28 Kasım 2022 Pazartesi

A Good Day To Be A Dog//Webtoon Yorumu^^

Selamlar^^
Bu sene çok olmasa da güzel webtoon'lar okudum. Bu da onlardan biriydi, hatta okuyalı uzun zaman oldu unutmuşum yorumunu yazmayı.
Konusu nesillerdir süregelen laneti taşıyan kız karakterimiz bir erkekle öpüştüğü zaman geceleri on ikiden sonra köpeğe dönüşüyor ve normal haline dönmesi gerek öptüğü kişiyi tekrardan öpmesi gerek ama kazayla öptüğü meslektaşını tekrardan nasıl öpeceğini kara kara düşünmektedir.
Konu cidden sıra dışı ve K-dramacılar kaçırır mı, en son dizisi çekilecek diye duyduk, hatta birazdan aşağıda kimlerin oynayacağını göstereceğim. Şu anlık akıbeti ne alemde bilmiyorum, bakacağız. :D


 

Erkek karakterimizin adı Jin Seo Won
Kız karakterimizin adı Han Hae Na
Öğrenci karakterimiz Lee Bo Gyeom

İkisi de öğretmen ve ikisi de çok fazla utangaç.
Bir de Seo Won sert ama içiten içe yufka yürekli olması en sevdiğim şey oldu. 
Seo Won için bazı özellikleri var ki aşırı aşırı sevdim ama bir şey diyemeyeceğim :/ Okuyunca anlayacaksınız bence ;)



Hae Na gece aynen şu yukarıda köpeğe dönüşüyordu :D 
Webtoon'daki köpeği de sevmez, ağzını burnunu yemek istemezsin bee Esra asdfghjkl




Şu sahneleri seviyorum yaa, kitap, dizi, webtoon fark etmez^^





Çevirmenlerde ayrıca komikti yaa, seviyorum... Çok kalp^^








Ben bildiğiniz gibi Hayalistic sitesinden okudum, Türkçe ismi Köpek Olmak İçin Güzel Bir Gün. Böyle yazarsanız direkt gelebilir. :)
Eğlenceli webtoonlar arıyorsanız tavsiyemdir^^

Bu arada ben okuduğum webtoonları kitap okumuşum gibi sayıyorum, mesela şu zamana kadar 3-4 webtoon okudum ve ekledim listeme ama 1000 Kitap uygulamasında eklenme olmuyor ne yazık ki. Goodreads sitesinde oluyor ama :/
İstekte bulunmama rağmen baskısı olmayan eserleri ekleyemiyoruz dediler. :/ Üzücü...




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle, sağlıkla kalın^^


Buralarda da varım^^

21 Kasım 2022 Pazartesi

Caraval//Stephanie Garber Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız? Nasıl gidiyor kitap okuma halleri, artık diziden çok kitap yorumları olduğu için onu soruyorum. :D Beni sorarsanız hızlı okumaya gayret ediyorum ama bazen olmuyor ama akıcı kitap buldu mu affetmem. :)
Caraval serisi üç kitaptan oluşuyor, bunu seneler önce alıp kitaplıkta bekletmiştik. Bundan bir kaç ay önce indirimleri görünce seriyi tamamladık, hazır tamamlandı ben de okuyayım dedim. Konusu çok güzel, okumaya başladığım zaman bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştim, hatta ilk bölümlerde sıradan bir kitap sandım ama nasıl ki karakterlerimiz Caraval'a doğru yola çıktı o zaman farklılığını görüp merakla ve severek okumaya başladım.



Caraval’a hoş geldiniz! Burada duyduğunuz ya da gördüğünüz hiçbir şey gerçekle karşılaştırılamaz. Bu yalnızca bir oyun ya da gösteriden çok daha fazlası. Caraval, bu dünyada bulabileceğiniz, sihre en yakın şey. Çocukken Scarlett, büyükannesinin anlattığı Caraval’ın sihirli öykülerine inanırdı ama büyüdükçe, o masalları ardında bıraktı. Yine de annesi kendisini ve kız kardeşi Tella’yı terkedip, onları zalim babasıyla bıraktığında, Caraval Ustası Legend’a mektuplar yazarak onu ve sanatkârlarını adalarına çağırdı ama bir türlü cevap alamadı. Ta ki yedi yıl sonra, düğün gününden çok kısa süre önce, Legend’dan bir davetiye alana kadar. Özgürlük. Seçenekler. Mucize. Sihir. Caraval’daki oyuna katılır ve tek dilek hakkını kazanabilirse belki de bunların hepsine sahip olabilirdi. Ama korkuyordu Stella. Caraval hayal mi, gerçek mi?


