İnkılap Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İnkılap Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2022 Çarşamba

Çalıkuşu//Reşat Nuri Güntekin Kitap Yorumu^^

 Herkese selammm^^
Artık hal hatır sormakla başlayınca kendimi tekrar ediyormuşum gibi hissettiğimden bugün farklı bir şey yapıp, eskisi gibi direkt yorum için giriş yapacağım. :D
Çalıkuşu edebiyatımızın en sevilen klasiklerinden biri, bilmeyen çok nadirdir. Dizisi çekildi, filmleri oldu, çoğu dizide, filmde(belki) geçti. Vs. vs. İlla ki bir yerden görülmüştür. Ben ise ilk olarak dizi olarak biliyordum, lisede kitap okuma alışkanlığı kazandığım da arkadaşımdan ödünç alarak okumuştum. Sonrasında aradan seneler, seneler geçti ve çok sevdiğimiz bir arkadaşımızda hediye olarak geldi. Manevi olarak anlamı çok büyük. Geleli uzun zaman oldu, bir türlü okumaya cesaret edemedim. Sonunda bazı uğraştığım şeyler için lazım olunca okumak istedim.
Dizisini bildiğim için unuttuğum çok az yerler vardı, o yüzden eğer dizisini bilmeden okuyacaksanız çok şanslısınız bence. Şimdi yıllar önce okuduğum için illa unuttuğum yerler olmuştur, ama dizi-filmlerde görsel olarak hafızada kalıyor.


İstanbul köklü bir ailenin kızı olan çocuk ruhlu Feride'nin çok sevdiği nişanlısı tarafından ihanete uğramasıyla kendini öğretmenlik mesleğine adaması ve hayatını kazanabilmek için Anadolu'da şehir şehir dolaşması anlatılır.

Şimdi ilk olarak Anadolu diye geçiyor ama ilk olarak Bursa'da, sonrada Çanakkale'de, en sonlarda İzmir'de vb. illerde oldu. Bu anadolu olmuyor şimdi, bunda bir anlaşalım. Öyle olması için, Sivas, Erzurum, Kars vb. illerde olması gerekirdi. Değinmek istediğim yer çok saçma ama bana göre mantıklı, sebepsiz yere bahsetmek istedim. :D
Feride'ye, yani Çalıkuşumuza baktığımızda çocuk yaşta annesini ve babasını kaybettikten sonra teyzelerinin yanına taşınan Feride'yi babası tez canlılığı nedeniyle yatılı okula verir. Okulu bile altına üstüne getiren Feride teyzelerinin yanına gelince daha da ele avuca sığmaz biri olur. Ağaçlarda geçen günlerinden sonra takma ad olarak Çalıkuşu dendikten sonra lakamının hakkını verir. Bir gün ağaçlarda gezerken şahit olmaz zorunda kaldığı olaydan sonra işler karışır. Teyze oğlu Kamran sürekli okula gidip gelmeye başlar, bu gidip gelmeler sonunda aşka ve evliliğe dönüşür. Feride çok sıkıntılı zamanlar geçirse de Kamran'ı sevdiğini kendine itiraf ettikten sonra her şey kolay olmaya başlar, ta ki düğün gününe kadar.
İşte bu olaydan sonra Feride elindeki diplomayla öğretmen olarak yola koyulur. Kitabın asıl amacı burada başlıyor zaten. Feride'nin gittiği her köy, kasaba, okul farklıydı ama insanlar ve düşünceleri hep aynıydı. Genç ve güzel bir kız olması herkesin ilgisini çekince dedikodularda susmak bilmiyor tabii.
Feride her gittiği yerden bu tarz durumlarda kaldıkça yerin dibine girip anında orayı terk ediyor ama ne çare peşini bırakmıyor bu laflar, söylentiler. 
Bir yerde meslektaşının aşkı, bir yerde gülbeşeker diye anılıp, erkeklerin göz bebeği olması.. Böyle uzayıp gidiyor liste.
Feride'nin işinden, yani mesleğini beceremediğinden dolayı değil de saçma sebepler yüzünde sevdiği yerlerden ayrılması onun kadar beni de üzdü. O zaman cahillik varmış, herkes herkesi kendi gibi bildiğinden başkalarının hayatlarını zehir etmekte üstlerine olmuyor. Aşırı sinirlendim okuduğumda, ya yok yani mantıklı bir sebep sadece bir yerde oldu ama onu bile ne tarafından bakarsan bak yine saçmalık.
Feride o kadar zorluklardan sonra güçlü kalmaya çalışması, aşkını kimseye anlatmadan içinde yaşaması, kimsesiz bir kızı kendi kızı gibi sevmesi, kendisi için duyumlardan sonra verdiği kararlarını hepsi çok güzeldi. Daha yazacak çok şey var Çalıkuşu için ama bunları okuyarak, Çalıkuşu'nun yaşadıklarını bir nebzede olsa hissederek öğrenmek başka bir deneyimdi.
Instagram'da paylaştığım zaman daha çok öğretmen olan takipçilerim ya da aday olanlardan aldığım mesajlar çok güzeldi. Tercihe bağlı ama bir öğretmenin okuması gereken bir kitap bence.


