30 Temmuz 2015 Perşembe

OKK 46.Blog Tur Çarşambaya Kadar Eşim Ol//Catherine Bybee Zamane Dük Ve Düşesleri^^



Turumuzun ikinci gününden herkese merhaba^^

Kendim için çok cesur bir konu seçtiğimin farkındayım. Bu nasıl bir cesurluk derseniz, biliniyor ki ben Historical kitaplar okumuyorum, dolayısıyla Dük, Düşes, Lord vb. unvanları pek bilmem. Yine de bildiğim kadarıyla yazayım dedim. Baktım olmuyor dayarım fotoğraf, fotoğrafa bakmak eğlenceli her daim :D 



Kitabımızın karakteri Blake Kraliyet ailesi mensubu bir iş adamıdır ve Dük unvanını evlendiği an alacaktır. Tabii ilk olarak Çarşamba'ya kadar evlenmesi gerekiyor. Ne oluyor, tabii ki de o unvan onun oluyor bunlar kitapta geçen konular, devamını okuyun derim :) Kitabı okuyunca bu nasıl bir Dük dediğim doğrudur canlar, bildiğimiz Dük'ler kafayı Dük'lükle, unvanla bozuyor ama Blake olsa da olur olmasa da olur diyenlerden ama bir şey için mecbur. Ne düşünceli bir adam :D Neden böyle dediğim sır ;)

Gelelim resimlere^^
Şimdi bir eskide ki Düklere bakın birde yeni Dük olan Blake'e (Hayalimiz deki Dük) :D  Şu an gerçek Dünya'da olan Dükleri yazıma katmayacağım ;)





Tabii ki de Blake!!! Dediğinizi duyar gibiyim :D


 Samantha ise unvanı olmayan, zengin insanlara anlaşmalı koca bulan bir şirketin sahibi. Okuduklarınız Düşesler arasında böyle bir karakter var mı acep? Tabii ki de yok, diyorum yaa bunlar zamane Dük ve Düşesleri :D Sam daha sonra Düşes'lik rolünü adapte oluyor ama başta ne bilsin garibim Düşes olacağını :D Yine de iyi kıvırıyor işi ;)


Bunlarda Sam için :D
Eski zamanın Düşesleri Dük'lere göre bir nebze daha iyi :D 



Not: Saçlara bittim :D




Uzun lafın kısası bu Dük ve Düşesler çok farklılar. Bu tarz kitapları okuyanlar bu kitapta çok şaşıracak. Bunlar yeni nesil Dük ve Düşesler^^ :D 
Bizimkilerin ise zorlu hayat şartları, bu anlaşmaya itilme sebepleri düşünülen Dük ve Düşes'lerin hayatlarıyla uyuşmuyor bile. Ama bence yazarın bu konuya bağlaması güzel olmuş^^ Kitabı bitirmeme az kaldı, çok merak ediyorum Sam ve Blake arasında neler olacak, Dük ve Düşes'imiz yeni nesili iyi idare edebilecek mi? :D


Eski nesil Dük ve Düşesler^^







Yeni nesil Dük ve Düşesleri^^











Doğrusu ilk defa bir yazı da bu kadar zorlandım. İnşAllah güzel bir yazı olmuştur. Başta dediğim gibi bu tarz kitapları okumadığım için kal geldi. Aslında daha öncesinden aklımda bir kaç giriş cümlesi vardı ama ne olduysa silindi gitti aklımdan :P Keşke not alsaydım :P


Takvimimiz^^


30.07.2015
Pudra Tozu- 900'lü Hatlar.
Kitap Tutkusu-Catherine Bybee İle Röportaj.
Fighting!!- Zamane Dük Ve Düşesleri.

31.07.2015
Yorum


ÇEKİLİŞ!!^^

5 kişiye hediye ettiğimiz kitabımızı kazanmak isteyenleri Okuyan Kızlar Kulübü Facebook sayfasına bekliyoruz ;) 


Takipte kalın canlar^^ 





29 Temmuz 2015 Çarşamba

OKK 46.Blog Tur Çarşambaya Kadar Eşim Ol//Catherine Bybee Kitap Tanıtımı^^




Herkese merhaba!
OKK’nın 46. blog turunun konuğu Novella Yayınları’ndan çıkan Catherine Bybee’nin yazmış olduğu Çarşambaya Kadar Eşim Ol romanı!


