2 Ekim 2024 Çarşamba

Doksan Artı Dört//Gülben Sakar Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yazın oynanan Milli takım maçından sonran herkeste bir maç sevdası oldu. Ben önceden de GS maçlarını izliyordum ama şu an öyle böyle değil. Instagram hesabıma bakarsanız her maç günü paylaşım yapıyorum. Kerem Aktürkoğlu favorim ama artık kendisi Avrupa'da oynuyor. Kalbimiz ve desteğimiz onunla. Şimdi diyeceksiniz bu maç konusu nereden geldi. Tabii ki şu an okuduğum kitaptan. :D
Öylesine Insta keşfette dolanırken GS taraftarı erkeğin, FB'li kız aşkı deyince kesin çok kavga olur diye yorum yazdım ama baktım benim yorum yazarın gruplarından dolanıyor hemen mesajlar geldi kitap çok iyi diye. Tabii ben de ekledim sepete, almak istediğim kitaplar sıralamasından en baştaydı bu kitap ve aldım, ve okudum. :D Çünkü daha fazla bekletemezdim. :D
Kitaba bayıldım <3 Tam bir fanatik GS için yazılmış bir kitap ki ne zaman maç olsa, eski oyunculardan falan bahsetse böyle kitaba olan ilgim çok arttı.
Ben çok sevdim kitabı, ama akıcılığı, son ve devamı hakkında bazı şeyler söyleyeceğim. :/



Yüceerler ile çalışan başarılı Avukat İzgi Gökyel, bir Galatasaray maçında yaşanan mağlubiyet sonucu karakola düşen müvekkilini kurtarmak için Ankara’ya gider ve müvekkilinin fanatik Galatasaraylı erkek kardeşi ile tanışır.
Galatasaray fanatiği genç işadamı Merdan Efe Yüceer, yaşadığı öfke problemleri ve derin fanatikliği nedeniyle maç sonralarında kavgalara karışır. Ankara’daki maç sonunda gerçekleşen bir kavga nedeniyle bu kez abisiyle birlikte karakola düşer. Abisinin avukatı olan İzgi’yi de ilk kez orada görür.
Aşktan olabildiğince kaçıp, güven problemi yüzünden kalbinin kilidini yıllarca en derin kuytulara iten İzgi ve hayatında o zamana dek aşka dair hiçbir kırıntı bulunmamış, tamamen futbola odaklanmış Merdan Efe bu tanışmalarının aslında hayatlarının dönüm noktası olacağından habersizlerdir.
Maç doksan dakika, top yuvarlaktı.
Belki maçın skoru uzatmalarda değişecekti, belki de onlar için asıl galibiyet beraberlikte gelecekti.


İzgi Yüceerlerin avukatlık şirketinden çalıştığı zaman ailenin abisi olan Medih'in avukatıdır. Bir gece aldığı telefonla gittiği Ankara'da koyu fanatik olan Merdan Efe ile tanışır. Zamanla sürekli yan yana geldikçe Merdan Efe'nin ona olan ilgisini anlar ama geçmişte yaşadığı güvensizlikten dolayı her şeyi yavaştan almak zorundadır.
İzgi'ye baştan aşırı kıl oldum, sürekli etik değil diye diye kafa şişirdi ama sonunda -Yüceer ailesi sayesinde- bu etik mevzusunu rafa kaldırdı. Bundan sonra ise sevdim çünkü ne zaman Merdah Efe sen GS'lisin dese hayır FB'liyim diyor ama yine de bıyık altı gülüyor. Yav kız GS Müzesine gitti ya daha ne olsun. :D
Güven konusundan haklı buluyorum, yine buna rağmen duygularını ön planda tutması sonunda işleri yoluna koydu ama o son olmadı be. Devamını az çok tahmin ediyorum ama, aması var işte. :/


Merdan Efe, gecelerin yakışıklı prensi ve çapkınıdır ama en çok tutkusu Galatasay'dır. Defans maçlarını bile izlemeye giden Merdan Efe hayatının tek aşkı GS olacağını düşünürken bir gün hayatına İzgi girer. O günden sonra hem İzgi'yi aşkına ikna etmek hem de GS'nin şampiyon olmasını kafaya takmıştır. Bu süreçte önüne engeller çıksa da kader bu ya sürekli yan yana geliyorlar ve İzgi artık etik demekten vazgeçmeye başlamıştır.
Merdan Efe aşkı için elinden geleni yapmasına hayran kaldım ama en çokta GS hayranlığına hayran kaldım. <3 Bu kadar mı sevilir ama İzgi'den sonra kendine gelmesi, biraz daha usturuplu maç izlemesi(kavga vs. yok) :D O yüzden çok sevdim Merdan Efe'yi. Tabii kıskanç halleri falan derken olaylar daha farklı oluyor, hoş oluyor. :D
Şeyi beğendim mesela, kız kardeşine karşı daha duyarlı olması, onu kısıtlamaması, destek olması, giyimine karışmaması çok tatlıydı. Tabii bu giyim mevzusundan İzgi'ye de karışmadı, o da çok tatlıydı.
Kısacası kavga vs. anları haricinden harika bir karakterdi. Böylesi bizi bulmaz yav. Bir de zengin yaa sdfghjkl Adam deplasmana özel uçağıyla gidiyor. :O Daha ne olsun neee???? :D


