1 Ekim 2025 Çarşamba

The Potato Lab//Kore Dizi Yorumu^^

 Herkese selamm^^
Şu dizi yorumlarını blogumu açtığımdan beridir bir türlü bir düzene sokamadım. On tane(abartmak bizim işimiz) yeni dizi bitecek ki anca eskisinin yorumunu yazayım. O yüzden de şu an izlediğim dizileri bir türlü bitiremiyorum. Mesela altı bölümlük bir dizi var üç haftadır izliyorum. :D
O yüzden şu an başladım ama ne zaman biter, düzenler yayımlarım Allah bilir. .) İnşallah en kısa zamanda olur. :)
Dizi geçen sene çekildi, ilk tanıtımları görünce çok ilgimi çekti. Oğlanı tanıyorsunuzdur, şu avukatlı, otizmli karakterin dizisinde baya popüler olmuştu. Sonra askere gitti ve gelir gelmez hemen dizi çekti. Çektiği dizide buydu.
Kasaba dizilerine, kitaplarına, filmlerine bayılıyorum. Bana soft bir kasabada geçen aşk, aile, arkadaşlıkla ilgili bir şey önerin ve oturun izleyin.
Gerçekten çok seviyorum ve resmen sürekli olsa da okusam, izlesem diyorum. :)
Bu da onlardan biriydi.
Oyunculuklar, kadro, konu ve kısacık olması en sevdiğim yönü oldu. Baştan bu tarz konuları seviyorsanız öneririm. :) Şimdi detaylara bakalımmm ;)



Konusu;

Dizi, bir dağ vadisindeki patates araştırma merkezinde geçen olayları konu alan romantik bir komedi dizisidir. Patatesler etrafında dönen bir araştırmacı olan Kim Mi Kyeong (Lee Sun Bin), dik kafalı bir şirket müdürü olan So Baek Ho'nun ( Kang Tae Oh ) hayatına girmesi ile kendisini beklenmedik bir romantizmin içinde bulur.

Güney Kore Sineması sitesinden alıntıdır^^




Lee Sun Bin//Kim Min Kyung^^
Uzun yıllar çalıştığı şirketten çıkmak zorunda kalan Min Kyung yeni işini uzak bir kasabada patates araştırma merkezinde çalışmaya başlar. Burada da yıllarını verir ve en sevdiği çalışan olur. Bir gün şirket satılır ve alan şirketten gelen adam bunların başına bela olur ama ne derler bilinir. En büyük aşklar nefretle başlar.
İlk defa kendisini izledim, ya bizim sevdiğimiz Jun Ji Hyun’a benzemiyor mu? İkisininde kendisine göre güzelliği, aurası var ama o kadar benziyorlar ki hal ve hareketleri derseniz ki Jun Ji Hyun.
Seulde büyümesine rağmen kasabaya uyum sağlaması, yaşadığı moobingten bir şekilde çıkması gerçek hayattan izler taşıması diziyi ve karakteri izlettirdi. Çok sevdim, bu rolü başka kimse oynayamazdı bence. Erkek oyuncu ile de çok uyumlulardı. Ben beğendim ve gerçekte kimle çıkıyor biliyor musunuz?????
L….. Merak edin dfghjklş
Şaka şaka, Lee Kwang Soo. ;) İşte bunda şok olursunuz ama bence yakışıyorlar. :)




Kang Tae Oh//So Baek Ho^^
Çalıştığı şirkette başkanlar, ceolar tarafından sevilen ama çalışanlar tarafından kötü ünü olan Baek Ho şirket adına yeni alınan araştırma merkezini incelemek için birkaç haftalığa bilmediği bir kasabaya gider. Baştan sorunlar olacağını düşünür ama bu kadar sorunla uğraşacağını bilmez.
Sert ve otoriter hallerini kasaba halkının ve anlaşamadığı bir kadının çözeceğinide bilemez.
Yıllardır yaptığı işten çıkarmalardan sonra şapkasını önüne alıp, oturup düşünecek midir yoksa çalıştığı şirketin ona direttiği şeyleri mi yapacaktır?
Yıllar önce ilk After School Bokbulbok dizisinde izlemiştim. O diziden sonra ünlenen ünlenene. Aklıma bu dizi geldi de bir kez daha izlesem. Yoruma baksanıza, kaç yıl önce yazmışım. :O
Tabii bu oyuncu şu otizimli avukatlı diziden sonra baya ünlendi ama ondan öncesi de var arkadaşlar. :D



