30 Haziran 2022 Perşembe

Normalin Ötesinde//Becky Wallace Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Kapağı ve konusuyla ilgi çekici olan Normalin Ötesi kitabını sonunda okudum, ilk ikiz okuyup sevmişti, ben de ondan heveslenip en kısa zamanda okumak istedim. Çerezlik kitaplar kategorisinde olabilir. İlk başladığım zaman hızlı okuyup bitiririm diye düşünmüştüm ama nedense biraz ağır gitti kitap. Konu olarak güzeldi ama eksik bir kaç şey vardı, o eksikliği hala çözemedim. Yani çift güzeldi tamam, konunun da gideri vardı ama işte bir şey eksikti işte. :D


Biri ayaklı bir facia. Diğeri tam bir gönül hırsızı.
Bu durumda nasıl bir terslik çıkabilir ki?
Maddie McPherson, hem Illinois eyaletinde yaşadığı Normal şehrinden hem de “normal” kardeş olmaktan çok sıkılmıştır.
Bir sportif pazarlama şirketinde staj yapma imkânını bulduğunda, nihayet dahi ağabeyinin gölgesinden kurtulma imkânını yakalar.
Ayrıca bu şirketin kendisi için yazacağı bir referans mektubu da onun hayallerindeki üniversiteye yerleşmesini sağlayacaktır.
Ancak şirket ona, genç ve medyatik futbol yıldızı Gabriel Fortunato’nun imajını düzeltme görevi verdiğinde her şey bir anda değişir. Maddie onu tanıdıkça aslında genç yıldızın düşünceli, çok yönlü ve fazlasıyla sadık bir yapısı olduğunu keşfeder.
Şirketin işi konusunda ona yaptığı baskı, duygularını riske atmasına değecek midir?


Konusunda karakterler hakkında az çok bahsetmiş, ben genel olarak bana ne hissettirdi onu yazacağım. Maddie tatlı bir karakterdi ama konuya baktığınızda ailesiyle sıkıntılı bir genç kız sanırsınız ama öyle değil. Sadece abisi ondan daha zeki ve anne, babası kızlarının normal düzeyde bir insan olarak gördüğü için abisine davrandıkları gibi davranmıyorlar, o da bundan rahatsız olduğu için teyzenin yardımıyla staja başlar. Dediğim gibi konudaki gibi olay o kadar abartılacak gibi değildi, dedim herhalde sürekli bir dışlanma var ama seviyorlar ailesi Maddie'yi. Bu güzeldi, sadece konuya göre tam tersi çıktı.


Gabriel İtalyanlı ünlü bir futbolcudur. Gelin görün ki yaşadığı sıkıntılarla ilgilenende Maddie'nin şirketidir ve gelin görün ki bu arkadaşla da Maddie ilgilenecek. İlk tanışmaları aşırı utanç verici ama aksi olarak çokta tatlıydı. Gabriel'i severdim ama daha fazla okumuş olsaydım. Oğlan başrol karakteriydi ama gelin görün ki çok az okuyabildim. Bence kitaptaki eksikte bu olabilir. Ortaya çıktığı anlarda Maddie ile olan iletişimleri, bakışmaları aşırı tatlıydı. Yaptıklarının sebepleri illa ki vardı ama doğru düzgün bir sonuca bağlanmadı. Yani bu kadar olaylı birinin sadece haklı çıkması şu gece kulübünden çıkma olayı mıydı yani? Eksikler aşırı fazlaydı ama çiftimiz yan yana gelince çok tatlı oluyorlardı, bunları daha çok okumak isterdim.
Bir de piyano sahnesi vardı, orası beni benden aldı... <3



Diğer karakterlerden teyzeyi bir sevdim, bir sevemedim karışıktı yani. Maddie'nin bir arkadaşı oluyor şirkette, hemen samimi olmaları beni kuşkulandırdı okurken ne yalan. Nasıl biri çıktı, okumak isterseniz öyle öğrenebilirsiniz. :)
Genel olarak sevdim ama dediğim gibi kitaptaki eksik şeyler çok fazlaydı. Bitirdiğimde evet güzeldi, beğendim ama bir eksiklik var bu kitapta dedim. Sonu beni tatmin etti, olması gereken gibi bittiğini düşünüyorum. Yazarın kalemi de güzel, akıcı, keyif alıyorsunuz okurken. Tek üzüldüğüm dediğim gibi çiftimizi az okumak oldu, hani dizi-film izleyince çiftin kimyasına hayran kalırsınız ya ben de kitapta bu çiftin kimyasına hayran kaldım. Devamı olur mu, belki. Eğer yazarın öyle bir niyeti varsa çiftimizi daha fazla göstersin lütfen^^




Kitaba Puanım 5/3,5^^





Başka yazılarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^










26 Haziran 2022 Pazar

Kitap Alışverişi//Alsat Kitap, Hepsi Burada^^

Selamlar^^
Nasılsınız? Kitap alma konusu nasıl gidiyor? Bu zamlardan sonra kemeri biraz daha sıkalım diyoruz ama sürekli indirim vs. görünce alıyoruz. Ama artık bir dur dememiz şart, o kadar çok okunmayan kitap oldu ki onları bir eritelim. (dedi ve yine bir sürü kitap aldı :P)
Bu sefer ki ilk alışverişimiz ikinci el kitap oldu, Bridgerton serisini izliyoruz bari okuyalım dedik. Sıfırın yanına yaklaşılmıyor, karton kapak ama ciltli kitapların yanında asilzade sanki, neyseee. Bulduk bir siteden aldık. Hem de çok uyguna. Başta çok beklettiler, siparişin onaylanması gerekiyor ama tık yok. İkiz sürekli iptal edeyim deyip durdu ama izin vermedim, iyi ki de vermemişim. Biraz zaman almış olsa da iletişime geçildi ve sorun olmadığından, göndereceklerinden bahsetti. Siparişler sorunsuz elimize ulaştı, başta üzerindeki yazıların soyulması nedeniyle korsan mı dedim ama korsan çıkaranlar o kadar uğraşmıyorlar asdfghjklş
Dördüncü kitabı sıfır aldık ama, onun hikayesi birazdan sizlerle olacak.
Siteden memnun kaldık, adı fazla duyulmamış ama ikinci el kitap düşünüyorsanız bir bakın derim.








