30 Mart 2021 Salı

İzlediğim Filmler 43//Tatil, Sihirli Kedi, Aşka Yolculuk^^

 Selamlar^^
Belli bir süre hiç film izlemezken şimdi de film yorumlarım üstü üstte gelmesin mi :D Artık bir yerden başlamak lazım dedim ve iki tamamen bitmiş yazımdan sonra bu yazıma geçiş yaptım. Diğer üç filmlik yazımda orada hazır, çokça film yorumları gelecek anlayacağınız. ;) Okumadan geçmeyinn



Sürekli karşıma çıkan, bir türlü başlamadığım eski filmlerden biri tatil. İlgimi çekmediği için izlemek istemedim ama izlerken de baya keyif aldım. İki kadının hayatında büyük değişiklik yapmak için evlerini bir haftalığına değiştirmesiyle başlıyor her şey. Çok tatlıydı bence ama birazda çılgınca. Düşünsenize hiç tanımadığınız insan gelip bir hafta evinizde kalacak, hem de öyle şehir içinde bile değil, ülke değiştiriyorlar. :D
Eski filmlerden biri olduğundan izlemeyen kalmamıştır bence, izlemeyenler için eski ama tatlı filmler arıyorsanız bakabilirsiniz. ;)
Film Netflix'de mevcut.







29 Mart 2021 Pazartesi

Bir Kadının Zaferi// Blogları Canlandırma Projesi Film Yorumu^^

Merhabalar^^
Mart ayı konusu için çok fazla şey aramama gerek kalmadı, ikiz benden ayrı film izlerken bu güzel filmi izlemiş. Çok beğendi, kesin izlemelisin dedi. Ben de not almıştım ama ne zamana kısmet olur bilemiyordum, konu hakkında grupta konuştuğumuz sırada aklıma bu film geldi. İkiz başta olmaz falan dedi ama ilk ben söylediğim için kaptım. B.ablam Miss E diyecek ama haklıyım lütfeeeen. :D


Konusu;

Bir Kadın Zaferi, orkestra şefi olmayı hayal eden genç bir kadının yaşamına odaklanıyor. Antonia Brico, henüz çocukken ailesi ile birlikte Amerika'ya göç eder. Şimdi 24 yaşında olan Antonia, orkestra şefi olmak istemektedir ancak kadın olduğu için kimse onun bu isteğini ciddiye almaz. Maruz kaldığı durum sonrası dünya ile yüzleşmeye karar veren Antonia, Berlin Filarmoni Orkestrası sınavına girmeye karar verir. Bu sırada hayatının aşkı ile tanışan genç kadın, bir süre sonra sevdiği adam ve hayallerinin peşinde gitme konusunda bir seçim yapmak zorunda kalır.

Beyaz Perde sitesinden alıntıdır.

Gerçek bir hikayeden yola çıkan filmde bir kadının başarı ya da başarısız hikayesini izliyoruz. Başarısız dememin nedeni ise şu zamanda bile hala kadın orkestra şefi bulunmamakta, var ama büyük ihtimal hala en iyi şef listelerinde yer almıyor. 2017 yılında yapılan en iyi şef listesinde bir tane bile kadın yok, o yüzden buradaki zafer sadece Antonia Brico'nun filmin sonunda kimsenin yapamadığını yapmasının başarısı diyebilirim. Zaten filmin ismi de doğru değil bu arada. :/
Not: Gerçek hayattakini demiyorum, filme eleştirim.
İzleyip bitirdiğim zaman bir yanım ayakta alkışlarken bir yanım o son yazılanlardan sonra kadınlara yapılan ayrımcılığa üzüldü ve kızdım. Kadınlarında yapamadığı şeyler var evet ama erkeklerinde öyle. Nasıl kadınlar erkekler için sen bunu yapamazsın demiyorsa, engel olmuyorsa erkeklerin eline kim veriyor bu yetkiyi? Kadın istese sıfırdan ev bile yapar, lütfen yani. 
O yüzden filmi bu konuda daha çok sevdim, bir başarı hikayesi evet ama bir taraftan da kadın gücü diyebilirim. Kadın kadının düşmanı değil her zaman arkadaşı, dostu ve destekçisi olmalı. İşte bu film ona da değinmiş. Her anlamda çok iyi filmdi kısacası.


