28 Eylül 2018 Cuma

Yıldızların Altında//İrem Yöndem Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Yorumlar gelmeye devam ediyordu, yine araya günler girdi. Şu an yorumumu yine telefonda not kısmına yazıyorum. Bilgisayara ne zaman otururum belli değil. ;) Kitabımıza gelecek olursam, Türk yazar okuduktan sonra öyle devam etmek istedim. Uzun zamandır okumuyordum çünkü. Bu kitabı da My Twin ısrarla oku dedi, kalın ama hemen biter ve çok güzel bir kitap diye diye sonunda emeline ulaştı ve okumaya başladım. İyi ki zorlamış dedim. Bu kadar güzel bir kitap olamaz. Evet bir şaheser değil, evet eksikleri var ama son zamanlar da çıkan Wattpad kitaplarının hangisi düzgün? Neyse o konu uzun, detaya gerek yok. :D Velhasıl kelam kitap çooook güzeldi, BAYILDIMMM!

Sen olduğunu hissediyorum. Benim bunca zamandır aradığım ama bir türlü bulamadığım o kişi, senmişsin gibi hissediyorum. “Gecenin en güzel zamanı, yıldızların altında oturmuş, gökyüzüne bakıyoruz. Milyonlarca yıldızdan birini seçip ‘benim’ diyoruz.  Nasıl, neden, niçin seçtiğimiz belirsiz; o kadar yıldızın içinde bir tanesi, bir başka görünüyor. Seni sevmek de böyle bir şey işte. Ben ömrümce bütün yüzlerde seni arayacağım. Bütün içten gülüşlerde, parlayan bütün gözlerde, seni bulmayı isteyeceğim. Sen, benim gökyüzümdeki en parlak, en güzel yıldızımsın.


Kitabın konusunu sadece kitabı okuyunca ya da benim gibi yorum yapanlardan öğrenebilirsiniz. Neden böyle bir yaptıklarına anlam veremiyorum, sürpriz yapmak daha ilgi çekici herhalde. ;) 
Neyse bunlara aklımız sır ermiyor. 
18 yaşında, lise son sınıfa giden Güfte Tiyatro ve ünlü Okan Özdemir hastasıdır. Ailesi, arkadaşları Güfte'nin takıntı haline getirdiği ünlü oyuncudan bıkmış, onuda kendi hayatına döndürmek için başının etini yemişlerdir. Güfte bu konuşmalardan sıkılmış ve kendisini anlamadıkları için kendine çok dert etmiştir. 
Bir gün kardeşiyle oturdukları kafede kavga edince hayatı tamamen değişir. Akıl okuyan bir peri karşısına çıktığı an 18 yaşında olan Güfte bir dilekle 27 yaşında olacaktır ve Okan ile tanışıp, yeni bir oyun sergileyecektir. Aklının alamayacağı bir hayatı devam ettiren Güfte'nin tek sıkıntısı bu olayın 3 ay sürmesidir. Yaşadığı hayattan memnundur ama 3 ayın kalması, yaşadığı sıkıntılar hep ikilemde bırakır Gifte'yi konu da böyle devam ediyor.
Konu çok, çok değişikti. Böyle bir kitap beklemiyordum. Mesela çok yadırgadığım şeyler oldu, (Bunları Spoi kısmında bahsedeceğim.) ama çok sevdiğim, en çokta sonunu sevdiğim bir kitap oldu. Kitap 507 sayfa ama o kadar hızlı okunup bitti ki ben bile şaşırdım.



