Küsurat Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Küsurat Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Temmuz 2019 Salı

Liseden Arkadaşlar//Selçuk Aydemir Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Bir Ramazan'ı ve bayramı da arkamızda bıraktık. Bu zaman zarfında ne umduğum gibi kitap okudum ne de bloga yorum girdim. Çok çok yoğun geçen bir Ramazandı ve şu an bayram biter bitmez bilgisayarın başına oturdum. Artık ne zaman yayınlanır bilinmez ama ne zaman oturduğumu bilin istedim. Bundan önce 2 kitap yorumu 2 film yorumu 1 dizi yorumu bulunmakta. Bana 7/24 saat yetmiyor. Çok Güzel Hareketler Bunlar 2'de dediği gibi dizi çekme süreleri uzadığı için zamanımız yetmiyor biz de 8/25'e çıkardık günümüzü diyordu. Aynı o ben. :D 

Mahalle kültürünün son demlerinin yaşandığı yıllar… İlk arkadaşlıkların okuldan değil de apartmandan kurulduğu, bakkala diye evden çıkıp arkadaşlarla sokaklarda oynanan zamanlar… Küçükçekmece’nin küçük bir mahallesinde büyüyen ve artık gerçekten büyüdüğüne inanan Selçuk, çetecilik işlerini bırakıp gideceği “süper” lise ile hayatında başka bir sayfa açma hayalleri kurarken evdeki hesap çarşıya uymuyor. Selçuk ne kadar beladan uzak durmak istese de arkadaşları Mete, İsmet ve Serkan’ın da farkında olmadan yaptıklarının katkısıyla belanın tam ortasında buluyor kendini.
Çalgı Çengi, Düğün Dernek, Kardeş Payı ve İşler Güçler gibi dizi ve filmlerin senarist ve yönetmeni Selçuk Aydemir, 15 yaşındaki bir ergenin gözünden ilk aşkları, arkadaşlıkları, hayalleri, aileyi ve mahalle yaşamını anlatıyor. Fonda da Selçuk ve arkadaşlarının okulun en belalı adamına karşı giriştikleri mücadelenin mizah dolu hikayesi var.
Beden dersinin olduğu gün formasının altına eşofman giyenler, siyah-beyaz tüplü televizyona Commodore 64 bağlayan dedeler, sevdiği kıza açılırken ölecekmiş gibi olup da ölmeyenler, kolay çarpılıyor diye Pi’yi 3 değil de 5 alanlar, mahallenin mavi tikli official ulakları yani dırdırcı teyzeler ve arkadaşlık yeminini tamamlamaya kararlı bir grup ergen başrolde Liseden Arkadaşlar’da…
Selçuk Aydemir’den lise sıralarını hatırlatacak, sıcacık, bol kahkaha vaat eden bir kitap…



İlk olarak birinci kitap Mahalleden Arkadaşlar yorumunu okuyun sonra bu yoruma devam edebilirsiniz. ;)
Bu seriye bayıldım arkadaşlar. Tam içimizden olan, eğlenceli, şaşırtıcı ve komik olan bir seri. İlk kitap bu kitaptan çok iyiydi ama bu kitabı da yabana atamam. Veli toplantıları, Selçuk'un yine başının belaya girmesi, anne ve babasından sonra dedesinin eve gelmesi ve bir dargın bir barışık takılmaları. Yeni arkadaşlar ve son kitapta bize sinyalini veren Selçuk'un ilk aşkı. Hepsi çok çok iyiydi, en unutulmaz ise Selçuk'un hıçkırıkları. Okuyanlar anlamıştır.
Selçuk bu sefer rahat duracaktır ama çocuğu sürekli rahatsız edenler var ve baş düşmanı ve en sevdiği düşmanı İsmet'i çakalların eline de bırakamaz. O saatten sonra iki düşman arasından kalan Selçuk büyük taşların altına elini koyar ve çok büyük ders alır. Üzüldüm yaa yazık çocuklara bir plan yapalım derken bu kadara mı ters teper. :D Kitaba yeni dahil olan dedeyi çok sevdim, toruna torun gibi davranmayıp arkadaşı gibi davranması çok komikti. Böyle cana yakın arkadaş gibi düşünmeyin, yeri gelip trip atıyordu torununa dede. :D Selçuk'un ilk aşkı da kitapta ama büyük darbeler yiyor bu konuda. O kısmı anlamış değilim Selçuk'un en son ki kararı neydi pek anlayamadım. Devam kitap olursa orada çözeriz artık olayı. :)


