Bronte Kardeşler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bronte Kardeşler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ocak 2019 Pazartesi

Uğultulu Tepeler//Emily Bronte Kitap Youmu^^

Herkese merhaba
Aylar önce okuduğum kitabımın yorumu yeni geliyor. Alkışlayın beni. :D 2 sene önce internet sıkıntısı çekiyordum, yorum giremiyordum. Şimdi neden yapamıyorum bilemiyorum. Zaman bulamıyorum deyip işin içinde çıkabilirim ama bu böyle gitmez deyip kendime de çeki düzen vermeliyim. :D Kitabı senelerdir okumak istemiştim, ağır klasiklerden olur diye başlamadım, en sonunda bu tarz okumak isteyince başladım. Doğrusu umduğumu bulamadım. Belki ben çok fazla beklenti içindeydim bilemiyorum ama gerçekte beğenmedim, gerçekten! Güzel değildi, baş yapıt diyeceğim bir kitap hiç değildi. Psikopat bir insanın, aklını peynir ekmekle yemiş insanları nasıl parmağında oynattığı anlatan bir kitaptı. :/


Bütün dünya onun bir zamanlar yaşadığının,
benim de onu kaybettiğimin korkunç hatıralarıyla dolu sanki!
Kasvetli York kırlarındaki Thrushcross Grange’in yeni kiracısı Lockwood’un, bir gece ev sahibinin Uğultulu Tepeler’deki evine sığınmak zorunda kalmasıyla başlıyor hikâye. Gecenin sakinleşmesi beklenirken, geçmişin rüzgârları ve fırtınaları da köşkün içinden yükseliyor.
İngiliz edebiyatının en gerçekçi erkek karakterlerinden Heathcliff ve en sevilen kadın kahramanlarından Catherine Earnshaw arasındaki gerilimli tutku ve nihayetinde gerçekleşen ihanetin yıllar öncesinden gelen anıları kendilerini hatırlattıkça, Bronte’nin fısıltıları da kulağımızda uğulduyor.
Heathcliff’in aksiliği ve intikam tutkusu bir sonraki nesli etkilerken, masum varisler de geçmişin üzerlerinde gezinen hayaletinden kaçmaya çalışıyor.


Kitaba başladığım zaman konuyu kaç kere okudum bilmiyorum. İlk zamanlar soy isimler, isimler karışık geldi ama okudukça anlaşılır oldu. Bunun için bir şey diyemem, yazarların kalemi der susarım. Kitabımızı üçüncü tekil şahıs anlatıyor ama yazar değil evin hizmetlisi. Neden böyle yazmak istemiş anlamadım. Belki kendi bunları yaşadı yazar olarak değil karakter olarak yazmak daha uygun olur demiş olabilir. Doğrusu ben yazarın anlatımını tercih ederdim. Gerçi olay Thrushcross Grange Mülkünü kiralayan Bay Lockwood'un bir gece ev sahibini yanına gitmesiyle başlıyor. Lockwood olayları birinci teşkil şahıs olarak anlatılıyor, hikayeyi de hizmetli Bayan Dean(Nelly) anlatıyor. Bundan yola çıkarak böyle bir şey ortaya çıkmış. Kitap yarıya gelene kadar normal anlatım olarak devam eder diye bekledim ama olmadı, öylede bitti.

Heathcliff anne babası olmayan bir çocuk olarak Uğultulu Tepelere gelir. Evin babası sahip çıksa da eşi ve çocukları pek oralı olmaz, hatta babalarının bu kadar üstüne düşkün olması onları deli eder. Yine de Abi harici diğerleri Heathcliff'ye alışır ve Catherine onunla arkadaş olur. İyi bir şekilde yetişen Heathcliff evin babası ölünce kendine ahırda bulur ve kendisine kötü davranan evin abisine kin gütmeye başlar. Catherine iyi arkadaşlık kurmuş olsalar da Catherine başka arkadaşlar bulmasıyla olaylar değiştir. Heathcliff Catherine'e onun için söylediklerini öğrendikten sonra ise oradan uzaklaşır ve senelerce ortalı onunla beraberdir. Beklenmeyen bir anda ise Heathcliff ortaya çıkar ve o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Daha yazacak çok şey varsa bu kadar yeter. ;)


Hakkında yazacağım bir sürü karakter var ama hangisinden başlasam bilemiyorum. Hepsi söz dinlemeyen, başına buyruk karakterlerdi o yüzden başlarına gelenlere hiç üzülmedim. :D Yani seni uyaranlar var ama sen inatla onu yapıyorsun bunun neresine iyiymiş diyebilirim. Tek akıllı kişi Edgar'dı ve kitabı anlatan Nelly'ydi. Heathcliff bile zekiydi, intikamı için herkesin hayatını mahvetmiş olabilir ama buna zemin hazırlayanlar oldu ve o sadece planını gerçekleştirdi. Kitapta adam akıllı olan tek kişi ise sadece evi kiralayan, kitaba çok az dahil olan Lockwood'du. :D

İşte bu yüzden sevmedim kitabı, beğenmedim. Zaten kalın bir kitaptı ve sırf okumak için okudum. Beklentim çok fazlaydı, daha farklı konu bekliyordum ama bu kitapta bütün karakterler çok kötüydü. O yüzden sevmedim, aynı kardeş olmalarına rağmen Jane Eyre daha iyiydi ama aynı psikoloji yazılmış gibiydi. :/
Kitap klasik olduğu için merak edenler olabilir, isteğe bağlı okuyabilirsiniz. Ama ben tavsiye etmiyorum. Gerçekten sevmedim, okuduğum belki de en sıkıcı klasiklerdendi. İntikam ve aşkın nelere yol açtığını göstermek istemiş kitap ama böyle karakterlerle ne kadar iyi olabilirdi ki? 



Kitaba Puanım 5/2^^




Alıntılar^^



"Yüzün kapkara olsaydı bile, iyi bir kalbin oldukça bu senin yüzünü aydınlatırdı çocuğum,"



*****


Yazık ki yaban otlarının arasında iyi şeyler kaybolup gider.






Alıntı bile doğru düzgün bulamadım. :/
Bir yorumda böylece biter, başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^


Buralarda da varım^^