14 Temmuz 2013 Pazar

Yeniler, yeniler^^ #4


Herkese selam!!

Uzun zaman önce yazmadığım Yeniler, Yeniler postuna geri döndüm :)
Son zamanlarda ülkemizde çıkan kitapların bazılarının tanıtımını yapacağım :))
Her zaman yapar mıyım bilmiyorum ama şimdilik başladım :)

Çok merak ettiğimiz, hadii yaa yeter çıksın, ağaç olup, meyve verdik dediklerimiz kitaplar çıkınca bu hale geliyoruz demi;

EVEETleri duyar gibiyim :)
Şu an için çok beklediğimiz kitaplarda var listede ilk defa okuyacağımız, yayıncı Ülkemizde daha yeni çıkaracağı kitaplarda var ;)

Aşağıya kaydıkça yeni kitapları göreceksiniz ;)


Beni Bırakma 

Tik tak tik tak
Savaş.
Başlamak.
Üzere.

Juliette, sonunda Omega Noktasına ulaştı. Onu seven ve özel yetenekleri olan insanların yasadığı, yeraltı direnişinin merkezine.

Yeniden Kuruluştan ve silah olarak kullanılmanın verdiği acıdan kaçmayı başarmıştı. Artık Adamı sevmekte özgürdü. Ama ölümcül dokunuştan asla kurtulamayacaktı; düşündüğünden de çok onu isteyen Warnerdan da.

Bana Dokunma ile başlayan nefes kesici serinin bu bölümünde, Juliette yaşamını değiştirecek kararı vermek zorunda. Asıl istediği ile olması gereken arasında bir seçim yapmalı ve sonucun tüm yaşamını değiştireceğini unutmamalı.

Kalbi ve Adamın yaşamı arasında korkunç bir seçim Juliettei bekliyor.



Ne Güzel Tesadüf 

Amerikanın en iyi hikâye anlatıcılarından sayılan Mary Balogh klasik bir aşk öyküsüyle karşınızda: Şeytana uymanın ve baştan çıkmanın ağına düşmüş bir adam ve bir kadının bu nefes kesen hikâyesine bayılacaksınız.

Alexandranın tek istediği, bir hayli kalabalık ve sıcak olan balo salonundan kaçıp gitmektir. Ancak iliklerine kadar işleyen bir soğuğun hüküm sürdüğü geceye adımını attıktan birkaç saniye sonra, güçlü eller tarafından alıkonulup kaçırılır. O ana kadar son derece kapalı bir hayat sürmüş olan Alexandra, tecavüze uğrayacağından neredeyse emindir, ama bunun yerine kendini onu büyük bir skandaldan kurtaran bir adamın insafına kalmış halde bulur. Cesur ve şehvetli bir adam olan Amberley Kontu Edmund, Alexandrayı hayatında bir kez olsun pervasız davranması için ayartır. Ama aralarındaki tutku alevlenirken, Edmund Amberleyin evlilik teklifi Alexandrayı tamamen gafil avlar. Artık özgürlüğüne kavuşmayı her şeyden çok arzulayan Alexandra, bir erkeğin sevdiği kadını korumak ve ona sahip çıkmak için ne kadar ileri gidebileceğini görmek üzeredir...

"Mary Balogh aşk romanlarının kraliçesi."
Publishers Weekly

"Büyüleyici bir yoğunlukla yazan Mary Balogh, bir ilişkiyi tamamen gerçek ve tamamen sürükleyici kılmak gibi müthiş bir yeteneğe sahip."
Mary Jo Putney


