27 Kasım 2018 Salı

Fatih Harbiye//Peyami Safa Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Yığınla kitap yorumum birikti. Bundan bir ay önce okuduğum kitabın yorumu bile duruyor, gerisini siz düşünün. O yüzden çözüm olarak daha önce de bahsettiğim telefonda yazma işini şu an, şu dakika, sınavdan çıkmış kafede otururken gerçekleştiriyorum. :D
Fatih Harbiye kitabını geçen senelerde yayınlanan, aynı adı alan diziden hatırlıyorsunuzdur.(Diziler de olmasa ne yapacağız. :P) Kitabı alalı uzun zaman olmuştu ama okumak şimdiye kısmet oldu. Kısa, akıcı, anlamlı ve klasikler arasında büyük değer olan kitabı çok beğendim.


Darülelhan'ın (Konservatuvarın) alaturka kısmında ud eğitimi alan Neriman, mensup olmakla iftihar ettiği Doğu kültürünü çok seven babası Faiz Bey'le on beş yaşından beri Fatih semtinde oturmaktadır. Yine bu semtte tanıştığı, babasına çok benzeyen ve Darülelhan'da kemençe eğitimi alan Şinasi ile yedi yıldır nişanlıdır. Bütün mahalle, tahammül sınırlarını zorlayan bu nişanlılık ilişkisinin evlilikle bitmesini beklemektedir. Ancak Neriman'ın Darülelhan'da tanıştığı Macit, onun içinde yer etmiş Batılı bir hayat yaşama isteğini uyandırır. Neriman, Beyoğlu'nda, Harbiye'de yaşanan ışıltılı hayat tarzına imrenerek yaşadığı muhitten, evlerinden, babasından, Şinasi'den ve hatta doğuyu temsil ettiğini düşündüğü kedisinden bile nefret etmeye başlar. Tramvay yoluyla birbirine bağlanan ama birbiriyle bağdaşması mümkün olmayan iki semt, Fatih ve Harbiye, aynı coğrafyada yaşanan bir kültür ve zihin geriliminin cepheleridir. Türk edebiyatının en üretken kalemi Peyami Safa, televizyon dizilerine de konu olan Fatih-Harbiye romanında toplumumuzun yaşadığı asrîleşme (çağdaşlaşma) sancılarına eşyalar, şahıslar, kurumlar ve mekânlar üzerinden ayna tutmaktadır.

Ana karakterden Neriman ve Şinasi'nin yaşadıkları psikolojik sorunları, daha doğrusu içsel kavgalarına şahit oluyoruz. Zaten Pefami Safa daha çok psikolojik ağırlıklı kitaplar yazıyormuş, bu da onlardan biri.  Konu yeterince açık. Neriman yaşadığı hayatı beğenmiyordur ve Harbiye'nin zengin kesiminden tanıdığı Macit'den sonra aklının daha çok karışmasına sebep olur. Bu sebeple aileler arası nişanları olan Şinasi ile arası açılacaktır. Bu satırdan sonra yorumu yaparken dizi ile kıyaslama yapacağım ki izleyenler olmuşsa nasıl bir kitapla karşılaşacaklarını bilsinler.

İlk olarak Neriman dizideki gibi sakin, anlayışlı değil. Kitapta çok asabi ve düşünceleri pekte takdir edeceğimiz tarzda değil. Hep bir küçük görme ile başlıyor anıları, düşünceleri.
Şinasi ise dizideki neyse o. Orada da olaylara dahil olsa da pek üstünden durmuyor, yani olay çıkartmıyor fazla. Psikolojik bir roman olduğu için içinden yaşıyor sadece. Tabii çevresine de bu etkileri gösteriyor ama her şey aklında bitiyor.
Macit ise bambaşka. Zaten kitapta çok az yerlerde geçiyor ve ismi de bir o kadar az geçiyor kitapta ama dizide resmen baş roldü. Hatta Macit'i dizi de çok sevdik. Kitapta da kötü değil, kendi zenginlik hayatında yaşayıp gidiyor, Neriman'ı yoldan çıkaran o olmuyor yani. 
Neriman'ın dizi de halası olan Gülter kitapta evin hizmetlisi. O zaman yardımcı tutmak olağan karşılandığı için dizi de hizmetli yerine Gülter hala olmuş. Fahriye ve Şinasi'nin kardeşi vardı ama az kesimlerde görebiliyoruz.



