röportaj etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
röportaj etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ekim 2014 Salı

Yazarım Güneş Demirel ile Harika Röportaj Ve Ufak Bir Sürpriz^^


Herkese Kocaman Merhaba^^

Bayramımızın son günündeyiz, geç olsa da Kurban Bayramınız Mübarek olsun^^
Gelelim şu an yazdığım ve yayınladığım yazıya^^ Beni bilen tam bir Güneş Demirel hayranı olduğumu bilir. Yazarımın yepsyeni kitabı şimdi raflar da hatta okuyup yorum yapan bile oldu :) Ben de kitabı sipariş ettim hatta erken gelirse ilk fotoyu burada yayınlarım dedim ama bayram araya girdiği için kargo gelmedi :( Gelince düzenleme yapar buraya eklerim ;)

Lafı fazla uzatmadan Yazarıma röportaj teklif ettim ve beni kırmadı kabul etti (Nasıl sevindim anlatamam <3 ) Aslında daha erken yayınlayacaktım ama bazı sebeplerden ötürü (turlar, okul yoğunluğu falan) şimdi yayınlamak durumunda kaldım :)

İlk olarak tanımayanlar için yazarımın kitaplarından bahsedeceğim :) Sonrasında da ise Röportajımız ve son olarak bir sürpriz^^


 En!!!!!!! Sevdiğim!!! <3 <3 <3

Hüznün aşka doğru attığı her adım onun kelimelerinden biri...
Her cümlesi acı dolu bir yüreği aşka daha çok yaklaştırıyor.
Güneş Demirel, klavyesinde gezinen parmaklarının yüreğinize dokunduğunu hissedeceğiniz bir yazar.

Şimdi Benimsin
Elifle Fıratın onlardan ummayacağınız aşkının romanı.
Acıyla başlayan her aşk gibi yakıcı onların aşkı da. Çaresizliğin birleştirdiği her çift gibi onlar da aslında yalnız.
Tabii birbirlerinin olana kadar!

Elifin aile özlemine umulmadık şekilde yer açan yeni ailesiyle hissettiği huzurun doğurduğu bir aşk, Fıratın kendini ispat için başladığı ama içten içe kıskanarak büyüttüğü bir aşk onlarınki.
Yalnız kaldıkları her saniye nefretken önce alışkanlığa sonra da vazgeçilemezliğe doğru ilerliyor...

Okumaya başlayın... Sayfaların yetmeyeceğini göreceksiniz!


Yorumum için TIK TIK!!



Yürekleri dağlayan kitap :'(

 Kardeş gibi büyüyen, hayatlarını çocukluklarından beri ayrılmaksızın geçiren Çiçek ve İpek de içlerinde binlerce hüznü barındırıyorlardı.

Her daim birbirlerinin sırdaşı, dert ortağı, en büyük dayanağı olan bu iki genç kadın öylesine güçlü bir dostluğa sahiplerdi ki ölümün koyduğu engelleri bile aşacaklardı.

Türk Edebiyatı'nın genç yeteneklerinden Güneş Demirel'in ikinci eseri SEN YOKKEN gerçek dostluğun, aşkın ve emek verildikçe artan bir sevginin hikâyesi.

Duygu yüklü, sürükleyici ve bir solukta okuyacağınız bu romanı elinizden bırakamayacaksınız.


Yorumum için TIK TIK!!


 

 Ben neredeyim, kimim, unutmam an meselesiydi... Kelimelerle tarif edemezdim, kalbim yerinden fırlayıp onun kalbini yakalayacaktı neredeyse... Sevmek ne garip şey... Alıp yüreğime bassam ya da öpsem doyar mıyım?

Hayatı koca bir bilmece olarak görenler için nefes aldığımız her dakika aslında bir sürprize kapı aralar. O sürprizler bazen neşe bazen hüzün getirir bize. Aşk da o sürprizlerden biridir.

Katran karası gecelere yatar, ansızın açan pırıl pırıl güneşli sabahlara uyanır insan. Yağmur'un hayatına basit bir top darbesiyle giren Özgür, kalbi aşkla çarpan bir adamın bir kadının hayatına nasıl sürprizler taşıyabileceğinin kanıtı adeta. Can dostu Suna'nın güvenli limanına sığınmış, kendini 'fazladan' her türlü duyguya çok erken kapamış, gelecekten çok geçmişe bakarak yaşama yanılgısına kapılmış bir kadının adım adım yüzünü nasıl da aşka, sevgiye çevirebileceğini anlatan 'böyle hayatlar da var' dedirten bir roman...