Kitabımızı Tanıyalım^^



Y edi Gün, Yedi Düğün

Blake Harrison
Zengin, kraliyet mensubu, çekici... Ve en önemlisi çarşamba gününe kadar evlenmesi gerekiyor. Blake evlilik konusunda ona yardımcı olması için bir işadamı olduğunu sandığı Sam Elliot'a başvuruyor. Ama güzel, enerjik ve baştan çıkarıcı bir sesi olan Samantha Elliot'la karşılaşıyor.

Samantha Elliot
Bir çöpçatanlık şirketi sahibi olan Samantha evlenecekler listesinde değil... Ta ki Blake ona bir yıllık evlilik sözleşmesi için on milyon dolar teklif edene dek. Ve bu teklifte uygunsuz bir niyet yok. Bu para, bakımevinde kalan kardeşinin masraflarını karşılayacak. Samantha'nın tek yapması gerekense yeni kocasına karşı hissettiği çekimi kendine saklamak ve onunla ilişkiden kaçınmak.

Ama Blake'in öpücükleri ve çekiciliği Samantha'nın karşı koyamayacağı kadar güçlü. Samantha ve Blake her şeyiyle düşünülmüş bir evlilik sözleşmesi imzalıyorlar. Bu sözleşmede aşk yok ama bilirsiniz, aşk zaten sınır tanımaz.

"Çarşambaya Kadar Eşim Ol eğlenceli ve ateşli bir aşk romanı. Bu kitap, sürekli ağız dalaşında olan muhteşem kahramanlarıyla çok komik, sıra dışı ve özel."
-Booklist-

"Catherine Bybee, bu romanıyla eğlenceli ve iyi zaman geçireceğiniz bir okuma deneyimi sunuyor."
-Tell Me a Story-

"Sam ve Blake'in arasındaki kimya her yere bulaşıyor, her yüreğe işliyor."
-Coffee Time Romance-


29.07.2015
Duyuru – Takvim – Çekiliş

30.07.2015
Pudra Tozu- 900'lü Hatlar.
Kitap Tutkusu-Catherine Bybee İle Röportaj.
Fighting!!- Zamane Dük Ve Düşesleri.

31.07.2015
Yorum


ÇEKİLİŞ!!^^

5 kişiye hediye ettiğimiz kitabımızı kazanmak isteyenleri Okuyan Kızlar Kulübü Facebook sayfasına bekliyoruz ;) 


Takipte kalın canlar^^ Ve herkesi turumuza bekleriz ;)


Katkılarından Dolayı Novella Yayınlarına Çok Teşekkürler^^







24 Temmuz 2015 Cuma

Yarın Ve Daima//Nora Roberts Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Uzun zamandır Nora Roberts okumuyordum, çoğu kitabı da elimde ama nedense bir kısmet olmadı :P Sonunda My Twin'in okuyup çok beğendiği Yarın ve Daima kitabını okudum ve Nora'yı ne kadar çok özlediğimi anladım. Seviyorum bu kadını yaa, hem kalemini hemde kurguladığı konuları. Aşk, aile, dostluk ne ararsan var. Tam can damarıma dokundu bu kitapta, en sevdiğim^^



Beckett ve ailesi geçmiş yıllara ev sahipliği yapan eski oteli yaptırıp kasabaya yeniden kazandırmaya başlamışlardır. İşlerini ciddiye alan bu aile herkesin gözdesi olacak bir otel yapmaya adım adım yaklaşmışlardır. Otelin Mimarı olan Beckett ise hem işine hemde yıllar boyunca kafasına koyduğunu yapmaya çalışmaktadır. Kafasına koyduğu şey ise yıllar önce eşi öldükten sonra 3 çocuğuyla kasabaya kesin dönüş yapan çocukluk aşkı Clare'yi öpmektir.