Karakter olarak böyle, kitap ve dizi arasında baya bir uçurum var. Zaten sonu kitap gibi bitmediğini de herkes görmüş oldu. Kitapta nasıl bitiyor tahmin edersiniz ama içsel çatışmalar, yaşanan olayları daha iyi anlamak için okumak lazım. Peyami Safa'nın kalemini ilk defa okudum ve çok sevdim. Biraz psikoloji romanlar yazsa da kitaplarını okumaya devam edeceğim. Kitap ağır deyip okuyamam diyenler içiniz ferah olsun, severek ve akıcı şekilde okuyacağınızın garantisini veriyorum. 


Klasiklerden okumaya daha fazla özen göstermeliyiz diye düşünüyorum. Öğretecekleri o kadar çok şey var ki, sürekli okuyun demiyorum ama bir kaç kitap arası okuyabilirsiniz, aynı benim gibi. :) O yüzden kısa, akıcı ve yeni başlayacağım diyenlere kesinlikle öneriyorum. 




Türk Klasiklerine puan vermiyorum bu arada, o yüzden hemen alıntılara geçelim. :)

Alıntılar^^


Belki de bu, gizli kararları belli etmesinden kokulan gözleri serbest bırakmak içindi; belki de bunun için başını başka tarafa çevirmişti ve bugünkü gibi korkarak uzaklaşmıştı.



*****


Izdırap verdiği intibah zamanlarında, kendi kendini aldatmak, başkalarını kandırmak kadar basit değildir ve insan kendi içindeki adaletten ürkmeye başlar. 



*****


Ah efendim, dedi, bizi bizden daha iyi biliyorlar; Mesnevi'yi de, Rubaiyat'ı da, Gazali'yi de, Farabi'yi de bizden daha çok okuyorlar; bizi bizden daha çok takdir ediyorlar; bizim bizden daha büyük düşmanımız yoktur efendim, yoktur.







Böylece bir yorumu daha bitiriyorum. Geriye kaldı iki kitap yorumu ve yığınla dizi&film yorumları.
 O zaman başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^



Buralarda da varım^^



25 Kasım 2018 Pazar

Görgü ve Casusluk//Gail Carriger Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Kitap yorumlarım da aynı izlediğim dizi ve film yorumları gibi yığıldı kaldı. Böyle olması güzel aslında, halen daha bir şeyler de aktifin falan. :D Buna seviniyorum çünkü bir ara yerlerdeydim. Bu sefer ki kitabım yıllar önce Blog Günlerinden bize gelen hediye kitap. My Twin okuyup en işte demişti, ben de kapağına ve konusunu merak ettiğim için okumaya başladım. My Twin'in dediğim gibi ahım şahım değil ama kötü de değildi.

On dört yaşındaki Sophronia, annesinin sabrını zorlamaktadır.
Sophronia görgü kuralları yerine saat sökmek ve ağaçlara tırmanmakla ilgilenirken ailesinin en büyük korkularından biri, kızlarının misafirlerin karşısında o korkunç reveransını yapmasıdır ve Bayan Temminnick kızının bir hanımefendi olmasını çok istemektedir. Bu yüzden onu Matmazel Geraldine'in Seçkin Genç Hanımlar İçin Görgü Okulu'na gönderir.
Ancak Sophronia çok geçmeden bu okulun, annesinin umduğu gibi bir yer olmadığını anlar. Okuldaki genç hanımlar, görgü kurallarından fazlasını öğrenmektedir. Dans, kıyafet seçimi ve görgü kurallarının yanı sıra suikast, aldatma ve casusluk dersleri de verilmektedir; tabii olabilecek en kibar şekilde.
Sophronia ve arkadaşlarını heyecanlı bir ilk eğitim yılı beklemektedir.