Yukarıda gördüğünüz üç kitap Alsat Kitap'dan alındı. Dikkatli baktığınız zaman yazarın isminin soyulduğunu göreceksiniz. Bir kitabın da üstü yazılmış ama sıkıntı yok, gerçekten ucuza geldi çünkü. :)



Bundan sonraki kitapları Hepsi Buradan sitesinden aldık. Takip ettiğiniz zaman gerçekten çok güzel indirimleri oluyor. 
Benim o sıra indirim kuponum mevcuttu ve seçili kitaplarda da indirim vardı. Onları ekleyince 150₺ civarı olan kitapları toplamda 128₺ gibi bir şeye aldık. Bir kitap 50, bir diğer kitap 40 olunca bence bu fiyat çok çok iyi. ;)


Normalde bu kitap 50₺, indirimler vs. derken 25 civarı bir şeye geldi. ;) İyi değil mi? Bu devirde bedava. :P
Bu kitabı okudum, yorumu için tık tık^^



Koridor Yayınları bez kaplamalı çıkarmasına rağmen hala ucuza satıyorlar kitapları, takdir ettiğim yayınevlerinden.



Yabancı her türlü pahalı, bu da ince geldi. 16₺ gibi bir şey şimdi ki fiyatı(değişmediyse), ben daha ucuza aldım.



Kapağıyla beni tavladı yoksa almazdık. Çünkü çok çok ince geldi. Epsilon bu zam konusunda sınıfta kalan bir yayınevi oldu. Türk yazarın bile kitabını karton kapat 60₺'ye(indirimli 40 falan oluyor) sattı resmen. -_-
Siz siz olun sayfa sayılarına bakmadan almayın. :)



Aralarında en ucuza gelen kitaptı kendisi. Bence artık klasiklerimize önem verme zamanı geldi. Daha pahalı olması gereken kitaplar bunlar bence. Diğer kitapları eleştirmiyorum, hem görüyorsunuz okuyorum da ama onların yanında daha değerli olan kitapların ucuza satılması biraz kalp kırıcı. :/



Yeni kitaplar geldi, onları da başka bir yazımda paylaşacağım inşallah^^
Şimdiden güzel dilekleriniz için teşekkürler, daha güzelleri sizlerin olsun. <3
Yeni yazılarımda görüşmek dileğiyle. ;)
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^




16 Haziran 2022 Perşembe

Rüyalar Gerçek Olsa//Julia Quinn Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Şu an bu yorumu yazarken bu kitabın siparişini daha yeni verdim. :D Bu nasıl oluyor diye soruyorsunuzdur kesin, ilk olarak ben Bridgerton dizisine başladım, sonra İkiz kitapların pdf'ini isteyince zar zor bulduk ve dizide de gözüne kestirdiği Penelope ve Colin'in kitabını merak etmiş. Yirmi dört saat dolmadan okuyup bitirmesin mi. :O Ama nasıl övüyor, sen de oku, izle deyince başladım. Birinci sezon bitince ikinciye geçmeden baktım kitabı okuyorum. :D Normalde historical kitapları sevmem, eski okuduklarım da rahatsız edici derecede smut(ingilizce daha iyi :P) vardı ama bu kitapta varsa da diğerlerine göre aşırı, aşırıııı azdı ve rahatsız etmedi. Biri kitaplar için günümüz aşk gibi ama tarihi demişti. O kadar haklıymış ki, o yüzden şu an serinin ilk üç kitabı ikinci elden alındı ve bu kitabı da sıfır aldım. Kitap fiyatları malum, bazı yayınevleri de işin cılkını çıkardıkları için alamıyorduk, uzun lafın kısası Hepsi Burada'dan kupon, indirim derken kitabı 54₺'den 26₺'ye aldık. Şu an sevincimden ağlıyorum bu fiyata aldım diye. Bundan da yola çıkarak benimde Pdf okuduğumu anlamışsınızdır, bazen pdf çok iyi oluyor ya. :'(



Herkes Colin Bridgerton'un Londra'daki en çekici erkek olduğunu biliyordu... Penelope Featherington en yakın arkadaşının ağabeyine aşık olmuştur. Ömrünün yarısı onu uzaktan izleyerek geçiren Penelope, onun hakkındaki her şeyi bildiğini düşünmektedir, ta ki en gizli sırrını öğrenip aslında genç adamı hiç tanımadığının farkına varana dek. Colin Bridgerton tutkuları ve unvanları yüzünden içten içe ağabeylerini kıskanan, Leydi Whistledown'ın Cemiyet Gazetesi'nden ne kadar yakışıklı olduğuna dair yaptığı yorumlar dışında dünya üzerinde kalıcı hiçbir şey bırakamadığından şikayet eden gözde bir bekardır. Hayatın sıradanlığından yorgun düşmemek ve annesinin evlilik konusundaki ısrarlarından kurtulmak adına sık sık ülke dışına seyahatler yapmaktadır. Fakat bu kez Londra'ya geri döndüğünde hayatında bir şeylerin değişmiş olduğunu keşfeder - özellikle de Penelope Featherington'un! Penelope'nin de kendine sakladığı bir sırrı vardır. Colin bu sırrı öğrendiğinde bunu bir tehdit olarak mı görecektir, yoksa bu sır ne olursa olsun mutlu sonu etkileyemeyecek midir?


