Go Kitap! etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Go Kitap! etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Temmuz 2023 Pazar

Aşk Sözleşmesi//Falon Ballard Kitap yorumu^^

 Selamlar^^
Uzun zamandır Go yayınlarından kitap okumuyordum, yeni çıkan kitapları Aşk Sözleşmesi de tam benim kafadan olunca neden olmasın dedim?
Gerçekten tam benim kafadan bir kitapmış, aşk, arkadaşlık, yeni hayatlar, geçmiş sıkıntılar ve yavaşça başlayan aşklar.
Kitabı genel olarak sevdim ama en sevdiğim şey kadın karakterimizin yeni işi ve gelişmesi oldu. Bunun nedenini birazdan yazacağım. :D


Sadie Green, öğrenci burslarını ödeyebilmek için sabırsızlıkla beklediği terfi başka birine gidince hayatını kökünden değiştirmeye karar verir. Yeni bir iş, bütçesine daha uygun bir daire ve çiçekçi dükkanı açma hayallerini gerçekleştirmek için sonsuz motivasyona ihtiyacı vardır. Kız arkadaşlarıyla dışarı çıkıp dağıttığı bir gece flört uygulamasıyla ev arkadaşı uygulamasını karıştırır ve kendisini, evinin bir odasını ona çok ucuza kiralamaya hazır olan Jack Thomas’ın muhteşem kırmızı tuğlalı evinin kapısında bulur. Sadie’nin gözü, hayalleriyle arasında duran bu adamı başlarda pek tutmasa da çok geçmeden onun yumuşak mizacından, hayallerini desteklemek için duyduğu heyecandan ve geçmişinde aldığı yaralara rağmen ayakta kalışından etkilenmeye başlar.
İkisi de hayatlarının anlaşmasını yaptıklarından ve aslında aynı hayalin peşinde koştuklarından habersizdir.

Sadie yıllardır çalıştığı şirketten saçma bir şekilde ayrılınca hayatını geçindirmesi zor olmaya başlar, bir gün yanlış uygulamadan kiralık bir o da bulunca neden olmasın der ve kabul eder ama evi gidip gördüğünde gözlerine inanamaz.
Hayalindeki evdir ve evin arkasından bir de bahçe vardır.
Beyaz yaka bir işi olsa da çiçekçi dükkanı açmak isteyen Sadei bunu fırsata geçirmek için kolları sıvar.
Karakterimiz çok neşeli ve ne istediğini bilen biriydi ama karşısındaki karaktere baktığımızda aşırı uçarıydı asdfghjk
Sadie hakkında tek olumsuz düşüncem başta ki ruh halinin değişmesi. Mesela başta Sadie çok sakin ve nereden ne konuşacağımı bilen bir karakter izlenimi veriyor, sonra karakterimize ne oluyorsa ağzında laf durmuyor.
Hoşuma gitmedi açıkçası, bir de sürekli öğrenci burslarını dedi durdu ama son sayfalara gelince o kısımdan hiç bahsetmediler. Bir garipti ama diğer türlü sevdim, Jack ile çok tatlılardı. :D
Bir de o kadar şanslı ki, daha ne olsun diyorsunuz :D


Jack koskocaman evde yalnızlık istemediğinden ev arkadaşı arar. İlan verdiği uygulamadan bulduğu kişi tam aradığı kişi olunca fazla irdelemeden kiracı olarak kabul eder. Sadie ve arkadaşları sayesinde az da olsa hayata karışan Jack zamanla başka duygularla da tanışacaktır.
Jack çok tatlıydı yaa, evi var, çok düşünceli ve anlayışlı biri. Böyle karakterlerin hayal ürünü olması üzücü. :/
Karakter olarak tek sıkıntım biraz daha ön planda olsaydı, bakıyorum birazcık gözüküyor, sonra kayboluyor ve her şeye başa sarıyor. Kitabın esas fikride bu ama ne bileyim bir var bir yok biraz hoş değildi. :D

Sadie'nin diğer iki arkadaşını çok sevdim ama bir tanesi sevmediğim bir şey olduğundan hoşuma gitmedi. Neyse. Diğer ikisinden bahsedecek olursam kitapları olsa da okusam kıvamındaydı. Çok bir şey yazıp spoiler vermek istemiyorum ama onların kitapları iste değil ihtiyaç :D


Baştan beri sevdiğimi söyledim. Yazarın kalemi akıcı, karakterlerimizin sürekli mesajlaşması kitabı çabuk bitirmenize olanak sağlıyor. :D Tabii bilin bakalım kim hemen bitiremedi? :D
Ama tam bayrama denk gelince okuyamadım napayım. :/
Kitabımızda geçen bi girişimcilik işi var, hatta instagramda hesap falan açıyor Sadie, yazar o kadar güzel yazmış ki burayı tam hayatın içinden. Tabii devamında olanlardan bizde isterdik ama işte öyle şeyler sadece kitaplarda. :/
Sadie işletmesini açıyor ama yavaş yavaş büyüyor, bir kaç sipariş alıyor sonra yine durulma aşamasında yani öyle ha deyince büyümedi işletmesi ve bunun yanında ek işte yaptı.
Bu kısmı gerçketen sevdim ve tuttum. Genelde dizi ve kitaplarda bir anda karakterimiz yeni işinde anında yükseliyor ve bu hiç inandırıcı değil. Böyle birazda hayatın içinden olması hoş.


