20 Eylül 2017 Çarşamba

Beni Seviyormuş Gibi Yap//Cindi Madsen Kitap Yorumu^^

Herkese merhabalar^^
Yine bir kitap yorumu ile karşınızdayım. Bu sefer ki kitabım uzun zamandır kapaklarından kendilerini beğendiğim Cinsi Madsen'in Beni Seviyormuş Gibi Yap. Yazarın diğer bir serisinin kitabı bende vardı ama okumadım. Bunu da U Kitap'tan takas yapınca hemen okumak istedim.

Brynn artık lisedeki o garip, içine kapanık kız değil; özgüveni olan güzel bir kadın. Hatta kasabasının küçük sahnesinde başrol bile oynuyor. Hayatı hiç de fena sayılmaz, erkeklerle başarısız ilişki çabaları dışında tabii. Ancak başka kimse kalmamış gibi, lisedeki ilk aşkı Sawyer, Brynn’in oynayacağı oyunu yönetmeye geliyor. Neyse ki genç adamın lisede herkesin önünde rezil olmuş Brynn’i hatırlıyor gibi bir hali yok. O zaman, Brynn’in oyunculuk yeteneğini sahne dışına taşıma vakti.
Bir süreliğine doğduğu kasabaya dönen Sawyer, New York’taki uçarı kadın oyunculardan sıdkı sıyrılmış, genç bir yönetmendir; son isteği ise yine böyle bir kadına âşık olmaktır. Ama şu nereden tanıdığını bir türlü çıkaramadığı, görkemli ve güzel aktris Brynn, kendisine koyduğu yasaklara rağmen Sawyer’ı sözünden döndürecek gibidir.
Yalanlar üzerine filizlenen bir aşk gerçeğe dönüşebilir mi? Brynn bu sorunun yanıtını öğrenmekte kararlı. Ne de olsa, “Bütün dünya bir sahne, bütün erkekler ve kadınlar da birer oyuncu.”
İlk olarak konusunu çok sevdim, zaten hemen başlamama vesile olan şey konusuydu. Karakterin ise bu kadar tatlı olacağını bilmiyordum.

Byrnn lisede yaşadığı tatsız olay ve reddedilişten sonra hayata karşı tutuşu daha farklı olur. Üniversite de oda arkadaşı sayesinde değişikliğe uğrayan Brynn hem aile geleneği işi olan balık ürünleri satan mağazayı çalıştırırken bir yandan da tiyatroda oyunculuk yapmaktadır. Yoğun tempoda ilerleyen hayatına bir anda yıllar önce kendisini reddeden lise aşkı girince hayatı çıkmaza girer. Ama tanıştıkları zaman anlar ki eski platonik aşkı onu tanımaz. Bu tanıyamama olayı işine gelir ve yalanlar uydurmaya başlar. Zamanla işler daha çok çıkmaza girer ve Brynn ne yapacağını bilemez.
Brynn karakterini sevdim, haklı yönden davranışlar sergiledi ama bir zaman  sonra söylediği yalanlardan ben usandım. Tabii ileryen bölümler de olanlar oluyor ki spoi değil, tahmin edersiniz ki bu romantik komedi bir kitap ve bu sebeple olayın akışına göre Brynn'i çok zor zamanlar bekler.


Sawyer liseden sonra apar topar Newyork'a okumak için başvurur. Yazıldığı senaryolar ile az çok ünlü olan Sawyer kendine biraz ara vermek için seneler önce ardına bile bakmadığı kasabaya geri döner. Dönmesinin bir sebebi de halasının yönettiği tiyatro oyununun geçici yönetmeni olmak zorunluluğu. Daha ilk günden ilginç olaylar yaşayan Sawyer kısa süre kalacağını düşündüğü bu kasabada biraz daha kalmak isteyecektir.
Sawyer karakterini de sevdim, Brynn'e olan davranışı, onun hakkında düşündüğü güzel şeyler harikaydı ama lise zamanın da Brynn'ye yaptığı şeyi unutması ilginç. Tamam başta komple Brynn unuttu, peki sonradan aklına gelemez miydi? İşte bu kısımda seni sevemedim Sawyer. Bir şey daha var vardı ki sawyer'in son olaylara olan bakış açısı, fazla abarttığını düşünüyorum. Yazar böylesi zekice ve iyi olacak yerleri daha ustaca yazabilirdi.