Tam bir hayalperest yazar olan Ong Ju tek derdi içmek, yazmak ve aşktır. Sürekli kafasında kendi kendine bir şeyler kurup, bununla eğlenen Ong Ju arkadaşı tek kalmasın diye onunla kasabaya yerleşir ve kendisine platonik aşık olan arkadaşının kardeşine de o gözle bakmaz. Ama ya işler umduğu gibi gitmezse?
Çoook komikti, dizinin enerjisini yükselten bir karakterdi. Aşk konusunda hayalperestliğine hayran kalmamın yanında bir de yazar olması kendini daha çok sevdirdi.
Kendisini uzun bir dizide izlemedim ama yarım bıraktığım King The Land dizinden vardı. Oradan tanıyorum. Orada da çok eğlenceli bir karakterdi. En son kendisinin bir sevgilisi olmuş, o da oyuncu ve yıllardır çıkıyorlarmış, yeni duyurdular. Sevgilisi de moon Lovers’dan dokuzunca prensti. :D Yakışmışlaaar. :)



Mi Kyung’un kardeşi olan Hwan Kyung aynı zamanda kasabadaki ve evlerinin yanındaki konuk evlerini işletmektedir. Kasabalarına gelen hem zengin hem de konuk evinde kalacak olan adama saygıda kusur etmez. Ama işler başka türlü ilerleyince ablasına sahip çıkmasını da bilir.
İlk So Not Worth It dizisinde izlemiştim, o dizinin yorumu burada yok. Çünkü sevmemiştim, bazı saçmalıkları yüzünden de gerek duymadım.
Sonrada Shooting Stars dizininden izledim, işte şimdide burada. 27 yaşında sanki ama hiç göstermiyor farkında mısınız?
Diziye de farklı bir renk katmıştı. :D Bu çifti de sevdim.




Araştırma merkezinin çalışanları. 
İsimlerini internet sitelerinde olan dizi detaylarından öğrenebilirsiniz.
Aralarında tek izlediğim oyuncu şu mavi gömlekli adam. Diğerlerinin de diziye katkısı çok iyiyi, çok komiklerdi. Hele o araba gözetleme sahnesi yok mu, kahkaha attım izlerken. :D
Son sahnede olanları çok anlayamadım ama yine çok komiklerdi. :D



Yıllar öncede yaşanan olayların baş kahramanı olan Ki Se'nin hayatı çokta istediği gibi gitmiyordur.
Detay veremiyorum spoiler olur diye ama yaptıklarından sonra iyi adammış gibi göstermek sona doğru saçmaydı.
O kısımları hiç sevmedim ve çokta gerek yoktu dedim. İlk defa kendisini bu dizide izledim ama siması yabancı değil. Şimdi başka yeni bir dizide oynamış ama çok benim tarzım değil.



Jung Sin Hye//Yoon Hee Jin^^
Ki Se'nin karısı olan Hee Jin çok kafasına buyruk ve hayatı ciddiye almayan biridir. Bu sebeple evlilik hayatıda sorunludur.
Oynadığı rolde olmasaydı diziye resmen renk katmıştı diyecektim. Rolü de kötü değildi bu arada ama yaşananları düşününce işte olmasa daha iyi olurdu diyoruz.
İlk defa burada izledim, daha çok dizilerde oynayabilir. :)




Resimler^^




Tam taşrayı yansıtmaları yok mu :D
O kadar patates mevzusundan bahsettiler ki(aslında yeterince) vay be o kadar detaylı patatesler var mıymış dedim. Benim bildiğim kızartmalık ve haşlamalı patates var, başka bilmiyorum. :D



Oyyyyy adam resmen baya yakışıklı olduğunu farkından ve göstermekten hiç çekinmiyor. :D


Despot bir yeni gelen çalışanla uğraşmaz cidden zor. :D


Bu sahne cidden olaydı dfghjkl




Şimdi kasabada yaşıyorlardı ama arada Seule eğitim için gidildiğinde de böyle giyiniyordu karakterimiz, çok güzeldi ve stilisti kimse bravo 👏👏






İki fotoğrafın arasından yedi farkı bulun sdfghjk



Nefretten aşka en sevdiğimiz, en sevdiğimizzzz <3



Arkadaşlık ve aile ilişkileri çok güzeldi ama başrol karakterimizin iki karakter için gösterdiği tavır çok tutarsızdı. İkisi de hatalıydı ve diğerine daha yumuşak davranırken diğerine resmen taş olmuştu. Tabii ikisiyle de farklı ilişkileri vardı ama ikisi de aynı derecede hatalıydı.
Fazla yufka yürekli davranılmıştı.




