Aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Şubat 2022 Perşembe

Aşk Dileği//Jill Shalvis Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yılın ikinci ayına girmiş bulunmaktayız, herkes Ocak ayı çok yavaş geçti diyor, gerçekten öyle. Sanki yeni yıl bir kaç ay önceydi ama geçen senede böyle olmuştu hatırlıyorum, sonrasında daha ne olduğunu anlamadan bahar oldu, yaz geldi gitti falan. Bu senede öyle olacağını düşünüyorum, sağlık olsun da gerisi olur.
Hazır kış ayındayız tam bu zamanlarda okunacak kitapla geldim. Yazarın ilk okuduğum kitabı, okurken baya heyecanlandım, konusu çok ilgimi çekti ve daha yüz sayfada yazarın diğer kitaplarını sepete atıyorum falan ama yarıdan sonra kitaptan bi soğudum anlatamam. Nedenini birazdan açıklayacağım. :)



İlk aşkı elinde bir kedi taşıma çantasıyla dükkânına girdiği sırada, Willa Davis dirseğine kadar köpek pisliğine batmıştı. Çikolata rengi gözleri çaresizlikle dolu olan genç adamın acilen bir kedi bakıcısına ihtiyacı vardı. Fakat Willa’nın isteyeceği son şey, kendisini hatırlamayan bu adama yardım etmekti.
Hasta olan büyük teyzesinin cehennem kaçkını kedisine bakmak zorunda kalan Keane Winters, onu işini bilen birinin ellerine teslim etmek için bir evcil hayvan dükkânına gitmeye karar vermişti. Dükkân sahibesinin kendisine neden kızgın göründüğünü bir türlü anlamamıştı, ama bu huysuz kadının gerçekten çok güzel olduğu da gözünden kaçmamıştı.
Willa, Keane’in liseden bu yana değiştiğini itiraf edebilirdi. Genç adam artık eskisi kadar küstah değildi. Ancak Willa kalbinin yine kırılmayacağından emin olabilir miydi?
Aşk havuzuna bir bozuk para atıp yeni yıl için dilek tutmanın vakti gelmişti. Geri kalanı da ökseotunun maharetine bırakacaktı…


Kitap noel zamanında geçiyor, bir artı puan. Geçmişteki ona yanlış yapan yakışıklı erkek ortaya çıkıyor, bir artı puan daha. Sonra bol bol kediler, köpekler var, daha da artı puan ama, aması var işte. Yani böyle on numara konuyu nasıl böyle yaptı yazar anlamış değilim. Willa zorluk içinde büyüyüp sonunda hayatını yoluna soktuğu, çok sevdiği arkadaşları ve çok sevdiği işini yaptığı zamanları yaşıyordur. Meydanda olan dilek çeşmesine ise her gün aşk dileyip para atıyor. Bir gün, yıllar önce kalbini kıran Keane'ı elinde pembe çantayla dükkanının kapısında bulur. İlk saniyede hatırlayan Willa'nın aksine Keane hiçbir şey hatırlamaz ama Willa'nın tavrını garipser. Petshop'u olan Willa'ya büyük teyzesinin bir kaç günlüğüne emanet ettiği kedisini işi bitene kadar bakmasını söyler, Willa baştan istemese de kediye dayanamaz ve alır. Bir kaç gün böyle gider ve Keane hala hatırlamaz, hatırlamadığı gibi Willa'yı çok çekici bulur ve onunla görüşmek ister.
Willa'yı kitabın ilk yarısında sevdim, sonrasında yazarın azizliğine uğruyor ne yazık ki. Küçük yaşta yaşadıklarına az değiniyor, büyük ihtimal serinin ilk kitabında bundan az da olsa bahsedilmiş ki burada çok üstünden durmamış yazar. O kadar çok takdir ettim ki Willa'yı tek başına ayakta durmasını bilen karakterlere ayrıca bayılıyorum. Keane ise bağlanmak istemeyen ama farkında olmadan sevdiklerini koruyan biri. En basitinden yıllardır görmediği teyzesinin kedisini kabul etmesi bile ne kadar düşünceli olduğunu gösteriyor. 