Konusundan daha ne kadar bahsedebilirim bilmiyorum. O yüzden direk diğer karakterlere geçeceğim.
Okan Özdemir. Güfte'nin sevdiği, uğrunda ailesiyle kavga ettiği tiyatro oyuncusu. Dileğinden sonra Okan'la aynı oyunda rol almaya başladıktan sonra onunla beraber daha çok vakit geçirir ve Okan'ı daha iyi tanır. Tabii biz de kendisini çok iyi tanır ve Güfte gibi hayran oluruz. Hele o son. <3
Karakter olarak gerçekten çok sevdim ama yazarın başta sigara mevzusuna girmeyip, sona doğru her bir karakterin sigaraya başlamasını yadırgadım. Bunlardan biri de Okan'dı.
Okan'dan sonra Güfte'nin arkadaşlarını çok sevdim, hepsinin hayatında değişiklikler oluyor ve Güfte'nin her daim yanında oluyorlar. O kısımları okuyunca bazen çok kızdım bazende sevdim. 
Güfte'nin kız kardeşine ise bir o kadar kızdım. Yok arkadaş böyle bir karakter olamaz. Sinir küpü etti beni. Gerçi Güfte'de onun yanında melek sayılmaz. Sürekli şu 3 aya takmasından sıkıldım yani, bırak bir kendini, sal. Azıcık hayatını yaşa ama hem kendine hem bize yaptı yapacağını. Okuyunca lütfen buralara fazla takılmayın, hatta atlayın gitsin. ;)  
Diğer karakterlerden peri acayip iyiydi. Hele laf sokmaları, düşünceleri okuduğu için laf sokması kaçınılmaz tabii. :D O kısımlarda baya eğlendim. ;)


Sevdiğim ve ana karakterler bu kadardı. Birazda içerikten bahsedecek olursam yazarın kalemini çok sevdim. Ne beni sıktı, ne de amatör olduğunu açık açık bağırdı. Kalemi akıcı, sevilesiydi. Sadece fazla detaya giriyor, onu da yapmasa tamamdır. Biraz daha kendini geliştirmesi lazım.
Son zamanlarda çıkan watpadd kitapları arasından en en en iyisiydi. Bundan önce okuduğum Görücü Usulü'de iyiydi ama bunun konusundan yola çıkarsak daha iyiydi. Bu kadar yeterli bence, fazla abarttın diyen olabilir. :D En iyisi spoi'den sonra tavsiye kısmına geçip yorumumu bitireyim. ;)

SPOİ BAŞLANGICI!!
Evet okuyanların rahatsız olduğu konuyu neyse ki yazar ustalıkla ve ilginç bir şekilde devam ettirmiş. Kızın 18 yaşında olması ve sevdiği oyuncunun 30 yaşında olmasını çok yadırgadım. Ne demek 12 yaş? Hem kız büyükte değil. Okan 30, kızda üniversiteli 20 yaşından biri olsaydı yine neyse -ki bu da fazla ama kızın lise son ve 18 olması olmamıştı. Sorunun kızın dileğiyle 27 yaşına gelmesiyle ortadan kalkması güzeldi. Bunu gerçekten çok sevdim ama 3 ay sonra neler olacak diye merak etmeden de duramadım. Ve o son geldi çattı, işte o kısma BA-YIL-DIMMMM!!
Okan'ın düşüncelerini okumamız, o 3 ayı Güfte'nin değildi Okan'ın hatırlaması, uzun bir bekleyişten sonra tekrardan kavuşmaları MÜKEMMELDİ!!
Okuyanlardan bu konu hakkında yorum almak istiyorum. Sizler ne düşündünüz merak diyorum.^^
SPOİ SONU!!

Kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum. Belki kalın ve Watpadd'den çıkma olduğu için ön yargılı olabilirsiniz, hatta okumaya başladığınız zaman bu ne diyebilirsiniz ama vazgeçmeden devam edin derim. ;) Ve herkese tavsiye etmeye devam edeceğim. My Twin ile favori yazarımız oldu, başka kitap çıkarırsa seve seve alıp okuyacağız ki bu tarz yazmaya devam etsin. ;)
Bu kadar yorumdan sonra tavsiyeyi fazla uzatmaya gerek yok, eğer merak edip benim sayemde okumak isterseniz bunu bilmek isterim. ;)



Kitaba Puanım 5/5^^


Alıntılar^^


Okan ayağı kalkıp nazikçe annemin elini sıktı. "Çok teşekkür ederim ağırladığınız için, her şey çok güzeldi. Özellikle kurabiyeler."
Annem gülümsedi. "Hazır almıştım, teşekkür etmenize hiç gerek yok." ANNE YA! 