Diğer karakterlerden Kamran hakkında ne yazsak az. Öğrendiğim şeyden sonra ona olan güvencim yerle bir oldu. Feride o kadar haklıydı ki, tabii kaçıp gitmesi, teyzelerinden uzaklaşması, dünyada tek başına kaldığını hissetmesi o kadar zordu ki acaba yapmasa mıydı, kaçmasa mıydı dedim. 
Öğrendiğim şeyden sonra beter ol Kamran dedim ama tek başına olsaydın daha iyi olurdu. :P

Kitapta bir sürü karakter vardı, iyi ne kadar çoksa kötüde vardı haliyle. Munise mesela, Çalıkuşu'na dert ortağı oldu. Bu konu hakkında fazla yazmayacağım.
Sonradan dahil olan Hayrullah Bey ise bence kitabın en en en iyi karakteriydi. Tabii ağzına geleni söylemesi, Feride'yi çoğu kez utandırması aşırı eğlendirdi. Devamında yaptıkları peki? İşte asıl kitap orada kopuyor.

Kitap hakkında neler neler yazardım buraya ama yazmak değil anlamak önemli. O yüzden spoiler yemeden, huzur içinde, sindire sindire okumanızı öneriyorum. Tabii önceden bir kaç şey biliyorsanız olası sürprizleri kaçırıyorsunuz ama verdiği mesaj, kadının gücü, unutulmayan ihanet ve aşk hepsini harmanlamış kitabın detaylarıyla okumanızı öneririm. Başucu kitaplarınızdan biri olması dileğiyle...


Birazda uyarlamaları hakkında konuşalım.
1986 yapımını çok seviyorum, zaten Çalukuşu'nun jenerik müziği de buradan çıkma diye biliyorum. İnşallah kısa zamanda tekrardan izlemek istiyorum ama izlediğim yerlere baktığımda birebir aynı yapmaları çok güzel. Tabii değişen yerler var. Filmi hakkında bir şey bilmiyorum, sadece Türkan Şoray'la, Kartal Tibet'in oynadığını gördüm.
Yeni uyarlamasına bakacak olursak kitaptan o kadar farklı yaptılar ki izleyenler sadeve dönem dizisi diye izlemiştir kesin. O kostümlerle, oyuncularla kitapla aynı yapmak zor olmamalıydı. En azından Feride'nin öğretmen olma serüvenini görseydik.
Zaten final bölümünü seven olmamış, ben de az baktım da o ne yaa öyle dedim. Yine de denk gelirsem bakmamazlık yapmam. :D Fahriye, Burak çifti çok uyumlulardı çünkü. :)
Siz hangisini izleyip sevdiniz?
Not: Doğrusu kitap bitince nasıl yorum yapabilirim diye çok düşündüm ama yoruma başladığım andan parmaklarım klavyeden aktı gitti, umarım yorumumu sevmişsinizdir. 😊


Klasiklere puan vermediğim için direkt alıntılara geçiyorum.



Alıntılar^^

Bazıları, vurulduklarının farkında bile olmazlar; üç beş adım koşarlar, kaçıp kurtuluyoruz sanırlar. Yara sıcakken acımaz, hemşericiğim. Hele bir kere soğumaya başlasın. 