İki karakterleri de sevdim, itici ya da mıymıy gelmediler. Sıkıntı sonradan oluyor.
Şimdi başlarda Willa o kadar çok kızıyor ki Keane'ye yüzüne bakmayacak ama hem yakışıklı hem de ilgi gördüğünde geçmişi unutmaya başlıyor, sonra gerçek ortaya çıkınca -ki o kadar saçmaydı ki, neyse- affediyor. Kitabın asıl konusu bu ama yazar o kadar oldu bittiye getirmiş ki Willa bir anda takıldığı geçmişten kurtulup, Keane'yle ilk defa görüşmüş gibi davranmaya başladı. Nerede o eski kalbi kırık Willa?
Keane için bir şey diyemem, saçma bahanesinden sonra öyle davrandığı için bi kafasını taşlara vurmadığı kaldı. Bundan sonra ise Keane'nin bağlanma sıkıntıları, sonra Willa'nın başta aşk aşk deyip sonradan ya ben aslında bunu istiyormuşum deyip saçma bir triplere girmesi kitabı yükseklerden yere çaldı resmen. Lise zamanında yaşanan olayın biraz daha uzun sürmesini isterdim. Sevmediğim kısımda sürekli cinsellik vardı, yani bi oturun konuşun, sohbet edin, gezin tozun ama yok. Bu da beni rahatsız etti, zaten bağlanma konusu da burada başladı. -_-

Seri dedim ama her kitabın karakteri farklı, tabii diğer kitaplarda da okuyoruz ama çok detaya inmiyor yazar. En merak ettiğim bir çift var, belki onların hatırına bir şans daha veririm yazara ama bu fiyatlarla zor. Nemesis yayınları zamları çok farklı anlamış bence, diğer yayınevleri makul şekilde zam yaparken karton kapaklı, bir esprisi olmayan kitaplara, ciltli, 700 sayfalık kitap fiyatı biçmişler. Zor indirim yaparlar kesin. -_-


Kitap hakkında genel görüşüm böyle, akıcı kitap olsa da yazarın kalemini sevemedim. Ya çeviride sıkıntı vardı ya da yazarın kalemi böyle, bilemiyorum ama okurken zorlandım, bir yandan hızlıca biterken bir yandan anlamakta zorluk çektim kısacası.
Kedili, köpekli kitaplara ayrıca ilgim olduğundan ve bu kitapta da çok güzel işlendiği için puanımı ona göre vereceğim. ;)
Yorumuma göre de alıp almamak size kalmış, belki siz seversiniz. ;) Kötü değildi ama ben sevemedim. ;)



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^

"Ama arkadaşlar bunu yapmaz. Yapmaz, Keane." Ona ağzını açtırmıyordu. "Ben de bunu sorun etmeyecektim. Ama sonra karşıma geçip Harry Potter okuduğunu söyledin." Tereddüt edip onu inceledi. 
"Hangisini okudun?"
"Hepsini."
Willa elleriyle yüzünü kapatıp acınası bir sesle inledi. "Hepsini," diye mırıldandı. "Ben ölmüş bir kadınım. Az önce beni öldürdün."
"Çok kitap okurum," dedi Keaneü şansını daha da artırmak için. "Sadece Harry Potter değil."
"Bu daha da kötü..."


*****


Yerinden kalkarken Pita'ya baktı. "Uslu dur."
Kedi ona "belki ama muhtemelen hayır" der gibi baktı.