Tam yaz aylarından içinizi kıpır kıpır edecek, rahat okunan kitaplardan. Sonuna doğru olması gerekenler oldu, çiftimizin geçmişte yaşadıkları önlerine geldi haliyle ve birbirlerini anlayıp, kalpler kırılsa da bir şekilde düzeltmeleri çok tatlıydı.
Devam eder mi, sanmam. Olması gerektiği gibi bitti dedim gibi. Diğer karakterlerin içinde devamı olacağını düşünmüyorum.
Eğer denk gelirseniz bakın derim, çerezlik kitap arayanlara birebir. :)



Kitaba Puanım 4/5^^



Alıntılar^^

"Doğrusunu mu söyleyeyim? Gülmeyi seven birine benziyorsun. Ve benim hayatımda biraz kahkahaya ihtiyacım var."


*****

"Bence bana iyi geleceksin, Sadie Green,"


*****

"Sade?" Adım ağzından bir vaat gibi çıkıvermişti.
"Efendim?" Ciğerlerim yanıyordu, o yüzden bu tek kelimeyi bile zor söylemiştim.
"Teşekkür ederim."


*****


Dikkatimi okyanusun gelgitlerine çevirdim.
Kalp kırıklığı abartılmış bir saçmalıktı.


*****


Jack: Kafanı dağıtmak istemem, ama bir şeye ihtiyacın olursa burada olduğumu hatırlatmak istedim.





Bir yorum daha böylece biter, başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^


31 Temmuz 2017 Pazartesi

Komik Bir Hikaye//Ned Vizzini Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Kitap yorumlarım, blog yazılarım hız kesmeden devam ediyor. Bu sefer ki başlıktan da anlaşıldığı üzere kitap yorumu olacak. Şu an bu yorumu yapmakta o kadar çok üşendim ki ne yazacağıma bir kaç saniye düşünüp öyle devam ediyorum. Kitabı bitirince hemen yorum yazınca akılda daha çok şey kalıyor, böyle uzun zaman ara verince akılda pek bir şey kaldığını sanmıyorum. Kitabımıza gelecek olursak çıktığı anda ilgimi çeken bir kitap olmuştu, okuyanlarda beğenince eğlenceli deyip aldım. Uzun sürede kitaplıkta kalınca artık yeter deyip okumaya başladım. Doğrusu o kadar övülmeye ben pek bir şey göremedim. Umutla başladığım kitabı hayal kırıklığı ile bitirdim.

New York şehri sakinlerinden on beş yaşındaki Craig Gilner hayatta başarılı olmaya kararlıdır. Bunun için de önce doğru liseye, sonra doğru üniversiteye, sonra da doğru işe girmelidir. Ama olaylar hiç de umduğu gibi gelişmez ve Manhattan'ın en zorlu liselerinden birine kabul edilmesiyle birlikte hayatı çekilmez bir hal alır. Depresyona giren Craig yemek yiyemez, uyuyamaz ve bir gece kendini öldürmeye karar verir. 
İntihar kararıyla birlikte acil servisin yolunu tutan Craig kendi isteğiyle psikiyatri kliniğine yatar ve seks bağımlısı travesti, makasla yüzünü kesen genç kız, yer çekiminden korkan çocuk gibi birbirinden ilginç karakterlerden oluşan hastaların arasına karışır. Craig burada, onu yiyip bitiren endişelerinin kaynağıyla yüzleşme fırsatı yakalayacaktır.

Baş karakterimiz konuda da anlaşıldığı üzere Craig. Olaylar onun çevresinden gerçekleşiyor ve direk birinci şahıstan bütün olan biteni öğreniyoruz. Craig 15 yaşında, lise hayatına yeni ve çok başarılı bir okulu kazanarak  başlar, bu okulu kazanmak Craig için çok zor olur ve kabul edildiğini öğrendiği zaman her şeyin daha çok yoluna gireceğini düşünür. Lakin okula başladığı an herkesi  kendinden daha başarılı olduğunu gördüğün de depresyona girer ve bir gün dayanamayıp intihara kalkışır. O esnada aklı başına gelir ve acilen intihar servisini arar. O dakikadan sonra her şey ışık hızıyla gerçekleşir. Craig kendini bir anda farklı insanların bulunduğu Psikiyatri kliniğinde bulur.
Konu böylelikle başlar.
Craig karakterini sevdiğimi söyleyemem ve yazarın erkek oluşu o kadar aşikardı ki o yüzden erkek yazarların kitaplarını sevmiyorum. Burada Craig karakteri 15 yaşında değilde 20 yaşındaki genç biri gibi gösterilmiş. Ot çekmeleri, sürekli kızları düşünmesi ki ben burayı biraz yumuşattım. Beni çok tiksindirdi. Bu nedenle Craig karakterini pek sevmediğim doğrudur.


Diğer karakterlerden okuldan tanıştığı iki arkadaşı haricinden diğerlerini sevdin. Hepsinin bambaşka hayatları, anıları vardı. Doğrusu Craig'den daha iyilerdi. En sevdiğim karakter ise Humble ki çok komikti ve Bobby oldu. Birde Craig'ın odayı paylaştığı Mısırlı arkadaşı sevdim. :)

Kitap hakkında diyeceklerimi Craig'ı anlatırken söyledim. Çok büyük bir beklentide başladım ama benim için hayal kırıklığından başka bir şey değildi. Filminin yarısını izledim, birebir olduğundan şüpheliyim, belki bire bir kitaba uygun olsaydı film eh işte olabilirdi. Yazarın kalemi akıcıydı, bazı cümlelerini anlamamış olsam da kitaba göre iyiydi ama başka kitabını okuyacağımı zannetmiyorum.
Kitapta sevdiğim bir kaç yer vardı tabii, mesela Craig Klinikte bir kızla tanışıyor, adı bende kalsın. Onunla soru cevap oynaması çok güzeldi, Bobby'nin gömlek olayı çok tatlıydı. Mısırlı arkadaşa yapılan jest ve Craig'ın ailesi ve davranışları sevdiklerim arasındaydı. Bunların da hakkını yemeyelim diyorum.