*****


Burada kar, bir kere yapmaya başladı mı, nisana kadar bir daha kalkmazmış. Ne iyi şey, demek yaprakları bile siyah görünen bu karanlık ve can sıkıntısı memleketin asıl baharı kış aylarında başlıyor.



*****


Dünyada, bir parça iyilik edebilmekten daha güzel bir şey olmuyor.


*****


Ah, bu erkekler! Hepsinde aynı gurur, aynı kendini beğeniş. Bizim de bir kalbimiz olduğunu, bizim de "mutlaka" isteyecek bir şeyimiz olabileceğini, bir türlü akıllarına getirmek istemiyorlar.





Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle ve sağlıkla kalın^^



Buralarda da varım^^





30 Ocak 2018 Salı

Gulyabani//Hüseyin Rahmi Gürpınar Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Türk Klasiklerini daha çok okumaya dikkat edeceğimden bahsetmiştim. O yüzden yavaş, yavaş stok yapmaya başladık ve okumaya da devam ediyorum. Gulyabani kitabı da bu kategoriye giriyor. Aldığım zamandan beri çok merak etmiş, bir türlü okuyamamıştım. Ve sonunda okuyup çok sevdim. Yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar o zamanın fantastik yazarlarından. Şu zamanda yazılan fantastiklerle kıyaslamayın çünkü kitapta geçen doğa üstü varlıkları az çok biliyor ve bunları okuyup hem korkup hem çok gülüyorsunuz. :)

Toplumun peşin yargılardan, geleneksel düşünce kalıplarından ve akla aykırı her türlü hurafeden kurtulması gerektiğine inanan Gürpınar'ın toplum içerisinde din kisvesine bürünmüş batıl inanış ve hurafeleri yerdiği Gulyabani romanı aynı zamanda edebiyatımızın fantastik öğeler barındıran ilk korku romanıdır. Gulyabani'de Musine Hanım adında kimsesiz bir kadının hizmetkârlık yaptığı çiftlikte gerçekleşen doğaüstü olaylar ve sahtekârlıklar etrafında yaşadığı maceralar anlatılır.

Kitabı Süt kardeşler filmiyle bağdaştırabiliriz. Normalde böyle olması çünkü Süt kardeşler filmi bu kitaptan esinlenmiş. Ama şöyle ki Süt Kardeşlere bir kaç ekleme yapılmış. Yine de her ikisi de çok güzeldi.
Olaylar Munise hanım karakterinin etrafında gelişiyor ve o zamanın hurafe denilecek şeylerden etkilenen insanları anlatıyor. Musine uzak akrabası Ayşe hanım tarafından İstanbul'dan uzak bir konağa hizmetçi olarak işe götürülür. Munise anlatılanlardan ve şüpheli hal ve hareketlerden korksada akrabasına güvenip konağa gider ama gittiği zaman konakta tuhaf şeylerin olduğuna şahit olup gitmek ister lakin ne mümkün, artık o konağa ayak basmıştır ve gitmesi zordur.
Zorlu zamanlar ve geceler geçiren Munise karakterinin aklını kaybetmemesine şaşırdım. Yazar öyle bir anlatım sergiliyor ki bir an okuyucular korkuyor. :D Yaşanan olayları, Munise'nin cesaretli oluşunu, evin hanımı, yaşlı hizmetçilerin olaylara bakış açısını ve en önemlisi yaşanan trajikomik olayları okudukça gerçekten çok eğlendim. 


Klasik oluşundan çekinmenize gerek yok, evet biraz ağır ama yine de akıcı ve bir gününüzü alacak güzel klasiklerden. Kitaba başlangıç kısmı ve devamı çok güzeldi. İlk olarak okuyucu Hanımninelerden yazara yeni yazacak kitapları hakkında bilgi ve fikir vermesi ve yazarın bunu dikkate alıp böylesi bir kitap çıkarması gerçekten takdire şayan. Devamında olayları yaşayan kişiden, hikaye tarzında dinliyormuş gibi anlatılması eski yazarlarımızın ne kadar güzel yazdıklarını ortaya koyuyor. bunlara artı olarak okurken hem eğlenip hem de yaşananlardan dolayı dersler alıyoruz.