Böylece yorum burada biter^^
Yeni yorumlarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle, sağlıcakla kalın^^






2 Haziran 2021 Çarşamba

Sevda Uğruna//Damlanur Büyükşen Blogları Canlandırma Projesi Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Nasılsınız, günlen nasıl geçiyor? Beni sorarsanız aşırı yoğun, bir süre de böyle devam edeceği gibi ama ben yine de buralara zaman ayırmaya çalışıyorum. BCP'yi artık herkes biliyordur diye bir şey yazmıyorum ama beş aydır yazdıklarımızı merak ediyorsanız Burada! bakabilirsiniz^^
Not: Mayıs ayında Aşk ve Sevgi temasını konu alıyoruz.
Harry Potter ve Ateş Kadehini okumaya başladım ama yoğunluktan bir gıdım yol kat edemedim, o sırada canım daha akıcı, eğlenceli bir şey çekince Sevda Uğruna kitabı başladım. Zaten BCP için kitap okumam gerekiyordu. Şu an HP'a devam ediyorum, umarım tez zamanda bitiririm. Kitabın kaderi herhalde, ikizinde elinde çok süründü HP ve Ateş Kadehi. :D
Sevda Uğruna Bir Deli Bahar Rüyası serisinin son kitabı, Selim ve Sinan'nın küçük kız kardeşlerinin hikayesini okuyoruz burada. İlk üç kitapta genelde karşımıza çıktı, çokta uslu bir şekilde değildi tabii ama burada kendisi hakkında daha çok bilgi edindik ve yaşadıklarını okuduk.


 

Derya; kendisinden yaşça büyük, fazla korumacı iki ağabey, ve ona hâlâ beş yaşındaymış gibi davranan ebeveynlere sahip üniversite öğrencisi bir genç kızdı. Tek istediği, ailesinin artık onun büyüdüğünü kabullenerek biraz da olsa nefes aldırmasını sağlamaktı. Yirmi birinci yaşını doldurduğu yaz tatilinde stajı için masum bir yalanın arkasına sığınarak hayatının ilk gerçek macerasının yolculuğuna çıktığında ise bu yalanın onu dönüşü olmayacak şekilde değiştireceğinden habersizdi.
Sonunda o da hep düşlediği, başkalarında tanık olduğu aşkı bulacak mıydı yoksa aşk sandığı şey bir musibet miydi?
Emir ise hiç hesapta yokken omuzlarına yaşından ağır yükler koyulmuş, kayıpları yüzünden vaktinden önce büyümüş bir genç adamdı. İşi, ailesi ve yıllar önce ettiği bir yeminin uğruna yaşıyordu. Ta ki derya’yı görene dek... Bu güzel kızı sevmek bataklıkta kendisine uzatılan bir dala tutunmak gibiydi. Ancak kırmadan, kirletmeden, aynı batağa çekmeden sevmeké işte bunu nasıl yapacağını hiç bilmiyordu.
Sevda uğruna, iki gencin yalanlar arasında filizlenen aşkının ve bu aşk uğruna birbirlerine tutunuşunun hikâyesi...


Genel olarak kitap böyle başlıyor ama olaylar, olaylar. Kitap beş yüz sayfa, yazarın kalemi akıcı ama kitapta ayrılıklar, olaylar ve yaşanan sıkıntılar yüzünden bana göre üç hikaye okuduk gibi oldu.
Derya el bebek gül bebek büyümüştür ama üzerinde baskı ile. Okulunun üçüncü senesinde yapacağı stajı babasının fabrikasında değil de en yakın arkadaşıyla beraber başka bir ilde yapmak ister. Buraya kadar, hatta arkadaşıyla başka şehre gitmelerine kadar her şey normal ama ondan sonra söylediklerini yalanlar başlarına bir bir bela olur. Buraya kadar da yine beklenen bir şeydi ama dakika bir dol bir de hemen yakalanmaları garibime gitti, ne bileyim bir kaç gün geçseydi diyeceğim ama durup düşününce zaten bir kaç günde geçmezdi. :D Okuyanlar varsa anladı bence.;)
Derya'nın tek istediği birazcık özgürlük, liseden başlayan uğursuz arkadaş seçimlerinden sonra ailesi tarafından sürekli baskı altında olsa da hayalleri için elinden geleni yapmaya hazır. Tam her şey istediği gibi gidiyor derken başına bir de aşk belası çıkıyor, bundan sonra zaten hayatını düzene sokayım derken iyice batıyor.
Derya sıradan karakterlerden değildi ama böyle aşırı iyiydi, akılda kalıcı bir karakterde değildi. Mesela Bahar gibi değildi. :D Hayalleri olan, kariyerini düşünen bir genç kızdı, sıradan olmamasının sebebi de aklına geleni hemen yapmasıydı mesela, öyle aman dursun her şey ayağıma gelsin vs. bir karakter değildi. Aşkının, kariyerinin peşinden koştu. Aşkı için dobra oluşunu ayakta alkışlıyorum. ;)


