Yazarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yazarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2019 Çarşamba

Sensiz Asla//Güneş Demirel Kitap Yorumu^^

Selam^^
Bir ay önce okuyup daha yorumunu yaptığım kitabım ile karşınızdayım. Kitabımız yazarım sevgili Güneş Demirel'e ait. Seneler önce Seni Severken kitabını okuyup bayılmıştım ve bir kaç yıl sonra ikinci kitap çıktı. Hemen alıp okudum, çünkü hem kitap pahalı hem de Gaye'nin ne yapacağını kestiremediğim için pekte hevesli olmadım. Geçen aylarda sonundan aldım ama keşke almasaydım. İndirime girer de öyle alırım dedim indirime girmedi, ben aldıktan bir ay sonran kitap 9.90 oldu mu. İşte orada şansımıza bir teşekkür gönderdim. Neyse, almış olduk bir kere. Kitap güzeldi ama Seni Severken daha güzeldi. Nedeni birazdan sizlerle. :)

Umulmadık bir aşkın deli dolu geçen serüveni, olmazlar zincirinde yolları kesişen kahramanlar...
Gaye, deli dolu bir kadındır. Dişli ve uslanmaz. Can ile hayatlarının karşılaştığı yer ve durum pek normal değildir. Sonradan yaşadıkları da öyle… Hayat onları yıllar önce boşuna karşılaştırmamıştı. Yolculuklarının olaylarla birleşmesi, Can’ın Gaye’yi aşkla ıslah etmesi gerekiyordu belki de... Kararlı ve sert bir adam ile çılgın bir kadının mücadelesine tanık olacağınız, kimi zaman duygulanıp, kimi zaman kahkahalar atacağınız bir hikâye onlarınki.


Konusu klişe, bildiğimiz aşk hikayesi. Bu tarz konuları okuyanlar devamından neler olacak az buçuk tahmin edebilir. Kitabımız Seni Severken serisinin kinci kitabı.İlk kitabı okuyanlar Gaye'yi, Can'ı ve Kenan'ı tanıyordur, işte kitabımız bu iç karakteri konu alıyor. Konuda Gaye ve Can yazsa da Kenan'nın hayatı da var. Gaye babası ve abisiyle beraber avukatlık bürosunda çalışmaktadır. Üstlendiği bir dava yüzünden canı tehlikeye girince Can'dan yardım ister. Seneler önce olaylı bir şekilde tanışan Gaye ve Can'ın rastlantısı kader diyebiliriz. Kenan'ın ise Gaye ile yemek yerken görüp aşık olduğu kız ile aralarından geçen aşkı anlatıyor. Şahsen Kenan'ın olayı daha ilgi çekiciydi. Konu üstünkörü böyle.



Gaye ve Can'ın aralarındaki aşktan, tartışmalarından, küslüklerinden hiçbir şey anlamadım. Resmen annemin izlediği günlük diziler gibi. Bir gün mutlularsa bir ay küsler, usandım yani. Gereksiz yere küslükler, kavgalardan gına geldi. Ben bu kitabı böyle beklemiyordum. Tamam Seni Severken kitabından Gaye'nin nasıl bir karakter olduğunu gördük ama bu kitapta daha farklı okumak isterdim. Gaye'yi anlıyorum, hatta bütün karakterleri de ama konuşarak bu olayaları atlatabilirlerdi, korkurın varsa söyle seni teselli etsin ya da sana destek olsun vs. 
Kısacası bitirene kadar neler çektim neler. Çok ağır oldu bu diyebilirsiniz ama saçma sapan bahanelerden küslükler, doğru düzgün konuşmayıp, empati kurmadan aylarca konuşmamak vs o kadar sıkıcıydı ki yazarım falan dedim ama bu zaman kadar çiftler arasından en sıkıldığım bu oldu. 
Yazarımın kalemini seviyorum, yazdığı her kitabı da okurum ki okudum ama hepsi muhteşem olacak diye bir kural yok, Nilay ablam çokta güzel değildi, beni sinir etti demesine rağmen içimde kalmasın diye aldım ve okudum. Pişman değil, yine olsa yine okurum ama hayal kırıklığı olması üzdü beni, umarım yeni çıkacak kitaplar bu kitap gibi olmaz. :)




Gerekli yorumumu yazdım diye düşünüyorum, tavsiye kısmına bir şey yazmama gerek yok, okumak size kalmış, Seni Severken'i okuyup Gaye ve Can'ı merak ediyorsanız okuyun derim ama beklentiyi yüksek tutmayıp, sinir olmaya hazır olun. :)
Bu kitabı değilde başka kitabı öner derseniz çok var. İlk olarak Şimdi Benimsin kitabını şiddetle öneriyorum, fazla dram olsa da aşırı güzel.^^ Sonradan Katran Karası, Sen Yokken, Aşk Kanatları olarak liste uzar gider. Kesinlikle tanışın yazarımla. <3



Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^


İnsan bazen hiç tanımadığı birinden teselliyi bulabiliyordu demek. Derdin aynı olması kafiydi, yaraya merhem olmak için.








Bir yorum daha böylece biter. Araya haftalar girmiş olsa da bazı kitapları unutmak mümkün değil. :D
Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^





Buralarda da varım^^





24 Mart 2017 Cuma

Mucizeler Yağarken//Kristin Hannah Kitap Yorumu^^

Selam^^
Bir kitap yorumu ile tekrardan karşınızdayım. Bu sefer ki kitabım çok sevdiğim Kristin Hannah'dan. Uzun zamandır kitaplarını okumuyordum, okumadığım kitapları olduğu halde. En sonunda My Twin Mucizeler Yağarken kitabını okuyup harika bir kitap, en kısa zaman da oku deyince fırsatı değerlendirdim, yoksa uzun süre daha okumayacaktım Kristin. :) Kitabımız My Twin'in dediği gibi çok güzeldi, severek, beğenerek ve merak ederek okuyup bitirdim. Kristin diğer kitaplarının tarzından çok farklı bir tarz denemiş, olmuş mu bence on numara olmuş.^^

Bazen bağışlamak, umut etmek ve mucizelere inanmak gerekir… Hayatının en büyük ihanetine uğrayan, terk edilen ve çok zor bir yıl geçiren Joy Candellaro, Noel yaklaşırken hep hayalini kurduğu maceraya atılmaya karar verir. Kimseye haber vermeden bir uçak bileti satın alır ve hiç tanımadığı bir şehre doğru yola çıkar. Fakat beklenmedik bir şey olur ve Joy kendini bir anda büyülü yağmur ormanlarının yakınlarında, muhteşem bir gölün kıyısında yer alan bir balıkçı kulübesinde bulur. Kulübede yaşayan küçük Bobby, yakın zamanda kaybettiği annesinin acısıyla başa çıkamamaktadır. Yalnızca hayalî arkadaşıyla konuşan küçük çocuğun babası Daniel da oğluna yardım edemediği için acı çekmektedir. Joy ikilinin hayatına tesadüfen girerek onlara yollarını bulmalarında yardımcı olur ve böylece aralarında güçlü bir bağ kurulur. Joy eski hayatını geride bırakıp bu yeni dünyanın bir parçası olmak istediğini fark eder. Fakat bu gerçek olamayacak kadar güzel atmosferde yanlış bir şeyler vardır. Joy hayallerle gerçeğin arasında bocalarken umudun peşinden gitmeyi seçer ve bir mucizeye tanıklık eder.