Edebiyatın genç ve güçlü kalemi Güneş Demirel yine en sahici duygularımızla yüzleşmemiz için sayfalar dolu süren bir serüvene davet ediyor bizi...


Yorumum için TIK TIK!!


Bazı aşklar derin izler bırakır. Çekip gitmek yetmez unutmaya.

Kerem, gözlerinin içindeki ışıltıya yakalandığı an tutulmuştu Bade'ye… Bade aşktı… Hayattı… Nefesti… Ateşe dokunmaktı… Ona bakmak bile, ateşe âşık bir pervane gibi yanmayı kabul etmek demekti.

Bade her hücresiyle âşıktı Kerem'e… Hiç kimse onun gibi ürpertemezdi yüreğini, titretemezdi benliğini. Ancak Kerem'in korkuları, Bade'nin güvensizliği, ayrılığı davet etmişti aşklarına Ama ayrılmak, aşktan vazgeçmek değildi. Aşk bitmiyor, tutku dinmiyor, yürek söz dinlemiyordu…

Bade'nin yenemediği gururu ve vazgeçemediği inadıyla savaşabilecek miydi Kerem? Bir savaş mıydı ki aşk? Mutlu olmak için, diğer yarısının peşinden koşmalı mıydı insan? Susmak yerine, haykırmalı mıydı aşkı?





Kitaplarımızı tanıdıysak ve şimdi de sıra da röportajımız^^
Keyifli okumalar^^


 1-Yazarım Güneş Demirel'e bu söyleşi için çok teşekkür ediyorum. Birazcık kendinizden bizlere ve sizi yeni tanıyanlara bahsedebilir misiniz?

Merhabalar. Ben teşekkür ederim, güzel bir söyleşi olacağına eminim. Güneş, iki çocuk annesi… Yazmayı görev değil de severek yapanlardan. Hayata ve insanlara pozitif bakmayı bilen ve her daim şükreden biri.

2-Kitaplarla ilgili sorulara geçmeden biraz daha kişisel bilgi edinelim hakkınız da :) Boş zamanlarınız da kitap yazma dışında neler yaparsınız? Hangi filmleri, kitapları, müzikleri vb. şeyleri seversiniz?

Aslına bakarsanız pek boş vakit bulamıyorum son zamanlarda. Ve bulabildiğim anda da yazıyorum. Ancak akıcı olan her türlü filmi izler, kitabı okurum. Müzik ise vazgeçilmezim. Kulak tırmalamayan her şeyi dinleyebilirim.


3-Klasik sorularla devam edelim :) Kitap yazmaya nasıl başladınız, vesile olan biri var mıydı?

Vesile olan biri yok. Küçükken kısa kompozisyonlar yazardım,  şimdi ise epeyce uzun şeyler. Okuma ve yazmayı öğrendikten sonra yazacak bir şeylerim hep oldu.


Yazarım yeni kitabı Aşk Kantları'nı imzalarken^^


Not: O imzalı kitaplardan biri de belki bizim olur. Gelince göreceğiz artık ;)))


4-Olmazsa olmaz sorulardan biri, kitaplarınızı nasıl ortam da ve nereler de yazarsınız?

Kesinlikle sessiz ortamlarda yazıyorum.


5-İlk kitabınızın (ilk yazmaya başladığınız e-kitap yada kitabınız) adını alabilir miyiz? Yada biz okuduk mu? :D

İlk yazdığım Bildim Bileli isimli bir hikaye idi. Kitap olarak basılacak kalitede değildi.

Not: Okumak çoook isterdimm^^


6-Her bir yazarın kesin bir ilham olduğu kişileri, kitapları vb. şeyler vardır, sizin var mı?

Benim yok. İlham aldığım tek şey müzik ve hayal gücüm.


7- Kaleminiz harika ve çok güçlü ileride sadece kitap yazmayı düşünüyor musunuz? (Ki yazsanız ne güzel olur ayda bir kitabınızı okuruz :D)

Sanırım senaryo yazmayı da düşünüyorum. Bunun için kimseyle görüşmedim ama istiyorum.

Not: Wuuu harika olur, İnşallah hayallerin gerçek olur yazarım :*


8-Kitaplarınız severek beğenerek okuyoruz, ilk kitabınız Şimdi Benimsin ise herkesin göz bebeği(Benim de tabii ki de <3) Kitabınız ilk çıkacağını öğrendiğiniz zaman neler hissettiniz?

Şimdi Benimsin’i kendi gayret ve maddi gücümle bastırdım. Çünkü güveniyordum kitabıma. Ve yanılmadım, çok sevildi. İnşallah yakında tekrar baskıya girecek.

