28 Temmuz 2024 Pazar

A Good Day To Be A Dog//Kore Dizi Yorumu^^

Selamlar^^
Ve o çok beklenen(bence) dizinin yorumuna geldim. Şahsen başkasını bilmem ama ben bu diziyi çok bekledim. :D Tamama bittikten hemen sonran izlememiş olabilirim ama yayınlandığı zaman hemen bitse de izlesek modundaydım.
Diziyi webtoonundan tanıyorum, bundan iki sene falan önce okuyup sevmiştim. Böyle ahım şahım değildi ama konusuyla, çizimleriyle unutamayacağız bir webtoondu. Webtoon yorumumu buradan okuyabilirsiniz. :)
İşte ilk dizisi çıkacak, oyuncular bunlar deyince çok heyecanlanmıştım ama sonra dizi haftada bir bölüm ve aylar sonra biteceğini öğrendiğimde bütün hevesim kaçtı, hatta edit görmesem unutmuştum bu diziyi. Kısacası bekledikten sonra editten sonra görüp izlemek yük olurmuş insana sadfghjkl
İzlemeye başladığım zaman son dört bölümü izleyemedim, bıraktım, bitirdim yorumları çok aldım ama ben izledim ve sevdim. Webtoon'u okumadılarsa normal ama okuyup böyle dedilerse o zaman bir şey diyemem. :)
Normal kore dizlerinde o sonlar hep dram, o yüzden bu sonda olanları çokta garipsememek lazım.


Aynı adı taşıyan bir webtoon'a dayanan dizi, ailesinin laneti yüzünden bir erkekle öpüştüğü zaman köpeğe dönüşen bir kadın hakkında fantastik bir romantik dramadır. Han Nae Na bu laneti kırmak istemektedir ancak onun lanetini geri alabilecek tek kişi, travmatik bir olay nedeniyle köpeklerden korkan bir adamdır.


Güney Kore Sineması sitesinden alıntıdır.


 

Park Gyu Young//Han Hae Na^^
Ailesinin lanetinden sonra sevgili bulmakta zorlanan Hae Na olan sevgilileride laneti yüzünden yüzüstü bırakır. Laneti ise bir erkeği öptüğü zaman gece yarısı köpek olup, sabaha insan haline gelmektir. Eğer belli bir sürede laneti bozmazsa ebediyen köpek halinde kalacaktır. Bir gün öğretmenlik yaptığı okulda hoşuna giden bir öğretmen arkadaşı ile gittiği yemekten onu öper ama aslında öptüğü kişi hoşlandığı değil, tam tersine bir türlü anlaşamadığı Seo Woo'dur.
Bu sebeple lanaetlkedikten sonra çevresinden her türlü yardımı alacaktır ama bu sürede Seo Woo ile de sık sık görüşecektir. Ondan sonrada aşk geliyor işte.
Bu kadını Celebrity'den sonran çok sevdim, oradaki rolü muazzamdı. Tam böyle mimiklerine uygun bir diziydi ama burada çok tatlıydı. Zaten karakter olarak tatlı olması gerek onu da başardığı için diziyi daha çok izlenilir kılmış.
O yüzden diziyi ve oyuncuları ilk duyurduklarından sevindim, hakkından gelir dedim. :)
Oynadığı rolün yanından çift uyumu da güzeldi, o duyguyu, aşkı hissettirdiler. :)
Her ne kadar bu dizilerden iyi iş çıkarsa da bence kendisi Celebrity dizilerine daha uygun
 o bakışlar mimikler falan. :)



Cha Eun Woo//Jin Seo Won^^
Çalıştığı okulda çok sevilen Seo Woo bir kişi tarafından sevilmemektedir ve bu da çok gözüne batmaktadır. Neden sevmediği düşünürken bir gün o kişi tarafından öpüler ve o günden sonran sürekli çevresinden bulur. Aslından onunla hiçbir derdi yoktur, tek derdi onun yanına gelen köpeklerdir. Çünkü çocukluktan kalan köpek korkusu bu yaşında bile peşini bırakmaz.
Lanetlenip köpeğe dönüşen karakterin partneleride max böyle olur işte, köpekten korkan. :D
Ama o süreç aşırı komikti asdfghjk
Eun Woo tam bu karakter için oyuncu olmuş olabilir. Webtoon'u okurken karakter o kadar sertti ki tamam dedim. Eun Woo ne kadar sert dursa da aslından bir o kadarda minnoş. Aynı karakter gibi çaktırmadan gülmeler, aşkı için elinden geleni yapması çok tatlıydı.
Kariyerinin zirvesindeyken böyle bir diziyi neden kabul etti merak ettim doğrusu, çok popüler olan bir weebtoon değildi. Senaryo mu çok yoktu acaba asdfghjk



