Romantik-Komedi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Romantik-Komedi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mart 2024 Çarşamba

Teklif//Film Yorumu-Blogları Canlandırma Projesi Şubat Ayı^

 Selamlar^^
BCP'nde Şubat ayının teması birkaç tane vardı ama ben en sevdiğimi seçtim, Sevgililer Günü. Bu tarz romantik-komedi filmlerini seviyorum, o yüzden bunu seçtim.
Film Netfix'e yeni gelmiş, önceden görmemiştim. Eski yapımları seviyorum. Tamam yenilerde güzel ama eski hatta daha da eski yapımlar daha çok hoşuma gidiyor.
Oyuncuların birkaç filmini izledim ama çok takip ettiğim kişilerdeğil.
Buradaki uyumları güzeldi ama konu eh işteydi yaa.
Vardı sıkıntıları. :/



Kadın ünlü bir yayınevinin müdürüdür ve çok başarılırdır ama şirket çalışanları tarafından sevilmeyen biridir. En çoksa sekreteri tarafından sevilmez ve diğer filmlere göre sekreteri bir erkektir.
Kadın çalıştığı ülkede göçmen olarak kaldığından işler karışmaya başlar ama bununda çözümünü bulur. Yıllardır yanında çalışan sekreterini çözümü olunca onun şartlarını yeri getirmek için kalkar ailesinin yanına gider.
Konu bilindik anlaşmalı ilişki, sekreterle evlenme falan filan. Tek fark cinsiyet olarak farklı olmaları. :D



Bence Sandra Bullock çok iyi oynamış. Başlarda sert, sonrasında daha insancıl davranan tarafı güzeldi.
Adamın ailesini görüp şaşırması, valla ben de şaşırdım.
Filmde tek sıkıntı aşktı. :D
Yani bir insan 2 günde nefret ettiği insana ne kadar çabuk aşık olabilir ki?
Bir hafta olsaydı tamam ama 2 gün ne ya?
Burayı sevemediğim ve mantığıma yatmadığı için filme ne yazık ki 10/4 veriyorum :D
Ama çok komikti, bunu es geçmeyelimmmm!!!



Ryan Reynolds sekreteri oynuyor ama neden böyle bir işi kabul etmiş ve devam ediyor bilinmiyor.
Tabii sonradan öğrendiklerimizden sonra da yine -Neden bu iş?- diyoruz. :D
Kimya olarak yakışmışlar ama diyorum ya o kısacık zamanda aşık olmalar falan saçma geldiğinden aşklarına çokta inanmıyorum açıkçası sdfghjkl








asdfghjkl









Son kısımda bir sorgu mevzusu var, o kısmı gülmeden izleyen duygusuzdur sdfghjklş
Eğlenceliydi ama mantık hatası beni durduruyor ne yazık ki.
O yüzden izleyin, izlemeyin diyemeyeceğim.
Denk gelirseniz, biraz gülmek istiyorum diyorsanız o zaman seçenekler arasında olabilir. :)
Peki benim tema için seçtiğim filmin aşk konusunda sınıfta kalmasına kaç puan? :D


BCP'nde Mart ayın teması Kadın Yazarlar^^
Biliyorsunuz ülkece, dünyaca durumlar her an değişebildiği için temaları bir önce ki ay belirlemeye karar verdik. Öğrenmek için takipte kalın. :)
Çok kısıtlayıcı bir tema değil, çok fazla seçenek var. :) Katılmak isteyen herkesi bekleriz^^
Diğer BCP için yazdığım yazılara buradan! ulaşabilirsiniz. :)




Başka yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^






28 Şubat 2024 Çarşamba

Ay Çarpması(Efsane İşi Aşk Serisi)//Sezen Aksın Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Dün gece bitirdiğim kitabın yorumunu hemen yapayım dedim, sıcağı sıcağına. Kitap daha ilk çıkışında ilgimi çekmişti, esnaf işi, mahallede geçiyor falan derken indirimli almak için bakındım bir süre. Sonra sürekli ikinci el kitap aldığım Gardrops hesabından baktım ve sıfır ama uyguna buldum kitabı, hem de ciltli. Şu an fiyata baktığımda karton kapak 134tl. Ciltlisini siz düşünün. O yüzden uyguna almam çok mutlu etti beni. Alalı aylar olunca da hadi başlayayım dedim ve okudum, bitti.
Kitabı çok sevdim, o mahalle havasını, Bursa’nın tarihi yerlerini, komşuluğu vs. o kadar güzel anlatmıştı çok sevdim ama sinir olduğum, yeter yaa dediğim yerlerde oldu. Buna rağmen son sayfayı çevirdiğimde iyi ki okumuşum dedim. <3