Diğer karakterimiz Emir ise aynı Derya gibiydi, tabii yaptığı hatalar yok değildi ama kitabın gidişatı için onlar şarttı bence. Evin tek erkeği olarak her şeye koşan Emir bir gün İzmir'deyken başına gelen kazadan sonra hayatın ona çok büyük sürprizleri olduğunu keşfeder. Bursa, İstanbul arası gidip gelen Emir hayatını göçebe olarak yaşar, ta ki hayatını değiştiren Derya'yı görene kadar. Ya aşkının peşinden gidip, intikamından vazgeçecektir ya da aşkını kalbine gömüp intikamını alacaktır.
Sevdim Emir'i, güzel sevdi, yani bu tarz karakterler bağıra çağıra bir şeyleri yoluna sokmaya çalışıyorken Emir hep mantık yönünden bakıp Derya'yı bir şeylere zorlamadı. Bu yönden yazarın kalemini seviyorum.

Şimdi kitap diğerlerinden farklı olarak lanse edildi bana, öyle miydi evet. Bunu sevdim, ilk iki çift gibi olsaydı benzerliklerden dolayı sıradan gelebilirdi. Bu konuda sevindim. Yukarıda dediğim üç hikaye şöyleydi, Derya ve Emir'in karşılaşmaları ve yaşananlar. Sonra Emir'in İzmir'e gelişi(buraları detaylı yazmıyorum ki spoiler olmasın) ve son olarak Derya ve Emir'in köy evinde konuşmalarından sonra yaşananlar.
Hızlı okuma gibi bir yeteneğim ya da zamanım olsaydı bunları art arda okuyarak daha çok aklımda tutabilirdim ama son sayfalarda başta olanları okuyunca bir afalladım asdfghjkl Eğer bir iki güne bitirseydim inanın daha çok severdim, eğlenirdim. Aksi mi oldu, hayır ama daha çok etkilerdi beni kitap. ;) Yazarın kalemine yine hayran kaldım, ne yazarsa okurum kafasındayım, çünkü seviyorum.
Olaysız bir günleri geçmeyen bu aileye veda ettiğimize üzülüyorum, umarım kısa zamanda bu tarz yeni kitaplarına kavuşuruz, bekliyorum. :)


Son olarak serideki bütün kitapları sevsem de benim kalbime taht kuran tabii ki Bir Deli Bahar Rüyası. Onun yeri değişmez, hatta sırf özlediğimden bir daha okurum. :)
Yazarlarımızdan kitap okumayı seviyorsanız bence kesinlikle kaçırmayın, sizde benim gibi seveceksiniz. ;)
Yazarın diğer kitaplarına yaptığım yorumları Buradan! okuyabilirsiniz. ;)



Aklımda kalanlar;

*Derya'nın sürekli ikilemde kalıp hatada olsa doğru kararları vermesini sevdim.

*Derya'nın abileri ve babalarının öyle her şeye evet diyen birileri olmadığını seviyordum, çok sıkmaları mantıklı değil ama toz pembe aile olmadıkları bir diğer güzel olaylardan.

*En son yaşananlar kitaba yakışır bir sondu.

*Yazarın Bahar'ın yaşadıklarını hatırlatan bir kaç detaya yer vermesine o kadar sevindim ki tekrardan okuma isteğimi bastıramıyorum.