Scarlett senelerdir ninesinden duyduğu masallardan sonra Caraval'a gitmeyi her zaman hayal etmiş, her sene mektup göndermiştir.
Arada seneler geçip, Scarlett evlenmesine günler kalırken hiç beklemediği mektubu aldıktan sonra işler karmaşık bir hale gelir. Babalarından gördükleri zorbalık yüzünden birbirlerine bağlı olduğu kız kardeşi Tella'ya mektubu söylediğinde  hemen gitmek isteyen Tella'yı durdurmak isteyen Scarlett yaşananlardan sonra kendini kaçırılmış, Caraval'ın olduğu adada bulur.
Yanında ise çokta güvenmediği denizci Julian vardır, kız kardeşi ise ondan önce gitmiştir.
Üç gece boyunca oynanacak oyuna başlayan Scarlett bu sırada hem ipuçlarını bulmaya çalışır, hem de kardeşini aramaya başlar.
Scarlett'ı sevdim sayılır ama kendi başına kararlar vermesine bazı noktalarda sinir oldum ama sonuçları tatlıya bağlandığından çok üstünde durmadım. :D
Kardeşi için kendini feda edecek hale gelmesi, bunu gerçekten yapacak olması yüreğime dokundu.

Julian'ın başta sadece sıradan bir karakter sandım ama devamında sürekli ortaya çıkması var bu oğlanda bir şeyler dedim. Zaten sırları, bildiklerini düşünürsek sonunu öyle bekliyor muydum? Hem evet, hem hayır. Buna da değineceğim.
Julian'i de Scarlett kadar sevdim, beni çok şaşırttı ama bu şaşırtmaya hayran kaldım.


Tella hakkında çok yanıldım çooook. Neden yanıldım, iyi mi, kötü mü onu da okuyun öğrenin. Çünkü okumanızı çok istiyorum.
Kızların zorba babası ve bir tane kont var ki dayaklıktı. Bu kadar iğrenç bir karakter görmedim, kesin diğer kitaplarda yine çıkacak ama nasıl çıkacak göreceğiz.

Kitabın dünyasına hayran kaldım, uzun zamandır böyle sihirli kitap okumamıştım. Sihirli elbiseler çok güzeldi, sırlarını, korkularını öğrenip onların karşılığında bir şeyler vermeleri kitabı ilginçleştiren şeylerdi.
Yani o sihirli dünyayı hayal etmek zor değil ve filmi olsa ne hoş olurdu, düşüncesine bile o kadar çok heyecandım ki. Şimdi yazdığımı yanlış anlamayın, filmi falan yok ama olursa var yaaa on numara beş yıldız olur. Fanartlarına bakınca baya popüler bir kitap olarak gördüm, bence olur yaa, olmalı, istek değil ihtiyaç. <3


Yazarın kalemi çok akıcıydı, bir akşamda iki yüz sayfa okudum diyebilirim. O kadar heyecanlı şeyler oldu ki bir baktım bırakamıyorum kitabı.
Sihir konusunu seviyorsanız, farklı dünyaları okumak istiyorsanız okuyun ama bence bunları sevmeseniz de okuyun yani. Ben çok sevdim, bu yılın en en en güzel fantastik kitaplardan biriydi.
Sonunu az çok tahmin ettim, tahmin etmeden beni şaşırtmasını çok isterdim ama olsun böyle bile çok güzeldi. Kitapta eksik şey çeviriydi, bazı cümleleri anlamadığım için geçmiş olabilirim.
Devam kitaplarında farklı şeyler olacakmış, konularını okuyup anladım. İnşallah aynı bunun gibi güzel olur, gerçi bu sihirli dünyayla devam ederse her türlü okunur.
Belki onları bu kitaptan daha çok severim, belli mi olur. Bu arada kapakların güzelliği der yorumumu bitiririm.