Karakterin 14 yaşında olması biraz garibinize gidebilir ama kitap eski, leydilerin zamanında geçtiği için çok normal. O yüzden pek etkilemedi beni. Konu olarak da çok güzeldi, uçan okullar, öğretilen ve bulunması gereken şeyler gerçekten ilgi çekiciydi. Burada Sophronia'un üstüne çok iş düştü. Kitapta sadece bir karakter üstünden anlatıldı ve sadece onun etrafından olaylar gelişti. Yaptığı yaramazlıklar ve yaşına göre uygulamadığı kuralları gören annesi bu konu hakkında tavsiye aldığı birinden görgü okulunu öğrenir ve o okula gönderir ama annesinin bildiği görgü okulu aslında casusluk öğretmektedir. Öğrenciler ya aileden gelen casuslukla bu okula gelir ya da Sophronia gibi bilmeden gelenlerle eğitim devam etmektedir. Bu eğitmenlerde ise öğretmenler kurt adamlar ve vampirlerdir. Çok ilginç değil mi?



Diğer karakterler de sevdiklerim oldu ve olmazsa olmaz kötüler oldu. Bir kaç karakter dışında diğer karakterlerin kitaba nasıl bir katkı sağlayacağını hemen anlıyoruz ama bir kaçı için başta sağ gösterip sol vurup, halen daha neler olduğunu anlamadığım karakterler eklemiş. Bu konu hakkında açıklık getirir mi yazar belli değil. Yazar üst sınıflar hakkında yazar alt sınıf kesimi unutmuyor. Bunu da eğlenceli şekilde anlatmasını beğendim. Sizler de seversiniz diye düşünüyorum.
Kitapta geçen binaların uçması, vampirlerin, kurt adamların olağan karşılanması, düşman olan Hava haydutlarını cadılara benzetilmesi, hepsi çok iyiydi. Yine burada vurgu yapmak isterim ki yazar bu konuda iyi ama işleyiş sıkıntılı. :D

Kitabın ilk olarak konusundan ve kapağından albenisi var. Bu seçenekler yüzünden alan okurlar belki çok sever belki de benim gibi eh işte bulabilir. İçeriği de güzeldi ama işleyiş tarzını nedense sevemedim. Bu konuyla ilgili o kadar güzel bir kitap çıkabilirdi ki ama ne yazık ki çok güzel bir şey yoktu ortada ama çok kötü de değildi. Devam eder miyim biraz şüpheli. ;)
Bunların yanı sıra ortadaki gizemi, yazarın hayal gücünü gerçekten sevdim. İşleyiş için biraz daha çalışmalı sadece. Zaten geri dönüşler pek iyi değil ki Pegasus serinin devamını çıkarma da pek hızlı değil. Kaç sene oldu çıkalı kitap.




Kitabı merak edenlere tavsiye ederim, belki siz seversiniz belli olmaz. Biraz daha heyecanlı ve işleyişi iyi olsaydı belki de sevdiğim fantastik-tarihi kitaplar arasında yerini alabilirdi. Siz yine de bana bakmayın, bir şans verin derim. ;) Kitap ile aranıza girmek istemem. :D



Kitaba puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^

Profesör Braithwope, Sophronia'ya delici şekilde bakmaya başladı. "Çok fazla soru soruyorsun."
"Ama profesör, siz de çok fazla merakımı uyandıran şeylerden bahsediyorsunuz."



*****



"Bir kurtadamdan bıçak dövüşü dersleri aldık.
"Kurtadam mı? Vay be. Bizim okulda doğaüstü varlıkları yok. Bana sorarsan dekanlık biraz yokluk yaşıyor. Her saygın okulaen az bir tane vampir profesör olması gerekir....



*****


..., yalnızca ilginç şeylerin yaşanması için önce bir şeylerin başlaması gerekiyor.





Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^

Buralarda da varım^^


20 Kasım 2018 Salı

Büyük Blog Takip Etkinliği^^


Merhabalar^^
Blog ve blogger'lık denince ben de akan sular duruyor. Şu zamanda Instagram'da devam eden Bookstagramlık Blog serüvenini ne yazık ki bitirdi. O yüzden kim nasıl destek oluyorsa ben de öyle destek olmaya çalışıyorum. Bu etkinlikte destek amaçlı. Sizlerde katılmak isterseniz aşağıdaki yapılacak olanları yapmanız gerekiyor. Herkesi bekleriz. ;)




Büyük Blog Etkinliğinin Amacı ?
Takipçisi düşük ama bloğuna önem veren, özen gösteren arkadaşlar için bloglar arası tanışma ve etkileşimi sağlamak, birbirimize destek vermektir.


Etkinlik Kuralları

1-İlk olarak aşağıda vereceğim listede ki linklere sırayla gidip "izle" butonundan izlemeye almak. İzle butonu olmayanlara "e-posta mail abonesi" olmak.