Şimdi yoruma başlamadan önce dizinin kitapla aynı gitmediğini söyleyeyim, kitapları okumadığım içinde rahatsız etmedi ama okuyanlar hiç sevmedi.
Dizi de Leydi Whistledown daha ilk sezonda kim olduğu ortaya çıkıyor, kitaplarda ise bu okuduğum kitapta öğreniyor okurlar. Kim olduğunu biliyorum ama okumayan ve izlemeyenler için sır olarak ben de kalacak, sadece spoiler kısmında azıcık bahsederim, belki azıcık. :D
Bu kitaba beni çeken şey Penelope'nin imkansız aşkıydı. Yıllarca balolarda sürekli geri planda kalan, evlilik yaşını geçmiş evde kalmış olarak bilinmektedir. Bu da işine gelmiştir, çünkü Colin'den başka kimseyle evlenmek söz konusu bile değildir, Colin Penelope'yle evlenmeyi düşünmese bile.
Bir gün hiç beklemediği yerde Colin'i karşısından bulan Pen artık Colin'le aralarında sadece duygusal bağ değil sırlarda olacaktır.
Pen'e bayıldım ve aşkından vazgeçmemesine hayran kaldım. Ve bu aşk imkansız olmasına rağmen, gerçi en azından duygusal bir bağ olmayacağını düşünse de sürekli yan yana gelmeleri bile güzel.
Dizideki Pen'i de çok sevdim, şu an bol bol edit izliyorum bu çift için. Üçüncü sezon Benedict diyorlar ama yapımcı belki sıralamayı değiştirip Pen ve Colin yapabilir, yapsın da NE OLUUUUUR!!! :'(
(Yorum yayımlanana kadar belli oldu, üçüncü sezon Pen&Colin'in olacak<3)


Colin uçarı, düşünceli, beyefendi, yakışıklı ve özgür ruhlu biridir. Çıktığı yurtdışı seyahatlerinden ailesinden çok Pen'le konuşması ona kendini daha yakın hisseder. Bir gün Pen'in ondan istediği şeyle şaşırmış olsa da istediği şeyi gerçekleştirdikten sonra hayatı değişecektir. 
Colin'e Pen kadar bayıldım. Pen'i baştan beri kardeşlerinden ayırmaması, ona destek olması, kimse dans etmemesine rağmen onunla sürekli dans etmesi çok güzeldi. Bu dizide oluyor, Colin Pen'i yalnız bırakmıyor, onunla dertleşiyor, mektuplaşıyor falan. Yani nasıl sevilmesin şimdi böylesi? Pen'de haklı hani. :D

Şöyle üstünkörü nasıl yorum yapabilirim bilmiyorum, yazacak o kadar çok şey var ki yazsam olmayacak, o yüzden bütün şevkimi spoiler kısmına saklıyorum. :D
Dizi için karakter konusunda Pen biraz yapılı kalmış olabilir, kitaba göre de öyle ama kitabında değişime uğruyor çünkü seneler geçmiştir ve Pen 28 yaşındadır artık.
Uzun zaman sonra historical'e böyle giriş yapmam güzel oldu, o zaman bir kaç yazar okudum ama Julia Quinn'in hiç kitabını okumamıştım, hata yapmışım. :D Belki bu yazarı deneseymişim belki de soğumazmışım historicalden, geç olmasın güç olsun, yoksa dizileri izlerken çıldırırdım. :D
Bilmeden çok sevemedim, bilsem neler olurdu. :D


Diğer kardeşlerden çok az bahsediyor, hatta onların yaşadıkları şeylere değinmiyor bile, sadece isimleri ve kaldıkları yer geçiyor. Bu da demek oluyor ki her kitabı ayrı ayrı okuyabiliriz. :)
Kardeşler arasında Eloise'ye dizide de burada da bayıldım, o sonda yaptıkları çok güzeldi. Zaten dizide kardeşlerin sürekli atışması ama sürekli birbirlerine destek olması çok güzeldi, kitapta da Colin'e çok destek oluyorlar mesela.
Lady Danbury ve Pen'in arasındaki arkadaşlıkta çok hoşuma gitti, zaten dizide kendisini sevmeye başlamıştım, burada daha çok sevdim.
Colin ve onun yemek yeme aşkı, yani çok önemli meseleler konuşuluyor ama o sürekli nerede yemek, yemek getirin derdinde. Bu kısımları okurken çok eğlendim. Sonrasında Pen'in yapması gerekenleri yapmasına çok sevindim, eğer peşini bırakmasaydı çok üzülürdüm. Ve Colin'in ne yapmak istemesi, bunla mücadelesi ve sonunda olanlar. Yani kısacası her şeyiyle on numara kitaptı. Colin'le Pen'in arasındaki çekim, Colin'in Pen için düşündükleri kitabı sevmeme en büyük nedendi. Böyle sevilmeyi en çok Pen hak etti bence. :)


Yazarın kalemi akıcıydı, iki günde bitirdim. Şimdi yeni kitapları gelsin sırasına göre ya da merak ettiğim karakterlere göre okumayı düşünüyorum, bakalım artık. :)
Kitapta tek sevmediğim yer son kısımdı, çünkü çok fazla kısa tutulmuştu, acaba sonra ki kitap Eloise'in, onda mı daha detaylı anlatılmış okuyup göreceğiz artık. 
Ve gelelim en önemli yere, Spoilera sdfghjkl