Lee Hyun Woo//Lee Bo Gyeom^^
Okulun hem en sevileni, hem uçarı kaçarı öğretmeni olan Bo Gyeon'un aslından bir sırrı vardır.
O sır ise herkesin hayatını mahvedecektir.
İşte burada spoiler olduğundan detay vermeyeceğim ama webtoon'a baktığımdan burada daha mı sertti neydi anlamadım gitti.
Tamam orada da olması gerektiği gibi davrandı ama sonradan artık bozamam deyip vicdan yaptı ama burada. :/ Biraz uzatmışlardı burayı haklısınız ama yine izledik. :)
Kendisini en son To The Beautiful You dizisinde izlemiştim, yıllar yılaaar geçmiş. :O



Yoon Hyun Soo//Choi Yul^^
Seo Woo'nun yeğeni olan Choi Yul öğretmeni Hae Woo'ya çok yardım edecektir.
Yien detay vermeyeceğim ama bu karakteri gördüğüme çok sevindim, webtoon'da o kadar komikti ki dizide olmasaydı üzerdi cidden.
Tanıdık geliyor yüzü ama oynadığı diğer dizilerin hiçbirini izlememiş. :d
Tatlı uşak asdfghjklş



Kim Yi Kyeong//Han Cho Young^^
Diziye sonradan katıldı ama olayların kilit noktası olduğundan eklemek istedim. Bu duygusuz ve mimiksiz halleri vay bee dedirtiyor.
Bu kadar dümdüz duran, tepki vermeyen çok nadir oyuncu gördüm :D Ama gülüp, söyleyince daha tatlı. :) İlk defa burada izledim. :)



Jo Jin Se//Song Woo Taek^^
Hae woo ve ablasının küçüklükten beri en iyi arkadaşı olan Woo Taek bir de veteriner olmuştur. Bu sebeple ailede temelli köpek halinde kalan amcalarına yardım eder.
En son Marry My Husband dizisinde izledim, orada da komikti burada da :D



Ryu Abel//Han Yu Na^^
Hae Woo'un ablası olan Yu Na'da aynı kardeşi gibi lanetiyle başı derttedir ama neyse ki o dersini almış bütün erkeklerden uzaklaşmıştır.
Webtoon'da bu kadar ön planda değildi ama burada olmasını sevdim. :)
En son Bora! Deborah dizisinde çok kısacık bir sahnede izlemişti. Editten sonra hatırladım. :D



Jung Young Joo//Shin Mi Sun^^
&
Kim Hong Pyo//Han Pan Dong^^
Kızların anne ve babası. Anneleri otoriter ama kızlarını çok düşünen biri. Babaları ise ailesi için ellerinden geleni yapan biri.,Çok komik bir aileydi sdfghjklşi
Anneyi çoğu diziden tanıyoruz, ben en son Lovely Runner dizisinde yine izledim. Yakışıyor böyle sert rollere. :)



Kim Hae Jun//Shin Dong Cheol^^
.Dizinin son bölümlerinden dahil olsa da sahnelri o kadar çok komikti ki kesinlikle yorumda bulunması gerekn biriydi. :D,Kim olduğunu tabii ki de söylemeyeceğim. :)



Ve dizinin en iyisi!!!!
Hae Woo'nun köpek hali. :D
Aşırı aşırıııı tatlı :D


Resimler^^


Eun Woo'ya böyle öğretmenlik, resmi kıyafetler çok yakışıyormuş onu fark ettim. :)




Analar neler doğuruyor maşallah 😍😎



O derece köpek korkusu var kendisinin :/





Bu sahne çok tatlıydı 😌





Kim Min Suk diziye konuk oyuncu olarak katılmıştı, uzun zamandır görmüyordum kendisini. 




İlla ki eskiye gideceklerdi tabii ki, yoksa nasıl farklı olsun dizi sdfghjkl






Bu takımı giyme sebebi hem webtoon'da hem de dizide çok komikti asdfghjk





O köprekçik oraya çıkmayı hak ediyordu 😍



Gifler^^



Başta ki o çekişmeleri, yavaş yavaş birbirlerini anlamarı ve Haw Woo'nun yardım etmesi çook tatlıydı. :)










Ayy utandın mı sennnn :D




Bu kısımlarda webtoon'da vardı.