Esnaf İşi Aşk Serisi’nin ilk kitabı Ay Çarpması, büyüme sancıları, dünyadaki yerini bulma kaygıları ve aşkı keşfetmek üzerine bizden bir roman…
Bursa Kapalı Çarşı’da nesiller boyu konfeksiyon üzerine esnaflık yapmış bir aileden gelen Nil Sağlam, çalışkan bir tekstil mühendisliği öğrencisi ve tescilli bir kitap kurdudur. Yetiştiği çevreyle ters düşen fikirleri nedeniyle abisi Kürşat’la didişmek, rutin aktivitelerindendir. Mahalleden komşuları, abisinin biricik can dostu Fatih Arslan da Kapalı Çarşı’da yıllardır kuyumculuk yapmaktadır. Fatih, Bursaspor altyapısında yetişmiş eski bir futbolcudur fakat yaşadığı sakatlık sonucunda yeşil sahalara veda etmiş, baba mesleğini benimsemiştir. Bir dolunay gecesi, emrivaki yapıp Nil’i istemeye gelen densiz aile, Nil’in kavgasız gürültüsüz geçen yirmi yıllık hayatını bir anda altüst eder. Mahalle karışır, toksik maskülenitenin sözlük karşılığı damat aday adayını Fatih’in elinden zor alırlar. Olaylı gece karakolda biter. İşte her şey o dolunay gecesinin bittiği yerde başlar. Uçsuz bucaksız okyanuslar Ay’ın çekim gücüne karşı koyamazken, fâni kalpler nereye kadar direnebilir ki zaten? 


Nil bir akşam evlerine gelen görücülerden sonra çıkan olaylardan sonra sessiz sakin geçen mahalle hayatından sonra hayatı karışır. En çokta yıllardır abisi gibi gördüğü Fatih ile arasındaki değişimleri düşününce eskiden neden böyle olmadığını sorgular ama arada sohbet edip, genelde yaptıklarına karışıyor olsa da abisi neyse Fatih’de öyledir ama yaptıklarını sorgulayan bir Fatih ile karşılayınca hiçte çekilecek biri olmadığını düşünür.
Nil klasik üniversite öğrencisi ve yine klasik ev kızı modunda biri. Hem ev işlerine koşan hem de kapalı çarşıda olan dükkanlarına gidip gelen ailenin ortanca kızıdır. Abisinin davranışları ve sürekli fikirlerine ters düşmesi asaplarını bozuyor olsa da bunun iki kişiye çıkması daha da kendini sinirlendirir. Haklı mı, çoook. Böyle odun bir abi olamaz yaaa, o yüzden anlıyorum Nil’i. Ama sürekli kadın hakları, cinsiyetçilik demesinden gına geldi. Bakın ben ve ikizim ailede en çok kadın haklarını savunan kişileriz ama okudukça çok fazla olması cidden baydı. Zaten abiler laf anlamıyor, zaten çifte standart çok fazla var ama sürekli bahsetmesi cidden yordu beni.
Bir de etrafında olanları görmemesi -_- Cidden alık ve saf yaa asdfghjklş
Yani kendimizi onun yerine koyunca tabii ki ihtimal vermeyiz ama değişen davranışları hiç mi görmüyorsun yav :D
Neyse, ikinci kitapta okuruz artık bir şeyler, tabii ilk kitap gibi olmazsa asdfghjk



Fatih, yıllar önce hayaline veda ettikten sonra babasının yanında, kuyumcuda çalışmaktadır. Bir akşam komşularının kızını, en yakın arkadaşının kız kardeşini sıkıştırmaya çalışan adamın hakkından gelir. O akşam işler karakolda bitse de artık içindeki duygular değişmiştir, kendinden yaşça küçük, arkadaşının kız kardeşini artık kardeşi gibi değil de kalbinde bir yara olarak görür. Kıskançlıklar başlar ve eve gelip giden görücüler artık onu deli eder. Bir de Nil’in sürekli evlilik hakkındaki düşünceleri duydukça içi içini yer.
Her halinden belli etmeye çalışsa da anlamayan Nil’in artık bir şekilde anlatması gerekir ama nasıl?
Fatih’i hem sevdim hem de sinir oldum. Yani tam bir odun kafalı diyebiliriz. Tabii buna sebep kıskanması da ama bu kadar da olmaz. Kızın bir şeyden haberi yok o kadar üstüne gidiyor ki. Burada Nil’e hak eriyorum işte ama iki karakterimizde cidden dayaklıktı.
Son bölümde yaptığı iş miydi yaa sdfghjkl Tamam bekliyorduk bir şeyler ama o son kısımdaki tavırlarına hem şok oldum hem kızdım hem de aşırı eğlendim. :D
Nil şok asdfghjkl
Umarım ikinci kitapta daha sakin bir karakter okuruz. :D


Nil’in abisine aşırı sinir oldum ama daha çok eğlendim de. Kardeşiyle olan didişmeleri kitaba resmen renk katmıştı. Tabii klasik abi olmasına değinmiyorum bile, böyle dik dik konuşan, her şeye karışan ve evde en çok söz hakkı olan bir abi olursa ben de Nil gibi olurdum büyük ihtimal sdfghjkl
Ama onunda hakkından gelen birileri var tabii ki. :D
Sonrasında Nil ve Fatih’in anneleri, aşırı tatlılardı. İşte böyle komşuluğu özlemişiz. Hep böyle kitaplar çıksa keşke, cidden özlemişim.
Mahalle, kasaba, köy kitaplarını seviyorum ve buradan sesleniyorum, lütfen böyle kitapları daha çoooook çıkarın!!!!