Ruhun Ateşi

Sophie Langford çileden çıktığında birilerinin hayatı kökten değişecekti... Sevgi dolu bir ailede büyüyen Sophie’nin huzur, zenginlik ve bolca sıradanlıkla geçen hayatındaki tek renk, seneler önce bir kazada ailesini kaybeden kuzeni Liliana’ydı. Ailesine katıldığı ilk günden itibaren anne ve babasının sevgisi de dahil ona ait her şey üzerinde sinsice hak iddia eden kuzenini kabullendiğini sanıyordu Sophie. Hatta Liliana baş döndüren güzelliğiyle ilk aşkını elinden aldığında bile bu kabulleniş elini kolunu bağlamıştı, çünkü babasına Liliana’ya asla kızmayacağına ve onu seveceğine dair söz vermişti. Ancak sabrının da sınırları vardı ve bir gün o sınırlar küçük bir olayla ortadan kalktığında Sophie’nin aklındaki tek şey kuzeninin meydan okuyuşuydu. “İlgimi hak eden erkeği bulduğumda onu baştan çıkarmayı dene... Tabii becerebilirsen...” demişti kuzeni. Eh madem istediği buydu... Leighton Kontu Brendan Blackmore... Kibirli, buz gibi ve ulaşılmaz bir soyluydu. İnsanda merak, heyecan ve nefret uyandıran onca meziyete sahip bu adamın ilgisini çekmek göründüğünden çok daha zordu. Üstelik o ve Liliana birbirlerinden fazlasıyla hoşlanıyorlardı. Ancak Sophie kararlılığının önüne hiçbir kuvvetin çıkmasına izin veremezdi, çünkü Liliana başına gelecekleri çoktan hak etmişti. Üstelik Brendan Blackmore’u her gördüğünde hissettiği kalp çarpıntısı ve umutsuz arzu başka hiçbir teşvike yer bırakmayacak kadar güçlü ama bir o kadar da ürkütücüydü. Sophie’ye göre Brendan’a dokunmak buzla yanmaktı ve Sophie yanmak istiyordu.  
İkisini bir araya getiren skandal, onları artık geri dönüşü olmayan bir yola soktuğunda Sophie ya pes edecek ya da imkânsız gibi görünse de mutluluk için sonuna kadar direnecekti.



UMUT, HAYALLERİMİZDEKİ BELİRSİZ BİR GÜLÜŞÜN ADIYDI…

Kelimelerin Derin Sessizliği - Jean Kwok


“Bir hayalin peşinden gidiyorduk. Geçmişi geride bırakırken bir bilinmeze doğru yaklaşıyorduk. Hayatımdaki tek varlığım olan annemle zaman yolunda yürüyor, bir şeyler fısıldayan kaderin bizi bir rüzgâr gibi savurmasına engel olamıyorduk.
Büyük umutlarla bir mucize olmasını bekliyorduk…” 

Göçmen olarak geldiği Amerika’da iki farklı kültür arasında sıkışıp kalan Kim isimli Çinli bir genç kızın hayatını anlatan Kelimelerin Derin Sessizliği, kendi şansını yaratan kahramanların hikâyesine odaklanıyor. Mucizelere inanmayanları durup bir kez daha düşünmeye davet eden bu roman, aynı zamanda genç bir kızın aşkla ve hayatla tanışmasını şiirsel bir dille anlatırken, kadınlığa geçiş sürecini dokunaklı satırlarında gizliyor.

Yazarın kendi hayatından yola çıkarak kaleme aldığı Kelimelerin Derin Sessizliği, yayımlandığı andan itibaren New York Times çoksatanlar listesinde yerini almış, 
on sekiz dile çevrilmiş ve uluslararası alanda çok sayıda ödülle onurlandırılmıştır.

"Bu kitap ürkütücü bir şekilde kusursuz"
The New York Times

“Göç, yoksulluk ve gerçekleşmesi umut edilen 
hayaller… Tüm bu temalar ancak bu kadar samimi bir 
dille anlatılabilir.”
Publishers Weekly

“Farklı bir kültürün yarattığı baskıya maruz kalan masum bir genç kızın dokunaklı hikâyesini anlatan Kwok iyi bir iş çıkarmış.”
USA Today

“Amerikan rüyasının ağırlığı altında ezilen bir kızın yol hikâyesi, çarpıcı anlatımı ve içten diliyle dikkatleri 
üzerine çekiyor...”
Vogue

“Hayatın gerçeklerine her yönüyle bakmayı başaran bu roman pek çoğumuz için motive edici ve yol gösterici olacak.”
The New York Times


CİNAYETLE ÖRÜLMÜŞ KARANLIK KORİDORLARDA NEFES KESEN BİR GERİLİM

İBLİS - Douglas Preston & Lincoln Child

New York’taki Doğal Tarih Müzesi’nde yapılacak büyük sergi açılışından birkaç gün önce müzenin karanlık koridorları ve gizli odalarında hunharca cinayetler işlenir. Otopsi sonuçları 65 milyon yaşındaki bir virüse işaret etmektedir...

