Anthony Doerr etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Anthony Doerr etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mart 2015 Cuma

OKK 44.Blog Tur Göremediğimiz Tüm Işıklar//Anthony Doerr Kitap Yorumu^^


Turumuzun son gününden herkese selam!

Kitabımızın konusunu ve özel yazılarımızı okuyanlar kitabın farklı bir konuyu ele aldığını anlamıştır. Normalde o kadar da farklı bir tarz değil. Tarihi savaşları, olayları okumayı seven kişilere tavsiye edeceğimiz ve seveceklerini düşündüğümüz bir kitap. Kitabımız bir çok yerden önemli ödüller almış. Bu ödülleri bazı yönden hak etmiş ama bir yönden bakınca fazla mı ne dedirttiriyor ama Almanya ve Fransa için önemli bir kitap diyebiliriz.


Babası ile Paris'te yaşayan Marie-Laure 6 yaşına kadar görür ama 6 yaşından sonra görme yetisini kaybeder. Babası kızının onsuz bir kaç şey yapabilsin diye mahallesinin minyatürünü yapar, bu sayede görmüyor olsa bile bazı şeylere yardım olmadan ulaşabilir, ta ki kara bulut gibi ülkeye hakim olan savaşa kadar. Savaş nedeniyle babası ile büyük amcalarının yanına göç ederler.

Werner kız kardeşi ile Maden Kasabası ile adlandırılan bir kasabada yaşarlar. Anneleri ve maden kazasında ölen babaları olmaya Werner ve Kız kardeşi bir yetim hanede yaşarlar. Werner'in 15 yaşına gelince iki seçeneği vardır ya maden ocağında çalışacak yada yeteneğini konuşturacak.


Konumuz böyle. 
Arka kapak yazısına göre anlattım. Daha fazla anlatmam spoiler demek olacaktı. Savaşın vurduğu Paris'i detaylara fazla değinmeden yerinde anlatmış, bu yönü güzeldi yazarın, kalemine daha çok adapte oluyoruz. İlk olarak kısa kısa değiniliyor konulara. Yazar hem Marie-Laure hemde Werner 'ın gözünden anlaşmış olan biteni. Biri savaştan kaçarken biri de savaşa yardım eder konumda. Tabii okuyunca bazı şeyler değişiyor.


Marie-Laure kitabın en sevilen karakteriydi bence. Bir o kadar Werner'de ama Marie-Laure görmeyen gözleri ile o kadar sempatik ve umutlu bir karakterdi ki ayakta alkışlanacak tarzda. Her ne kadar hayat dolu olsa da yaşadıkları çok kötüydü. Okudukça sizde bana hak vereceksiniz.
Werner'in hayatı da kolay değil, o zamanların yetim hanelerini düşünün neyse ki iyi insanlar var dedirttiriyor. Yokluk, insanların umursamaması ve hor görmesi en büyük kötülük ama Werner zekası ile bazı şeyleri değiştirir. Radyo yapmayı kendi kendine öğrenen Werner usta tamircileri bile geçer. Kader onu öyle bir hale getirir ki birde bakıyor ki bilmediği bir şehirde bilmediği bir sokakta kör bir kız. İki karakterin de yaşadıkları zorlular beni baya etkiledi ve çoğu şeye şükretmeme vesile oldu.


Kitabımız da hem Maire-Laure babasını hemde Werner'in bi asker arkadaşını çok sevdim. Maire-Laure'nin babasının kızına olan düşkünlüğü çok güzeldi. Onun için ne yapıp edip kitap alması sonrasında kendi elleriyle mahallenin minyatürünü yapması en can alıcı yerlerdi. Bu yönden bu karakteri çok sevdim, duygulandırdı beni açıkçası. Hele sona doğru daha fena. Okuyunca anlayacaksınız. Werner'in arkadaşı ise ayrı olay. Yaşadığı sıkıntılar ve bazı şeylere katlanması, fazla detay vermeyeceğim ama onun içinde üzüldüğümü bilmenizi isterim.

Kitapta sevmediğim bir kaç özellik daha oldu, bunu burada söylemek istemiyorum ama sadece yazarın bizi ters köşe yaptığını bilmenizi isterim. Merakla beklediğimiz şey zaman sonra oluyor ve bingo sadece bir kaç saat. Neyse okuyanlar bana hak verir diye düşünüyorum.