Yazarın kalemini sevdim, Bursa hakkında yazdıklarını okumak çok iyi geldi. Sanki Bursa’da geziyor gibiydim. Tabii gezmenin yanında tarihi yerler hakkında bilgi vermesi de güzeldi ama bazı yerlerde biraz fazla uzatılmış gibiydi. Neyse ki son kısımlarda çok fazla değildi, öyle devam etseydi biraz sıkardı gibi.
Onun dışında Nil’in tavırlarını, kadın hakları diye tutturmasını okumak artık çok gelmişti. İnşallah ikinci kitapta buna dikkat eder.
Aslında ikinci kitabın devamını wattpad’de var ama şu anlık okumaya düşünmüyorum. Çünkü hem kitabı sindirmem gerek hem de o olaylardan sonra nedensiz bir merak kalmadı ben de. Dedim kesin hemen açar okurum ama yok yani, ikinci kitabın gelmesini bile bekleyebilirim.


Spoiler yazacak pek bir şey yok aslında, sadece 378 sayfalık kitapta olması gereken şeylerin olmaması ama buna rağmen sıkılmamam, kızmamamın şokunu yaşıyorum. Demek ki cidden sevdim, hoşuma gitti kitap. Normalde olayların bu kadar yavaş olmasına sinir olurum ben, olsun bitsin derim genelde ama bu kitaptaki her şey hoşuma gitti.
Ve kitabın üç kitaplık olması, ikinci kitapta da büyük ihtimal Nil’in değişen duygularını okuyacak olursak son kitapta da abiyi ikna etme mevzusunu okuruz sdfghjkl
Bu arada genelde abinin arkadaşına olan aşkta kızın da duyguları olurdu ama bu çok farklıydı. O yüzden ilk okuduğumda çok şaşırdım.
Bu mevzu tiktokta çok geçiyor bu arada, mesajlaşmalar falan. Tabii çoğunluğu kurgudur ama bazısının okuması öyle eğlenceli ki, gözlerimi devire devire okusam da okuyorum arada sdfghjklşi


Genel yorumum böyle, bu tarz seviyorsanız alıp, okuyabilirsiniz.
Kitabı almak istemezseniz wattpad’den de okuyabilirsiniz, ikinci kitapta var orada ama ne yazık ki kitap wattpad’le aynı değil. Kitap nasıl betimlemelerle harmanlanmışsa wattpad’de sadece diyaloglar vardı. Yazar kitabı baştan yazmış belli ki. Tabii öyle de okunabilir ama ben kitabı tercih edeceğim gibi. Yine de benim işim belli olmaz yaaa :D




Kitaba Puanım 5/4^^






Alıntılar^^


Saniyeler içinde burnumun dibine girmişti. "Senin gözlerin hep bu renk miydi?"


*****


Kitap okuyordu mutlaka. Mahallenin yıllık kişi başına düşen ortalama kitap sayısını tek başına yükseltiyordu.


*****

Sevdiğim kız bana abi dedi dramını böyle dibine kadar yaşayan başka biri daha var mıydı şu hayatta?


*****

Hala gözlerimin içine bakarken sanki ağır çekimdeymiş gibi bir kez gözlerini kırptı. Uzun kirpiklerinin uçlarındaki erimiş kar tanelerinden kalma su damlacıkları etrafa saçıldı.
"Yeter ki sen düşme..."
Yeter ki ben düşmeyeyim...





Başka yazılarımda görüşmek üzere^^




Buralarda da varım^^


 










3 Ekim 2023 Salı

Bridget Jones'un Günlüğü//Helen Fielding Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
En son yaptığım yorumdan sonra dedim bir kaç gün bloga zaman ayırayım ama bilin bakalım ne oldu. :/ Hasta olup iki gün yattım ve şu an bile halsiz bir şekilde yatıyorum. :/
Ama bir yerden sonra başlamalı diyerek oturdum yeniden yorum yazmaya.
Aslında bir sürü dizi yorumum var ama ondan önce kitap yorumlarımı halledeyim unutmadan, diziler fotoğrafta falan aklına geliyor ne yazacağın ama kitapları unutuyorum. :D
Gelelim kitabımıza. Bridget Jones'u tanımayan çok azdır. Yıllar önce filmlerini televizyonlarda görüp sevmiş, eğlenmiştik. Kış içerisinde Pegasus Yayınlarının büyük indirimden kapmıştık seriyi, gerçekten çok uyguna geldi üç kitap.
Ondan sonra aşırı merak eder oldum, hatta filmini izlemeden önce okuyayım dedim ama olmadı ilk filmi izledim.
Aslında filmi az buçuk biliyordum ama izleyeli seneler olmuş herhalde sonunda neler oluyor vs. hiç hatırlamıyorum. O yüzden filmi izleyip, kitabı okudum ve büyük hayal kırıklığı yaşadım aaa dostlar. Neden böyle oluyor yaa, büyük beklenti içinde olduğum kitaplarda neden sınıfta kalıyor??? :/