Çiftimiz 💓💓



-Spoiler başlangıcı-

Colin'in Pen'e karşı olan duyguları kime göre şak diye ortaya çıkmış gibi olabilir ama bence zaten bastırılmış duygular vardı sadece zamanını bekliyordu. İçten içe seviyordu ama her şey öpüşmeden sonra değişti ve buna da Pen'in olanak sağlaması çok güzeldi. Yoksa Colin gezer, Pen evde kalmış bir şekilde yaşarlardı.
Ve Pen'in öğrenilen sırrı, dizide öğrenmeseydim büyük ihtimal Colin gibi şaşırıp kalırdım ama yazar öyle yazmış ki büyük ihtimalle ilk okuyanlar öğrendiklerinde kitabı ellerinden bırakıp, yüzlerinden bu neydi şimdi şokuyla kalmışlardır. Bu yüzden çokta zevkli olmadı açıkçası.
Sonrasında Colin'in Pen'le evlenmesi, Colin'in Pen'i neredeyse pamuklara sarıp bakacak kıvama gelmesi, sürekli ben nasıl Pen'i görmedim ya da diğer herkes nasıl Pen'in güzelliğini görmedi diye kafasını taşlara vurması çok iyiydi :P Sürün Colin :P
Ve Colin'in de kendi için bir şeyler bulması, yazması çok hoş değil miydi?
En sonda ailecek Pen'e sahip çıkmaları, Zamk gibi yapışma mevzusu ve onunla dönen espriler aşırı iyiydi. Ve en sonda Colin'in yaptığı gösteri, of of offff yani asdfghjk
Yok arkadaş bu kadarı bize fazla, kitaplardaki aşk bu kadar güzel olmamalı, resmen boşluktayız şu an :D
Bu arada şu şantaj kısmında Pen'e o kadar hak verdim ki, şahsen ben de olsam benim o kadar emeğim hiç sevmediğim, bana sürekli zorbalık yapan birine kalsın. Oldu canım başka? Tabii Colin'i de anlıyorum ama dediğim gibi Pen en iyisini yaptı.
Kısacası aşklarına hayran kaldım, şanslı Pen azminle sonunda kaptın sevdiceğini sdfghjk


-Spoiler Bitiş-




İçimi döktüğüme göre yorumu bitirebilirim. Bir kaç ufak detay olarak, Zamk gibi yapışma mevzusu aşırı iyiydi. Colin'in en sondaki gösterisi evlere şenlikti resmen. Kitapta her şey olup bitse de şu an diziyi bekliyoruz, inanın oyuncular arasından öyle bir kimya var ki birinci sezonda Colin'in başına gelenlerden sonra bile aralarından etkileşim bütün sosyal medyayı sarmış resmen. Tiktok'a Penelope ve Colin yazın bakın neler çıkıyor neler. :D
Dizi yorumum en kısa zamanda gelecek inşallah, orada daha çok şeyden bahsedeceğim ama en çok bahsedeceğim çift Colin ve Penelope olacak gibi. :)
Bu yorumuma göre okuyup okumamak size kalmış, ben inşallah kitap gelirse bir kez daha şöyle göz gezdirmek istiyorum. :)
Not: Dizideki Pen&Colin çiftinden sonra kitabı sevmem çok normal, sizi de hayal kırıklığına uğratmamak adına beklentinizi fazla yüksekte tutmayın derim, belki siz sevemeyebilirsiniz. ;)



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


 Aşk buydu işte. Bu aşk, aşk, aşk, aşk, aşk, aşktı. Evet, bu belki de sözcüklerin saçma şekilde tekrarlanmasıydı ama Penelope çok pahalı yazı kağıdına aynen bunu yapıyordu.


*****

Karşılıksız aşk kolay değildi ama Penelope Featherington buna alışmıştı.


*****

İnsanlar iyi şaraba benzerler. Eğer baştan iyilerse, zamanla daha da iyileşirler.


Penelope iç geçirdi. Bu adama işte bu yüzden aşıktı. Annesine bu kadar iyi davranan biri mutlaka mükemmel bir koca olurdu.


*****

"Yapmam gereken işler var," dedi Colin. "Ve eğer seni düşünürsem, ağlamana üzülürüm, üzülüp üzülmediğini merak ederim, konsantre olamam.





Bir yorum daha bitti, yeni yorumlarda görüşmek dileğiyle.
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^







9 Haziran 2022 Perşembe

Selindrella//Ekin Atalar Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Nasılsınız? Okumalar ya da izlemeler nasıl gidiyor? Ben Ramazan'da zar zor bir iki kitap okudum, sonlara doğru da bu kitaba başladım. Araya bayram girdi, sıkıldım bıraktım ve araya iki başka kitap aldım ve sonunda yarım bırakmamak için tekrardan başladım. Seneler önce, belki 7-8 yıl oldu okuyalı bu kitabı. Ekin Atalar şu an Baba dizisinin senaristliğini yapıyor, İkiz söyleyince kitapları aklıma geldi ve ikinci kitabı okumadığımı hatırladım. Biraz ikinci el sitelere bakınca Nadir'de çok çok uyguna buldum ama kargo ücretleri ile biraz tuzluya geldi, gerçi şu zamanda kitaplara servet ödüyoruz ya neyse.
İlk okuduğum zamandan çok az şeyler hatırlıyorum ama o kadar çok şeyi unutmuşum ki kitabı yeni okuyorum gibi oldum.