Tavsiye kısmına gelecek olursam, benden önce okuyan çoktur ama okumayanlar için sevemediğimi söylediğim kısımlardan sizlerde rahatsız olursanız bence hiç elinizi sürmeyin derim. Ama benim için sıkıntı yok, filmini izledim beğendim, kitabını da okumak istiyorum diyorsanız o zaman bir şans verin.



Kitaba puanım 5/3


Alıntılar^^


"Acil intihar hattı şu an çok mu yoğun?"
"Evet. Cuma gecesi. Her zaman en yoğun gündür."
Aman ne güzel. İntiharım bile sıradandı. 


*****


"... Bir barınağa yerleştim ve kızımla konuştum. Aşağı yukarı seninle aynı yaşta. Annesiyle ayrıldık ama kızım bir yana, dünya bir yana. Annesi de dünyanın öbür yanında kalabilir."
"Ha ha."
"Kibarlık yapma. Sadece komik espri yaparsam gül."
"Komikti!"



*****



Pişmanlık duygusuyla işim kalmamıştı. Pişmanlıklar, başarısızlığa uğrayanlar içindi.





Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^



Buralarda da varım^^













17 Temmuz 2017 Pazartesi

Kitap Alışverişi//Okuoku^^

Herkese merhaba^^
Uzun zamandan sonra yine bir alışveriş yazısı. Bayramdan sonra gelenekselleşen alışverişimizden kitaplar yönünden memnun kaldık. İş havale ve sonrasına gelince biraz hayal kırıklığı yaşadığımızı söyleyebilirim. Detayları bir önceki Okuoku Mu? Kitap Yurdu Mu? yazısından öğrenebilirsiniz.
Yine de o problem olmasa Okuoku'dan memnunun. Ufak tefek kitap hazarları haricinden ki ben pek o tür şeylere takmam tabii kitap yırtılmışsa vb. tabii ki hemen müdahale ederim ama gerisi pek gözüme batmadığı sürece sıkıntı yok, bu da benim huyum. :D My Twin'de pek takık olmayınca sıkıntı olmuyor bizim için.

Bu sefer ki alışverişimizi aniden verdik. Normalde bayramdan sonra harçlıklarla alınırdı ama bu sefer biriktirdiğimiz paralarla aldık. Bu alışverişimiz de son zamanda herkesin alıp, okuyup ve beğendiği Kutup Yıldızı kitabı da vardı ama havale sıkıntısı yaşayınca sipariş iptal oldu ve kitabında fiyatı 20 küsur TL oldu. Neyse sağlık olsun, başka zaman alırız artık. 



Gelelim kitaplarımıza.^^


Kan Kırmızı Yol//Moira Young^^
Hiç aklımızda olmayan bir kitaptı, Kutup Yıldızı kitabı çıkınca yeniden liste yapmak durumunda kaldık. Ephesus Yayınlarında bir çok kitabı 9.90 TL olunca  bu ilgimizi çekti ve sepete ekledik. Okuyan herkes tarafından sevilen bir distopya türüymüş, bakalım biz sevecek miyiz? Hemen okumayı düşünüyorum çünkü ikinci kitap da Okuoku'da 9.90 TL, alırız belki kampanya bitmeden. :D 




Derin Sularla Şeytan Arasında//April Genevieve Tucholke^^
9.90 TL'lik kampanya da yer alan ciltli ürünlerden biriydi. My Twin çok istedi bende güzel yorumlar okuyunca tamam dedim. Umuyorum ki hayal kıtıklığına uğratmayacak. Bu arada ilk Parodi Kitabımız.^^




Harry Potter Ve Felsefe Taşı//J.K. Rowling^^
Kısa bir zaman önce My Twin filmlerine takınca kitabını almak şart oldu. Fiyatı kitaba göre baya uçuktu, daha böyle kalın bir kitap bekliyordum. Umarım ergen tarzı bir kitap değildir. İlk film de oyuncuları düşününce. :D




Cehennem Meleği//Tara Fuller^^
Seri tamamlanmış bulunmakta. Yeni bir kitap olmasına rağmen 9.90'lık kampanyaya nasıl girdi bilmem ama bizim için çok iyi oldu. :D Seriyi de tamamlamış olduk, gerçi ikinci kitabı halen daha okumadım ama neyse. :D




Sonsuz Işığım//Amie Kaufman&Meagan Spooner^^
Bu seride diğer seri gibi tamamlandı. My Twin ile seriyi çok seviyoruz, son kitabı da en kısa alalım dedim ve sepete ekledik. En kısa zamanda olmasa da ilerleyen zamanda okumayı düşünüyorum. 





Ve son toplu fotoğraf.^^
Okuoku'nun güzelliklerinden biri olan ayraçlar ve kahve(Kahve tüketildi bile. :D). Alışverişimiz böyleydi, şimdi BKM kitaptan yaptığımız kitaplar elimize ulaştı ama bir kaç sıkıntı var onları hallettikten sonra yine alışveriş yazısı yazacağım. Okuoku'ya bazı aksilikler dışında teşekkür ediyorum, vazgeçilmez alışveriş sitemiz.^^



Başka yazılarda görüşmek dileğiyle sevgiyle ve bol kitapla kalın.^^


Buralarda da varım^^





11 Nisan 2017 Salı

Yıldız Gemisi//Melissa Landers Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Üç-dört hafta öncesinden okuduğum kitabıma yorumumu yapıyorum. Çıktığı anda baya ilgimi çeken, gerek konu gerek kapakla gönlümüze taht kuran Yıldız Gemisi okundu bitti. Yazarın Yabancı serisini okuyup beğenmiştim, tabii favori yazarım mı tartışılır ama hayal gücü ve gezegenler arası konuları kaleme alması çok güzel ve okunulası.