Not: Sevilmez mi o kitap yaa <3 İnşallah yeni baskısıyla tekrardan okurum, özlemişim Elif Ve Fırat'ı <3


9-Şimdi Benimsin ile devam edelim :) Fırat ve Elif en sevdiğimiz karakterler oldu ama sonu herkesi az biraz şok etti. Neden öyle bir son yazdınız?

Bunun bir nedeni yok esasında. Hayal gücüm o romana öyle bir son biçti. Her ne kadar bana kızgın olan okurlarım varsa da, zihinlerde yerini alan bir sondu.


10-Elif'in başına gelen olaylar çok, çok büyük şeyler. Karşımız da güçlü bir karakter duruyordu. Böyle bir konu ve harika bir aşk yazmaya nasıl karar verdiniz?

Çünkü gerçekten güçlü kadınlar var ülkemizde. Ben yaşananları biraz yumuşatarak yazdım, lakin gerçekler pek de iç açıcı değil ne yazık ki…


11-Gelelim diğer kitaplara. Sen Yokken ve Katran Karası da bizi bizden aldı. Hepsinin hikayesi farklı hele de Sen Yokken. Bu kitaplarınız hakkında bize neler söylemek istersiniz? Yazma aşamaları nasıl oldu?

Katran Karası ilk yazdığım roman. Sen Yokken’in yeri bende farklı. Ağlaya sızlaya yazdım ilk elli sayfayı.


12-Ve Aşk Kanatları. Daha yeni piyasa da yerini aldı ve büyük ilgi topluyor. Yine bizi bizden alan bir kitap bekliyor gibi duruyor. Daha yeni alıp, okuyacaklar için birazcık kitabımızdan ve yazma sürecinden bahsedebilir misiniz?

Aşk Kanatları henüz bebek. Ve gerçekten çok heyecanlıyım. Yorumları görmek, okuyanlar ne düşündü bilmek istiyorum. Naif ve duygusu yoğun bir aşk romanı. Bunun yanında aile ve toplumsal değerlere de değiniyor. Yazım süreci bir yılı geçti .İnşallah sevilerek okunur.


13-Seni Severken kitabınız üzerinde çalışıyorsunuz her halde? Birazcık, azıcık ucundan ondan da bahsedebilir misiniz? :)


Seni Severken konusunda sanırım daha iddialıyım. Seri oluşturmak niyetindeyim.


Not: Seriler pek benlik değil ama yazarım yazar da sevilmez, okunmaz mı? :* Tez zaman da elimiz de olur inşallah :*


14-Gelelim bir çok severinizin okuduğu ama kitap olmadığı e-kitaplarınıza. Sen Kiminsin. Ahh ahh o nasıl bir e- kitaptı neyse, acaba o hikayemizin kitap olma ihtimali? Ve bıkmadan usanmadan soracağım soru :D Eliz ve Çınar <3 Acaba Aylardan Eylül e-kitabımız sonu az değişik olup :D(Bir okurun tek isteği :P) bizimle olacak mı? Ve bütün e-kitaplarınızın kesinlikle kitap olmasını canı gönülden istiyorum :)

Aylardan Eylül’ü elden geçirip kitap yapmayı hayal ediyorum. Ve sonuna da bir el atacağım. Yoksa okurlarım beni topa tutacak. Çok teşekkür ederim, inşallah diyorum.

Not: İnşallah hayaliniz gerçek olur, Eliz ve Çınar da kitaplığımızı süsler <3


15-Bu soruyu size de sormak istiyorum :) Son zamanlar ülkemizde Türk yazarlara olan ilgi çok güzel, takdir ediyorum. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsun?

Birkaç tanesini okuyabildim. Bence gayet başarılılar. İçlerinden sıyrılarak yıldızını daha fazla parlatan mutlaka olacaktır. Her sanat dalında bu böyle değil mi zaten?



16- Yeni yazarlar tanıyoruz veya yazmayı sevenleri, onlara verebileceğiniz tavsiyeler var mı?


Aslında tavsiyelerde bulunmak pek haddim değil. Ama, çok okumanın yanında hayal kurmayı da elden bırakmamak gerekiyor sanırım. Kaleme döktüklerimiz hayal gücümüzün  ürünü sonuçta.Bir de yazdıklarını araya zaman koyarak gözden geçirmelerini öneririm.



17-Kitaplarınız okumaya ilk başlayanlar için ne söylemek istersiniz?

Kitaplarımı okumaya yeni başlayanlar, umarım size hitap eden cümleler bulursunuz kitaplarımda. Duygusu yoğun, bazen keyifli bazen de hüzünlü yolculuklar yaşayacaksınız.




