18 Nisan 2018 Çarşamba

Strong Woman Do Bong Soon(Güçlü Kadın Do Bong Soon)//Kore Dizi Yorumu^^



Selamm^^
Bir, bir buçuk ay önce bitirdiğim dizinin yorumunu yapıyorum. Ne kadar üşengeç bir blogger demiş, yazı yazmayı bırakmış. :P Şaka şaka bırakmam ama gerçekten geç yazmam sorun. Şimdi başlıyorum, kim bilir ne zaman yayınlayacağım. :/ 
Dizimiz geçen senenin en sevilen dizisiydi. Gerek konusu, gerek oyuncuların iyi ve yeni popüler olması diziyi reyting konusunda tavan yaptırmış. Oyuncular ve konu hakkında haklılar, konu ilginç oyuncular ise mükemmel, lakin konu ne kadar ilginç olsa da bana ve My Twin'e göre o kadar saçma geldi ki sevmediğimiz oyuncular oynasaydı kesin bırakırdık. Diziyi konu ve gidişat değil direk oyuncular götürmüş o derece diyorum. O kadar saçma bir giriş, gelişme ve sonuç olmuş ki bu muydu yani dedik. Geri kalan şeyler ise gerçekten güzeldi. Oyuncuların tatlılıkları, karakterlerin çatlak olması vs. Diziyi izlememdeki sebep çifti. O kadar tatlı videoları vardı ki dedim eğer bütün dizi boyunca hep böyleyse iyi eğlenirim, lakin daha ilk dakika da yedim golü.(Spoi değil, daha ilk dakika da  gösteriyorlar neredeyse.) Diziler de kadın karakterlerin ilk başta platonik aşklarının olması beni çıldırtıyor. Tamam ikinci oğlan aşıktır ama açıklamaya cesareti olmamıştır ve hemen ikinci oğlan ortaya çıkar, ama ana karakterin ki bu erkek içinden geçerli önceden başkasını sevip sonra ana karaktere ölümüne aşık olması olayına acayip kılım. -_- Böyle olmayan dizilere bayılıyorum. :P İsyanımı dile getirdiğime göre konuya ve oyunculara geçebilirim. ^_^
Konu dedim ama kendisinden az bahsedeceğim; Aile geçmişinden gelen miras ile dünyanın en güçlü kızının hayatını anlatan bir dizi. Kısa ve öz. :P



Park Bo Young//Do Bong Soon^^
Aile mirası olan güçlü olma yeteneğini gizlemeye odaklanan Bong Soon çok zor zamanlar geçirir ve daha fazla dayanamayıp çevredeki bütün yardıma muhtaç insanlara göz kulak olmaya başlar. Bu zamanlarda ise karıştığı bir olayda An Min Hyuk kendisini keşfeder ve yanına koruma niyetine alır. Bundan sonra aşk, arkadaşlık ve mirastan kalan güç ile baş etmeye çalışan Bong Soon'un başına çok şey gelecektir.
Park Bo Young sevdiğim kadın oyuncular arasında, burada da kendisini sevdim ama çocuksu hareketleri çok sinirime dokundu. Hele o orta okula giden çocuk saçı yok mu...-_- Umarım gelecekte ki diziler de tamamen yaşını gösteren bir karakteri oynar.


Park Hyun Sik//An Min Hyuk^^
Genç yaşta oyun şirketinin başkanı olan Min Hyuk'un düşmanı çoktur, buna ailesi de dahildir. Ölüm tehditleri aldıktan ve Bong Soon'un gücüne şahit olduktan sonra kendisini koruması olarak tutar ama ilk görüşte aşık olmuştur bile.
Park Hyun Sik'i ilk The Heirs'de izledik ve bu diziye kadar evrim geçirmiş resmen. My Twin ile eski, yeni halini karşılaştırdık ve sadece zayıfladığına inanıyoruz. Tabii, yine var bir şeyler ama bulamıyoruz. :/ Oyunculuk ise o zaman ki komik hali halen daha devam, hatta buna bir de acayip tatlılıkta eklenmiş. <3 Dizi de en sevdiğim ve yeri gelince acayip haksızlığa uğrayan kişi olarak seçiyorum. En kısa zamanda yine böyle aşk adamı rolünde bir dizi de oynamalı. <3