Konu size sıradan gelebilir ama sakın öyle demeyin, bir kere o yaramaz ama çok şeker olan çocuklar var. Genç yaşta evlenip 3 çocuk sahibi olan Clare da bambaşka tabii. Başta nasıl olabilir ki deniliyor ama aşk bu yaa her şeye göğüs gerip, kendilerini bir anda aşkın kollarında buluyorlar. İlk başta dediğim gibi ne zamandır Nora okuyamıyorum, bununla da hasretimi çok iyi giderdim. Ahh Nora bu kadın ne kadar hızlı yazsa da çok güzel yazıyor. Gerek konu olsun gerek anlatım hayranıyız dedeeeeee!!! :P Karakterleri ise harikulade, hepsini çok sevdim hele oteldeki gizemli Elizabeth evlere şenlikti.



Beckett, kızlar yanından geçince bir bakıp, bir daha bakma ihtiyaçları duydukları tatlı Mimar. Herkesin gözü onda olsa da onun gözü sadece çocukluk aşkı Clare'da. Garibim söyleyemiyor o zamanlar, neden olduğunu okuyunca anlayacaksınız, hak da vereceksiniz hem Beckett'e hemde Clare'ya. Zaten hikayemizin başlangıcı da burada. Kitabımızın ilk girişi Beckett ile oluyor, ne yalan o ilk bölümden zerre bir şey anlamadım ama okudukça ne olduğunu kavradım ;)

Clare bizim en sevdiğimiz ve ilerde keşke yapsak dediğimiz işi yani kitapçılıkla uğraşan bekar ve 3 çocuk annesi bir karakterdir. Kasabaya uzun zaman önce geri dönüyor ve eski anıları, aşkları ve dostlukları gün yüzüne çıkarıyor. Kitapçı olmasını mı, iyi kalpli, Beckett'e iyi davranması ve ona aşık olmasını mı çok sevdim bilemedim. Hele o 3 çocukla başa çıkması takdire şayan, hem 3 çocuk hem kitapçı hemde ev işleriyle tek ilgilenen bir kadın, gel de alkışlama.


Kitabımız da geçen yeni restore edilen otelin bir anlatımı var öyle bir otel gerçekte olsa dünya da en sevile, en ilgi duyulan oteli olup çıkardı. İlk olarak odaların aşk romanlarında baş gösteren karakterlerin isimleri verilmiş. (Örn: Bay Darcy ve Elizabeth) Odalar, banyolar ve renkleri gözünüzün önünde canlandırınca vaaay beee diyorsunuz, bence mimarlar bu kitabı okuyup böyle bir otel yapsınlar ;)


Kitabımız 3 kitaptan oluşan bir seri, 3 erkek kardeş ve onların aşk hayatlarını konu alıyor. diğer iki kardeşi de çok merak ediyorum, ikisi de çok değişik karakterlere sahip ve çiftleri de bir o kadar garip :D


Kitap kapakları orijinal kullanılmış, çokta güzeller^^ Şu an serinin ikinci kitabı elimde, en kısa zaman da son kitabı alıp seriyi tamamlayıp ikinci kitabı okuyacağım ne kadar çok merak etsem de :P Bu kadar yazı da sonra kesinlikle öneririm. Bu tarz kitapları sevenler Nora'yı okumadan geçmeyin, hele de bu seriyi ;) Şiddetle tavsiye ediyorum ;)

Kitaba Puanım 5/5


Alıntılar^^

"Bazen, bir şeyin doğru olduğunu hissedersin. Bazen de olan her şeyin bir sebebi olduğunu bilirsin. ..."

*****

"Bu da ingiliz anahtarı."
"İngiliz Anahtarı mı? Ama biz Amerikalıyız."
Beckett kahkaha attı. "Evet öyleyiz. Bu aleti tüm dünya ülkelerindeki tamir çantalarında bulabilirsin ama muhtemelen ilk kez İngiltere'de kullanıldığı için adı böyle kalmış."

Alıntıya not: Bizde Türk'üz ama yine de ingiliz anahtarından vazgeçemiyoruz :P

*****

Ryder merakını giderememişti. "Ben Marangoz X,"dedi neşeyle. "Testereden daha hızlı, çekiçten daha güçlü kahraman. İyilik, doğruluk ve düzgün raflar için savaşırım."
"Çok saçmasın."
"Bence çocuklar öyle düşünmeyecek ve senden daha çok şeker toplayacağım."