Röportajımızın sonuna geldik. Sizi sevenler ve daha yeni tanıyanlar için söylemek istedikleriniz varsa kürsü sizindir :D

Çok teşekkür ederim, röportajınız ve samimi sorularınız için. Beni sevenler ve yeni tanıyanları GÜNEŞ DEMİREL KİTAPLARI adlı facebook sayfama bekliyorum. Kitaplarımdan paylaşımlar, fotoğraflar ve yorumlar için göz atmalarını rica ediyorum. Sevgi ve selamlarımla.



Bu harika ve samimi sorular için asıl ben teşekkür ederim Yazarım^^ Çok sevdiğim bir röportaj daha oldu^^


Vee şimdi sıra Sürpriz de :)

Bu yazılanları okuyup yazarımızı merak edenler varsa yada ben zaten seviyorum ama en son kitabını henüz alamadım diyenler. İşte size fırsat, harika bir yarışma ;)

Kuralları yerine tam getiren 1 kişiye Aşk Kanatları hediye!!!


Yapmanız gerekenler ise;

*Fighting!! Bloğunu Takibe almak!
*GÜNEŞ DEMİREL KİTAPLARI Facebook sayfasını beğenmek!
* Ephesus Yayınları Facebook Sayfasını Beğenmek!
*Bu Bağlantıyı Facebook hesabınız da paylaşmak!
*Son olarak ise Fighting Bloğunu takip ettiğiniz ismi yorum olarak alta yazmak!

Yarışma 17 Ekim günü bitecektir, iş yoğunluğu nedeniyle uzayabilir^^
Kurallar çok basit ;)
Herkesi bekleriz ve Bol şans^^




Harika bir yazının daha sonuna geldik, başka yazılarda görüşmek üzere.
Bol Kitaplı günler^^



15 Eylül 2014 Pazartesi

OKK 36.Blog Turu Çirkin Güzel//Aslıhan Akagöz ile Tatlı Bir Söyleşi^^


Herkese Turumuzun 2. gününden merhaba^^
Bugün sizlere yazarım ile yaptığım röportajı paylaşacağım. Daha kitabını okumadan yazarımızı tanımak isteyenler bloguma alayım çünkü harika mı harika bir söyleşi sizlerler :))
Soruları yazarken ve cevapları okurken ben çok eğlendim veyazarım hakkında bilmediklerimi öğrendim^^ Sizlere de keyifli okumalar^^


1-İlk olarak Aslıhan Akagöz yazarımıza çok teşekkür ediyorum. Birazcık kendinden bizlere ve seni yeni tanıyanlara bahsedebilir misin?

 Elbette bahsedeyim. Ben 1988 yılı İstanbul doğumluyum. Ben daha 4 yaşındayken ailemle birlikte Almanya’ya göç etmişiz. Yaklaşık olarak 22 yıldır da orada yaşıyorum. Evin en büyüğü ve tek kız çocuğuyum. Benden küçük iki erkek kardeşim var.

2012 yılında üniversite işletme bölümünden mezun olduktan sonra, kendime aktif olarak iş hayatında yer edinmiş durumdayım. Son 6 aydır da otomobil sektöründe faaliyette olan özel bir şirkette Teknik Planlama Asistanı olarak çalışmaktayım.

En büyük hobilerimin arasında hiç kuşkusuz kitap okumak yer alıyor. Onun yanında hayatımda olmazsa olmazım kesinlikle kendi hayal dünyamı yazarak insanlarla paylaşmak.

Vee yazarımız^^

2-Klasik sorum ile devam edelim. Yazarlığa neden ve nasıl başladın? Seni etkileyen şey neydi?

Yazarlığa başlamam tamamen beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. İtiraf edeyim ben bir yaşa kadar kitap bile okumayan biriydim. Bu yüzden günün birinde bir şeyler yazmaya başlayacağımı hayal dahi edemezdim.

Yazmaya başlamam ise şöyle oldu.

2005 ya da 2006 yılında Aşk Oyunu adında yeni bir yaz dizisi başlamıştı. O zamana kadar dizilerle pek ilgilenmeyen ben, bu diziyle birlikte hayatımda ilk kez bir foruma üye olmak istedim.
Dizinin bölümlerinin yorumlandığı, başka izleyiclerle görüşlerin paylaşıldığı bir ortamdı.

Not: Aşk Oyunu dizisi benimde favorimdi^^

O forumda bir de ‘Bölüm Senaryoları’ diye bir başlık vardı. Oldukça yeniliğe açık biri olarak, o başlığı görüp de ‘Bende deneyeceğim’ demesem olmazdı :) Ve denedim... Yazmak oldukça hoşuma gitti. Yazdıkça devamı da geldi.