Ji Soo//In Kook Doo^^
Dizinin ikinci erkeği ve işine sadık, tuttuğunu koparan polistir. Aşk hayatı işleri nedeniyle sarpa sarar ve hiç renk vermeyen Do Bong Soon'a içten içe aşık olaya başlamıştır ama esas erkek gelince her şeyi anca anlar. Klişe, klişe ama burada ne kadar ikinci erkek olsa da üzülmek yerine çok kızdım. Kız senin yıllardır yanından ve sen yeni adam oluyorsun. Hak ediyor esas erkekler kızı kapmayı bence. Moon Lovers'dan sonra bu dizi de izledim kendisini ama bu yılın en çok dizi çeken oyuncularından biri. Başka hangi dizisine denk gelirim bilmem ama gözlerim pek aramaz ne yazık ki, bende bıraktığı izlenim hiç iyi değil çünkü. Bknz. Moon Lovers...


Shin Hye Jin//Hwang Jin Yi
&
Yoo Jae Myung//Do Chil Goo

Do Bong Soon'un anne ve babasıdır. Annesininde güç yeteneği genç yaşta varmış ama kötü emellerde kullandığı için(Zorla para alma gibi.) gücü elinden alınmıştır. Kocasına yapmadığını bırakmaz ama, yine de sever ki bu nasıl sevgi, acıdım adama. Babası ise ceviz pastanesini çekip çevirmektedir ve karısından acayip korkar.
Kadını ilk defa burada izledim ama adam ilk değil. Kendisi Reply 1988'de sert baba rolündeydi.



Jun Suk Ho//Sekreter Kong^^
An Min Hyung'un sadık sekreteridir ve sağ koludur. Komik bir karakterdi, ee başkan ne ki sekreteri ne olsun. :P


An Woo Yeon//Do Bong Ki^^
İsimden de anlaşıldığı üzere Bong Soon'un erkek kardeşi. Miras erkeklere geçmediği için ailesi tarafından destek görüp doktor olmuştur.
İlk defa bu dizide izledim ve kendisini çok sevdim. En kısa zamanda başka dizilerde görmek dileğiyle.^^


Kim Won Hae//Kim Kwang Bok^^
Dizinin kötü ama çatlak adamı. İki karakteri oynuyor bu dizide ve ikisi de birbirinden saçma ve değişik. Başka şeyler de yazmak lazım ama bana kalsın. İzleyince anlayacaksınız. :) Bu adama Do Bong Soon çok çektiriyor, hatta bir karaktere değil ikisine birden. :D Resmini gördüğünüz karakterde ki kişinin sakız çiğneme şekli ise My Twin ile favorimiz. :D
Son olarak mümkünse bir kaç yıl dizisini izlemeyeyim o diş olaylarından sonra. :P


Jang Min Kwan//Dizinin sapığı.
İsimden anlaşıldığı üzere ana karakterlere bela olacak kişi. Fazla bir şey yazmaya gerek yok. 



Mafya adamı ve adamları. Dizi de süperlerdi, kısacık bir kızdan dayak yemelerini ise sormayın gitsin :P

Resimler^^



Renk uyumu harika, bir ara telefonumun duvar kağıdıydı. <3


Bu sahneyi izlemeyen bile bilir. :D



Yine karşımızda aşk üçgeni görüyoruz, Kore dramalarında klişe konu. -_-


Güçlü olunca işler tam tersine dönebiliyor. :D




Kızın giydiği kıyafetlerden gözleriniz kanayabilir, o yüzden fazla odaklanmayın. -_-


Kitaplar ve aşıklar...<3
Senaristler nereden vuracaklarını iyi biliyorlar. <3



!!!


Şu adamlara tatlı aşk adamı rolünü yasaklamak lazım, kızlar o kadar sönük kalıyorlar ki adamlara üzülüyoruz. :P



Romeo&Juliet'e bu kadar güzel gönderme yapılamazdı. (Alkış emojisi!!)