Diğer yan karakterlerdekilerin hepsini sevdim. İzgi'nin arkadaşı Sevcan bu aşk için çok şey yaptı. Her insana bir Sevcan lütfennn. Medih ve nişanlısı Ebrar'da çok tatlılardı. Sonrasında Ebrar'ın kararı biraz abes kaçtı, neden böyle bir dip not eklediler anlamadım. Belki ikinci kitapta yazar yazar.
Gökdeniz ve Sabi. Gökdeniz Merdan Efe'nın Trabzon Sporlu arkadaşı. Bu kadarını desem yeter. :D
Sabi ise Yüceer ailesinin tek kızı ve onunda kalbi kırık tabii.
Hepsi birbirinden güzeldi anlayacağınız. Tabii saçma karakterlerde vardı, neyse ki işler karışmadı.


Bu kadar güzel olmasının yanından tabii ki hataları vardı. Mesela kitap nedense akıcı değildi, yani bir sayfayı o kadar zor okuyordum ki bu kitap ne zaman bitecek diye baya düşündüm. Bakın Gökçen kalın, punto küçük falan derken akıyordu kitap ama bu hiç akmadı ya. Başlarda çok akıcıydı ama. Aslında olaylarda o kadar karmaşık değildi ama neden zor okundu ki okuyan birkaç takipçimde aynısını söyledi. İlginç.
İkincisi bence kitap tek kitapta bitirmeliydi, yani olmuş zaten dört yüz küsur sayfa, yap beş yüz bitsin. Devamından ne yazacak merak ediyorum açıkçası ve büyük ihtimalle ikincide en sevdiğim yerler yine maçlar olacak gibi.
Bu arada Merdan Efe maçlara gittiğinden bende youtubedan özetini izliyordum, başta 21-22 sezon sandım ve o zaman GS ligde 13.olarak bitirmiş, dedim tamam Merdan Efe ortalığı inletir ama ben yanlış bakmışım. 20-21 sezonuymuş ve orada da bir golle şampiyonluğu kaçırıyoruz. :D Ve o sırada ortalık karışıyor ama ne anlamda acaba??? :D


Genel olarak gerçekten sevdim, elimde çok uzun kalması beni yordu ama fanatik GS mevzularını okumak çok eğlenceliydi ve UltrAslan'la beraber maç izlemek. Vay anasını sayın seyirciler. Kısacası böyle sonuna kadar GS fanatikliği yaşıyorsunuz, eğer sizde benim gibi bu tarz kitaplara tav oluyorsanız hemen hemen alın okuyun :)
Bu arada İzgi'nin FB'li oluşu çokta göze batmadı çok şükür. Yani yazarda koyu GS'li olunca herhalde böyle kavgalı, gürültülü şeyler olmazdı. Eğer fanatik olmasaydı olurdu belki. :/
Şimdi ikinci kitabı almak var sırada, bu arada yayınevinden ve yazardan okuduğum ilk kitap ve ben ilk okumama rağmen yazar yayınevinden ayrıldı sdfghjkl
Şaka mı??? :D



Kitaba Puanım 5/4^^



Aslından tam puan hak ediyordu ama hem ağır okunmasından hem de gereksiz(bence) uzaması yüzünden bir puan kırdım. Yoksa GS mevzuları tam puanı hak ediyor. :,(





Alıntılar^^



"Medih'in Ebrar'a, senin de Galatasaray'a olan aşkın imrenilesi."


*****


"Kırmızının sarısı eksik ama olsun," dedi bakışlarını kırmızı kazağından çekip gözlerime çevirirken. "Bende sarı var. Sarım kırmızını tamamlar."


*****


"Gerçek taraftar görmek istersen Ali Sami Yen Spor Komleksi'ne, başarı ve kupa görmek istersen de Galatasaray Müzesi'ne gelirsin o zaman İzgi."




Bana çok güzel demişti, ne kadar güzel olduğundan habersiz.


*****


"Doksan artı dört seni kazandım. Bu saatten sonra mağlubiyetin bile bir önemi yok."


Kerem'i eklemeseydim olmazdı. :/




"Geçmişi düşünecek vaktim yok, çok güzel bir gelecek yazmakla meşgulüm."




Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^





1 Ekim 2024 Salı

Aşk Hiç Bitmez//Candace Camp Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bridgerton serisi sonrasında tekrardan historical kitaplar okumaya başladık. Sonrasında beş kitaplık bir seri aldık, birinci kitabı okudum, güzeldi. Sonra başka bir kitabı okudum ama tam historical havamda değilim diye bıraktım. Geçen aylarda İkiz okuyunca benimde canım çekti okuyayım dedim ama kitap istediğim gibi değildi. Düşünün 300 sayfalık kitabı bir haftada anca bitirdim. :D
Ben Bridgerton tarzı, hatta direkt onları okumak istiyorum ya. En iyisi seriyi tamamlamak. :D


Tutkulu iki âşık engellerle dolu bir aşk...
Leydi Calandra'yla evlenmek isteyen bir sürü erkek vardır fakat aşırı korumacı ağabeyi Rochford Dükü, uygun adayların hepsini korkutup kaçırmıştır. Bir adam dışında: Gizemli Bromwell Kontu... Callie, ağabeyinin şiddetle karşı çıkmasına rağmen Kont'a âşık olmaktan kendini alamaz.
Ağabeyinin sözlerini hiçe sayan Callie, Bromwell'le yeniden görüşebilmek için bir plan yapar ve bu işlerde oldukça iyi olan Francesca Haughston'ın yardımını ister. Fakat Dük ve Kont'un arasındaki sır açığa çıktığında ve Callie tuzağa düştüğünü anladığında artık her şey için çok geç olacaktır…

Callie abisi ve büyükannesiyle beraber yaşamaktadır. Sezon kapandığı için kırsala giden Callie büyük halalarının doğum gününe geldiğinde arkadaşı Francesca'yla kalmak ister. Abiside izin verince balolar, operalar derken günler geçer ama kalmasının tek amacı vardır, aşkı bulmak.
Büyükannesinin evlenme ısrarları yüzünden zor durumda kaldığı bir anda kendisini kurtaran maskeli ve kimliği gizli adama bir şeyler hissedince ona karşı hissettiklerine engel olamaz.
Callie'yi çok sevdim, çok tatlıydı ve herkesin sevdiği bir karakterdi. Sadece fazla saf olması ne yazık ki bazı şeylere olağan sağladı. Tabii hikaye öyle devam etmesi gerekti. Bu konu hakkında ilerleyen kısımlarda yorum yapacağım.

    Bromwell dükü katıldığı partide hiç ummadığı bir kişiyle karşılaştığında planlar yapmaya başlar ama bu planları yaparken bir şey hiç aklına gelmez.. Aşk.
Ablasının geçmişi yüzünden Konttan intikam almak isteyen Bromwell'in ayağına gelen şansı tepmek istemez ve Callie'yi ziyaret etmeye başlar.
Zamanla işler karışacaktır ve Bromwell neye inanacağına karar veremez.
Aşk konusunda kendisini çok beğendim, Callie'ye başka türlü yanaşıyor olsa da aslında söylediği sözlerden sonra vay bee dedim, tam aşk adamı.
Ama işte bu güzelliklerden sonra saçma şeyler oldu ne yazık ki.


Devam kitabımız Francesca'nın kitabı olduğu için bu kitapta kendisinden çokça bahsedildi, hatta geçmişte yaşanan şeyleri de az buçuk öğrendik. O sebeple Callie'nin abisi Kont ve Francesca bu kitabımızda çok fazla vardı.

Kitabı sevemedim, başta çok güzel başladı. Böyle tam nefretten aşka kitabı güzel olur falan derken olmadı. Yani yazarımız aşırı sade yazmış. Güzel konu çünkü. Neden yazdığını şöyle açıklayayım. Çiftimiz çok yan yana gelemiyor, çok saçma yerlerde, olması gereken yerlerden başka gelmiyorlar çünkü. Sonrasında en son kısımda kızım sen ne ayak yani?? :D Yazar hemen bitsin diye son kısmı aşırı oldu bittiye getirmiş. O yüzden de sevemedim.
Yani zaten elimde çok fazla kaldı, bitmek bilmedi derken konuda ilgimi çekmediğinden elimde baya bir kaldı.
Önceden bıraktığım kitabı belki devam ederim, komple unuttum çünkü ama yukarıda da dediğim gibi devam kitabı Francesca'nın aşkını konu alıyor, zaten seride en merak ettiğim kitaptı. Bunu ayrıca okudum ama Francesca'nın kitabını ayrı okunmaz. Burada bazı şeyler ortaya çıktığında orada yazmazsa yazar konu eksik kalır, okuduğunuzdan bir şey anlamazsınız. :)

Bu yorumdan sonran tavsiye kısmını es geçmem mantıklı olacak, sonuçta tavsiye edemiyorum. Ama eğer Francesca'nın kitabını beğenirsem ne yazık ki bunu da okumanızı önereceğim. Bakalım o ne zamana artık. :D



Kitaba Puanım 5/3



Alıntılar^^

"Beni kaybetmek mi? Sahip olmadığınız halde nasıl kaybedersiniz?"
"Sizi yeniden görme şansımı kaybedeceğim," 


*****


"...Sevgi, insanı her şeye karşı kör edebilir."





Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^