Daha fazla detaya girmeyi düşünmüyorum. Zaten yorumlarımı toparlayamıyorum okuyalı çok olduğu için. Arayı çok fazla açıyorum ve bu yorumlarıma yansıyor. Mesela bundan sonra diğer kitabın yorumunu yazmam gerekiyor yoksa kalır. :/
Genel anlamda sevdim kitabı ama birinci kitap mı, ikinci kitap mı diye sorarsanız birinci derim. Burada yaşından dolayı ağzı da bozulmuş Selçuk'un ve bundan rahatsız olduğumu söylemek istiyorum. Hatta sadece Selçuk değil babasının ve diğer karakterlerin de. Umarım diğer kitaplarında olmaz. :D
Bu arada hazır lise falan olmuşken Üniversite de olsun tam olsun ama lütfen çete olayları değil daha çok hayatın içinden olsun. Mesela bizimkilerin aşk hayatı, okul hayatı vs.


Seriyi tavsiye ediyorum, gülmek garanti. Böyle eski zamandan gelen, eski anıları hatırlatan aynı zamanda güldüren kitapları seviyorsanız kesinlikle okuyun. Hatta sevmiyorsanız bile okuyun, Selçuk'un ve çetesinin hayatı gerçekten çok ilginç. :D



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^



Biri seni haddinden fazla eleştiriyorsa gizli hayranlığından, haddinden fazla övüyorsa gizli hainliğindendir.


*****


"Evet Selçuk, tahmin et bakalım. Ben seni niye çağırmış olabilirim?"

"Hocam beni neden çağırdığınızı unuttunuz değil mi? Vay arkadaş bunu da gördüm yaşadım ya. Bir de bana tahmin ettirmeye çalışmanız takdire şayan, tebrik ederi."


"Teşekkür ederim. Sulandırma lan unutmuş olabilirim ne var bunda? Evet yorma beni, bir halt yediysen söyle konuşalım. Sonra hatırlarsam daha çok kızarım."


*****


Piyon bile kendini şah zannetsin, şah zaten şah olduğunu ilk günden biliyor, piyon olmayı yediremeyenin gönlü hoş olsun, çünkü o şaha lazım."





Böylece bir yorum daha biter. Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^




Buralarda da varım^^





30 Ekim 2018 Salı

Leyla İle Mecnun//Burak Aksak Kitap Yorumu^^

Selam^^
Bir kitap yorumu ile yine karşınızdayım. Şu başlangıçları bir türlü yapamıyorum. :D Kitabı bitireli çok oldu, hatta üstüne iki kitap daha okudum. Ben şok! Şu an bile bu yorum bitebilir mi diye düşünüyorum. Gerçi başka işlerle uğraşmazsam neden olmasın?
Leyle İle Mecnun dizisini bilmeyen bizden değildi. İzlemeye bilirsiniz ama kesin biliyorsunuzdur. Dizi en iyi zamanını yaşarken bir anda ekrandan kalktı, seneler oldu dizi biteli ve Burak Aksak hayranlar için son feda için kalemi eline alıp kitabı yazmış. Dizi ile nasıl bağlantılar var bilmiyorum, çünkü ben de izlemeyenlerin arasındayım. :D


Aynı gün aynı hastanede doğmalarıyla başladı her şey. Bir hayatın birden fazla kez yaşanabileceğinin ve yarım kalmış her hikâyenin tamamlanmaya muhtaç olduğunun bir kanıtıydı onlar. Peki Mecnun bu sefer Leylasına kavuşabilecek mi?  Yoksa yine çölde mi açacak gözlerini? Çünkü o çöl çaresiz âşıkların son durağıdır. Kavuşamayan âşıklar o çölde aralar sevdiğini, kavuşanlarsa emlakçı emlakçı dolanır dururlar, 2+1 kombili.
Yayınlandığı dönemde izleyicisini ekrana kilitleyen Leyla ile Mecnun, bu kez bambaşka bir hikâye ile sevenleriyle yeniden buluşuyor. Mecnun, İsmail Abi, Erdal Bakkal, Baba İskender, Yavuz Hırsız, Yedek Kamil, Gözlüklü Çocuk Kaan ve Aksakallı Dede bu kez bambaşka bir maceranın peşine düşüyor. O geminin geleceğine ilk günkü gibi inananların, sevdiği kızın gözlerinin içine bakarak ‘seni seviyorum’ diyemeyenlerin, kendi çölünde kaybolanların hikâyesi Leyla ile Mecnun Burak Aksak’ın kalemiyle yeni başlangıçlar için geri dönüyor.