Kitaba Puanım 5/5^^




Alıntılar^^

Julian'a dair ilk izlenimleri hatırladı Scarlett: uzun, genel hatlarıyla yakışıklı ve tehlikeli; tıpkı göz alıcı bir şişedeki zehir gibi.


*****

Aldığı eğitimler sırasında Scarlett'in babası onun bir düzine farklı dilde uygun şekilde teşekkür etmeyi öğrenmesini istemişti ama o sırada, öğrendiği o sözlerin hiçbiri yeterli gelmiyordu Scarlett'e.





Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^
Sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^


17 Kasım 2022 Perşembe

Balkabağı ve Tarçın//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Bundan bir kaç ay önce yine Betül Güçlü'nün bir kitabına yorum girmiştim, hatırlayanlar ne hızlı yazar diyebilirsiniz ama önceden okuduğum kitap yıllar önce çıkmış, şimdi yayınevi değiştiğinden tekrar basılmış, ama yeni düzenlemesiyle. O kitabın yorumumu okumak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz. ;)
Bu kitap ise yazarın yıl içerisinde çıkardığı yeni kitabı, kendisi güz mevsiminde kitap çıkarmayı çok seviyor ve bunu adet edinmiş durumda. :D
Bu tarz kitaplar daha çok bahar, yaz aylarında okunur ama biz seni böyle kabul ettik yazarcığım. :D
Kitabın ismini, kapağı gördüğümüz ilk anda vurulduk. Gerçekten çok güzel tasarımlara imza atıyor Arife, tasarımlarını görmek isterseniz instagram hesabını takip etmenizi öneririm. :)
Kitabı gelecek olursam çok çok çooook güzeldi, her anlamda doyduk desem yeridir. Yazarın kendini her kitapta geliştirmesi, karakterlerin tekdüze değil de farklı oluşları kendisini hep bir adım önde götürüyor bence, çünkü karakterleri gerçekten çok tatlı ve sıra dışı. :D



Farklılıklarımız bizi aynı noktada buluşturabilir mi? 
Birce Eren kendine ait iyi özellikleri sıralarken listenin en başına sorun çözme becerisini koyardı. Aniden evsiz kaldığında aynı durumda olan üç kızla bu sayede eve çıkmış, birbirinin tamamen zıddı olan kızların kavga etmeden yaşayabilmesi için bu beceriyi sonuna dek kullanmaya karar vermişti. Neşeli ve arkadaş canlısı doğasıyla herkesle anlaşabileceğini düşünürken huysuz alt komşusuyla iletişim kuramamak öz güvenini sarssa da kolayca pes etmeyecekti.
Barış Kaan Erbey etrafında gerçekleşen olaylara tepkisiz kalan, sessiz, içe dönük ve mantığın sesinden ayrılmayan biriydi. Dinozorlar hakkında saatlerce konuşabilirken başka herhangi bir konuda onunla sohbet etmek neredeyse imkânsız hale geliyordu. Az konuşur, az güler ve sık sık da pervasız dürüstlüğüyle karşısındakileri zor durumda bırakırdı.
Eğer hayat mantık çerçevesinde ilerleseydi Birce ve Barış’ı yan yana düşünemezdiniz. Fakat işin içine kalp girdiğinde neler olacağını kim bilebilirdi?
Eğlenceli, sıcak, aşkın ve dostluğun en güzel halini barındıran keyifli bir gençlik romanı.

Ailesinden uzak bir ilde okumaya başlayan Birce yurdunun kapanmasından sonra dışarda kalır ve kalacak hiçbir ye bulamaz. En sonunda aynı sıkıntıdan muzdarip olan diğer üç arkadaşıyla yıkık, dökük bir ev bulur. Her şey tamam derken bir de ev sahibinin çekilmez biri olması işleri zorlaştırsa da avukat adayı olan yeni ev arkadaşı hakkından gelir.
Eve taşındıktan sonra yeni arkadaşlarıyla anlaşmaya çalışan Birce zamanla aslından dördününde birbirlerinden çok farklı olduğunu fark eder.
Alt komşuları ise erkek evidir ve hal hatırdan anladıkları için arkadaş olurlar.
Aralarından sessiz, sakin, umursuz davranan Barış ise Birce'nin radarından çıkamaz, çünkü aşırı soğuk olması pozitif kişiliğine terstir.
Birce'yi çok sevdim, bazı davranışları aynı bendim yaa sdfghjk Tabii bazen Barış'ın halinden anlamamasını hem garipsedim hem kızdım. Tabii bazı şeyleri bilmeden önceydi bunlar. Yine de o duruma rağmen trip atmadı değil sdfghjkl
Seviyom kız senii :D
Ama Birce en çok Betül Güçlü'ye benziyordu, yazarımız resmen kendini yazmış :D


