bir gif var ya kitabı atıyor camdan, o raddeye gelmiş olabilir. :D
Bir bölüm daha ekleyebilirdi yazar, çok oldu bittiye gelmişti ve bu benim hoşuma gitmedi.
Kitabı sevdim ama o son -_-

-Spoiler sonu-

Başta yazarın kalemini daha tatlı bekledim, smut olmaz diye düşünüyordum ama vardı, hatta ilk sayfadan baya baya konuşmalarda vardı. Bu beni şaşırttı ama genel kitaplar gibi fazla da değildi. Yine de okurken kal geldi asdfghjkl
O zaman Filmlerden Daha Güzel gençlik kitabı diye tatlı yaptı, bu da yetişki içerikli oldu. :D
Neyse, okursanız bunu bilerek okuyun. :)
Sonu istediğim gibi bitmediğinden 'Seri mi?' demiştim. Evet seri ama ikinci kitap Liv'in abisinin kitabıymış. Belki orada bizimkileri görürüz, ha ne dersiniz?


Beklentimi hem karşıladı, hem karşılamadı ama yine de sevdim. Akıcıydı, olaylar beklenmedikti ve güzeldi. Garip ailelere, olaylara rağmen sevdim.
Çok pahalıya almaya gerek yok ama, benim gibi ikinci el bulursanız alın. :)
Bu arada abinin arkadaşına aşık olma mevzusu var diye ona benzer bir çin dizisine başladım, ayy orada da abi, kardeş anlaşamaması, oğlanın nazik hareketleri çok tatlı.
Son olarak, kitapta baskı hatası vardı. İkinci baskıda düzeltilmiş ama ben söylenmese anlamazdım, sadece neden böyle oldu derdim.
İlk baskıdan okursanız eğer ilk sekizinci bölümden sonra onuncu bölümü okuyun, sonra dokuza geçin. :)
Şöyle; 8.bölüm, 10.bölüm, 9.bölüm.


Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


Muhteşem bir geceydi ve gerçekten eğleniyordum.
    Yanlış bir numarayla konuşuyordum.
Tanrım, ne acınası bir haldeyim.


*****

"Bir aya kalmadan gideceğinden asla şüphe duymadım," 
Jack homurdandı. "Öyle mi? Dostum, sen ona benden çok daha fazla güveniyorsun."


*****

Komikti, başarılıydı, yakışıklıydı ve zor durumda bırakmak konusunda ustaydı ama biz, "bize" bir seferlik bir hatadan başka bir şey demezdik. O mükemmeldi, bense... neyse. O bir Audi'ydi, bense Hyundai'ydım. Colin ve ben, hiçbir anlam ifade etmiyorduk.





Bir yorum daha biter, başka yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^