Burası da 😍





Dizide olan bütün köpekler çok tatlıydıııı 💓


Ve son^^
Diziyi en çok sevmemin sebebi webtoonla birebir yapmaları. O kadar çok aynı sahne vardı ki ve kılık, kıyafet olarak o akdar çok benzetmişlerdi daha çok sevdim. Biliyorsunuz ki dünyada uyarlama dendi mi kimse doğru düzgün yapamıyor. O yüzden böyle aynı yapmaları çok iyi
Webtoon'u okuyup diziyi izleyin demem, dizide webtoon gibi ama ben webtoon okumayı seviyorum diyorsanız ilk okuyun diziye öyle başlayın. :)
Yine de eğlenceli, akıcı, tatlı bir dizi önerisi istiyorsanız öneririm.
İzlerseniz hemen de bitiyor zaten. :)
Son dört bölüm mevzusuna takılmayın, aşırı eğlenceli olupta bir anda drama bağlamıyor. Hatta tarihi kısmını bile sevdim. Tabii kızdığım yerler olmadı değil ama o da tuzu biberi olsun. :D








Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarımda görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^





27 Temmuz 2024 Cumartesi

Mor Salkımlı Sokak//Payelll Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Bu sefer ki yorumumuz merakla beklenen bir kitaba yapıyorum hazır olun!!!
Çünkü bu yorumdan sonra ya linçlenirim ya linçlenirim dfghjkö 
Bayram öncesi yorumlara güvendiğim birinden bu kitabı görüp hemen aldım, mahalle kurgularına bayılıyorum. O yüzden mahalle kitapları dendi mi ve güzel olduğunu duydum mu hemen sepete ekler, direkt almaya çalışırım. Bunu da öyle yaptım ve gelene kadar o kadar heyecanıydım ki okumak için elimdekileri neredeyse bırakacaktım ama gelin görün ki everestte olan beklentim kitabı okumamla yere çakılmam bir oldu.
Daha ilk sayfadan anlamam lazımdı ama açılırdı, daha güzel olurdu diye diye okudum ama hayır, o beklenti vs derken cidden beklediğimi bulamadım.


Beyoğlu’nun arka sokaklarından birinde yaşıyor Ahu, Mor Salkımlı Sokak’ta. Komşuluk bağlarının hâlâ canlı olduğu, annelerin her mecliste oğullarına kız baktığı, yirmi beş yaşında olan kızların evde kaldı sayıldığı o sinir bozucu ama tatlı insanların bir bütün olduğu mahallelerde… Ahu’nun annesi Naciye Sultan kızını her fırsatta görücüye çıkarır ama Ahu her seferinde kaçmanın bir yolunu bulur. Hiç âşık olmadı. Bay doğru karşısına yirmi beş yaşına kadar çıkmadı. Ta ki alt katına taşınan abisinin en yakın arkadaşı Poyraz’a kadar… Annesine göre Ahu doktorlar, mühendisler ile evlenmeliydi, bir taksi şoförüyle değil. Ahu aşkını hem annesi hem de üç abisinden nasıl saklayacak? Her şey ortaya çıktığında başına neler gelecek?


 Ahu mahallenin en sevilen ve mütevazi kızlarından biridir. Mahallede terzi dükkanı olan Ahu her olayı bilmekte ve müdahalede etektedir.
Bir gün dükkanın kapısına dayanan birini görünce yabancı olduğunu anlar ve o gözleri unutamaz. Eve gittiğinde ise o adamın yeni komşuları olduğunu anlar. O günden sonran onunda kendisine karşı bir şey hissettiği anlar ve iş mahalle aşka dönüşür.
Ahu tam o mahallenin en sevilen, her şeyde söz sahibi olan, herkesin sırrını bilen biri. Severim böyle karakterleri. Zaten karakterlerle ilgili bir sıkıntım yok, sıkıntı mevzusu devamında gelecek. :D


Poyraz kardeşinin okulu için bütün evi İstanbul'a taşır ve asker arkadaşının apartmanına taşınır. O gün mahallede gördüğü kıza vurulunca aslında onun en yakın arkadaşının kız kardeşi ve üst kat komşusu olduğunu fark eder. Aslında arkadaşından çekinmez ama onun ailesini ve mütevazi hayatını görünce her şeyi zamanından yapmak ister.
Poyraz normal mahalle abisi işte, sert, dürüst, yakışıklı, herkes tarafından sevilir diye uzar gider.
Bu klasik karakterlerden ama işte bu arkadaşından olaylarla ilgili sıkıntısı vardı, karakter olarak olması gereken gibilerdi işte. :D