Dizinin basın tanıtımından. Lee Sun Bin burada bile çok şık.




Gifler^^




Ama manzarada manzaraydı şimdi, haklısın bacımmm



Basılmasaydınız iyiydi dfghjkl




Kimyaları, oyunculukları çok iyiydi. O yüzden bile izlenir arkadaşlar. ;)








Off sürekli takım elbiseyle dolaşmasından gına gelmişti yaa dfghjk





Uyum deyince de siz ikiniz^^





Diziden çok fazla gif bulamadım, bulduklarımdan anca bu kadardı. :)





Tövbe yaaaa -_-
Ama nedeni küçük, minnak bir kız.




Son^^

Kdramaların 12 bölüm olmasına bayılıyorum, biz dizilerimizin saatlerini ve bölüm sayılarını arttırırken Korelilerin düşürmesi takdire şayan cidden. Tamam bir saat değil de bazen bir saat on beş dakika falan oluyor ama olsun. Bu dizide tam yerinde bitti, zaten uzatılacak çok fazla konusu, olayı yoktu. Düşünün 14 bölüm bile fazlaydı bence. Sonunu da çok güzel bağlamışlardı, arkadaşının yanlış anlama mevzusu olaydııı sdfghj
Aşk ilişkileri güzeldi, ilk oğlanın açılması, kızımızın işi ve aşkı ayrı tutması ve çalışma arkadaşları çok güzeldi.
Eğlenceli çok fazla sahne vardı, mesela bizim bu iki arkadaş ve kardeşin kaş yaptırma sahnesi çok komikti. Ormanın ortasından yeni konuklarının bulunması, kasabadaki yaşlıların yeni gelen adama uyguladıkları tarife falan. :d Tabii kızımızın dişli olması vs vs diziye resmen renk katmıştı.
Ve 12 bölümle bitmesi de hem kafa dağıtmalık hem de sıkmadan bitmesine sebep olmuş.
Öneriyorum, Kdrama sevenler beklentiyi çok fazla yüksek tutmadan izleyebilir. :)









Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^













29 Eylül 2025 Pazartesi

Operatöre Bağlanıyorsunuz 3//K. Kübra Berk Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Bu arala kitap yorumları yine yerlerde, şu kitabı bitireli on beş günden fazladır ve daha yeni paylaşmam şaka mı? Ve  yorumu paylaşmayı bırakın daha yazmadım bile. :D İkizim il dışına çıktı, bilgisayar ondaydı, gelir gelmez hemen aldım ve yorumu yazmaya başladım.
Kitabımız baya bir olaylı. İlk olarak yazar üçüncü kitabın duyurusunu yaparken başka bir yayınevindeydi ama kitap başka bir yayınevinden çıktı.
Sonra ben seriyi çok beğendiğim için dedim ayrı yayınevi olsa da alayım. Aldım ve cildi resmen fiyaskoydu. Tabii ben bunu çektim, tiktok ve instagramda yayımladım ve olanlar oldu.
Devamı yorumun devamında. :D


Serce Sevinç bir sabah annesinin düğününe doğru yola çıktığında başına gelecek tüm bahtsızlıklardan habersizdir. Bir zamanların en hızlı çapkını Ceyhun'u öyle bir hizaya getirmiştir ki biricik sevdiceği de annesinin köyüne erkenden varmış, Serce’yi beklemektedir.
Peki sonra ne mi olur?
Ayrılmaz ikili belaya bulaşmadan nasıl durur? Avni ve Ufuk ikilisi, köye giden otobüste birtakım saçmalıklara bulaşırlar! Avni otobüs molasında dinlenme tesisinde unutulur, Ufuk ise kendini hayranı olduğu Grup Zıbar'ın şarkıcısını kaçırırken bulur!
Üstelik artık peşlerinde günlük belalarının yanı sıra büyük bir mafya aşireti de vardır. Sırma ve Ufuk'un imkânsızlıklarla örülü doludizgin dünyası, Serce ve Ceyhun'un kahkahaya boğan şakaları, Avni'nin bayılmaları ve...
Bir dakika! Onları kim unutur?
Nüfusları artan kedilerin diyarı: Paris, Miyavsu, İskender ve İntikam.
Haseki ve Haydut'un kendileri kadar karakteristik doğan belalı yavruları!