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^



22 Temmuz 2015 Çarşamba

Haftanın Şarkıları^^ #10

Haftanın şarkılarından herkese selam^^
Lafı fazla uzatmıyor son zamanlar da beni benden alan şarkıları sizlerle buluşturuyorum^^

İlk olarak T-Pop'dan bir şarkı paylaşacağım. (T-Pop=Türk Pop) 
Edis'i hepimiz biliriz, "Hadi yine gel benim ol...." diye diye şarkısını çok söylemişizdir. Şimdiler de harika bir şarkı çıkardı, Olmamış mı? Çok sevdim hem klibi hemde şarkıyı. İşte karşınız da:




İkinci şarkımız Super Junior yepyeni albümle bizlere geri döndü, ilk şarkıları Devil. mükemmel hele klip biraz saçma olsa da çok güzeldi, hepsi birbirinden taştı^^



Bütün üyelere (Buna Siwon da dahil) kalp kalp^^

Not: Albümde ki diğer şarkılar da çok güzeldi, haftaya da onları paylaşırım ;)

Şimdi demeyin sen bir Elf olarak nasıl ilk Devil'i paylaşmazsın? Şimdi ilk Olmamış mı?'yı dinledim sevdim, onu ilk koymasaydım olmazdı :P

Hadi keyifli seyirler, öpüldünüz^^



10 Temmuz 2015 Cuma

Yağmur Yağarken//Lisa De Jong Kitap Tanıtımı^^

Merhabalar^^
Yorumlar, mimler derken araya da kitap tanıtımları koyalım değil mi? Go Kitap hız kesmeden yepyeni kitaplar çıkarıyor. Bu kitapta Goodreads da çok güzel puanlar almış, biz de çok seveceğiz gibi duruyor. Kısa kesip konumuza bakalım^^



Hayatım bir gecede sonsuza dek değişti.

Beau benim ilk aşkımdı. Sonra her şey altüst oldu. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ona nedenini söyleyebilsem keşke. Ama söyleyemem. Hiç kimseye söyleyemem. Ona ne kadar ihtiyacım olduğunun farkında bile değilmişim. Ta ki gidişiyle yapayalnız kalana kadar.

Sonra Asher Hunt çıkageldi. Büyüleyici bakışları ve muzip gülümsemesiyle... Herkes ondan uzak durmamı söylüyordu. Oysa onun tek yaptığı beni esir alan acılarımı dindirmekti.

Ben, kaderimin o yağmurlu gecede mühürlendiğini sanıyordum ama Asher bana bunun sadece yeni bir başlangıç olduğunu gösterdi. Beni kurtardı. Bana yeniden umut verdi.

Ama şimdi hayatım bir sır yüzünden bir kez daha altüst olmak üzere…



Konu çok güzel değil mi? Kapak da güzel beğendim ben, orijinal hali kullanılmış ;)
Go Kitap Facebook sayfasın da çok güzel alıntılar paylaşıyor, çok beğendiğim için burada da paylaşıyorum ;)






Başka yazılarım da görüşmek üzere^^



9 Temmuz 2015 Perşembe

işgalci//Melissa Landers Kitap Yorumu^^

Selam^^
Bir kitap yorumu ile tekrardan ve tekrardan karşınızdayım ;) İlk kitabı severek beğenerek okumuştum, uzaylı kitaplar pek yoktur ve bu seri onun yerine fazlasıyla doldurmakta. İkinci kitabın çıkmasıyla ve konuyu okumamla nasıl merak ettim anlatamam. Konuya geçmeden önce not düşüp devam edeceğim ;) Eğer Yabancı kitabını OKUMADIYSANIZ!! bu yorumu hemen kapatın ;) 

Aelyx ve Cara ittifak nedeniyle ayrı dünyalara savrulmuşlardır. Cara kendi dünyasını kurtarmak için Aelyx'nin Dünyası olan L'eihrliler ile kalmaya başlar. Burada hayat pekte kolay değildir. İlk olarak L'eihrliler Cara'yı sevmez ve başına bela açmakla uğraşırlar. Aelxy ise Dünya da halen daha tehlike altındadır. İttifakın olmasını ve en kısa sürede Cara'ya kavuşabilmek için elinden geleni yapar ama Cara gibi o da zor zamanlar geçirir. Zaman sonra aslında bazı şeylerin doğru ilerlemediğinden şüphelenen Cara Aelxy'ye kavuşur ama bu sefer de iki Dünya için de tehdit büyüktür.

