22 Mayıs 2018 Salı

Lunapark (Cehennem Ekspres #1)//Ezgi Çağlar Kitap Yorumu^^

Selam^^
Dizi yorumlarından çok kitap yorumları gelmeye devam ediyor. Oysaki bir sürü dizi yorumu beklemede. :/ Neyse, yine fazla uzatmadan kitaba geçelim. Kitabımız fantastik türüne ait ve bunu yazan bir Türk. Kitabı seneler önce, ilk çıktığı zaman aldık ama okumak şimdiye kısmet oldu, neden bu kadar geç kaldık anlamış değilim, o yüzden sormayın. :D Geçmişi bilmem ama şimdi başlamam daki sebep ise serinin ikinci kitabının 9.90tl olması olabilir, en kısa zamanda indirim bitmeden almalıyım.:D
Kitabı gerçekten çok sevdim, beklentim yüksekti ve karşıladı da. Ben ki fantastik-distopya sever kitap kurduyum ilk defa melezler vs. konuda acayip başarılı bir Türk yazar okudum. Zaten fazla yok, olanların iyileri bir elin beş parmağını geçmez. :/ Şu mafya, haydut kitaplardan sıyrılıp az distopya-fantastik yazsak ne kadar güzel olur değil mi?

Melissa, arkadaşlarının doğum günü hediyesi olan biletle Cehennem'in kapısından geçtiği gün hayatının tamamen değişeceğini bilse, belki de o trene asla binmezdi. Işıklar, sesler, sihirli oyuncaklar… Cehennem bir lunaparktan çok daha fazlasıydı. Her şey öyle sıra dışıydı ki, Aslan onu sefil bir iblisten kurtardığında bile Melissa büyünün ardında saklı gerçekleri görememişti. 
Aslan, Melissa'nın bildiği her şeyden daha karanlık, daha tehlikeliydi. Hayatı, sevgilisi, arkadaşları yavaşça ellerinden kayarken Melissa'nın tutunabileceği tek bir şey kalmıştı geriye: Aşk. Ve aşk, büyüyle örülü bu dünyada ona yardım edecek son şeydi.


Konu gereken şeyleri anlatmış, benim üstüne ek yapmama gerek var mı bilemiyorum ama karakterleri tanıttıkça bir kaç şey yazarım artık. :D 
Melissa sade hayatında sevgilisi ve arkadaşları ile yoluna devam etmektedir. Doğum günü sürprizi amaçlı arkadaşlarının götürdüğü Lunapark'dan sonra hayatı istemediği kadar değişir ve kendini bir anda melezler, iblisler ve yalanların arasında bulur. Melissa karakterinin sevdim, normalde bu tarz konularda kız karakterler saçma salak şeyler yapıp bizi sinir eder ama yazarımız bizi duymuş gibi tam istediğim gibi bir karakter yazmış. Minnettarım.



Aslan, genç ve melez olması yanı sıra sıradan bir üniversite de öğrencidir. Babasının kirli işleri ve dünyanın tehlikede olması önemli kararlar almasına ön ayak olur. Lunapark'ı sık sık ziyaret eden Aslan bir gün zorda kalan bir kıza yardım eder ve kendisi, çevresi ve hayatı tamamen değişir. Savaş kapıdadır, aşk ise ondan önce hayatına girmiştir bile. Bundan sonra seçimler yapmak zorunda kalan Aslan'ı zor zamanlar bekler.
Ana erkek karakterimiz, Melissa gibi sevdim kendisini ama şu sigara içme olayına kıl oldum. Bir de boş bulduğu anda içiyor da içiyor. :D Melezsin anladık ama bi dur artık. :D Onun dışında azıcık dikkatsiz oluşu başına belalar aldırıyor ama elindeki güce bayıldım. Okuyunca anlayacaksınız. 
Diğer karakterlerde Emre'ye acayip sinir oldum. Saçma salak bir karakter deyip durdum başlarda, bir de her işe burnunu sokuyordu ya bir ara atlayacaktım o kısımları ama meğer amaç başkaymış. :P Yine de yazarın Emre için yazdığı sahnelerden pek tatmin olmadığımı söylemek isterim.^^
Ana karakterler böyle, diğer karakterlerde güvenmediklerim oldu. Haklı çıktım mı? Onlar kitapta saklı.