Kitabımız konu ve anlatım ile iyiydi, bu tarz savaşı ve hayatları okumak isteyenlere tavsiyemdir. Şahsen benlik bir tarz olmadığı için kitaba pek bağlanamadım. Tarihi bilmemiz gerek bunu çok iyi biliyorum ama tarihi okumaktan çok izlemeyi tercih ederim. Tarih ve savaş kokan bu kitapları sevenler yazarın kalemine hayran kalacak.


Kitaba Puanım 5/3.5


Alıntıları Kütüphanemden Kitap Manzaraları blogundan bulabilirsiniz ;)

Kitabımızı kazanmak isteyenleri  Okuyan Kızlar Kulübü Facebook sayfasına bekliyoruz ;) 

Bol Şans^^


Bir turun daha sonuna gelmiş bulunmaktayız, klasikleşmiş sözümü söyleyip yorumumu bitireyim :P Turumuzda emeği geçen herkese teşekkürler^^
Takipte kalın^^



Katkılarından Dolayı Koridor Yayınlarına Çok Teşekkürler^^




5 Mart 2015 Perşembe

OKK 44.Blog Tur Göremediğimiz Tüm Işıklar//Anthony Doerr Deniz Altında Yirmi Bin Fersah^^


Herkese merhaba^^

Bugün özel yazım ile sizlerleyim. Konumuzu okuyanlar baş karakterimizin sonradan kör olduğunu öğreniyor. Bu zaman zarfında babası kızına çok sahip çıktı ve o zaman çok ama çok pahalı olan Braille alfabesi ile yazılmış kitaplarla kızını sevindirdi. Normalde ismine bakınca kitapta pek önemli gözükmez ama bu kitapların olaylara büyük etkisi var. Jules Verne'nin iki kitabı da yer alıyor kitabımız da. İkisini de ya okumuşuzdur yada çizgi filmlerini izlemişizdir. Marie-Laure ise Braille alfabesi ile okuyor. Marie-Luren'in en sevdiği doğum günü hediyeleri. Her okuduğunda bambaşka alemlere gidiyor aynı bizimde gittiğimiz gibi. 

Şahsen çok severim bu hikayeleri, okudun mu derseniz hayır okumadım ama itinayla filmlerini izledim^^ Gençliğimin efsane hikayeleri. Kitapta görünce çok sevindim artı kızında sevmesine bayıldım, yanından ayırmak istemiyor o derece.


Marie-Laure'in babası ilk olarak Braille alfabesini öğretiyor ve sonradan ilk olarak bu kitabı, 80 Günde Devr-i Alem kitabını alıyor. Bir çok olaya kitabın karakteri  Bay Phileas Fogg'dan harika alıntılar yapıyor. Bunları burada yazmak isterdim ama okuyup öğrenin derim :)

Bir çok yayıncıdan çıkmış bu kitap en tanıdığımız Epsilon Yayınları;


Tabii gerek çizgi filmi ve gerek gerçek filmi karşımıza çıktı. Bu yaşta çizgi filmi izlerdim ama gerçeğini tercih derim :D 



Bir kaç kere izlediğim bir film. Jackie Chan oynuyor, adamın oyunculuğunu hepimiz biliyoruz burada da filme renk katmış. Sonradan 1989 yılında Pierce Brosnan ile can bulmuş Bay Phileas Fogg karakteri. Bunu izlemedim ama bakmak isterim. 



Sonrasında Deniz Altında 20.000 Fersah kitabımız var. Marie-Laure bu seriye sonradan yine doğum gününde kavuşuyor ve okuya okuya artık ezberliyor. Her iki kitabımızı da 20- 30 kere okusa bıkmaz gibi o kadar çok seviyor bu yazarın kitaplarını.


Bir çok yayıncıdan belli sayfa sayısıyla kitaplarımız çıkmış. İlk olarak bildiğimiz Arunas Yayınları.


İkinci bir kitabı Timaş'dan çıkma. Bunu da ilki gibi okumadım ama izlemişliğim var.  Marie-Laure bu kitabı okuduktan sonra denize karşı ilgisi olur. Göremese de o ses ve denizden gelen her şeye ilgi duyuyor. Tabii Marie-Laure bu kitaptan da alıntı yapar, bu da diğeri gibi yerine cuk diye oturan tarzda.

Filmlerine bakacak olursak;


Disney tarafından 1997 yılında senaryoya alınmış. Hiç görmedim şimdi öğrendim :D Acaba güzel çektiler mi? Sonuçta denizin altı :P


Bu film biraz daha yeni zamanda çekilmiş gibi. 


