18 Mart 2023 Cumartesi

Aşk Engel Tanımaz//Candace Camp Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Bu geçen sürede yine kafa dağıtan bir kitap okumak istedim. Instagramda takip edenler bilir, Amazon'da historical kitaplarda büyük indirimler vardı, set kitaplar çok uyguna geliyordu. Biz de başka setleri ve bu yazarın kitapları arasından kaldık ve konularını en beğendiğimiz bu olunca aldık, hatta birinci kitabı İkiz okudu ve sevdi. Normalde historical kitapları sevmezdim ta kii Bridgerton serisinden sonra, şimdi konusu daha ilgi çekici olanları almak istiyorum. Tabii yine onaylamadığım kitaplar var ama şu anlık çıkan genç-yetişkin kitaplarına bakacak olursak bence çoğu historical normal yani. Neyse, bunlar sevip sevmeyene göre değişiyor, ona göre alabilirsiniz. ;)


Artık pek de genç sayılmayan ve evlenmeye dair bütün ümitlerini yitirmiş Constance Woodley, Londra sosyetesinin parlayan yıldızlarından birinin kendisinden hoşlanabileceğine ihtimal dahi vermezdi. Ama koruyucusunun rehberliğinde, Lord Dominic Leighton gibi yakışıklı ve çekici bir çapkının bile dikkatini çeken büyüleyici bir yaratığa dönüşmüştü.
Sosyetenin şaşkın bakışlarının arasında, bu "sıradan" kız ve hovarda vikont evlilik pazarının kalpsiz düzeninde bile, aşkın bütün bahisleri yerle bir edeceğini herkese göstereceklerdi.

Constance babasının hastalı yüzünden balolara gitmemiş, bu yüzden de ilan edilmemiş, sosyeteye girememiştir. Babası vefat edince mirası alan amcasının ve yengesinin evinde sığıntı olarak yaşamaya başlar. Zorluk çıkarmamış olsalar da çokta iyi davrandıkları söylenemez.
Bir gün gittikleri baloda kuzenlerine yaverlik yaparken sosyetenin en ünlü kadını Francesca onu fark eder ve arkadaş olurlar. Bir anda kuzenlerine yaverlik yaparken bir anda da baloların en çok aranan ve dansa kaldırılan kızı olup çıkar. Bundan memnundur ama zamanı geçtiği için hiçte evlenme gibi bir düşünceye sahip değildir. Tabii aklı öyle dese de kalbi şans eseri tanıştığı ve onun deyimiyle çok büyük iyilik yaptığı Dominic'tedir.
Bu tarz karakterleri seviyorum ve çokta üzülüyorum. Çünkü o zaman gerçekte de mirasın kıza değil de erkek birine kalması o kadar saçma ki, tamam bari belli bir miktar ya da ev kalsın. Babasının mirası direkt tanımadığı adama kalıyor ve o tanınmayan adamda direkt üstüne atlıyor falan filan. Avrupa ne kadar medeni olsa da geçmişten beri çok fazla saçmalıkları var. 
Neyseeee
Amcası ve yengesinin yaptıklarına çok kızdım ama Constance'in sonradan şakır şakır cevap vermesini ayakta alkışladım, bu tarz insanlarla anca böyle başa çıkılır ;)
Karakter olarak sevdim ama klasik son ve mantıksız hareketler sonucunun verdiği saçmalıklarla karşılaştık yine. Son sayfalar kalmış, kız böyle böyle yapıyor. Bu ne dedim, bu neeeee!
Buna rağmen sevdim kendisini^^


Dominic'ten önce yardımcı karakterimiz Francesca'dan bahsetmek istiyorum.
Seride kendisinin bir kitabı var ve şu anlık en merak ettiğim kitap o. Yine de bekleyeceğim, çünkü o kitaba gelene kadar kim bilir neler olacak neler.
Çok tatlı bir karakterdi, o kadar anlayışlı ve yardım severdi ki o yüzden kitabını merak ediyorum. Tabii bir de yaşadıklarını okumak isterim, eski aşklara zaafım var aa dostlar.