Serce ve Ceyhun gizli işler çevirmektedir ve bunu en yakın arkadaşları Ufuk ve Avni'ye söylemezler. Ceyhun'un askere gitme zamanı yaklaşırken bu sırada Serce'nin anne ve babası evliliklerini yenilemek isterken köye gitmeleri gerekir ama bu süreçte başlarına o kadar çok şey geliyor ki Serce yine ben neyin içine düştüm kafasına giriyor.
Serce ve Ceyhun'u bir yazdım, artık ayrı düşünemeyiz. Serce yine bildiğiniz gibi. Kendisine yapılan her türlü saçma harekete anında tepki verme derdinde ve bu neyse ki bu sefer fazla gözüme batmadı ama arkadaşlar kitap zaten absürt komedi, normal bir şey bekleyemem.
Mesela Serce'nin kedilerinin çok zeki olduğuna, her denileni anladığına inandığını kabul ediyoruz. Neden mi?
Çünkü kitap mantık çerçevesinden ilerlemiyor sdfghjm
Ceyhun garibim askerdeyken çok yalnızdı yaa ama Serce'de çok şey çekti. :D


Ufuk ve Avni.
Her şey Ufuk'un sosyal anksiyetesinden sonra başlıyor. Ne zamanki Avni unutuldu işte o zaman başa belalar gelmeye devam etti.
İşte konumuzda burada başlıyor.
Ufuk'un peşine takılan ve bu mantık dışı hareket eden arkadaş grubuna yeni belalar açan bir kızımız kitaba dahil oluyor. Tabii başta grubun saçmalıklarına far görmüş tavşan gibi yaklaşsa da zamanla o da bu grup gibi oluyor.
Bir de tabii arada duygular falan araya giriyor ve işler daha çok karışıyor.
Konuyu okuduysanız baya baya mafyaya bulaşıyorlar ve bizim bitirim ve korkak ikili bu işe nasıl bulaştıklarını kara kara düşünürken tehlikeli(kendilerince) işlere haliyle daha çok bulaşırlar.
İlk iki kitapta cidden kafadan çatlak karakterlerdi Ufuk ve Avni. Burada Serce'nin bu ikiliye sahip çıkmasına şaşırdım açıkçası dfghjklş
Ufuk yine iyiydi ama Avni cidden çevresi kadar beni şaşırtan saçma ve imkansız şeyler yapıyordu. :D


Seride en sevdiğim kitap bu olabilir. Çok komikti, düşününce bu daha iyiydi. Herhalde yazarın kalemi gelişmiş bununla beraber. Çokta iyi olmuş, bence seriye güzel veda edildi, tabii son kitapta. Yazar istese bu konuyu 10-15 kitapla devam ettirir. Mesela bu kitapta mafya mevzusunu konu aldıkları için onun üstünde devam ediyorlar, o yüzden devam etse her kitapta farklı kitaplardan bahsedebilir. Bilemiyorum artık, yazarı takip etmiyorum haberlerden bir bilgim yok. :D

Evet gelelim asıl mevzuya.
Şimdi kitap elime ulaştığı zaman inceledim ve ben şok. Bu kitabın fiyatı 298₺, ve yazar yerli. Yabancı olduğu için sürekli bir telif mevzusu ortaya atıyorlar ya, eee bunlar neden bu kadar pahalı o zaman?
Neyseeeeee
İşte ben kitabı inceliyorum ve kitabın şömizin kalitesizliği ilk dikkatimi çeken bu oldu ve olması gereken gibi bunu sosyal medayada paylaştım. 
Sonra bu paylaşımıma öyle yorumlar geldi şok oldum.
"Şömizi mi okuyacaksın?"
"Abartmaya gerek yok."
"Sen de almasaydın."
vs vs vs diye bir sürü yorum geldi.
Hatta Instagram hesabıma bakarsanız saçma sapan videolar çektim(para ile ilgili). Yani zannediyorlar ki parayı ağaçtan, kolayca toplıyoruz. Onlara klasa dandik, kalitesiz ürünleri alalım ama ses çıkarmayalım. Ve bu yorumlar halen daha devam ediyor. Sırf buna bu kadar saçma yorumlar geldiği için ben de haliyle sakin kalamıyorum, bunun içinde linç yedim tabii ki. :D
Tabii ki destek olan bir sürü arkadaşım, takipçim oldu. Çok şükür akılları başlarında olan insanlar var. Ve daha geçen gün kalitesiz şömizle, kaliteli şömiz kıyaslaması yaptım.
Neden yani, haklı olmama rağmen neden haksızmışım gibi yorumlar yapılıyor inanın bilmiyorum ve bu tarz insanları hiç anlamıyorum. 
Uzun lafın kısası, kitabın içeriğini beğensemde tasarımı, parasının hakkını vermeyen bir kitapla karşılaştım. Buna rağmen okurken süreklide kitabın güzel olduğundan bahsettim.
Kesin bu videom yüzünden arkamdan baya konuşmuşlardır, işime gelir sdfghjkl