Kitapta yan karakterlerimizde çoktu, ana çiftimiz dışından iki çift daha vardı. İsim vermeyeceğim spoiler olur diye ama ikisi de kendince bir yere kadar güzeldi.
Mesela platonik olan mevzuda erkek karakterimiz biraz daha sürünebilirdi, hemen bir şeyler anladı hop aşık oldu. Yani bir de böyle kabullenme süreci falanda yoktu, ne ara aşık oldunda kızı hemen sahiplendi. Sevmedim bu ikiliyi.
Diğerlerinin hikayesi güzeldi ama o da çok havada kalmıştı, yani o duyguyu alamadım ya. Ne bileyim yıllarca sevmiş ama kavuşamamış mevzusunu okurken az da olsa o hissi yaşamak isterdim ama yok yani. Belki de sorun duygulardır? Olabilir yani. :D

                                                  
Bir de Ahu'nun annesi vardı ki evlerden ırak. Yani o kadar karaktersiz bir karakter olur sdsdfghjk Bu biraz ağır oldu ama okuyunca öyle sinir oldum ki. Tamam gerçekte bundan daha beter anneler var ama ben okurken gerçeklikten uzaklaşmak istiyorum, tam gerçeğin ortasına düşmek istemiyorum. Kapişşş asdfghjkl
O yüzden anneyi hiç sevmedim, tamam sert abiler var ama sahip çıkıyor en azından, yine beklenen karakterler ama tam bir kaynana, anne modeli yazmış yazar ama olmamış ne yazık ki.

Şimdi asıl olaya gelelim, ben neden sevmedim?
Yukarıda da dediğim gibi duygu sıfır, yani o kıskanmalar, kavuşmalar, kısacık notlar vs. okuyunca o duyguyu alamadım. İnanın öyle bir raddeye geldim ki kitabı bitirince kitap okuyamama durumuna mı girdim dedim. :/ Şu an bir şu yorumu yazınca bile o hissi hissettim resmen ve böyle olmasın bir daha diye de dua ediyorum.
Yani ne beklentiler içinde okumaya başladım neler çıktı.


Şimdi gelelim linç mevzusuna.
Bir okur kitabı okumuş, övmüş baya ama yazarın kalemi için basit demiş. Yani basit, çabuk okunan, çerez bir kitap demeye getirmiş ama yazar sen bunu al hikayesinde paylaş ve sen nasıl basit bir kelime yazarsın de. Ona eğer o kadar ateş püskürttüyse benim beğenmememe, basit değil de duyguyu vermediğini söylememe ne der acaba sdfghjkl
Ama arkadaşlar ben bu kitaba para verdim, Pr grubundan değilim, o yüzde istediğim kitaba , istediğim yorumu yaparım. Bu tarz kalemlere alışık olanlar sevebilir ya da yazarın başka kitaplarını okuyanlar alışmıştır ama benden geçmedi yaa. Başka kitabı belki, belkiiiii denk gelirsem okurum ama bilemiyorum ya. :D
O son sayfaları okumak için kendimi nasıl zorladım anlatamam sdfghjklş Yani bir de kitapta çok çift yokmuş gibi o on sayfaya da bir çift daha eklemesi. :D Şok oldum yaa :D

Uzun lafın kısası, beğenmedim. Dili basit değildi, ne kitaplar okudum bundan daha beter. Çift karmaşası, duyguyu verememe falan olmasaydı cidden güzel olurdu ama daha ne olduğunu anlamadan esas çiftimizin hemen aşık olması, daha iki çift laf etmeden oğlanın kıza güzelim demesi vs vs bunlar hep eksi puandı.
İlk kitabı elime alırken neden bu kitap ince, daha uzun bekliyordum dedim ama okurken niye bitmedi, bitsin artık şu kitap dedim. :D
O derece ters köşe oldum anlayacağız, ne yazık ki kötü bir deneyimdi. :/
Şu yorumdan sonra tavsiye kısmını es geçiyorum arkadaşlar. :D



 Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^

Kalbindeki duvardan bir tuğla daha düştü. Adam duvarlarını yıkıyordu.
Alıntıya not: Söylediği adam kitap okuyor…😍😍


*****


Ufacık bir şeyi saklarsa bir gün ayağına dolanması o kadar basitti ki en iyisi anlatmasıydı.