Modern insan ilişkilerine dair kafanızı allak bullak edecek bir eleştiri mi? Çekirdek ailenin ölümüne ironik, trajik bir bakış mı? Yoksa siniri bozuk, otuzlarında bir kadının karman çorman deli saçmaları mı?
Bridget Jones'un Günlüğü, Bridget'ın lanetli kişisel gelişim sürecine ışık tutan korkunç derecede bilinçli, kendi kendini ti'ye alan harikulade bir günlük. Bridget, bu gelişim uğruna bir yıl süreyle kendini her bir kalçasını 4 santim inceltmeye, haftada en az üç kere spor salonuna gitmeye ve sorumluluk sahibi bir yetişkinle ilişki kurmaya adıyor. Teknolojiyle barış ilan ediyor.
Malum yılın sonunda, toplamda 20 kilo kaybediyor ve 25 kilo alıyor! Ama ne yapıyor? İyi niyetinden asla hiçbir şey kaybetmiyor. O başına gelenleri günlüğüne yazdıkça siz de elinizde olmadan gülmekten katılacak ve dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca okur gibi kendinizi, "Bridget Jones benim!" diye haykırırken bulacaksınız!


Bridget 30 yaşına gelmiş bekar bir kadındır. İş hayatı eh işte olmasına rağmen çalışmaktadır ama ilk hedefi bir sevgili bulmaktır. O sıralar patronu ile internetten(msn gibi bir şey) konuşmaya başlar ve işler tam da istediği gibi gider tabii patronunun gerçek yüzünü görene kadar.
Bunun yanında ailesinin yeni kararlar alması ve ilginç bir şekilde uygulaması Bridget'ı sıkıntıya sokar. Bir de annesinin ve onun arkadaşlarının Mark Darcy'ye ayarlama mevzusu vardır ki onu hiç istememektedir.
Bu tarz kitaplarda karakterlerde mantık aramayın üzülürsünüz, hatta karakterleri bırakın kitaplarda mantık aramayın. Bridget'da öyle. Kitap günlük olduğu için o tarz yazılmış ve Bridget'ın sürekli kilo, içtiği sigara, alkolü ve kalorisini yazdı ama o kadar absürt bir mevzu ki bugün 57 kiloyla iki gün sonra 55'e iniyordu asdfghjkl
İnanılır gibi değil yaaa, gerçekte yok bu yaaa. :D İki gündür hastayım, yediklerimin kalorisini hesaplasak üçlü sayılarda kalır ama kilo vermemişim asdfghjk İşte mantığı burada aramıyoruz. :D
Sevgili konusunda Daniel'e nasıl güvendi yaaa, filmde daha iyi bir karakter gibi duruyordu. Kitapta ne istiyor, ne istemiyor belli değil ve Bridget'ın bi telefon etse de buluşsak modundaydı. :P
Karakteri sevip sevme mevzusuna girmeyeceğim burada, sadece çatlak ama sonunda doğru yolu bulan bir karakterdi, Alkışşşş


Diğer karakterlerden Mark ve Daniel hakkında yazacak çok şeyim yok. Mark zaten Bay Darcy'i anlatıyor, yazar orada bir kalbimizi çalıyor tabii. Daniel bildiğimiz erko işte, sevilmez bir tip. İkinci kitapta&filmde neler olacak merak konusu.
Ama Bay Darcy mevzusunu çok sevdim, hatta yazar sonunu resmen Gurur ve Önyargı'ya benzetmiş, en sevdiğim^^
Güzel miydi oralar, evet ama mevzusunun gelişmesi yine mantıksız asdfghjkl
Yani okuyanlar bana hak versin lütfen. :D
Anne ve babası hakkında ne yazsam olmayacak, biraz üşengeç olduğumdan atlıyorum buraları. Bir de spoi veremem şimdi. Sadece Allah düşmanımın başına bile böyle anne vermesin diyorum asdfghjkl
Arkadaşlarına hiç gelmiyorum, çünkü kim kimdi, hangisi daha yakın, hangisi daha uzak bilemediğim için bir zaman sonra isimlere çok dikkat etmedim. Hatta anlatım biçimi öyle değişikti ki 'burada ne diyor şimdi bu' deyip durdum. -_-