2-Ardından takipte bulunduğunuz bloğun "Blog Etkinliği" adlı ( yani büyük blog etkinliğine katılım sağlamış ) blog yazısına "takipte bulunduğunuzu ve kendi blog adresinizin linkini " yorum bırakın.

3-Sonra kendi bloğunuzda benim gibi kendi Büyük Blog Etkinliği yazınızı yazıp, aşağıda ki linkleri de ilave ederek paylaşın. Linklerin en altına da kendi bloğunuz linkini yazmayı unutmayın.


Linkler;
https://fightiingg.blogspot.com
https://www.lerzankaradan.com/   
http://kelebeketkisi39.blogspot.com/   
http://neselisusevim.blogspot.com/    
https://esratakim.blogspot.com/    
http://yelizinkesifleri.com/    
https://www.masalzehra.com/   
https://beautypery.blogspot.com/   
https://www.makyajliyorum.com/   
https://kadincada.blogspot.com/
https://melciblog.blogspot.com/2018/11/blogger-tansma-etkinligi.html
https://www.sosyalmedyakafe.com/
https://tanerkoc.blogspot.com/
http://renkliblogsayfam.site/
https://aylakeditor.blogspot.com
https://camdandusler.blogspot.com/
https://dertlidostum.blogspot.com/
https://edanurkkya.blogspot.com/?m=1
https://sakuramevsimi.blogspot.com/
https://kucukdnya.blogspot.com/
https://www.deryasoyguel.com/





Etkinliğe katılan olursa bu paylaşımın altına linkiyle beraber yorum bırakmasını istiyorum.^^
Sevgiler^^



Buralarda da varım^^



10 Kasım 2018 Cumartesi

İzlediğim Filmler 11//Edebiyat ve Patates Turtası Derneği, Can Dostum, Otel Transilvanya^^

Merhabalar^^
Tekrar izlesem yeri olur dediğim filmlere yorum yapmaya geldim. Evet izleyeli aylar oldu ve ben daha yeni yorum yazıyorum. Bundan sonra iki post daha var. :/ Şimdi bununla başlayayım diğerleri de sonra gelir. :D



Edebiyat ve Patates Turtası Derneği^^
My Twin izledikten sonra kesinlikle izlemem için beni zorladı. Ben de listeye alıp, en kısa zamanda izledim. Gerçekten güzel filmdi, bir de kitaplar ana tema olunca daha çok sevdim.

Ama filmin temeli yine savaşa ve nazilere bağlanıyor. Bunu öğrendikten çok My Twin'e dönüp ikinci dünya savaşı ve nazilerden şu an en çok faydalanan insanlar yazarlar ve senaristler dedim. Sorun size yığınla bu tarz kitap ve film bulayım. :/ Bunlara rağmen yine de sevdim, tavsiye ediyorum.
Bu arada film kitaptan uyarlanma, kitabını izlemeden önce okumak isterdim ama geçti o tren. :D

Oyuncuları çoğumuz tanıyoruz, hepsi rolünün hakkını vermiş. Zaten Lily James'i pek bir severim, burada da yine harika bir iş çıkarmış.














Can Dostum^^
Yıllar önce kitabı okuduğum bir filmdi. O zamanlar filmi olacağını biliyordum ama tamamen aklımdan çıkmış, Netflix'de gezinirken önüme çıktı ve izledim. Çok ama çok sevdiğim bir film oldu, yeri geldi güldüm yeri geldi ağladım. Hayvanlara karşı beslediğim duygu bambaşka, onların insanlara karşı her anlamda muhtaç olmaları beni derinden yaralıyor. Bir de yaralı ya da sevgiden yoksun olanları görünce daha çok üzülüyorum. Bu filmde de çoğu yerde bunlar oldu. Film reenkarnasyon üzerinden devam ediyor. Her ölümünden sonra farklı bir köpek olarak dünyaya geliyor ve yaşadığı hayatta başka oluyor. Çok iyi sahibi de oldu, çok kötü sahibi de ama hepsi beni yaraladı. :/
Kesinlikle izleyin derim, o kadar duygu yüklü ve anlamlı ki izlenilecek ilk 10 film arasında girer diyorum.^^











Hepsi çok tatlıydı.^^












Otel Transilvanya^^
Animasyon filmlerine bayılıyorum. Her gün izlesem bıkmam. Yaşım büyük olabilir ama ben halen daha çocuğum. :P Küçül de cebime gir dediğinizi duyar gibiyim. :D
Netflix'den izlediğimiz bir film olur kendileri. Öylesine denk geldik My Twin ile ve bayıldık. Film seri, ikincisini de izledik hatta. Yorumu diğer paylaşımda olacak.