*****

“…Bazen ilk görüşte seversin, bazen seversin de anlamazsın, bir an gelir, fark edersin. Bazen de yıllarca tanıdığın birine durduk yere aşık olabilirsin.”


*****

“Seni sevmek tüm çaresizliklerin içinde bile güzeldi. Kalbime söz geçirebilseydim, yine de seni severdim.”





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^




  






22 Temmuz 2024 Pazartesi

Kitap Kurtları//Emily Henry Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yine ben, yine kitap yorumlarım. :D Haziran ayında hem temizlik hem de bayram olunca diğer aylara göre çok fazla paylaşım yapamadım gibime geliyor. Kitap okuma konusunda beş yazıyla ayı tamamlamışız, az. Ben daha çok paylaşım yapma kafasındaydım ama olmadı. Sağlık olsun, darısı Temmuz ayına. :)
Kitabımızı Hepsi Burada'nın 4 kitap 199₺ kampanyasından alınma, gelir gelmez konusunu sevdim diye başladım. Yazarın bundan önce Tatilde Tanıştığımız İnsanlar kitabı okumuş beğenmiştim, bunu da beğendim. Hatta bu kitabı diğerinden daha güzel bana göre. :)



Küçük bir tatil.
İki rakip.
Akıllarının ucuna bile gelmeyen bir aşk.
Nora Stephens’ın hayatı kitaplardan ibarettir. Zira yaptığı iş de kitaplarla ilgilidir. Daha doğrusu yazarlarıyla...
Ne var ki o, her kitapta tarif edilen tipik kadın karakterlerden değildir. Kontrol edemediği her şeyden nefret eder. Onun için her şey muntazam ve mükemmel olmalıdır; hem işinde hem de hayatında. Umursadığı iki şey vardır sadece: o da amansız bir yazar temsilcisi olarak muazzam anlaşmalar yaptığı müşterileri ve biricik küçük kız kardeşi Libby.
İşte bu yüzden Libby ona tatile çıkmayı önerdiğinde onu kıramaz ve iki kız kardeş en sevdikleri kitabın geçtiği kasaba olan Sunshine Falls’a doğru yola çıkarlar. Nora bu tatilde her şeyi değiştirmeye kararlıdır; çayırlarda piknik yapacak, yakışıklı bir kasaba doktoruyla tanışacak ve onunla doludizgin bir aşk yaşayacaktır. Fakat hayat küçük oyunlarına
devam eder ve bunun yerine onu hiç de hazzetmediği meşhur editör Charlie Lastra’yla karşılaştırır.
Ve bu iki kitap kurdu hem kendilerini hem de birbirlerini keşfederek bir dizi tesadüfün onları bir araya getirdiği hikâyelerinde şu âna kadar bildikleri her şeyi en baştan yazacaklardır.


Nora şinde başarılı bir yazar danışmanıdır. Bir gün kardeşiyle işlerin çokta yolunda gitmediğini düşündüğü an onunla en sevdiği kitabın geçtiği kasabaya bir aylığına tatile gitme kararı alır. Amacı kardeşinin derdini öğrenmek ve ona iyi gelmektir ama işler çokta istediği gibi gitmez.
İlk olarak şehir insanı olduğu için evini özler, kardeşi bir şey saklıyordur ve bunu kendisine söylemiyordur. Ve en önemlisi çok yanlış zamanda tanışıp, hiç sevmediği başarılı editör Charlie geldikleri kasabanın sakinlerinden biridir.
Hem iş, hem de kardeşiyle zaman geçirmeye çalışan Nora bir de kafasındaki gel gitli duygularla uğraşmak zorundadır.
Nora tam bir iş kolik ve her şeyi yoluna koymayı kafaya takan biri. Annelerinden vakitsiz ayrılığından sonran kardeşine anne gibi olan Nora'nın kardeşine yaptıklarını takdir ettim ama biraz fazla buldum. Saplantılı gibi her şeye karışan biri. Tamam saplantılı biraz fazla oldu ama kadın evlenmiş, bir sürü çocuğu var ama yaşayacakları evi Nora tutuyor.
Tamam kitabın çıkışı bu olsun diyelim, o zaman ismi değiştirip direkt kasabanın ismini verselerdi daha güzel olurdu.
Yani kitap kurtları dendi ama ben şöyle oturup kitap bitirecek, üzerinden konuşacakları karakterler bekledim. Neyse, bu konuya sonra değinmek istiyorum.