Alıntıya not: Bu kısımda kedi olayı harikaydı. :D


******


"Aşkı nasıl betimlersiniz, nasıl anlatırsınız?" Ve onun cevabı,
"Aşk herkese göre değişir, sonuçta soyut bir kavram. Fakat kendime göre, aşkı tanımlamam gerekirse eğer, şöyle tanımlarım: Gecenin en güzel zamanı, yıldızdan birini seçip 'benim' diyorsunuz. Nasıl, neden, niçin seçtiğiniz belirsiz ama işte o kadar yıldızın içinde bir tanesi bir başka oluyor...."

Alıntıya not: Okan'ın ağzından AŞK...


******


O andan sonra artık emindim. Bu adam beni bağırıp çağırmadan, ortalığı yıkmaya lüzum görmeden, kendince, sessiz bir dille seviyordu.


******


Hangisi daha kötü acaba? Bir anda, pat diye hatıraların yerinde koca bir boşluğun kalması mı? Yoksa birinin zihninde zamanla yok olmak, silinmek mi? Hangisi?


******


Gün başlıyor, bitiyordu ama biz gerçek anlamda mutlu değildik. Kafamız çok doluydu. Bedenimiz yorgun, ruhumuz ise parçalı bulutluydu.





Bir yorum daha biter, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^
Sevgiyle ve aşkla kalın! <3



 Buralarda da varım^^


23 Eylül 2018 Pazar

İzlediğim Filmler 10// Patrona Tuzak, Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı, The Notebook^^

Merhabalar^^
Aylardır taslakta bekleyen film yorumlarıma başladım. İzlediğim filmlerin çoğunu bir-iki ay önce izlemiştim, resimler de hazırdı ama karar veremediğim için bir türlü yazmıyordum. Sonunda bir kaç film daha ekleyip yazmaya başladım. :)



İlk film Patronlara Tuzak.
Netflix'in orijinal filmlerinden biriydi. Konu bakımında güzeldi. Acayip ters köşe yaparak bitti film. Sevdim ben, tekrardan eğlencesine izlenilebilir.
Önceden baş rolde oynayan dört kişiden sadece kızı izlemiştim, adamı ise geçenler de izlediğim Patates Turtası Derneği filminde gördüm. Netflix'in orijinal oyuncularından biri herhalde. :D Kıza gelirsek Vampir Akademisi filminden çok iyiydi, oyunculuğunu sevdiğim biri. Umarım Vampir Akademisi aynı oyuncularla devam eder.
Filmi tavsiye ederim, amerikanın klasik filmlerinden biri. Olmazsa olmazlar çoğunlukla vardı, izleyince ne demek istediğimi çoğu kişi anlayacaktır. :D
Bu film için yorumum bu kadar, reklamı çok yapıldığı için izleyende baya olmuştur, sizlerinde film hakkında yorumlarınızı bekliyorum. :)




Bu ikiliyi çok sevdim ama...
















Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı^^

İkinci filmim gördüğünüz gibi bir animasyon. :D Bu normal sinemada gösterilen bir filmmiş ama ben Netflix'de izledim. Çok ama çok eğlenceli bir şeydi. Bayıldım... İkincisi yakın zamanda vizyonda olacakmış, bu habere acayip sevindim. <3
Konusu adı gibi, evcil hayvanlar sahiplerinin işlerine gittikten sonra evde neler yaptığıyla ilgili. Tabii biraz aksiyon, sevgi ve bol kahkaha da yerini alıyor filmde^^
Tavşan karakterine bayıldım, BTS'den Jungkook'a benzetiliyor ve tam anlamıyla o. :D Senarist yakında BTS hayranıyım derse şaşmayın. :D Diğer sevimli hayvanlarda mükemmeldi. Filmi daha anlatmama gerek yok, hemen gidip izleyin, hatta bende mi izlesem? -Düşünen emoji-







