27 Nisan 2019 Cumartesi

İzlediğim Filmler 18//Yakışıklı Prens, Bir Noel Dileği, Isn't Not Romance^^

Selamlar^^
Yine film yorumları ile karşınıza geldim. O kadar çok film yorumu oldu ki bazen diyorum sadece afişleri paylaş hemen yorumu yaz yayınlansın ama gönlüm el vermiyor. :D O yüzden biraz geç gelecekler. :/



Yakışıklı Prens^^
Shrek'in yapımcısından olan bir film. TV+'da denk geldi izledim. Güzeldi, çok sevdim. Lanete uğramış ve bütün kızların aşık olduğu bir prens düşünü. Aşık olanların arasında Uyuyan güzel, Pamuk Prenses ve Rapunzel var. Lanetinin kalıcılığını bozmak için yerine yerine getirmek için yanına hırsız birirni alır. Başta erkek olarak bilse de alsında kızdır ve Prens'e aşık olmamıştır.
Konu böyle devam ediyor. Çizimin yetersizliği dışında sevdiğim bir yapım oldu. Çocuklarınızla izlemek istiyorsanız önce siz izleyip onay verin sonra beraber izlersiniz ama geri kalan herkese tavsiyemdir. ;)




Kokoş prensesler. :D











Bir Noel Dileği^^
Bu tarz filmleri seviyorum, izlemekten de keyif alıyorum. Noel zamanı çok fazla film çıkıyor, bu da onlardan biri. Netflix'in filmlerinden oluyor kendisi, zaten takip edenler bilir çok fazla var Netflix'de bu tarz filmler. Sevenler bakabilir.
Güzel filmdi, kadının cesaretsiz oluşu sonra bir dilekle ağzına gelen her şeyi söyleyip hem işi mahvetmesi hem de düzeltmesi güzeldi. Aslında klişe, diğerlerinden farklı değil ama farklı karakterler oynayınca güzel geliyor insanın gözüne. :D











Isn't It Romantic^^
Netflix'in orijinal filmlerinden, yayınlanalı bir iki ay olmuştur. İlk zamanda izlemiştim, güzeldi ama aman aman diyeceğim bir yapım değildi.
Oyuncular seçilmiş kişiler. :D Birinden birini bir yerde izlemiş olma olasılığınız çok yüksek. Baş roldeki adama sonradan olmadığını anladığımız adamı ise Miley Crus'u takip edenler bilir. Başta o değildir dedim ama o çıktı yaa. :D Bu tarz filmde oynaması ilginç geldi nedense. :D
Eğlenceli, kafa dağıtmalık, az biraz da klişe bir film istiyorsanız izleyebilirsiniz. ;)





Bir bilgi vereyim, filmde ünlü hintli bir ablamız oynuyor ve araştırmalarım sonucu öğrendim ki Jonas kardeşlerden Joe ile evliymiş. :O Ama yakışmışlar, mutluları daim! olsun. :D







Böylece film yorumları biter. Şuraya iki üç kelime yazacağım ama sorun kaç saatte tamamlandı. Boş bırakmıyorlar beni arkadaşlar. :/



Diğer film yorumları için TIK TIK!!




Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^


Buralarda da varım^^





20 Nisan 2019 Cumartesi

Bir Tutan Aşk//Bennu Yar Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Seneler önce elimize geçen kitaplardan biri oluyor Bir Tutan Aşk. O zaman kitabı incelediğim zaman yazı puntolarına baktıktan sonra okumaktan vazgeçmiştim, şimdi ise bu tarz kitap okuma isteğim olduğu için başlamak istedim. Kitabı sevdim, kalın ve küçük yazılı olmasına rağmen kolay okunan bir kitaptı. Çok çok iyi diyemem ama çok çok kötü bir kitapta değildi. 

Ailesinin dik başlı, haşarı kızı Zeynep… Deniz fenerlerine tutkun, avukatlığı bırakıp hayallerinin peşinden mutfağa giren, iri kahverengi gözlü, kendisi gibi asi olan kıvırcık saçlarıyla acemi bir şef adayı… Amerika'da büyümüş, yakışıklı, dövüş sevdalısı Kerem…
Hareli yeşil gözleri, yanağında gamzesi, işkolik olmasıyla ünlenen usta bir şef… Bir telefon konuşmasıyla başka yerlere savrulan iki farklı hayatın aksi tesadüflerle ortak bir "aşk"ta buluşması…
İşte bu "Bir Tutam Aşk"ın dile gelmiş hali… Kader onları başka ülkelerden, şehirlerden koparıp İstanbul'da, lüks bir restoranın mutfağında birleştiriyor. Bol baharatlı, soslu, tarçınlı, balkabaklı, acılı, ekşili bir romana hoş geldiniz. Şimdi dumanı üstünde tüten sıcak bir kahveyle tarçınlı kurabiyelerinizi alıp koltuğa kıvrılmanın zamanı.
Hepinize keyifli okumalar.