Charlie ailesi yüzünden geldiği kasabada yıllar önce tanıştığı yazar temsilcisi Nora ile karşılaşacağını düşünmemişti. Hayatındaki değişimlerin üstüne bir de hiç ummadığı Nora'nın varlığı kafasını karıştırır.
Chalie'nin mevzusu çok başkaydı ama bir o kadarda tanıdıktı. Kendince çok çok haklı ama o da Nora gibi azıcık takıntılı biri. Ama tam bir aşk adamıydı. Ya böyle erkek karkaterler yazarken kadın karakterler neden bu kadar sinir ediyor insanı anlamış değilim. Sözüm Nora'dan dışarı ama öyle değil mi?
Adam aşkından bitiyor ama kadın sürekli bir engelle ortaya çıkıyor. Hayır siz ne istiyorsunuz yazarlar?? Ajitasyon seviyorlarsa demek ki sdfghjkl

Nora'nın kardeşi Libby'yi çok çok iyi anladım ama kardeşinden bir şey saklaması, bunu hissettirmesi üzdü beni açıkçası. Çünkü aileden sadece siz varsınız, böyle şeyler benimde kalbimi kırardı.
Neyse, bunlar spoiler değil, okuyunca anlayacksınız. :)

Kitabı sevdim gerçekten. O aşkı, aile bağlarını çok güzel anlatmış yazar, bunu beğendim ama yukarıda da dediğim gibi keşke kitabın ismini değiştirseymiş. Tamam aile sıkıntıları vs. değinmeleri olması gerektiği gibiydi ama o zaman kapak ve isim değişmeliydi.  Ben kitaplarla haşır neşir olacaklarını düşünürken böyle bir şey okumayı beklemiyordum. Eğer benim gibi bu beklentiyle okumayı düşünüyorsanız bence o beklentiden çıkın.
Nora'nın ailesine olan baskı tarafı bazen çok fala geldi ama anlamaya çalıştım kendisini. Zor bir süreç ve hayallerine veda etmesi vs. gerçekten zor. O yüzden çok fazla bir şey diyemiyorum kendisine.


Yazarın kalemi akıcı, konu seçimleri de orijinal. Beğendim yani, mesela örnek verecek olursam genelde kasabaya gidenler gittikleri yere bayılır ya, burada tam tersi tamam seviyor ama evimde evim kafasında Nora. Bunun diğerlerinden farklı olması hoşuma gitti açıkçası, bazen değişiklikler güzel oluyor. :)
Yazarın diğer kitabına göre burada aşkı daha çok hissettik ve çok güzeldi. O sona bayıldım kiii.

Kitaba ilk başladığım zaman uyguna aldım diye kötü çıkarsa acımam diyordum ama fazlada versem yine acımazdım. Haa unutulmaz kitabım olmadı. Bir bakmışım ikinci el bile satıyorum ama yine de sevdim ben, içeriği farklı olsa da(arada kitap üzerinden çalıştılar falan) böyle Kitap Kurtları isminden kitabımın olması hoş. Kitaplığımdan güzel duracak gibi. :)
Çok beklentiye girmeden okursanız seveceğiniz kitaplardan. Alıp almamak siz kalmış. :)
Not: Çok olmamakla birlikte yetişkin içerikler mevcut. 




Kitaba Puanım 5/4





Alıntılar^^

Kadınların olayı budur. Belki de kadın olmanın iyi tarafı bile yoktur. Çünkü ne zaman biraz olsun duygularımızı açık etsek bir anda histerik oluruz. Ama onları içimize atıp da erkek arkadaşımızın ilgisine ihtiyaç duymadığımızı gösterdiğimizde de kalpsiz s....ğün teki olarak yaftalanırız.


*****


Sonuna bakma dürtüsüne direndi; dünyada çok fazla kitap olduğunu ama hepsini de okuyacak yeterli zaman olmadığını fark ettiğimden bu yana çocukluğumdan kalan alışkanlıktı bu. 


*****


İçeri adım attığımda sanki bir labirente girmiş gibi hissetim; esintinin uğultusu, rüzgar çanları ve kuş cıvıltıları bir anda susup ortalığı sessizliğe bürüdü, ılık sedir ağacı ve kurumuş kağıt kokusu etrafımı sardı.