Çocuklarınız ile izleyebileceğiniz bir film ama çocuklarınız fazla küçük olmasın, gerçeklik ve hayal arasından kalabilir. Bkz. Sihirli Annem ve uçma denemeleri. 
Eğlenceli dakikalar geçirmek istiyorum, çok gülmek istiyorum ama birazda vampirli olsun istiyorum diyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum. ;)









O danslar. :S


Bu gifi senelerdir biliyordum ama hangi filmden bilmiyordum. Meğer buradaymış, yarasa dışından başka bir hayvana da benzetiyordum ya neyse. :D







Böylece film yorumlarım biter. Her postta üç film yorumu giriyorum, sıkılmayın diye. Gerçi pek detay vermiyorum ama bazen liste dolmayınca üç film iyi oluyor. ;)



Diğer toplu film yorumlarımı merak edenler için;













Başka yazılarda görüşmek dileğiyle^^



 Buralarda da varım^^






30 Ekim 2018 Salı

Leyla İle Mecnun//Burak Aksak Kitap Yorumu^^

Selam^^
Bir kitap yorumu ile yine karşınızdayım. Şu başlangıçları bir türlü yapamıyorum. :D Kitabı bitireli çok oldu, hatta üstüne iki kitap daha okudum. Ben şok! Şu an bile bu yorum bitebilir mi diye düşünüyorum. Gerçi başka işlerle uğraşmazsam neden olmasın?
Leyle İle Mecnun dizisini bilmeyen bizden değildi. İzlemeye bilirsiniz ama kesin biliyorsunuzdur. Dizi en iyi zamanını yaşarken bir anda ekrandan kalktı, seneler oldu dizi biteli ve Burak Aksak hayranlar için son feda için kalemi eline alıp kitabı yazmış. Dizi ile nasıl bağlantılar var bilmiyorum, çünkü ben de izlemeyenlerin arasındayım. :D


Aynı gün aynı hastanede doğmalarıyla başladı her şey. Bir hayatın birden fazla kez yaşanabileceğinin ve yarım kalmış her hikâyenin tamamlanmaya muhtaç olduğunun bir kanıtıydı onlar. Peki Mecnun bu sefer Leylasına kavuşabilecek mi?  Yoksa yine çölde mi açacak gözlerini? Çünkü o çöl çaresiz âşıkların son durağıdır. Kavuşamayan âşıklar o çölde aralar sevdiğini, kavuşanlarsa emlakçı emlakçı dolanır dururlar, 2+1 kombili.
Yayınlandığı dönemde izleyicisini ekrana kilitleyen Leyla ile Mecnun, bu kez bambaşka bir hikâye ile sevenleriyle yeniden buluşuyor. Mecnun, İsmail Abi, Erdal Bakkal, Baba İskender, Yavuz Hırsız, Yedek Kamil, Gözlüklü Çocuk Kaan ve Aksakallı Dede bu kez bambaşka bir maceranın peşine düşüyor. O geminin geleceğine ilk günkü gibi inananların, sevdiği kızın gözlerinin içine bakarak ‘seni seviyorum’ diyemeyenlerin, kendi çölünde kaybolanların hikâyesi Leyla ile Mecnun Burak Aksak’ın kalemiyle yeni başlangıçlar için geri dönüyor.

