Modern Klasikler Dizisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Modern Klasikler Dizisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ocak 2018 Perşembe

Bir Çöküşün Öyküsü//Stefan Zweig Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Yorumlar gelmeyen devam ediyor. Bu sıralar kitap konusunda iyiyim. Umarım yorumlar da kitaplar gibi ardarda gelir, inanın omuzlarım da bir yük gibi oluyor yorumları yazmayıp, yayınlamadığım zaman. Blog bir yük değil ama işimi zamanında yapmayınca huzursuz hissediyorum kendimi. Neyse efenim, sizleri fazla sıkmadan yoruma gelelim.
Bir Çöküşün Öyküsü Stefan Zweig'in ikinci okuduğum kitabı. Sırf kalemi akıcı ve sayfa sayısının az olduğundan okudum. Şaka bir yana klasikler ince olduğu için bazen insan ara vermek istiyor kalın ve yoğun konulu kitaplardan. 

Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya’ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris’teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.

Kitap hakkında diyecek pek bir şey bulamıyorum. Bir kadının şaşalı hayatından birden bire taşra bölgesine taşınması ve çevresinde olmaya insanlara alışamamasını konu alıyor. Şu yazdıklarımı okuyunca bile insan bir daral oluyor. Gerçekten, hayatı eğlence, parti, arkadaş, sır ve devlet işleriyle çevrili olan bir kişinin bir anda konuşacak bir insana dahi ihtiyaç duyduğunu düşünün, o zaman ne kadar zor bir hayata adım attığını anlıyor insan.

Madame de Prie bölgeden ayrıldığı sırada bile kendini tatmin etme yolları ve bunları uygulaması ilginç işlenmiş. Sonucunda neler oluyor okuyunca öğrenebilirsiniz. Yazarın karakterine çok acımasız bir yol seçmesi gerçekten sıradışı. Ve bu yolu seçince acaba Madame de Prie ne yapmış olabilir ki diyor insan. Sonuçta küçük yaştan başlamış bu hayatı yaşamaya ve olayların tam merkezindeydim diye anlatıyor kendisini karakter. Kitap bitene kadar acaba ne oldu deyip durdum. Acaba kitapta geçiyorda ben mi atladım anlayamadım gitti. Yazarın ikinci okuduğum kitabı evet ama o kitabı daha akıcı ve anlam yüklüydü. Bu kitapta öyleydi ama olayın iç yüzünü bilmeyince sıradan bir hayatın çöküşü gibi geldi bana ne yalan. Gerçi yazarın karakterleri bu kadar ilgi çekici yorumlaması güzeldi. Öyle duygularla tamamlıyor ki karakteri bir an kalıp yazarın ne demek istediğini anlamaya çalışıp, anlayınca da takdir ediyor insan. Kitapta en sevdiğim kısım son olaylardı. Güzel bir kapanış oldu ama Madame de Prie ne kadarı düşündüğü gibi gerçekleşti? İşte bunlar beni üzdü. Merak edenler için sizi kitaba yönlendiriyorum.



Yazarı kalemine halen daha alışma evreside olduğum için henüz hakkında bir yorum yapamam, diğer kitaplarını yavaş yavaş alıp, okumayı düşünüyorum ki biraz daha yazarın kaleminden haberim olsun ve şunu anladım ki iki kitapta da farklar var. Belki sizler için bir anlama gelmeyebilir ama be öyle hissettim. Devam ettikçe değişmesi dileğiyle. Sizlere de tavsiye ederim. Bu tarz okuma hevesiniz varsa ama sıkmadan klasik okumak istiyorum derseniz bu kitaptan değilde Olağanüstü Bir Gece'yi öneririm. Bunu sonradan okuyun. :)


Olağanüstü Bir Gece Yorumu için TIK TIK!!



Alıntılar^^


Kalabalıklar içinde onlarca yıl yüzmüş ve bu kalabalıkların onu taşıyıp beslediğini asla anlamamıştı, ama şimdi bir balık gibi yalnızlık sahiline vurmuştu, çaresizlik ve şahlanmış acılar içinde çırpınıyordu.


******


Talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi.




Başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^
Sevgiyle ve bol kitapla kalın. :*



 Buralarda da varım^^



24 Kasım 2017 Cuma

Olağanüstü Bir Gece//Stefan Zweig Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Kitap yorumlarım gelmeye devam ediyor. :) Bu sefer ki kitabım diğer okuduğum kitaplardan çok farklı. 2 senedir popüler olan Modern Dünya Klasiklerine adımımı atmış bulunmaktayım. Normalde daha erken okurdum ama kitapların ağır olması ve konuya adapte olamadan bitiririm korkusuyla hiç başlamadım. Ama bir gün My Twin Stefan Zweig'in Olağanüstü Bir Gece kitabı ile gelince şans vereyim dedim. Gerçi ilk şansı veren My Twin oldu. Okuyunca çok sevdi ve akıcı olduğunu söyledi. Pek zaman bırakmadan benden başladım ve gerçekten çok beğendim. Geç başlamam sıkıntı değil, zaten uzun hikayeler değil, sıkmadan, bir gününüzü alacak kitaplar. Hepsini toplasam bir ayda bitirir araya zaman bile koyarak hatta. :D

Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir Pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak "suç" işler. Böylece yeniden "hissetmeye" başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, "hayatın en dibindeki lağımlara" sürükleyecek, varış noktası ise ruhani bir uyanış olacaktır. 

Karakter analizi yapmaya gerek yok. Zaten okuyanlar nasıl bir kitap olduğunu bilir. Giderek duygusuzlaşmaya başlayan bir adamın hiç beklemediği bir anda yaşadığı duygusal karmaşayı anlatıyor kitap. Verdiği mesaj harika. Kitap bitince yazarın intihar etmesine çok şaşırdım mesela. Hem de karısıyla. Böyle olumlu mesaj veren bir kitabın yazarı neden intihar eder ki? Gerçekten şaşırtıcı.
Kitabın verdiği mesajdan konu açılmışken karakterin yaşadığı duygusal serüven çok ilginç ve okunulusaydı. İnsanların nelere ihtiyaç duyduğu, kimlere ne kadar değer verebileceğinden söz ediyor. Bazı tasvirleri sevdiğim söylenemez ama. Bazıları hoşuma gitmedi ama buna rağmen kitabı sevdim. Kitabın sonuna geldikten sonra karakterimizin yaşını öğrenmek için tekrardan ilk sayfalara geçmiş. Orada ölüm tarihi de yazıyor. Tarihi öğrenince üzüldüm, o kadar duygu yaşa, yeni şeyler keşfet ve uzun yıllara yaşamadan öl. İlginç. Eğer gerçekt hayattan alıntı bir kitapsa üzüldüm ana yazarın kendi karakteri ise buradan nasıl bir ruh hali içinden olduğu bilinebilir.



Başta dediğim gibi ağır olmasından korkutuğum için kitabı elime alamadım ama modern klasiklerin böyle olması beni çok etkiledi. Şimdi bir kaç klasik daha aldım. En kısa zamanda okuyacağım onları da.^^ Tavsiye edeceğim bir kitaptı. Yazar için söyleyeceklerim biraz erken olur, bir kaç kitabını daha okuduktan sonra kafamda beliren izlenimleri sizinle paylaşırım. Ama bu kitabı okuyun derim. Sıkmadan, sıkılmadan, güzel mesaj veren bir kitaptı. Bunun yanı sıra çeviride harikaydı. Çeviri iyi olmasaydı biraz zor okurdum diye düşünüyorum.
Daha fazla yorum yazmaya gerek yok, aklıma gelen ve bana yaşattığı duyguları yazdığıma inanıyorum. Bu seferlik yorumum böyle. :)


Not: Bu tarz klasiklere puan vermeyi düşünmüyorum. Buna hem bizim yazarlarımız hem de yabancı yazarlarda dahil.^^



Bir Çöküşün Öyküsü Yorumu için TIK TIK!!


Alıntılar^^

- hiçbir yere tutunmadan, hiçbir yerde köklenmeden, akan uyun üzerinden kayar gibi yaşıyordum ve bu soğuklukta ölü, cesedimsi bir yan olduğunu gayet iyi biliyorum;...


*****


..., daha bir kaç yıl önce böyle bir günü kaçırmam veya unutmam kesinlikle mümkün değildi! Ve yaralı birinin her hareket edişinde yarasının hissetmesi gibi, bu unutkanlığım da bana kapılmış olduğum duygusal donukluğu hatırlattı yeniden.


*****


Daha iyi bir insan olduğumu iddia edecek cesaretim yok elbette, ama daha mutlu bir insan olduğumu biliyorum,...






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere.^^



 Buralarda da varım^^