28 Ağustos 2022 Pazar

Son Söz Aşkın//Julia Quinn Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Nasılsınız? Havalar aşırı sıcak geçiyor dikkat edin, bu sebeple kitap bile okuyamıyoruz. Gerçi birazda yoğunluktan ama olsun başka dert olmasın dayanırız bunlara. :)
Son Söz Aşkın Julia Quinn'ın Bridgerton serisinin üçüncü kitabı, ben tersten gidiyorum okumak için. İlk olarak dördüncü kitap Rüyalar Gerçek Olsa'yı okudum, şimdi üçüncü. Bundan sonra da büyük ihtimal Eloise'nin kitabını okurum, çünkü aldım, elimde şu an. :P
Bu seriye tutulmamın sebebi seriyi izlemem, okuyanlar diziyle seri bir değil deyince o kafayla okumadım ama bakalım yeni sezonlar ne kadar kötü olacak bu da bir gerçekte. :D Bir kaç duyuma göre istemediğim çok şey olacakmış gibi, inşallah olmaz. Bu duyum birazda bu kitapta ki çiftimizi ilgilendiriyor. Bir şey söylemeyeceğim, öğrenmek isteyen bana mesaj atsın. :D 
Kitap için diyeceğim şu ki bence şimdilik hala Rüyalar Gerçek Olsa favorim. :)

 Beckett, aslında bir kontun kızı olmasına rağmen ne Leydi Bridgerton’un meşhur maskeli balosuna gideceğinin ne de Beyaz Atlı Prensi’nin onu orada beklediğinin hayalini kurmaya cesaret edebilir çünkü kibirli üvey annesi tarafından köşkün hizmetçisi olarak kullanılmaktadır. Ama daha sonra, gizlice içeri girmeyi başardığı baloda çekici ve yakışıklı Benedict Bridgerton’un güçlü kollarının arasında dans ederken kendini kraliyet ailesinden birisi gibi hisseder. Yalnız ortada bir sorun vardır, saat geceyarısını gösterdiğinde bu sihrin sona ermesi gerekmektedir.
Kimdi bu olağanüstü kadın? O büyülü geceden sonra, gümüş elbiseli kadının güzelliğiyle adeta kör olmuş Benedict’in gözü başkasını görmez, ta ki kendini, ona garip bir şekilde tanıdık gelen hizmetçi kıyafeti giymiş o alımlı kadını içine girdiği tatsız durumdan kurtarmak zorunda hissedene kadar... Gizemli aşkını bulup onunla evlenmeye yemin etmiş olan Benedict, hayatına giren bu hizmetçinin nefes kesici güzelliğine yenik düşer ve onunla birlikte olmak için, içinde inanılmaz bir istek duyar. Peki kalbini bu hizmetçi kadına sunmayı düşünen Benedict, bir peri masalını andıran ilk aşkını feda etmeyi göze alabilecek midir?

Benedict'ti dizide çok sevdim, aşırı komik, eğlenceli bir karakter ama kitapta o kadar değildi. Sakin bir karakterdi anlayacağız. Tabii ki Brigerton ailesinin saygınlığı, iyi eğitimden gelen beyefendilik hepsinde olduğu gibi Benedict'te de vardı. Zaten Sophie ile tanışmaları böyle oluyor. 
Benedict'i dizide çok seviyorum, oyuncu zaten cuk diye oturmuş ama kitabını okumadan önceydi o. Meğer kitaptaki Benedict dizidekine göre aşırı sakin, kendi halinde biri. O yüzden ben dizideki Benedict'ti daha çok sevdim. Bir de kitapta ısrarla bir şey istiyor Sophie'den. Yapma etme kardeşim dedim durdum. -_-



Sophie bildiğimiz Kül kedisi masalındaki sindirella. Üvey anne ve kardeşler, hizmetçilik yapan biri ve sonunda yardımlar sayesinde maskeli baloya giden genç kız.
Buraya kadar her şey normal, orada zaten Benedict'i görüyor ve klasik saat on ikiye kadar olan zamana kadar onunla beraber.
Balodan kaçışı masal gibi oldu ama devamı öyle olmadı. Eğer yazar o tarz bir uyarlama yaparak devam etseydi de bence güzel olurdu. Böyle devam etmesi de güzeldi yalan değil ama Benedict ve Sophie arasındaki mevzu daha farklı olabilirdi.
Sophie'yi sevdim, çok istediği şeyler olmasına rağmen geçmişte yaşananlardan ders alıp kurallarını bozmamasını gerçekten sevdim, yoğun baskılara rağmen hatta.

Biraz önce yazdığım gibi masalsı devam eden kitabın devamı da öyle olmasını isterdim, tabii o döneme uyarlama yapması zordur anlıyorum ama illa ki bir şeyler yapılabilirdi. Aradan o kadar zaman geçmesi gerekir miydi? Zaten bu kısımdan sonra değişti ne değiştiyse.
İşte spoilerda veremiyorum, yoksa yazacak çok şeyim var.
Benedict'in çizimle, boyamayla uğraşmasını dizide daha çok gördük, kitapta sadece bir yerde Sophie görüyor, bir de Rüyalar Gerçek Olsa'da tablolarının önemli yerlerde sergilendiğinden bahsediyor bu kadar, başka da okumadım bununla ilgili. 



Beklentimi yüksek tuttuğum için istediğim gibi bulamadım ne yazık ki. Belki de Colin ve Penelope'nin kitabı şu anlık seride en sevdiğim olduğundan onunla kıyaslama yapıyorum ama kıyaslamayı kenara koysak bile yok yani beklentimi gerçekten karşılamadı.
Güzeldi, okurken eğlendim sayılır ama Benedict ve Sophie'nin hikayesi böyle olmamalıydı. Sophie'nin durumuna göre Benedict'in tekliflerde bulunması hoş değildi, hadi bir kere bulundun kız istemiyor ısrar ediyor, niye kız hizmetçi diye.
Şimdi okuyanlar ve sevenler beni linçleyecek ama bir düşünün lütfen, istemiyorsa bir bildiği var. Ve Sophie'nin hatırlama mevzusuna o kadar hak veriyorum ki, ben üzüldüm resmen.
Ve o son. Cidden Benedict'e yakışmamış bir sondu. Evet güzeldi, nasıl bitecek bu son diye düşünürken güzel bağladı ama böyle güzel başlayan kitabın devamını ve sonunu böyle yapmasını ne yazık ki beni hayal kırıklığına uğrattı.
Kitap hakkında görüşüm böyle, Benedict'i ya da serisi merak ediyorsanız okuyabilirsiniz. Zaten o kadar hızlı okunuyor ki yazarın kalemini bu yüzden seviyorum.
Bu arada kitabı bitirdikten sonra Rüyalar Gerçek Olsa'nın sevdiğim sahneleri tekrardan okudum, seviyorum merkezzz <3



Kitaba Puanım 5/3^^




Alıntı^^


İnsanlar görmeyi beklediklerini görürlerdi.


*****


Sonra dönmüş ve onu görmüştü. O gece orada bulunmasının, İngiltere'de doğmasının sebebinin bu kadın olduğunu anlamıştı.


*****


"Benden nefret ettiğini bilerek yaşayabilirim," dedi kapalı kapıya bakarak. "Ama sensiz yaşayamam."




Sadece varlığıyla bile onu mutlu edebilen bir kadın bulması tuhaftı. Onu görmek veya sesini duymak ve hatta onu koklamak zorunda bile değildi. Orada olduğunu bilmek yeterliydi. 




Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Elinizi korkak alıştırmayın.^^ :D