26 Ekim 2018 Cuma

Bizim Sonsuz Anımız//Lauren Myracle Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Yeni kitap yorumuna başlıyorum. Bu sefer ki kitabım gençlik, günümüz aşk üzerineydi. Kapağı ve ismi ilgimi çekti, konusu da farklı değildi ama umduğumu bulamadım. Bitirdiğim zaman dediğim ilk şey ise iyi ki para verip almamışım oldu. Gerçekten param çöp olacaktı. Elimde uzun kalan kitaplardan bile bir şeyler anlayabiliyordum ama bu kitap resmen yazılmak için yazılmış, edebi değeri, ortada vay be ya da iyiyi diyebileceğimiz bir konu yoktu ne yazık ki.

Hayatın gerçekten başladığı dönemde geçen bir ilk aşk hikâyesi...
Wren Grey örnek bir evlattır. Ailesi için bu, tüm derslerinden en iyi notları alması, hiç erkek arkadaşı olmaması, üniversiteye erken kayıt yaptırması anlamına gelir. Ancak lise mezuniyeti yaklaştıkça Wren, ailesinin onun geleceğine dair planlarıyla kendisininkilerin örtüşmediğini fark eder. Kendi isteklerinin peşinden koşması gerektiğini bilmektedir ama bu isteklerin tam olarak ne olduğunu bilmeden bunu nasıl yapabilir?
Öte yandan Charlie Parker ne istediğini gayet iyi bilmektedir. Hassas ve sorunlarla örülü bir geçmişi olan Charlie, Wren'i ilk gördüğü andan beri sevmektedir. Ama Wren gibi bir kızın ondan hoşlanması imkânsızdır… en azından Charlie'nin olduğunu sandığı gibi birinden. Ancak bazı şeyler insanın kaderinde yazılıdır...


İlk konuya girişi sevdim, böyle ailesi tarafından baskı altında tutulan kitapların gidişatı, sonu falan güzel oluyor ama burada sadece ama sadece iki gencin aşkından bahsedilmiş, bir de kızın saçma kıskançlıklarından.
Wren aile baskısından dolayı kendi istediklerini yapamamış, üniversite bölümünü bile ailesinin isteğine göre ayarlamış son sınıf öğrencisidir. Bunlara rağmen aklında ki fikri hayata geçirir ama ailesinin tepkisinden korkar. Bu zaman zarfından okulda sadece göz göze geldiği Charlie ile tanışır ve bir nebze de olsa yaşanacak kötü şeyleri arka plana atar.


Charlie Wren'i gördüğü ilk andan sevmektedir ama cesaret edip gidip konuşamaz. Bir gün görünmez kaza denilen şey başına gelir ve Wren'le konuşma, tanışma şansı yakalar. O saniyeden sonra birbirlerini daha iyi tanımaya başlayan Charlie ve Wren unutulmaz bir aşk yaşamaya başlar.
İşte konumuz burada başlıyor diyemeyeceğim. Bundan sonra olacaklar diğer kitaplarda okuduğunuz iki aşık insanın başından geçenler. Diğer mevzular ise bir sayfalık ya var ya yok. Mesela ailenin verdiği tepkiyi gördük ama yazarın bize yansıttığı tepkiyi okuyamadık. Şahsen ben daha çok sert ve yasaklar gelir diye düşündüm ama ne bileyim yazar tamam buraya kadar, gerisi iki aşık liseli kıvamından olsun bitsin demiş gibi.

Wren'in hayatından ki değişiklik, Charlie'nin başından ki bela ve bunları kıskanan Wren. Kocaman bir saçmalıktı kitap. Yazarın kalemini beğendim ama bu kadar sönük ve hiçbir şey bilmiyorum ayaklarına yatan bir kızın bu kadar cesur oluşu da taktire şayan hani. Ya hep cesur olsaydı ki ailesi nedeniyle daha pantolon giymemiş biri nasıl o kadar ileri gidebiliyor. Ve bu tarz kitaplardan nefret ediyorum. Genç, ailevi sorunlar, yaralı karakterler deyip aldanıyoruz, o kadar büyük hayal kırıklığı yaşıyoruz ki anlatamam. Umarım yazarda yaptığı hataların farkındadır. Sonunda ise ne oldu? Okuyan biri anlatabilir mi? O neydi yaaa, o kadar okuyorsun hop mantıksız bir son. Tamam kızın dediği oldu, peki öyle mi bitecekti? Baştan sonra yine ÇÖP!