Arkasından orada tanıştığım 2 arkadaşımla birlikte ortak bir senaryo yazmaya karar verdik. Bu tamamen diziden bağımsız ve özgün bir hikâye olacaktı. Yazdık... Tabii bir süre sonra hayat şartları sebebiyle yazma işinde tek başıma kalakaldım. Yani ilk hikâyenin finalini tek başıma yazdım.

Şunu söylemeliyim ki, yurtdışında yetişmiş biri olarak o zamanlar Türkçe bilgim sıfırdı. Ben yazdıkca ve elbette okudukça yeni şeyler keşfetmeye başladım. Ayrıca yardımsever okurlarımın açıkca ve kırmadan eleştirilerini bildirmeleri sonucunda hatalarımı fark edip, her zaman düzeltmeye çalıştım.

Yani ben kısacası şöyle 2006 yılından bu yana yazıyorum.



3-İlhan aldığın yazarlar, kitaplar, müzik veya film vs. şeyler var mı? Varsa neler?

 En büyük ilham kaynağım Nora Roberts. Dediğim gibi ben bir yaşa kadar kitaplarla alakası olmayan biriydim. Ama Nora Roberts’ın bir kitabını okumam sonucu resmen kitap kurdu oldum çıktım.

Yeni bir hikâye kurgusu ise genellikle dinlediğim bir şarkı sonucunda gelişebiliyor. Tabii şart değil, çünkü benim beynim sürekli yeni şeyler üzerinde çalışıyor :) Bu konuda kendimi durduramıyorum.



4-Kitap yazmak ve iş dışında yapmaktan hoşlandığın şeyler neler?

  Kesinlikle okumak... Gerçi şu sıralar ona bile zaman bulamıyorum. Ama okudukça rahatlıyor ve mutlu oluyorum.

Ayrıca kesinlikle ailemle ve arkadaşlarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Onlara çok düşkünümdür.
Tam bir ev kuşu olduğumu söylememe ise bilmem gerek var mı :)



5-İlk olarak hikayelerin Sanal alemde yayınlandı. Sanal alemde yayınlanan hikayeler hakkında ne düşünüyorsun? Sonuçta emek hırsızlığı yapan çok insan var ne yazık ki ve bu tür şeyler çok oluyor.

 Emek hırsızlığı şu son dönemlerde oldukça yaygınlaştı. Bundan bir 7 sene önce her şey çok farklıydı. Kimse kimsenin emeğine el uzatmazdı.

Açıkcası ben hikayelerimi birçok sosyal platformda paylaşıyorum. Elbette bu çalınma riskini artırıyor ama ben buna takılmamayı seçiyorum. Çünkü olacak olanın önüne geçilmez.
Zaten bu çalınma vakaları benim de başıma birçok kez geldi. Ama her defasında beni bilen, daha önce okumuş okurlarımın bilgilendirmesiyle bu hırsızlığa bir dur diyebildik. Sanırım yıllar boyu sanalda yazmış olmanın bir artısı bu.

Sanalda yayınlamak isteyenler bence çekinmesinler. Zaten insan önce yazdığı şeyden emin olmak ister, bu emin olma süreci de birçok kişiyle yazdıklarını paylaşmaktan geçer. Bunun için herkesin belli bir risk alması gerekiyor.

Burada en büyük görev ise kesinlikle okuyuculara düşüyor. Çalıntı vakalarında duyarlı davranmaları çok önemli.


6-Kitabı çıkmasını hak eden yazarlar arasındasın, ilk kitap olma ihtimali ve olacağını düşündüğün zaman ki duygu ve düşünceni bizimle paylaşır mısın?

 Açıkcası son ana kadar kitabımın çıkacağına pek inanamadım. Çünkü benim başından beri böyle bir amacım yoktu. Sosyal paltformlarda yazdıklarımı yayınlamak bile benim için yeterliydi.

Kitap olma ihtimalinin ortaya çıkmasıyla oldukça heyecanlandım elbette. Kim aylarca emek verdiği hikâyesinin kitap olmasından dolayı mutlu olmaz ki? Bende mutlu oldum. Ve o ilk hafta o şekilde etrafta dolandım :)

Yazarımızın ilk imzası Halasını^^



7-Şu ana kadar okuduğum bir çok kitabın oldu her bir karakterin ayrı ayrı güzel. Senin favori karakterin kim veya kimler?

 Öncelikle teşekkür ederim.