Yıldızlara yolculuk artık çok kolay. Ama Solara için değil. On sekiz yaşındaki Solara Brooks kimsenin, tırnaklarının arasındaki makine yağını ya da parmaklarındaki mahkûmiyet dövmelerini önemsemeyeceği dış diyara giderek hayatında yeni bir sayfa açmak istemektedir. Ama Dünya dışı seyahat onun gibi kimsesiz bir kız için hiç de ucuz değildir.
Seyahat boyunca vereceği hizmetlere karşılık bir bilet bulmaya çalışan Solara’nın şansına hizmetlerinden faydalanmak isteyen tek kişi ona okul hayatını zehir etmiş olan şımarık, zengin çocuğu Doran Spaulding’dir. Beş aylık yolculuk boyunca bütün ayak işlerini yapması karşılığında bilet ücretini karşılamayı kabul eden Doran ona daha ilk dakikadan itibaren köle muamelesi yapmaya başlar. Ama çok geçmeden işler tersine dönecek ve bu kez Doran kendini Solara’nın hizmetkârı olarak Banshee adındaki tuhaf bir uzay gemisinde, geminin kendisi kadar tuhaf olan mürettebatı ile birlikte yolculuk yaparken bulacaktır.

Solara ve Doran. İkisinin de hayatı birbirlerine zıt olan iki karakter. Solara özgürlüğüne kavuşmuştur ama yaşadığı gezegenden ayrılıp, kendini her konuda rahatsız edilmeyeceğini bildiği ıssız gezegene gitmek ister. Tabii bunun içinde bir miktar paraya ihtiyacı vardı. Parmağındaki mahkum dövmeleri buna engel olsa da okul hayatında kendisini her konuda hor gören Doran Spaulding’den başka şansı kalmadığını anlayınca onun teklifini kabul eder ve zor olsa da her dediğini yapmaya çalışır. Ama Solara’nın bile bir sınırı vardır. Bazı sebepler nedeniyle Doran ile arası daha bozulur ve bu olaylardan sonra kendilerini mürettebatı ilginç kişilerden oluşan bir gemide bulurlar.
Solara’yı sevdim, Doran ile arasındaki kapışmaya da çok güldüm. Gerçi Doran tam dayaklıktı ama Solara hakkından iyi geldi. 
Doran ise bambaşka bir karakterdi. Zengin, şımarık ama içine bakınca geçmişte yaşadıklarından dolayı sıkıntılar yaşayan biri. Babasının verdiği görev nedeniyle seyahat etmek zorunda kalan Doran kendini birden çok başka bir gemide bulur. Bu yaşananlara çok sinirlense de aslında Solara’nın ona iyilik yaptığını yakın zamanda anlar.
Bu iyiliği söylemeyeceğim tabii ama okuyunca vay bee dedim. Her kötü olaydan iyilik de doğabilir olayı yaşandı. Doran’a başta çok sinir oldum. Sonradan geçmişinden yaşananları anlatınca hak vermeden geçemiyoruz.


Kitap yorumuma gelecek olursam. Kitabın konusunu oyunca aklımda beliren çok farklı bir konu vardı. Doğrusu böylesini beklemiyordum, biraz hayal kırıklılığı olduğunu söylemek isterim. Ben daha çok, işte oğlan kıza eziyet ediyor ama yaşananlardan sonra oğlan yavaş yavaş kıza aşık oluyor, onu sevmeye başlıyor ve yaptıklarında pişman olup geri almak istiyor falan ama(Biraz yeşilçam tarzı oldu ama böyle de olsa güzel olurdu. :D) bu kitap öyle değildi. İlk olarak konunun çoğu değişik geçmişleri olan insanları barındıran gemiden geçiyor. Ve Doran’ın Solara’ya iyi davranması çok değişik sebeplerden sonra başlıyor. Haa böylesi kötü müydü? Cıks yine de sevdim ama yazarın tek bir hatası vardı, o da, ilk sayfalarda geçişleri çok çabuk yapmış.. Bir iki bölüm geçip Doran Solara’yı yanına hizmetçi olarak aldıktan sonra bölüm bitti, diğer bölüme geçince de aradan bir haftadan fazla geçtiğini okuduk. Böyle olmamalıydı. Bu sadece örnekti. Birkaç sefer böyle geçişler yaptı, yine olmadı. Keşke birkaç sayfa daha fazla olsaydı da atlama yapmasaydı.
Bunun yanı sıra kafama takılan birkaç şey haricinden beni etkileyen sevmememe neden olacak bir şey çıkmadı. 


Konuyu, yazarın kaleminin akıcılığını sevdim. Hatta serinin her kitabında farklı bir çifti anlatmasına daha çok sevindim. İkinci kitapta geçecek olan çiftimizi söylemeyeyim, sizde seri bilgilerinden bakmayın derim, okuduktan sonra size sürpriz olsun.^^
Konuyu ve yazarın kalemini beğendiğinizi(Yabancı serisinden dolayı) ve bu seriyi de okumak istediğinizi düşünüyorsanız okuyun derim. Uzay ve gezegenler arası kitapları sevenlere de şiddetle tavsiye ederim. Az da olsa gezegenler arası bu heyecanı tatmak isteyenlere birebir. 


Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

"On bin çip. Hepsini kendim saydım."
"Saydın mı?" diye sordu kaptan. "Neden makineyi kullanmadın?"
Doran donakaldı. "Ne makinesi?"
"Ticari tartı," diye cevap verdi Kane sıranın öbür ucundan. "Çipleri elle saysaydık hiçbir iş yapamazdık. Lara'ya söylemiştim."
Doran kötü kötü bakınca Solara, "Ama bazen ayarlarında hata olabiliyor. Kaptanın parasını eksiksiz aldığından emin olmak istedim."

*****

"Suç işlemekte ki ustalığın şu an çok hoşuma gidiyor."
Solara kapıları açarken gözlerini devirdi. "Dikkat et, yine hıyarca konuşmaya başladın."
"Bu bir iltifattı."