Sonu tahmin edilebilir değil, kafamda çok şey kurdum ama bir tanesi bile olmadı. :D Çok zekice yazılan, eğlenceli, kolay okunan klasiklerden olduğu için kesinlikle tavsiye ediyorum. Şu an My Twin yazarın Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç kitabı okuyor ve bayılmış. Bununla beraber alışveriş listesine yazarın bir kaç kitabını daha ekledik. Kesinlikle okunulması gereken yazarlardan biri. :) Ve son olarak ekliyorum ki ne varsa klasiklerde var. Ben okudukça acayip mutlu oluyorum ve sizlere de tavsiye ederim. :)
Not: Kitap bir çok yayınevinden çıkmış, ben İnkılap Yayınevini tercih ediyorum. Bir kaç kitap istisna ama varsa eğer İnkılap'dan alın. Yine de sırf fikir olsun diye bir kaç yayınevinden alıp sadeleştirmeleri nasıl yapmışlar incelemeyi düşünüyorum. :)




Alıntılar^^

"Ben bunların ellerinden ölmezsem bile meraktan öleceğim. Bu kadar garipliğin içinden bir şey merak etmeksizin nasıl yaşanır? Merak etmemeye uğraşıyorum ama mümkün olmuyor."


*****

İnsanlardan kapalı olan bahtım perilerden açıldı. Hayırdır inşallah. Başıma neler gelecek? Hep birden beni neden beğenmişler? Hay beğenemez olaydılar!


*****


"İnsanların dişlerini ağzından söküp başka bir yerine yerleştirmek lazım gelse neresine koymalıdır?
"Gözlerine efendim."
"Neden?"
Çünkü bazı kötü niyetliler, soydaşlarını gözleriyle de yerler."




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^




 Buralarda da varım^^





16 Aralık 2017 Cumartesi

İntibah//Namık Kemal Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Hız kesmeden yorumlara gelmeye devam ediyor. Bu yorumum ne zaman yayınlanır bilmem ama ben Kral Katili yorumundan hemen sonra, şu an yorumu yazmaya başladım.
Namık Kemal'i tanımayan kimse yoktur. Tanzimat Dönemi Edebiyatcılardan biridir. Daha çok şiir ve tiyatro yazıları kaleme alan Namık Kemal'ın sadece iki tane romanı vardır. Biri bu İntibah ve ikinci kitabı ise Cezmi'dir. Daha fazla bilgi için sizleri BU sayfaya yönlendiriyorum.
Kitabın ilk önsüzünü okuduğum zaman kitap böyle devam ederse zor bitiririm dedim ama tam konuya başladığım zaman o kadar akıcıydı ki hayret ettim. Bu tarz edebi kitapların ne kadar ağır olduğunu bilenler bilir. Bu kadar akıcı olmasını tabii ki de çeviriye bağlıyorum. 
Sevdiğim bir kitap oldu, verdiği mesaj, konu açısından herkesin okuyabileceği ve ders çıkarabileceği edebi klasikler arasında.

Gerçekçi bir dille yazılmış olan İntibah, aşırı korumacı bir aile tarafından yetiştirilen bir delikanlının yaşamın zorluklarıyla başa çıkamaması ve gerçek dünyaya uyum sağlayamamasını konu alır.
Roman akıcı bir anlatıma sahiptir. Yaşanan olaylar karşısında soğukkanlılığını koruyamayan, pek düşünmeden ani kararlar veren delikanlı, hem kendisinin hem de sevdiklerinin hayatını mahvedecektir. "Son pişmanlık fayda etmez" şeklinde özetlenebilecek olan olaylar dizisi, dönemin yaşam tarzı, alışkanlıkları ve artık günümüzde geçerliliği kalmamış sosyal düzen içerisinde anlatılır. Uyanış anlamına gelen İntibah, gerek yazıldığı dönemle, gerek dönemin edebiyat anlayışıyla ilgili fikirler vermesi bakımından önemlidir.