Kitabı çok merak ediyorum ama kararsızım diyorsanız almayın, okumayın. Haa illa okumak istiyorsanız e-Kitap olarak bulun okumaya başlayın severseniz alırsınız, çünkü bu kadar parayı hak etmiyor bu kitap. Kapağı aldatmaca, takas yaptığım için gerçekten seviniyorum yani.
Tavsiye kısmımı da yazdığıma göre yorumum bitmiş demektir. Daha fazla şey yazmak lazım ama spoi olur vs. Bu kadarla nasıl bir şey olduğunu anlamışsınızdır. Ha Genç-Yetişkin kitapları sevenler belki sever ama orta da anlamlı bir konu olmadığından sizde sevmezsiniz diye düşünüyorum.



Kitaba Puanım 5/2^^




Alıntılar^^


"Sen benim yuvamsın, Charlie. Beni bulduğun için teşekkürler."







Bir yorumun daha sonuna geldik^^
Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın...



 Buralarda da varım^^






15 Ekim 2018 Pazartesi

Derindekiler-Şüphe//Deniz Erbulak Kitap Yorumu^^

Selam^^
Yorumlar araya günler, hatta haftalar girse de gelmeye devam ediyor. Bu sefer ki yorumum yine Türk yazar. Kalemine hayran kaldığımız Deniz Erbulak'ın Derindekiler serisinin ilk kitabı. Yazarın hayal gücü, kalemi diğer yazarlardan çok farklı. Okuduğum iki romanına hayran kaldım. İlk okuduğum kitabı Aşkın ötesinde, ikicisi ise Kıyametle Savaşanlar. Kesinlikle önereceğim kitaplardan olur bunlarda, bir bakın derim. ;)


Bir şeyler ters gidiyordu.
Ya da bilerek tersine çevriliyor!

Derindekiler, serinin ilk kitabıyla, aslında gerçek olabileceğine çoktan inandığımız, belki de hep şüphelendiğimiz bir hikâyeyi usulca anlatmaya başlıyor.

Ünlü tatil beldesinde üniversite okumaya gelen Belgin.

Onu daha ilk anda mıknatıs gibi kendine çeken ama anlaşılmaz biçimde de tuhaf davranan Murat.
Suda ve karada yaşayanlarla ilgili bir şeylerin "değiştirildiğini" düşünen Barış.

Mevsim değişip kış geldiğinde bile geceleri denize girmeye devam eden Güzin. Bu balıkçı köyündeki fakültede, sakin bir çalışma hayatı olacağını zanneden işinin ehli ünlü bir deniz bilimleri profesörü. Berrak bir maviden kışın buzlu grisine dönen denizde dolanan ölümcül bir gölge.


Konumuz böyle. Pek açık değil ama en azından karakterlerin kimler olduğunu biliyoruz.
Ana karakter Belgin diyemeyiz, herkesin etrafından geçiyor. Çoğu karakterin gözünden anlatılıyor olaylar ama en çok Profesör ve Betül ön planda. İkinci ve diğer kitaplarda profesörün daha çok karşımıza çıkacağını düşünüyorum.
Konu olarak gerçekten ilginçti. İzmir'in en ünlü yazlık beldesi Çeşmede okumaya başlayan öğrencilerin sahil ve denizde yaşanan kazalardan, ölümlerden sonra kafaları karışır. Bu yaşananların rastlantı ya da köpek balığı olmadığına emin olan Barış'ın çok üstüne giderler ama gerçekler ve yaşananlar ortaya çıktıkça olağanüstü şeylerle karşılaşırlar.
Bu karşılaşma hemen olmuyor, hatta yazar tam kilit noktasında bitirmiş kitabı. İkinci ya da üçüncü kitapta tam olayları öğreneceğiz. Gerçi ben bir kaç şey anladım gibi. Yazar ters köşe yapmaz ise çokta şaşıracağımı sanmıyorum. Yine de hiç belli olmaz. Mesela bunu yapanların kimler olacağı, denizdekilerin ne olduğuyla ilgili çok fazla değişiklik olabilir.



