Gülay Hüseynova etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gülay Hüseynova etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ocak 2017 Pazar

P.S.Zaten Boyun da Küçüktü//Gülay Hüseynova Kitap yorumu^^

Herkese merhaba^^
Uzun zaman sonra P.S. Zaten Buyun da Küçüktü kitabına yorum yapıyorum. Pc'ye oturmak bir tülü nasip olmadı, şimdi ise oturdum ama ne zaman yayınlarım bilemiyorum. Kitap ilk çıktığın da çok dikkatimi çeken bir kitaptı. Hele yazarın kardeş ülkeden Azeri olması ise daha çok dikkatimi çekti ve hemen aldım. Okumam uzun zamanı almış olabilir ama geç olsun güç olmasın :)


Gülay Hüseynova sıcacık kalemi ve bütün içtenliği ile Bakü - İstanbul arasında uçuşan bir aşkı anlatıyor. Bir "like", bir "comment" ile yüreği pırpır eder mi insanın? Eder. Peki, mesafeler yahut engeller aşka mâni olabilir mi? Ne münasebet!
"Bir yandan da heyecandan çatlıyorum, arkadaş. Daha bir gün var, kalbim yerinden çıkacak gibi ama… Üstelik ben bu adamın saat kaçta geleceğini de bilmiyorum ki, ona göre hazırlanayım… Sormuyorum, gururum izin vermiyor… Amma da meraklıymış diye düşünmemesi için… Var ya, açıkçası yüreğim de ağzımda… Kolay değil yani… Sen kalkıp kilometrelerce uzağında olan bir adama âşık ol, aylarca bekle, bekle… Sonra tamamen beklemekten vazgeç ve hiç beklemediğin anda adamın kalkıp senin ülkene geleceğini öğren… Bünyem alışkın değil yani böyle dengesiz bir aşka…"


Konudan da anlaşıldığı üzere kitap ülkeler arası bir aşkı anlatıyor ama bu aşk ikili değil, platonik bir aşk. Spoi olarak algılamayın, daha başlarda bir nevi bunu belli ediyor yazar. Karakter isimlerini yazarımız çok tatlı değişik isimler vermiş. Baş karakterimizin ismi Yaya arkadaşlarının ismi ise Neno ve Tyut. Bir normal isim Yaya'nın Türkiye'deki platonik aşkının ismi :D Onun ismi de çok cafcaflı ama burada söylemem, okuyun öğrenin.

Kitap beklediğimi karşıladı mı? Bilemiyorum. Güzeldi çok sevdim ama konuyu okuyunca bambaşka bir şey bekliyordum. Tamam kitabımızın isminden anlaşıldığı üzere mutsuz biten bir aşk ama nasıl bir aşk? Bunu kafamda çok kurguladım lakin hiçbiri olmadı. Platonik bir aşk beklemiyordum ne yalan :D Hele Yay'nın platonik aşkı için dediklerini hiç mi hiç :D Ama böyle aşk mı olur yaaa, cidden harika ve bir o kadar da komikti. Bir kere yazarın kalemi çok samimi, içinden geçeni dökmüş gibi. Zaten kendisini Instagram da takip ediyorum, gerçekten etrafa enerji saçan bir yapıya sahip ve bu kitabına da yansımış. Haa yeri geldi güldüm yeri geldi hüzünlendiğim yeri geldi bu ne yaa dedim. Eksik yönleri tabii ki de vardı ama kaleminden kaynaklanın bir şey değildi. Bu konunun gidişatı ve bazı yerler de abartma olmasınından kaynaklanıyordu. Yazarımızın kendisi oyuncu ve Yaya gibi Dj. Hatta komple Yaya diyebiliriz. Zaten kitabın başında karakterlerin çoğu gerçek, sadece konu hayal ürünüdür demiş. Bununla yola çıkarak baş karakterin kendine benzemesini yadırgamayız :D Ama okuyunca olaylar gerçekten hayal ürünü mü? dedim, o kadar gerçekçi. :D 


Yazar o an ki konuya ait o kadar çok benzetmeler ve olaylar yazmış ki kısacık olan bir konu 246 sayfa olmuş. Benzettiği şeyler çok komiğime gitti, hele o Oscar töreni olayı dakika bir gol birlik bir olaydı :D Kitabı okurken bazı şeyleri bekler oldum. Bunu söylemeyeceğim ama keşke Yaya bazı şeyleri açığa kavuştursaydı. Erkek karakterimizin Yaya'ya yaptıklarına ise kıl oldum. Hele o kadar hazırlıktan sonra ve Yaya'yı o hallere düşürmesi. Tam dayaklıktı. Sonlara doğru yeni bir karakter katılıyor aramıza, hatta tanıdık biri. Onu sevdim bak. Açık sözlü, dediğinin arakasında duruyor vs. Onunla ilgili daha çok şey okumak isterim, belki her şey değişecekti. :D
Ve son olarak Yaya'nın Türkiye ve Türk insanına olan sevgisi. Yaa bu kadar mı güzel duygularla anlatılır. Bize olan sevgisini okudukça çok sevindim ve gurur duydum. Biz neymişiz bee dedim :D Şaka bir yana kardeş ülke olmak bunu gerektirir. Bende oraları seviyorum, hatta çok sevdiğim bir kardeşim de oralarda^^ Şu sıralar özel hayatı nedeniyle sık konuşmasak da kalbim her daim orada :)
Unutmadan bir şey daha ekleyeyim. Yaya'nın İstanbul'a gelme aşkı ve taa rüyalarına girmesi olayı. Burası on numaraydı. Okuyanlar ne demek istediğimi anlamıştır :)

Yazarın kalemini gerçekten sevdim. Kendisi senarist olmak istiyor ve bir senaryosunun uyarlanması peşinde. Insragram'da bununla ilgili bir kaç şey paylaşmıştı. Kendisinin yolunun açık olmasını dilerim. Ve kitap yazmaya devam etmesini. Çok eğlenceli, kafa dağıtıcı ve bizden bir kitap olduğu için de herkese tavsiyemdir. Kardeş ülkeyi, kardeş canları destekleyelim <3




Kitabı puanım 5/4



Alıntılar^^


Ama Mark Zuckerderg şahidim olsun ki, ilk olarak hep o yazıyordu, ben sadece cevap veriyordum...


*****

P.S. Trabzon'un  i'si gibisin K... Varsın, ama ispat edemiyirum...


*****

"Her şeyi inkar etmek , kendini akıllı göstermenin en kolay hilesidir."





Bir başka yorumda görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^