Oyuncular;


Christanne de Bruijn//Antonia Brico


Benjamin Wainwright//Frank Thomsen

28 Mart 2021 Pazar

Başıbozuk Sevdalar//Canan Tan Kitap yorumu-(Blogları Canlandırma Projesi)^^

 Selamlar^^
Mart ayı Blogları Canlandırma Projesi'nde bu ay Kadınları konu alan kitap, film ya da dizi izleyecektik. Ben bu ay kitap ve filmden yana kullandım oyumu. Dizi uzun olduğu için bundan sonra çok nadir dizi izlerim gibime geliyor. Yorumuma geçmeden önce BCJ hakkında bilgi almak için Buraya tıklayabilirsiniz. ;)
En son ne zaman Canan Tan okudum hatırlamıyorum, şu anlık yeni çıkan ama almadığımız bir iki kitabı var ama ilk okuduğum kitaplar gibi olmadığı için pek alma taraftarı olamıyorum. Bu kitabı ne zaman aldık onu bile hatırlamıyorum, kitaplıkta denk gelince yerinde kalmasın daha fazla deyip başladım. Özlemişim, gerçekten özlemişim Canan Tan'ın kalemini. Kitabında ise Şiir'in başından geçen sevdaları konu alıyor. 


“Suç bende! Acılarımı dışa vursam sorun yok. Ama olabildiğince acılaşmış sözcükleri ortalığa saçacağıma yutuyorum. Pervasızca zehirliyorlar beni...” diyor Şiir. “Kardeşlik zorunlu arkadaşlık, arkadaşlıksa seçilmiş kardeşliktir” dedirten bir can dost, Eda var yanında. Ve Şiir’in hayatına dokunan üç erkek... “Bugüne kadar duyduğum, okuduğum, dinlediğim ya da seslendirdiğim bütün şiirlerden daha güzelsin!” diyen Ezel. “Aşkın yaşı yoktur, mantığı da” tezini savunan Baran. Ve hikâyesi, “Seni herkesten kıskanıyorum” ile “Nereden sevdim o zalim kadını” arasında sıkışıp kalmış bir Recep. Şiir’in ruh hali ise karmakarışık. Şöyle ifade ediyor kendini: “Bütün renkler çekip gitmiş hayatımdan Siyaha, beyaza razıyım da... Kapkara bir kuytunun derinine itivermişler beni Gözlerim gökkuşağının yedi rengine hasret Dokunsalar tel tel dağılacak yüreğim Beynimse çoktan yükünü almış Darmadağın...”

Şiir anne ve babası ayrıldıktan sonra anneannesiyle yaşayan, aile sevgisine hasret büyüyen biri. Bunlara rağmen okulunu okuyup üniversitesini devam eden Şiir dostum, kardeşi dediği Eda ile tatil köyüne staj yapmaya gider. Hem zorlu hem de eğlenceli geçen stajları Şiir'in hayatına giren Ezel'le değişir. Ezel'in tavırları, ona olan düşkünlüğü Şiir'inde aklını çeler. Yazın bitmesiyle okula dönen Şiir'le beraber gelen Ezel'le önemli kararlar alırlar ama Şiir'in öğrendiği şeylerden sonra hayatı alt üst olacaktır.
İkinci kısımda ise karşımıza Baran çıkıyor. Ezelden sonra hayatını düzene sokmaya çalışan Şiir mezun olmuş, işe girmiş, Eda ise evlenmiştir. Eda'larla müptela oldukları restorana sürekli giden Şiir'e sevdalanan Baran'ın davranışları hoşuna gider. Yaşı kendinden büyük olsa da düşünce yapısını beğenen Şiir Baran'la denemek ister ama onunda söylemedikleri vardır. Ortaya çıkan gerçeklerden sonra Şiir Baran'dan da ayrılır. Recep hakkında bir şey söylemek istemiyorum, onu okuyup öyle öğrenin derim.