Gelelim kitabın genel anlamda ki güzelliğine. Bir kere böyle melez topluluğu okumadım. Tabii melez olunca Melek, şeytan baş rolde ama burada melezlerin güçleri, savaş olanakları ve yaşadıkları sorunlar çok çok farklıydı. Bu kısımları gerçekten sevdim, hatta kitapta en beğendiğim yerler fantastik unsurlardı. Başta biraz kendini tekrarladı ama sıkıcı değildi, bu iş nereye varacak diye merak ediyor insan. Sonra kitap bir açıldı, hızlandı ve heyecanlandı işte o zaman kitap atak yaptı ve o hızla devam etti. İkinci kitabı acayip merak ediyorum. Yazarın kalemi ise çok güzel ve akıcıydı. Başta birazcık amatörlük vardı ne yalan ama sonradan ciddi anlamda değişimi hissettim. Okuyunca sizler ne düşüneceksiniz çok merak ediyorum. Yazarın bu tarz yazmasını destekliyorum, şu an seri bitti mi, devam edecek mi bilmiyorum ama eğer bitmiş ise en kısa zamanda yeni fantastik, hatta distopya ile bizi ödüllendirsin diye düşünüyorum. :)


Bu yorumdan sonra kesinlikle tavsiyemdir. Fantastik severler şans verin derim, böylesini yazarlarımız arasında zor bulursunuz. Son olarak kitaba haksızlık ettiğim bir konuya değinmek istiyorum. Son yıllarda elimde en uzun kalan kitap oldu kendisi. Kötülüğünden olmadığını yorumdan anlamışsınızdır, zamansızlık deyip işin içinden sıyrılmak istiyorum. :D Kitaba başladın mı akıcı şekilde devam ediyor ama ben gerçekten çok büyük haksızlık yapıp hemen bitiremedim. O yüzden en kısa zamanda ikinci alıp, hemen okuyup, hemen bitirmeliyim. Anca öyle telafi ederim diye düşünüyorum. :D Bunu da yazdığıma göre alıntılara geçebilirim. ;)

Not: Kapak tasarımı güzel olsa da kalitesizliğinden gözlerim kanadı ki kesin ikinci kitapta öyle. Artemis'e yakışmamış bence. -_-
Dipnot: Yazarı çok tatlı^^ Instagram'da kendisini takibe alın derim. :*



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Düşündükçe Melissa birinin ona yardım ettiğine daha çok emin oluyordu. Fakat meleği her imse giderken yüzünü Melissa'nın anılarından silmişti.



*****


İnsan bile diyemeyeceği tehlikeli bir varlığa tüm yasaklara rağmen bağlanmıştı. Kurtulamıyordu.



*****

Melissa daha önce hiçbir tehlike atlatmamıştı. Oysa şimdi, kitaplarda okumaktan zevk alacağı türden bir maceranın içindeydi ve maalesef ilk ölmesini istediği, ezik bir kızı canlandırıyordu.


*****


Yaralı melezler cansız solucanların ortasında umutla ona bakıyordu. Aslan'a... Onların bu savaşın içine sürükleyen adama... Peki ya o adamın devam etme umudu kalmadıysa?...