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^


7 Ocak 2017 Cumartesi

The Originals-Diriliş//Julie Plec Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Uzun zaman önce okuyup, üstüne yığınca gelen kitaplarıma sonunda! yorum yapabiliyorum. Ama internet geldi diyemeyeceğim. Kendi çabalarım ile bir şeyler yapıp yorumlarımı sizlerle buluşturacağım. Kalan kalıyor çünkü :P
Bu sefer ki kitabım bir serinin son kitabı. The Originals serisini severek okuyup, sonuna geldim. Serimizin 3 kitaptan oluşuna üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. İlk olarak az seri süper seri ama Klaus, Elijah ve Rebekah Mikaelson kardeşler ile ayrılmak kötü oldu. Hemde böyle bir kitapla^^

Aile Güçtür
Köken Vampir ailesi bin sene evvel birbirlerine bir söz verdi. Her zaman ve sonsuza dek bir arada kalacaklardı. Ama verilen sözleri tutmak ölümsüzken bile kolay değildi.
Klaus, Elijah ve Rebekah Mikaelson kazandıkları her şeyi 1788'e kadar tekrar kaybetmişlerdir. New Orleans'ın yönetimi vampirler ile kurtadamlar arasında bölüşülmüştür. Bu durumdan hiç de memnun olmayan Klaus, kurtadamları sonsuza dek saf dışı bırakmak için bir vampir ordusu kurmaya karar verir. Bu arada tüm dikkatini yeni tanıştığı gizemli bir kadına vermiş olan Elijah kardeşinin bir süreliğine dizginleri eline almasına ses çıkarmaz. Klaus'un kan dökme merakından bıkıp usanan Rebekah ise çocukluklarının geçtiği evi ve ölümsüzlüklerinin anahtarını bulmak için bir yolculuğa çıkar. Ama üçünün de bilmediği bir şey vardır: Köken Vampirler bir kez daha büyük bir kumpasla karşı karşıyadır ve bu kez karşılarındaki cadılar ya da kurtadamlar değil New Orleans'ın ilk sahipleridir. Yani insanlar. Yeni bir çatışmanın eşiğinde üç kardeş yine bir araya gelip değer verdikleri tek şey olan aileleri için savaşmak zorundadır.



Her kitabımızın olaylı hatta macera üstüne maceralı geçtiğini okuyanlar bilir. Bu kitapta son kitap olması vesilesiyle hakkını vermiş. Okudukça yazara ve olaylara bu sefer daha çok hayran kaldım :D Hele o son ve kardeşlerin tekrar tekrar birbirlerine olan bağlılıklarını görmek bir alkışı hak ediyor. 
Klaus yine ve yeniden ortalığı karıştırıyor ama bu sefer yaptığı her şey haklı yereydi. Bu sefer her zaman sevdiğim Elijah'a daha çok kızdım ama o da kendi yapmadı ya neyse :D 
Rebekah ise yine kendi başına buyruk ama sonradan kardeşlerinden başka kimsenin olmadığını anlayacak. Klaus'u her kitapta bir çok zaferlerine alışık olan ben bu sefer ki bazı olaylarında üzülmedim değil. Hatta bunu yapan kendi hemcinsi değil insanlar yapıyor. Son kitapta konuya insanların dahil olması güzel olmuş. Her şey tamdı bir onlar eksikti, onlarda gelince kitabımız THE END yapmak zorunda kaldı :D


İlk iki kitap kadar sevdim kendisini. Zaten bu seriye hayranım. Her bir kitapta başka konu başka macera ama tek bir şey kalıcı şey var o da Aile Güçtür ve Mikaelson kardeşler her kitapta birbirlerine sadıklar. Ama nasıl bir sadıklık tartışılır. Hepsine hak veriyoruz, hepsinin kendine göre bir açıklaması var ve hepsi artık bu olanlardan bıkmıştır. Kitabımıza yeni karakterler konuk oluyor ve hikayeyi bambaşka yerlere sürüklüyor. Heyecan her bir sayfa da artarak devam etti ve son kitaptan mıdır nedir bir veda havasıyla okudum kitabı. 


Yazarın kalemi güzel, başka kitaplar yazsa okurum. Zaten kendisi başarılı bir senarist ve prodüktür. Elinden çıkan kitapların tartışmasız okunur ama kul kusursuz olmaz :P Şaka bir yana başka kitap yazdı mı bilmiyorum, araştırmak isterim ama netimi şu an için boşa kullanamam. Netim olduğu an buranın güncellemesini yapacağım :D 
Serinin bitmesine başta dediğim gibi üzüldüm ama az ve öz ile bize veda ediyorlar. Olur da özlersem eğer karakterleri, açar dizilerini izlerim. Dizi de daha iyiler. :D 
Kısa ve öz olan bu serimizi tavsiye ederim. Zaten diziyi izleyenler okumuştur, fantastik severlere öneririm. Bu vampirler başka vampirler.



Kitabı puanım 5/5




Alıntılar^^


Aşkın yokluğunda uğrunda savaşmaya değecek tek şey güçtür.


*****

Köken vampirlerin gittikleri her yere taşıdıkları tabutların içinde derin uykudaydılar.
"Aile, sonsuza kadardır."




Bir başka yorumun daha sonuna geldik, bol kitaplı günler^^




Buralarda da varım^^



19 Eylül 2016 Pazartesi

Ölüm Adası//John Dixon Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Bu sefer ki yorumum Bayram öncesinde okuduğum, bitirmeye niyetlendiğim ama bitmesini Bayramın sonuna yetiştirdiğim Ölüm Adası kitabı^^ Kitap daha çıktığı zaman okuyan kişiler tarafından çok dikkat çekici yorumlar gelmişti bu sebeple hemen başlamak istedim. Başladım da, biraz hasta zamanıma geldiği için okuyamadım ve elimde uzun süre kaldı. Ama hızlı, akıcı ve heyecanlı bir kitap olduğundan son sayfaları bir çırpıda okudum. 