Konuyu okuyunca farklı bir konu değil diyebilirsiniz ama okuduktan sonra vay bee bunu beklemiyordum diyeceksiniz. Joy eşinin ihanetinden sonra bir tülü toparlanamaz. Herkes ona destek olmak ister ama ilk olarak bu ihanet ile baş etmek zorundadır. Bir gün bu ihanetin en acı gerçeğiyle yüzleşince kendini hava alanında ve bilmediği bir yere uçarken bulur. O esnada yaşanan olaydan sonra herkes den gizlemek isteyen Joy en yakınında bulunan Balıkçı Kulübesine gider. Burada annesini yeni kaybeden bir çocuk ve bu acıyla başa çıkmasına sadece seyirci kalan babayla karşılaşır. Durumlarına çok üzülen Joy hem çocuğa hemde babasına yardım etmek ister. Yardım ettiği zamanda da kendi acısıyla yüzleşir ve ne yapacağını karar vermek zorunda kalır.
Joy karakterini çok sevdim ama bazı şeyleri hemen kabul etmesi ve içine sindirmesi beni sinir etti desem yeridir. Karşı tarafın yaptığı kabul edilecek gibi değil ama Joy bununda üstesinden gelmeye karar verince benim şalterler attı. -_- Tamam bazı şeyleri unutmak mümkün değil ama en son yapılanlar? Burada kendisine gerçekten kızdım. My Twin'de öyle düşünmüş.
Neyse. Bunun dışında genel anlamla sevilesi bir karakterdi, Bobby ve Daniel'e olan yaklaşımı ve onların hayatında ki gelişen olayları izleyip ona göre davranmasını takdir ettim. Güzel ve düşünceli bir karakterdi.


Bobby ve Daniel'de öyle. Konuyu okuyunca çok büyük bir sorun bekliyordum ama kitabı okudukça yanıldığımı anladım. Gerçi onların yaşadıkları da çok ama çok zor bir olaydı. Joy'un onlarla karşılaşmasına sevindim, sonra olanlara da. Daniel'in verdiği karara da çok sevindim. Ne demek istediğimi okuyunca anlayacaksınız, çünkü böyle bir tepki beklemiyordum. :D

Kitabımız gerçekten çok sevdim. Yazarın büyük bir hayranı olduğumu bilmeyen yokturdur. Kadın ne yazsa okurum dediğim bir yazardır kendisi. Çoğu kitabı dram olsa da bana hitap eden bir kalemi var. Ama bu kitabın çok az dram barındırdığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Yazar diğer kitaplarına kıyasla çok değişik bir konu almış ele. Sevdim mi sevdim, hayran oldum mu oldum. Peki tahmin ettim mi? Evet. :D My Twin okuyunca gerçekten böyle bir şey beklemiyormuş ama benim kitapta geçen bir kaç ipucu ile neler döneceği az çok anladım. Bu konu hakkında daha fazla yazmaya gerek yok sanırsam, çünkü yazarsam spoi olacak. O yüzden yorumuma burada son vereyim ve tavsiye kısmına geçeyim.


Kristin Hannah kitabı okumak istiyorum ama hepsi dram ve drama dayanamıyorum mu diyorsunuz? O zaman bu kitap tam sizlik. Eğer Kristin'ın kalemine ve bir kitabına şans vermek istiyorsanız kitap ayağınıza geldi. Bundan sonra Kristin'ın diğer kitaplarını da merak edeceğinizi düşünerekten öneriyorum. Kristin sevenlere zaten bir şey demiyorum, kesin onlar benden önce okumuşlardır. Son olarak Kristin bu tarzda yazmaya devam etsin, böylesi daha çok güzel ve sevilesi oluyor.^^



Kitabı Puanım 5/5


Alıntılar^^


 Kelimeler bizi tabaklarla şamdanların bir çocuğun en iyi arkadaşları olduğu, çirkin bir adamınsa yakışıklı bir prense dönüştüğü bir yere götürdü. Kendimi o kelimelerde önce kaybettim, sonra buldum.


*****

Pişmanlık çok güçlü bir hatırlatıcıdır; en güçlü insanlara bile diz çöktürür.


*****

Kutudaki en güzel çikolatalar her zaman en sona kalanlardır.


*****

Hayatınızdan ve geçmişinizden kaçabilirsiniz ama kalbinizi arkada bırakamazsınız.





Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle ve bol kitapla kalın^^



Buralarda da varım^^


9 Ağustos 2016 Salı

Bir Yudum Sevgi//Aslıhan Akagöz Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Yine ve yeniden kitap yorumları ile sizlerleyim :) Bu sefer ki kitabım yazarım dediğim Aslıhan Akagöz'ün son kitabı Bir Yudum Sevgi^^ Yazarımın bu zamana kadar çıktığı bütün kitapları okudum, bu son kitabı Bir Yudum Sevgi'yi ise biraz bekletmiş olabilir. Neyse geç olsun güç olmasın demişler ;)

Hayatımızda yaptığımız bazı tercihler bizi hiç beklemediğimiz bir yola sürükleyebilir... Sevgi'nin de yolu, yapmak zorunda olduğu bir tercih sonucu hiç bilmediği bir yere, hiç tanımadığı insanların yanına düşmüştü. Her genç kız gibi günün birinde âşık olduğu bir adamla evlenmeyi dilerken, kendisini ansızın Afyonlu genç bir iş adamı olan Fırat Yaman'ın eşi olarak buldu Sevgi. 
Fırat'ın ise tek bir isteği vardı bu hayattan: Yıllar süren yalnızlıktan sonra kendisine tekrar bir can yoldaşı bulabilmek... Genç adam aynı zamanda çok küçük bir yaşta annesiz büyümek zorunda kalan, yüreği yaralı oğluna gerçek bir yuva verme arzusuyla doluydu. Ortak bir tanıdıklarının araya girmesiyle ise Sevgi'yi tanımıştı.
Yaptıkları bu evlilikten her ikisinin de fazla bir beklentisi yoktu. Sevgi, hem kendisinin hem de hasta annesinin geleceğini güvence altına almak isterken, Fırat'ın da başlıca amacı oğlunun anne sevgisini biraz da olsa tadabilmesiydi.
Peki ya 'Aşk' bu evliliğin neresindeydi?
'Bir Yudum Sevgi,' bir ömrü beraber geçirmeleri için yeterli olacak mıydı


Çok güzel bir konuya sahip kitabımız. Biraz klişe olabilir ama yazardan yazara fark çok oluyor. İlk olarak başrol deki Sevgi karakterimiz hakkında yorumda bulunmak istiyorum. Annesinin rahatsızlığı nedeniyle hastane masraflarını karşılayamayan Sevgi yakın bir dostları sayesin de Fırat ile evlenip masrafları karşılamak ister. Dostları tarafından doğru olmayan bir yol dense de annesi için bir kere görüştüğü Fırat Yaman ile İstanbul'dan uzak, Afyon'da evlenir. Hayatının zor olacağını düşünen Sevgi Fırat ve Berke'yi tanıdıktan sonra hiçte öyle bir şey olmadığına karar verir.
Sevgi karakterini sevdim, çok tatlı bir karakterdi ama o tripleri ve saçma kıskançlıkları beni deli etti.
Yazarımın bir çok kitabını ve kadın karakterlerini okudum ama bu hepsini geçti :D Serinin devam kitaplarını okudum, hatta birini bir kaç kez okudum, orada da geçiyor Sevgi ve hiç böyle değildi :D Demek yaş büyüdükçe insan ay pardon karakter düzeliyor :D