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^



 Buralarda da varım^^






12 Mayıs 2018 Cumartesi

My Runway//Kore Mini Dizi Yorumu^^


Merhabalar^^
Karşınıza bu sefer güzel, eğlenceli ve minicik bir dizi ile çıkıyorum. Netflix'de sürekli önüme gelen bir diziydi sonunda başladım ve çok sevdim. Mini dizi oluşu nedeniyle bir kaç hatası vardı ama çok tatlı bir diziydi. Yeppudaa.com veya Koreantürk'de bulamazsınız, ben çok aradım lakin bulamadım. Hatta nette adam akıllı fotoğrafları bile yok. Sadece Netflix'den izleyebilirsiniz ve dua edin internetiniz hızlı olsun, o kadar kalitesiz oluyordu ki artık yeter diyorsunuz.
Oyuncuların çoğu yeni, bir kaçını dizilerden ve gruplardan biliyoruz ama yeni yeni piyasaya çıkmış bir sürü oyuncu vardı. Bazılarını google bile bulamadı. O yüzden isimleri olmazsa affedin. Gerçi Asiawiki'de kesin vardı, bakalım. ;)
Konusu ünlü mankenler ve manken olmak için çalışıp, seçmelere giren lise öğrencilerin etrafında dönüyor. Birazda fantastik olaylar var. Çok sık gördüğümüz kişilerin yer değiştirmesini konu almış dizi.
Sevip sevmediğimi sorarsanız eğer, az biraz amatörlük olsa da ben sevdim, hatta bir kez daha izleyebilirim. ;)


 Park Ji Yeon//Han Seo Yeon^^
Lise öğrencisi olan Seo Yeon'un hedefi başarılı bir manken olmaktır. Bir gün seçmelere gittiğinde yediği hakaretler nedeniyle dünyası başına yıkılır. O akşamı arkadaşı ile kareoke'ye kafa dağıtmaya gittiğinde her şey birbirine girer.
Kendisi T-Ara grubunda bir üye, ilk Dream High 2 dizisinden izlemiştim ve kendisini pek bir severim. Ve kız grupları arasından en sevdiğim grup T-Ara'dır. ;) Dizi de çok tatlıydı, hatta o sert halleri süperdi. :) Daha sık dizi çekmeli bence. ;)


Kang Dong Ho//Na Jin Wook^^
Kore'nin en ünlü mankenlerinden olan Jin Wook çok zorlu yollardan geçerek başarıya ulaşmıştır. Sert tavrı herkesi illallah ettirse de aslında içten içe yaşadığı ailevi sorunları nedeniyle çok duygusaldır. Bir akşam arkadaşları ile eğlenirken başına gelen olaydan sonra hayatı değişir ve önemli bir defile kapıdadır.
İlk defa bu dizide izledim kendisini, aşırı uzun boylu biriydi ama çok tatlıydı. :) Park Ji Yeon gibi sert halleri acayip tatlıydı. ;) Tabii bunun yanında tam tersi naif halleri acayip komik ve güzeldi. ;)
Sırf bu oyuncu için izleyin derim. :D 


Kang Chul Woong//Jae Bum^^
Na Ji Wook'un hem iş hem de en yakın arkadaşı olan Jae Bum grup arasında en sakin olan kişidir.
Dizi de belki de en sevdiğim karakterdi ama kendisini hiçbir dizide görmedim hatta kendisi hakkında hiç bilgi yok. Çok iyi oyunculuğu vardı, başka dizilerde görürüz umarım, gerçi şimdi askerdedir büyük ihtimal. ;)


 Kisum//Park Na Rae^^
Han Seo Yeon'un en yakın arkadaşı olan Na Rae'i Seo Yeon'a çok destek olacaktır. İlk defa izledim ve başka dizilerde oynadım mı pek bilmiyorum. ;)


Bir çok dizide gördüğümüz oyuncu. Burada modacı rolünü üstlenmiş. Komik bir karakteri vardı. :P


Resimde gördüğünüz erkek oyuncular Na Ji Wook'un iş arkadaşlarıdır. Diziye renk katan karakterlerdi. ;)


Resimler^^


Kang Dong Ho'un uzun boylu olduğunu söylemiştim değil mi? Onun yanı sıra omuzları da baya geniş. :D


Bakışları kes :D



Burada acayip komiklerdi. :D




Kızın giydiğini görünce bu ne beeee dedim. Kız gruplarını konserlerde yarı çıplak bırakıyorlar, diziler de ise üst üstte giydiriyorlar. Böyle yapmaya devam ediyorlarsa konserlerde de adam akıllı giydirsinler. Nokta.