Ve Dominic, ilk olarak kitapta Dominic'in gözünden de okumak isterdim. O yüzden kitap biraz yavan kalmış. Ya da başkasıyla konuşmasını okumak güzel olabilirdi. Tek bir yerde Francesca'yla konuşuyor ki orası da çok iyiydi devam etmesini isterdim.
Sonradan Constance'ye söyledikleri falan tam bir centilmendi. Bayıldım, bayıldımmmm <3
    

Çiftimizin tanışmaları diğer kitaplara göre çok güzeldi. Daha ilk sayfada düşman olunan karakterlere alışmıştık ama burada daha ilk dakikalarda tatlı sözler, bakışmalar havada uçuştu.
Yazarın kalemini bu yüzden sevdim ve devam ettikçe güzelleşeceğini inanıyorum. Zaten akıcı oluşu kitabı üç günden bitirmeme neden oldu, konuda merak edilesi derken şimdilik sevdim. Tabii böyle vay bee bir kitap değildi, bir kaç eksiklikler vardı, tam olarak adını koyamıyorum. Belki Dominic'in hislerinin eksikliği mi bilemiyorum ama aklımı kurcalayan şeyler olduğundan tam anlamıyla bayıldım diyemiyorum, yine de sevdim.
Bu tarz kitaplar hoşunuza gidiyor ve akıcı olsun benim olsun diyorsanız doğru kitabın yorumunu okuyorsunuz demektir. ;)
 


Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

"İnsan, pek az ortak yönü olan kişilerle mutlu bir hayat sürmeyi bekleyemez..."


*****

    "Sizi geçen geceden önce neden görmediğimi anlayamıyorum," dedi Leighton.
"Şehre yeni mi geldiniz mi?"
"Üç haftadır buradayız."
"Sizi görüp de fark etmemiş olmam mümkün değil."


Alıntıya not: Çiftimizin ilk tanışmasında kavga gürültü olmadığından çok seviştim^^





Bir yorumun daha sonundayız, başka yeni yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^


15 Mart 2023 Çarşamba

Hayatımın Aşkı//Ekin Atalar Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Nasılsınız, nasıl gidiyor? Daha iyi misiniz? Artık yavaş yavaş paylaşımlara dönüyorum. Henüz bunu ne zaman paylaşırım bilmiyorum, Allah kerim. 
Olaylardan önce İkiz  Tam Adres sitesinden Artemis yayınlarına indirim yapıldığını görünce almış, olaylar sırasında geldi ama şu an hiçbir yerde göstermedim, onunda zamanı var inşallah. Şu olaylar bir düzelmeye başlasın, insanlar yavaş yavaş kendine gelsin hallolur inşallah.
Geldiği zaman psikolojik olarak iyi değildim, kafamı bir şekilde dağılması gerekti. Okumaya karar verdikten sonra iyi bir tercih olduğunu anladım. Aslında almak aklımızda hiç yoktu ucuz olunca aldık ve gelince çok şaşırdık. Normal kitap boyundan farklı, dergi gibi. Bu özelliğini sevdim ve bazı kitapların böyle olmasını isterim^^



Meşhur aktör Sinan'a kavuşmak söz konusu oldu mu, Sema'nın sınırı yok. Yok böyle bi sevda. Sema loves Sinannn!
İşte karşınızda camlarda beklediğimiz o ekin atalar komedisi!
Siz, yıllardır aşık olduğunuz adamı elde etmek umuduyla neleri göze alabilirsiniz? Ya, bu adam çok ünlü bir oyuncuysa? Etrafında milyonlarca kız varsa? Bir gece kulübünü yakabilir misiniz mesela? Adamın ailesiyle gizlice tanışıp evlerinde yatıya kalabilir misiniz? Annesine anne, babasına baba diyebilir misiniz? Sema, hepsini ve fazlasını başardı.
Sinan'la tanışmayı ise asla başaramadı. Tabii sadece şimdilik!


Sema liseden beri hayranı olduğu oyuncuyla hiç tanışmamıştır, hatta öyle bir girişimde bile bulunmamıştır ama bunların aksine hakkında her şeyi bilmektedir. Kaç kardeş, annesi babası, sevdiği yiyecekler, sevdiği müzikler vs. Bir gün arkadaşıyla iddiaya girer ve bir ay içinde Sinan ile konuşup, tanışmak zorundadır.
İlk olarak türkü sevdiği için bağlama kursuna giden Sema kapısının önünde çalmak ister ama işler bambaşka yerlere gider.
Sonrasında oyun oynamayı sevdiği için bir sürü paralar bayarak oyun konsolu alıp saatlerce oynayanda Sema.
Ve bence en vurucu olanı tek başına saatlerce yol giderek tanımadığı insanlara misafir olması.
Çok çatlak bir karakterdi Sema, mantık aramayın bulamazsınız. :D
Yani olaylar açık açık göz önünde halen daha jeton düşmüyor, kabullenmek istemiyor herhalde diyorum okurken. :D Bunların dışında komikti, sonunu düşünmeden işlere girmesi ise trajikomikti ama bunlara rağmen rahat oluşu. :D
Zaten bu tarz kitapların karakteri anca böyle olur zaten. :D