Fırat, eşi elim bir kazada kölünce, oğlu da tekerlekli sandalyeye mahkum olunca zor yıllar geçirir. En sonunda yalnızlık ve oğluna yetememek Fırat'a zor gelince yakın bir tanıdık aracılığı ile kendine uygun bir eş arar ve Sevgi'yi bulur. O dakikadan sonra Fırat'ın hayatı çok değişir.
Fırat karakterini Sevgi'den daha çok sevdim^^ Çok ağır başlı ve bir o kadar tatlı bir karakterdi. Erkek karakterde kıskanç olur ama Fırat'a çok az görüldü, öğle ki kendi kıskançlıklarını Sevgi'ye vermiş gibi :D


Sonrasında Berke geliyor tabii ki^^ Berke'yi Bir Damla Aşk'dan tanırım. Şahsen yazarımın erkek karakterlerinin arasından favorim ve en sevdiğim Berke'dir. Bu kitapta onun yaşadığı zorlukları, ilk aşkları ve ailesine olan bağlılığını okumak çok tatlıydı. Gerçi Bir Damla Aşk'da bazen dövülesiydi ama o da onun nazarlığı olsun :D Burada kızdığım bir tarafı olmadı, anlıyor insan halini ve daha küçük bir çocuk. Diğer karakterlerden Merve'yi sevdim. Her kitapta aklı başından olan bir dost vardır, bu kitap da ise Merve bu rolü üstlenmiş. Onun da hikayesini okumak isterdim ama yazarımız fazla detaya inmeden Sevgi ve Fırat'a odaklanmış. :)


Kitabımız Aşkın Yolu Bir serimizin ilk kitabı. Sonradan Bir Damla Aşk, (Bu arada Berke'nin kardeşi Dicle'nin kitabı yer alacak. Onun hikayesi Bir Damla Aşk'da mevcut ama yazarımız Bir Damla Aşk'dan ayırmayı düşünüyor.) Bir Aşkta İki Cambaz, Bir Ömürde Aşk son olarak Aşk'ın Umut'lu Ezgi'si kitapları bulunuyor. 
Serinin ilk ikisi (Bir Yudum Sevgi ve Bir Damla Aşk) dışında diğerlerini Wattpad'den okuyabilirsiniz. Link için Tık Tık!!
Not: link yazarımızın Wattpad hesap linki, oradan çalışmalarını bulabilirsiniz ;)


Bu kitabımızı okumak için çok beklettim. Başta serinin ilk kitabı olduğunu bilmiyordum. Sonradan öğrenince de kitap halinden okumak için direttim ve sonuç, ilk basılı haliyle okudum. Peki değdi mi? İşte onda kararsızım. Konu gerçekten çok güzel, karakterleri de sevdim ama bu kitapta beni kendine çekmeyen şeyler oldu. En iyi örnek ise Sevgi'nin kıskançlıkları. Onlar beni bazı yerler de sıktı desem yalan olmaz. Berke konusuna fazla değinmemiş yazarım, keşke biraz daha değinseydi. Mesela aralarının düzelmesi için çok, çok büyük bir olay bekledim ama olmadı :D Tabii bir olay vardı ama o zaten olacaktı :D Okuyanların anladığını düşünüyorum ;) Fırat'a sözüm yok, çok tatlı bir karakterdi. Diğer kitaplarda da kendini belli ediyor zaten :D
Bunlar içimden gelen şeylerdi. Yazarımın diğer kitaplarına yaptığım yorumlarım da sırf yazarım diye samimi bulamayabilirsiniz ama bu yorumu okuduktan sonra bir daha düşünün derim :)


Yazarımın başta dediğim gibi bir çok kitabını, e-kitabını okudum. Hepsini de çok beğendim. Yazarımın ilk e-kitapları ve sonradan çıkanlar arasında harika bir değişiklik ve gelişme var. Zaten kalemini ve konu seçimini seviyorum ama geliştiği gördükçe daha bir mutlu oluyorum. Bir önce ki satırda yazdıklarımdan sonra okumamazlık yapmayın çünkü bundan sonra çıkacak kitaplara bayılacaksınız. Hele Bir Damla Aşk^^ Harikaaa, harikaaa^^ 


Yazarın diğer kitaplarına yaptığım yorumlar^^

Bir Damla Aşk(e-kitap) yorumu için TIK TIK!!
Aşk: Kör Kuyu(e-kitap) yorumu için TIK TIK!!
Çirkin Güzel-1 yorumu için TIK TIK!!
Ne Olacak Halim(e-kitap) yorumu için TIK TIK!!
 Çirkin Güzel-Aşka Uyanış yorumu için TIK TIK!!
Bir Aşkta İki Cambaz (e-kitap) yorumu için TIK TIK!!
Senden Bebek İstiyorum yorumu için TIK TIK!!
Hasret Rüzgarları yorumu için Tık Tık!!



Kitaba puanım 3/5



Alıntılar^^


Tekrar konuşmaya başladığında, sesi Sevgi'nin içini titretmeye yetmişti. "Sen hayatıma girdiğinden bu yana hayatım güzelleşti sanki. Her şey senin sayende."


*****

Hayat Fırat ve bebeği varken anlamlıydı onun için. Ailesi varsa mutluydu o...





Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^



31 Mayıs 2016 Salı

Seni Severken//Güneş Demirel Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba
Cinder'ı okuduğum sıra bu kitaba okumaya karar vermiştim. İlk My Twin tehdit edince daha fazla bekletmek istemedim. İyi mi yaptım kötü mü ona da halen daha karar veremiyorum. Çünkü Yazarımın yeni kitabı artık ne zamana çıkar, bekle bekle dur :( Neyse, yazarın benim yazarım olduğunu bilmeyen yoktur her halde. Çıkan bütün kitaplarını okudum ve hepsine bayıldım. Bu kitabımız da onlardan biri oldu^^ Devam yorum konudan sonra^^


Karşılıksız bir aşka ömrünüzü adayabilir misiniz? Deniz, kendini bildiğinden beri âşıktı Ateş'e. Tüm geçmişini dolduran ve geleceğin bile silemeyeceği bir aşka emanet etmişti kalbini. Onun için nefes almak demek, Ateş demekti. Ne yıllar vazgeçirebilmişti onu sevdasından, ne de sevdiği adamın başkasına ait olduğunu bilmek… Her geçen gün umudunu yitirse de, kalbinin pusulası hep Ateş'i gösteriyordu. Peki, vazgeçmemek, çok istemek yeter miydi hayallerin gerçek olmasına?
Ateş, mükemmel bir yaşama sahip olduğunu düşünürken yanılmıştı. Hiç beklemediği bir anda hayatının yönü değişmiş, bir yaprak gibi savrulmuştu. Kendine yeni bir düzen kurmaya çalışırken, içinde yanan ve yandıkça daha da büyüyen nefret duygusuyla baş edebilecek miydi? Kalbinize dokunacak bir aşk hikâyesi okumaya hazır mısınız?