*****


Bazı kitapları okumaktan çok yaşarsınız ve onlardan birinin sonuna gelmek bana her zaman derin bir dalıştan yüzeye yükseliyormuş gibi hissettirdi. Sanki çok hızlı yüzeye çıkarsam vurgun yiyebilirmişim gibi.






Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarımda görüşmek üzere sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^












21 Temmuz 2024 Pazar

İlk Buluşmada Asla Isırma//Tamara Summers Kitap Yorumu^^

 Herkese selam^^
Bu aralar yine kitap yorumlarıyla doldu taşıyor buralar. Araya dizi yorumları da yayımlıyorum ama kitaplar gibi değil. Yeni bir şeyler bulmak istiyorum ama yorumları zor yazıyorum. Blogla daha çok ilgileneyim dedikçe sanki daha çok boşluyormuş gibi hissediyorum, üzüyor beni. :/
Blogger arkadaşlarım sizde durumlar nasıl?
Gelelim yorumunu yapacağım kitaba. Bundan birkaç hafta önce kitaplıkları hep düzenledim. Bazı kitapları hep arka taraflara attığımız için gömüyoruz, görmeyince de okumak hiç aklımıza gelmiyor. Ben de sırf okuyayım diye hepsini gözümün önüne koydum, bu kitapta onlardan biri.
Bundan on sene önce hediye olarak gelen bira kitap. Çok popülerdi zamanında ama o zaman bir türlü okuyamadım. Ve uzun zamandır vampir kitapları okumuyordum, zamanında ne çok okurduk. Şimdi o akdar farklı evrenler, yaratıklar çıkıyor ki şaşırıp kalıyorum. Bir de o zaman fantastik kitaplar edepliydi yaa, şimdi smut varsa okurum diyen okurlar çoğaldı. -_- Bizi o masum zamanlara ışınlayabilir misiniz?????
Kısacık bir kitap, ona rağmen konusu olması gerektiği gibi bitti. Uzasaydı saçma olurdu bence. Yorumumu da kısa tutmaya çalışacağım kitap gibi. :D



Selam, ben Kira. Lise öğrencisiyim.
Birkaç sorunum var:
1. Ben bir vampirim.
2. Sınıf arkadaşlarımdan biri öldü. Boynunda diş izleriyle.
3. Ben yapmadım! (Yemin ederim.)
4. Kimse bana inanmıyor. Bu yüzden...
5. Katili bulmak zorundayım. Üç tane şüpheli buldum bile. (Hepsi birbirinden yakışıklı, hiç sormayın.)
6. Son olarak: Bunlardan bir tanesine çok fena âşık olmak üzereyim. Ama... Ya katil o ise?


Kitabın ismine baktığımda böyle aşklı, meşkli sanıyorsunuz ama konuyu okuyunca işler hiç tahmin ettiğiniz gibi değilmiş. Kira okulun ilk günlerinde yaşanan vampir cinayetinin üstüne kalmaması için kolları sıvar. İlk başta şüphelileri bulur ve sonunda onlara yanaşır. Her yanaştığı kişiden bir şeyler çıkması hem kafasını, hem de soruşturduğu olayı sekteye uğratır ama zaman sonra çok büyük sırlar ortaya çıkar.
Kira'nın peşine düştüğü üç oğlandan ikisini öyle bir anlattı ki cennete düştün be Kira dedim kikendiside zaten hep öyle diyordu.
Sadece saçmalığa gelin ki istedikleri kadar yakınında dursun tanıştıkları kişi vampir mi değil mi bilmiyorlar, illa nabızlarını kontrol edecekler ki onu bile zor yapıyorlar. Burası aşırı saçmaydı ama konuda öyle devam ediyor işte.

Çıkan sonuçlara bakınca Kira gibi bende şok oldum, hele yapan kişi daha da şok etti beni ama beklenirdi yani.
Akıcıydı ama yine benim elimde bir miktar sürünmüş olabilir. Devamı olsa güzel olurdu ama, Kira neler yapacak merak ederdim. 


