Dikenler ve Güller Sarayı Serisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dikenler ve Güller Sarayı Serisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ocak 2022 Perşembe

Kanatlar ve Küller Sarayı//Sarah J. Maas Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Başından türlü türlü olaylar geçen kitap ile devam ediyoruz yorumlarımıza. 
Kanatlar ve Küller Sarayı kitabını bilmeyen yoktur diye umuyorum, bilmeyenler için Güller ve Dikenler Sarayı'nın son kitabı. Bundan bir kaç ay önce başlamıştım bitsin seri diye ama okurken o kadar ağır geldi ki daha eğlenceli kitaplara yöneldim, daha çabuk biten kitaplara. Sonrasında yarım kitap kalmasın diye okumaya başladım ama yine yanında kitaplar vardı. Kitabın kötü oluşundan değil, yine yazar çok iyi bir kitap yazmış, benim sıkıntım canımın istememesi ama var ya bir savaş yazmış ki sormayın. Hop oturup hop kalktık resmen. Bununla ilgili de yazacağım devamında ama ondan önce seriyi sevdiğimi, üç kitabından yerinin ayrı olduğunu, yine de ikinci kitabın en en en sevdiğim kitap olduğunu bilmenizi isterim. :D


DÜŞMANINI TANIMAK İÇİN ÖNCE ONUNLA DOST OLMALISIN.
Feyre Bahar Sarayı’na döndü. Tamlin’in yapacakları ve Prythian’a diz çöktürmeye uğraşan kral hakkında bilgi toplamaya kararlı. Ama bunu yapabilmek için ölümcül bir oyun oynaması gerekiyor. Yaklaşan savaş hepsini tehdit ederken, Feyre tehlikeli Yüce Lordlardan hangisine güvenmesi gerektiği konusunda bir karar vermek, müttefikini en olmayacak yerlerde aramak zorunda.

İlk olarak ilk iki kitabı okumayanlar lütfen okumasın, diğer kitaplar için bol spoiler olacak çünkü.
İkinci kitabın sonunda her şey çok iyi giderken(O kadar kolay olmasının altında vardı bir şeyler zaten) birden her şeyin alt üst olması kısa sürer. Feyre'nın ablası Nesta ve Elain Ulu peri olarak kazandan çıkar, Feyre Tamlin'i ve onun rahimesini kandırmak için oyun oynar. İşler istediği gibi gitti mi, öğrenmek için okuyabilirsiniz. :)
Savaş yaklaşmakta ve Feyre ile Rysh müttefik arayışlarına girmek zorundadır. Ne kadar çok kişiyi saflarına alsalar da Kazan kralın elinde oldukça sonuç hiç iyi olmayabilir. Bu sürede Nesta ve Elain'in yeni hayatlarına odaklanmaları için yardım ederler ama o kadar zordur ki ne yapacakları bilemezler. Kitap 761 sayfa, yani o sayfaları doldurmak için yazar her konudan yazmış ama okurken, hatta bitirirken bile ikiye bölseydi ya kitabı dedim. :D Neyse, o ayırmadı ben ayırdım böyle de güzel oldu.
Feyre yine bildiğimiz gibi, hayatı, ülkesi, arkadaşları ve eşi için elinden gelenin fazlasını yapacaktır.
Feyre'nin kendi başına yaptığı çok şey vardı, hatta çok azarda işitti, bunlara rağmen yazar diğer yazarlar gibi bütün ilgiyi tek bir kişide toplamamış, bunu aşırı aşırı sevdim. Belki de o yüzden okuyan herkes çok seviyor. 



Rysh yine bildiğimiz gibi, Feyre gibi her şeyini feda etmeye yemin etmiş. Savaş için her türlü fedakarlık için uğraşıyor ama en büyük fedakarlığı ilk sayfalarda eski düşmanı Tamlin'e karısını göndermek oldu bence ve o son... 😭 Okuyanlar ağlıyor... Hadi biraz merak edin. 🙈
Feyre ve Rhys'ın arasındaki konuşmalar, bağ yolundan olan konuşmalar çok tatlış değil mi?? 💓

Karakter olarak diğer kitaptan bir fark yoktu, sadece Nesta ve Elain'i daha fazla tanıyoruz. Nesta'dan nefret eden çok ama ben öyle nefretlik bir şey görmedim, gösterin biriniz de görelim bacılar, kardeşler. :D
Son kısımda gelen karakterleri daha çok okumak isterdim. Devam kitaplarda olabilir, okuyup öğreneceğiz.
Lucien var bir de, eşlik bağının Elain olduğunu öğrendikten sonra hayatı değişir ve Elain için çok fazla şey feda eder. Ahh bu kitabın adı fedakarlık sarayı olsaymış ya. :D Neyse efenim, Lucien ve Elain'in kitabı çıkarsa çok okumak isterim, var mı öyle bir belirti bilemiyorum ki.