*Seriyi ayrı ayrı olsa da okuma güzelliğini de sizlerle paylaşmak isterim, diğer kitaplardan bağımsız okuyabilirsiniz yani.

*Yazarın adetlerimizi her kitabında yer vermesine bayılıyorum. Mesela dini nikah. :D Anneannesinin geleneksel olup dayatması değil bunlar. Zaten Anneanne detayı da ayrı bir hoş, seviyoruz kendisini. <3



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

"Seni sevmek hiç kolay bir şey değil. Sana rağmen seni hayaller kurmak çok zor. ..."


*****

"Biliyor musun?" dedi.
"Ben hep sana bela olduğumu düşündüm, istemeden de olsa sana yaptığım her şey için üzüldüm. Ama şimdi biliyorum. Ben ne yaptıysam asıl senden çok kendime yapmışım."

Alıntıya Not: Ne yazık ki Emir bu konuda haklıydı. :(




Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^








11 Şubat 2016 Perşembe

Menekşeler Açarken//Nagihan Gedik Kitap Tanıtımı^^

Herkese merhaba^^

Son zamanlar da Instagram ve bir çok sosyal medya da bohçalı bir kitap görüyorsunuzdur. Martı Yayınlarının yepyeni kitabı ve gerek sunumu, gerek kitap,konusu ve gerekte harika sürpriziyle bizleri çok sevindirdi. Daha ilk seferde ellerine ulaşan birçok kişi beğendi ve hemen okuyan bile oldu. Benim de ilk elime ulaştığında nasıl sevindim anlatamam. O sıra biraz rahatsızdım hemen açıp bakamadım ama sevinci başkaydı^^ O zaman fazla bir şey yazmadan kitabımızın tanıtımına geçelim ;)



Seçimlerimiz mi kaderimizi belirler, yoksa zaten kaderimizde olduğundan mı o seçimleri yaparız? Londra'da yaşayan Menekşe'nin iki hayali vardır. İlki, eğitimini aldığı oyunculukta ilerlemek, ikincisiyse hayatının aşkını bulmak, fakat kaderin Menekşe'yle ilgili başka planları vardır. Sevmediği bir adamla evlenmek zorunda kalmasıyla başlar kaderi yazılmaya. Evlenip kocasıyla beraber Ankara'ya taşınır. Evliliğin onuncu gününde kocasından kaçarak Ankara'da tanımadığı bir adamın evinde çalışmaya başlayarak saklanmaya başlar. Bu evin beyi Sarp'sa hayatını daha da fazla altüst edecektir. Âşık olmuştur ve hayalleri her zamankinden daha güçlü bir şekilde benliğini kuşatmaya başlar. Kaderi ona aşkı mı getirecektir, yalnızlığı mı? Yoksa çok daha fazlasını mı?


Kitabımızın çok güzel bir konusu var ve kısacık, ince bir kitap^^ Okumak için sabırsızlanıyorum. Gerçi My Twin hemen başladı^^


Kitabımız bohçalı kitap olarak geçiyor bir nevi, ama şunun sunumuna bakar mısınız?? Harika bir el emeği ve hazırlanma süreci var^^ Hepsi çok tatlıydı.

Vee kitabımız^^




Kitabımız da sadece bohça size sürpriz yapmıyor, ayraç ve çok güzel olan anne duası da içinde yer almış^^

Hepsi çok güzel, tekrardan Martı Yayınlarına ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim^^
Ayrıca My Twinle bana ayrı ayrı gelmiş, bu incelik için ise daha çok teşekkür ediyorum^^


Kitabımızı en kısa zamanda okumayı düşünüyorum, güzel bir aşk hikayesi bizi karşılıyor gibi :) 



Başka yazılarda görüşmek üzere^^
Bol kitaplı günler^^



Buralarda da varım^^




12 Ekim 2015 Pazartesi

Sana Rağmen Aşkı Sevdim//Naşide Gökbudak Kitap Yorumu^^

Selam^^
Blogumuzu takip edenler bir yarışmamız olduğunu biliyordur, bu sebeple kitabımızı merak edenler için yorumumu giriyorum. Naşide Gökbudak sevdiğim nadide yazarlardan biridir. Her kitabını olmasa da çoğunu okumuşumdur ve kalemini severim. Yazarın en son çıkan kitabı olan Sana Rağmen Aşkı Sevdim bambaşka ve gerçeğe dayanan hikayesi ile insanı derinden etkiliyor.