Kapaktan bahsetmem şart. Bu nasıl kapak ya? Tamam kızın saçları yeşil ama böyle fosforlu değil yaa. Bu kadar kötü kapak yok yani sdfghjk
Bir de çeken ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut, neden yani neden diyoruz? :D
Onun dışında çerezlik kitaplardandı, eğer elinize düşerse okuyun eski vampir anılarınıza gidersiniz. :D



Kitaba Puanım 5/4




Yeni yazılarımda görüşmek üzere, sevgili kalın^^



Buralarda da varım^^







9 Temmuz 2024 Salı

Seksen Günde Dünya Gezisi//Jules Verne Kitap Yorumu Blogları Canlandırma Projesi Haziran Ayı^^

Selamlar^^
Normalde BCP için başka bir yazı düşünüyordum ama aklıma bu kitap gelince neden olmasın dedim. Haziran ayı temamız Korku&Polisiye ve Gezi&Çocuk. Gezi ve çocuk olunca en uygun bu kitabın yorumuydu. Blogda Klasik kitaplara yorum yapmıyorum, onların yorumları Instagram hesabımda oluyor ama bu sefer yazayım dedim. Hatta çok sevdiklerimi yazsam güzel olur aslında. Neyse, benim işim belli olmaz, baktım yazmamışım. :D
Gelelim kitabımız. Yazarın kitapları seviyorum, küçük yaşta babam bize çocuk versiyon kitaplarını alırdı. O zamandan severim bu maceraları. Şimdi ise +10 yaş üstü çocukların bile okuyacağı kitapla geldim. Çok sevdim, sonuna hayran kaldım. O yüzden yazarın diğer kitaplarını da almayı düşünüyorum inşallah^^



Londralı beyefendi Phileas Fogg, üyesi olduğu Reform-Kulüp’te gazetesini okurken seksen günde dünyayı dolaşmanın mümkün olduğunu öğrenir. Bu olağanüstü yolculuk 19. yüzyılda sanayi devrimiyle gelen tren ve buharlı gemi gibi toplu taşıma araçlarının yanı sıra 1869 yılında açılan Süveyş Kanalı sayesinde yapılabilmektedir. Kulüp arkadaşlarıyla bu yolculuğu seksen gün içinde tamamlayacağına dair bahse tutuşan Fogg, aynı gün uşağı Passepartout’yla birlikte Londra’dan ayrılır. Bu meydan okumayla başlayan bin bir türlü maceraya, bir polis soruşturmasıyla, bir de aşk hikâyesi eklenir. Yayımlandığı 1972 yılından beri popülaritesinden hiçbir şey yitirmeyen Seksen Günde Dünya Gezisi yazarın en sevilen yapıtlarından biridir. Verne’in ulaşım olanaklarının gelişmesiyle “küçülen” dünyasına, artık elektronik çağa adım atmış ve geleneksel medyanın yerini yeni medyaya bırakmasıyla bir “küresel köy”e dönüştüğünden dem vurulan günümüz dünyasından bakmak da ayrı bir macera olsa gerektir.


Çocukken okuduktan sonra bir de Jack Chen'in filmini izlemiştim ama uzun zaman olduğu için unutmuşum. O yüzden sonunu okurken çok şaşırdım ve hayran kaldım^^
Karakterlere ayrıca bayıldım ama en iyisi Phileas Fogg'du.
Geride kimseyi bırakmadan, merhametli, ketum, yardım sever ve eli bol biriydi.
O yüzden macerasında sıkıntı yaşasa da ne yapacak, neler olacak diye okumak çok heyecanlıydı.
O yüzden klasik olmasına rağmen üç günde bitirmeme çok şaşırmıştım.
Filmini henüz izlemedim, izlediğim bir platforma gelecekmiş ama hatırladığım kadarıyla bazı film sahneleri kitapta yoktu. Film gelsin, inşallah izleyeyim o zaman hatırlarım. :)


Hem sizin hem de çocuklarınıza tavsiye ederim. Gezi olarak çoğu ülkeye gittikleri için festivaller, gelenekler vs. hep geçti kitapta.
Her iki konuya da uygun bir kitap kısacası. Ben çok sevdiğim için size de öneriyorum, siz yazarın kalemiyle tanıştınız mı? Önereceğiniz kitaplarını beklerim. :)
Deniz Altında  Yirmi Bin Fersah'ı önermeyin,  kitabın isminde bile klostrofobim azdı. :D

BCP için Temmuz ayı temamız henüz belli değil, karar verildiğinde burayı güncellerim inşallah^^
Ama siz önce ki BCP yazılarımı okumak isterseniz tık tık^^
Ve ilk defa bile olsa katılmak isterseniz bekleriz, baştan dahil olmadım şimdi yazmayayım falan düşünmeyin. Her zaman bekleriz. :)



Başka yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^