Sinan'dan bahsetmek isterdim tabii okumuş olsaydık. :D Ama Sinan'ı okumak çok isterdim, eski bir kitap olduğu için devamıda olamayacak belli ki ama devam etmesi şart kitaptı bence. :D
Diğer karakteri Sema'nın ev arkadaşı. Sema'nın tam tersi, sağlıklı beslenen, spor, yoga yapan biri, sadece atasözlerini tam olarak kullanamayan biri. Buradaki imaları çok komikti, sürekli Sema'nın atasözleri kitabı alsam kırılır mı imaları çok yerinde ve eğlenceliydi. :D

Geri kalanlar olarak çok fazla karakterimiz yok zaten, olayalar aşırı hızlı başlıyor. Akıcı olması da kitabı hemen bitirmenizi sağlıyor. O yüzdendir okuduğumda elli, yüz sayfa akıp gidiyordu.
Genel olarak cik-lit olduğundan öyle ahım şahım bir şey beklemeyin ama bence güzeldi. Mantıksız olaylar illa vardı ama zaten kitabın tarzı da bu yani. Dediğim gibi kitabın devamının olmasını çok isterim.
Sema Sinan ila tanıştı mı? İddiayı kazandı mı? Kar elde eder diye satın aldığı ürünler yüzünden borç içine giren Sema bunlara da kurtulabilecek mi? Yoksa her şeyi bırakıp anne-babasının yanına bodruma geri mi tanışacak? Cevapların hepsi kitapta, eğer bu tarz hızlı ve kolay okunan, bir yandan da güldüren kitapları seviyorsanız doğru adrestesiniz. ;)




Kitaba Puanım 5/4^^


Buralarda da varım^^

Yeni yorumlarımda görüşmek üzere^^





12 Mart 2023 Pazar

Anlaşma//Elle Kennedy Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız bakalım, görüşmeyeli iyisinizdir inşallah^^
Bilin bakalım ben ne yaptım? Yine çoook övülen kitabı aldım ve yine hayal kırıklığı, yine boşa giden para, yine boşa giden vakit..
Daha yazsam buradan nerelere yol olur. :/
Bu sefer ki kitap seneler önce çıktı ama yayınevi kapaklarını değiştirerek bir daha bastı. Önce ki kitapların kapakları hiçte alınacak gibi değildi ama onlara rağmen çok övüldüğü için tabii ki aldım.
Sonra ne oldu biliyor musunuz, sonu yeşilçama benzeyen bir kitap okudum. :D
Sadece o değil çiftin arasındaki ilişkide hiç geçmedi bana.


Okulun kötü çocuğuyla anlaşmak üzereydi ve işler fena hâlde karışacaktı… Hannah Wells sonunda onu etkileyen birini bulmuştu. Hayatının her alanında son derece özgüvenli olmasına rağmen, konu seks ve flört olduğunda beceriksizin tekiydi. Fakat hoşlandığı adamın dikkatini çekmek istiyorsa bu durum değişmeliydi. İşe sinir bozucu, çocuksu ve kendini beğenmiş hokey takımı kaptanının özel ders isteğini kabul ederek başlayacaktı. Tabii bir şartla. Garrett Graham’ın tek istediği mezun olduktan sonra profesyonel hokey oyuncusu olmaktı ancak düşen ortalaması, uğruna çabaladığı her şeyi tehlikeye atıyordu. Eğer alaycı bir esmer güzelinin başka bir adamı kıskandırmasına yardım etmek takımdaki pozisyonunu garanti altına alacaksa buna katlanacaktı. Fakat beklenmedik bir öpücük her ikisini de daha önce deneyimlemedikleri duygulara sürüklediğinde, Garrett numara yapmanın hiçbir işe yaramayacağını anlamıştı. Hannah’yı aradığı adamın tam karşısında durduğuna ikna etmek zorundaydı. 


Hannah kendince zeki, çalışkan, tek isteği burs alıp okulu bitirmektir. Bunların yanında bir de hoşlandığı çocuk vardır ama onun da ilgisini çekemez. Bir gün okulun popüler hokey oyuncusu ondan yardım isteyince başta istemese de sonradan işi düşünce bir haftalığına özel hocası olur. Bu bir haftalık özel hocalıktan sonra hoşlandığı çocuğun ilgisini çekmek için Garrett ile takılıyormuş! gibi yaparlar ama iş umdukları gibi gitmez.
Hannah'yı sevdim, aklı başında, zeki, ailesini düşünen bir karakterdi. Güzelde sevdi ama o zekiliği sonunda kullanamadı. Keşke o aklını son kısımda da kullansaydı diyeceğim ama o zamanda öyle bir son olmazdı. :P