Yorumun devamı için spoilerlı yazı yazsam mı diye düşünüyorum ama yok yaa şu anlık yazacağım bir şey yok, sadece yazar on numara beş yıldız bir seri yazmış. Savaşın çok fazla sert olacağı belliydi lakin böylesini beklemiyordum, kayıplar, şaşırtmalar, ihanetler ve ters köşeler ama o ters köşeler var ya ters köşeleeeer kitabın can damarıydı. Vay bee vaaay dedim okurken.
Daha fazla yazacağım ne kaldı ki, okuyanlar için farklı dünyalara kapı açan aşırı güzel bir seriydi, bitirirken tekrardan okurum ben bu seriyi ama bu sefer farklı bir gözle okurum dedim. Hele o Rysh ve Feyre'nin ilk karşılaşmalar, sürtüşmeleri, kavgaları, birbirlerini tanımaları bence en güzeliydi.
Ve bir diğer güzellikte yazarın hayal gücü, o kadar çok tür vardı ki kitapta hepsini hayal dahi edemedim. O savaşta çıkanlar ise kafamı allak bullak etse de ben sonuca baktım arkadaşlar :D


Kısacası bir serinin sonuna geldiğimize göre yılın(2021) ilk bitirdiğim serisi ilan edebiliriz. Yazarın hayal gücü güçlü, kalemi de aşırı akıcı, sevdiğim bir diğer yanı da buydu.
Seriyi bitirmeme çok sevindim, en azından diğer serisi gibi uzun uzun değil kısa kesmiş, novellalar haricinde üç kitaplık seri en iyisi. Bu arada yazarken aklıma geldi, normalde serinin ikinci kitabı her zaman eh iştedir, ilk kitap ve son kitap en iyisidir ama bunda ikinci kitap en en en iyisi. Konu dönüp dolaşıp neden ikinci kitaba geliyorum her dakika, çok sevdiğimden olsa gerek. O zaman buyurun yorumu^^
Fantastik aşığı, okurken hem heyecanlanıp hem eğlendiğiniz kitaplar okumak istiyorsanız bu seri size uygun olabilir. Zaten benden başka bir ikiz okumadı herhalde. :D 



Kitaba Puanım 5/5^^




Alıntılar^^

"Bu muhtemelen... kötü bir fikirdi," diye itiraf etti.
Yoğun karanlığın ve zonklayan sessizliğin içine doğru inerken, "Ah, kesinlikle öyle," dedi Cassian, belli belirsiz bir gülümsemeyle. "Ama bu bir savaş. İyi fikirler üretmek gibi bir lüksümüz yok. Sadece kötüler arasından seçim yapabiliriz."


Ardından Nesta'yı fark etti.
"O da ne?" diye sordu.
Cassian aşırı kısık sesle, "O," dedi "Seni ilgilendirmez."


*****

Hayat nefret ederek, nefreti hissedip dünyaya yayarak boşa harcanamayacak kadar kısaydı, bir ölümsüz için bile. 






Böylece bir yorum daha biter. :D
Başka yorumlarımda görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^











25 Ocak 2021 Pazartesi

Sis ve Öfke Sarayı//Sarah J. Maas Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Kitap konusunda yılın başlangıcı güzel geçiyor, bakalım devamı da böyle gidecek mi. Şu an detaylarda boğulmak istemiyor ve kitap yorumuma geçiyorum. Dikenler ve Güller Sarayı kitabı okuyunca hemen ikinci kitabı oku diyen çok oldu ama okuyamadım. Daha fazla bekletmeden okuyayım dedim, o kadar çok merak ediyordum ki devamında neler olacak diye. Sürekli Rhysand çok iyi, onu çok seviyoruz deyip durdular. İlk kitabın sonunu bilenler için nasıl güzel olabilir diyorsunuz ama arkadaşlar ben de çooook sevdim Rhysand'i. Sadece onu değil kitabıda çok sevdim. Nedenleri devamında yazacağım.
Aslında kitap biter bitmez hemen yorum yapacaktım ama fırsatım olmadı ve yazacaklarımı hep unuttum iyi mi. :/ Oysa ki neler yazacaktım...
Yorumdan önce merak edenler için Dikenler ve Dikenler Sarayı yorumuma buradan ulaşabilirsiniz^^


Feyre, Amarantha’dan kurtulup Bahar Sarayı’na dönebildi ama bunun bedeli yüksek oldu. Her ne kadar artık Ulu Peri güçlerine sahip olsa da hâlâ bir insanın kalbini taşıyor ve Tamlin’in halkını kurtarmak için yapmak zorunda kaldıklarını unutamıyor. Gece Sarayı’nın Yüce Lordu Rhysand’la yaptığı anlaşmayı da unutmadı. Tüm bunların ortasında Feyre, iktidar çatışmaları ve tutku oyunlarının baş döndürücü hızında yapması gerekeni yapıyor.

Konu kısacık ama kitap öyle mi? Tamı tamına 647 sayfaydı kitap ve Dex'in kalitesizliği beni bitirdi. Neyse bu konuya daha sonra değineceğim.
Feyre uçurumun kenarından kurtulmuş Tamlin ile Bahar Sarayına gelmiştir. Zindanda yaşadıklarını, masum ulu perileri öldürmesini asla unutamamaktadır. Bir de Rhysand'ın bedeli vardır. 3 ay geçmesine rağmen sesi çıkmayan Rhysand Feyre'yi götüreceği gün hiç kimsenin istemediği bir günde olur. Feyre ise yaşadıklarına sevinse de Rhysand'ın yanında olmak tedirgin eder.
Bir haftalık anlaşmadan sonra Bahar Sarayına dönen Feyre'nin planları başkadır ama Tamlin'in eve hapsetmesinden sonra kendini kaybeden Feyre'yi kurtaran Rhysand'dır. İşte kitap bu dakikadan sonra başladı.