Ben her birini çok seviyorum. Ama en favori karakterim kesinlikle Fırat Yaman oldu :) Çünkü o benim hayallerimdeki mükemmel eş ve çocuklarına iyi bir baba.

Not: Fırat karakterini Buradan! Okuyabiliriniz^^



8-Kitabımız Çirkin Güzel'e gelince Çağrı'ya daha başta sinir olmamak elde değil. Sonradan neler olacağını bilmem(spoiler olur) Sence kızmamızı hakediyor mu? 

 Kesinlikle hak ediyor. Bende yazarken çok kızdım, ama yine de yazdım :) Ama bir yerde onun gibi olan birçok kişi var. Bu hikâyede (hâla kitap demeye alışamadım :)) ben her insanın davranışlarını tetikleyen etkenler olabileceğini vurgulamaya çalıştım.


9-Melike'nin yerinde olsan sende aynısını yapar mıydın?

Açıkcası bilmiyorum... Melike başlı başına farklı bir karakter. Kesinlikle ben onun gibi değilim. En başta dünyaya pembe gözlüklerle bakmıyorum. Çok realistim.
Melike ise tam bir polyanna. İşte yıkılışı bu yüzden çok ağır oldu. O davetten sonra yaşananlar sonucu ne kadar güçlü bir karakter olduğunu bizlere gösterdi. Bence herkesin yapabileceği bir şey değildi.

Ben sanırım o kişiyi en başında hayatımdan defederdim:) Aşık olsam dahi farklı davranamazdım. Tabii büyük konuşmaktan her zaman korkan biriyim. Allah kimsenin başına vermesin bu yüzden.


10-Şu an üzerinde çalıştığın kitapları az çok biliyorum. Bilmeyenler için neler yazdığını ve konudan birazcık bahsedebilir misin?

 Şu an aktif olarak Sosyal Platformlarda paylaştığım ‘Bir Aşkta İki Cambaz’ adında bir hikâyem var. Çapkın ve yakışıklı avukatımız Burak Yaman (Fırat’ımın en küçük oğlu:)) ile ana okulu öğretmenimiz Seval Çağlar’ın bol aldatmacalı ve çekişmeli aşklarını yazıyorum. Bu hikâye daha önce yazdığım bir serinin 3. Hikâyesi.

Konusu:  Seval yıllardır patronunun kayınbiraderi Burak’a büyük bir aşkla bağlıdır. Ama onun tarafından fark edilmeyi bir türlü başaramamıştır. Burak ise üniversitede tanıştığı Füsun’la nişanlıdır ve aynı zamanda evlilik hazırlığı içerisindedir. Eline düğün davetiyesinin geçmesi ve şahit olduğu şok edici bir görüntü sonucunda iseSeval tüm cesaretini toplayarak genç adamı baştan çıkarma oyunlarına başvurur. Tabii olaylar farklı bir hal alacak, genç kız avcıyken kendini bir anda av olarak bulacaktır.

Not: Benim hikayem der bakmanız için Linki veririm^^
Burak&Seval <3


Onun haricinde daha önce hiçbir yerde yayınlamadığım bir hikâyem daha var. İsmi ‘Hasret Rüzgârları’... Karakterlerimizin isimleri ise Hasret ile Gurur. Bu hikâye duygusal bir hikâye olacak. Ama aynı zamanda aşkın en naif halini hissedebileceğiz. Onları gerçekten severek yazıyorum. Şu sırada tek sıkıntım yeterince boş zaman bulamamam. Konusunu detaylı anlatmayı şu anda pek tercih etmiyorum, İnsanların okudukça keşfetmeleri daha hoşuma gidiyor :)

Not:Merak ettiğim başka kitap^^ Ne yapsak :D


11-Kitaplarını yazdığın belirli bir yer var mı? Varsa neresi veya nereler?

 Aslında yok... Laptop’um yanımda olsun her yerde yazarım diyenlerdenim :) Benim tek ihtiyacım olan birazcık sessiz bir ortam. Yazarken müzik bile dinleyemiyorum. Çünkü kendimi tümüyle yazmaya verebilmeliyim. Ama en çok akşam vakti annemle çaylarımızı yudumlarken yazmayı seviyorum :)

Yazarımızın Laptop'u nerde masanın üstünden yani ne yazdıysa şimdilik yazarımız burada yazmış demik ki^^



12-Peki son zamanlar ülkemizde Türk yazarlara olan ilgi çok güzel, takdir ediyorum. Peki sen bu konu hakkında ne düşünüyorsun?