Paçozluk geçici, rutin boğucu, aşk komşu, stil muhtemel olabilir!
Hayatın daha çok sürprizi var, çoook!
Selinin hayatında her şey yolunda gidiyordu. Küçük bir evi, şirin bir köpeği ve neredeyse iyi giden bir ilişkisi vardı. Gerçi sevgilisinin annesi ondan nefret ediyordu ama olsun. Ayrıca uzun zamandır işsizdi. En yakın kız arkadaşının evlenmesine bir aydan az kalmıştı ve bütün angarya işler bizzat üstüne yıkılmıştı. Tamam, aslında hayatında iyi giden pek bir şey yoktu. Neyse ki köpeği Zıpzıp olaya müdahale edip evden kaçtı ve üst kata sığınıverdi. Komşu beyle tanıştıktan sonra Selinin hayatında yepyeni bir sayfa açıldı. Tabii bir de beş kapılı muhteşem bir gardırobun kapakları. Hayatında ilk kez her şeyin yolunda gittiğini farkettiğinde saatler henüz gece yarısını göstermiyordu ve bir anda, Selindrella'ya dönüşüverdi.

Selin erkek arkadaşının annesinden, işsizliğinden, kilolarından muzdariptir. Müstakbel kayınvalidesinin hakarete dayanan sözlerinin karşısında sevgilisinin hiçbir şey söylememesi ise onu çileden çıkartmaktadır. Evinde köpeği Zıpzıp'la yaşayan Selin ayrı evde yaşasa da ailesinden bir miktar ücret alarak hayatına devam etmektedir. Bunların yanında bir de evlenme kararı aldıktan sonra değişen en yakın arkadaşı vardır. Evliliğin başına vurduğunu düşünen Selin düğün olana kadar idare etmeyi kafasına koymuştur tabii delirmezse.
Selin karakterini çok az sevdim gibi. Böyle kendini salmış, hiçbir şeyden memnun olmayan biriydi. Çalışması gereken adam buna çok iyi davranırken kendisinin of pof demesi o kadar iticiydi ki. Adam ne yaptı sana yaa, bu sinir, stres nedir? Yani bu kısımları okurken çok sıkıldığımı söyleyebilirim.
Sonrasında marka takıntısı, o kadar çok marka ismi söyledi ki yeter deyip sürekli atladım. Bakın bunu önceden okuduğumda da aynı şekilde hissetmiştim. Sophie Kinsella'yı çok severim, kitapta da aşırı geçti ismi, Selin bayılıyor zaten ama Sophie'nin kitaplarında çok nadir gördüm böyle sürekli marka ismi geçirmesini. Biraz abartı vardı bu konuda.
Selin'in başına çok şey geldi ama sona doğru biraz şansı döndü gibi ama, aması var işte. :D


Şimdi esas erkeğin ismini verirsem spoiler olur o yüzden isim vermeden yazacağım. :D Selin ilk başta çok yanlış tanıyor onu, hatta öyle komik bir şekilde tanışıyorlar ki sonradan onun yerine ben utandım. :D Selin'in baştan yanlış anlaması komikti ama anladığı şey çok hoşuma gittiği söylenemez. Acaba yazar şu an bunları yazdığı için pişman mıdır? Çünkü takip ettiğim kadarıyla kendisinin düşünceleri çok değişmiş, çok sevindim buna ama işte gerçekten bu kitaplar hakkında şu an ne düşündüğünü öğrenmek çok isterdim. Okuyanlar beni kesin anladı. :)

Selin'in arkadaşından ben bile illallah ettim inanın. Yani tamam evleniyorsun ama yeter yani YETER! :P Sürekli saçma şeyleri istemesi, düğüne kalmış bir hafta hala konsept diyor ya. Bir de sürekli telefonu suratına kapatması asdfghj Bakın yine çok sinirlendim. :D
Son kısımda yaptığı o kadar saçmaydı ki yeni kitapta neler olacak bakacağız. Hatta yeni kitapta Selin'in başı büyük yanacak bence. :D Emre hakkında da iki kalem etmek istiyorum, Selin iyi dayanmış cidden ama mailler sayesinden ortaya çıkanlardan sonra gerçekten böyle bir şey var mı merak ettim. Hesap sorsaydın yaa Selin!!! :P Ve annesinin kuzusu olup ses çıkarmaması -_-



Geri kalan karakterlerde güldüğüm kişiler oldu ama isim vermeyeceğim, sevmediğim şeyleri kapsadıkları için. :P
O yüzden buraları geçelim ve son satırlara geçelim. ;)

Komikti, eğlenceliydi, sinir stres yaptı biraz ama Türk yazar olarak bence kalemi çok güzel. Çoğu kişi burun kıvırıyor ama şu an ki yazarlarımız çok güzel işler başarıyor. Zaten Ekin Atalar senarist, normal böyle güzel kitaplar yazması.
Devamında gerçekten ne olacak merak ediyorum, en sonda ismini vermek istemediğim karakter bomba gibi bir olayın ortasına attı kızı. :D
Devamını kısa zamanda okurum diye umuyorum, aradan bir on sene geçmeden mesela. :D



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^










6 Haziran 2022 Pazartesi

Twenty Five Twenty One-Kore Dizi Yorumu//Blogları Canlandırma Projesi Mayıs Ayı^^