Konumuz böyle.
İşgalci için gelen yorumlara bakınca çok sevildiğini gördüm ve bende kesin severim dedim ama iki kitap arasında seçim yap deseler Yabancı derim. Bu da çok güzeldi, yazar burada da çok güzel bir iş çıkarmış. Bunda da bazı şeylerin gerçek olmasını isterdim dedim ama ya benim elimde uzun durması yada beklentimi yüksek tuttuğum için bu kitaptan çok Yabancı'yı tercih ederim. ;)

Çiftimizin başına gelenler çok kötü, ölümlerden dönüyorlar neredeyse yine de her şeyin üstünden geldiler. Gerek ayrılık olsun gerek ayrımcılık olsun hepsini Dünyaları için bir kenara koydular, bu fedakarlık için büyük bir alkış ;) İlk kitap da ki gibi yine iki karakterden de olayları okuyoruz, gerçi bu kitapta böyle olmalı, her ikisi de başka, başka yerler de :D


Tam Cara ile ilgili yazı yazacağım zaman bir şeyi fark ettim, son zamanlar da ben bu kız karakterlere fazla kızmıyorum :O Hayretlerdeyim şu an O_o Demek ki düzelmeler var ya bende yada yazarların kalemlerinde :D Neyse Cara ilk kitapta neydiyse bunda da oydu :D Kendinden emin, ne yapacağını bilen biriydi. Son dakikalar da şimdi bir şey yapacak bu dedim ama yapmadı sağ olsun yoksa gözümden düşerdi. Bunların yanı sıra o iç sesi beni benden aldı, her olaya öyle bir cevapları vardı ki bu düşüncelerine hayran oldum :D 


Aelyx bu kitapta da taş bir varlıktı ama ilk kitapta ki gibi etkilemedi beni :D Belki yanında onun taşlığını anlatacak bir Cara olmadığı için olabilir, bu sebeple üçüncü kitabı dörtbindörtyüz gözle bekliyorum :D

Konu bakımından gerçekten çok güzeldi, Melissa yazmış yine, bu kadının kalemine hayranım. Yazarın öz geçmişine bakınca tam Bilim Kurgu hastası olduğunu görüyorsunuz gerçekten hakkını vermiş. O kadar güzel anlatmış ki olmayan şeyleri hayran kalıyor insan. Kalemi de akıcı olunca değmeyin keyfimize ;) Kitabımız da bazı kişilerin gerçek yüzlerini görüyoruz, Cara sağ olsun yine :D Sonlara doğru macera, entrika ve heyecan bizi bizden alıyor. Bir yerde çok heyecan yapacaksınız, ben yapmadım nedeni ise kitabın sonunu okumamdan kaynaklanıyor. Siz siz olun son sayfaya sakın bakmayın ;) Benden günün tavsiyesi ;)


Üçüncü kitabı beklediğimi söylemiştim, bakalım Melissa ne zaman yazacak hem yazacak mı :O Ama yazar sonu devam edecek şekilde bitirdiğini belirtir, kitabı ve seriyi kesinlikle önerir, tavsiye eder, okuyun, okutturun der yorumumu burada noktalarım :D

Ama ondan önce Yabancı kitabına yaptığım yorumu merak edenler için:


Kitaba Puanım 5/4


Alıntılar^^

"Uzaylı olmana rağmen şahanesin."
Aelyx koridora doğru geri geri yürürken güldü ve Cara'yı son beş kelimesinin ağırlığıyla baş başa bıraktı.
"Aslında, artık uzaylı olan sensin."


*****

L'eihr gezegenine hoş geldin. Bir haltlar karıştırmaya kalkarsan fişini çekeriz. Hadi iyi günler!

Alıntıya Not: Cara'nın iç sesinden sadece biri :D


*****

L'eihr Gezegeninin Çatlaklar Yurdu Olduğunu Gösteren On Şey isimli listeye eklenecek bir madde daha.