Barış hakkında diyeceğim çok şey var aslında ama bazı şeylerin spoiler olacağını bildiğimden kısa keseceğim.
Birce'yle olan iletişimine bayıldım, yani Birce gibi enerjik, her saniye konuşan biri için Barış çok çok farklı geliyor ama zamanla birbirlerini tanımaları, Birce'nin bazı şeyleri üstelemesi bence olayların farklı gelişmesine olanak sağladı. Yani bu ilişki Birce'nin sayesinden başladı dersek yalan demiş olmayız.
Dinozorlara olan takıntısına hayran kaldım, inanın o kadar takıntılı olmayı düşünemiyorum bile asdfghjk
Bu arada dinozorlar hakkında zerre bir şey bilmiyormuşum, Barış şu an gelip anlatsa inanın oturur dinlerin. Çok değişik varlıklarmış cidden :D

Evin diğer kızları, Çiçek, Jülide ve Bensu ise gerçekten birbirlerinden farklı karakterlere sahip genç kızlardır.
Çiçek küçük bir kasabadan ve masum oluşundan dolayı duygusal, sessiz sakin bir kızdır.
Jülide bakımlı, kendi dışında kimseyle ilgilenmeyen biridir.
Bensu ise avukat adayıdır ve bununla sert mizaclıdır. Ev sahibi dahil herkesin korktuğu Bensu aslında diğer kızlardan farklı değildir. Çok çalışmasından ünlü olan Bensu'yu kitapta gerekli yerlerde ve bazen ayyy noluyor, noluyorluk durumlarda okuduk.
Ama arkadaşlar yazarımız acı haberi verdi, kızları yazmayacakmış..
AMA NEDEEEEEEENNNNNNN???????!!!!!! :'((((((((
Hepsini sevdim ve hepsinin kitapta farklı ilişkileri, hayatları vardı. Okusaydık ne güzel olurdu. Resmen elinden şekeri alınmış çocuk gibi kaldım ortada, far görmüş tavşan gibi...
Betül'cüğüm, yazarım okursan eğer ne olur bize acı ve yaz şu kızları sdfghjk Hepsi ayrı ayrı olmasına gerek yok, tek kitapta olur, tercihim Bensu'dan yana ama, okuyan anladı beni. ;)

Tam mevsimine uygun bir kitaptı, balkabağı, tarçın, kahverengi renkler vs. Zaten kapağa vuruluyoruz. Bu nasıl bir kapak, ne Arife böyle güzel kapaklar çıkarmaktan usandı, ne de biz sürekli övmekten.
Ama sonuna kadar hak ediyor, emeğine sağlık^^
Çok eğlendiğim, bilgilendiğim, buram buram bilgi ve emek kokan bir kitaptı. Emek kokuyorum diyorum çünkü Betül o kadar ince eleyip, sık dokumuş ki her şeyi araştırmışta yazmış. Böyle kitapları çok seviyorum zaten. Sadece Barış'ın dinozor aşkı değil bu arada, başka yeni şeylerde öğrendim şahsen.
Zaten Betül'den hiçbir zaman sıradan bir karakter bekleyemem, illa ki değişik bir şey olacak. İşte buna da ayrıca bayılıyorum...
Aşk ise kitapta çok farklıydı, o yüzden ona çok değinmek istemedim ama sadece şunu söylemek isterim ki o aşk taa yüreğinize dokunuyor... :'( <3