Garrett ise kuralları olan bir okulda okuduğu için hokeyde devam etmesi için derslerinden geçmek zorundadır. En zor olan dersten de Hannah sayesinde geçme ihtimali vardır ama onu ikna edemez, ta ki Hannah'nın açığını bulana kadar. O açığı kendine göre uyduran Garrett zamanla Hannah'ya kapılmaktan kendini alamaz. 
Garrett hakkında ne yazsam bilemiyorum, inanın sevmediğim çoğu özellik kendisinde. Her kıza sulanıyor(bu yumuşatılmış hali) ve sonradan ben iyi erkeğim diyor, yersen.
Hokey oyuncususun, yakışıklısın, kaslısın ama beyinsizsin kalıbını bununla kırıyor Garrett ama sürekli ben öyle değilim demeye getiriyor, yeter yani anladık.
Yine de sevmediğim şeyleri yaptığı için ben sevemedim kendisini. Zaten arkadaşları da öyle, hatta onlar daha kötüymüş bunu kendisi de dile getiriyor. Bunlara rağmen nasıl devam edebilirim yani.


Konu olarak bildiğimiz anlaşmalı sevgililik ve ondan sonra çiftimizin gerçekten aşık olması bla bla bla. Ama burada öyle şak diye oldu ki, hatta her şey tam tersi oldu ki ıyyy dedim. Konuya bak be, yazar başkalarından farklı olayım diye değişik şeyler denemiş. Olmuş mu? Sevene olmuştur ama bana ters.
Hiç hoşuma gitmedi, belli yere kadar tamam ama sonrası. :/
İşte bundan dolayı ne zaman aşık oldular, ne zaman anladılar oralar olmadı tabii. Bir anda oğlan kız arkadaş istemezken bir anda yaa ben kız arkadaşla olabilir, sıkıntı yok falan diyor.
Tabii karakter gelişiminde ki o değişimleri gördük, onlar güzeldi ama biraz daha ağırdan gidilebilir miydi? Evet.

Kitapta küfür yoktu ama argo çok fazlaydı. Belden aşağı konuşmalar, imalar aşırı derecede vardı. Neyse ki kız biraz edepliydi de yapılanları gördükten sonra bir utanmalar, bir bu ne be demeler falan. En azında o da benim gibi burada neler oluyor diyor çok şükür.
Biraz önce de dediğim gibi duygu geçişlerini çok beğenmedim. Biraz daha o duyguyu verebilirlerdi. Mesela oğlanın ailesiyle ilgili sıkıntıları var ve büyük bir çelişkinin içinde. O sırada oğlan bunalıma girmesi gerekirken iş başka yerlere gitti. Yav bir durun, olayı, sıkıntıları hem karakterler hem de biz sindirelim ama neredeeee. Yok yani yazar bir garip. Tamam sen yine istediğin gibi yaz ama böyle değil yaa. En azından biraz daha duygu yüklü sahneler ekle falan.
Neyse bunlardan ağzım yandığı için yoğurdu üfleyerek yemeyi düşünüyorum ve seriyi burada bırakıyorum. Bakın o kadar övüldü ki ben okumadan serinin devamını almayı düşünüyorum, hatta sepete eklemiştim ama henüz almamıştım. İyi ki de almamışım. Büyük ihtimal okumaz satardım ya da bir bakardım. Şimdi eğer, belki o da belkiiiii devam etmek istersem pdf'den okumayı düşünüyorum ama yine de o kadar güzel kitaplardan sonra yok yani dönüp bakacağımı düşünmüyorum. :/


Şimdi ismi lazım biriyle :D ismini söylemeyeceğim bu konu hakkında bana yazdı, hani ben sevdim, güzeldi ama eskiden okudum şimdi okusam sever miyim bilemiyorum dedi. Sonra baya konuştuktan sonra ben senin zevkine değil başkalarının okuduğu, sevdiği şeyleri neden eleştiriyorsun dedi. Ben de eleştirmeyi seviyorum dedim asdfghjklş
Bundan sonra dikkat edelim de sadece kendimi eleştireyim neden bu tarz kitaplar alıyorum diye asdfghjk

Kitabı okurken gerçek anlamda beklentim yüksek değildi ama yorumu yazarken fark ettim ki baya beklentim yüksekmiş. Kapak, konusu falan dikkatimi çekmişti zaten. Bir de gerçekten seveni çoktu. Şimdi böyle olunca nasıl düz mantık, beklentisiz başlayayım? Eee haliyle böyle durumlarda kalıyorum sonra. Çerezlik olarak kolay okunan bir kitap, mantık, zeka, duygu arıyorsanız yanlış yerdesiniz ama tam tersini istiyorsanız aradığınız kitap. Hele yeşilçam tarzı kitaplar hastaysanız durmayın alın asdfghjklşi


Kitaba Puanım 5/3^^


Alıntılar^^


    "Sanırım onu reddeden tek kız olabilirsin."
"Keşke kadın nüfusunun geri kalanı benim kadar akıllı olsa."