İzlerden yola çıkarak insan gücünün kat kat üstünde bir varlıkla karşı karşıya olduğunu düşünen Ajan Pendergast’ın cinayetlerin peşine düşmesiyle bitmek bilmeyen tehlikeli bir kaçış ve kovalamaca başlar. Peki tüm bu karmaşanın sorumlusu kimdir, katliamın asıl sebebi nedir? Sergide yer alan “Mbwun” adlı kutsal heykelin laneti ile bu cinayetlerin bir ilişkisi var mıdır? 
Vahşi ölümlerin ardında yatan asıl gerçek nedir?

“Dünyanın en korkunç mekânında olağanüstü hayal gücüyle
sergilenen bir macera.”
Kirkus Reviews

“Stephen King hayranları İblis’i almakta hiç tereddüt 
etmesinler.”
School Library Journal

“Sürükleyici bir gerilim, renkli karakterler ve olağanüstü bir kurgu… İblis hiç tartışmasız alınmalı, okunmalı!”
BookList

“Bir müzenin karanlık koridorları, tanımlanamayan bir DNA ve cinayetlerle örülü nefes kesen kurgusuyla İblis, hayal gücündeki başarısını her satırda gözler önüne seriyor.”
Publishers Weekly

“Sizi bir girdap gibi içine çeken bu kurgu, Ajan Pendergast 
karakteriyle heyecan verici şekilde mükemmelleşiyor. 
Elinizden bırakamayacaksınız!”
GoodReads


NEFES KESİCİ BİR DESTAN BAŞLIYOR... 
FANİLER SERİSİNE HOŞ GELDİNİZ...

YASAKLI - TED DEKKER - TOSCA LEE

KAYBEDECEKLERİ TEK BİR DUYGU VARDI... KORKU 

Geleceğin korunaklı dünyasında bir tek “korku” nedir bilerek yaşamaya mahkûm edilen insanlar…

Gerçek hayattan ve sevgiden yoksun, duygusuzluğa hapsolmuş kadersizler…

Ve bu kaderi değiştirmeye çalışan genç bir adam.

İnsanoğlu, kendisine dayatılan bir düzen yüzünden gerçeğe kapadığı gözlerini bu genç adam sayesinde açmaya hazırdır!

Ancak bu diriliş büyük bir karmaşayı da beraberinde getirecektir:

Tüm fani duygular uyanacak; nefret, hırs ve açgözlülük yeryüzüne hâkim olmaya başlayacaktır.

“Faniler Kitabı” üçlemesinin ilki olan 
Yasaklı ile nefes kesen bir destan başlıyor.
Uçsuz bucaksız bir hayal gücüyle tanışmaya hazır olun.

“Ted Dekker ve Tosca Lee’nin birlikte yazdıkları Yasaklı, okurlarını bulunduğu ortamdan alıp tahmin edemeyecekleri bir dünyaya götürüyor. Bu sarsıcı dünyada kaybolmaya 
hazır olun.”
Publishers Weekly

“Yasaklı zıtlıkların romanıdır; karanlık ile aydınlığın, yaşam ile ölümün, iyi ile kötünün romanı…”
New York Times

“Dekker ve Lee bu muhteşem üçlemeyle büyük bir çalkantının eşiğine gelmiş, merak uyandıran bir gelecek yaratmışlar. Okurların olağanüstü bir hayal gücüyle örülmüş bu serinin esiri olacağı kesin.” 
Booklist 

“‘Faniler Kitabı’ üçlemesinin ilki olan Yasaklı, görkem ve 
etkileyicilik açısından en az ‘Çember Serisi’ kadar merak uyandırıyor. Bu seri Ted Dekker ve Tosca Lee’nin yeteneklerinin muhteşem bir harmanı olmuş.”
Library Journal


SERÉ PRINCE HALVERSON'dan MUTLULUĞUN ÖTEKİ YÜZÜ

Gerçek mutluluk nedir, nerededir? Peki, onu bulmak için ne kadar ileri gidebilirsiniz?

Ella Beene için mutluluk eşi Joe ve Joe'nun önceki evliliğinden olan iki küçük çocuğuyla kurduğu mutlu yuva demektir. Ancak bir yaz sabahı Joe'yu onlardan sonsuza dek koparan acımasız dalga, sadece onu değil sırlarını da beraberinde götürür. Üç yıl boyunca çocuklara kendi öz evlatlarıymışçasına bağlanan Ella'nın hayatı, cenaze töreninde çocukların biyolojik anneleri Paige'in ortaya çıkmasıyla da tamamen altüst olur.