Gözü kapalı öneriyorum, okuyun, okutun benim gibi hayran kalıp çok seveceksiniz.
Betül'ün daha ilk kitabından bu zamana kadar ki kitaplarını okudum, ilk kitabından bu kitabına kadar ki gelişimi o kadar güzel ki gözlerim yaşarıyor, çok gurur duyuyorum. İstisnasız bundan sonra çıkaracağı bütün kitaplarına böyle yorumlar yazacak gibiyim, inşallah yenilerini okumak kısmet olursa.
Daha çok yazsın, daha çok okuyalımmm^^



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^

"Birce," dedi Mecnun gülümseyerek. "Sana başımın bağlı olmadığını söylemekten mutluluk duyarım. Lütfen bunu evdeyken yüksek sesle tekrarlar mısın?"
"Duvarlara karşı mı?"
"Hayır, çiçeklere karşı,"


*****


"Neden öyle bakıyorsun?"
"Seni ikna etmeye çalışıyorum."
"Bundan hoşlanmadım."
Omuzlarım düştü. Elimdeki her şeyi kullanmıştım. Pes etmenin eşiğinde, hayal kırıklığıyla cevap verdim. "Bakışlarımdan mı?"
"Hayır. İkna olmaktan."


*****


"Çok renkli bir yüzün var. Çok...dağınık. Dağınık şeylerden hoşlanmam. Onları toparlamak, bir düzene sokmak isterim. Tanıştığımızda sana bakarken sürekli bunu düşünüyordum ama artık onlar dağınık beneklerden ibaret değil, onlar senin. Yüzündeki çiller de senin gibi renkliler. Bende hiçbir renk yok, bu yüzden senin böyle olmanı seviyorum."


*****


Barış beni güzel buluyordu. Bütün renklerimle beraber.
Ve ona aşıktım. Bütün farklılıklarıyla beraber.


*****


"Mecnun'u teselli ediyorum."
"Sen mi? Nasıl?"
"Varlığımla."


*****


"Benden hoşlanıyorsun, ben de senden hoşlanıyorum. Üstelik elini tutmayı da çok seviyorum. Sevgilim olsana."





Yeni yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^
Aşkla kalın^^



Buralarda da varım^^

16 Kasım 2022 Çarşamba

Yüreğe Söz Geçmiyor//Julia Quinn Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Uzun bir aradan sonra yorumlara geri döndüm. Bu süre zarfında ballarımızı süzdük, evimizin güz temizliğini yaptık. Daha dün bitti(27 Ekim), bugünde dinlenme günümüz, hemen başladım yorumlara. Umarım istediğim güzellikte olur.
Bridgerton'ın sezonlarını izledim, dördüncü kitaptan başlayarak geri geri giderek okumaya başladım. İlk Rüyalar Gerçek Olsa, sonrasında Son Söz Aşkın, şimdi de bu kitabı okudum. Şu ana kadar hayal kırıklığına uğradığım tek kitap Son Söz Aşkın'dı. Rüyalar Gerçek Olsa'dan sonra en sevdiğim bu oldu. Dizisinde o kadar eksik vardı ki, bunları dizi yorumumda yazdım. Buradan okuyabilirsiniz. ;)
Neden kitabı sevdiğimi yorumumun devamında yazacağım^^


Kadere inanır mısınız? Peki ya kader bir gün yolunuzu aşkla keserse...
Tutkuyu ilişkilerinizde hissederken aşktan korkup her şeyden vazgeçmek zorunda kalırsınız... Bazen imkansızlıklar geçicidir, bazen ise imkansızlıklar hayallerle kesişir...
 Quinn'in etkileyici üslubu karşısında duygulanacak, gerçek aşkın varlığına inanmaya başlayacaksınız. Bir yandan da gülümsemenizi sağlayacak bu içli aşk romanının her sayfasında kendinizden bir parça bulacaksınız...