Bunlar oyunculuğun yanı sıra mankenlikte yapsınlar.*_*



Bu kısmı çok sevmiştim. <3



Wuuuu(Gözlerden kalp çıkan emoji.)




Set arkası fotoğrafları.^^





Ve son^^
Mini ama çok tatlı bir diziydi. İzleyeli aylar olmuştur. Yeni yazıyorum yorumu, bununla beraber bir daha izleme isteği geldi. :D Netflix üyeliğim bitti ama başka sitelerde bulursam izlemeyi düşünüyorum. ;)
Sizde arayıp bulun derim. ;) Çok tatlıydı gerçekten, bu ne diyeceğiniz kısımlar olabilir ama K-dramalara alışkınsanız sıkıntı olmaz, artı zaten mini dizi, bir gününüzü alacak, sıkılmadan bitireceğiniz için takmayın derim. ;)
İzleyeli uzun zaman olduğu için aklımda kalanları yazdım ama baya eğlendiğimden ve tekrar izlemek istediğimden kesin kes eminim ki izleyin. :D


Şu fotoğrafa bayıldım^^ <3


Bu ise dizinin bir diğer afişi, bence yukarıda paylaştığım afiş daha güzel.^^
Not:Ost'ları unuttum ne yazık ki, ki zaten resmi olmayan dizinin Ost'larını da biraz zor bulurum. :/
Dipnot: Dizi için resim bulmak zorken gif bulmak hayaldi bence. O yüzden böyle kısa ve öze bir yorum oldu. :D



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yazılarda görüşmek dileğiyle^^

Buralarda da varım^^




7 Mayıs 2018 Pazartesi

Hayallere Dokunmak//Katie McGarry Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Yeni kitap yorumu karşınızda. :) Kitabımız yıllar önce çıkıp, acayip derece de sevilen Sınırları Zorlamak'ın devam kitabı. O zaman okuduğum da acayip sevip hemen ikinci kitabı almak istemiştim, aldım da hatta hediye geldi. Ama nedense okumak hiç içimden gelmedi. N. ablam çeviri çok kötü deyince hevesim kaçtı herhalde. Son zamanlar da ise bu tarz okumadığım için şans vereyim dedim. Çeviri beklediğimden iyiydi ama içerik beklediğim gibi değildi. Mesela Sınırları Zorlamak kat be kat güzeldi. :) Bu kötü müydü? Hayır. Bunu da sevdim ama ilki kadar bekleyince biraz hayal kırıklığı oldu.

Ryan kulağıma eğiliyor. "Dans et benimle, Beth."
"Ben dans etmem." Doğru, etmem. Daha doğrusu, bir erkekle hiç dans etmedim. Kuşkuyla kaşını kaldırıyor. "Dans etmezsin?"
"Hayır."
Ateşin ışığı Ryan'ın yanık tenine vuruyor ve yüzüne harika, bronz bir parlaklık veriyor. Altın saçları ışıldıyor. Göz kamaştırıcı. Ryan bir adım yaklaşıyor ve kendini çekici yapan ve beni zayıflatan "ben her şeyi bilirim" gülüşünü takınıyor. Ondan nefret ediyorum ve bana dokunmasına izin verdiğim için kendimden de nefret ediyorum. 
Çok hızlı bir tempoda çalan müzik biraz yavaşlıyor. Müzikteki güçlü vuruşlar kalbimin çılgın atışlarını taklit ediyor. Dudaklarını kulağıma doğru yaklaştırıyor ve nefesi boynumu gıdıklıyor. "Benimle dans et, Beth."
(Arka Kapak)