Telefon yok. Mesaj yok. E-posta yok. Televizyon yok. İnternet yok. Kaçış yok.
On altı yaşındaki boks şampiyonu Carl Freeman, güçsüzleri yumruklarıyla savunmayı alışkanlık haline getirdiği için bir türlü beladan uzak duramaz. Kimsesi olmadığı için hayatı koruyucu aileler ile ıslahevleri arasında mekik dokuyarak geçen Carl, girdiği son kavgada rakiplerinin hepsini hastanelik edince çıkarıldığı mahkeme tarafından cezasını çekmek üzere dış dünyayla bağlantısı olmayan bir adaya gönderilir.
Burası bir evi, bir ailesi ve bir geleceği olmayan çocuk suçluların son durağıdır. Ülkenin uzak bir köşesine kurulmuş olan bu kamp kimsesiz çocuklara merhamet göstermeyen sadist eğitim çavuşları tarafından yönetilmektedir. On sekiz yaşına kadar burada kalmaya mahkûm edilen Carl kurallara uyup cezasını çektikten sonra hayatında yeni bir sayfa açmayı planlar, hatta burada yeni arkadaşlar edinip Octavia adındaki gizemli bir kıza âşık olur. Ama acımasız çavuşlar, yorucu eğitimler, ağır cezalar buz dağının yalnızca görünen kısmıdır. Burası aslında gidenin bir daha geri dönmediği, çocukların avlanarak ya da idam edilerek öldürüldüğü, kesimhane denilen gizli bir devlet laboratuvarında denek olarak kullanıldığı bir ölüm kampıdır. Carl diğer çocuklar tarafından avlanmadan ya da kesimhaneye gönderilmeden önce buradan kaçıp dış dünyayı bu adanın varlığından haberdar etmek ve sevdiklerini kurtarmak zorundadır.


Konusunu okuyanlar vaaay be diyordur kesin. Gerçekten öyle bir kitap, her bir sayfası olay ve heyecanlı olan kitap hakkında ne desem, neler yazsam boş. Yazarın hayal gücüne ve zekasına hayran kaldım. Kitabımıza bir çok karakter var, kızdığım, tekme tokat girişmek istediğim ve üzülüp ne olacak bunun hali dediğim karakter. Ama kitabımız daha çok Carl ve Octavie'nin çevresinde gelişti.
Carl'nin hakkında bir şey yazmama gerek yok. Zaten geçmişi konuda yazıyor. Kendini savunamayanlara karşı duyduğu empati ile zorbalık yapanlara karşı çıkması ile bu hale gelen Carl'nin aslında hiç bir suçu yok. Sadece biraz fazla iyi yürekli. İşte bu başına iş açıyor. 
Sevdiğim ve üzüldüğüm bir karakter oldu. Zaten çok iyi bir hikaye, geçmiş beklemeyin ama bunların başlarına gelenler de kimsenin başına gelmez denecek kadar açıklı.



Octavie var bir de. Carl gibi kalbi yumuşak, düşünceli biri ama geçmişi ve halen daha pişman olmadığı şeyler yüzünden kendini bir anda Feniks adasında bulur. Carl kadar kendisine üzüldüm. Sona doğru yapacakları için kendisini takdir ettim ama burası Feniks adası ve bütün zorbalar buraya toplanmış tabii kızın yapacağı başka bir şey kalmıyor. 
Devamında kendisini neler bekliyor ve hali ne olacak merak ediyorum doğrusu.


Bundan sonra yazacağım karakterler çok çok kızdığım kişiler olduğundan kimseden bahsetmeyi düşünmüyorum. Zaten kitapta olan oluyor onlara ama...aması var işte -_-
Doğrusu sevdiğim diğer iki karakter içinde bir şey diyemeyeceğim. İsimde vermeyeyim en iyisi. Sadece... :(



Çok etkileyici, insanı şoka sokan  daha sonra neler olacak diye merak ettiren bir kitaptı. Sevdim mi sevdim. Çok fazla gerilim romanı okumasam da arada böyle istisnaları seviyorum. Kitabı okuyunca acaba yazar bunu nereden esinlendi çok merak ettim. Gerçekte de var mı acaba? Var ise kesinlikle müdahale edilmeli. Gerçi bu kadar cani olunmaz ama belli de olmaz hani. Kitabımız iki kitaptan oluşuyor. Buna çok sevindim çünkü 5-6 kitaplık bir seri olsaydı bu kadar adrenaline yüreğim ve aklım dayanmazdı.  Neler oluyor neler. Sona doğru bir heyecan anlatamam. Carl'den beklenen performansı gördüm, şahane bir karakter olmuş ama yaşı yaptıklarına pek uymadı gibi. 16 değilde daha büyük olsaydı ama yazarın hem bir bildiği vardır hemde Amerika da 16 yaşındaki gençleri görüyoruz, 16 değil de 25 yaşında gibiler :D
Bu tarz kitap bu yaş ile ülkemizde yazılsaydı çok fazla kafayı takardım ama bu kitapta üstünde fazla durmayacağım bir detay oldu^^

Kitap gerçekten kendisine yapılan olumlu yorumları sonuna kadar hak ediyor. Belki bir kaç hata olabilir ama beni rahatsız eden yazım hataları, konu işleyişi falan olmadı. Sadece beni rahatsız eden kitapta geçen olaylar ve davranışlardı. Çok ağır şeylerdi çünkü. :( Okuyanlar anlamıştır. Tabii üzüldüğümüz yerler olduğu kadarıyla şok geçirip, sevindiğimiz yerler de oldu. Kitapta değilde bende ki hata ise hemen bitirememem. Bu kadar heyecanlı ve akıcı bir kitap için gerçekten uzun bir süre elimde kaldı. Neyse geç olsun güç olmasın. Bitti mi bitti, sevdim mi sevdim^^ Devamını 4444 gözle bekliyorum :D