Daphne sosyeteye çıktıktan sonra evlilik tekliflerinin azalmasından sonra ne yapacağını bilemez, abisinin kardeşine yanlış şekilde destek çıkması kendisini zorladığı için yavaş yavaş hayallerinden vazgeçemeye başlar. Ama bir gün şehre dük gelir ve ilk katıldığı baloda çok farklı bir şekilde karşılaşırlar ve tanıştıklarında yaşadıkları sorunları konuşunca ikisinin de işine yarayacak bir plan yaparlar ama bilmedikleri bir şey vardır, o da aşk...
Daphne aynı dizideki gibiydi, tek farkı kitaptaki Daphne kumral, ela gözlü. Dizide sarışın.
Ve bir de kittapta duygularını çok güzel ifade etti.
Kitapta çok sevdim, son kısımda yaşanan sıkıntılarda verdiği tepkiler o kadar gerçekçiydi ki ben de onunla üzüldüm.
Ama duygusal açıdan gerçekten çok güzeldi.


Simon ise çocukluktan yaşadığı sıkıntılar yüzünden sürekli yurt dışlarında gezmiştir. Kendini eğitip babasının karşısına geçtiğinde ise gurur duyulacak bir evlattır ama Simon'ın hiç etkilenmez. Yaşadıklarından sonra düklüğü istemese de hayatının sonuna kadar bununla yaşamak zorundadır.
Simon'ın Daphne'ye olan aşkına hayran kaldım, ne kadar yeminlerini yerine getirmek için saçma şekilde uğraşsa da Daphne'nin hayalleri için kendini feda etmesi beni etkiledi. Dizideki Simon'a çok kızmıştım, inadı saçma şekilde uzadı ve o sondaki ikna olması hiç gerçekçi değildi ama kitapta Simon çok iyiydi. Tabii Daphne'yi üzdüğünde çok kızdık ama gerçekleri öğrendikten sonra ikisini de alıp bağrıma basasım geldi. :D
O sondaki gelişi kalp ben asdfghjk
Ve Simon'ın kitapta sarışın olması. :D


Bu konu hakkında da yazıp diğer yorumlara geçeyim.
Dizide ırkçılık yapmamaları gerçekten güzel ama ne yaparlarsa yapsınlar atalarının siyahi insanlara yaptıklarını unutturamazlar, hala devam edilen ırkçılığı da düşünürsek bu çok abes kaçmış.
Kitabı okurken gözümün önüne dizideki oyunculardan çok kitaptaki tarife göre düşünüp, okudum. 
Belki olumlu bulan var, başta benimde hoşuma gitti böyle yer vermeleri ama kitapları okudukça gerçekten gereksiz bir savunma olmuş. Atalarının yaptıklarını örtbas edeceklerine bas bas bağırsalardı ya. -_-

Neyse şu an kitap yorumu yazdığım için bununla devam edeyim.
Yazarın kalemi akıcı, belli ki duygu konusunda da çok iyi, Son Söz Aşkın'ı da severdik ama yazar bir şeyler yapmaya çalışmış, yapamamış burada ise konu almış başını gitmiş, en sevdiğim.
Daphne'nin annesini yine ve yeniden sevdim, dizide de çok severim. Mesela dizide kadın dayanışmasıyla ilgili bir olay vardı ki her zaman izleyince aşırı keyif alıyorum, dayanışmaları o kadar güzeldi ki buna kraliçenin dahil olması daha da güzeldi.
Kitapta kraliçe ve onun yılın elması vs. bu tarz şeyler yoktu. Dizide de sırf bölümler çok olsun diye eklemeleri bir yandan güzel olmuşken, bir yandan diğer gereksiz konular aşırı saçma olmuş. Birinci sezonda Colin'in yaşadıklarını düşünürsek kraliçe yanında melek, melek.


Hazır Colin dedik, ya bu çocuğu seviyorum yaa. Daphne'ye olan düşkünlüğünü çok sevdim, zaten kardeşlerin kız kardeşlerine sahip çıkmaları çok tatlıydı, bazı yerlerde abartmış olsalar da. :D
Bunların yanı sıra Penelope'yi arada görmemiz, onun hakkında güzel düşünceleri okumamız da çok güzeldi.
Sonunu sevdim, diziye göre cidden çok güzeldi. Diziyi sevmiştim aslında, danslar, kostümler falan ve okuduktan sonra aslında kitapla aynı şekilde gitmeleri de güzeldi ama yok yani, duygu yok. Dizinin sonu tam bir fiyasko kimse kusura bakmasın, duygu yok cidden. Adam ne oldu da bir anda değişti belli değil. O yüzden ki kitabı daha çok sevdim.