Beth ailesi tarafından yüzü gülmeyen ve sürekli annesinin arkasını toplayan 17 yaşındaki genç bir kızdır. Annesinin pisliklerini temizlemek onun işiymiş gibi bir de hapse girmesin diye yapmadığı suçu üstlenince hayatı değişir ve beysbolda ünlü olan amcasının yanına taşınır. Amcasının onda yarattığı hayal kırıklığı halen daha içindedir ve annesinin yanına geri dönmek ister ama yapılan anlaşmalar buna engel olur. Yine de annesini kurtarmak için elinden geleni yapan Beth'i planına Ryan'ıda ekler.
Ryan kasabanın Beysbol'da en iyilerinden biridir. Babasının onun için olan planları çok iyidir ama yakın zamanda ailesi içinden patlak veren bir olay nedeniyle hayatını ve yaptıklarını sorgulamak durumundan kalır. Bu sırada da bir şekilde Beth ile karşılaşır ve hayatı o an değişir. Kazanmayı ilke edinen Ryan'ın hayatını değiştirecek kararlar vermek zorundadır ve yanından destekçi ailesi değil sadece Beth olacaktır.
Konu tam olarak böyle. İki hayatın değiştiği ve birbirlerine olan çekimin hayatlarını nasıl değiştiğine şahit olacağımız iki karakter. Beth ilk kitapta yer alan Noah'ın en yakın arkadaşı. Zaten seri de arkadaş çevresinde olanları konu alıyor. Bundan sonra Isaiah'ı konu alacak ve sırf kız nedeniyle okumak isterim, tabii yayınevi çıkarırsa. 


Kitabı sevdim, yazarın kalemi akıcı ve ilginç bi konu seçimi var. Aslında değişik bir şey yok ortada ama konuyu işleyişi ilginç bir hal getirmiş. Güçlü bir kaleme sahip, herkesin seveceğini düşündüğüm bir seri. Yaşanan olayları ülkemiz için söylersem yanlış söylemiş olabilirim, o yüzden amerikan gençliğini konu alan ve hiçte yabancı olmadıkları hayatları konu alıyor. Bence birebir aynısını yazmış yazar ve belki daha kötüsü. Neyse.
Kitapta geçen aşkı, çiftin zıt kutuptan sonra aynı safhada oluşları çok tatlıydı. Hele Beth'in yavaş yavaş kendini gelmesi ve ortama alışması en iyilerden bence. Ama şu güven mevzusu beni sinir etti. Evet hakkı var Beth'in ama bu kadar uzatmaya gerek var mıydı diye düşündüm kitap bitene kadar. Hatta biraz inatçı oluşu her şeyi değiştirebilirdi. Bu da kitabın cilvesi deyip konuyu kapatayım. :D 
Ryan çok tatlı bir karakterdi, bir de gamzesi(Burada BTS'den Dimple şarkısını armağan ediyorum.) ve sarı saçları çok iyiydi. İşte bu yazarları bu yüzden seviyorum, hep gamze, hep sarı saçlar. <3 


Yan karakterler için Ryan'ın arkadaşlarını çok sevdim. Geçmişte yaşanan ve sonradan aynı şekilde devam ettirmeye çalışılan arkadaşlık favorimdi. Her karakter, kötü de dahil çok iyiydi.(Karakter bakımından. :D) Ebeveynler için bir şey söylemeyeceğim, okuyun öğrenin derim. Tabii kitap eliniz de varsa. Şu an basımı durmuş da. :/ Kitap hakkında daha ne yazsam bilemiyorum. Sevdiğim, devam edeceğim bir seri. Her karakterin ayrı bir derdi var ve o bildiğiniz rahat hayat yaşayan karakterlerden değiller. İşte yazarın bir diğer sevdiğim özelliği. :) Keşke başka bir yayın evi haklarını alsa. :/ Bir de iki karakterinde düşüncelerini okumak fevkaladenin fevkinde bir durum. Kitapta en sevdiğim şey. <3

Tavsiye ediyorum tabii ki. Seriye hemen başlayın bence ama zaten ilk kitabı okumayan kalmamıştır bence. O zamanlar nasıl bir tufandı o kitap. Tabii ben kapağa aldanıp okumam demiştim, meğer kitapla içeriği tam bir zıtlık oluşturuyormuş. Eğer satın alamıyorsanız e-kitap olarak indirebilirsiniz, hatta ben ilk kitabı bulup indirirsem tekrardan okurum, o derece sevmiştim. ;)


Sınırları Zorlamak yorumu için Tık Tık!!