Her bir karakteri sevdiğimi söyleyebilirim. Tabii tek tük kızdığım karakterler oldu ama onlarda nazar boncuğu olsun artık :)
İlk olarak Deniz. Evin tek kızı olan Deniz Abisi ve Abisinin arkadaşı Ateş'e küçükken çok çektirmiştir. Ama bu çektirmeler boşa değildir. Deniz Ateş'e deliler gibi aşıktır ve içinde yaşamaktadır. Ateş kızlarla gezdiği, evlendiği hatta çocukları olduğu zaman bile sevmeye devam eder. Ama hayatının böyle devam edemeyeciğini anlayan Deniz artık bu duruma çözüm bulmalıdır. Lakin kader ağlarını örmeye daha yeni başlar. Yazarımın ilk defa bir karakterini çok sevdim. Normalde çoğu dik başlı olduklarında çok kızdığım oluyordu ama buna  gerçekten hiç kızmadım hatta çoğu yerde hak verip, haline çok üzüldüm :( Sevecen, yardım sever az biraz kızgın ve inatçı(Bu sefer inatçılığı başka) bir karakterdi, sevdim kısacası^^


Ateş, iyi bir okulda okuyup doktor olmuş ve daha ilk görüşte kapıldığı kızla evlenmiştir. Evlilikleri iki oğluyla süslendiği zaman hayatı alt üst olur ve doğup büyüdüğü şehre çocuklarıyla geri döner. Deniz'i kardeşi gibi gören Ateş zamanla bazı şeyleri yanlış anladığının farkına varır. Daha fazla yazmayayım spoi olmasın :D Ateş'ede hiç kızmadım doğrusu^^ Deniz kadar Ateş'de çok tatlı bir karakterdi. Hele ikiz oğullarına karşı davranışları çok tatlıydı^^


Sıradaki karakterlerimiz Gülse ve Erkan. İkisi hakkında bir şey yazmayacağım. Siz okuyunca olayları çözeceksiniz ama ikisini de sevdim. Belki Erkan'a kızmış, Gülsu'ya da hak vermiş olabilirim :D Neyse okuyun bakalım siz hangisine hak, hangisine kızacaksınız ;) Diğer karakterlerimiz Kenan, Gaye, Sedef ve Kaan^^ Hepsi çok tatlıydı, okuyunca kimin kim olduğunu öğreneceğiniz için bu karakterimiz hakkında da yorum yapmayacağım. Sadece Gaaye karakterine sinir olduğumu dile getirmek isterim. Kitabımız seri, devamın da Gaye'nin kitabı olacak gibi. İnşAllah bizi fazla sinir etmez :D

Genel anlamla kitabımız güzeldi, zaten yazarımın kalemini severim. Ne yazsa okurum diyenlerdenim. Akıcı, yüreğe dokunan aşklar, dostluklar, sevdalar daha ne olsun canlar. Tabii bazı eksiklikleri var mıydı vardı ama onunda kitabın gidişatına bağlıyorum ama fazla uzatmasaydı orayı, daha başka kitap olarak da devam edilebilirdi ama burada bitmesi de iyi olmuş :D Ayy bilemedim, olsa da olmuyor, olmasa da :D Neyse okuyan arkadaşlar belki beni anlamışsınızdır ne hakkında yazdığımı. :)


Kitabımızı uzun zamandır bekliyordum ve beklediğime değdi. Deniz'in aşkı, aile olup birbirlerine sımsıkı bağlanmaları, yardım sever olmayı en ince detayına kadar yazmış yazarım. Zaten bu tür kitaplar benden bir artı fazla alıyor. Ailenin dahil olduğu kitaplar beni çok etkiliyor ve çok seviyorum. Zaten yazarımın da kalemi bu şekilde, gel de sevme :)


Kesinlikle tavsiyemdir. Yazarımın kalemiyle ilk Şimdi Benimsin'le başlayın derim ama daha hafif, hemen bitecek, içinize işleyen bir kitap istiyorsanız bu kitabı öneririm ve daha sonradan hemen Şimdi Benimsin^^ O kitap benim için çook, çoook başka^^ Yeni baskısı elimde yok, kısa zaman da alıp, okuyup, kütüphaneme eklemeyi düşünüyorum^^



Kitabı Puanım 5/5


Alıntılar^^

"...Deniz karşılıksız olarak birini sevdiği için çok üzülüyorlarmış. Ve harıl harıl onun kim olduğunu arıyorlar. Annem ve annesi. Yani süper ikili. İçin garibi...Ben hiç akıllarına gelmiyorum. Sıraladıkları isimler arasında yokum. Liste oluşturmuşlar resmen.


*****


Onu sevmek, karanlığı sevmekti. Ayazı, boranı sevmekti.


*****


Nerede, ne halde olduğunun ne önemi vardı? Beni tepeden izleyen bu adamdan nefret ediyordum! Hen de o kadar çok ediyordum ki, uğruna ölebilirdim...


*****

Ne ayrılmaya ne de sarılmaya cesaret edebiliyordum. Ait olduğum yerdeydim...Dikenler üstünde olsam da.



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^




Buralarda da varım^^
Facebook
Twitter
Instagram
Tumblr



26 Şubat 2016 Cuma

Yaz Rüzgarı//Kristin Hannah Kitap Yorumu^^

Selam^^
Romantik bir kitaptan sonra ne zamandır ihmal ettiğim yazarım Kristin'ın kitabını okudum. Gerçekten uzun zamandır Kristin Hannah kitabı okumuyordum. Hem kitapları yeni çıkıyordu hemde elimizde bir sürü okunmamış kitabı var, en kısa zaman da elimizdekileri okuyup yenileri almak lazım :) Aile-Dram dendi mi akla ilk gelen yazarlardan biri olan Kristin Hannah daha ilk kitapta beni kendine bağlamıştı ve en sadık olduğum yazarlardan biridir :D Sadık derken çıktığı kitabı fazla uzatmadan aldığımı belirtiyorum :) Bu kitabı ise konusunu beğendiğim için 3 kitap arasından seçip okudum :) Kristin yine ve yeniden beni şaşırtmadı ve harika kalemini konuşturdu^^

Kalbini nerede bıraktıysan evin orasıdır… 
Ünlü talk show sunucusu Nora Bridge'in hayatı, basın ve magazin dünyasını alt üst eden bir skandalla cehenneme döner. Kariyerindeki ani çöküşle birlikte meraklı gözlerden kaçan Nora yıllar önce ailesini terk ettiği Summer Adası'ndaki evine dönmek zorunda kalır. Nora'nın, bir komedyen olarak Hollywood'da tutunmaya çalışan küçük kızı Ruby ise annesini yıllardır affetmemiştir ve yaşanan skandalın ardından Nora'nın gizemli hayat hikâyesini yazması için ünlü bir dergiden servet değerinde bir teklif alır. Fakat bu yazıyı yazmak o kadar kolay bir iş değildir. Annesine yardımcı olma bahanesiyle adadaki eski evlerine gelen ve burada hem acı dolu hem de keyifli hatıraların gün yüzüne çıktığı dopdolu bir hafta geçiren Ruby'nin intikam ve öfke dolu hisleri yavaş yavaş durulmaya başlar. Çünkü bir anne ve kızı birbirine kenetleyen bağlar, ne kadar büyük bir felaketle yıpranmış olursa olsun asla kopmayacak kadar güçlüdür…


Konumuzdan anlaşıldığı üzere anne-kız arasında geçen bir hikayeyi konu alıyor kitabımız. Nora kariyeri için ailesini terk eden ve şimdi ise ünlü bir Talk Show sunucusudur(Radyo Program sunucusu). Her ünlünün sırrı vardır ve Nora'yıda çok acı bir sırrı kariyerini altüst eder. Geçmiş bir bir yüzeye çıktıkça çıkmaza giren Nora yaptığı bir hata nedeniyle kaza yapar ve terk ettiği yazlık evinde dinlenme kararı alır. Tabii tek başına yapamayacağı için sürpriz bir kişiden, sürpriz bir teklif alır. Yıllar önce çok kırdığı ve halen daha ona soğuk davranan küçük kızı Ruby ona bakmayı kabul eder. Başta her şey çok zor olsa da geçmişte yaşanan gerçekler ortaya çıktıkça anne kız gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır. Nora sevdiğim bir karakter oldu, konudan kaynaklanan bazı sebeplerden ötürü gıcık olacağınızı düşünebilirsiniz ama tam tersi oluyor, geçmişte yaşadığı sıkıntıları okudukça Nora için üzülüyorsunuz.