Sona doğru sakin ve merak uyandırarak ilerliyor kitap, sona doğru ise olaylar heyecanlanıp adrenalin dolu dakikalar yaşatıyor, bir anda neler olduğunu anlamıyor insan. Okuyunca çok şaşırdım ama beğendim de. Şimdi ikinci kitabı sipariş verdik, en kısa zamanda okumayı düşünüyorum. Zaten seri üç kitaptan oluşuyor, yakın dalamanda toplayıp okursam biter.

Başta da dediğim gibi yazarın kalemini seviyorum, her kitabını okurum. Gençlik kitapları hariç ama :D Diğer serisi Yansımanın ilk iki kitabı mevcut, onları da en kısa zamanda okumayı düşünüyorum. Faklı ve akıcı kitaplar istiyorsanız kesinlikle alıp okuyun derim. Hatta bunların dışından yeni yazarlar tercih ediyorsanız deneyin derim. :)
Kitabı da öneriyorum tabii ki. Benim elimde birazcık uzun kalmış olabilir ama zamansızlık deyip geçiyorum, hızlı okuyorsanız bir gününüzü alır. ;)



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^

Kız başını kaldırıp genç erkeğin yüzüne baktı. Bazen çocuktu köpeğini dolaştırırken ve bisiklete binerken. Bazen genç bir erkek, Belgin'e böyle bakarken!


*****

Daha dün akşam, bu koy ona öyle kalabalık ve yoğun, öyle tatlı ve eğlenceli görünüyordu ki! Oysa bugün sonbahar gelmişti, hatta kış. Birden.

*****

İşte, denizin kucağındaydı şimdi. Kapkara bir denizin. Devasa su kütlesi, adama hem tanıdık ve dost hem yabancı ve düşmandı şu anda. Bütün kalbiyle bunu hissediyor korkuyor ama onun üzerine gitmekten haz alıyordu. O an ölümü bile göze alacağını hissetti.




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^


 Buralarda da varım^^







28 Eylül 2018 Cuma

Yıldızların Altında//İrem Yöndem Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Yorumlar gelmeye devam ediyordu, yine araya günler girdi. Şu an yorumumu yine telefonda not kısmına yazıyorum. Bilgisayara ne zaman otururum belli değil. ;) Kitabımıza gelecek olursam, Türk yazar okuduktan sonra öyle devam etmek istedim. Uzun zamandır okumuyordum çünkü. Bu kitabı da My Twin ısrarla oku dedi, kalın ama hemen biter ve çok güzel bir kitap diye diye sonunda emeline ulaştı ve okumaya başladım. İyi ki zorlamış dedim. Bu kadar güzel bir kitap olamaz. Evet bir şaheser değil, evet eksikleri var ama son zamanlar da çıkan Wattpad kitaplarının hangisi düzgün? Neyse o konu uzun, detaya gerek yok. :D Velhasıl kelam kitap çooook güzeldi, BAYILDIMMM!

Sen olduğunu hissediyorum. Benim bunca zamandır aradığım ama bir türlü bulamadığım o kişi, senmişsin gibi hissediyorum. “Gecenin en güzel zamanı, yıldızların altında oturmuş, gökyüzüne bakıyoruz. Milyonlarca yıldızdan birini seçip ‘benim’ diyoruz.  Nasıl, neden, niçin seçtiğimiz belirsiz; o kadar yıldızın içinde bir tanesi, bir başka görünüyor. Seni sevmek de böyle bir şey işte. Ben ömrümce bütün yüzlerde seni arayacağım. Bütün içten gülüşlerde, parlayan bütün gözlerde, seni bulmayı isteyeceğim. Sen, benim gökyüzümdeki en parlak, en güzel yıldızımsın.