Bu sahne ve sarılma beni benden aldı. Acayip tatlı ve gerçekçiydi. Bilirsiniz duyguyu iyi yaşarlar bu oyuncular ama iş icraata gelince hepsi çuvallıyor ama An Min Hyuk hakkını sonuna kadar verdi.(Yine bir alkış emojisi!!)




Son kelimesine kadar haklı! 


Çokta öz güvenliyiz... :D


Böyle bir aşk istiyoruz, çok mu şey istiyoruz beeeee -_-



Bir de böyle bir aşk...<3







Kamera arkası ve basın toplantısından kareler^^



Gifler^^




Ne kadar düşünceli bir patron, herkese lazım... :P




Mimikler "Ben acayip TATLIYIMMMM!!!!!!" diye bağırıyor. :D





Nereye bayılıyorduk?


Dizi de gizli bir çift daha vardı, fazla ifşa etmediler. :P


İyisin ama yine de geçemedin sınavı. :/


Arkada biten tatlılık...



Güçlü olma rolünü iyi başarmış ama çocuksu hareketler aynen devamdı. :/


Yine o sırıtışşşşş




Anlatmaya gerek var mı? Bence görüyorsunuz! :D 



İşte meşhur sakız çiğneme ama duymuyorsunuz. :D



Bakışlar der susarım...



Adamın uzun boylu, kızında kısa boylu oluşunu es geçiniz, siz adamın sahiplenici sarılmasına odaklanınız...





<3 <3 <3







Sahiplenici erkek tutuşu...


Bu da çıldırmış erkek tutumu...



Dağılın uleyynnnn!! Buranın ağası biziz gibi çıkmamışlar mı sizce de? :D







Sırf şu kapıları açma stilinle bile unutulmazsın An Min Hyuk!!!! <3











Çok fazla Park Hyung Sik fotoğrafı ve gifi var ama yapacak bir şeyim yok, benim stilimde bu... :/ :P :D



Ost'lar^^

정은지 (Jeong Eun Ji) - 그대란 정원^^

김청하 (Kim Chung Ha) - 두근두근^^

Every Single Day- Super Power Girl^^

마마무 (MAMAMOO) - Double Trouble Couple^^

수란 SURAN – Heartbeat^^

Vromance (브로맨스) - (Feat. Obroject)-Am I In Love^^

Park Hyung Sik - Because Of You^^







Ve bir dizi yorumu daha biter. Son düzenlemeler olduktan sonra sizlerle inşAllah^^
Dizimiz gerçekten güzel ve eğlenceliydi ama beklediğimi ne yazık ki bulamadım. Yine de, bunlara rağmen sıktı mı? Hayır! Son dakikasına kadar izlettirdi kendisini ama yaşadığım hayal kırıklığını da hissediyorsunuzdur. O yüzden fazla beklenti yüklemeden başlayın derim. Sizlere belki daha çok çocukça ve sıradan gelebilir ama sırf Park Hyung Sik için diziyi izleyin bence. ;)
Dizi hakkında daha ne yazsam bilemiyorum, sonu vs. her şey çok iyiydi. Bu tarz dizilerin sonları tahmin edilebiliyor o yüzden yukarıda ki fotoğrafı ekledim ki zaten ben izleyene kadar internetten kesin gördünüz. O yüzden fazla sıkıntı yapmadım. ;)
Son olarak siz de merak edenlerdenseniz bir bakın derim, zaten şu gifleri gördükten sonra bence izleyeceksiniz. ;)
Yeppuddaa.com çeviri ekibine sevgiler ve teşekkürler...