Holywood'da komedyen olabilmeyi hayal eden Ruby ne kadar zor zamanlar yaşasa da ümidini hiçbir zaman kaybetmez. Bir gün harika bir teklif alır ama yapacağı iş çok zordur. Annesinin yıllar önce onları hiçbir şey söylemeden terk etmesi ise Ruby'yi içine kapanık bir hale getirir ve annesini hiçbir zaman affetmeyeceğine inanır ama geçmişte yaşananlara kulaklarını kapatan Ruby aslında gerçeklerle yüzleşmek istemediğini öğrenince yaşantısını ve yıllar önce kırdığı insanlarla arasını düzeltmenin yollarını arayacaktır. Ruby'yi de sevdim, hatta yaptıklarına da hak verdim, sizlerde okuyunca her iki karaktere de hak vereceksiniz. İkisi de kendine göre haklı yönleri de vardı ama Ruby'ye kızdığım tek sebep Dean'e yaptıklarıydı. Çok üzdü bizim tatlı oğlanı :(

Hazır Dean demişken kendisinden biraz bahsedeyim. Çok ünlü bir şirketin Ceo'su olan Dean yıllar önce abisi Eric ile yazlarını Nora'ların kaldığı Summer Adasında geçirirler. Bu sebeple Nora ve Ruby ile çok iyi anlaşıp, her şeyi beraber yaparlar. Ne yazık ki bu yıllar iki kardeşi de üzmüş, araya ayrılık girmiştir ama hayatın acı gerçekleri iki kardeşi yan yana getirip geçmişi unutmaya zorlar. Bu iki kardeşi de sevdim ve hallerine çok üzüldüm. Hele Eric :( Neyse okuyun öğrenin :(


Kitabın konusu, yazarımın her zaman ki gibi akıcı dili ve bize yaşattığı duygu karmaşası yine ve yeniden harikaydı. Aile-Dram severler için yine tercih edilecek bir kitap, gerçi aile-dram sevmeyenler de bu kitabı okuyabilir. Ateşböceği Yolu ve Gece Yolu gibi değil. Bunu da buraya not edeyim :D Yazarımın en az bir kitabı okuyun derim, zaten sizlere hitap etmiyorsa bırakırsınız ama tek bir şans vermenizi canı gönülden isterim ;) Ama bazı olumsuz yorum da eklemek istiyorum. Ne yalan kalemi harika olsa da son zamanlar da çıkan kitapları beni pek tatmin etmiyordu, ta ki bu kitabına kadar. Evet bu kitabı Ateşböceği Yolu ve Gece Yolu gibi olamaz ama güzeldi. Lakin bundan önce okuduğum son 2 kitabını pek sevemedim, çok eskiden yazılmış kitaplar bunlar ama olsun bu sorun değil bence, yine ve yeniden yazarımın kitapları okunur <3 
Neyse hep iyi, hep iyi olacak değil illa bir, iki tane patlak verir :D


Kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap. Aile-Dram severler için öneriyorum, sizde benim gibi Kristin hayranı yada Aile-Dram severseniz kaçırmayın derim. Oturup bir solukta okuyup, kalemine hayran kalacağınız bu kitabı okuyun, okutun :D


Kristin Hannah hakkında yazdığım yazılara ulaşmak için Tık Tık!!
Kitap yorumları da burada mevcuttur^^



Kitaba Puanım 5/5



Alıntılar^^

"Bir yer ne kadar karanlık olursa olsun, her zaman aydınlık bir an vardır. Ben sana Ve Caroline'a o anları, yani aydınlık anılarımı anlattım."


******

Anılar suluboyadan ibaret ve sağanak bir yağmur hepsini yok edebilir.


******

"Kalbinin etrafına bir duvar örebilirsin ama onu değiştiremezsin..."


******

"Gerçekler her zaman can yakar Ruby. Bu yerçekimi gibi doğanın kanunu."






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^

Buralarda da varım^^



17 Ocak 2016 Pazar

Hasret Rüzgarları//Aslıhan Akagöz Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Kitap yorumlarım gelmeye devam ediyor^^ Bu süre zarfında da sadece kitap yorumu gelecek gibi. Neyse ben araya bir kaç bir şey sıkıştırırım :D Gelelim kitabımıza. Aslıhan Akagöz'ün benim en sevdiğim yazarım olduğunu bilmeyen kalmamıştır. Gerek çıkmış kitapları gerekse e-kitaplarını  beğenerek okurum ve herkese de tavsiye ederim^^ Bu kitapta onlardan biri. Yazarım bunu hiç bir sosyal platformda yayınlamadı ve direk yazıp bizimle buluşturdu. Okuyanlar için klasik gelebilecek ama kitap da ki duyguya aşık olacak tarzda bir kitap yazmış yazarım. Her bir satıra aşık olup, Onur, Onur!! diyeceğiniz harika bir kitap ayrıca. 

İlk aşkın büyüsüne kapılmış iki toy yürekti onlarınki. İlk göz göze gelişlerinde birbirlerinin kaderlerine yazılmışlardı. İki farklı hayata ait olsalar da, yaşanılması gerekenlerin önüne geçecek güçleri de yoktu. Birbirlerini saf bir aşkla sevip, ömür boyu mutlu olmanın hayaliyle yaşıyorlardı. Hasret, Onur'u büyük bir aşkla seviyordu. İlk kez onun gözlerine korkusuzca bakıp, onun ellerini tutmuştu. Birini hayatına ortak etmenin ne anlama geldiğini onunla birlikte öğrenmişti. Onur Hasret'in her zaman ilki ve hatta sonu olacaktı. Onlar bir ömür birlikte mutlu yaşayacaklardı.Fakat hiçbir şey genç kızın umduğu gibi olmadı... 'Hasret Rüzgârları' çok erken esmeye başladı.


İlk olarak arka kapak yazısından nasıl bir aşk okuyacağımız apaçık ortada ve bunun daha fazlası kitapta mevcut. Kitabımızı üçüncü kere okuduğumu ve sonradan bile tekrar tekrar okuyacağımı düşünüyorum. Yazarımın her kitabının yeri bende ayrı ama bu hepsinden ayrı <3 
Hasret, daha 18 yaşında sınavlara hazırlanan güzeler güzeli Hasret. Arkadaşı Meryem'in abisinin düğününe ne zorluklarla gidiyor ama armağanını da alıyor. Hasret karakterini çok sevdim. Tek bir kızdığım yer olmadı, her yaptığa hak verdim ve o nasıl bir aşktı öyle <3 Aileden gelen zenginlik ile hiç bir şeye ihtiyaç duymayan Hasret başka gençler gibi zenginliğe önem vermez ama babası öyle değildir. Tam bir zıt kutuplar Hasret ile. Hasret ne kadar herkesi bir tutsa da baba da fakirlerin yeri her zaman ayrıdır. Kader bu yaa damadı olacak şahısta ufacık tamirhanesi olan Onur'dur.