Kitaba hevesle başlayıp, hayal kırıklığı olduğunu başta yazmıştım. Evet, ben daha böyle film gibi eğlenceli, akıcı bir kitap bekliyordum ama arkadaşlar kitap akmıyordu resmen. Hani bu tarz kitaplar bir oturuşta akar gider yaa bu yok yani. Yazarın kalemi gerçekten ağır. Beklediğimi bulamadım.
Bir de yarıdan fazlasından sürekli Daniel'i okumak gına getirdi, ne zaman ki mevzuya Mark girdi ortam güzelleşti. Ama buna rağmen sevemedim, olmadı. Günlük olduğu için tabii ki böyle olmalı, neyse ki diyalog falanda vardı ama sürekli içmesi, içmesi ve yine içmesi baydırdı beni.
Olumsuzluklar bu tarz kitaplarda hep vardı ama bunda çok daha fazlaydı.
Filmle aynı olan yemek mevzusu çok güzeldi. İşten ayrılmada ben filmi tutuyorum, çünkü orada Daniel'ın ağzının payını veriyor. Burada bir an geri dönecek diye korktum. :D


Beklentimi karşılamadı, film cidden güzeldi ve onu çok sevdim ama kitap tırttı diyebilirim. İkinci kitaba sadece Mark için beklentiye girebilirim. Şu an bunu yazarken devam kitapların konularına baktım da çokta beklentiye girmeyeyim. Hele o bebek mevzusunda hiç mi hiç. Yani şu an öyle bir hayal kırıklığı yaşıyorum ki belki de kitaplara devam bile etmem. Offfff



Kitaba Puanım 5/3^^



Alıntılar^^


Neden? Neden? Herkes romantizmin zaten bir işe yaramadığını bilirken neden tüm dünya romantizm yaşamayan insanları aptal gibi hissettirmeye çalışıyor?





Aslında anlamlı yerler vardı ama çok uzun olduğu için eklemedim. :)
İşte bu kitaplarında sorunu bu, çok sevemiyorsun ama çok anlamlı yerleri oluyor. :D



Buralarda da varım^^




16 Eylül 2023 Cumartesi

Bay Yanlış Numara//Lynn Painter Kitap Yorumu^

 Herkese merhabalar^^
Yaz bitmeden yazın okunacak kitapları okumaya çalışıyorum bu ara. Bu kitabımızda onlardan biri. Aslında yazın daha sert kitaplar okunmaz mı diye düşünebilirsiniz ama kitaplığın önüne geçtiğimde canım hiç o tarz okumak istemiyor, hep böyle akıcı, romcom kitaplar okumak istiyordu, işte bu kitapta o.
Gardrops hesabımdan çok uyguna almıştım, gelir gelmez okudum diyebilirim. Geçen sene yazarın Filmlerden Daha Güzel kitabını okuyunca böyle minnoş, eğlenceli bir şey bekledim ama farklı bir şey çıktı. :D Kötü anlamda değil ama şaşırdım açıkçası. :D



Çok satan Filmlerden Daha Güzel kitabının yazarı Lynn Painter’ın bu yeni romantik komedisinde, bilinmeyen bir numaradan gelen ateşli bir mesajın anonim bir ilişkiye nasıl dönüştüğüne tanık olacaksınız. Kötü şans, daima Olivia Marshall'ın peşinde olmuştur. Ya da belki de ailesinin düşündüğü gibi her şeyi batıran kişi, bizzat Olivia’nın kendisidir. Ama yanlış numaradan gelen "Üstünde ne var?" mesajı, anonim de olsa, hayatının en ateşli ve en eğlenceli ilişkisine dönüşür. Olivia, bir an için şansın, yüzüne gülmüş olabileceğini düşünür. Colin Beck, Olivia'yı her zaman yakın arkadaşının sinir bozucu küçük kız kardeşi olarak görür. Oliva ise başına gelen talihsiz bir olayın ardından Colin’in evine taşınır. Colin, onun tamamen farklı ve insanın aklını başından alan çekici birine dönüştüğünü fark eder. Haftalardır ateşli mesajlar gönderdiği karşı konulmaz Bayan Yanlış Arama’nın, Olivia olduğunu fark edene kadar mesafesini koruyabileceğinden emindir. Ancak şimdi, işler karışmadan önce, ateşi harlayıp harlamayacağına karar vermesi gerekir.