Alıntıya Not: Yine be Yeniden Cara'dan inciler :D Kitabı okurken benim için de bu liste uzayıp gitti :D


*****

"Ben sadece seni seviyorum. Bunu sana gösterdim. Duygularımı hissetmiştin. Seni o kadar çok seviyorum ki canım acıyor. O duyguyu hatırlıyor musun? Ne kadar güçlü olduğunu?"

Alıntıya Not: Şu aşka bakar mısınız yaaa <3 Yabancı yorumum da bu uzaylıdan bir tane istiyorum demiştim yaa yine tekrarlıyorum o isteğimi, eyy uzaylılar eğer varsanız, bu yazımı okuyorsanız ve Aelyx kadar yakışıklı ve düşünceliyseniz sadece şunu söylüyorum BİZ DOSTUZ!! ^_^




Başka yorumlarda görüşmek üzere^^ Sevgiyle ve saygıyla kalın L'özentiler^^
Not: Evet itiraf ediyorum bende bir L'özentiyim :P





Yeniden Haftanın Şarkıları^^ #9

Herkese Merhaba^^

Bir ay öncesine kadar sevdiğim, son zamanlar da dinlediğim şarkıları paylaşıyordum. Yarıda kaldı devam ettiremedim. Şimdi de başlayayım artık dedim ve iki kitap yorumu arasına sıkıştırıyorum bu yazıyı :P 
Bu post dikkat çekiyor mu, benim dinlediğimi bir kere de olsa dinliyor musunuz bilmiyorum ama olsun çok seviyorum bu postu yazmayı, o yüzden durmak yok bu postu yazmaya devam :D 

İlk olarak 1-2 ay önce yeni bir albüm çıkaran Sung Kyu'nun beni benden alan, telefonumun zil sesi olan The Anwers şarkısıyla başlayalım ;)


Hatta bu şarkıyı çok benzediği için çok sevdiğim Benim Uzak Yıldızım kitabına yazıldığını düşünüyorum :P Şaka bir yana sözler cuk diye uyuyor kitabı ;)


İkinci şarkımız;

Shinee-View^^

Yeni albüm, yeni şarkı. Çok eğlenceli, ama ben dans versiyonlu klibi daha çok sevdiğim için böyle paylaştım ;)




Devam etmeye çalışacağım, şu sıralar pek yeniliğe açık değilim şarkı bakımından, eskilerden paylaşabilirim ;)

Takip ediyorsanız takibe devam ;) Sevgiler, saygılar^^



7 Temmuz 2015 Salı

Hayallerin Kadar Yakın//Donna VanLiere Kitap Yorumu^^

Herkese Selam^^
Yine ve yeniden kitap yorumu ile sizlerleyim ;) Evet diğer yazılarım da belirttiğim gibi hep kitap yada Mim oldu ama dediğim gibi Kore ile ilgili yazmam için baya zamanım olmalı ve o zaman da şimdilik bende mevcut değil :P Şimdi bile sırf kitap yorumları yığılmasın diye hemen yorumları giriyorum ;) Bunda gerçekten sıkıntı çekiyorum ama şimdilik boş verip kitap yorumuma geçeyim ;)
Kitabımız ilk çıktığı zaman kapağına hasta oldum, o kadar güzeldi ki benim gibi bu tarz kitapları sevenler için bu kapak on numara beş yıldızlı bir kitaptı, elime geldiği zaman ise kapağı sevmeme artı bir sebep daha oldu, kitabımızın kapağı kadife hissi veren cinsten. Ciltli den sonra en sevdiğim kitap kapağı^^ Konusu da kapak kadar güzeldi, yazarın dili akıcı, hikayenin devamı ise merak uyandırıcıydı.

1950 yıllarında Tennessee kasabasın da annesi ve babası vefat ettikten sonra yalnız yaşamaya başlayan Ivorie Walker hayatını bahçesiyle, eviyle ve yanından hiç ayrılmayan köpeğiyle geçirmektedir. Bir kaç gün çok önem verdiği ekinlerine gelen zararı öğrenmek isteyen Ivorie her şeyi tahmin ediyordu ama küçük bir çocuk çıkacağını değil. İlk gördüğü andan itibaren çocuğu merak eden Ivorie her şeyi göze alır ve korkuyla bahsedilen tepelere çıkar ve çocuğu yanına almayı başarır ama çocuğa sahip çıkmasıyla kasabada sırlar ortaya çıkmaya başlar. Ivorie bu sırlarla başa çıkabilecek midir? 
Her kafadan ses çıkması Ivorie'nin yürüdüğü yoldan caymasına sebep olacak mıdır?