Joe'yla evlilikleri boyunca Paige’in Joe'yu ve çocukları terk edip gittiğini ve ortadan kaybolduğunu sanan Ella'nın kalbinde tarifsiz bir acı, elindeyse çözülmesi gereken yepyeni bir bulmaca vardır artık. Bir yandan canından çok sevdiği çocukları için Paige ile velayet savaşı verirken, diğer yandan Joe'nun ona miras bıraktığı diğer şeyin, yani hiç açılmamış mektupların içinde pusuda bekleyen sırların ardındaki gerçeği öğrenmek zorundadır. Ella, kalp ağrıları ve gözyaşlarıyla dolu bu yolculukta her şeye rağmen umut etmeyi bir kez daha hatırlayacaktır.

Seré Prince Halverson'ın duygu yüklü kaleminden dökülen Mutluluğun Öteki Yüzü, herkesi derinden etkileyecek, yüreklerinize kazınacak türden bir roman.


Artemis'in yeni ve yepyeni serisi daha yakında ellerimizde olacak :)
Ateş Laneti, Jeaniene Frost
Gece Prensi serinin ilk kitabı.


Mavi Büyü 

Sydney Sage bir Simyacı. Büyüyle uğraşarak insanların dünyasıyla vampirlerinki arasında köprü görevi gören, vampirlerin sırlarını ve insanların hayatlarını koruyan bir grubun üyesi. 

Sydney derinden sarsıldığı yasak bir anın sonrasında, Simyacı öğretileriyle kalbinin arzuları arasına bir çizgi çekmeye çalışıyor. Sonra nihayet, ele avuca sığmaz ve büyüleyici Marcus Finchin izini buluyor. Marcus, teşkilatın varlığını reddettiği eski bir Simyacı ve artık hayatını bir kaçak olarak sürdürüyor. Sydney, Marcusun yardımıyla, hayatı boyunca sadık kaldığı grubun, gerçeği kendisinden gizlediğini fark ediyor. 

Altın zambak dövmesinin Sydneyin üzerinde sandığından daha büyük bir etkisi olabilir mi? Sydney yaşadıklarıyla uzlaşmak için çabalarken, bir yandan da, giderek artan büyülü güçleriyle, genç ve güçlü cadıları hedef alan şeytani bir büyü kullanıcısının peşine düşmek zorunda kalıyor. Büyü yapmak şimdiye dek öğrendiği her şeye ters, ama tek umudu bu özelliğini kucaklamak, yoksa sıradaki kurban bizzat kendisi olabilir. Yolunu çizmek Sydney için sandığından da zor. Ama belki mantığının yerine kalbini dinlerse, nereye ait olduğunu bulabilir...


Benim için öl ve Ben ölene kadar kitaplarının 3.ve son kitabının kapağı görücüye çıktı :)
Yurt dışı kapağıyla aynı ama yine kız değişmiş :/ Ben hiç beğenmedim ne yazık ki :/ 
Vee ne yazık ki ikinci kitabı da okumuş değilim :) En kısa zamanda okumak dileğiyle :)
Kitabın konusu Henüz yayınlanmadı :/


Son olarak da Ölümcül Oyuncaklar serisinin yurt dışında son kitabının kapağı yayınlandı :) Bizde ne zaman çıkar bilemiyorum ama kapağı da paylaşmak istedim :D Her ne kadar daha ilk kitabı okumuş olsak da favori serim oldu çıktı^^
Bu arada kapağa bayıldımm!!


Hepsi birbirinden güzel olan kitaplar yaa satışta yada raflarda yerini aldı ama almayanlar içinde tez elden çıkması dileğiyle <3
Herkese güle güle^^
Kendinize cici bakın emi ;))

2 yorum:

  1. Selam blogunuza yeni geldim biraz şans eseri oldu kitap alabileceğim bir site ararken sizi buldum :D
    sanırım iyi de oldu çünkü bende sizin gibi kitap okumaya bayılıyorum bide kore film ve dizilerine ee bu kadar ortak nokta görünce sizi takibe aldım bende beklerim buyrun gelin ben sizi bulduğuma çok memnun oldum umarım sizde memnun olursunuz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam :) Hoş geldiniz bloguma :) Evet bayaa ortak nokta var iyi ki gelmişsiniz ;) Bende sizi takibe aldım :)

      Sil

Elinizi korkak alıştırmayın.^^ :D