Yukarıda izlemediğimden bahsettim. İzlemedim dediysem hiçbir şey bilmiyorum demedim. :D Bir çok şeyi biliyorum, Leyla'larn sürekli değiştiğini, o gemi gelecek repliğini, sahil konuşmaları vs. Tabii bilmediğim çok şeydi vardı. Mesela İsmail Abi'nin neden gemi beklediğini bilmiyordum. Dizi ilk yayınlandığı zaman lise bitmiş evde oturuyordum, Üniversiteye hazırlık vs. o sıralar TV'yi açtığımda hep Leyla İle Mecnun oluyordu. Tabii yokluktan izliyordum ama sorun bir şey anlıyor muydum? Hayır. Yaptıkları espriler, şakarla o kadar saçmaydı ki bu ne demiştim, anlamak için pek kendimi zorlamadım ama seneler geçince tekrarları yayınlandıkça aslında verdiği mesajı, yapılan esprileri anlamaya başladım, daha çok güldüm. :D Leyla'lar değişse de sıkıntı yoktu, aynı güzellikle devam ettiler ama en sonrada gelen Leyla karakterini oynayan oyuncuyu sevmemem ve rolde sırıtmasından sonra daha da bakmadım. Dizi serüvenim böyle oldu. Kitap ise çıktığı zaman diziyi izlemedim bari kitabı okuyup anlayayım dedim. Anladım da. Yazar, yani Burak Aksak bu işte usta arkadaşlar. Adam senaryonun yanı sıra kitapta çıkarmalı bence. 



Kitapdiziden uyarlama olsa da senaryo okuyormuşum hissi vermedi. Bu en iyisiydi. Verdiği mesajlar gerçekten çok güzeldi. Bir sürü alıntı aldım mesela. Mecnun'un aşkına, aşkı için yaptıklarına, bunları yaparken başına gelen absürt olaylara çok güldüm ve kitabı gerçekten çok sevdim. Dizinin fantastik yanları olduğunu bilmeyen yoktur ve bu dizi de gırla. Kitapta ise sadece bir tane fantastik konu geçti ve öyle devam etti. Sonu da öyle bitti.
Güzel ve tatmin eden bir sonmuş Leyla ve Mecnun severlere ama ben daha farklı bir şey olur diye bekledim. Yine de böyle de tatmin oldum.
Kitabın okurları şaşırtacak, belki de zorlayacak tek aynı düzgün Türkçe ile değilde şiveli ve konuşma diliyle yazılmış olması. Başta çok zorlanıyorsunuz ama sonradan alışıyorsunuz. Bence böyle yazması çok iyi olmuş, kitabın diğerlerinden farklı olduğunun kanıtı gibi. Belki bu yüzden devam etmeyenler olur, pek takılmadan devam etmelisiniz bence. ;)

Kitabı gerçekten sevdim, diziyi izlemeseniz bile kitabı okuyun derim. Yazarın diziden hayal dünyasına ve kalemine hayran kaldım. Verdiği mesajlar vs. çok iyiydi gerçekten. Okunması gereken kitaplar arasında. Diziye baştan başla izler miyim bilmiyorum, kaç sezonluk dizi biraz zor ama tv'e denk geldikçe bakmaya çalışacağım. :) 



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


Onu anlayabilmek için tanımanız, tanımak için de sabretmeniz lazım. Belki de İsmail abi bu yüzden yalnızdır. Belki de bu yüzden girdiği hiçbir işte tutunamıyordur. Çünkü kimse birbirini tanımak için sabretmek artık.



*****


Sevdiğine kavuşursan meşk, kavuşamazsan aşk olur.


*****


Leyla mı? Şimdi gerçekten Mecnun oldum işte. Meğer ömrüm boyunca eksikliğimi hissettiğim şey senmişsin be Leyla. Hoş geldin Leyla. Yüreğim biraz tozludur kusura bakma. Bugüne kadar kimse girmedi içeri ne yapsın garip?


*****


Yine hayallerimi bir başkası yaşıyordu. Bense uzaktan onları izliyordum. Tüm hayaller gerçek olacak diye bir kaide yok elbet. Ama o hayalleri başkası yaşayıp dışarıdan seyretmek nedir? Nasıl bir sınavdır bu?



*****


Öğrenci kartın var mı yanında?"
"Aş işte, buyur burda."
"Anadolu üniversitesi diyo bu."
"Evet. Açıköğretim. Açık bi' ilişkimiz var bizim. Başka üniversitelere girip çıkıyorum gurur yapmıyor."


*****


Leyla içeri girdi. Her sabah güneşin doğuşu sıradan görünse de aslında mucizevidir. Senin içeri girişin de öyle.




Bir sürü alıntı vardı, bu kadar ekledim buraya. Gerisi bana kaldın. :D Bütün kitabı yazmak istemem. :D









Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda, paylaşımlarda görüşmek dileğiyle.^^



 Buralarda da varım^^