Gerilim romanı severler için kesinlikle tavsiyemdir. Hiç hız düşmüyor ve daha sonradan neler olacak diye Carl ve diğerleri gibi tetikte kalıyorsunuz. Çok ilginç ve alışılagelmişin dışında bir kitap olmuş. Go Kitap nasıl kitap çıkaracağını iyi biliyor. Kesinlikle alıp okuyun^^



Seri bilgisi^^


Yukarıda da dediğim gibi serimiz iki kitaptan oluşuyor. Bu kanıya da ikinci kitabın geçen sene Ağustos ayında çıkmış olması. Sanırsam 3.kitap olsaydı illa ki ismi geçerdi. Ama ikinci okunmadan bilinmez.
Kapak olarak Go Kitap orijinal kapağı kullanmış. Güzel kapak.
İkinci ne zaman çıkar bilinmez ama o son ile çabuk çıksa süper olur diyorum ;)



Kitaba puanım 5/5



Alıntılar^^

Dünyanın gözünde, anne babalarımız gibi, bizlerde öldük, diye geçirdi içinden. Bu adamlar bize istediklerini yaparlar.


*****

Bazen, diye düşündü Octavie, gerçeği bilmemek daha iyi.


*****


Bana arkadan vurabilir. Yere düştüğümde dövüp bu kafese kapatabilirler ama kim olduğuma onlar karar veremez. Beni aç ve susuz bırakabilirler ama beni değiştiremezler.




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^





26 Ağustos 2016 Cuma

OKK 48.Blog Tur İhtiyaç//Carrie Jones Kitap Yorumu^^


Herkese merhaba^^
Bir turun daha sonuna geldik^^ Güzel ve hoş bir kitaba tur yaptık. Fantastik tarzda fazla ilgi görmeyen perileri konuk ettik bu sefer ama bunlar o bildiğiniz perilerden değildi :D Neden ve niçinlerin cevapları birazdan sizlerle olacak. Yazarın ilk kitabı Ülkemizde çıkıyor ve zamanla nasıl ilgi göreceğini sizlerle göreceğiz. Doğrusu perili konular her insanı kendine çekiyor ;)

Herkesin korkuları vardır...
On altı yaşındaki Zara White, çok sevdiği üvey babasının ani ölümünün ardından annesi tarafından apar topar babannesinin yanına gönderilir. Annesi her ne kadar bunu onun iyiliği için yaptığını söylese de burası Zara için pek de güvenli bir yer değildir çünkü burada çocuk hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmaktadır. Tuhaf bir adamın gittiği her yerde onu izlediğini düşünen Zara çok geçmeden bu şüphesinden haklı olduğunu anlar. Üstelik bu adam arkasında altın rengi bir toz bırakmaktadır. Bu esrarengiz kasabada neler olup bittiğini anlamak için kolları sıvayan Zara çok geçmeden aslında hiç kimsenin ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlayacaktır.


Turumuzu takip edenler kitabımız hakkında detaylı bilgiler edinmiştir. Buna konuda dahil :) Kitabımız klişe bir konuyla başlıyor, kasabaya yeni gelen kız! Çok şaşırmadık değil mi? Hatta okuduğunuz zaman aklınıza çok ama çok tanıdık bir kitap gelecek ;) Bunu burada yazmaya gerek yok bence, okuyup öğrenmenizi tavsiye ederim :)
İlk olarak kitabınızın asıl karakteri Zara'ya odaklanalım. Bize göre Zara ismi pek ilginç değil ama onlara göre öyle. Sara, Sarah oluyormuş ama Zara'yı ilk defa duyuyorlarmış :D Ve  Zara'nın anlamı da kitabımız da yer alıyor. Üvey babasını kaybettikten sonra hayata küsen Zara annesi tarafından üvey babaannesine gönderilir. Soğuk bir kasaba olan Maine'yi sevmez ama okula başladıktan ve arkadaş bulduktan sonra her şey değişir. Tabii gizemli olaylar da peşini bırakmaz.
Zara karakterini sevdim ama yarıdan sonra o kadar tuhafıma giden olayla oldu ki kendisi hakkında ikileme düştüğüm bir gerçek. Nedeni devamın da sizlerle^^


Kitabımız da bir çok karakter var. Zara'ya en yakınında ise Betty(Babaannesi) Nick ve Ian var. Betty çok tatlı bir karakterdi. Babaanne gibi değilde bir arkadaşmış gibi davranıyordu Zara'ya. İşte benim tav olduğum yer ;)
Nick ve Ian okul arkadaşları ve bir aşk tartışması yaşanıyor kitabın başlarında. Tabii biz tarafımızı belli ediyoruz ama ya Zara? İşte bu da bizi şok üstüne şok yaşatıyor lakin bunlar daha başlangıç :P 
Birde Issie ve Devyn vardır. Betty gibi onlarda çok tatlı birer karakterdi. Issie'ye hemen ısınıyor insan aynı Zara gibi. Devyn zaten daha saniyesine ilgi odağı. Uzun lafın kısası yan karakterler çok tatlıydı. Örnek verecek olursam, Nick'in Mini Cooper'ı olması beni kedine çeken bir özellikti :P Benim için sarışınlar + Mini Cooper'ı olanlar beri gelsin :D 