Kapaklar da ne bizim ki ne de orijinal güzel. İkisini de beğenmedim. Ve serinin şu an çıkmış, novellalar hariç hepsi bu. Son kitabın kapağı da neden böyle bilemedim, ama güzel. :)



Kitaba puanım 5/4^^


Alıntılar^^


Duygular kötüdür. Beni böyle hissettiren insanlar daha da kötüdür. İçimi taşlaştırıyorum. Hissetmiyorum, zarar vermiyorlar.
(Syf.122)



*****


Beni mutlu eden şey benimle gülerkenki sesi.
(Syf.229)



*****


Hatıralar ortaya çıkıyor, onların öylece kafamdan atamıyorum. Ortadan kaybolmaları gerek. Birisi de beni iyileştirmeli. Birisinin kötü anılarımı silmesi gerekiyor.
(Syf.273)






Bir yorum daha biter, başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^


 Buralarda da varım^^



29 Nisan 2018 Pazar

Kız Arkadaşım 9 Kuyruklu Bir Tilki//Kim Seong Yeon Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Bir kitap daha biter ve yorumu anca yazılır. Kitabımız Kore dizisi severler tarafından bilinen My Girlfriend Is A Gumiho dizisinin Türkçeye çevrilmiş kitabı. Diziyi seneler önce izleyip beğenmiştim. Kızın şirin oluşu, adamın sert ama yumuşak kalpli oluşuna herkes bayılmıştı. Gerçekten o zamanın en iyi dizilerinden biri diyebilirim. :) Diziyi izleyenler kitabı da okusun derim, o zaman izlediğimiz için unutmuşum, okudukça anılar canlandı gözümde, gerçekten eğlendiğim bir diziydi, kitabı okurken ise o kadar eğlendim mi emin değilim ve kitap elimde baya süründü çünkü. Nedeni aşağıda.^^


500 yıl sonra hapis hayatından kurtulan inanılmaz güzellikteki Dokuz Kuyruklu Tilki ile sorumluluk sahibi olmaktan yoksun dublör adayı Cha Dae Woong'un romantik-komedi tadındaki hikâyesi...Samsingak Tapınağı'ndaki resme hapsedilmiş olan Dokuz Kuyruklu Tilki'nin mührünü farkındolmadan kıran Cha Dae Woong, dağın derinliklerindeki bir uçurumdan yuvarlanıp ciddi bir şekilde yaralanır. Hapsedildiği resimden kurtulan Gumiho, değerli tilki boncuğunu Dae Woong'a vererek onun hayatını kurtarır.Fakat efsaneye göre insanların ciğerini yiyen Dokuz Kuyruklu Tilki'nin kendisini öldüreceğine inanan Dae Woong ondan kurtulmanın yollarını ararken ikisi için de efsanedeki gibi gerçekleşmesi mümkün olmayan bir aşk başlar..


Kore severlere ve diziyi izleyenlere anlatmaya gerek yok. Dizi neyse kitapta o. Ne bir eksik ne bir fazla. Yukarıda dediğim gibi kitabı okudukça anılar bir bir gözümün önünde belirdi. Kaç sene olmuş diziyi izleyeli ve ben tamamen unutmuşum. Bundan sonra izler miyim bilmiyorum ama anıları tazeleme de çok işime yaradı. Konudan da anlaşıldığı üzere kitabımız fantastik bir karakteri konu almakta. 500 yıl boyunca resimde mahsur kalan Gumiho Dae Woong sayesinde serbest kalıyor ve yaşanan olaylar sonrası birbirlerine bağlı olarak yollarına devam etmeye çalışıyorlar. Dublörlük okulunda okuyan Dae Woong'un hayatını zindana çeviren Gumiho'ya zamanla hem alışır hem de ondan faydalanır, Gumiho'da aynı şekilde insan olabilmek için Dae Woong'a ihtiyaç duyar, yanından ayrılmaz.
Bu sebeple ayrılmaz ikili olan Gumiho ve De Woong'u çevresi yadırgasa da artık alışmışlardır ve konu böylelikle başlar.