Öksüz ve yetim olan ama ekmeğini taştan çıkaran, mahallenin has delikanlılarından olan Onur arkadaşının, dostunun düğününde perilere yaraşır güzellikte bir kızla tanışacağını bilemez ve tanıştığı daha o saniye de aklı, kalbi bambaşka alemlere gider. Başta kalbinin sözünü dinler ama sonradan Hasret ve yaşadığı yeri gördükten sonra aralarında çok büyük bir uçurum olduğunu anlar ve o dakika da her şeyi kalbine gömer ama kader bu kaçış olunmaz ve olaylar olaylar.


İki çiftimizin de aşkına BİTTİM!! Bu devirde yok böyle aşk ve Onur. Kitabı bitirince durup düşündüm gerçekten bu kadar düşünceli, sadık ve bu kadar aşık bir erkek var mıdır diye ama ne yazık ki yok be :/ Yada belki var biz göremiyoruz, işte hep bu yüzden gerçek aşka inanmıyorum be canlar :P Hep bu kusursuz erkek karakterler yüzünden :P  Neyse iç dökmem bu kadar :P Çiftimizin yaşadıkları gerçekten çok zordu ama anlayışlı oluşları ve birbirlerine olan büyük aşkları her şeyle baş eder ama bir tek şey hariç. İşte o dakikadan sonra yazarımızın sürpriziyle karşılaşıyoruz. İlk okuduğum zaman bunları yapmaya mecbur kalan kişiye(ki ismi bende saklı) kızdım mı hayır, illa ki bir nedeni vardır ama en son buna neden olan şeyleri öğrenince yuh dedim :O O kadar da olunmaz, çünkü aklımızın ucundan bile geçmiyor. Uzun lafın kısası bu kadar büyük olay nedir diye öğrenme istiyorsanız kitabı okuyun derim.

Başta dediğim gibi 3 kere okumuş olmam ilerde tekrardan okumayacağım anlamına gelmiyor :D Tekrar, tekrar okurum bu çiftimizin kitabını. İlk okuyanlar için, başta sizlere klasik gelebilir ama sakın haa bırakmayın, bakın ilerleyen kısımlar da neler oluyor neler. Hatta olayları bırakın sadece çiftimizin aşkına bile tanıklık etmek isteyeceksiniz^^ Ben bu yorumları yazarken bile ONUR!! diyorum ve okumamak için kendimi zor tutuyorum. Sürekli dediğim gibi bu kitabın yeri bende apayrı, vazgeçemem yani <3 




Bu kadar yorumdan sonra tabii ki de şiddetle tavsiye ediyorum^^ Yazarımın hiç bir kitabını okumadıysanız başlangıç olarak bunu tavsiye ederim^^ İçinize işleyecek, kalemine hayran kalacağınız ve bir tane Onur'da bizi bulsa diyeceğiniz bu kitabı kaçırmayın derim. ;)


Yazarımın diğer okuduğum kitapları ve yorumları^^


Bir Damla Aşk(e-kitap) yorumu için TIK TIK!!
Aşk: Kör Kuyu(e-kitap) yorumu için TIK TIK!!
Çirkin Güzel-1 yorumu için TIK TIK!!
Ne Olacak Halim(e-kitap) yorumu için TIK TIK!!
 Çirkin Güzel-Aşka Uyanış yorumu için TIK TIK!!
Bir Aşkta İki Cambaz (e-kitap) yorumu için TIK TIK!!
Senden Bebek İstiyorum yorumu için TIK TIK!!



Kitaba Puanım 5/5 


Alıntılar^^

Onur gözlerini önce dehşetle açtı. Ardında gülerek kafasını iki yana salladı. "Hayır, kesinlikle diyemezsin! Hoşlandığım kızın bana 'ağabey' demesi başıma gelebilecek en büyük felaketlerden biri olurdu sanırım" 


♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥


Küçük karısının dudaklarını büzmesine gülümsedi Onur. “Hayattan hiçbir zaman büyük beklentilerim olmadı benim. Buna rağmen hiç beklemediğim bir zamanda sen çıktın karşıma. Hayatımda olman bile ömrümün sonuna kadar mutlu olmam için yeterli bir sebep. Sen varsan, olmayan şeylerin arkasından asla üzülmem ben. Bunu sakın aklından çıkarma, tamam mı?”


♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥


Üstünden ne kadar zaman geçtiğinin hiçbir önemi yoktu. Bazı aşklar zamanla küllenmek yerine, her geçen gün üstlerine serpilen özlem tozuyla alev almaya devam ederdi. Çekilen acı bile buna engel olmayı başaramıyordu. Hasret'in Onur'a duyduğu aşk da böyle bir aşktı.




Yorumumu bitirmeden önce kitaba yeni başlayacaklar hatta okumuş olanlar için kitabımıza çok uyduğunu düşündüğüm bu şarkıyı armağan ediyorum^^




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlar da görüşmek üzere^^
Bol kitaplı günler^^


Buralarda da varım^^








5 Ekim 2015 Pazartesi

Yirmiler Kızı//Sophie Kinsella Kitap Yorumu^^

Selam^^
Bayramımı renklerdirmesi amacıyla Sophie'nin kitaplarından bir tane seçip okuyayım dedim. My Twin'nde daha geçen sene okuyup bana şiddetle tavsiye ettiği Yirmiler Kızı'nı elime aldım ama okumak ne mümkün. İş, misafir derken daha geçen gece bitirebildim. Sophiee yazsın biz okuyalım yaaa, o derece özlemişim ve kalemini seviyorum^^


Sıkıcı bir cenaze, kayıp bir kolye, sürtük bir ruh!

Lara hep uçuk bir kızdı.Yani, hayattaki tercihleri ve devasa tepkileri, bir de kötü kaderi bize bunu söylüyor. Hem, yirmili yaşlardaki sıradan kızların muhabbeti bol hayaletleri pek olmaz, di mi! Oysa Lara'nın büyük teyzesi Sadie, mütemadiyen çarliston dansı yapan bir kız formunda ve bitme tükenmek bilme istekler eşliğinde Lara’ya musallat oluyor. Sadie'nin ruhunun huzura kavuşmasının tek yolu, biricik ve kayıp kolyesinin bulunması.
Lara'nınsa kendi derdi zaten başından aşkın.Yeni kurduğu şirketi iki yakasını biraraya zor getiriyor, en yakın arkadaştan iş ortağına terfi eden sevgili Natalie alıp başını Goa'ya kaçmış ve hayatının aşkı Lara'ya tekmeyi basmış. Neyseki Lara, Sadie ile vakit geçirdikçe hayat daha ihtişamlı bir hal almaya başlıyor ve içine düştükleri define avı entrika dolu ve romantik bir maceraya dönüşüyor.
Acaba Sadie'nin hayaleti, Lara'nın dertlerine deva olabilir mi ve farklı çağlardan iki kız süper bir ikili eder mi?