Şu ponçik köpek ve kedi tavşandan sonraki favorilerim. :D









Buna ne demeli. :D










Üçüncü filmim ise çok çok sevilen Not Defteri.
Ama, ne yazık ki ben sevemedim. Arkadaş klişenin dibiydi, sona doğru bir aksiyon, entrika bekledim ama olmadı. Biz daha iyi film yapıyoruz ne yalan. Bu kadar ünlü olmasının sebebi kitabının oluşu bence. Çünkü Kitap duyguyu daha iyi veriyor ve onun daha çok sevildiğine inanıyorum. Filmler her zaman saçma oluyor.
Haa aşkları vs. her şey güzeldi ama gelin eğri oturup doğru konuşalım. Klişe değil miydi?
Fikrinizi meyan etmeyi unutmayın. :D
Klişe olmayan tek şey yaşlı çifti ki en çok sevdiğim kısımda o oldu. Bayıldım ikisine de. 
Oyuncuları severim, rollerinin de hakkını vermişler ama baya abartılan sahneler vardı. Hepsini atladım ki zaten atlayana kadar filmde bitti. :P 
Neyse oralar beni ilgilendirmez ama aşkı başka şeylere indirgenmesinden hazzetmiyorum. Bu kitaplar içinde geçerli. O yüzden historical, romans vs. şeyler ilgimi çekemiyor, tabii istisnalar hariç. :D
Neyse. :D Benim gibi sırf meraktan izlemek istiyorsanız izleyin ama beklentiyi fazla yüksek tutmayın derim. ;)



Bu adama sakal daha çok yakışmış. :)














Üç film yorumumda böylelikle bitti. Bir üç yorumluk filmim daha var. Bundan sonra onu paylaşmayı düşünüyorum.
Netflix üyeliğini yeniledikten sonra güzel filmler izliyorum ama TV+ uygulamasında da güzel filmler var. My Twin izleyip bana öneriyor. ;) Ama henüz başlamış değilim, onlara daha sonra bakabilirim. :)




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^



 Buralarda da varım^^





8 Eylül 2018 Cumartesi

Görücü Usulü//Büşra Köprü Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Kitap yorumlarım gelmeye devam ediyor. Bu sefer ki kitabımı Mirasçılar gibi 27 günden değil 3 günden bitirdim. Sorun neden? Çünkü çok güzeldi. :D
Eğer kitaba bayıldıysam elimden bırakamıyorum, mesela şu an okuduğum Yıldızların Altında kitabı gibi. Uzun zamandır Türk yazar okumuyordum, hatta baya da ara vermiştim. Ne yalan sıkılmıştım ama özlemişim belli ki :) Görücü Usulü ile kitap bitirme hızımı azalttım umarım devam eder.
Kitap ise ilk harfinden son harfine kadar klişe olsa da gerçekten çok sevdim. Yazarın kalemine hayran kaldım. Yakın zmaanda yeni çıkardığı kitabı da lamayı düşünüyorum. :D




 Aras Karaman, aldatıldığını öğrendiğinde tek dayanağı öfkesi olmuştu. Olanları unutamıyor, öfkesiyle baş edemiyordu. Bir şekilde bu öfkeden kurtulmak zorundaydı. Aklına gelen tek seçenek, gerçekten ona yardımcı olacak mıydı?