Kitabın konusunu sadece kitabı okuyunca ya da benim gibi yorum yapanlardan öğrenebilirsiniz. Neden böyle bir yaptıklarına anlam veremiyorum, sürpriz yapmak daha ilgi çekici herhalde. ;) 
Neyse bunlara aklımız sır ermiyor. 
18 yaşında, lise son sınıfa giden Güfte Tiyatro ve ünlü Okan Özdemir hastasıdır. Ailesi, arkadaşları Güfte'nin takıntı haline getirdiği ünlü oyuncudan bıkmış, onuda kendi hayatına döndürmek için başının etini yemişlerdir. Güfte bu konuşmalardan sıkılmış ve kendisini anlamadıkları için kendine çok dert etmiştir. 
Bir gün kardeşiyle oturdukları kafede kavga edince hayatı tamamen değişir. Akıl okuyan bir peri karşısına çıktığı an 18 yaşında olan Güfte bir dilekle 27 yaşında olacaktır ve Okan ile tanışıp, yeni bir oyun sergileyecektir. Aklının alamayacağı bir hayatı devam ettiren Güfte'nin tek sıkıntısı bu olayın 3 ay sürmesidir. Yaşadığı hayattan memnundur ama 3 ayın kalması, yaşadığı sıkıntılar hep ikilemde bırakır Gifte'yi konu da böyle devam ediyor.
Konu çok, çok değişikti. Böyle bir kitap beklemiyordum. Mesela çok yadırgadığım şeyler oldu, (Bunları Spoi kısmında bahsedeceğim.) ama çok sevdiğim, en çokta sonunu sevdiğim bir kitap oldu. Kitap 507 sayfa ama o kadar hızlı okunup bitti ki ben bile şaşırdım.



Konusundan daha ne kadar bahsedebilirim bilmiyorum. O yüzden direk diğer karakterlere geçeceğim.
Okan Özdemir. Güfte'nin sevdiği, uğrunda ailesiyle kavga ettiği tiyatro oyuncusu. Dileğinden sonra Okan'la aynı oyunda rol almaya başladıktan sonra onunla beraber daha çok vakit geçirir ve Okan'ı daha iyi tanır. Tabii biz de kendisini çok iyi tanır ve Güfte gibi hayran oluruz. Hele o son. <3
Karakter olarak gerçekten çok sevdim ama yazarın başta sigara mevzusuna girmeyip, sona doğru her bir karakterin sigaraya başlamasını yadırgadım. Bunlardan biri de Okan'dı.
Okan'dan sonra Güfte'nin arkadaşlarını çok sevdim, hepsinin hayatında değişiklikler oluyor ve Güfte'nin her daim yanında oluyorlar. O kısımları okuyunca bazen çok kızdım bazende sevdim. 
Güfte'nin kız kardeşine ise bir o kadar kızdım. Yok arkadaş böyle bir karakter olamaz. Sinir küpü etti beni. Gerçi Güfte'de onun yanında melek sayılmaz. Sürekli şu 3 aya takmasından sıkıldım yani, bırak bir kendini, sal. Azıcık hayatını yaşa ama hem kendine hem bize yaptı yapacağını. Okuyunca lütfen buralara fazla takılmayın, hatta atlayın gitsin. ;)  
Diğer karakterlerden peri acayip iyiydi. Hele laf sokmaları, düşünceleri okuduğu için laf sokması kaçınılmaz tabii. :D O kısımlarda baya eğlendim. ;)


Sevdiğim ve ana karakterler bu kadardı. Birazda içerikten bahsedecek olursam yazarın kalemini çok sevdim. Ne beni sıktı, ne de amatör olduğunu açık açık bağırdı. Kalemi akıcı, sevilesiydi. Sadece fazla detaya giriyor, onu da yapmasa tamamdır. Biraz daha kendini geliştirmesi lazım.
Son zamanlarda çıkan watpadd kitapları arasından en en en iyisiydi. Bundan önce okuduğum Görücü Usulü'de iyiydi ama bunun konusundan yola çıkarsak daha iyiydi. Bu kadar yeterli bence, fazla abarttın diyen olabilir. :D En iyisi spoi'den sonra tavsiye kısmına geçip yorumumu bitireyim. ;)