 Türk yazarlara şans verilmesi mutluluk verici bir olay kesinlikle. Bence Yabancı yazarlardan kat be kat iyi yazan yazarlarımız var.
Bence herkese şans verilmeli, zaten hakeden herkes zamanla kendine bu alanda kalıcı bir yer edinecektir.


13-Kitabımız iki kitaptan oluşuyor. Sıradaki kitabımız da bizi neler bekliyor ve kesin çıkış tarihi belli mi?
  
  İlk kitap Çağrı ile Melike için pek güzel bitmedi. Bu yüzden ben ilk kitabı acıklı bir kitap olarak tanımlıyorum.
İkinci kitap ise ilk kitabın tam tersi olacak. Bu yüzden kesinlikle mutlu son severlere göre :) Fazla da bir tüyo vermiyorum.

Çıkış tarihimiz henüz netleşmedi ama en geç Kasım ayında çıkacağının duyumlarını aldığımı söyleyebilirim :)

Not: Kasım'a daha çok var ühüü ühüü :/

 
14-Son olarak seni tanıyan veya yeni tanıyan okuyucularına neler söylemek istersin?

Her birine çok teşekkür ederim. Çünkü yazdıklarımı okuyup, benimle açıkca görüşlerini paylaşmaları beni her zaman çok mutlu ediyor.
Bende yazdıklarımla biraz olsun onların yüzlerini gülümsetmeye çalışıyorum. Umarım başarılı olabiliyorumdur.
Birlikte daha nice hikâyeler / kitaplarda buluşabilmeyi ümit ediyorum.

Dipnot:  Canım okuyucularım, iyi ki varsınız ve iyi ki varlığınızla en büyük destekçimsiniz. Sizleri seviyorum :)


Yazarıma bu içten cevapları ve kısıtlı olan zamanından bize de ayırdığıı için çoook ama çook teşekkür ederiyorum, bizde seni seviyoruz^^


Takvimimizi merak edenler için;

15.09.2014
Pudra Tozu- Çirkin Ördekten Beyaz Kuğuya Doğru.
Kitap Tutkusu-Önokuma ve Yazarın Yazım Hayatı.
Kütüphanemden Kitap Manzaraları- Çirkin Güzel Konulu Kitaplar.
Fighting!!-Aslıhan Akagöz ile Tatlı Bir Söyleşi.
16.09.2014
Yorum
ÇEKİLİŞ^^
  2Şanslı kişinin kazanacağı yarışmamız Okuyan Kızlar Kulübü Facebook Sayfasında!!


26 Nisan 2014 Cumartesi

Fighting!!'de Bir İlk!! Cenk Kayakuş Röportajı!!^^


Herkese Merhabalar^^
Fighting'de yine bir ilk gerçekleştiriyorum! :)) Çok sevinçliyim ^_^
Piri Reis'in Sırrı kitabının yazarı Cenk Kayakuş ile harika bir röportaj yaptım, sizler için sorular sordum sağ olsun cevapladı :)


Lafı fazla uzatmadan röportaja geçmek istiyorum :)

Keyfili Okumalar^^

Son romanınız Piri Reis'in Sırrı geçtiğimiz ay piyasaya çıktı. Kitabı merak eden birine nasıl anlatırdınız?

Bu ünlü Osmanlı denizcisinin hayatına alternatif bir bakış atmak, Hürmüz Kuşatması'na onunla birlikte çıkmak, haritası hakkında yeni şeyler öğrenmek, idamına tanıklık etmek ilgisini çekiyor ve çokça da eğlenmek istiyorsa tam aradığı şey olduğunu söylerdim.


Macera/gerilim romanları hakkında ne söylemek istersiniz?

Macera romanları okuyucuya pratik hayata dair pek çok fikir armağan ediyor ve hikâyedeki çeşitli unsurlarla okurların genel kültürlerini genişletmeye de ön ayak oluyor. Ayrıca hikâyedeki kahramanların üstün davranışları ve olağanüstü durumlarda verdikleri anlık ve cesurca kararlar günlük yaşantının bayağılığı ile karşılaştırıldığında insanlara daha heyecanlı bir hayatın kapılarını aralıyor diyebiliriz. Indiana Jones'tan James Bond'a pek çok isme hayranlık beslememizin nedeni budur aslında. Yapılamayanı bizim yerimize yapan, empati kurabileceğimiz karizmatik kahramanlar onlar...


Peki Türkiye'de macera romancılığının yeri nasıl sizce?