İntibah konuda da dediği gibi Ali Bey karakterinin yaşadıklarını ve bu konudan ne dersler ve ne pişmanlıklar çıkardığını konu alıyor. Yaşadıkları ve yaşattıkları gerçekten zor ve katlanılamayacak tarzdaydı. Okuduğunuz zaman klasik Yeşilçam filmleri diyebilirsiniz ama dikkat ederseniz ki bu kitap o filmlerden seneler önce yazılmış. Burada bir aydınlanmaya tanık olduktan sonra yoruma devam edebilirim. Karakterlerden ne kadarını tanıtayım, anlatayım bilemiyorum. Sadece sinir olup, sevdiklerimi yazsam yeter bence. Geri kalan karakter analizini kitabı okuyunca sizler yapabilirsiniz. 
Ali Beyi ve Mehpeyker'i sevmedim, konudan anlaşılıyor olabilir. Ama Ali Beyin annesi Fatma hanımı ve Dilaşub'u çok sevdim. Ali Beyin verdiği kararlar ve fevri hareketleri tam dayaklıktı ama zaten kitabın amacıda bu.

Kitabı gerçekten çok sevdim ama ilk ön sözde yaptığım hata nedeniyle biraz hayal kırıklığı yaşadım. Eğer İnkilap Yayıncıdan alınmış bir kitap ise ön sözü belli bir noktaya kadar okuyun, hatta o kısmı bırakın kitap bitince tekrar başa alır okursunuz. Bunu söylememdeki sebep ise ön sözde kitapta baştan sonuna kadar gerçekleşen olayları konu alan kısacık bir yazı var, boş bulunup okuyunca kitabın sonunu okumuş oldum. Kitabı etkiledi mi evet ama beni pek etkilemedi, ben zaten edebi yönüyle okumak istemiştim. Biraz bu yönde de sıkıntı var işte, evet günümüz Türkçesine çevrilmiş ama keşke daha eski kelimeler, sözlükler kullanılsaydı diyorum zaman geçtikçe. Bu tarz kitapları düz yazı olarak okumak biraz üzdü beni. Yukarıda sevdim dedim, doğru. Sıkmadan bitirdim kitabı ama kelime hazineme yeni kelimeler eklemek için biraz daha eski kelimeler kullanılsaydı süper olacaktı.  Belki yolum düşerse başka bir yayınevinin İntibah kitabına bakar, kıyaslama yaparım artık. Namık Kemal'in daha çok şiir ve tiyatro yazıları olduğunu bildiğimden roman tarzı kitabı olduğunu bilmiyordum, şimdi Cezmi kitabını da almayı düşünüyorum. Seri olarak bozulmasın diye yine İnkılap Yayınlarından.


Verdiği mesajlar ve sizi sıkmayan akıcı dili nedeniyle tavsiye edeceğim bir kitaptı. Diğer yayınların  çevirisini bilmediğim için bir şey diyemem ama bunu öneriyorum. Ben bunu da sevdin, sizde seversiniz bence. Ama şunu da baştan söyleyeyim Tanzimat dönemi olsa da fazla ebedi metinler beklemeyin.(Yukarıda da dediğim gibi.) :)




Alıntılar^^


İnsanoğlu tabiatın elinde ne garip bir oyuncaktır.


*****


İnsanoğlu, her adımını mezardan uzaklaşmak için atar, fakat yine de her adımda mezara biraz daha yaklaşır.


*****


Seni sevdim! sözünü ağzından işittiğim zaman sevincimden nasıl çıldırmadığıma hala hayret ediyorum.

Alıntıya not: Tabii bu başka dilde yazıldığı için bu kadar sade gelebilir ama çok anlamlı.


*****

Bir annenin evladına kırgınlığı en çok sürse ıslak tülbent kuruyuncaya kadar sürer.





Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yazılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın.^^



 Buralarda da varım^^




11 Aralık 2017 Pazartesi

Kitap Alışverişi//BKM Kitap^^

Selam^^
Kitap yorumlarından sonra sıra kitap alışverişi yazısında. Uzun zamandır kitap almıyorduk, almasak da iyiydi ama babamızı ikna edince neden olmasın dedik ve listemizi hazırlayıp siparişimizi verdik.  Liste genel anlamda istediğimiz kitaplardı, bir kaç kitap sürpriz oldu o kadar. Evet gelelim kitaplarımıza.^^