Başka dizilerde görüşmek dileğiyle, sevgiyle ve aşkla kalın^^



 Buralarda da varım^^






14 Nisan 2018 Cumartesi

Her Şey//Nicola Yoon Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Aynı düzende gitmeye devam ediyorum. :D Bir dizi&film(Film yorumu daha sonra!) yorumu karşınızda. :D Bu sefer ki kitabımızı herkes biliyordur. Geçe aylarda filmi vizyona giren, hayran kitlesi azımsanmayacak kadar çok olan Her Şey kitabı. Şöyle ki gerçekten hak ediyor. Kitabı bitirip, kapağı kapattığım an vay be nasıl güzel ve duygusal bir kitaptı dedim. <3

En Büyük Risk Hiç Risk Almamaktır.
Bazen en sevdiğim kitapları sondan başa tekrar okurum. Son bölümden başlar ve başa kadar tersten okurum. Bu şekilde okuduğunuzda, kitabın bölümleri de umuttan çaresizliğe, kendini tanımaktan şüpheye doğru gider. Aşk hikâyelerinde çiftler sevgili olarak başlar, sonunda yabancı olurlar. Yetişkinliğe ulaşma kitapları yolunu kaybetme hikâyelerine dönüşür. En sevdiğiniz karakterler yeniden doğar. Benim hayatım bir kitap olsa ve tersten okunacak olsa, hiçbir şey değişmezdi. Bugünün dünden hiçbir farkı yoktu. Yarın da bugünle aynı olacaktı. Maddy'nin Kitabı'nda, bütün bölümler birbirinin aynısıydı. Olly'ye kadar.

Sizlere vereceğim ilk tavsiye okumaya başladığınız anda itibaren empati kurmanız. Kurar kurmaz zaten kitaba hemen kendinizi kaptırıyorsunuz. Karakterler olarak hepsini sevdim. Maddy'nin yaşadıkları, Olly'nin olanları hemen kabullenip buna çareler üretmesi falan çok güzeldi. Bir de Mandy'nin hemşire arkadaşı. Belki de kitabın gidişatını değiştiren kişi. Hepsi birbirinden farklı, zorlu hayatlar yaşayan karakterlerdi ve hepsinin acısını bir yerden sonra hissedip, anlıyorsunuz.
Maddy'nin yaşadığı hastalık ve bu yaşına kadar bembeyaz oda da, dışarı çıkmadan, arkadaşız geçirdiği o kadar yıl. İnsan bir ürperiyor ama bunları Maddy en ince ayrıntısına kadar yaşıyor ve her gün aynı şeyi yaşıyor ta ki Olly karşı eve taşınana kadar. Daha o dakika aralarındaki etkileşim ikisini de etkiliyor ama Maddy'nin hastalığı buna büyük bir engel, yine de yasaklar çiğnenmek içindir deyip bir şeyler yaşamayı göze alıyorlar. Peki sonunda neler oluyor? İşte bunu okuyup öğrenin derim. Çaresizce geçen bir hayattan sonra hayatı öğrenmek isteyen Maddy'yi çok zorlu sınavlar beklemektedir. Olly ise hayatın ona getirdiği kötü olayları yaşamaktadır ama tek değil annesi ve kız kardeşi ile birlikte. Kitapta acı çekmeyen tek bir kişi yok demiştim yukarıda, gerçekten de öyle.


Yazarın bilimsel komik teorilerine(Maddy'nin kendi kendine yazdıkları), kalemine ve hayal gücüne hayran kaldım. Akıcı bir dili var ki hemen bitiriyor kitap. Gerçi benim elimde biraz kaldı ama bu güzelliğinden pek bir şey eksik etmedi. Yazarın diğer çıkan kitaplarını acayip merak etmeye başladım ve yeni çıkan kitabını en kısa zamanda temin edeceğiz diye umuyorum. :) Yazar sanki kitapta hayatta her şeyinizi elinizden alan bir hastalığınız olsa ne yapardınız diye sormuş adeta. Acıyı, çaresizliği, hayata bakış açınız değiştirecek bir kitap. Hayatın, ne olursa olsun kıymetini bilmemiz gerektiğinden ince inceye bahsetmiş. O yüzden herkesin okumasını söylüyorum. 