Çok uzatmadan başka detaylardan da bahsedip bitireyim.
Şimdi gerçekten sevdiğim bir kitap oldu ama, bazı yerlerini o kadar abartı şekilde yazmış ki baygınlık geçirecektim. İlk olarak Serce'nin aşırı feminist tavırları. Yani bu diğer kitaplarda da çok ön plandaydı. Evet Ufuk ve Avni çokta ssevilecek insanlar değil ama bu kadar abartmaya gerek yok. Yani Serce için düşündüklerine hak veriyoruz mesela. :D
Sonrasından kaydırak mevzusu vardı, o kadar çok uzattılar ki midem bulandı artık.
Başka şey olsaydı mesela, şu an detay veremiyorum ama o olmasaydı keşke. Hadi yaptın ne gerek var bu kadar uzatmaya?
Komiklik olsun diye yazılmış ama cidden mide bulandırıcı bir durum olmuş.
Kitaptaki tek hatalar bunları, onun dışında her olay bir diğerinden komikti. :D
Ve şu mafya mevzusunun bu kadar oldu bittiye gelmesi de ayrı bir olaydı ama onun üstünde çok durmak istemiyorum, güzel deyip geçebiliriz. 

Başta da dediğim gibi kitap tam bir absürt komedi, yani bu tarz absürt olayları, konuları sevmiyorsanız sizlik değil ama kafam dağılsın, beni kahkahaya boğsun. Saçmalıklar silsilesi dolu olsun diyorsanız işte o kitap ve seri budur.
Ben okurum, buna da bayılırım diyorsanız alın aldırın. Bu arada ayrı okunur mu bilemiyorum. Baştaki olaylar daha da farklı, bütün seriyi okumanızı öneririm.



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Ceyhun öfkeyle enseme bir şaplak attı. "Niye vahşi yaşam belgeseli sunar gibi ürkütücü konuşuyorsun, oğlum? Kendine gel!"
"Ceyhun, çocuk nasıl rahatsa öyle devam etsin, ben etkilendim. Bırak."


*****

"Aşk sonsuza kadar aynı heyecanla defalarca tanışmak değil midir, Sırma'm?



Not: Alıntılar çok yok ama çok eğlendiğim, sevdiğim kısımlar oldu. Onları da uzun uzun yazamazdım. :D






Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



21 Eylül 2025 Pazar

Toktiker 2//Kader Arvas Kitap Yorumu^^

 Herkese merhaba^^
Aylar öne okuduğum kitabın devamı ve son kitabı gelince arayı fazla açmadan okuyayım dedim. Kitap tiktok camiasının kitaplarından biri gibi gözüküyor ama değil gibide.
İlk kitabı okuyanlar yorumumu okuyabilir ama ilk kitabı okumayanlar bu satırlardan sonra devam etmemenizi öneririm. :)
İlk kitap giriş kitabıydı bu kitabımız ise gelişme ve sonuçtu. Yani birinci kitaba göre güzeldi, ben bu kitabı daha çok sevdim diyebilirim.
Zaten iki kitapla bitmesi güzelken, seriye güzel bir şekilde veda etmemiz ayrı güzeldi. :)



