Fatih Harbiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fatih Harbiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Kasım 2018 Salı

Fatih Harbiye//Peyami Safa Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Yığınla kitap yorumum birikti. Bundan bir ay önce okuduğum kitabın yorumu bile duruyor, gerisini siz düşünün. O yüzden çözüm olarak daha önce de bahsettiğim telefonda yazma işini şu an, şu dakika, sınavdan çıkmış kafede otururken gerçekleştiriyorum. :D
Fatih Harbiye kitabını geçen senelerde yayınlanan, aynı adı alan diziden hatırlıyorsunuzdur.(Diziler de olmasa ne yapacağız. :P) Kitabı alalı uzun zaman olmuştu ama okumak şimdiye kısmet oldu. Kısa, akıcı, anlamlı ve klasikler arasında büyük değer olan kitabı çok beğendim.


Darülelhan'ın (Konservatuvarın) alaturka kısmında ud eğitimi alan Neriman, mensup olmakla iftihar ettiği Doğu kültürünü çok seven babası Faiz Bey'le on beş yaşından beri Fatih semtinde oturmaktadır. Yine bu semtte tanıştığı, babasına çok benzeyen ve Darülelhan'da kemençe eğitimi alan Şinasi ile yedi yıldır nişanlıdır. Bütün mahalle, tahammül sınırlarını zorlayan bu nişanlılık ilişkisinin evlilikle bitmesini beklemektedir. Ancak Neriman'ın Darülelhan'da tanıştığı Macit, onun içinde yer etmiş Batılı bir hayat yaşama isteğini uyandırır. Neriman, Beyoğlu'nda, Harbiye'de yaşanan ışıltılı hayat tarzına imrenerek yaşadığı muhitten, evlerinden, babasından, Şinasi'den ve hatta doğuyu temsil ettiğini düşündüğü kedisinden bile nefret etmeye başlar. Tramvay yoluyla birbirine bağlanan ama birbiriyle bağdaşması mümkün olmayan iki semt, Fatih ve Harbiye, aynı coğrafyada yaşanan bir kültür ve zihin geriliminin cepheleridir. Türk edebiyatının en üretken kalemi Peyami Safa, televizyon dizilerine de konu olan Fatih-Harbiye romanında toplumumuzun yaşadığı asrîleşme (çağdaşlaşma) sancılarına eşyalar, şahıslar, kurumlar ve mekânlar üzerinden ayna tutmaktadır.

Ana karakterden Neriman ve Şinasi'nin yaşadıkları psikolojik sorunları, daha doğrusu içsel kavgalarına şahit oluyoruz. Zaten Pefami Safa daha çok psikolojik ağırlıklı kitaplar yazıyormuş, bu da onlardan biri.  Konu yeterince açık. Neriman yaşadığı hayatı beğenmiyordur ve Harbiye'nin zengin kesiminden tanıdığı Macit'den sonra aklının daha çok karışmasına sebep olur. Bu sebeple aileler arası nişanları olan Şinasi ile arası açılacaktır. Bu satırdan sonra yorumu yaparken dizi ile kıyaslama yapacağım ki izleyenler olmuşsa nasıl bir kitapla karşılaşacaklarını bilsinler.

İlk olarak Neriman dizideki gibi sakin, anlayışlı değil. Kitapta çok asabi ve düşünceleri pekte takdir edeceğimiz tarzda değil. Hep bir küçük görme ile başlıyor anıları, düşünceleri.
Şinasi ise dizideki neyse o. Orada da olaylara dahil olsa da pek üstünden durmuyor, yani olay çıkartmıyor fazla. Psikolojik bir roman olduğu için içinden yaşıyor sadece. Tabii çevresine de bu etkileri gösteriyor ama her şey aklında bitiyor.
Macit ise bambaşka. Zaten kitapta çok az yerlerde geçiyor ve ismi de bir o kadar az geçiyor kitapta ama dizide resmen baş roldü. Hatta Macit'i dizi de çok sevdik. Kitapta da kötü değil, kendi zenginlik hayatında yaşayıp gidiyor, Neriman'ı yoldan çıkaran o olmuyor yani. 
Neriman'ın dizi de halası olan Gülter kitapta evin hizmetlisi. O zaman yardımcı tutmak olağan karşılandığı için dizi de hizmetli yerine Gülter hala olmuş. Fahriye ve Şinasi'nin kardeşi vardı ama az kesimlerde görebiliyoruz.



Karakter olarak böyle, kitap ve dizi arasında baya bir uçurum var. Zaten sonu kitap gibi bitmediğini de herkes görmüş oldu. Kitapta nasıl bitiyor tahmin edersiniz ama içsel çatışmalar, yaşanan olayları daha iyi anlamak için okumak lazım. Peyami Safa'nın kalemini ilk defa okudum ve çok sevdim. Biraz psikoloji romanlar yazsa da kitaplarını okumaya devam edeceğim. Kitap ağır deyip okuyamam diyenler içiniz ferah olsun, severek ve akıcı şekilde okuyacağınızın garantisini veriyorum. 


Klasiklerden okumaya daha fazla özen göstermeliyiz diye düşünüyorum. Öğretecekleri o kadar çok şey var ki, sürekli okuyun demiyorum ama bir kaç kitap arası okuyabilirsiniz, aynı benim gibi. :) O yüzden kısa, akıcı ve yeni başlayacağım diyenlere kesinlikle öneriyorum. 




Türk Klasiklerine puan vermiyorum bu arada, o yüzden hemen alıntılara geçelim. :)

Alıntılar^^


Belki de bu, gizli kararları belli etmesinden kokulan gözleri serbest bırakmak içindi; belki de bunun için başını başka tarafa çevirmişti ve bugünkü gibi korkarak uzaklaşmıştı.



*****


Izdırap verdiği intibah zamanlarında, kendi kendini aldatmak, başkalarını kandırmak kadar basit değildir ve insan kendi içindeki adaletten ürkmeye başlar. 



*****


Ah efendim, dedi, bizi bizden daha iyi biliyorlar; Mesnevi'yi de, Rubaiyat'ı da, Gazali'yi de, Farabi'yi de bizden daha çok okuyorlar; bizi bizden daha çok takdir ediyorlar; bizim bizden daha büyük düşmanımız yoktur efendim, yoktur.







Böylece bir yorumu daha bitiriyorum. Geriye kaldı iki kitap yorumu ve yığınla dizi&film yorumları.
 O zaman başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^



Buralarda da varım^^