*****

    "Demek en sevdiğim renk siyah, ha? Bunu düşünmene ne sebep oldu?"
"Çünkü sahip olduğun betün tişörtler siyah." Süveterime anlamlı bir bakış attı. 
"Belki siyah her şeyle gittiğindendir. Bunu hiç düşündün mü?" diyerek sırıttım.
"Bu en sevdiğim renk olduğu anlamına gelmez."
"Pekala, yemini yutacağım. En sevdiğin renk ne o zaman?"
İç çekti. "Siyah."


*****

"Oraya tek başıma gidemem, Hannah. Benimle gelir misin?"
Sesi son kelimede çatırdamıştı, benim kalbim de öyle. Titrek bir nefes vererek konuştum.
"Elbette gelirim."



Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^


Buralarda da varım^^







4 Mart 2023 Cumartesi

Operatöre Bağlanıyorsunuz 2//K. Kübra Berk Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
(Deprem öncesi yazılmıştır!)
Bu aralar blogta sık sık yorum girmeye çalışıyorum, hem yorumlarım bitsin istiyorum hem de kaldı mı cidden kalıyor. O yüzden geçen seneye göre daha fazla vakit ayırmayı düşünüyorum. Mesela kitap yorumlarını yazıyorum ama hala dizi yorumları bekliyor, onlara bir akşamımı vermem şart. :/
Şimdi ki kitabımda geçen senelerde birinci kitabını okuduğum Operatöre Bağlanıyorsunuz'un ikinci kitabı.
Seri zaten iki kitaptan oluşuyor, çok şükür. Çünkü şu zamanda bir seri iki kitaptan oluşsun lütfen. Almak zorlaştı çünkü, bir de upuzun serileri çekemiyorum artık. :/
Bu kitabımız ise iki kitapla tadı damağımızda ve yerinde biterek bizlere veda etti. Aşırı göz devirmeli bir kitap ama çok eğlendiğimi söyleyebilirim. ;)
Birinci kitabın yorumunu okumak için Burayı tıklayın!
Not: Eğer birinci kitabı okumadıysanız bundan sonra ki yorumu okumanızı tavsiye etmem. ;)



Basit bir telefon şakasının hayatınızı değiştirebileceğini öğrendiğiniz yetmezmiş gibi hayatınızın aşkını da size getireceğini söyleseler, ne yapardınız?
Serce Sevinç “bir uçan tekme” olarak tanımladığı aşkın, suratının tam ortasına patlamasıyla adeta şoka uğramıştır. Çünkü Ceyhun Çapkın çapkınlık sanatını konuşturmuş ve onu usta bir avcı gibi gafil avlamıştır. Zavallı Serce kendini bir anda ilk buluşma randevusunda bulduğunda olayları ancak idrak edebilmiştir:
Evet, telefondan kendisine eşek şakası yapıp işinden kovulmasına sebep olan bu adama sırılsıklam âşıktır!
Bundan sonrası ise freni patlamış bir kamyon misali yokuş aşağı uçmaktır...
Hayatları bambaşka yollardan geçmesine rağmen, acaba buiki genç aynı durakta buluşup birbirlerinin ellerini tutabilecekler midir? Ne Serce Sevinç ne Ceyhun Çapkın bu soruya net bir cevap verebilse de ikisinin de emin olduğu tek bir şey vardır:
Bu çılgın aşk insana roman yazdırırdı!