Kitabın sonu hakkında bir şey söylemeyeceğim ve sizlerde pek araştırma yapmadan hemen okuyun. Çünkü etrafta bir sürü spoi dolanıyormuş. Neyse ki ben birine bile denk gelmeden okudum. ;) Benim yorumumu gönül rahatlığıyla okuyun ama filme ve başka yorumlara bakmayın derim. ;) Gerçi yazacağım bir kaç şey var ama spoi olacak, okuyan olacağını bildiğimden yazmaktan vazgeçtim.
Duygusal ve düşündürücü kitapları sevenlere, hatta başta dediğim gibi sevmeyenlere bile tavsiyemdir. Hiçbir şey olmasa tek bir nokta da kendinize ait bir şey bulacağınız kitaplardan biri. Okuyun, okuyun. Filmini de izleyin. :)

Not: Film yorumu da gelecek dedim ama şimdi değil, henüz izlemedim, izlediğim zaman bu yorumun altından yerini alacak. :D



Kitaba Puanım 5/5^^




Alıntılar^^


Aslında dileyecek tek bir şey var; dışarıda vahşi bir hayvan gibi özgürce koşmamı sağlayacak mucizevi bir tedavi ama bunu asla dilemem çünkü imkansız olduğunu bilirim.
(Syf.17)


*****


Ben dünyayı dışarıda tutmaya çalıştıkça, o sanki ısrarla içeri girmeye çalışıyordu.
(Syf.40)


*****


"Her şeyde bir risk vardır. Asıl hiçbir şey yapmamak bir risktir.
(Syf.79)



*****


Olly'yi tanımadan önce mutluydum. Ama şimdi yaşıyordum ve bu ikisi farklı şeylerdi.
(Syf.201)


*****


"Daha önce de aşık olduğumu biliyorum ama şimdi öyle gelmiyor. Sana duyduğum aşk, ilk aşkın ötesinde. Hem ilk hem son ve hem de tek aşk gibi."
(Syf.244)




Bir kitap yorumunun daha sonuna geldik, sevgiyle, aşkla ve hayat dolu olarak yaşamanız dileğiyle...^^


 Buralarda da varım^^


3 Nisan 2018 Salı

Sonsuz Işığım//Amie Kaufman&Meagan Spooner Kitap Yorumu^^

Selamm^^
Bu sefer ki yorumumu hemen yazıp yayınlamak istiyorum ama bakalım zaman ne gösterecek. Okuduğum kitap Go Kitap'dan çıkan Benim Uzak Yıldızım serisinin üçüncü ve son kitabı. Alalı uzun zaman olmuştu ama bir türlü okumak kısmet olmadı. Şimdi de serileri bitirmeye karar verdiğim için okumaya başladım. Uzay ve gezegenler arası yaşananları konu alan kitapları sevenler beğenerek okuyacağı bir seri. İçeriği ve yaşananlar çok farklı. 

Flynn Cormac ile Jubilee Chase’in tüm galaksiyi gezegenlerinde olup bitenlere tanıklık etmeye çağırdıkları ünlü Avon Bildirisi’ni yayınlamalarının üzerinden bir sene geçmiştir. Kimileri Flynn Cormac’ın deli olduğunu düşünürken komplo teorileri çığ gibi büyümüştür. Bundan bir sene önce düşen İkarus adlı uzay gemisinden sağ kurtulan ünlü Tarver Merendsen ve Lilac LaRoux çiftinin ise kameralardan uzakta yaşadıkları, sırlarla dolu ikinci bir hayatları daha vardır.
Bu dört insanın hayatı LaRoux Sanayi’ye karşı yürüttükleri savaşı dönüm noktasına taşıyacak olan iki yeni oyuncunun hayatıyla kesişmek üzeredir: Gideon Marchant ile Sofia Quinn. On sekiz yaşındaki Gideon, Kupa Valesi adıyla tanınan ünlü bir bilgisayar korsanıdır. Onun da amacı LaRoux Sanayi’nin tüm insanlığın geleceğini tehdit eden gizli oyunlarını gün yüzüne çıkarmaktır.
En yüksek güvenlik önlemleriyle korunan bir yere bile elini kolunu sallayarak girebilecek kadar yetenekli bir dolandırıcı olan Sofia da babasının ölümünden sorumlu tuttuğu LaRoux’dan intikam almak için fırsat kollamaktadır. Galaksinin bu en güçlü şirketini alaşağı etmek için güçlerini birleştirmeleri şarttır.