Konumuz böyle^^
Fantastik tarzda yazmış Sophie'ciğim^^ Hem komik hemde duygu yüklü. Gerçi ben öyle ağlayacak kadar duygulanmadım ama Lara'nın teyzesinin geçmişi beni benden aldı. Uçuk kaçık bir bayan olan Sadie 105 yaşında vefat eder ve ruhu huzura ermediği için en büyük yeğeni Lara'ya musallat olur. Burada her şey normal ve korkunç ama Sadie'nin o zaman ki gibi oluşu, sürekli ve çeşit çeşit elbise giyip, Lara'nın kafasında dır dır etmesiyle korkunç bir tarafı kalmıyor. Lara başta sinir olup, ne olursan ol dediyse de bir kere musallat olmuş, bir de inatçı olunca gel de kurtul. En sonunda yardım ediyor ama hele Sadie'nin her şeye karışması ve dilinin pabuç kadar olması Lara'yı tam bir deli konumundan alıkoyamıyor. Lara'da garibim ne yapsın, hiç ama hiç ziyaretine gitmediği Büyük teyzesine vicdan azabı duyduğundan her şeye katlanmak zorunda. Tabii bu o çok değerli kolyeyi bulana kadar sürecektir. O dakikadan sonra gelsin hayaletsiz yaşam! Mı acaba? :P



Lara sevdiğim ama bazı yerler de dövme hissine sahip olmama vesile olan bir karakterdi. İş hayatı berbat, büyük teyzesi başına musallat olmuş ve ailesinin hepsi kendisini deli zannediyor. Bu deli olma mevzusunu okuyup anlayacaksınız ve Lara için üzüleceksiniz :( Her şeyi karışık Lara'nın Multi milyoner bir amca, her şeye tedirgin olan bir anne ve kardeşini tamama tutmayan abla. Bir de ortadan kaybolan yakın arkadaşı ve ortağı Natalie. Aşk hayatını hiç sormayın zaten, işte en sinir olduğum kısım. Burada Sadie'ye sürekli hak verip, onun tarafında oldum :D Kısacası Lara karakterini sevdim, sırf vicdan azabı nedeniyle girmediği kılık kalmadı :D İşte o sahneleri okuyunca gülmekten yarıldım :P


Sadie, kitabımızın ana karakteri, 105 yaşında ölen ama 23 yaşında olarak hayalet olarak Lara'nın peşini bırakmayan çatlak karakter. Lara'ya başının etini yemesinin bir nedeni var, çok değer verdiği, kaç asırlık kolyesini bulması. Bir çok kez Lara'yı zor duruma soksa da Lara'nın çok iyi kankası ve ortağı oldu çıktı. Bir de Amerikalı ve yakışıklı Ed'le karşılaşınca olanlar oluyor. Orası ne komikti yaaa, Aferin sana Sadie!! :D Sadie'nin fazla özel yeteneği yok ama insanların kulağına gidip avazı çıktığı kadar bağırıp, aynı şeyi tekrar edince inanmayarak "İç sesim şunu diyor..."naraları atıyor insanlar. İşte o sahneleri ayakta alkışlarım :D

Son olarak bir de Ed karakterimiz var :D Lara'nın deyimiyle Amerikalı çatık kaş. Neden böyle dediğini anlamışsınızdır adam baya otoriter. Ama Lara ve Hayalet Sadie (tabi haberi yok ama Ed'in iç sesi oluyor kendisi) ile tanışınca hayatı baya değişiyor. Sadie Ed'i ilk gördüğün de onun zamanın da oyuncu olan bir adama benzetiyor.




Rudolph Valentino İşte Ed'in 1920'lik hali :P

Birde Çarliston dansımız var :D Sadie her oynadığında dans aklıma geliyordu ve "İzlemek isterdim yanii" diye içimden geçiriyordum :D


Lara çoğu kez böyle kıyafetlerle dolaştığını düşünün, yada düşünmeyin :P


Kitabımız gerçek anlamda güzeldi, zaten Sophie'nin bir kitabını okuyan ne kadar güzel ve akıcı yazdığını fark etmiştir. Burada hayal gücünü baya geliştirmiş Sophie ve bizi hayaletli bir kitapla buluşturmuş. Olaylar su gibi akıyor ve neler olduğunu tahmin edemiyorsunuz. Kolye öyle bir yerden çıkıyor ve öyle olayları ortaya çıkarıyor ki şaşırıp kalıyorsunuz.

Sophie'nin her bir kitabını itinayla ve şiddetle tavsiye ederim. Şimdi bir iki kitabını almadım ve listemde ama ilk olarak Audrey'i Bulmak'ı almayı düşünüyoruz :D Harika ve akıcı olan bu kitabı kesinlikle okuyun, okutun ;) Sizde benim gibi çok ama çok seveceksiniz ;)


Kitabımızın kapağı değişmiş bu arada, normalde orijinal kullanılmış ama yeni baskı da kapak değişmiş :) İşte eski kapak;


Detayları da geçtiğimize göre kitaba puanım 5/5



Alıntılar^^

Hemen yanımızdaki iki masada konuşmalar yarım kaldı ve bizim kendini beğenmiş garsonun da izlemek için durduğunu görüyorum. Etrafımızdaki çatal bıçak sesleri ve sohbetler kesiliyor. Hatta havuzun kenarında pişme sırasında bekleyen ıstakozlar bile gözlerini açmış bana bakıyor sanki.

*****

Çok saçma biliyorum ama başka insanlara da ulaşabilmesini azıcık kıskanıyorum. Sadie benim hayaletimdi.

*****

"Sevgili büyük teyzeciğim," diyorum yavaşça. "Muhteşemsin."

*****

Masamdaki açık dergiyi okumaya başlıyor ve bir kaç saniye sonra emrediyor: "Çevir." Yeni alışkanlığı. Aslında bayağı sinir bozucu. Sayfa çevirici kölesi oldum çıktım.



Buralarda da varım^^
Facebook
Twitter
Instagram




30 Haziran 2015 Salı

Bir Aşkta iki Cambaz// Aslıhan Akagöz E-Kitap Yorumu ^^

Selam^^
Yorumlarım gelmeye devam ediyor pek sevgili Fighting Blog sakinleri :D Bu sefer uzun zamandır yazmadığım E-kitap yorumu olacak. Taa geçen sene bu zamanlarda başlamıştım bu e-kitaba, final oldu geçen aylarda ama ben son 5 bölümü okuyamadım. Geçen bir diğer e-kitap olan Bir Ömürde Aşk'a başlamak için finali yapayım dedim, iyi yapmışım. Özlemişim bizim çatlak çifti :D


Seval çalıştığı anaokulu sahibi Damla'nın Kaynı Burak'a ilk görüşten beri aşıktır ama Burak'ın gözü dışarıda olduğu için sessiz sakin, kendi halinde yaşayan Seval'i göremez. Zaman sonra Seval her şeyi göze alır ve Burak'ı baştan çıkarmak ister. Planı gerçekleşmesine gerçekleşir ama Seval'i bekleyen çok şey vardır.


Konuyu yazabildiğim kadarıyla yazdım. İnşAllah spoiler falan olmamıştır :D Bu e-kitabı çok severim, zaten yazarımın e-kitabını, kitabını okuyup da beğenmemezlik olur mu? Her bir satırı, her bir anlatımı çok güzeldi. Şimdi diyeceksiniz senin yazarın diye böyle yazıyorsun falan. Hayır, zerre öyle düşünmeyin, görünen köy kılavuz istemez derler. Alın okuyun bana hak verin ;) Neyse başta dediğim gibi bizim çift diğer çiftlere göre çok farklı ve az çatlaklar :D Ama çok sevimliler.