Yukarıda izlemediğimden bahsettim. İzlemedim dediysem hiçbir şey bilmiyorum demedim. :D Bir çok şeyi biliyorum, Leyla'larn sürekli değiştiğini, o gemi gelecek repliğini, sahil konuşmaları vs. Tabii bilmediğim çok şeydi vardı. Mesela İsmail Abi'nin neden gemi beklediğini bilmiyordum. Dizi ilk yayınlandığı zaman lise bitmiş evde oturuyordum, Üniversiteye hazırlık vs. o sıralar TV'yi açtığımda hep Leyla İle Mecnun oluyordu. Tabii yokluktan izliyordum ama sorun bir şey anlıyor muydum? Hayır. Yaptıkları espriler, şakarla o kadar saçmaydı ki bu ne demiştim, anlamak için pek kendimi zorlamadım ama seneler geçince tekrarları yayınlandıkça aslında verdiği mesajı, yapılan esprileri anlamaya başladım, daha çok güldüm. :D Leyla'lar değişse de sıkıntı yoktu, aynı güzellikle devam ettiler ama en sonrada gelen Leyla karakterini oynayan oyuncuyu sevmemem ve rolde sırıtmasından sonra daha da bakmadım. Dizi serüvenim böyle oldu. Kitap ise çıktığı zaman diziyi izlemedim bari kitabı okuyup anlayayım dedim. Anladım da. Yazar, yani Burak Aksak bu işte usta arkadaşlar. Adam senaryonun yanı sıra kitapta çıkarmalı bence. 



Kitapdiziden uyarlama olsa da senaryo okuyormuşum hissi vermedi. Bu en iyisiydi. Verdiği mesajlar gerçekten çok güzeldi. Bir sürü alıntı aldım mesela. Mecnun'un aşkına, aşkı için yaptıklarına, bunları yaparken başına gelen absürt olaylara çok güldüm ve kitabı gerçekten çok sevdim. Dizinin fantastik yanları olduğunu bilmeyen yoktur ve bu dizi de gırla. Kitapta ise sadece bir tane fantastik konu geçti ve öyle devam etti. Sonu da öyle bitti.
Güzel ve tatmin eden bir sonmuş Leyla ve Mecnun severlere ama ben daha farklı bir şey olur diye bekledim. Yine de böyle de tatmin oldum.
Kitabın okurları şaşırtacak, belki de zorlayacak tek aynı düzgün Türkçe ile değilde şiveli ve konuşma diliyle yazılmış olması. Başta çok zorlanıyorsunuz ama sonradan alışıyorsunuz. Bence böyle yazması çok iyi olmuş, kitabın diğerlerinden farklı olduğunun kanıtı gibi. Belki bu yüzden devam etmeyenler olur, pek takılmadan devam etmelisiniz bence. ;)

Kitabı gerçekten sevdim, diziyi izlemeseniz bile kitabı okuyun derim. Yazarın diziden hayal dünyasına ve kalemine hayran kaldım. Verdiği mesajlar vs. çok iyiydi gerçekten. Okunması gereken kitaplar arasında. Diziye baştan başla izler miyim bilmiyorum, kaç sezonluk dizi biraz zor ama tv'e denk geldikçe bakmaya çalışacağım. :) 



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


Onu anlayabilmek için tanımanız, tanımak için de sabretmeniz lazım. Belki de İsmail abi bu yüzden yalnızdır. Belki de bu yüzden girdiği hiçbir işte tutunamıyordur. Çünkü kimse birbirini tanımak için sabretmek artık.



*****


Sevdiğine kavuşursan meşk, kavuşamazsan aşk olur.


*****


Leyla mı? Şimdi gerçekten Mecnun oldum işte. Meğer ömrüm boyunca eksikliğimi hissettiğim şey senmişsin be Leyla. Hoş geldin Leyla. Yüreğim biraz tozludur kusura bakma. Bugüne kadar kimse girmedi içeri ne yapsın garip?


*****


Yine hayallerimi bir başkası yaşıyordu. Bense uzaktan onları izliyordum. Tüm hayaller gerçek olacak diye bir kaide yok elbet. Ama o hayalleri başkası yaşayıp dışarıdan seyretmek nedir? Nasıl bir sınavdır bu?



*****


Öğrenci kartın var mı yanında?"
"Aş işte, buyur burda."
"Anadolu üniversitesi diyo bu."
"Evet. Açıköğretim. Açık bi' ilişkimiz var bizim. Başka üniversitelere girip çıkıyorum gurur yapmıyor."


*****


Leyla içeri girdi. Her sabah güneşin doğuşu sıradan görünse de aslında mucizevidir. Senin içeri girişin de öyle.




Bir sürü alıntı vardı, bu kadar ekledim buraya. Gerisi bana kaldın. :D Bütün kitabı yazmak istemem. :D









Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda, paylaşımlarda görüşmek dileğiyle.^^



 Buralarda da varım^^