Serce yine bildiğiniz gibi, ilk kitabın sonunda sesine aşık olduğu Ceyhun'la sonunda buluşur ama ne halde. O dakikadan sonra bir kafede oturduktan sonra tekrardan curcuna başlıyor.
Heyecandan eli ayağı birbirine giren Serce bir anda kendini Ceyhun'un kollarında hastaneye götürürken bulur. Onları geçtim eve gittiklerinde eski sevgili mi dersiniz, her şeye lafı olan yaşlı komşuların eve baskına gelmesi mi dersiniz varda var ve işin sonunda evden atılması bütün işlerin ortasına mum dikince ne yapacağını şaşırır.
Bu sırada devreye Ceyhun girer ve daha yüz yüze gördüğü adamın evine kalmaya gider. Tabii gittiğinde sürprizler hiç bitmez ama Serce'ye mi yoksa Serce'nin gazabına nail olacak Ufuk ve Avni'ye mi?
Buradan sonra konuda da dediği gibi freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor.
Serce kitap boyunca resmen yargı dağıttı, tabii saçmaladığı, neden böyle diyorsun dediğim zamanlar oldu. Aşırı fevri bir karakter ama biz zaten ona böyle alışmadık mı? Serce'de mantık aramak mı? Samanlıkta iğne bulmak daha kolay. :D
Ceyhun ile arasındaki ilişki çok güzeldi, böyle canımlı, cicimli aşk beklemeyin bunlar bam bam bam :D
Sonunda bazı şeylerde değişiyor tabii, onun kadar sevindik mesela. :D
Serce'yi severim ama cidden bazı yerlerde o kadar göz devirdim ki yani yuh be kızım dedim ama bunlara rağmen yine de çok eğlenerek okudum inanın. :D Atlamak istediğim sahneler bile olmadı, Avni ve Ufuk'a yaptıkları on numara hareketti ama sonradan asdfghjk
Neyse buraları siz okuyun ;)


Ceyhun'u zaten az çok tanıdık, ilk kitapta vücut bulmuş halini okumak sonda kısmet oldu ama burada Serce'nin gözünden okumak çok daha iyiydi. Resmen Serce Ceyhun'u anlatırken dondurma gibi eriyordu. :D Kaç para ulan bu Ceyhun'lar asdfghjkl
Bir de Serce'ye o kadar yardım ediyor ki yani dört ayak üstüne düştün be Serce. Yani daha kem küm etmesen iyi olur. :D
Ceyhun'u ilk kitapta görmesekte bayılmıştım, burada xxl bayıldım ama tam soyisimini yaşatan bir karakterdi. Çapkın soyismi ve resmen çapkınlıkta sınır tanımıyor. :D

Diğer karakterlerimiz Avni ve Ufuk. Yani öyle kafadan çatlak karakterlerdi ki diyorum ya bu kitapta mantık aramayın, hepsi kafadan gidik. :D
İlk kitapta Serce'ye az yapmadılar ama bu kitapta da Serce onlara az yapmadı. :D
İki arkadaş arasındaki diyaloglar, ani çıkışlar, yeri geldi mi mantıklı konuşmaları çok komikti. Yani film izliyorum gibi onları aralarında ki saçma diyalogları okuduk. Filmi olsa cidden daha çok eğlenirdik. :D

Ve kitabın yıldızları Haseki ve Haydut <3
 Yaa yok böyle kediler yaaa ama her okuduğumda bayıldımmm
Kedilere aşığım, bir de bu tarz kitapta okumak çok güzeldi. Bu kediler aşırı aşırı değişik olsalar da okumaya değerdi. :D Ve o sonda, ne güldüm yaa :D


Genel olarak cidden bayıldım kitaba, her yorumda yazdığım gibi bazı kısımlarda çok göz devirdim ama her bölümde de aşırı eğlendim. Tabii belli kısımlar gereksiz uzatılmış, illa bazı şeyler gem vurulmuş falan. Yani anlıyoruz ve yaşıyoruz zaten o olayları, sürekli neden önümüze gelir ki?
Tam eğleniyoruz, gerçek hayattan azıcıkta olsa uzaklaşıyoruz hooop yine geliyor gözümüzün önüne. :P Yani oraları okurken saçma kısımlardan daha çok göz devirdim desem yeridir.
Neyse buraları sevmemiş olsam da dediğim gibi kitabı genel olarak sevdim. 5'te 5'lik bir kitap değildi ama 3'lük bir kitapta değildi.
Son kısımlarda olanları ağzım açık okudum desem yeridir, bunu bekliyor muydum hayııııır!
Resmen yazar ters köşe yaptı ve cidden ter köşe de olduk. :P
Vicdansız yazar bu yapılır mı hem bize hem karakterlere -_-

Yazarın kalemini de ayrıca sevdim, akıcı ve esprili dilini okumak güzeldi. Başka kitaplarını okur muyum bilmiyorum ama eğer yine bu tarz yazarsa okumak isterim.
İlk defa bu kitapla tanıştım kendisiyle, şu an anladığım kadarıyla fantastik bir kitap çıkarmış. Eğer denk gelirsem karıştırırım, onda da çok iyidir ama bu kitapları geçer mi bilemem. :D

Çok sıradışı, okurken ciddi anlamda beyin yakan ve göz deviren serilerden biri ama bunların dışında gerçekten eğlenmek istediğiniz bir kitap arıyorsanız doğru adrestesiniz. ;)
Yorumumda dediğim gibi çok eğlendiğim bir seri oldu, öyle ayıla bayıla övemem ama eğlenmek için öneririm. Sonra okuyunca Esra bize ne okuttun demeyin, dediğim gibi mantık yok bu kitapta. :D




Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

Ceyhun ytatlı tatlı mırıldandı: "Ve her şeye tepki diye dünyaya gelmişsin..."
Ah, şarkının bu kısmı kesinlikle bana ithaf edilmişti.