Osmanlı padişahı II. Mahmut zamanında bir yeniçeri olan Kasım Ağa görev sebebiyle ülke dışında olması sayesinde Yeniçeri Ocağı kaldırıldığı zaman yaşanan katliamdan sağ kurtulmuştur. Hayallerinde yaşattığı yeşil gözlü, güzelliği dillere destan eş adayı ile karşılaştığında ise içinde bulunduğu durum kâbus olmaktan çıkıp bir rüyaya dönüşür. Feriha, acımasız kocasının işkencelerinden kurtulmak için intihara kalkmış ancak kurtarıcısı Kasım Ağa'nın ilgisi, şefkati ile ümidini kestiği aşkı bulmuştur. Kasım Ağa ve Feriha, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıntıları arasında kendi dünyalarını kurmaya çalışırlarken tek dilekleri, doğacak çocuklarının da kendileri gibi aşkı bulmalarıdır.Gerçek bir hayat hikâyesine dayanan bu roman, aşkın engel tanımadığını büyüleyici bir anlatımla gözler önüne sermektedir.

Konunun Osmanlı zamanın da geçmesi kitaba olan ilgiyi daha çok arttırdığını düşünüyorum. Yazarımız bir çok araştırma ile Osmanlı zamanın da geçen olayları filmmiş gibi bizlere sunuyor. Osmanlı zamanın da yaşanan olaylar, padişahlar, Yeniçeriler ve onların hayatları. Her birini ince eleyip sık dokumuş yazarımız. İyiyi, kötüyü, dostluğu ve en önemlisi aşkı mükemmel derece de anlatmış. Her türlü farklı karakter bulunuyor kitapta, bazılarına şok olup bazılarını çok seviyorsunuz. 




Kasım ağa ve Feriha en sevilen karakterlerim arasında ama sonradan bir çift daha geliyor. Onu okuyup öğreneceksiniz ;) Spoi olur falan :D Feriha geçmişinden kaçmak için intihar etmek ister ve tam öleceği sırada Kasım ağa ve arkadaşları kurtarır. Buradan sonra geçen olaylar acayip komik ve bizi şaşkınlığa uğratan yerlerdi. Kasım ağa ise Osmanlı devletinin yeniçerilerinden biridir, görev nedeniyle yurt dışına çıkınca o sırada yeniçeri ocağı yıkılır ve bütün yeniçeriler öldürülür. Kasım ağa şanslı olanlarından yada olmayanlarından mı? Bunları ilerleyen sayfalar da öğrenebiliyoruz. 

Kasım ağa ve Feriha evlendikten sonra çok zor zamanlar geçiriyor ama mutlu zamanları da var, tabii  kötü insanlar her zaman yakında olunca ne kadar mutlu olabilir insan? Bunu ince ayrıntısıyla anlatmış yazarımız. Doğrusu çok doğru noktalara da parmak basmış, mesela kötü insan her zaman kötü ve insanlara her anlamda zarar verecek kadar cahil. O bölümleri okurken o kadar sinir oldum ki hele sona doğru olanlar daha da sinirlenmeme sebep oldu. Kitapta sevdiğim çok karakter oldu onların başında Hamdullah efendi geliyor. Kasım ağa için en önemli kişilerden biri ama çevresi Kasım ağa ve Feriha için tam bir baş belası. Ne kadar gerçek olmayan(Yada olan. Bilemiyorum belki yazar buraları kendi eklemiştir.) karakterler olsa da Allah kimsenin başına vermesin öyle kötü insanları.