Hepsinin cevabı ise kitapta ;)
Kitabı ilk okuduğum zaman Yazarım Kristin Hannah'ın Bir Tutam Gündüz Bir Tutam Gece'ye benziyor sandım ama bu kitap ondan kat kat farklıydı. Bu kitabı daha çok sevdiğimi belirtmek isterim. Kristin Hannah kitapların dan sadece onu pek sevememiştim. Neyse kitabımızın yazarı Kristin Hannah değil, bu yazar gerçekten iyi yazmış. Çabuk okunan, olacakları merak ve heyecanla bekleten bir kitaptı. 



Karakterlerin hepsini sevdim, Ivorie ve abisi hep ön plandaydı, her ikisinin de düşüncelerini okuyoruz. Tabii çocuğun da düşüncelerini okuyoruz, en etkilendiğim yerler oralar oldu. Çocuğun yaşadığı sıkıntılar o kadar kötüydü ki Ivorie'nin onu bulup sahip çıkmasına çok sevindim, o kadar etkiledi beni düşünün yani ;) Ivorie'nin yalnızlığı ise insana gerçekten dokunuyor, sanki biz yalnızız. Öyle bir yaşantım olsa kafayı yerdim her halde. Bir de yıl 1950 hiç bir şey yok, tabii o zaman arkadaşlık, komşuluk iyi diğer kitaplar da ama bunda sürekli yalnızdı Ivorie. Ama çocuktan sonra hayata dönüyor.


Çocuğun ismi var ama sonradan çıkıyor, söylemem ismini size sürpriz olsun, Ivorie'de çok uğraştı öğrenmek için ;) Nedeni ise çocuğun sağlık sorunu olduğu için konuşamıyor, bunun için de Ivorie kendini çok feda etti. Duygusal ama bir o kadar güzel bir hikayeydi. Sakin sessiz kasabada neler oluyormuş dedirtiyor bir kere. Tahminlerim çok tutuyordu kitaplarda ama bunda tutmadı. Hatta dedim kesin o ama cıks olmadı :P Gerçi olmasa da gözümden düştü o şahıs -_- 

Dram, aile içi dostlukları, sevgiyi ve ne olursa olsun iyiliğin her kapıyı açacağını bize öğreten bu kitabı kesinlikle öneriyorum. Kısa sürede bitecek ama konunun sizi derinde etkileyeceği ve çok seveceğiniz bu kitabı okuyun, okutun. Çok drama gelemeyenlere de öneriyorum, salya sümük ağlayacağınız tarzda değil, öneririm ;) Yazarın diğer kitaplarının kesinlikle çıkmasını isterim, diğer serilere bakınca Chrisrmas Hope serisi ilgimi çekti çıkmalı bence ;)

Kitaba Puanım 5/5



Alıntılar^^


Anılarımızı, tıpkı yama işi yapar gibi renklerine ve bize hissettirdiklerine göre, hangilerinin yan yana daha güzel durduğuna veya hangilerini bir araya getirmek istediğimize bakarak düzenlememiz ne gülünçtü.


*****

Çocuğun yanına otururken gözlerimden akan yaşları hissederek gözlerimi sıkıca kapattım. "Ben deli miyim, Loretta?"

"Birazcık," dedi. Ona baktım. "Ama bazen delice şeyler yapmamız gerekir."


*****

Kız kardeşimin şu anda kendi yatağında uzanırken neler düşündüğünü merak ettim. Korktuğunu ve biraz kaybolmuş hissettiğini düşünüyordum, ama yine de cayır cayır yanan bir ateşin üstündeki tencereye biraz cesaret, biraz umut katıp karıştırmaya başladığından emindim.


*****

Onun berrak, küçük yüzüne baktığımda yüreğim hoplayıveriyordu. Onun hiçbir şartı ve talebi yoktu. Hiçbir koşul olmadan bana verilmiş bir hediyeydi.



Yorumum bu kadar, başka yorumlarda görüşmek üzere, her daim sevgiyle kalın^^