SPOİ BAŞLANGICI!!
Evet okuyanların rahatsız olduğu konuyu neyse ki yazar ustalıkla ve ilginç bir şekilde devam ettirmiş. Kızın 18 yaşında olması ve sevdiği oyuncunun 30 yaşında olmasını çok yadırgadım. Ne demek 12 yaş? Hem kız büyükte değil. Okan 30, kızda üniversiteli 20 yaşından biri olsaydı yine neyse -ki bu da fazla ama kızın lise son ve 18 olması olmamıştı. Sorunun kızın dileğiyle 27 yaşına gelmesiyle ortadan kalkması güzeldi. Bunu gerçekten çok sevdim ama 3 ay sonra neler olacak diye merak etmeden de duramadım. Ve o son geldi çattı, işte o kısma BA-YIL-DIMMMM!!
Okan'ın düşüncelerini okumamız, o 3 ayı Güfte'nin değildi Okan'ın hatırlaması, uzun bir bekleyişten sonra tekrardan kavuşmaları MÜKEMMELDİ!!
Okuyanlardan bu konu hakkında yorum almak istiyorum. Sizler ne düşündünüz merak diyorum.^^
SPOİ SONU!!

Kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum. Belki kalın ve Watpadd'den çıkma olduğu için ön yargılı olabilirsiniz, hatta okumaya başladığınız zaman bu ne diyebilirsiniz ama vazgeçmeden devam edin derim. ;) Ve herkese tavsiye etmeye devam edeceğim. My Twin ile favori yazarımız oldu, başka kitap çıkarırsa seve seve alıp okuyacağız ki bu tarz yazmaya devam etsin. ;)
Bu kadar yorumdan sonra tavsiyeyi fazla uzatmaya gerek yok, eğer merak edip benim sayemde okumak isterseniz bunu bilmek isterim. ;)



Kitaba Puanım 5/5^^


Alıntılar^^


Okan ayağı kalkıp nazikçe annemin elini sıktı. "Çok teşekkür ederim ağırladığınız için, her şey çok güzeldi. Özellikle kurabiyeler."
Annem gülümsedi. "Hazır almıştım, teşekkür etmenize hiç gerek yok." ANNE YA! 

Alıntıya not: Bu kısımda kedi olayı harikaydı. :D


******


"Aşkı nasıl betimlersiniz, nasıl anlatırsınız?" Ve onun cevabı,
"Aşk herkese göre değişir, sonuçta soyut bir kavram. Fakat kendime göre, aşkı tanımlamam gerekirse eğer, şöyle tanımlarım: Gecenin en güzel zamanı, yıldızdan birini seçip 'benim' diyorsunuz. Nasıl, neden, niçin seçtiğiniz belirsiz ama işte o kadar yıldızın içinde bir tanesi bir başka oluyor...."

Alıntıya not: Okan'ın ağzından AŞK...


******


O andan sonra artık emindim. Bu adam beni bağırıp çağırmadan, ortalığı yıkmaya lüzum görmeden, kendince, sessiz bir dille seviyordu.


******


Hangisi daha kötü acaba? Bir anda, pat diye hatıraların yerinde koca bir boşluğun kalması mı? Yoksa birinin zihninde zamanla yok olmak, silinmek mi? Hangisi?


******


Gün başlıyor, bitiyordu ama biz gerçek anlamda mutlu değildik. Kafamız çok doluydu. Bedenimiz yorgun, ruhumuz ise parçalı bulutluydu.