Ne yazık ki yerli macera romancılığı ülkemizde bugüne kadar sadece Metal Fırtına ile yoğun bir şekilde gündeme geldi ve büyük etki yaratan bu ilk kitaptan sonra okurlar daha iyi bir alternatif bulamadı. Bu türün temsilcileri de ülkemizde yok denecek kadar azken, macera romancılığını denemeye cesaret eden yazarlar ayrı bir ilgiyi hak ediyor aslında. Çünkü bu romanlar, sadece detaylı karakter analizleri ve duygusal ilişkiler ile çevrelenen ve nispeten daha kapalı kurguları içeren bir türe hizmet etmediği için, üstelik kısa bir bölümünü yazarken bile pek çok disipline hakim olmak gerektiği için, üretmesi de en zorlu edebiyat türlerinden diyebiliriz.



Romanlarınızda hep aynı karakterin adını görüyoruz; Hakan Geda. Onun hakkında bize ne söyleyebilirsiniz?

Hakan, ilk bakışta tuhaf soyadı dışında bizden çok da farklı olmayan biri aslında. Arkeoloji bölümünden mezun, fotoğrafçılıkla uğraşıyor ve gerçek bir kayak tutkunu. Bunların dışında Kara Güneş adlı romanda daha da ortaya çıkan alkol bağımlılığı ve tuhaf bir aspirin alışkanlığı var.
Hakan hayatın karşısında baştan aşağı özgürlükçü bir tutum izliyor. Takım elbiselerden nefret ediyor ve hayatı boyunca bir kere bile boynuna kravat bağlamamış biri. Çamurlu botlarının ve lekeli tişörtlerinin de okuyucuya yer yer gösterdiği gibi her daim özgür ve başına buyruk olmayı seviyor. Bütün bunların yanında ne olursa olsun hayatını kendi istediği yönde yaşıyor ve bağımsız mizacı yüzünden çılgınca kararlar aldığını görüyoruz sürekli. Bu anlamda okuyucuları kendi hayatlarındaki tekdüzeliğe kıyasla, olumlu yönde etkileyebilen bir katalizör olarak da görebiliriz Hakan’ı.


Yaşadığı tüm bu olaylara nasıl bulaşıyor peki? Öte yandan, sahip olduğu tüm bu özgüven nereden geliyor?

İlk romandan bu yana Hakan’ı diğer insanlardan ayıran ve hayatının geri kalanını etkileyen şey, üniversiteyi bitirdikten ve arkeoloji bölümünden mezun olduktan sonra askerliğini yaptığı dönemde ortaya çıkıyor. Fiziksel kondisyonu ve pratik düşünme yeteneğinin son derece iyi olması, ayrıca da askeri anlamda gösterdiği başarılar yüzünden ordu içinde oluşturulan gizli bir askeri birliğe, Gizli Operasyonlar Birliği adındaki özel bir birime kendi rızasıyla transfer olmuş olduğunu görüyoruz. Okuyucular henüz bu dönemle ilgili detaylı bilgi sahibi olmasalar da, anlıyoruz ki karakterin yeniden doğuşu bu günlerde yaşadığı bazı olaylarla olmuş. Kısacası geçmişinde yer alan bu karanlık kısım onu silahlara ve mücadeleye daha yatkın, gerçeklerin daha farkında biri yapıyor.

Ancak, Hakan Geda sahip olduğu askeri geçmişine rağmen milliyetçi duygulardan oldukça uzak bir karakter ve sadece kendisi için yaşamayı, tehlikeyi sevdiği için yapıyor ne yapıyorsa...



Hakan Geda'nın başrolde olduğu başka romanlar da okuyacak mıyız?

Evet. Elimde Hakan'ı kullanmayı düşündüğüm en az beş roman fikri daha var. Ayrıca bir sonraki roman üzerinde ciddi bir şekilde çalışmaya başladığımı da söyleyebilirim. Tema olarak Cumhuriyet sonrası dönemle ve Atatürk ile ilgili... Piri Reis'in Sırrı'ndan bile daha ilgi çekici bir konu olduğundan emin olabilirsiniz. Aslında bunu, yazacağınız konu hakkında derinlemesine araştırma yaparken hissedebiliyorsunuz. Okuyucuyu şaşırtacak bir bilgi elime geçtiğinde oldukça heyecanlanıyorum. Okuduğum anda beni bile şaşırtıyorsa oluşturduğum kurgunun içinde nasıl duracağını görebiliyorum.

Not: Süper bir haber :)


Harika bir röportajın sonuna geldik :)
Röportaj teklifini kabul eden  Cenk Kayakuş yazarımıza çoook teşekkürler^^ 
Bizi çok mutlu etti :)

Son olarak kitabı imzalı kazanmak için linki Tıklayın!!
TIK TIK!!

Başka bir yazı da görüşmek üzere, sevgiyle kalın :)