TikTok’ta var olmak istiyorsanız doğrularınız yanlışların içinde, görünen ise bilinmeyenin ardında kaybolur. Kemerleriniz sıkıysa oyunun ikinci perdesi, gökkuşağımızın sekizinci rengi meydana çıkmak üzere. Bu eksik kalanların değil, yıldız olmayı göze alabilenlerin hikâyesi...
Sırtında bir kambur gibi taşıdığı gölgesiyle, yeni başladığı aşk serüvenini yasamaya çalışan Zeliş, hiç ummadığı yerden sınanacaktır.
TikTok zirvesinde yerini koruyan Zeliha ve Aytuğ’un önüne engeller çıkarken tarih tekerrür edecek ancak bu defa beklediği hiçbir şey gerçekleşmeyecektir. Çünkü platoniğine kavuşamayan Zeliha’dan daha tehlikeli biri varsa, o da sevdiklerine zarar verilmiş olan Zeliha’dır. İşte, şimdi kalemi eline alma ve her şeyi istediği renge boyama zamanıdır!


Zeliha, nam-ı diğer Zeliş. Platonik aşkıyla sonunda beraberdir ama geçmişte yaşadıkları yüzünden sürekli diken üstündedir. Hem okulu idare eden, hem de ajansa gidip Influencerlık yapan Zeliş bir yandan da okulunu halletmeye çalışıyor.
Hayallerindeki aşkına kavuşan Zeliş onun mutluluğunu yaşayamadan sosyal medyada onun üstüne atılan iftiralarla başa çıkmaya çalışır.
İlk kitaba göre Zeliş'i sevdim. Orada hem çok sulu gözlü hem de çok fazla üstüne düşmeyen mevzuların içinde buluyordu ama burada öyle değildi. Artık yazar yorumumu okudu yoksa Zeliş üniversite öğrencisi olunca olgunlaştı. :D

    
Aytuğ kendisine platonik aşık olan Zeliş'in hislerini öğrendikten ve büyük sıkıntılar yaşandıktan sonra kendisininde Zeliş'e hisler beslediğini anlar. Tabii bunu birinci kitabın sonunda anlıyor, burada aşık bir Aytuğ okuyoruz ve aşırı tatlıydı.
O kadar tatlıydı ki Zeliş aşık mı ki? dedim şahsen. Bu kitap resmen Aytuğ’un kitabıydı. Ama her ne kadar onun olsa da(bana göre) daha çok okumak isterdim.
İlk kitapta o kadar beklemişken neden böyle oldu anlamadım ama az da olsa çiftimizin okuduğum sahneler çok güzeldi, bayıldımmm


Diğer bir çiftimizin durumları ilk kitapta çok fenaydı, burada da öyleydi ama işler bir şekilde değişti. Bu değişimde çok oldu bittiye geldi.,
Bunun için mi ben o kadar bekledim. Bu çiftin mevzusu bu değildi ama belli mi olur belki yazar onları da yazar(sanmıyorum ama) yine de umut fakirin ekmeği. :D
Diğer karakterimiz yine olayların içindeydi ama bakın burada yine Zeliş için bir serzenişte bulunacağım.
Zeliş’in sevdiği ve Zeliş için elinden geleni yapan güzel bir arkadaş grubu var ama Zeliş’in arkadaşlarını böyle tepeden bakması, onlar kim ki gibi davranması, Zeliş esas arkadaşının Derya gibiı bu kitapta beni yine sinir etti. Diğerleri ne acaba? Senin için her şeyi yapacak bir arkadaş grubun var ama sen sadece Derya diyorsun ve diğerleriyle sürekli dalga geçiyorsun.
Onlar senin için neler yaptı neler.
Bu kısımdaki Zeliş’in bencilliği beni benden aldı.


Bunun dışından seriyi sevdim, gerçekten.
İlk kitabın yanından büyük bir değişim ve güzellik vardı. O yüzden güzel bir final kitabıydı. Ne öyle aşırı ergence bir kitaptı ne de yetişkin bir kitaptı. Orta halliydi bu, birinci ergenceydi ama bunu bilmenizi isterim.
Yazarın kalemini sevdim ama bir yandan gülerken bir yandan duygulanmak, bunu herkes yapamaz. O yüzden bu tarz kitaplar çıkarmaya devam ederse alırım diye düşünüyorum.
Kitabın ismi Toktiker, Tiktok kitabı diye anlaşılabilir ama değil. Bunu ilk kitapta anladım, bunda o yüzden şaşırmadım ama daha çok böyle popüler şarkılar, mevzular dönseydi güzel olurdu.
Ve kitapta bir diğer sevdiğim şeyde her türde karakterin olmasıysı. Beş vakit namazını kılanda vardı, sürekli içen biride. Tamam içen iyi değildi ama bu tarz insanların yan yana gelmesi aşırı eğlenceli ve olabiliyormuş dedirtiyor ama kitapta. :D
Ben bu grubu sevdim, komiklerdi. Birkaç kitap daha olsaydı okur muydum? Yaniii :D




Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


“Sen olman Zeliş, seni özel yapan kendin olman. Çünkü gördüğüm kadarıyla sen, senden bir tane daha olamayacak kadar farklı yaratılmışsın. Ve farklılıkların, seni güzel kılan yegane şey.”