Yorumumu yazarken daha fazla detaylı yazmaktan sakındım çünkü her an spoi yazabilirim. Bir yerden sonra karakterler ve olaylar değişiyor ve neler olacağını tahmin bile edemiyorsunuz. Bir de olayın gerçek hikayeden yazılıp devam edilmesi beni gerçekten etkiledi. Hele yazarın son söz olarak yazdıkları daha da etkilenmeme neden oldu. Belki bir gün oralara yolum düşerse yazarın bahsettiği yere gitmek isterim. Bunun neresini olduğunu siz öğrenin :D

Bende son söz olarak yazarın kalemini sevdiğimi başta bahsetmiştim, bu kitabı da sevdim. Konu ve olaylar o kadar merak edilesi ki elinizden bırakamayacaksınız. Tabii ben biraz geç bitirdim, nedeni ise işler. Kitabı tavsiye ederim, Naşide Gökbudak hayranı iseniz seversiniz diye düşünüyorum ;) Hem geçmişimiz hemde aşkın, sevginin ve dostluğun güzel bir kalemle yazılıp bizlere sunması nedeniyle okuyun derim ;) Bir not düşecek olursam yazarın Hümeyra kitabı benim hiç bir zaman unutamadığım kitaplar arasındadır. İki kere okudum ve bir daha okumayı düşünüyorum :) O kitabı da tavsiye ederim ;) 



Dipnot: Kitabımız için yaptığım yarışma halen daha devam etmekte ;) Çekilişe katılmak isteyenler için link TIK TIK!! :)




Kitaba Puanım 5/5


Alıntılar^^

Gönüle sığdırılan herkes, her yere rahatlıkla sığdırılır.


******

Hayal kurmak için ne zamanımız ne de malzememiz vardır. Evde soğan ve kuru ekmek varken baklava açmayı nasıl hayal edebilirsin?  Yahut niye edesin ki? Boşuna zaman kaybı olmaz mı?

******

"İnsanlar var oldukça aşk da yaşayacaktır. Ben bu adama aşık oldum. SANA RAĞMEN AŞKI SEVDİM. Biz de aşk da yaşıyoruz."


Bir kitap yorumu daha sizlerleydi, başka yorumlar da görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^
Facebook
Twitter
Instagram


28 Şubat 2015 Cumartesi

Kar Tanelerinin Bir Bildiği Var//Debbie Macomber Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^

Yılbaşında okuyacağım kitabı yılbaşından neredeyse 2 ay sonra okuyabildim. Ne kadar hızlıyım değil mi canlar? Neyse geç olsun güç olmasın demişler, uzun zamandan sonra Debbie okudum. En son Bahçemde Yeşeren Düşler'i okumuştum sonra alıp okuyamadım. Her zaman seriye devam etmeyi planlıyorum ama bir türlü kısmet olmadı. Bu sefer yazarın çıkan son kitabını okudum, yılbaşına özel. Ne yalan Debbie'yi özlemişim.



Katherine O'Connor kısaca K.O yeni yıl mektupları yazan biridir. O sırada da sürekli bir iş aramaktadır. Blossom Sokağında ki kafe de zamanını geçiren K.O kardeşini, eniştesini ve ikiz yeğenlerini değiştiren kitabı yazan yazarı hiç sevemez çünkü noel hakkında atıp tutmaktadır. Zaman sonra kafede sürekli takıldıklarını fark eden K.O Wynn Jeffries'le güzel! bir konuşma yapmak ister ama K.O Wynn'i tanıdıkça bazı şeyler değişip, nefret yerini aşk bırakacaktır.




Konu böyle. 
Kitabımız kısacık bir şey çerezlik de diyebiliriz, işiniz yoksa bir günde oturup bitireceğiniz kitaplar arasında. Ben bir günde bitiremedim, okul nedeniyle ama bir oturuşta baya yol katettiğimi biliyorum :D Kitabı sevdim, aşk yumağı gibi ama bazı eksiklikleri vardı sanki. Debbie çok mu hızlı yazmış yada kısa olsun diye mi böyle yapmış bilmiyorum ama bazı şeyler çok oldu bittiye gelmiş, olaylar o kadar hızlı gelişti ki bir an ne oluyoruz dedim. Kafam karıştı açıkçası ama yine de iki faklı insanın farklı düşünüp aşık olabileceğini öğretiyor bize kitap.