Olivia başına gelenlerden sonra abisinin yanına taşınmak zorunda kalır ama bir sıkıntı vardır. Abisi tek değildir ve bu abisinin arkadaşıyla yıllardır anlaşamıyordur.
Bunun yanında bir de iş bulmak zorundadır ve eski evinde çıkan yangın yüzünden bütün kıyafetleri yanmıştır.
Hayatını düzene sokmaya çalışan Liv bir gece telefonuna gelen mesajla sıkıntılarının yanında az da nefes almayı öğrenir ve bay yanlış numara ile mesaj yoluyla bir nevi arkadaş olur.
Ama günler geçtikçe evde varlığından rahatsız olduğunu düşünen Colin’in iyi davranması, ona yardım etmesi işleri farklı bir yere sürükler.
Liv çok çatalak bir karakterdi, sanki bütün talihsizlikler bu kızı buluyor gibi. Bir de sevgilisin aldatması yok mu, üzüldüm kıza. Tabii bazı şeyleri anlamadan, dinlemeden önyargılı olması çok hoşuma gitmedi ama hikmetse beni sinirlendirmedi de. :D Hak verdim çünkü, en çokta sondaki olayda.
Başarılı bir köşe yazarı olması hoşuma gitti, böyle ilginç karakterleri okumayı seviyorum.


Colin, ev arkadaşının kız kardeşinin evlerinde kalmasına pek fazla takılmamaktadır. Kendi işine gidip gelirken bir gün mesaj attığı kişinin yanlış kişi olduğunu öğrenince orada bırakmaz ve mesajlaşmaya devam eder.
Kısa bir zaman sonra aslında mesajlaştığı kişinin Liv olduğunu öğrendiğinde ise konuşmayı kesmek ister ama artık Liv onun karşısında bambaşka biridir.
Colin’i sevdim ama verdiği kararlar çok saçmaydı, gerçi bir yerde hak verdim. Kıza nasıl gidip ben bay yanlış numarayım desin. Bu spoiler değil bu arada, konuda yazıyor. O yüzden bahsettim. :D
Ama güzel sevdi, ay ben aşık mı oldum şaşkınlığı az oldu. Bunu seviyoruz ama o sonda yaşananlar. Bu konu hakkında ufak bir spoi detayı açabilirim, bilirsiniz içimde tutamam. :D

Kitabı sevdim ama daha uzun olmasını isterdim. Doyamadım desem yeridir, çünkü yazar sonu oldu bittiye öyle bir getirmiş ki ben şok. :D
Kitabı hem Liv’in, hem de Colin’in gözünden okuyoruz, en en en sevdiğim şey. <3
Kitap kısa olduğu için her şey oldu bittiye gelmemişti, hatta birbirlerine olan duygu değişimi bile yavaş yavaş oldu.
Sadece lisede kız kardeşine çıkma teklifi eden birine saldıran abinin bu ilişkiyi öğrenince sakin kalması şaşırttı beni, imkansız bir ilişki okumak hoşuma giderdi, buna beraber okuduğum Zencefilli Kitaplıktan Melisa'da hak verdi.  :D
Sonrasında ikisinin de aileleri çok değişikti, en çokta Liv’in. Ona karşı davranışlarını okurken şok oldum, yani bir aile nasıl böyle davranır. Colin en azından kendi yolunu çizmiş ama Liv. Sabırlı kızdı vesselam. :D

-Spoiler başlangıcı-

Liv’in iş mevzusunu hemen Colin yaptı demesi beni çok kızdırmadı ama önyargılı olması hoşuma da gitmedi. :D Normalde ben buna çok kızarım, hayret ettim kendime. :D
Sonrasında bay yanlış numarayı öğrenmesi ve verdiği tepkiyi sonuna kadar destekliyorum, Colin çok fazla geri plana attı, kısa zamanda söyleyebilirdi. işte bu olay sonda olunca kavuşmaları da aşırı saçma oldu.
Ayrılmalarından sonra bir ay geçiyor, Liv özlemiş mi, özlememiş mi anlamıyoruz bir anda şükran günü ve abisinin Colin gidiyor demesiyle, ‘Bana neden söylemedi?’ saçmalığıyla beraber hemen kendini Colin’in evinin önüne atması aşırı saçmaydı.
Yani Liv’in gereksiz tavırlarına değilde yazarın böyle yapmasına aşırı sinir oldum, hani bir gif var ya kitabı atıyor camdan, o raddeye gelmiş olabilir. :D
Bir bölüm daha ekleyebilirdi yazar, çok oldu bittiye gelmişti ve bu benim hoşuma gitmedi.
Kitabı sevdim ama o son -_-

-Spoiler sonu-

Başta yazarın kalemini daha tatlı bekledim, smut olmaz diye düşünüyordum ama vardı, hatta ilk sayfadan baya baya konuşmalarda vardı. Bu beni şaşırttı ama genel kitaplar gibi fazla da değildi. Yine de okurken kal geldi asdfghjkl
O zaman Filmlerden Daha Güzel gençlik kitabı diye tatlı yaptı, bu da yetişki içerikli oldu. :D
Neyse, okursanız bunu bilerek okuyun. :)
Sonu istediğim gibi bitmediğinden 'Seri mi?' demiştim. Evet seri ama ikinci kitap Liv'in abisinin kitabıymış. Belki orada bizimkileri görürüz, ha ne dersiniz?