*****


Ailesi tarafından duygusal olarak doyurulmuş ve arkadaşları yüzünden hiç dışlanmamış ya da yalnız hissetmeyen biri olmuştum. Hepsinin bana hissettirdikleri farklıydı ancak Aytuğ, açıklayamayacağım derecede ben olmanın en güzel haliyle beni sevdiğini hissettirdiği için bambaşkaydı.







Başka yazılarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^














9 Eylül 2025 Salı

Ağustos Ayı Raporu^^

Selamlar^^
Yine ben ve geç kalmış geçmiş ayın raaporu. :D Bekleseydim Eylül bitiyordu :D
Ama çok şükür ki bitmeden hemen başladım yazmaya.
Ağustos ayında dizi bitirmek yerine Temmuz’da başladığım Another Miss Oh’u bile bitiremedim ama yeni dizilere başladım.






Normalde ben güncel dizi izlemem ama bir çılgınlık yapıp izlemek istedim ve her hafta iki bölüm bekliyorum. Dizi çok güzel ilerliyor ve tarihi dizi olmasına rağmen eğlenceli ama geçmişe gidiş dizilerinin sonunu biliyoruz az çok, bunun da saçma son olacağından korkuyoruz ama izlemeye devam ediyoruz. Ağustos ayında başladığım için eklemek istedim. <3



Tabii ki kitaplar alındı. <3
Onlardan biride Bülbül Kapanı serisinin üçüncü kitabı. Henüz ikiyi okumadım ama uygun bulunca hemen almak istedim. :) Başka kitaplarda aldım ama bir türlü elime ulaşamadı. İnşallah kargo şirketinde kaybolmamıştır. :/


  

Bu kitabımızda Ağustos ayının en sevdiğim kitabıydı. Kısacık ama etkili bir kitaptı. Prensler, prensesler, onların gizli hayatı vs vs. Çok sevdimm^^
Ağustos ayı ne yazık ki çok verimli geçmedi. Bir çocuk kitabı, bir tane manga, bir tanede kısa bir kitap okudum. Klasiği bu ay es geçtim, iki tane normal kitap okudum. İnşallah Eylül ayında daha çok ve güzel kitaplar okurum^^







Gezmeye gitmiştik, orada böyle çok güzel dere akıyordu ama, ne yazık ki yanımda kitap yoktu ki ya okuyayım ya da fotoğraf, video çekeyim. :/



Heyecanlı maçlar, heyecanlı bulmacalar çözüldü. Yine hobim olan bulmacalara devam ettim. :)
Maçlarıda aldık, şu an yarı finaldeyiz. Filenin sultanları ve Milli takımdan sonra inşallah 12 Dev Adam şampiyon olur^^




Fındığın kitabına başladım ay sonu, yani Operatöre Bağlanıyorsunuz 3'e. Ama kitap Eylül'de bitti o yüzden onun hakkında bir şey yazmak istemiyorum. :)
Fındığımda çok sevdi kiii <3




 







Ağustos ayından birkaç film izledim ama en sevdiğim bu oldu. Müzik olarak filmde çalan çoğu şarkı diyebiliriz. :) Arada açıp izliyorum, güzel film. Devamı tez vakitte gelebilir mi lütfeeeennnn :D
Not: En sevdiğim şarkıları Golden ve Takedown^^



Ağustos ayı bitti ve sonbahar geldi. Yazı seven biri olarak yazın bu kadar çabuk, soğukların bu kadar erken gelmesine kalbim kırık ama Allah hayırlısını versin her mevsimin. :)
Ağustos'un son günlerinden acı haberler aldık, köyümüzle ilgili. Rabbim ailelerine sabırlar versin. Yangınlarımız devam etti, rabbim korusun ülkemizi ve uzak diyarlarda şehit olanlar...
Bir ay daha geçti ve yine kimse bir şey yapamadı...






Başka yeni yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^