İlk olarak bir sevinen gif ekleyeyim. :P





Sırça Köşk//Sabahattin Ali^^
Kürk Mantolu Madonna'dan sonra Sabahattin Ali kitaplarını toplamaya karar verdik. Her ay bir tane alsak tamam. Şaka bir yana klasikler için başlangıç yapma zamanı geldi, geçiyor bile. :)





Gulyabani//Hüseyin Rahmi Gürpınar^^
İkinci klasiklerden olan Gulyabani'yi TK mağazasından aldım. Bir kaç kitap daha vardı ama bu kitap daha çok ilgimi çekti. En kısa zamanda okuyacağım. :)





Tarihin Sınırlarına Yolculuk//İlber Ortaylı^^
Kendisini sosyal medyada sık gördüğümüz bir tarihçi. Ne demek istediğimi anladığınız için detaya girmeye gerek yok. :D Bir çok tarihçinin kitaplarını okumak lazım ama My Twin İlber Ortaylı kitabı isteyince tamam dedim. :) Kitabın içeriği soru cevap şeklinde, beğenirsek devamını alırız. Bu arada seri oluyor kendileri.





Uyanış//Scott Sigler^^
Go Kitap'ın yeni çıkan kitaplarından biri, ben konusundan doluyu pek oralı olmadım ama My Twin alalım dedi, bir şey diyemedim. Umarım güzel bir kitaptır.



Mirasçılar//Kim Eun Sook^^
Olimpos Yayınları Kore dizilerinin kitaplarını çıkardığını bilmeyen kalmadıysa, bizimde bu kitapları koleksiyon gibi biriktirdiğimizi de artık biliyorsunuzdur. :D Kız Arkadaşım 9 Kuyruklu Bir Tilki'nin ikincisini henüz almadık ama böyle ikili kitaplar neden oluyor yaaa. :( Neyse ki Olimpos insaflı da ucuz çıkarıyor. :)



Bunlarda klasik ayraç ve afiş.
Afişe bayıldım ama ayracın fan yapımı olması olmamış Olimpos! :/






Seksen Günde Dünya Gezisi//Jules Verne^^
Gelelim Modern Klasiklere. Asıl adı Seksen Günden Devri Alem olan kitabın klasik alini görünce almak istedik. Fighting Instagram hesabına bakarsanız benim için ne kadar anlamlı olduğunu öğrenebilirsiniz. :)
Bu kadar kalın ve isminin değişik olmasına anlam veremedim ama en kısa zamanda okuyacağım bir kitap kendisi. :)
Not: Umarım Deniz Altında Yirmi Bin Fersah kitabını da çıkarırlar. :)





Alice Harikalar Diyarında//Lewis Carroll^^
Modern Klasiklerden ikincisi. Uzun zamandır almayı düşünüyordum, İş Bankası Yayınlarından çıkanı görünce de hemen almak istedim. Lakin kitabın üzerinde ki domuz resminden dolayı keşke almasaydım dedim. Bu tarz şeylere çok takılırım ben. Sevmiyorum. İçeriğinden ne olursa olsun -ki onunda bir sınırı var-direk resim olması bana itici geliyor. Çok saçma bir düşünce dediğinizi duyar gibiyim ama herkesin kendi hür, özgür düşüncesi değil mi?
2 tane olmasının nedeni ise yanlışlıkla 2 tane sipariş vermemizden kaynaklı. :P





Toplu kitaplarımız.^^

BKM Kitap'tan yine memnun kaldık. Zamanında, özenle göndermiş kitaplarımızı ama ilk aldığımız sipariş gibi de değildi bu kargo. Derler yaa iyi dedik iyiliği çıktı. Birinci olarak kargoda fatura yoktu, ikinci olarak da ilk kargolarda olan garanti belgesi ve ayraç yoktu. Ya özensiz bir düzenleme oldu ya da daha eskisi gibi ilgilenmiyorlar. Umarım çizgilerinden çıkmaz, Okuoku gibi olmazlar.^^
İlk sipariş verecek arkadaşlara da tavsiye ediyorum bu arada.^^
Kapıda ödeme dahilinden güvenilir bir site BKM Kitap.^^




Bir yazının daha sonuna geldik.
Kitapların daha iyilerinin sizlerle olması dileğiyle, sağlıcakla kalın. :*



 Buralarda da varım^^