Karakter tanıtımında kitap hakkında bir kaç ipucu verdim gibi. Kitap gerçekten güzeldi. Tam aradığım romantik-komedi tarzındaydı. Klasik miydi konusu evet. Mesela iki karakterden birinin kasabayı yıllar önce terk etmesi, sonra dan gideceğim ama burada beni tutan bir kız var olayları hepsi ama hepsi diğer kitaplarla aynı ama beni bu kitaba çeken şey erkek karakterin kızı tanımaması ve kızın olaylara karşı sergilediği tutum. İşte bu yönüyle cidden sevdim. Sonu beklediğim gibi bitti ama bir şeyler eksik gibiydi. Mesela o olaylar da Sawyer'e daha çok söz hakkı verseydi yazar ya da ne bileyim geçmişi hatırlasaydı. Yine de bunlara rağmen gerçekten sevdim. Şimdi diğer kitaplarını almayı düşünüyorum ya da bu kitap gibi U Kitap'tan takas yapabilirim. Aşağıda Seriyi tanıtacağım ama ondan önce de söylemeliyim ki kitapları ayrı ayrı okuyabilirsiniz. Ben öyle yaptım pek zararını görmedim gibi. Son kitabını da şimdi okuyabilir, sonradan ilk kitaba geçiş yapabilirim. :D


Son olarak kitabı tavsiye ederim. Böyle çerez kıvamında, hemen okunabilecek, kadın, erkek ilişkisinin fazla abartılmadı!(Anladınız sizi onu.) romantik, komedi tarzında kitap okumak istiyorum diyorsanız kesinlikle bu seçim en iyisi. Yazarın diğer kitapları belki bunun gibi iyi değil ama bunu cidden beğendim. Yakında zamanda alıp, okumak ve yorumlamak dileğiyle.

Seri Bilgisi^^


Bizim kapaklar daha iyi diyenler? :D
Serinin ikinci kitabı okuduğumu söylemiştim ama bir fark yaratmadı serinin düzeninde. İlk kitapta geçen çift tabii ki vardı ama spoi yiyecek kadar durmadılar bile kitapta. Üçüncü kitapta olacak olan erkek karakteri sadece isim ve son sayfalarda sima olarak tanıyoruz ama kadın karakter ortalıkta yoktu. Benim en çok merak ettiğim Brynn'nin abisi. Seri şimdilik 3 kitapta oluşuyor, (novellalarla beraber 5) acaba yazar devam eder mi bilemiyorum. :/ Belki abisi hakkında 3.kitapta bir şeyler olacak, okuyup göreceğiz. :)



Kitaba Puanım 4/5


Alıntılar^^

Etrafa göz attıktan sonra balıkçı çizmelerinin arkasına saklandı. Çünkü birinden saklanacaksanız en iyi yol sadece göğüs hizasına gelen şeylerin arkasına gizlenmekti, değil mi?


*****

Ah, belki ona nasıl balık tutulacağını gösterebilirdi. Arkadaşlar böyle şeyleri birbirlerine gösterirken kollarını birbirlerinin etrafına sararlar, değil mi?
Eh, bu arkadaş öyle yapacak.

*****

Onun etrafınfan olmak güneşe yaklaşmak gibiydi ve Sawyer şimdi yeniden karanlığa dönmüştü. Bundan nefret etmişti.



Başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^


Buralarda da varım^^





16 Eylül 2017 Cumartesi

Chicago Typewriter Kore Dizi Yorumu^^


Herkese selamlar^^
Uzun bir aradan sonra tekrar dizi yorumu ile karşınızdayım. Dizi yorumlarımın hep böyle zaman sonra yayınlanmasına, daha doğrusu benim geç yazıp yayınlamamı onaylamıyorum ama bu yaz dönemin de olacak olanlar bunlar. Yapacağım hiçbir şey yok. Yine de bu güzelim diziye baya haksızlık oldu. Hemen yorumunun yayınlanması gerekiyordu, o derece güzel, harika ve mükemmel bir diziydi.

Konusu:
Dizi, 1930’lu yıllarda Japon sömürgesi altında yaşayan ve reenkarnasyon ile günümüzde tekrar dünyaya gelen yazarların etrafında dönmektedir. Günümüzde bu yazarlardan biri kitapları çok satan bir yazar, biri gizemli bir hayalet yazar ve diğeri ise kitapları çok satan yazarın anti-fanı olarak yaşamaktadır.

Güney Kore Sineması sayfasından alıntılar.