Bu tarz historicaller okumak istemenize rağmen, çok fazla müstehcen olduğundan çekiniyorsanız bunda o yok işte. Paso duygulardan devam ediyor ki öyle sahnelerde yeterince var, abartmamış yazar. O kısımları da atlayıp okuyabilirsiniz. ;)
Eskiden bende bu yüzden sevmezdim ama artık yazarlarda okurları daha çok düşünüyor ve bu tarz şeylerden çok duyguları ön plana çıkarıyor.
Tabii aksini yapanlarda var, onları da biz okumuyoruz. :D 



Kitaba Puanım 5/5^^


Alıntı^^


"Son derece rahatsız edici bir genç kadınsınız, Bayan Bridgerton, bunu biliyor muydunuz?"


*****

"Daphne'yi kurtarmalıyız," dedi Anthony.
"Kesinlikle kurtarmalıyız," diye onayladı Benedict.
"Ve Macclesfield'i de," diye ekledi Anthony.
"Ah, mutlaka kurtarmalıyız," dedi Benedict.
Fakat hiçbiri yerinden dahi kıpırdamıyordu.
Gülmemek için kendini zor tutan Colin, "Sadece laf üretiyorsunuz, harekete geçen yok," dedi.


*****

Ölmüş bir adamın tüm dilekleri yerine getirmemeye çalışarak, nasıl mutlu ve huzurlu bir hayat sürdürülebilirdi ki?





Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^
Sevgiyle, aşkla ve sağlıkla kalın^^



Buralarda da varım^^



5 Kasım 2022 Cumartesi

Cam Şato(Cam Şato Serisi #1)//Sarah J.Maas Kitap Yorumu^^

 Selamlaaar^^
Nasılsınız bakalım? Sizleri şaşırtmıyor yine ve yeniden kitap yorumuyla karşınıza çıkıyorum. Bu aralar sadece kitap ve dizi yorumlarıyla karşınıza çıkıyorum. Geçen seneye göre çok film izleyemiyorum, haliyle yorumda gelmiyor. İzlediğim filmlerinden kısa yorumlarını instagramda paylaşıyorum. Oradan bakabilirsiniz. ;)
Şimdi ki yorumumuz yedi kitaplık serinin ilk kitabı Cam Şato, ilk iki kitabı yıllar içinde almıştık, sonra zamlar vs. dedikleri için yılbaşından önce yedinci kitap hariç hepsini aldık. Şu an ki fiyatlara baktığınızda çok iyi bir alışveriş oldu. Geçen haftalarda ise son kitabı aldık ve seri tamamlandı.
Yorumumu yazarken yazarın okuduğum Güller ve Dikenler serisiyle azıcık kıyaslama yapabilirim.
İlk olarak dünyası klasik bir şato, krallık, veliaht prensin etrafından geçiyor. Henüz tam olarak fantastik dünyaya dahil olmadık, büyük ihtimal devam kitaplarında olacak ama zaman alacak gibi.



Celaena ömür boyu hapse mahkûm edilmişti. Oysa o, eğitimli bir suikastçıydı, benzerlerinin en iyisiydi ama bir hata yapmış ve yakalanmıştı. Genç yüzbaşı Westfall ona bir teklifle geldi. Celaena, kraliyetin en yetenekli savaşçıları ve suikastçılarıyla katılacağı ölümüne bir yarışmada veliaht Prens Dorian’ı temsil edecek. Yarışmayı kazanırsa kralı korumaya ve sonrasında özgür bırakılmaya hak kazanacak. Ama önce bir biri ardına ortaya çıkan cinayetlerin katilini bulmalı ve hayal bile edemeyeceği bir geleceğe hazırlanmalı.