 Selamlar^^
Bir Blogları Canlandırma Projesi ve Kore dizi yorumu ile yine beraberiz şükür^^ Bayram zamanında başladığım, daha yeni bitirdiğim canım dizim. :D Evet bir ayda 16 bölümlük diziyi anca izleyebiliyorum iyi mi :/ Ama son bölümlerde The Sound Of Magic dizisine başlayınca biraz süründü diyebiliriz.
Dizi yılın en iyi dizilerinde biri olarak çıkış yaptı ve son bölüme kadar da öyle gitti, böyle olunca beklentimi yüksek tuttum tabii. Karşıladı mı evet, çok eğlendim, sevdim ve bilmediğim bir sürü şey öğrendim. Başrol oyuncularımızdan Hee Do Eskrim sporcusu. BCP Mayıs ayı teması spor olunca bir taşla iki kuş vurmuş olarak başlayıp, bitirdim. Bunun yanı sıra Eskrimin nasıl bir spor dalı olduğunu da öğrendim.
Diziyi izleyen herkes sevdi, oyuncularda sevilince tadından yenmez oldu ama o son ile herkes hayal kırıklığına uğradı. Tabii etkilenmeyen, güzel sondu diyen de çok oldu. Evet her şey toz pembe olacak diye bir şey yok ama bir bu dizi gerçek değil, hayal ürünü. İki hayat yeterince zorken diziler yüzünden de bu kadar zorlaştırılmaya ne gerek var?
Şimdi bunu yazdım diye dizi berbat ötesi kesin demenize gerek yok, dizinin sonunu farklı yönden bakınca mantıklı da bulabilirsiniz, buluyorsunuz da ama eğer bir işi yapacaksanız biraz mantık, birazcık mantık yani. 


Konus;

1998'de Asya ekonomik krizi zamanında geçen Twenty-Five, Twenty-One (2022) dizisinde, Baek Yi Jin (Nam Joo Hyuk) 23 yaşında muhabir olduktan sonra Asya Oyunları için bir spor muhabiri olarak iş bulur. Asya Oyunları'nda çalışırken Na Hee Do (Kim Tae Ri) adında bir eskrim sporcusu ile tanışır. Felaketin eşiğinde olan bir toplumda 22 ve 18 yaşlarında ki Baek Yi Jin (Nam Joo Hyuk) ve Na Hee Do (Kim Tae Ri) ilk beklenmedik karşılaşmalarını yaşarlar. Ancak 23 ve 19 yaşlarına geldiklerinde birbirlerine zarar verirler. Sonraki yıl kaybettikleri güvenlerini yeniden kazanarak 25, 21 yaşlarında birbirlerine aşık olurlar. Dizinin ismi birbirlerine aşık oldukları yaşlarından gelmektedir.

Güney Kore Sineması'ndan alıntıdır.


Kim Tae Ri//Na Hee Do^^
Küçük yaştan Eskrim eğitimi alıp, yarışmalara katılan Hee Do ülkenin IMF krizinden sonra okullardaki bazı kulüplerin kapatılmasıyla dışarda kalır. Spor hayatında en sevdiği, hayran duyduğu Go Yu Rim'in okuluna gitmesi için elinden geleni yapar ve azminin sonucunu alıp Go Yu Rim'le Eskrim eğitimine başlar ama umduğu şeyi bulamaz ve yaşadıkları onu daha çok hırslandırır. Çok çalışması ve azminin zaferini de altın madalyaları kazanarak verir ama özel ve aile hayatı biraz karışıktır.
Mahalleye yeni tanışan Baek Yi Jin'le rastlantı sonucu karşılaşsa da bir zaman sonra artık arkadaş olmuşlardır ve birbirlerini anlamaya başlarlar.
İlk defa bu dizide tanıdım kendisini, daha öncesinden başka dizisini izlememişim. Zaten baktığımda çokta bir dizi geçmişi yok. Neyse, bu diziyle tanışmak daha güzel oldu. Kendisi 32 yaşında ama 18 yaşındaki karakteri öyle güzel oynadı ki resmen gerçek yaşını öğrendiğimde şok oldum. :O 
Oyunculuk olarak sevdim ben, karakteri için bir kaç eleştiri duydum, çok bağırıyormuş gibisinden ama biri cevap olarak yaptığı spor yüzünden böyle bağırması normal demiş, bence de. Bana çok itici gelmedi, hatta çıt kırım ve yapmacık hareketlerdense böylesine daha çok razıyım.
Genel olarak sevdim, son yaptığına diyeceklerim spoiler olarak gelecek.



Nam Joo Hyuk//Baek Yi Jin^^
Varlıklı bir aileden gelen Yi Jin babasının IMF krizi yüzünden şirketinin batması ve borçlu insanlardan kaçması yüzünden üniversite hayatını yarıda bırakır kardeşi ve annesine bakmak için bir sürü işte çalışmaya başlar. Sıkıntılı dönemlerinde yeni tanıştığı ve enerjisine hayran olduğu Hee Do sayesinden düştüğü yerden ayağa kalkmayı başarır.
Nam Joo Hyuk sevdiğim oyunculardan biri, bu diziye de resmen renk katmış. Çok komik bir şekilde şaşırmaları, ailesi için savaşması, açık sözlülüğü ve Hee Do&arkadaşlarının arasında tek yetişkin olmasının verdiği sorumluluk çok komikti.
Start Up'tan sonra iyi geldi bu rolü kısacası. :)