Kitap dizinin yarısını kapsıyor ve devamı az çok aklıma geliyor.  İlk kitap diziye göre çok yavaş ilerliyor, en heyecanlandığım yer Gumiho'nun evden ayrılış yeriydi(Spoi değil, siz sebebine odaklanın. :D) Sonrasında kıskançlık yerleri falan güzeldi ama asıl konunun ikinci kitapta olduğunu düşünüyorum. Hemen olmaz ama sırası geldiği zaman alır, okur devam ederiz. Pek peşine düşeceğim bir kitap olmadı çünkü. Oysa ki Gizli Bahçe ne kadar heyecanlı ve güzeldi. Bu kitaptan beklediğimi bulamadım, belki elimde uzun kaldığından, belki gerçekten sevmediğimden bilmiyorum. Şu an bile yorumu zoraki yazıyorum, sizler okuyun öyle konuşalım diyorum. İçerik olarak betimleme konusunda iyiydi, akıcı, güzel devam ediyor. Kısacası amatör şeklinde değil, sadece konu olarak yavan kalmış. Dizisini izlemeyen biri devam etmek istemez ama konu bundan sonra başlıyor bence. ;) Elimde kalmasının sebepleri ise kitaba adapte olamadım, canım okumak istemedi ve son olarak kitap beni kendine çekemedi. Bunlar seçenek ama 12 gün de bitirdiğim gerçeğini de değiştirmiyor ne yazık ki. :/



Fazla uzatmadan tavsiye kısmına geçmek istiyorum. Sevdiğim yerler de oldu, sıkıldığım yerler de. Konusunu, dizisini merak ediyorsanız okuyun derim ama kitap mı dizi mi derseniz diziden yana kullanıyorum hakkımı. Hem orada çift çok yakışıyor ve Dae Woong orada daha komik. :D Burada çok sert ve umursuz bir karakterdi, dizi de en azından mimiklerinden anlıyordu insan. :D


Not: Kapak, afiş ve ayraç içinde bir şeyler yazmak istiyorum. Olimpos Yayınlarının böyle ciltli, afişli basması harika, hayranım kendilerine ama neden kalite bu kadar düşük? Biraz araştırsalar daha kaliteli bulabilirler ya da yayınlanan Tv'den ya da anlaştıkları yayınevinden isteyebilirler? Bu kadar kötü olması gözlerimi kanattı. :/ Umarım devam kitaplar böyle olmaz. ;)




Kitaba puanım 5/3^^




Alıntılar^^

Dublörlük Okulu'nun deposu olarak kullandıkları çatı katının önünde, normal zamanda olmayan kızarmış tavuk partini gerçekleşti. Katılımcı iki kişiydi fakat eğlenen kişinin sadece tek başına olduğu tek taraflı diktatör bir partiydi.(Syf.59)
Alıntıya not: Gumiho yien gücünün gösterirken. :D)



*****


"...bugün görfüğün gibi etrafımdaki arkadaşlarım bana ihanet ettiler. Onlar gibi arkadaşlarım olmasındansa, onların yerine dürüst bir şekilde tehdit edip gururla beni yiyeceğini söyleyen senin gibi birini tercih ederim." (Syf.85)



*****


"Bana ilk defa sıkı çalış diyip evden ayrılmama izin veriyorsun."
"Her gün okulu asıp  kaçtığın için yakalıyordum. 'Sıkı çalışacağım.' diyorsun neden seni tutayım ki?"



******


"Sen nasıl insan olabilirsin? Sen Gumiho'sun! Kuyruklarının hakkını ver! Dokuz tane kuyruğun var."