Bir yorum daha biter, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^
Sevgiyle ve aşkla kalın! <3



 Buralarda da varım^^


23 Eylül 2018 Pazar

İzlediğim Filmler 10// Patrona Tuzak, Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı, The Notebook^^

Merhabalar^^
Aylardır taslakta bekleyen film yorumlarıma başladım. İzlediğim filmlerin çoğunu bir-iki ay önce izlemiştim, resimler de hazırdı ama karar veremediğim için bir türlü yazmıyordum. Sonunda bir kaç film daha ekleyip yazmaya başladım. :)



İlk film Patronlara Tuzak.
Netflix'in orijinal filmlerinden biriydi. Konu bakımında güzeldi. Acayip ters köşe yaparak bitti film. Sevdim ben, tekrardan eğlencesine izlenilebilir.
Önceden baş rolde oynayan dört kişiden sadece kızı izlemiştim, adamı ise geçenler de izlediğim Patates Turtası Derneği filminde gördüm. Netflix'in orijinal oyuncularından biri herhalde. :D Kıza gelirsek Vampir Akademisi filminden çok iyiydi, oyunculuğunu sevdiğim biri. Umarım Vampir Akademisi aynı oyuncularla devam eder.
Filmi tavsiye ederim, amerikanın klasik filmlerinden biri. Olmazsa olmazlar çoğunlukla vardı, izleyince ne demek istediğimi çoğu kişi anlayacaktır. :D
Bu film için yorumum bu kadar, reklamı çok yapıldığı için izleyende baya olmuştur, sizlerinde film hakkında yorumlarınızı bekliyorum. :)




Bu ikiliyi çok sevdim ama...
















Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı^^

İkinci filmim gördüğünüz gibi bir animasyon. :D Bu normal sinemada gösterilen bir filmmiş ama ben Netflix'de izledim. Çok ama çok eğlenceli bir şeydi. Bayıldım... İkincisi yakın zamanda vizyonda olacakmış, bu habere acayip sevindim. <3
Konusu adı gibi, evcil hayvanlar sahiplerinin işlerine gittikten sonra evde neler yaptığıyla ilgili. Tabii biraz aksiyon, sevgi ve bol kahkaha da yerini alıyor filmde^^
Tavşan karakterine bayıldım, BTS'den Jungkook'a benzetiliyor ve tam anlamıyla o. :D Senarist yakında BTS hayranıyım derse şaşmayın. :D Diğer sevimli hayvanlarda mükemmeldi. Filmi daha anlatmama gerek yok, hemen gidip izleyin, hatta bende mi izlesem? -Düşünen emoji-







Şu ponçik köpek ve kedi tavşandan sonraki favorilerim. :D









Buna ne demeli. :D










Üçüncü filmim ise çok çok sevilen Not Defteri.
Ama, ne yazık ki ben sevemedim. Arkadaş klişenin dibiydi, sona doğru bir aksiyon, entrika bekledim ama olmadı. Biz daha iyi film yapıyoruz ne yalan. Bu kadar ünlü olmasının sebebi kitabının oluşu bence. Çünkü Kitap duyguyu daha iyi veriyor ve onun daha çok sevildiğine inanıyorum. Filmler her zaman saçma oluyor.
Haa aşkları vs. her şey güzeldi ama gelin eğri oturup doğru konuşalım. Klişe değil miydi?
Fikrinizi meyan etmeyi unutmayın. :D
Klişe olmayan tek şey yaşlı çifti ki en çok sevdiğim kısımda o oldu. Bayıldım ikisine de. 
Oyuncuları severim, rollerinin de hakkını vermişler ama baya abartılan sahneler vardı. Hepsini atladım ki zaten atlayana kadar filmde bitti. :P 
Neyse oralar beni ilgilendirmez ama aşkı başka şeylere indirgenmesinden hazzetmiyorum. Bu kitaplar içinde geçerli. O yüzden historical, romans vs. şeyler ilgimi çekemiyor, tabii istisnalar hariç. :D
Neyse. :D Benim gibi sırf meraktan izlemek istiyorsanız izleyin ama beklentiyi fazla yüksek tutmayın derim. ;)



Bu adama sakal daha çok yakışmış. :)














Üç film yorumumda böylelikle bitti. Bir üç yorumluk filmim daha var. Bundan sonra onu paylaşmayı düşünüyorum.
Netflix üyeliğini yeniledikten sonra güzel filmler izliyorum ama TV+ uygulamasında da güzel filmler var. My Twin izleyip bana öneriyor. ;) Ama henüz başlamış değilim, onlara daha sonra bakabilirim. :)




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^



 Buralarda da varım^^