İlk kitap duyurusunda Perili kitap olacağını duyduğum an ayyy çok tatlılar, tam istediğim bir kitap dedim ama gelin görün ki benim beklediğim periler böyle değildi :D Buradaki periler çok kötü ve tehlikeli yaratıklardı. Belki ilerleyen zamanda iyi kalpli peri kitabı okuruz, kim bilir :D
Yazarın bu tarzda kullanması iyi olmuş, bizi ters köşe yaptığı aşikar. Kitabımız da sadece Periler yok bu arada, şekil değiştirenler de vardı. Bunların olacağını doğrusu tahmin etmezdim ama yazar bol bol figüran kullanmış sağ olsun :D

Kitabımız daha ilk dakika da kendini bağlıyor ama yarıya kadar, her şey bir bir ortaya çıktığında ipler kopuyor. Doğrusu yarıdan sonra kitap o kadar değişti ki anlatamam. Tetikte olan ve üzüntüsünü halen daha üstünden atamayan Zara'nın gerçeklerin ortaya çıkması ve şekil değiştirenleri öğrenmesini o kadar sakin karşılaması beni şaşırttı, bu nedir dedim. Sanki bunu bekliyormuş, hayatında hiç olağanüstü olay yokmuş da olsun ben seve seve kabul ederim gibi olmuş. Burayı sevmedim. Saçma hatalar vardı. Bir anda her şeyi unutup aşk böcekleri olunması yine saçmaydı. Bu kısmı araya sıkıştırmak istemiş yazar ama olmamış. Devamında da böyle oldu. Zara'dan beklenen şaşırma nidalarını ne yazık ki yine duyamadım. Sonu devam edecek şekilde bitti malumunuz ama diğer fantastik kitaplar gibi değildi :P Yarıya kadar kendine bağlayan kitap yarıdan sonra birazcık hayal kırıklığı yaşattı bana. Devam kitaplarını alır mıyım bilemiyorum. Belki sırf meraktan alırım, gerçi seri bilgisinde yazdığım gibi yabancı okurlar puanlamayı seri devam ettikçe baya yükseltmiş. Belki bu yüzden alabilirim, bakalım onu da zaman gösterecek :)


Tavsiyeye gelecek olursam ilginizi çekiyor ve ilk defa bir perili kitap okuyacağım diyorsanız tavsiyemdir. Lakin yorumdan sonra gerisi size kalmış. Belki benim gördüğüm bazı eksiklikleri siz görmeyip çok seveceksiniz. Ne de olsa zevk meselesi ;) 


Seri bilgisi için Tık Tık!!


Kitaba Puanım 5/3


Alıntılar^^



Artık fobi yoktu. Gerçek hayat yeterince korkunçtu.

*****



*****







ÇEKİLİŞ^^

Çekilişimiz devam etmektedir. Zaman dolmadan herkesi bekleriz^^


3 kişiye hediye ettiğimiz kitabımızı kazanmak isteyenleri Okuyan Kızlar Kulübü Facebook sayfasına ve Instagram hesabımıza bekliyoruz ;) 




Bir turun daha sonuna geldik. Başka turlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle ve bol kitapla kalın :*



Katkılarından Dolayı Go! Kitap'a Teşekkür ederiz^^








24 Ağustos 2016 Çarşamba

OKK 48.Blog Tur İhtiyaç//Carrie Jones Seri Tanıtımı^^



Herkese merhaba^^

Bugün turumuzun 2.günü^^ Sizlere seri bilgimizden bahsedeceğim. Turumuzu takip edenler bilirler ki konumuz periler üstüne ama periler öyle bildiğimiz Tinker Bell gibi değil, çok ama çok değişik. Okudukça her sayfada şaşırıyorum, ilginç şeyler bunlar :D Bitince daha ne kadar şaşırırız okuyup göreceğiz^^ 

Şimdi gelelim İhtiyaç seri bilgimize^^

İlk olarak İhtiyaç kitabımız^^ 



Goodreads Puanı: 3.72^^

Tanıtım da İhtiyaç kitabımızın konusunu okuduğunuzu umuyorum :D Devam kitapları da aynı doğrultu da ilerliyor. O yüzden çevirisini yapmama gerek yoktur. ^_^

Not: Diğer kitaplarımızın İngilizce isimlerini kendime göre çevirdim. Yayın evinin çevirdiği isim değildir^^




İkinci kitabımız Captivate (Cazibe)^^


Goodreads puanı: 3.94^^



Üçüncü kitap Entice ( Baştan Çıkaran)^^


Goodreads puanı: 4.03^^



Dördüncü ve son kitabımız ise Endure (Sabreden)^^ 


Goodreads puanı: 4.08^^



Kitaplarımız böyle. Puanlamaya bakınca azdan çoğa doğru devam ediyor. Demek ki yabancı okurlar serinin her yeni çıkan kitabını bir tık daha çok beğenmiş^^


Serimiz böyle, İhtiyaç serisi 4 kitaptan oluşuyor. Araştırma sonuçların da ise ek vs. kitaplar bulunmamakta. Ülkemiz de perili kitaplara sık rastlanmadığından sevilen bir seri olacağını düşünüyorum ve Go! Kitap'ın hızına güvendiğimiz için en kısa zaman da seri tamamlanır diye düşünüyorum ;) 



Bir yazının daha sonuna geldik^^
Başta dediğim gibi seri aynı olaylar doğrultusunda ilerlediği için konuları çevirmedim. Sadece genel anlamda serimizden bahsettim^^



Takvimimiz^^

24.08.2016
Pudra Tozu- Efsane Kasaba Maine.
Fighting!!- Seri Bilgisi.

25.08.2016
Kitap Tutkusu-Fantastik Dünyanın Üvey Evlatları: Periler.

26.08.2016
Yorum



ÇEKİLİŞ!!^^

3 kişiye hediye ettiğimiz kitabımızı kazanmak isteyenleri Okuyan Kızlar Kulübü Facebook sayfasına ve Instagram hesabımıza bekliyoruz ;)