25 Mart 2021 Perşembe

Bize Çıkan Yollar//Yabancı Dizi Yorumu^^

Selamlar^^
İkinci yabancı dizi yorumum sizlerle. Arada ikizle hoşumuza giden, kısa bölümlü dizileri izlemeyi seviyoruz. Meseka bu diziden sonra başka bir dizi daha izledik ama sezonu devam ettiği için buraya yazmadım. Eğlenceli, gençlik sitcom dizisi kendisi.
Bu dizi ise yılbaşından önce bitirdiğim, yorumunu daha yeni yaptığım Bize Çıkan Yollar.
Bölümler kısa ama eğlenceliydi, izlemeyenler ve bu tarz sevenler bakabilir.


Lily noeli çok sevmektedir, en sevdiği ise ailesiyle geçen noellerdir. Ama bu yıl öyle olmayacaktır, anne ve babası ülke dışı tatile gider, dedesi ise avrupada olan sevgilisinin yanına gider. Abisiyle evde kalan Lily'ye abisi ve onun sevgilisi! eğlenceli bir fikir sokar. Boş bir hediye not defterini yakın bir kitapçının rafına koyar ve içine notlar yazar. İşte bu defteri bulduysan şunları yap vs. Dash ise babasıyla ve sski sevgilisiyle sıkıntılar yaşamış, kendi haline kalmış bir gençtir. Kitapçıda takılmayo seven Dash Lily'nin defterini bulur ve söylenenleri yapar. Her yaptıkları yerleri not olarak bıraktıkları için defter ortadan kaybolmaz.
Lily bazen pes etsede defter çiftimizi bir araya getirir ama nasıl?
Sorunun cevabı dizide.
Gerçekten çok sevdim, gençlik dizilerini, filmlerini seviyorum. Böyle heyecanlı, şeyler ise dizilere daha heyecan katıyor.
Dizide tek sevdiğim şey Lily'nin abisinin sevgilisi oldu, acaba kitapta da öyle mi, yoksa Netflix'in kural gibi koyduğu saçmalıklarından biri mi bilemedim. Kitabını okuyan varsa beni bilgilendirir mi? :D

True Beauty//Kore Dizi Yorumu^^

Selamlaar^^
Bu sıralar dizi konusunda çok iyiyim maşAllah :D Şu an bitmiş bir dizim daha var ve şimdi izlediğimde az kaldı. O yüzden elimi çabuk tutup art arda yorumları yazayım. :D
Dizimizi takip edenler biliyordur, çok fazla ilgi odağı olan bir dizi kendisi. Kızın çirkinlikten güzel olmasını mı ararsınız, ikinci erkek sendromu mu ararsanız, yoksa aşırı düşünceli, minnoş erkek mi ararsınız yok yok dizi de. Dizi gençlik dizisi herkes sevmez, izlemek istemez ama ben aşırı seviyorum. Çok fazla baskıcı aile, yok okul hayatının zorluklarından çok böyle minnoş dizileri seviyorum. Bu dizide onlardan biriydi. Webtoon'dan uyarlanan dizi, çizgi romanla aynı gitmiş ama başrol erkek için çizgi roman daha farklı kararlar almış. Zaten izleyenlerin çoğunu mutlu etmeyen olay bu. Bununla ilgili ilerleyen kısımlarda yazacağım için fazla bir şey yazmıyorum.
Dizi gerçekten güzeldi, kafa dağıtmalık, her bölümü eğlenceli ama biraz hüzünlü olan dizilerden. Benim açımdan güzeldi evet ama ahım şahım gideri yoktu, açar bazı sahnelerini tekrar izlerim ama benim dizim diyecek kadar da değil. Daha güzel diziler izledim doğrusu. :D Haa kafa dağıtmalık isteyenler içinde önereceğim ilk dizilerden biride olabilir bu arada, sadece yılın dizisi değildi deyip kenara çekileyim. :D