Beklentimi hem karşıladı, hem karşılamadı ama yine de sevdim. Akıcıydı, olaylar beklenmedikti ve güzeldi. Garip ailelere, olaylara rağmen sevdim.
Çok pahalıya almaya gerek yok ama, benim gibi ikinci el bulursanız alın. :)
Bu arada abinin arkadaşına aşık olma mevzusu var diye ona benzer bir çin dizisine başladım, ayy orada da abi, kardeş anlaşamaması, oğlanın nazik hareketleri çok tatlı.
Son olarak, kitapta baskı hatası vardı. İkinci baskıda düzeltilmiş ama ben söylenmese anlamazdım, sadece neden böyle oldu derdim.
İlk baskıdan okursanız eğer ilk sekizinci bölümden sonra onuncu bölümü okuyun, sonra dokuza geçin. :)
Şöyle; 8.bölüm, 10.bölüm, 9.bölüm.


Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


Muhteşem bir geceydi ve gerçekten eğleniyordum.
    Yanlış bir numarayla konuşuyordum.
Tanrım, ne acınası bir haldeyim.


*****

"Bir aya kalmadan gideceğinden asla şüphe duymadım," 
Jack homurdandı. "Öyle mi? Dostum, sen ona benden çok daha fazla güveniyorsun."


*****

Komikti, başarılıydı, yakışıklıydı ve zor durumda bırakmak konusunda ustaydı ama biz, "bize" bir seferlik bir hatadan başka bir şey demezdik. O mükemmeldi, bense... neyse. O bir Audi'ydi, bense Hyundai'ydım. Colin ve ben, hiçbir anlam ifade etmiyorduk.





Bir yorum daha biter, başka yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^

19 Mart 2023 Pazar

My Secret Romance//Kore Dizi Yorumu^^

 Selamlar^^
Şu dizi resmen zaman aşımına uğradı, geçen sene izliyordum, yıl sonunda bitirdim, daha yeni yorum yapıyorum. Allah bilir ne zaman yayımlarım.
Dizinin kısa videoları sürekli sosyal medyalarda döndü, başta gelen yorumlardan sonra izlemek istemiyordum ama şöyle eğlenceli, klişe bir dizi izleyeyim dedim, hazır netflix'de de vardı izledim.
Gerçekten eğlenceli bir diziydi, klişenin dibiydi resmen ama beni bilirsiniz klişeleri severim güzel işlendikten sonra.
Tabii ben neden son bölümü bu kadar uzattım bilmiyorum. Geçen sene yorum yazmak zor geldiği için son bölümleri izlemiyordum ama şimdi bitirmeye gayret ediyorum. Kısacası dizi elimde süründü resmen, buna rağmen youtube'da denk gelince açar izlerim, oğlanın aşkı, yaptıkları çok tatlıydı çünkü.



Dizi, zengin bir ailenin oğlu ile hayatında daha önce hiç sevgilisi olmayan bir kızın arasındaki romantik ilişkiyi anlatılmaktadır.

Güney Kore Sineması sitesinden alıntıdır.



Sung Hoon//Cha Jin Wook^^
Babasının zoruyla gittiği otelinde kat hizmetlisi olarak çalışan Jin Wook o sıra otelde tanıştığı kızla bir gece geçirince onu unutamaz, uzun bir zamandan sonra kızı şirketinden farklı bir pozisyonda bulunca neden onu öyle terk edip gittiğini öğrenmek ister.
O geceden sonra unutamadığı kızı bulmak için uğraşması çok tatlıydı, normalde intikam almak için bulmak isterlerdi ama Ji Wook aşık olduğu için bulmak istiyor.
Oyunculuk olarak sevdim, adam tam ceo'luk, patron çocuğu rolünü oynayacak biri. Burada da çok yakışmıştı. Şu anlık başka dizisini izlemedim, dizide çekmedi sanki ama çekmeli. ;)



Song Ji Eun//Lee Yoo Mi^^
Annesinin düğününe ünlü bir otele giden Yoo Mi başta otelin imkanlarını sonuna kadar kullanmak ister ama sonrada girdiği bunalımda sahilde tanıştığı adamla içmeye başlar ve sonunda geceyi beraber geçirirler. Ondan sonra kayıplara karışır. Çalışmak için bir sürü şirkete başvurur ve sonunda kabul edildiği şirkette uzun zaman önce sahilde tanıştığı adamın ceo olduğunu öğrenir.
İşini kaybetmek istemeyen Yoo Mi yapılanlara katlanmak zorunda kalır.
Kızı sevdim ama arkadaşlar yeter ya mıymıy karakterlerden usandık, tamam sen çalışan, adam başkanın oğlu ama lütfen yaa biraz dik başlılık ya.
Neyse, yine de izletti mi izletti. Sevdim mi sevdim, güzelde sevdi ama bazen fazla gurur iyi değil beee. :D
Kızı ilk burada izledim, başkada izlemedim, görmedim de. Şu anda başka dizide de görmedim, nerede bu kız? :D