Maceranın kol gezdiği ve harika yazan Jules Verne sadece bizleri değil yazarı da etkileyen kitaplar yazmış belli ki. Kitaplarımız da önümüze çıkan güzel detaylar arasında. 
Bu konudan yola çıkarak şunu merak ettim acaba ülkemizde de Braille alfabesiyle yazılan bu tarz kitaplar var mı? Olsa ne güzel olur. Gerçi en son sesli hikaye dönemine girildi ama bunun yerini tutuyor mu ki? 

Araştırmam sonucunda BU SİTEDEN sınırlı sayıda Braille kitapları var. Keşke daha çok olsa :(


Bu konu hakkında yazabileceğim yazı bu kadar. Belki bu yazı ile gençliğinize döndünüz veya çocuğunuz varsa ona izletmek isteyeceksiniz. Süper olur, gençliğimiz de neler, neler izlediğimiz görürler :) Güzel film ve hikayelerdi.


Bundan sonra Takvimimize bakalım^^

 Pudra Tozu - Gün Işığım Sönerse - Yeni Hayat.
Kitap Tutkusu – Göremediğimiz Tüm Işıklar Kitabının Aldığı Ödüller.
Fighting!! – Deniz Altında Yirmi Bin Fersah.


06.03.2015

Yorumlar


ÇEKİLİŞ^^

4 kişiye hediye ettiğimiz kitabımızı kazanmak isteyenleri Okuyan Kızlar Kulübü Facebook sayfasına bekliyoruz ;) 

Bol Şans^^


Turumuzun son gününde yani yorumumuz da görüşmek üzere^^






4 Mart 2015 Çarşamba

OKK 44.Blog Tur Göremediğimiz Tüm Işıklar//Anthony Doerr Kitap Tanıtımı^^


Herkese merhaba!
OKK’nın 44. blog turunun konuğu Koridor Yayınları’ndan çıkan Anthony Doerr’in yazmış olduğu Göremediğimiz Tüm Işıklar romanı!

Kitabımızı Tanıyalım^^


Marie-Laure, bir müzede kilit ustası olan babasıyla birlikte Paris'te yaşamaktadır. Gözleri gün geçtikçe daha az görmeye başlayan Marie-Laure, altı yaşına geldiğinde kör olur. Babası ona yaşadıkları mahallenin mükemmel bir minyatürünü yapar, böylece her yeri parmaklarıyla ezberler ve artık dışarı çıktığında evinin yolunu bulabilecektir. Fakat bir sabah savaşın kara bulutları şehrin üzerine çökünce, yanlarında müzeye ait içi sırlarla dolu bir taş ile, Saint-Malo'da deniz kenarında bir evde yaşayan, yirmi yıldır dışarı adım atmamış olan amcalarının yanına gitmek zorunda kalırlar.
Almanya'da bir maden kasabasında kız kardeşi ile birlikte bir yetimhanede büyüyen Werner'in önündeki tek seçenek, on beş yaşına geldiğinde babasının öldüğü madende çalışmaktır. Işık kadar beyaz saçları ve sonsuz merak içinde yüzen zihni ile Werner özel bir çocuktur. Bir gün şans eseri eski bir radyo bulup onu çalışır hale getirince ve karşılaştığı her elektronik aleti dakikalar içinde tamir edince, bir subay tarafından keşfedilir ve sonradan bir katil ordusu olduğunu öğreneceği özel bir okula gitme fırsatı elde eder. Orada dâhi olmasının bedelini ödeyip, hayatın acı taraflarına tanıklık ederken, kendisini Marie-Laure ile kaderlerinin kesişeceği Saint-Malo'da bulur.
Göremediğimiz Tüm Işıklar, okuyanların birbirlerine tavsiyesiyle kısa sürede bir milyondan fazla sattı, yılın en çok konuşulan kitabı oldu.



Tur Takvimimiz^^

04.03.2015

Tanıtım
05.03.2015

Pudra Tozu - Gün Işığım Sönerse - Yeni Hayat.
Kitap Tutkusu – Göremediğimiz Tüm Işıklar Kitabının Aldığı Ödüller.
Fighting!! – Yirmi Bin Fersah.


06.03.2015

Yorumlar


4 kişiye hediye ettiğimiz kitabımızı kazanmak isteyenleri Okuyan Kızlar Kulübü Facebook sayfasına bekliyoruz ;) 

Bol Şans^^



Katkılarından Dolayı Koridor Yayınlarına Çok Teşekkürler^^