Konusu, eski okulunda çirkinliği sebebiyle zorbalığa uğrayan Ju Kyung'un babası sayesinde yeni okula gider, Kozmetik devi olan Kore'de aklına yeni makyaj yapmak gelen kızımız bu okulda en güzel kız olarak çokça ilgi görür. Zorbalığa uğradığı zaman zor zamanlar geçirdiği bir anda intihar etmeye kalkışan Ju Kyung'a engel olan oğlanla yeni okulunda karşılaşınca çıkmaza girer ve bu oğlanı yeni mahallesindeki çizgi roman kitapevinde de görünce ikili hayat yaşamaya başlar.
 Konu böyle, orada özellikle belirttiğim Kozmetik devi Kore demememin sebebi birazdan sizlerle. ;)

Not: Şimdi burada çirkin falan diyorum ama az güzeldi vs. desem kimse anlaşılmayacak, o yüzden çirkin kelimesi kullanıyorum, yoksa çok onayladığım bir kelime değil. 



Mun Ka Young//Im Ju Kyung^^
Yukarıda bahsettiğim çirkin kızımız oluyor kendisi, annesinden gelen genden dolayı silik bir tip olan Ju Kyung okulundan zor zamanlar geçirir, bir grup tarafında çok büyük bir aşağılanmaya maruz kalan Ju Kyung annesine ses kaydı bırakarak intihar etmeye kalkar, o sırada çatıya çıkan Soo Ho tarafından kurtarılan Ju Kyung pişman olarak eve gittiğinde okulunun değişeceğini öğrenir. Babası bütün paralarını dolandırıcıya kaptırmıştır ve yeni evlerinden taşınıp eski evlerine gidecek olmaları onu sevince boğar ve Ju Kyung yeni stili için hazırlıklara başlar. Yeni okulunda makyajın verdiği sihirle bambaşka olan Ju Kyung'u herkes çok sever ve en yakın arkadaşı olmak için sıraya girerler. Diğer tarafta tam bir korku çizgi romanı hastası olan Ju Kyung en sevdiği şey mahallelerinde olan çizgi romancıdır, oraya makyajsız gidince Soo Ho'yu görür, yani okulun en zekisi ve onu makyajlı gören sınıf arkadaşı Soo Ho'yu.
Çizgi Romana baktığımda orada kız ilk bölümden makyaj yapıyor, yani zorbalık yok gibi gözüküyor ama devamını bilmiyorum. Burada kız çok kötü zorbalıklar görüyor ve bu makyaj yapmasına vesile oluyor. Şimdi o kadar makyajla, maskelerle, kremlerle ünlü olan bir ülkede kızın bu kadar cahil kalması gerçekten çok saçma, kızın ablası var ona sorabilir, annesini boş veriyorum onu sonra yazacağım ama teknoloji çağındayız arkadaşlar. Diyelim kız zeki, kafayı derslerle bozmuş bakmıyor kendine yine tamam ama yok, öyle de değil. Bu kısmı sonda da yazabilirdim ama unutmadan yazayım dedim. :D 
Kendisinin çoğu dizisini izledim, oyunculuğunu gerçekten çok beğeniyorum ve sevdiğim aktrislerden birisi. Şimdi Kim Seon Ho ile dizi çekecek diyorlar, bekliyorum. :)