Konuyu da okuduğumuza göre karakterlere bakabiliriz.  Zeynep ailesinin zoruyla hukuk okunduktan sonra kendi isteğinin peşine düşer ve aşçılığa merak salar. Bir sene boyunca para biriktirip, ailesini zor ikna ederek İstanbul'da olan yemek okuluna yazılır. Üniversiteden arkadaşından biri olan Derya ile tuttukları evde oturan Zeynep para sıkıntısı çeker ve hocasının yardımı ve sakatlığı sayesinde çalışacak bir yer bulur. Klasik olacak ama o günden sonra Zeynep'in hayatında büyük değişiklikler baş gösterecektir.
Amerika'da büyüyen ve işine orada devam eden Kerem abisinin ve yengesinin temelli İtalya'ya taşınma kararından sonra İstanbul'daki restoranın başına geçer. Burada işleri yoluna koymaya çalışan Kerem çalışan aramaya başlar ve imdadına yemek okulundan gelen Zeynep yetişir. Böylece çiftimiz bir arada. Doğrusu klişe ama sonradan olanlar çok farklı olduğu için çokta klişe diyemeyeceğim, ya da klavyem yazamıyorum klişeyi. Neyse. :P


Karakterleri sevdim, doğrusu beni yormayan bir kitaptı. Yormayan derken ruhen yormadı ama bedenen pert oldum. Çok ağır bir kitaptır kendisi, 640 sayfa nedir arkadaşlar? Yazar kaç ayda yazdı bunu diye düşündüm yani. Bir de bunun editörden geçmesi, son okuma yapılmadı vs. Doğrusu büyük başarı yani, zaten editöre soracağım nasıl kalktın bunun altından diye, çünkü editör benim çok sevdiğim bir insan ve ablam. Gidip hemen mesaj atayım da kitabın dedikodusu yapalım.  :D 
Nerede kalmıştık, ha ruhen beni yormadı dedim. Şöyle ki 'klişe diyemeyeceğim' dediğimde tam da bu konu hakkında bahsetmiş oluyorum. Çiftimiz arasında saçma kıskançlıklar, saçma kavgalar olmadı. Zaten 400 sayfada anca açıldılar, geri kalan kısımda da bol bol aşklarını okuduk ve doğrusunu isterseniz, ne hikmetse bu kısımları okurken hiç sıkılmadan. Hani şeytan tüyü mü var derler yaa bu kitapta öyleydi. Yani bir 200 sayfa daha olsa okunur diyorum. Bu zamana kadar ilk defa böyle bir şeyle karşı karşıya kaldım, ilginç. Ve okuduğum yorumlara bakacak olursak herkes öyle diyor. Demek ki saçma kavgalar, kıskançlıklar olmadan kitaplar daha güzel oluyor ve sıkmadan okutuyor.


Tabii bunlar yok diye dört dörtlük bir kitaptı da diyemeyeceğim. Beni o kadar rahatsız eden durumlar vardı ki. İlk olarak Kerem Amerika'da büyüyüp, oradan gelmemiş gibi hemen ortama adapte olması ilginç, hatta Türkiye'de büyüyen insanlardan daha Türk'dü. Yani ister istemez yabancı bir ülkede büyüdüysen onun kültürüne alışıyorsun, Zeynep'in sürekli saçma sapan yerlerde Amerika'dan geldiğin  çok belli yorumları olmasaydı kimse demezdi ki bu Amerika'da büyümüş. Kimse alınmasın ama Adana ile Amerika karışmış bence. :/ Bir de Kerem'in sürekli Güzelim demesi. -_- Şu an yazarken bile sinir oldum. Yahu Tatlım, aşkım, hayatım, bir tanem dururken güzelim ne yaaa. Herkese deseymiş ne olurmuş acaba. O kadar itici geldi ki bana bir an bırakasım geldi. :P
Yine mantık hataları vardı ama şu an onları da yazıp sizi yormak istemem. :D Yine de okunabilir bir kitap, yazarda potansiyel var, kısa tutması şartı ile güzel kitaplar çıkaracağına inanıyorum.
Tavsiye kısmına gelecek olursam bu yorumdan sonra size kalmış okuyup okumamak. Kimseye vesile olmak istemem. :D




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


"Deniz fenerleri benim için çok özel. Karanlıkta etraf saçtıkları ışıkla kaptanlara nasıl yol gösteriliyorsa; benim için de deniz fenerleri bir yol gösterici, yolumu kaybetmemi engelleyen bir kurtarıcı."


Not: Koskoca kitaptan bir tane alıntı bulmuşum. Ne diyeyim ki şimdi ben. :D 






Bir yorum daha böylece biter, darısı diğerlerinin başına.^^Başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^


Buralarda da varım^^