Konu serinin diğer kitaplarını okumayanlar için pek anlaşılır olmamış. Zaten serinin diğer kitapları okumayan benim yoruma bakmasın derim. :D
Gideon ünlü bir hacker'dır ve LaRoux şirketini bitirmek için elinden geleni yapmak ister ve yaparda. Ta ki önemli bir görev sırasında tanıştığı gamzeli arkadaşına kadar. Sofie intikam nedeniyle gözü dönmüş, LaRoux şirketini bitirmek için kendini bile feda edecek kadar gözü dönmüş biri. Her ikisinin de büyük sırları vardır ve ikisi de LaRoux'u ve hain planlarını su yüzüne çıkarmak için kolları sıvarlar ama ondan önce peşlerindeki adamlardan kurtulmak zorundalardır.
Her iki karakterlerimiz de kendi içlerinde baya sır biriktiriyor ve her ortaya çıkan gerçekle hayatları tepetaklak oluyor. Bu konuyu ele alarak kitap devam ediyor ama tek bir sayfa sakin geçmiyor. Hep bir aksiyon, hep bir heyecan. İşte yazarların kalemini bu yüzden seviyorum ama sevdiğim için de yeni çıkardığı(Amie Kaufman) kitaba da 50 TL vermem. Neyse.



Konuda yazıldığı üzere ilk iki kitabın karakterleri olaya dahil oluyor ve 3 çift beraber harekete geçiyorlar. O kısımdan sonra ise gelsin kaos. Ama öyle böyle değil. Okudukça içim parçalandı. Okuyanlar ne demek istediğimi anlamıştır. Aksiyon ve heyecan bitmiyor ama bu çiftimizin bir birilerine olan davranışları da gelişme göstermiyordu. Bazı kısımlarda yeter dedim hani. Birazdan yaşayacak mısın, ölecek misin belli değil yine de saçma sapan düşünceler vs. O kısımlarda illallah ettim yani. Yine de, bunlara rağmen serinin böyle bitmesine gerçekten sevindim. Yazarları sevsem de sonda ne yapacaklar acaba diye şüphe ve tereddüt etim. Üzücü olaylar olmadı değil, en çokta fısıltıları ara ara duygularını anlattığı kısa kesimler. Oralar acayiplik duygusaldı.




Genel anlamda güzel seri. Yazarların kalemi akıcı ve sevilesi, olaylar biraz kafanızı karıştırabilir ama vazgeçmeyin okuyun. :) İlk kitabı seven olmamış ama devam kitapları birinci kitaba göre daha heyecanlı ve aksiyon dolu. Kısacası kesinlikle tavsiye ediyorum. 3 Kitaplık serilere bayıldığımı bilirsiniz, siz de benim gibi bu tarz kısa serileri seviyorsanız şans verin derim. ;)



Benim Uzak Yıldızım Yorumu için Tık Tık!
Paralanmış Dünyam için Tık Tık!



Kitaba Puanım 5/5^^




Alıntılar^^


Suskunluğumuzu ve sırlarımızı koruduk, zamanda asılı kalmış bu mekanda bizler de zamanda asılı kaldık adeta.(Syf.215)



*****


"Elbette," diye karşılık verdi Gideon rahat tavırla. "Ben de gelirim. Bela seni bulmadan senin onu bulmana yardım ederim."(Syf.215)



*****


Gideon ile birlikteliğimiz kumdan kaleydi, ötesi yoktu. Eninde sonunda yıkılmaya mahkum.
(Syf. 455)



*****

Nasıl olurdu da bir asker ve isyancıların lideri birbirlerine böyle tamamen güvenebiliyorlardı da, Gideon ile ben... Onlar nefret ve şiddet dolu kuşakların diktiği duvarları aşmışlar. Bense kendi kalbimden duvarları bile aşamıyordum.(Syf.519)




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^



 Buralarda da varım^^