Cha Eun Woo//Lee Soo Ho^^
Okul birincisi, yakışıklı, kızların hepsi peşinde ama o hiç yüz vermeyen esas erkek. Ailesi ile sorunları var ve yıllar önce en yakın arkadaşını kendi yüzünden kaybediyor, ya da biz öyle biliyoruz. Yapmayı en sevdiği şey yıllardır müptelası olduğu çizgi roman kitapevine gitmek ve orada zaman geçirmek. Ju Kyung'u tanıdıktan sonra ise kendini bir an da sırlar içinde, Ju Kyung'a yardım ederken ve ona aşık olurken bulur.
Şimdi normalde diğer dizilerde oğlanın illa ki bir çıkarı oluyordu kıza yardım etmesi için ama burada oğlan sert görünse de aslında aşırı minnoş kalbe sahip. Kıza çıkarı olmadan yardım ediyor ve onu koruyup, kolluyor sırrına sahip çıkıyor. O yüzden ikinci erkek sendromu çekmedim, evet diğerine üzüldüm ama o kadar değil. Çünkü Soo Ho, Ju Kyung'u makyajsız haliyle görüp öyle sevdi. Bir de klişeleşmiş çocukluk zamanında tanışma var. :P Zaten o zamandan kaderiniz bir yazıldı, kaçış yok. :P
Eun Woo'yu her zaman görüp ama hiç dizisini izlemedim. Bu ilk ve aşırı tatlı buldum kendisini. Sert rolleri oynayabilir evet ama o minnoş suratıyla bir anda minik kedi tipine de dönüşebilir. :D Kendisi Astro grubunun bir üyesi, şarkılarına bakmadım ne yalan ama Eun Woo'nun hatırına bir bakayım. :) Biliyorsanız en sevdiğiniz şarkısı hangisi? Bu arada kimya olarak çok uyumlular Mun Ka Young ile, yetişkin dizisi çekmelerini isterim. :D

22 Mart 2021 Pazartesi

Ateş Düşüyor//Elise Kova Kitap Yorumu^^

 Merhaba^^
Hız kesmeden Aşkın Fransızcası yorumumdan sonran buraya geldim, hazır yeni bitirdim kitabın hissiyatı geçmeden yorum yapayım diyorum. Bundan sonra bir deftere yazıp sonra buraya mı yazsam diye de düşünmüyor değilim. Bilemiyorum, her an bilgisayarı elime alamam ama kalem ve defter hemen elimin altında, bakalım. :D
Şu an 12.kitabımı okuyorum. Yılın üçüncü ayına güzel giriş yaptık bence, umarım 55 kitap hedefimi tamamlarım bu sene. :D Siz neler okuyorsunuz?
Kitabıma gelecek olursam, çok sevilen Hava Uyanıyor serisinin ikinci kitabı arayı fazla açmadan okudum, arayı fazla açmadan okudum diyorum ama yine de unutmuşum bazı yerleri inanır mısınız. Ama kitabı okudukça aklıma geldi tabii, sadece çok tatlı yerleri unutmak biraz kötü oldu ne yalan.
Seriyi şu anlık gerçekten çok sevdim, şu anlık diyorum çünkü daha var 3 kitap, ne olacağı belli mi olur. Zaten yazar ilk dakikada, yani ikinci kitapta bize çok güzel! bir sürpriz yaptı ama bakalım devamından ne olacak, ikizin güzel bir teorisi var, olur mu olur. :D
Yorumda birinci kitap hakkında çok bahsedeceğim şeyler olacağı için seriyi okumayanları buradan sonrasına almayalım. :D Spoiler olur bence. ;) Ama ilk kitabı merak ettim derseniz Hava Uyanıyor yorumum Burada!


Vhalla, Solaris İmparatorluğu’nun bir malı olarak savaşa yürüyordu. İmparator ondan zafer getirmesini, Senato ölmesini bekliyordu; Vhalla’nın ise bildiği tek şey hayatında göreceği en büyük savaşa yürüdüğüydü. Geçmişinin hayaletleriyle uğraşırken, ortaya çıkan yeni zorluklar son direncini de kırmakla tehdit ediyordu. Vhalla insanlığını koruyabilecek miydi? Yoksa gerçek anlamda İmparatorun kuklası mı olacaktı?