TvN son zamanlar ilginç ve bir o kadar güzel diziler yayınlıyor ki insan izleyince tereddüt dahi edemiyor. Bu dizinin de ilk haberleri çıktığı zaman TvN yine neler yaptı acaba dedim. İzlemek için bitmesini bekledik Ö.ablamla. O da çok sevdi diziyi bu arada. Daha ilk bölümden insanı merak içinden bıraktırıyor. Zaten dizi sırlar üzerine kurulu ama içeriğe hayalet, ilginç bir daktilo ve tarihi doku da girince izlemede yanından yat durumuna düşüyor insan. :D
Oyuncular, kurgu ve o son benden on üstünden on puan almasına sebep oldu. Kötünün yeri de belliydi, iyinin yeri de. Ama bir Goblin, bir Moon Lovers kadar da HARİKAYDI diyemeyeceğim. Çünkü onlar farklı ve hep kıyaslama yapmam lazımdı. :P Şaka bir yana, onlar en iyisi bunlar ise en güzeli. :) Aradaki farkı anladığınızı umuyorum. :)
Gelelim oyunculara ve karakterlere.^^


Yoo Ah In//Han Se Joo^^
Hem geçmişte hem de günümüz de yazar olan Se Joo genç yaşta yaşadıkları nedeniyle insanlara pek güvenemez. Ünlü olduğu için insanların kendisinden para, intikam ya da daha değişik şeyler isteyeceğine inanır. Bir gün en büyük hayranı Jeon Seol büyük bir kargo kutusuyla geldikten sonra hayatı istemeyeceği kadar değişecektir ama bu yaşadıkları ona çok önemli şeyler katıp hayatını sorgulamaya yol açacaktır.
Ypo Ah In'i en son Sungkyunkwan Scandal'da izlemiştim. Orada çok tatlıydı. Sonradan hasta olduğunu duyup üzülmüştüm ama öğrendik ki önemli bir şey değilmiş, yine dizilerden uzak durmak istedi ve bomba gibi bir diziyle geri geldi. En kısa zamanda başka dizilerde görüşmek dileğiyle.^^
Dizi de oynadığı iki karakterinde iyi üstesinden geldi ama benim en sevdiğim kişi 1930'daki Han Se Joo'ydu.^^



Go Kyung Pyo//Yoo Jin O^^
Dizinin hayaleti olan Yoo Jin O diğer karakterlere göre daha neşeli olanıdır. 3 arkadaşın arasından geleceğe hayalet olarak gelen ve geçmişi az da olsa hatırlayan kişidir. Amacı 3 arkadaşı gelecek hayatta da bir araya getirip başlarına neler geldiğini öğrenmek istemesidir. 
Go Kyung Pyo'yu en son Reply 1988'de izlemiş başlarda sevip sonradan sinir olmuştum ama bu dizi de o mimikler ile kalbime taht kurdu. O kadar tatlı ve sevilesi bir karakterdi ki her sahnesi olaydı. Şimdi yeni bir dizisi daha var, acaba nasıl? Devam ettikçe yorumları alırız artık. :)



Lim Soo Jung//Jeon Seol^^
Geçmişte de günümüzde de yüzü bir türlü gülmeyen karakter olan Jeon Seol bunlara rağmen okuduklarıyla hayata tutunmaya çalışmıştır. En büyük destekçisi de yazar Han Se Joo'dur. Se Joo'nun büyük fanı olan Jeon Seol sevdiği yazarın gerçek halini görünce hayal kırıklığına uğrar. Bununla beraber Se Joo'nun ile tanışması ise çok uzun bir zaman önceye dayanmaktadır.
(Bu uzun zaman önce tanışma olayına bitmiştim bu arada. <3)
I'm Sorry I Love You dizisinden sonra hiçbir dizisini izlemedim. Belki çekti, belki çekmedi bilmem ama bu yaşta ki bir kadının bu kadar genç göstermesini bana bir açıklayın yaaa(Kore estetiği ve cilt bakım ürünleri. Evet biliyorum, laf olsun torba dolsun diye şey ettim. :P) 
Oyunculuk için bir şey diyemem, kadın usta oyunculardan ama daha sık diziler de görmek isterim. :)