Bona//Go Yu Rim^^
Eskrimde Kore'ye altın madalya getiren en iyi sporcu. Azmi ve aile içi sıkıntıları nedeniyle yaşadığı zorluklara rağmen başarılı olmak için elinden geleni yapan Yu Rim'in hayatına girecek olan arkadaşlar hayatını değiştirecektir.
Yu Rim'e başta öyle bir sinir oldum ki, neyse ki Hee Do ağzının payını verdiği zamanlar çok oldu. Ama sonradan sergilediği tavır inandırıcı gelmedi açıkçası. Yani yavaş yavaş olsaydı tamam ama böyle bir anda can ciğer kuzu sarması olmak için biraz daha zaman gerekmeliydi bence.
Yaşadığı aile sorunlarına cidden üzüldüm ama işte zenginde olsan farklı dertlerin var, fakirde olsan farklı dertlerin var. Bunlara dokunmalı çok güzeldi. Mesela Yu Rim'in annesinin bir yerdeki tavrına hayran kaldım, çok büyük yüce gönüllülük yaptı. ;)
Kendisi tanımadığım bir gruba üye, idol yani. Oyunculukla devam ettiği belli, bir sürü dizide oynamış. :) Sadece başrol için biraz daha çalışmalı. :)



Choi Hyun Wook//Moon Ji Woong^^
Okulun yakışıklısı olan Ji Woong kalbini Yu Rim'e kaptırmıştır. Çalışkan değildir ama hakkını aramayı iyi bilen Ji Woong çok iyi arkadaş ve sevgilidir.
Bu çocuğa hayran kaldım resmen, aşırı komikti. O saçları düzeltmesi, şekil vermesi ve on numara sevmesi çok ama çok iyiydi. Biraz abarttığımı söyleyebilirsiniz ama yazacağım spoilerde neden böyle dediğimi anlayacaksınız. :)
Böyle giderse daha çok dizilerde görebiliriz. :)



Lee Joo Myung//Ji Seung Wan^^
Ji Woong'un en yakın arkadaşı ve onun aksine okulun birincisidir. Gizliden yürüttüğü radyo programı ve haksızlığa karşı gelmesi yüzünden başı derde girse de aklı başında biridir ve grubun Yi Jin'den sonra en yetişkini diyebiliriz. :D
Bu kız çok tatlıydı yaa ve her konuda da çok haklıydı. Son yaptığı şeyi ben, biz yapabilir miydik tartışılır ama sevdiğim karakter ve oyunculardan biri oldu.
Bir çok dizide oynamış ama ben burada tanıdım. Başarılı, eğer kıymeti bilinirse çok dizide göreceğiz gibi.



Diğer karakterlerden Hee Do'nun annesi çok iyiydi, kadın otorite sahibi ama çok fazla. Diğer dizilerdeki ebeveynler gibi olacak sandım ama aksini yaparak beni şaşırttı.
Sonra Hee Do'nun yetişkin halini ve kızını oynayan oyuncularda çok iyiydi. Böyle birazcık Reply tadında gibiydi. :)

Hee Do'nun yeşitkin hali.



Resimler^^



Bu sahnede ikisine de çok güldüm :D


İkinci el kitapçısıydı, hatta kitaplar kiralanıyordu falan. 
Full House varmış, araştırınca dizisi çıkıyor ama Manhwa türünde seri olarakta varmış. Bununla ilgili bir bilgisi olan varsa yazsın lütfen, merak ettim. :D
İşte bu Full House için çok ortalık karıştı, eğlenceliydi de. :D



Şu ekipmanı giyince, vuruşlar belli olsun diye mandal takılması(ne bilmiyorum) aşırı klas hareketlerdi. Eskrime ilgim olmadı ama bu tarz şeyler, maçlar çok hoşuma gitti.



Bu sahnede çok iyiydi :'(




asdfghjklşi 
İşte bu halleriyle dizinin 1998 zamanlarında çekildiği belli oldu. :D



Yi Jin'in meşhur şaşırmaları asdfghjkl



Şu üniformalı bölüm çok güzeldi...




Gözlüklü halini görünce ben de Hee Do gibi oldum. :D


Ve telefon sahneleri.
Bence en anlamlı sahnelerdi. Birbirlerine verdikleri destek bence çok anlamlıydı.


Ve o malum sahne -_-



Ne tatlış giyinmişler^^


Gifler^^


Ben bile izlerken şöyle sevinecektim, siz düşünün gerçeğini. :D



BCP için ilk olarak sporla ilgili gifler koymak istedim. :D
Çok şey öğrendim bu konuda, mesela Eskrim Fransa sporuymuş, o yüzden başlama talimatları hep Fransızca.


asdfghjkl



Bir Eskrim dizisi daha bekleriz senden ama sporcu sen olacaksın sdfghjk


Tam bir hippi kılıklı, sevdim. Zengin züppe rolünü on numara oynar. :D





İlk arkadaş filizlenmeleri. <3






Şu sahnede eğlenen kişilerden çok boşa giden suya takıldım. -_-


Buranın gifini bulamadım ama böyle sarılmalarının aşırı MANTIKLI bir sebebi var sasdfghjk
Not: Bu dizide mantık aramayın çuvallarsınız sdfghjkl


Bakışlar...





Yukardaki saçını düzetme şekli dediğimde bu. :D


asdfghjkl



Ya nasıl 32 olabilirsin NASILLLLL
Sende mi hiç evlenmedin ve çocuğun yok? asdfghjkl