15 Mart 2021 Pazartesi

Altın Oğul//Pierce Brown Kitap Yorumu^^

 Merhaba^^
Dizi ve film yorumlarım şöyle dursun ben unutmadan kitap yorumlarımı yazayım. :D Onların da sırası gelecek inşAllah. :D Kitabım çok sevilen Kızıl Yükseliş serisinin ikinci kitabı. İlk kitabı geçen sene bu zamanlarda ya da daha geç bir zamanda okumuştum. Hayran kalmıştım hem yazarın zekasına hem konuya ama gelin görün ki bu kitap tam tersi oldu, hiç ilk kitap gibi değildi. Kızıl Yükseliş yorumu için Tık Tık!
Birinci kitap aynı Açlık Oyunları gibiydi hatta ondan da daha iyiydi ama gelin görün ki ikinci kitap gezegenler arası mevki savaşına döndü.


Altın yüzlerden oluşan bir denizde sürükleniyorum. Burada sadece güçlü olan hayatta kalabilir. Sadece akıllı olan yönetebilir. Hâlâ oyun oynuyorum ama bu, oyunların en ölümcülü. Ben yüzyıllardır köleleştirilen halkımın kılıcıyım. Bağışlamayacağım. Ve unutmayacağım.
Mars Enstitüsü'ndeki amansız rekabetten zaferle çıkan Darrow, namı diğer Azrail, yönetici seçkinler arasında saygın bir konuma yükselmiş, en zalim ve zeki Altınlara; Eşsiz Yaralılara katılmıştır. Ancak Darrow onlardan biri değildir: Geleceğin yalanlar üzerine kurulu olduğu, trajediyle dolu, unutamayacağı ve affedemeyeceği bir geçmişi vardır.
Sistemi içeriden yıkma hedefine ulaşmak için herhangi bir Altın değil; en iyi, en güçlü, en zeki, en vazgeçilmez Altın olmalıdır. Halkını aydınlığa çıkarmasının başka yolu yoktur ancak bu yol boyunca attığı her adım, Darrow'un kendi gölgesini biraz daha karartacaktır.

7 Mart 2021 Pazar

8.15 Vapuru//Ayşegül Çiçekoğlu Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Nasılsınız, sağlığınız yerinden inşAllah. :) Beni sorarsanız aynen devam gidiyor, dizi izliyorum, kitap okuyorum falan. Birazda sıkıldık herhalde sürekli evde oturmaktan. Hayırlısıyla bahar gelse de dışarı, bahçeye atsak kendimizi. :D
Gelelim yorumuma, böyle canım Türk yazar okumak isteyince bu kitabı seçtim. Yazarın okuduğum üçüncü kitabı, ilk iki kitabı güzeldi ama çok aman aman değildi. Bunda birazcık umudum vardı, konu güzeldi ne de olsa. Ama gelin görün ki bu kitap diğer ikisini de geçiyor iyi olmamakla. Şimdi rezil, kötü demeye için el vermez, bir sürü emek var ama iyide değil ne yazık ki. :D


Nazlı arkadaşına yardım etmek için onun kulağa biraz sıradışı gelen isteğini gönülsüz de olsa kabul ettiğinde hayatının değişeceğini hiç düşünmemişti. Sadece bir hafta diye anlaştığı arkadaşına verdiği sözü tutabilmek için 8:15 vapurunda bir adamı gözetlemek ne kadar zor olabilirdi ki?
Ali, yıllarca seyahat ettiği 8:15 vapurunda iki kızın sürekli kendine bakması üzerine ilk başlarda rahatsız olsa da bir süre sonra gözleri onları arar olmuştu. Onlarla konuşmaya karar verdiğinde hayatının kökünden değişebileceğini nereden bilecekti?
Ali, Karadeniz’in dalgaları gibi değişken, deli ve bir o kadar da hırçındı.
Nazlı ise Ege’nin sakinliği, neşesi ve özgürlüğü ile büyümüştü.
Zıt kutuplardaki bu iki insanın bir araya gelmesi bir tesadüftü ama sonrasında yaşananlar aşkın tesadüfleri sevdiğini kanıtlar nitelikteydi. 8.15 Vapuru yaşanmış, sımsıcak ve sıra dışı bir aşkın hikayesi…