Kwak SiYang//Baek Tae Min^^
Han Se Joo'un eskiden kaldığı evin oğlu olan Tae Min'de Se Joo gibi ünlü bir yazardır. Han Se Joo'ya iyi davrandığı gözlemlense de aslında için de şeytan yatıyormuş. Bu kadar tatlı bir rolle başlayıp, bu kadar fena bir role bürüneceğini düşünmüyordum. İzledikçe şok oldum.
Oyunculuk ve tatlılık on numaraydı. En kısa zaman da tatlı bir rolle kendini görmek isterim. :D



Yang Jin Sung//Ma Bang Jin^^
Jeon Seol'ün hem en yakın arkadaşı hem de evlerinde kaldığı, annesinin arkadaşının kızıdır. Kardeş gibi büyümeleri ve neşeli olması dizinin en sevilen yan karakteri olmasını sağladı. En son Secret Love'da izledim ama bir insan stil değişikliği ile bu kadar mı değişir arkadaş. Bir an tanıyamadım kendisini. :O



  Jo Woo Jin//Gal Ji Seok^^
Han Se Joo'nun patronu olan Ji Seok, Han Se Joo için elinden gelini yapmaya çalıştığı yerde delirmese iyi olacaktır.
Dizinin belki de hayaletten sonra en komik karakteriydi. hele giydiği kıyafetler olaaaay. :D
Goblin'de o ağır sekreterden eser kalmamış adete, hatta ilk zamanlan da tanıyamadım desem yeridir. Ö.Ablam da tanıyamadı. :D



Jeon Seol'ün italyan şef arkadaşı oluyor kendisi. İmza olayını halen daha unutamam. :P



Cheon Ho Jin//Baek Do Ha^^
Han Se Joo'un annesinin arkadaşıdır ve Han Se Joo tek kaldığından yardım elini uzatan tek kişidir. Zaman sonra ailesi arasından tercih yapma durumunda kalır ve Han Se Joo'yu evden ayrılmasına sebep olur.
En son yarım bıraktığım Man To Man'de kötü adam rolünden gördüm kendisini. Ajussi iyi roller de olduğu kadar kötü rollerde de iyi. :)



Jeon Seol'ün annesinin arkadaşı,  Ma Bang Jin'ninde annesidir. 
Olağanüstü şeyler gören ve uğraşır kişidir.



İlişki tablosu.^^





Üç karakterimizin de 1930'daki halleri. Doğrusu dizide en sevdiğim yerler geçmişteki olaylar ve karakterlerdi. Ayrıca böyle bir dizi çekseler ayıla, bayıla izlerdim. :D





Az dayak yemedin be Yin-O :D


Şu köpeği bana verin yaaa^^
O kadar tatlıydı ki. :)



Hayaletimizin en sevdiği dostu. Nedenini izleyin öğrenin diycem ama kesin alt kısım da bir resim ya da gif vardır. :D



Han Se Joo'nun çalışma odası ve masası. Bu sahne de ayrı bir güzeldi bu arada. :)




Yo Ah In'ın saçlarını neden böyle kestiğini anlayamadık ama böyle bile tarz olabileceğini kendisinden öğrenmiş olduk. 


Kızın hayaleti göremediği sahneler. Hayaletimiz nasıl izliyor ama. :D



Çok duygulanmıştım bu sahnede. :(


Dizinin komik yerleri çoktu ama bu adam, patron sahneye girdiği an olay bambaşka bir noktaya geliyordu. Bu sahne de onlardan biriydi. :D Çok, çok az romantik sahneleri olan dizi de böyle nadir şeyler görünce sevinip sonradan patronu görünce hayal kırıklığı yaşıyoruz tabiisi. :D



Ağlamayın siz yaaa.
En hüzünlendiğim sahnelerdendir kendileri. Hele Han Se Joo olayı daha fenaydı. :(




1930'daki hallerini daha çok sevdiğimi söylemiştim değil mi? :) O kısımların tarihi büyüsü, karakterlerin daha olgun ve ciddi oluşları daha güzel ve izlenilesiydi. Haa gelecekteki karakterler kötü müydü kat'iyen ama bunlar daha farklıydı. :)



Yapma böyle şeyler, gülesim geliyor. :D


Bu sahnenin kesilmiş videosunun halen daha telefonda olduğunu söylesem sahnenin ne kadar güzel olduğunu anlamış olursunuz değil mi? <3 <3
Bu arada yukarıda yazdığım tarihi doku vs. her şey iyiydi ama 1930'da yaşanan aşk hepsine değerdi. <3


Sen, 38 yaşında, 40'a 2 senesi kalmış bir kadınsın, kendine gel benden bile genç durman evrene ters. 
-_-


Burada söylenen şarkı çok güzeldi, aşağıya linki ekleyeceğim. :)


Yapmayın böyle şeyler, yüreğim parçalanıyor. (Salya, sümük ağlayan emoji.)