Konu az ama öz olmuş diyemem ama idare eder. Karakterlerden bahsedeceğim zaman o kısımlara da el atarım. :D 
Kitabı ilk duyduğum zaman vay güzel bir isim dedim henüz içeriğine bakmadan. Gerçi baksam pek bir şey anlamam ya neyse. Ben daha çok normalde görücü usulü nasıl oluyorsa öyle bir şey bekledim ama tam tersi çıktı. Beklediğimi bulamadığım zaman tamam işte diğer kitaplar benziyor, istediğim olmayacak diye üzülmüştüm. Çünkü yanlış anlamalar, duyguları bir türlü ifade edememeler çileden çıkarıyor beni. Bu kitapta da oldu ama sınırında, yerinde. İşte kitabı sevmeme bir sebep daha. 
Karkterler de çok tatlı ve insanı sinir etmeyen tiplerdi. Aras kendisine edilen ihaneti hazmedemez ve intikam almak için değişik yollara baş vurur. Bu da hiç tanımadığı biriyle, aniden ve görücü usulü ile evlenmek.  Sakin biriyken ihanetten sonra deliye dönen Aras Zehra'yı tanıdıktan sonra değişmeye başlayacaktır.
 Babasından sevgi görmediği gibi bütün dediklerini yapmayan çalışan, hayalleri olan Zehra. Bir gün babası uygun gördüğü biriyle evlendirmek istediği zaman yaa ailesinden olacaktı ya da evlenip yeni hayatına alışacaktı. İkincisini seçip kendini büyük kargaşanın içine atan Zehra neden evlendiğini öğrendiği zaman her şeyin farklı olduğunu anlar ama yine de böyle bir intikam planına sürüklendiği için Aras'a kızgındır ve kendini yeni hayatına alıştırmakla uğraşmaz ama Aras'ı tanıdıkça bu fikri değişmeye başlayacaktır.



Karakterlerimiz böyle. Her ikisini de sevdim. Zehra'nın dik duruşu, Aras'ın hemen duygularına hakim olması vs. hepsi tam yerindeydi. Sadece Zehra'nın bazı şeyleri kabullenmemesi, bunu uzatması azıcık fazla geldi bana. Daha akışına bırak canım yaa dedim sürekli. :D
Yazarın kalemiyle ilk tanışmam, gerçekten güzel ve geliştirdiği zaman başarılı bir yazar olacağına kuşkum yok. Sadece daha fazla orijinal konular bulmalı ki bence bu onlardan biriydi. Kitabı fazla uzatmak istememiş yazar, hatta sadece iki karakterden bahsetmiş ki normalde bu sıkar ama bence on numara beş yıldız olmuş. :D Uzatsaydı okuru kesin sıkardı ya da yan karakter ekleseydi bunun verdiği etkiyi belki de veremezdi. O yüzden her şeyiyle çok iyiydi.


Bu yorumdan sonra kesinlikle tavsiye ediyorum. Bu zaman olmuş görücü usulü mü kalmış diyenler zaten ön yargılarını yıkıp okuyamaz bu kitabı. Bunun aksini düşünenler varsa okusun. Her ne kadar direk görücü usulü anlatmasada insanda o ön yargı olduktan sonra sevse de yine bir tık geri de kalır. Yine de merak edenlere tavsiyemdir. :)
Not: Görücü usulü evlenme de zorlama olmadığı müddetçe sakınca yok bence, hatta en uzun evlilikler görücü usulüyle oluyor.(İstisnalar hariç.) ^_^



Kitaba Puanım^^



Alıntılar^^


"...Aşmak için çaba göstermediğinde, her yol ulaşılmaz değil mi?"


*****


Saniyeler açımasızdı. Aras şu birkaç gün içinde buna defalarca şahit olmuştu. Hali olsa saniyelere bile kaş çatacaktı. Çünkü Zehra onu görmezden geldikçe saniyeleri sayıyor ve bu kadar hızlı çekip gidişlerine tahammül edemiyordu.



*****

Sahi ne olmuştu? Ne olmuştu da Aras, Zehra'nın duyularını uyuşturan kokusunun farkına varmıştı? Nasıl olmuştu da gözleri en sevdiği rengi andırmaya başlamıştır?




Bir yorum daha biter.^^
Başka yazılarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



 Buralarda da varım^^