Bir yorumun daha sonundayız, başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^




 Buralarda da varım^^




23 Nisan 2018 Pazartesi

Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç//Hüseyin Rahmi Gürpınar Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Yine kitaplar ve yine yeni kitap yorumları. Bu sefer ki kitabım Gulyabani kitabının yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç kitabı. Adı da yazarın ismi kadar uzun ama çok tatlı bir ismi var. Türk Edebiyat eserlerinden sık sık okumaya çalıştığımı sürekli dile getiriyorum. Uzun zamandır okumadığımı fark edip My Twin'in okuyup tavsiye ettiği bu kitaba başladım. Kitap yazarın kalemini birebir yansıtıyor ve yine acayip eğlenceli. Yazarın cahil insanlardan ne alıp veremediği var acaba merak ediyorum. :D 




Halley kuyrukluyıldızının Dünya’ya çarpacağı haberi hızla yayılmaya başladığında artık önüne geçilemeyecek olaylar zinciri de başlamış oldu. Dünya’ya çarpacak kuyrukluyıldızdan başka bir şey konuşulmaz olmuş, ortalıkta dolaşan felaket senaryoları yüzünden korku dolu bir bekleyiş başlamıştı.





Konudan da anlaşıldığı üzere uzun yıllardan sonra kuyruklu yıldız dünya yakınından geçecektir ve şimdi ki gibi telefonlar, bilgisayarlar olmadığı için ve insanlık birazcık bilgisiz olduğu için üretilen hurafelere herkes inanır. 1920 yılında gerçekleşen bu olayda kadınlara düşmanca bakan İrfan bey işi fırsata dönüştürür ve kadınları korkutur. Anlatılanlara göre Kuyruklu Yıldızın kuyruğu dünyaya değecek ve bütün dünya yok olacak. Tabii herkesi bir korku salar ve ne yapabiliriz diye düşünüp dururlar. İşte izdivaç mevzusu da bu olaylardan sonra başlar. İzdivaç olayına değinmeyeceğim, okuyup siz öğrenin diyorum. Çok sıra dışı bir izdivaç oluyor çünkü. :D

Yazarın Gulyabani kitabını gerçekten çok sevdim ama bu kitabı nedense elimde çok süründü. İlk diyaloglar fazlaydı ama çok komikti. sonradan İrfan karakterinin bilimsel açıklamalı anlatımları biraz sıktı beni. Bilim ve yıldız, gezegen severlerin ilgisini çekebilecek bir kitap, büyük ihtimalle böylesi bir olay yaşandı(Dünyanın yok olacağına inanılması), inanırım da. :D Yazar her ne kadar işi gırgıra vursa da bunun altında bir şey var diye düşünürüm ben. :D 

Sonunda yaşanan olaylara çok şaşırdım, birazda kafam karıştı, bir kez daha okuyup anlamaya çalışacağım. :D Kitap hakkında daha fazla bilgi vermek istemiyorum, yukarıda da dediğim gibi okuyup öğrenin, eğlenin. ;) Yazarın diğer kitaplarını tabi ki de alacağım, mizacı gereği acayip güzel ve ilginç kitaplar yazdığı aşikar. 
Uzun lafın kısası bu tarz konuları seviyorsanız kesinlikle okuyun derim, tabii ki Gulyabani kitabını da. :) Yakın zamanda yeni bir kitabını daha alıp, okumak istiyorum. :)



Alıntılar^^


Bedriye Hanım:
"Adı da var. Dur bakayım ne idi?.. Şey, halamın yıldızı..."
Emeti Hanım:
"Ah çarçabuk kuyruklu ile hısım akraba oluverdiler... Onların halası ise iki gözüm benim de teyzem olsun. Bize dokunmasın..."



*****


Geçen gün Mebrure'yi işittin mi? Ah kuyruklu gelse de kuyruğunu okşasak demiyor muydu? Çatacak yıldızı Van kedisinden beter ettiler..."



*****


Her cinayet işleyen suçluyu cezalandırmak için gökten başına taş düşmesi gerekseydi, hiçbir memlekette cinayet mahkemeleri kurmaya lüzum kalmazdı.
(Syf.71)



*****


Dildeki saflık övgüye layık görülmez,....
(Syf.116)





Bir yorumda böylelikle biter. Başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^




 Buralarda da varım^^