Bu diziyi daha çok sevmemin nedeni ise konunun tamamen kitap üzerinden başlaması ve devam etmesidir.
O kadar anlamlı şeyler vardı ki dizi de kitap okumamdan bir kez daha gurur duydum. <3


(Bol, bol alkış emojisi!! :D)



Her şey iyiydi hoştu ama Han Se Joo'nun o kılık kıyafeti neydi arkadaş? Bu nasıl bir stilist, moda bu mudur yani. Iyy yani. Tamam özgün bir tarz olmasını istemiş olabilir ama bu nedir yaaa, uzaktan enişte gömleği gibi. :/



Ahh şu atışmalar, hepsini özleyeceğim hatta özlemişim. <3


Mimiklere ve trip atamalar gel. :D



Bence dizide ki en doğru cümle buydu!! :D Uyku tabii ki de mühim. :D


Bütün kelimelerin kifayetsiz kaldığı an...



Dizide geçen kütüphanelerin güzellikleri beni büyüledi. Her bir kitaplığın benim olmasını istedim. :(



Basın tanıtımı ve kamera arkası.^^








Gifler^^



Harika sahnelerden biri daha.^^








Bir şey yazmayacağım. Zaten gif size her şeyi açıklıyor. :D






Şöyle baksa yeter diyeceğim gifler! <3
Ne kadar tatlı ama <3 Bir daha mı izlesem ne yapsam. (Düşünen emoji.)




Bir de şöyle baksa!! <3




Çokta iyi arkadaşlardı kendileri. <3






Bu gife bayılıyorum, tabii sahneye de.^^







Giflerin ve sahnelerin güzelliği der susarım.




Sondan önce OST'lar^^


SALTNPAPER- Satellite^^
En anlamlı ve en sevdiğim Ost.:)

Yerin Baek 백예린 - Blooming Memories^^

İkinci en sevdiğim Ost^^

Boni Pueri - Time Walk^^
Biraz Goblin hatırlatması olabilir. :) İlk dinlediğim zaman TvN Ost'larda da değişime gitmiş dedim. Bkz. Goblin. :)

Chicago Typewriter//날라리 바람 (The Wind Blows)^^
Jeon Seol'un söylediği şarkı.
Bu da orijinal hali.^^


Ve son^^
İlk olarak emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Gerçekten olağanüstü bir kurgu yazmış ve bunu hayata geçirmişler. Her ne kadar dizi de wuu denecek kadar(1930'daki hariç) aşk olmasa da dizi kurgusu ile yıkıp geçiyor ortalığı. Tabii hataları da vardı ama yine de Goblin ve Moon Lovers'dan sonra gelen yılın en iyi dizisi unvanını aldı.
Aşk konusunda(Geçmiş hariç.) sınıfta kalsa da arkadaşlık, dostluk ve en önemlisi vatan konusunda benden on puanın üstünde aldı dizi.
Oyuncular için bu olmamış demem haksızlık olur. Hepsi elinden gelinin fazlasını bile yapmış bence. İlerleyen zamanlarda açıp izleyebileceğim, My Twin'in ise hemen izlemesi için baskı yapacağım bir yapımdı. O derece ki bu diziden sonra doğru düzgün bağlandığım bir dizi olmadı. :D
Şaka bir yana cidden en son bu diziyi zamanında izleyip bitirdim, bu zamana kadar ya yarım bıraktım(Man To Man) ya da halen daha izliyorum.(School 2017)
 Vatan, dostluk, arkadaşlık ve reankarne gibi konuları daha çok sevenlere kesinlikle öneriyorum. Zaten Kore fanıysanız izlersiniz ama tam tersi değilsiniz ama kitap sevdalısıysanız kesinlikle tavsiye ediyorum. İzleyin, izletin canlar.^^


Bir dizi yorumunun daha sonuna geldi ki yapımda ve yayında emeği geçen herkese, en önemlisi de Yeppudaa.com çeviri ekibine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. :)
Bu güzel ve kusursuz çeviri için teşekkürler Yeppudaa.com.^^




Başka yazılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın.^^


 Buralarda da varım^^