Seval, e-kitabı okuduğunuz zaman belki yaptığı şeyler nedeniyle yargılayabilirsiniz, yaptıklarını onaylamayabilirsiniz ama zaten olayda burada başlıyor. Seval bunları yapmasa hikaye devam etmez. Seval çok sevdiğim bir karakter oldu. Cesaretine hayran kalsam da bana göre değil :P Yani platonik aşk hepimizin başına gelmiştir, geçmiştir, bir şey yapmamışızdır ama Seval bambaşka bir yöntem deniyor veeeeeee!!! Okuyun öğrenin :P

Burak, sevilesi insan ama bazen sinir olunacak kişi. Çapkın mı çapkın, sevgili konusunda bir baltaya sap olamamış biri. Berke'mizin (Bir Damla Aşk'ın Berke'si) haylaz kardeşi. Berke'ye hiç çekmemiş, gerçi Berke'de az değildi ama bu daha fena. Sonlara doğru nasıl sevilesi oldu anlatamam <3 Seval Şanslı kız vesselam, kime aşık olacağını bilmiş :P 



Her bir bölümü entrika, heyecan dolu olan e-kitabımız çok ama çok güzel ve eğlenceliydi. Bölümlerimiz haftada bir geliyordu ve ben nasıl bekliyorum anlatamam. Seval'in maceraları, yapacakları, Burak'ın vereceği karşılık falan onları okumak harikaydı. Serinin 3. kitabı olan Bir Aşkta İki Cambaz'ın en kısa zamanda kitap olmasını canı gönülden istiyorum!! :) Tabii ilk olarak Bir Yudum Aşk Sonra Berke ve Damla'nın hikayeleri Bir Damla Aşk ve Bir Aşkta İki Cambaz. Harika bir seri. İlk Bir Yudum Sevgi'yi okumadım ama bu seriyi seviyorum. Şimdi sırada Bir Ömürde Aşk var. Bölümler haftada bir geliyor ve bu da her bir bölümü olay yaratacak türden. ;) 


Not: Bir Ömürde Aşk'da Elif ve Ömer var. Bu çiftimizin tanışmaları falan Bir Aşkta İki Cambaz e-kitabımız da, yani hemen bu e-kitaba başlamayın derim baya fransız kalırsınız :D

Şu an için okuyun derim tabii serinin ilk ikisini okumadıysanız biraz kafanız karışabilir ama olsun pek sorun olacağını sanmıyorum ;) Şu an bölüm sosyal medya platformların da bulunmakta ;) Ama okumak için acele edin, artı kesinlikle tavsiye ederim ;)


E-kitap'a puanım 5/5



E-kitap'a ulaşabileceğiniz linkler;

Facebook: Clevergirl Hikayeleri (Bir Aşkta İki Cambaz)
Wattpad


Yazarımın Diğer kitaplarına, e-kitaplarına yaptığım yorumlar;

Çirkin Güzel
Çirkin Güzel-Aşka Uyanış
Bir Damla Aşk
Aşk: Kör Kuyu
Ne Olacak Halim


E-kitap olduğu için alıntı yok, inşAllah kitap olduğunda okur isem alıntı çok olacağını söylemek isterim ;)


Başka yorumlarda görüşmek üzere canlar^^ 
Sevgiyle kalın ;)



24 Nisan 2015 Cuma

Kitap Tanıtımları^^

Herkese Merhaba^^
Son zamanlar da sadece kitaplar hakkında paylaşım yaptığımın farkındayım ama Kore ile ilgili paylaşımlar çok uzun olduğu için geniş bir zamana ihtiyacım var ve halen daha o zamana kavuşamadım :( Yine ve yeniden doluyum :P Neyse son zamanlar da harika haberler alıyorum, görüyorum ve beğeniyorum :D Ephesus Yayınları yepyeni kitaplar çıkıyor daha doğrusu yeni baskı yapıyor hatta bu kitaplar ciltli O_o En sevdiğim^^ Neyse kitaplarımıza bakalım^^


İlk kitabımız kaç sene önce okuduğum yazarım Güneş Demirel'in kitabı Şimdi Benimsin^^ Yeni baskısını dört gözle bekliyorduk ve Ephesus Yayınları bir anda sürpriz yaparak çıkardı hemde ciltli^^ Ne kadar sevindim ve heyecanlandım anlatamam^^
Şimdi tanıtımımız yapalım :*



Kötü bir başlangıçtı onlarınki. Ne Elif hak etmişti başına gelenleri, ne de Fırat istemişti böyle olmasını. Bir gecede hayatlar değişmiş, hayaller yıkılmıştı... Zaman unutturabilir miydi kötü anıları? Affedebilir miydi günahı? Haksızlıkların en büyüğünü yaşayan Elif, ailesi tarafından dışlanırken, felaketi olan insanlar tarafından sarıp sarmalanır. Her geçen gün nefret ateşiyle bilense de, hayata tutunmaya çalışır.

Fırat ise pişmanlıkları ve vicdanı ile savaşırken, Elif'in masumiyetine ve güzelliğine yenilir. Gün geçtikçe ilmek ilmek her hücresine işler Elif. Artık Fırat için hayatın amacı, affedilmek ve kara sevdasına karşılık bulabilmektir. İki töre mahkûmunun hayat yolculuğuna eşlik ederken, hem yüreğiniz acıyacak, hem de dev bir aşka tanık olacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)


♥♥♥♥♥♥♥♥



Tazecik resimlerde geldi^^ Şunun tatlılığına bakın hele ^_^ ♥♥♥♥

Kitabımız İzmir Fuarına kavuşacak gibi, zaten yazarlarımız da imza için orada ;)


İkinci kitabımız ise yine Ephesus yayınlarından^^
Fatma Erdek'in kalemini severim, bu kitapta güzele benziyor^^
Şimdi konumuza bakalım;




Karanlıkta bile gören gözdü yürek. Bir kez bağlandığında, iz sürüyordu. Onlar sevgiyi de, acıyı da birlikte yaşamışlardı. Büyüklerin dünyasında kötülüğün kurbanı olmuş, kaderin savurduğu farklı yönlerde kaybolmuşlardı.

Yıllar geçmiş, yaşamlar değişmiş, dile getirilemeyen acılar karanlıklarda hapsolmuştu. Ancak bir gerçek vardı ki; aynı ateşte yanan yürekler, biraz örselenmiş, biraz olgunlaşmış olsa da, birbirini tanıyordu.

Fakat hayat bu kez onlara farklı roller çizmişti. Gece, intikam ateşiyle yanan bir kadın… Şafak, sevdiği kadını korumak için kendinden vazgeçmeye hazır bir erkek… Gerçeği ararken, aşkın ve tutkunun esiri olan iki yürek…

Bir yanda dar, çıkmaz sokaklar, birbirine yaslanmış gecekondular, benzer yazgılar, yüzler, insanlar… 

Diğer yanda karanlığa sahte ışıklar yakan sazlı sözlü mekânlar, suçlar, suçlular, hem sefil, hem de göz alıcı hayatlar…

Tehlikenin koynunda, sırlarla çevrili derin bir AŞK hikâyesi okumaya hazır mısınız?
(Tanıtım Bülteninden)




Kitap tanıtımlarımız böyle^^ İzmir Fuarına o zamanlar da gidecek olanlar şanslı, hem yeni kitap hemde imzalı kitap daha ne olsun^^


Başka bir yazımda görüşmek üzere^^