*****


"Hey," dedim kaşlarımı çatarken. "Bir şey mi oldu?"
Ufuk sıkıntılı bir nefes verdi. "Şünu görmüyor musun?"
O an masaya servis edilen diğer şeyleri fark ettim.
"Yan masadan Avni'ye alevli meyve tabağıyla birlikte ayakkabı gönderdiler."
"Aaa!" dedim şaşkınca. Kutuya doğru eğildim, sahiden ayakkabı kutusuydu.
Zavallı Avni, her an kusacak gibiydi.

Alıtıya not: Bu olaya çok gülmüştüm, önceden olanlardan sonra daha komik oluyor. :D


*****


"Çok güzelsin çünkü. Canımı sıkıyor..." diye tatlı tatlı iç çekti Ceyhun.
"Teşekkür ederim, Ceyhun. O senin güzel bakan gözlerinin muhteşem rengine ait muazzamlık."
"Ne?"


*****


Ceyhun aynı keyifsiz homurtuyla. "Serce, böyle şeyler bana çok ters. Çok ciddiyim, ağabeyinle birbirimize gireriz. Sana asal dokunmayacak."
"Bunu kabul etmez ki," diye mırıldandım.
Ceyhun masumca sordu: "Ne yapacak?"
"İkimizi birlikte döver."

asdfghjklşi




Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle, sağlıcakla kalın^^


Buralarda da varım^^





27 Şubat 2023 Pazartesi

Geçmiş Olsun Türkiye'm...

Merhabalar...
 Nasıl başlanır, ne denir bilmiyorum. Çok büyük bir felaketle yüz yüzeydi ülkem ve daha yeni yaralarımız sarılmaya başlandı tabii ne kadar sarılabilirse. Halen daha depremler devam ediyor, üç hafta oldu ve aynı yerler olmakla beraber çevre illerde de olmaya devam ediyor. Bugün mesela Malatya'da oldu. Rabbim yar ve yardımları olsun, biz bile hala huzursuzuz. 

İlk olan depremleri bizde hissettik, çok şükür az sallandık ama o korku bile insana yetiyorken orada yaşayanlar neler çekti ve çekmeye de devam etti, ediyor.
İmtihan dünyasındayız, başımıza neler gelecek bilemeyiz ama biz tedbirimizi alalım gerisini Allah'a bırakalım.
O yüzden eğer evinizde hasar varsa vakit kaybetmeden tedbirinizi alın. 

Yazacak çok şey var ama kelimeler resmen kifayetsiz kalıyor. Rabbim yakınlarını kaybedenlere sabır versin, en kısa zamanda toparlanırlar inşallah ve rabbim bir daha yaşatmasın böyle acılar. 
Başımız sağ olsun Türkiye'm...

Bundan sonra hayat hepimiz için buruk olarak devam ediyor. Instagram'da paylaşımlarıma halen daha başlamadım, ne zaman başlarım ben de bilmiyorum. İçimden gelmiyor ama bu süreçte kitapta okudum, aklım dağılmak zorundaydı çünkü psikolojik olarak durumum pek iyi değildi. İnanın tv'den, telefondan uzaklaştım o süre, baktıkça anksiyetem tetikleniyordu ki yaşayanlar bilir kaygı bozukluğu çok zor, kolay bir şey değil. Hamdolsun şu an daha iyi gibiyim, en azından o zamanı atlattık. Geçecek bu günlerde, imtihan dünyasındayız, bir Müslüman eğer dünyada rahat ve huzurluysa bence bundan korkmalı. 
Rabbim sabrımızı arttırsın, ülkemizi afetlerden korusun. 
Allah'a emanet olun...
Sağlıkla kalın inşallah...







4 Şubat 2023 Cumartesi

Julie&Julia//Film Yorumu Blogları Canlandırma Projesi Ocak Ayı^^

Selamlar^^
Yeni yılın ilk BCP yazımı yazıyorum şimdi. Bu ayın konusu gerçek hikayeleri konu alan kitapları okumak, film-dizileri izlemek. Ben yine şaşırtmıyor film yorumu yapıyorum.
Bu sefer ki filmi Gizem'den (Mor Düşler Kitaplığı) görüp listeye eklediğim, sonradan gerçek hayattan uyarlama olduğunu öğrendiğim an izlemeye başladığım Julie&Julia.
Film gerçekten eğlenceliydi, çok sevdim. 