Kim Jae Young//Jung Hyun Tae^^
Lee Yoo Mi'nin en yakın arkadaşı olan Hyun Tae hem kafe sahibidir hem de ünlü bir yazardır. Yoo Mi'ye platonik aşık olan Hyun Tae klasik ikinci erkek gibi, başka biri ortaya çıkınca akılları anca başlarına geliyor.
Yani sen baştan teklif et eğer kabul etmezse yoluna devam et, bunlar hiç yükümü elletmeyeyim diyorlar sonra başka biri gelince vay efendim neden geldin. -_- İkinci erkek rolününde hakkını verin yaaa. Tabii veren karakterler var ama bu klişeden vazgeçmiyorlar.
Kendisini ilk burada izledim, en sonda Park Min Young'un dizisinde oynadı. İkinci erkek mi, başrol mü bilmiyorum. Kız hangisini seçtiyse artık. :D Yakışıklı adam, umarım bunu sevmiştir o dizide. :D



Park Shin Woon/Jang Woo Jin^^
Cha Jin Wook'un sekreteri olan Woo Jin çok komikti, zaten bu tarz sekreterler alıştık, hatta başrol erkeğinden bile daha ön planda oluyorlar. Bu da onlardan biriydi, bir de şirkette birine gönlünü kaptırdı. Çoook iyiydi. :D O takım elbiseleri ise bence en en iyisiydi. :D Onlarsız aslaaa :D



Jeong Da Sol/Joo Hye Ri^^
İkinci erkek varsa ikinci kadın olmasın mı? Kendi kendine gelin güvey olan biriydi ama neyse ki öyle saçma bir kötülüğü yoktu. Sona doğru hareketleri komikti, arkadaş olduğu kişide başka yerde arasa bulamazdı. :D



Nam Gi Ae/Jo Mi Hee^^
Yoo Mi'nin annesi olan Mi Hee kızı neyi sevmiyorsa onu inatla yapması sinir stres yaptı resmen. Sona doğru belki düzeldi, belki düzelmedi ama yok yani kız haklı ama kadının yaptıkları sinir etti beni. Kız sonuna kadar haklı. 
Bu kadını normal anne rolünde neden göremiyorum ya, hep aynı şekilde önüme çıkıyor. :D



Bu dörtlüde Yoo Mi'nin iş arkadaşları, aralarında başka dizilerde izlediğim oyuncular vardı.
Son bölümlerde karakterlerin değişimleri çok hoşuma gitti.<3



Resimler^^


İlk karşılaşma diyemeyiz ama güzel sahneydi sdfghjk
Romantik hareketlerin hastası olmuşuz asdfghjk


Burada kızın yaptıkları, oğlanın davranışları komediydi.
Bir de okuduğu kitaplar sdfghjkl


Şu gömlek bu kadar güzel olmamalı ve yakışmamalı :D


Kız düşe düşe bir hal oldu :D



Bu tarz şirketli dizilerle gelin yaa <3


Çocuk başka birinin ama fotoğrafa bol kalp hak ediyor. :D




Dizinin her bölümüne ait çizimleri. Çooook güzellerdi <3
Yani webtoon'u çıksa ki çıkmalı bence bu çizimlerle büyük ilgi görür. 




Basın toplantısından da kızın saçlarına nolmuş öyle yaaa????


Başta webtoon sandım ama senaryoları herhalde.



Gifler^^



Adam ceo ama hareketlere bak yaa, gizlice bekliyor falan <3




Bence çift olarak yakışmışlardı, kimyaları çok iyiydi.


Adamın duruşu bile komik :D






Kar olmazsa olmaz.


Adam güzel sevdi beeee <3






Şu kutunun olayı çok çok başkaydı, gerek var mıydı? Hayır ama komikti. :D





Son^^
Romantik dizileri sevenlerin çok seveceğini düşünüyorum, ben zamanında ve hak ettiği şekilde izleseydi daha çok severdim. Zaten çiftin kimyaları uysun tamamdır, burada da uymuştu ve güzeldi.
Konu olarak dediğim gibi klişe ama güzel işlenmiş, bazen ters köşe yapması falan güzeldi. Son bölümlerde dram yapmaları zaten adetten, olmazsa olmaz. Bunlara rağmen oğlanın aşkı, yaptıkları, kızın hayatı ve yaşadıkları izletti kendini.
Bölüm sayısı 13, eğer vaktiniz varsa bir kaç günde bitirirsiniz. ;)
Çerezlik olsun, izlerken eğleneyim diyorsanız aradığınız dizi bu, listeye alabilirsiniz^^




Dizinin diğer afişi, afişleri çok güzel değil mi?^^





Bir yorumun daha sonuna geldim, başka yazılarımda görüşmek dileğiyle^^
Sevgiyle, sağlıcakla kalın^^





Buralarda da varım^^