Celaena yıllarca eğitimini alarak suikastçı olarak yaşamaktadır, en son ki olaydan sonra yakalanıp en kötü hapishaneye gönderilen Celaena'nın önüne çok büyük bir fırsat çıkar. 
Kral yaverlik sınavı için bir kaç suçluyu ya da yetenekli insanları toplayıp sınav yapacağını duyurur. Yüzbaşı Westfall ve Veliaht Prens Dorian ise Celaena'yı tutulduğu yerden kurtararak sınavlara katılmasını ister. Özgürlüğü için tereddüt etmeden kabul eden Celaena'yı büyük maceralar beklemektedir.
Celaena'yı sevdim, cesur oluşu, kendine güveni, yetenekleri (Tabii asıl yeteneği değil, dövüş vs. yeteneği) hepsiyle çok iyi bir karakter yazmış yazar. Bakalım devamında neler yapacak, onları çok merak ediyorum. Sadece son kısmı beklemiyordum ya, devam et gitsin Celaena'cım, boş ver şimdi mevki vs. asdfghjkl


Yüzbaşı ve Prens için yazacağım çok şey var ama şimdi yazsam spoiler falan olur ne gerek var ama şunu bilin ki iki karakteri de çok sevdim. Bundan aşk üçgeni çıkar mı bilinmez, inşallah çıkmaz çünkü en en en sevmediğim konu. Ekstradan biri de girer mi bilemiyorum, yazar Güller ve Dikenler serisindeki ana erkek karakteri gözümüzde öyle bir arşa çıkardı ki yani altını kabul edemiyoruz. :D Tabii umuyorum ki bu seriden de öyle bir şey çıkacak, yani umuyorum. :D
Prens ve Celaena'nın arasındaki atışmalara çok güldüm, bir kitap sahnesi var ki hak etmişti bence. :D Aynı performansın daha fazlasını devam kitaplarda görelim plizzz

Aslında serinin ilk kitabı olduğundan çok sakin geçti ama bu kadar sakin beklemiyordum açıkçası. Diğer serisine baktığımda normal karşılıyorum, o üç kitaplıkken bu yedi ama bu kadarda değildi ya. :D Şimdi sevenleri beni topa tutabilir ama lütfen dediğim gibi kıyaslama yapacağımı baştan söyledim.
Bir de ben diğer dünyayı daha çok sevdim, bu dediğim gibi klişe geldi bana, devamında daha farklı olur mu zaman gösterecek ama şimdilik ne yazık ki çok yükselemedim. Ve şu aşk üçgeni olursa işler daha karışacak gibi.
Diğer karakterlerden Prensesi sevdim, şu bi tane adam var o ortalığı çok karıştıracak gibi ve kral. Celaena o kadar korkuyor ki ondan, her şeye cesareti olan Celaena kralı görünce eli ayağı titriyor resmen. Bakalım neler yapacak devamında, hinlik bekliyorum ben o adamda. Bir de büyüyü falan kaldırmış, bakın buraya yazıyorum kesin onunla da işi çıkacak. :D
Çok fazla detay var aslında ama yazarsam spoiler olacağı için çok yüzeysel yorum yazmaya çalıştım. :) 


Biraz önce yazdığım gibi ilk kitaba çok yükselemedim, şimdilik hala Güller ve Dikenler Sarayı favorim. O seri başka yaa, bakalım bu nasıl olacak. Arayı fazla açmadan okumayı düşünüyorum. Çok akıcı değil, yani bana göre oturayım da bi yüz sayfa okuyayım yok ama başkası için oturup bir, iki günde bitirebilir. Ben alimde süründürdüm resmen. :D
Elinizde varsa okuyabilirsiniz ama yeni almak için çok düşünmenizi öneririm. Az para değil, bundan önce Güller ve Dikenler Sarayı serisini toplayın bence. :D
Umarım ikinci kitapta da bunları bu seri için derim. :D



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^


Kütüphaneler fikirlerle -tüm silahların belki de en tehlikelisi ve güçlüsüyle- doluydu.


******

Kuralsız rekabete karşı hiçbir kural yoktu.


*****


Şatodaki kötülüğü bul... Fakat bu dünyadaki yegane kötülük ona hükmeden insandır.


*****


İnsanların içinde -derinlerde bir yerde- iyilik vardı; içlerinde her zaman bir parça iyilik oluyordu. Olmaz zorundaydı.


*****


Bir kayalıktan aşağı atlamıştı. Artık tek ümidi aşağıda bir ağ olacağını ümit etmekti.


*****

"Hepimizin yara izleri var Dorian. Benimkiler sadece çoğu kişiden daha görünür halde. ..."







Çokça alıntı çıkan kitapları seviyorum. <3
Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^