Konusu;
Film, zaman ve mekan olarak ayrı olsa bile hayatları iç içe geçen iki kadının, tutku ve cesaretle hiçbir şeyin imkansız olmadığını anlatması üzerine kurulu bir romantik dram olma özelliğini taşıyor.

Oyuncular;
Meryl Streep//Julia Child^^
Amy Adams//Julie Powell^^

Stanley Tucci//Paul Child^^
Chris Messin//Eric Powell^^


Eşinin işi yüzünden Paris'te yaşamaya başlayan Julia çalışmadığı için uğraşacak bir şeyler arar. O da Fransa yemekleri yapmak ve onu Amerikalılara tanıtmak. Zamanla çevresi gelişir, işler hiç ummadığı fırsatlar çıkarır. Bir anda kitap yazdığını ve onu çıkarmakta olduğunu farkına varır ama zamanla çok zor bir işe bulaştığını da anlar ama sabrederse sonucu çok iyi olacaktır.
Julia Child baya popüler biriymiş, araştırınca öğrendim. Hatta tv programı falan varmış.
Böyle birebir görmek ilginç hissettirdi.
Meryl Streep'in oyunculuğa hayran kaldım, normaldeki oyunculuğu bildiğimden burada rolünü birebir yaptığını anladım. Sürekli pozitif oluşu çok hoşuma gitti, işte o yüzden Julie için düşünceleri beni şok etti.
Filmdeki eşiyle Şeytan Marka Giyer'de farklı rollerde oynamışlardı, burada eş olmaları çok tatlıydı bence. 😊



İşinden dolayı zorluk yaşayan Julie eşinin ve arkadaşlarının desteğiyle internette yazı yazmaya başlar. Yemek yapmayı seven Julie Julia Child'ın kitabını bir yıl boyunca okuyacak ve kitapta ki bütün tarifleri yapacaktır ve bunları her gün internette yazacaktır. Kendine 365 gün veren Julie bu süreçte motive olsa da zor zamanlar geçirecektir.
Julie karakter olarak iyiydi ama böyle değişik bir şekilde takıntılı oldu sanki. İzlerken fark etmedim ama sonunda ve yazı için hazırlanırken bazı şeyler dikkatimi çekti.
Şöyle ki Julia sonunda Julie için ne düşündüğünü söylüyor. Ve orada neden derken bu araştırmayı görünce hak verdim doğrusu.
Çünkü Julie Julia'nın üstünden bir şeyleri kazanmış gibi olmuş, kadın bu tarz bir kitap çıkararak sanki onun ününden yararlanmış hissi verdi bana. Gerçi baktığımızda herkes her şeyi uyarlayıp bir şeylerden para kazanıyor ama son kısımda olanlardan sonra aklıma bir kurt düştü yani. Akside olabilir tabii ki, bilemeyiz. ;)



Çift olarak çok iyilerdi <3
Hatta birbirlerine destek olmaları çok güzeldi, bir yerden bir şey çıkacak diye ödüm koptu.


Bunlarda çok tatlıydı ama illa ki bir şeyler ters gidecek yaaa oldu tabii ki. Spoiler değil, nasıl terslikler izleyin öyle öğrenin.




Şu yeşilli kadın kitabın yazarı.


Gerçekte ki Julia Child. Aynısını resmen, ben şok. :D


Bu da gerçekte ki Julie Powell.



Ve gerçekte ki çiftlerimiz.


Gifler^^



Yemek konulu filmleri seviyorsanız bence bayılacaksınız. ;)






Bazen blog yazarken ben de öyle oluyorum. :D 


Julia'nın hırslı oluşuna hayran kaldım, ne yaptı etti adamları geçti. 👏



Filmi gerçekten sevdim, o canlılık, Paris'in güzel yerleri. Çiftler birbirlerine karşı çok iyilerdi, bu konuda bayıldım filme.
Bazı kısımlar için yukarıda yorumumu belirttim. Güzeldi hoştu ama ne bileyim o kuşku içimde hala var. O olanlar yüzünden böyle düşünmem bence normal ama izlemeye bağlı. Belki siz izleyince o hissi duymayacaksınız.
Yine de bunlara rağmen son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri oldu.
Ailecek izleyebileceğiniz, yemek konu filmleri seviyorsanız bakabilirsiniz. ;)



Şubat ayını temamız Şiir ve Psikoloji. Çok benlik konular değil ama bakacağız artık. :)
Diğer BCP yorumlarımı okumak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz^^



Başka yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^