Ne demiş büyüklerimiz en büyük aşklar nefretle başlar. Burada da öyle bir tanışma yaşadılar ki çiftimiz bunun sonu fena dedim. K.O'nın yazdığı mektuplar ise süper ötesi, böyle işler gerçekten var mı merak ettim yaa, düşünsenize gidiyorsunuz hayatınızda bazı şeyleri anlatıyorsunuz sizin adınıza mektup yazılıyor, değişik. K.O'yu sevdim ama bazı şeyleri fazla büyüttü sanki ama yazar bunu amaçlamış belli ki. Wynn masum tatlı şey ama onda da bazı şeyler eksik gibiydi aman ne bileyim eksiklikler vardı ama kitap gerçek anlamda güzeldi. 

Kitabımız da geçen diğer karakterlerde K.O. ve Wynn kadar komikler ve sevimliler. Psişik güçlere sahip, kedi sever yakın arkadaş, inat mı inat kardeş ve köpekleri çok sevip de onları halden hale sokan ikiz yeğenler. K.O.'nun ikizleri ayırt etmesini ayakta alkışladım, vay be dedim, gerçekte böyle olmuyor, bilirim ben :P K.O. biraz abartmış dedim ama hak veriyorum hani, öyle bir kitap dünyada fenomen olsa o çocukların hallerini düşünemiyorum. Konumuz yazarımızın diğer kitap karakterlerinin barındırdığı Blossom Sokağında geçiyor, Bir Yumak Mutluluk da var ve bir çok karakter. Anılar tazelendi anlayacağınız, bu anılar tekrardan silinmeden seriyi toplayayım ;)


Kitabı tavsiye ederim, yazarın kalemini sevenler kesin bunu da sever. Bazı eksiklikleri var ama bunu da yukarıda belirttim. Debbie bir süreliğine unuttuğum içinde kendime kızıyorum oysa ki ne güzel yazıyor. Arkadaşlık, dostluk, aile bağları, aşk ve sevgiyi en ince ayrıntısına kadar güzel yazan bu yazarı kitaplığımızdan eksik etmeyelim, etmeyeyim :) 


Kitaba Puanım 5/4


Alıntılar^^

"Hemen dönerim. Dişlerimi fırçalamam gerek."
K.O. odadan çıkarken komşusu kuşkuyla ona bakıyordu. K.O. elinde üstü macun dolu diş fırçasıyla banyodan çıkarak, "Acıktığım zaman yaptığım bir numara,"diye açıkladı. "Ne zaman acıksam, dişlerimi fırçalarım."
"Ne yaparsın?"
"Dişlerimi fırçalarım."
Arkadaşı dikkatle onu süzdü. "Bugün kaç kere dişlerini fırçaladın?"
"Dört...hayır, beş kere....

******

K.O. tekrar esneyip kapıyı kapattı. "Saat kaç?" Erken olduğunu biliyordu, çünkü gözleri yanıyordu ve pencereden içeri gün ışığı sızdığına dair bir işaret yoktu.
"Yediyi yirmi geçiyor. Uyandırmadım, değil mi?"
"Hayır, zaten kapıya bakacaktım." Arkadaşı kahve hazırlamakla o kadar meşguldü ki espriyi kaçırdı.

******
Ah, elbette programına uydururdu. Kesinlikle bir yolunu bulurdu. Wynn'i görmek uğruna K.O. Rainier Dağı'na bile tırmanırdı. 


Evet alıntılarımızda bu kadar, yorumumuz da bitti. Başka yorumlar da görüşmek üzere canlar, sevgi ve saygıyla kalın^^