Sona gelmeden önce içimi bir dökeyim, sonra sonu yazabiliriz. :D



-SPOİLER BAŞLANGICI-


Dizi sonuncu bölüme gelince büyük bir kitleyi hayal kırıklığına uğrattı, tabii bu hayal kırıklığına uğrayan, kalbi kırılan kitlede spoiler vererek sosyal medyada bas bas bağırdı ve izlemeyenlerde çok güzel spoilerlar yedi. Ama ben yemedim, çok şükür, bin şükür. :D
Evet gerçekten çok fena bir spoiler, yani yemediğime şükrettim çünkü yeseydim izlemez, güzel bir diziyi izleme fırsatını kaçırabilirdim.
Sonu çok saçmaydı, bir kere çiftimizin ayrılmasına sebep olan olay o kadar saçmaydı ki yani bu mu dedim. Yi Jin sırf sevdiği insana zarar gelmesin diye spor muhabirliğini bırakıyor ki hata yapmasın diye ama gelin görün ki bir süre ABD'ye gidince kız beni seni mi bekliycem, hep böyle mi olacak dedi durdu ve hoooop ayrıldılar. 
 Bu nasıl saçma bir ayrılık arkadaşlar ve çoğu izleyende benim kafadan. Tabii aksi olanlarda oldu, mesela sevdiğim biriyle en son konuşma benimle mesajıyla bitirdik olayı sdfghjkl(Mizah içerir)
Yani Yi Jin'in yaşadığı sıkıntılar normal miydi? Zaten sevgili olalı kaç ay oldu, yok neden yılbaşını beraber geçirmedik? Tamamda canım sırf senin yüzünden iş değiştiren sevgiline de bunu yapmazsın be -_-
Kızı da anlıyoruz, annesi yüzünden çok yalnız kalmış, ben sürekli ayrılık mı yaşayacağım demiş ama o kadar sevgi, o kadar aşk NEREYE GİTTİ!
Ulan bu muydu o izlediğim minnoş aşk, imkansız aşk. Büyük hayal kırıklığı cidden. Aşırı, aşırı üzüldüm.
Yani önüme mantıklı bir sebeple gelinseydi olmadı, saçmalamadıktan sonra böylede bitebilir diziler dedim ama yok aklım, havsalam almıyor, ALMIYOR -_-
İzleyenleriniz varsa alırım yorumunuzu, siz ne düşünüyorsunuz?

Dizi boyunca tabii ki heyecanı gitmesin diye Hee Do'nun kimle evlendiğini göstermediler ama orta da koca, babada yoktu. Bir takipçim kocasının yurtdışına çıktığını söylüyor. Burada ne iş yaptığını bilmiyoruz ama Hee Do Yi Jin'den neden ayrıldı, ben bu ayrılıklara katlanamam diye. Peki bu neydi? Aynı Yüreğim Seni Çok Sevdi kitabına benzemedi mi? Aslı'da Bursa'ya gelin gitmek istemeyip başka biriyle evlendikten sonra kocasıyla Amerika'ya gitti. İşte bu mesele de o. -_-
Hee Do seni severdim ama sen naptın. -_-
İkinci sezon olur mu, zorlarlarsa belki, olaylar farklı gelişti. Belki Hee Do ve Yi Jin evlendi ama sonunda pişmanlıklar, Hee Do'nun annesinin geçenlerde Yi Jin'i gördüm demedi falan aslında hikayenin burada bittiğini gösteriyor. -_-

Mesela diğer çiftimiz Yu Rim Rusya'ya gitmesine rağmen aşkına sahip çıktılar. Ayrı kalsalarda bunu başardılar, Seung Wan ise yıllar önce Yi Jin'in kardeşine dört yıl sonra görüşelim dedikten sonra yıllar geçmesine rağmen görüşmesi ve numarasını istemesi bile Hee Do ve Yi Jin'in yaşadıklarından daha da iyiydi. Ji Woong daha çok sahip çıktı aşkına, aferin sana Ji Woong.
Bu ayrılık beni aşırı sinir etti, çok saçma geldi. Sırf güzelim diziyi nasıl mahvedebiliriz demişte olabilirler. Bakın mutlu son olmasın tamam ama bu kadar saçma ayrılıkta olmasaymış yaa.

-SPOİLER SONU-



Ve son^^
İlk olarak dizi için spoiler yemediğimden kendimi tebrik ediyorum, İkiz bile diziyle alakası olmamasına rağmen yedi siz düşünün. :D
Bu konuda ne kadar keşfette gezinmezseniz o kadar rahat edersiniz. Mesela ben geziniyorum ama benim keşfetimde sadece kediler var, o riske giremem. :D
Spoiler verenler = 😖
Diziyi genel olarak sevdim, beni izlemek için heyecanladırmadı yalan değil, böyle beni heyecanlandıran dizileri daha çok seviyorum. Çok heyecanlı olmasa da izlerken aşırı eğlendim. Sıkmadı bir kere, sonuna rağmen yılın güzel dizilerinden biri de diyebilirim.
Hem eğlenip, hem öğrenmek bence en güzel aktivite. 
Gençlik dizisi olarak aşırı iyiydi, eski zamanların dizisi olmasına rağmen de onu hissedemedim ne yazık ki. Bu hissi Reply serisi daha güzel veriyor. Telefonlar, ulaşım, bilgisayarlar tabii ki eskiydi ama dediğim gibi hissedemedim o eskilik hissini. Umarım anlatabilmişimdir. :D
Yazacak şeyleri yazdığıma inanıyorum, daha fazla şey yazarsam izlemeye gerek kalmaz. :D
Yorumumdan sonra merak ediyorsanız ya da çıktığından beri dikkatinizi çekiyorsa listeye alabilirsiniz. :) Oyunculuk, senaryo(son hariç) hepsi çok güzeldi. Kızdım, sinirlendim, güldüm, üzüldüm vs vs. çok şey tattırdı dizi bana, sizde izlemek isterseniz Netflix'den bakabilirsiniz ya da online çeviri yapan sitelerden. :)




Favori fotoğrafım...<3



BCP'nin Haziran ayı teması Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi ya da Fantastik. En sevdiğim konu, bakalım dizi-film mi izleyeceğim yoksa kitap mı okuyacağım. :)
Sizleri de bekleriz^^


Diğer yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle aşkla kalın^^


Buralarda da varım^^