11 Ekim 2014 Cumartesi

OKK 39.Blog Turu ilk Bakışta Aşk'ın istatistiksel Olasılığı//Jennifer E. Smith Yabancı Kapaklar ve Kapak iç Tasarımı.^^


Turumuzun 2.gününden herkese merhaba^^
Bugün kitabımızın iç, dış tasarımından bahsedeceğim. Tabii hazır kapak denmişken yurt dışı kapağı da göstermezsek olmaz değil mi?

Kapağımız daha ilk dakika da insanın dikkatini çekiyor. Ne yalan söyleyeyim böyle bir kapak görmemiştim, yada var ben görmedim :)



Başta dediğim gibi kitabımızın kapağı insanın dikkatini çekiyor. O yazı şekli, konuya uygun kapak ve çiftler. Bence konuya uygun bir yazı ve tasarım olmuş ama kapağımız orijinal değil. Orijinal kapak daha farklı.



 Birebir aynı diyebiliriz ama çoğu şeyleri farklı göründüğü üzere :)
Ben her iki kapağı da çok sevdim.
 

Artemis yayınlarının her kitapta uyguladığı ilk kapak rengi. Siyah olması kapağa uygun olmasından olabilir ama kırmızı ile daha açıcı olabilirdi :)


Harika bir sözle başlıyor kitap^^
Bu söze inanmak lazım, çok sevdim :)

İlk girişimiz var, girişte ve bölümlerin bazılarından yer alan şekiller. Kapaktan sonra dikkatimi çeken başka bir detay. Hem aşkı hemde uçağı simgeleyen harika bir şekil^^


Aynı detaya sahip başka bir şekil. Bu şekil her bölemde yok. Bazı bölümler de ise yer almakta.


Ve gelelim okuduktan sonra anladığım başlıklara :D Evet kitabı ilk elime aldığımda bu ne dedim. Sonradan anladım ki Hadley Amerikadan uçtuğu için hem onun saatini hemde gideceği Londra saatini bize bildiriyor.


Aynı başlıklar ama saat ve bölüm farklı. Bu detayı da çok sevdim. Hadley'in hangi saatte neler yaptığını öğreniyoruz :P


Arka kapağımız. Orijinal kapakta kesin kırmızıdır. Burada anlatacağım pek bir şey yok :P Sadece kitabın arkasını da görün istedim :D


Kitabın kapağında yer alan okları da ayrı bir sevdim. Artemis'in bu ince detaylara da önem vermesi güzel. Kalp ise orijinal kapakta da mevcut. 


Kapak tasarımı ile anlatacaklarım böyle. Her kitapta böyle detaylar yer almaz.Yayıncı iç detayları çıkartabilirdi yada kendileri özellikle koydu bilemeyeceğim ama kitabı daha güzel yapmaya yetmiş. :)


Bugünlük yazım böyle :)

Bakalım takvimimiz de neler var^^


11.10.2014
Pudra Tozu-  Kitaptan İz Kalanlar.
Kütüphanemden Kitap Manzaraları-  Jennifer E. Smith Röportajı.
Fighting!!-Yabancı Kapaklar ve Kapak İç Tasarımı.
12.10.2014 
Yorum

ÇEKİLİŞ

  4 Şanslı kişinin kazanacağı yarışmamız Okuyan Kızlar Kulübü Facebook Sayfasında!!





10 Ekim 2014 Cuma

OKK 39.Blog Turu ilk Bakışta Aşk'ın istatistiksel Olasılığı//Jennifer E. Smith Kitap Tanıtımı^^


Herkese merhaba!!
OKK'nın 39. blog turunun konuğu Artemis Yayınları'ndan çıkan Jennifer E. Smith'in yazmış olduğu İlk Bakışta Aşk'ın İstatistiksel Olasılığı kitabı.

Kitabımızı Tanıyalım;


Bazen Sadece Dört Dakikayla Uçağınızı Kaçırırsınız ve O Dakikaların Birinde Gerçek Aşk Sizi Bekliyordur.

Hadley, hayatının en kötü günlerinden birini yaşıyordu. Babası Londra'da, Hadley'nin tanımadığı bir kadınla evleniyordu ve düğüne yetişmeye çalışan Hadley uçağını kıl payı kaçırdı. Genç kız, önceleri kadere inanmazdı. Ama havaalanında kısılıp kaldığı o gün Oliver'la tanışması, Hadley için bir dönüm noktası olacaktı. Çekici ve meraklı Oliver, daha ilk anda Hadley'nin başını döndürdü. Üstelik iki genç aynı uçakta yolculuk edecekti. Hadley ve Oliver'ın yirmi dört saat içinde geçen hikâyesi, gerçek aşkın en beklenmedik anda karşınıza çıkabileceğine sizi inandıracak.

"Romantizm ve bilgelik bir arada… Mutlaka okunmalı. Ve Oliver'la tanıştığınız an, bir sonraki uçağınızı kaçırmak için dua edeceksiniz."
-Sarah Mlynowsk-

"Kalbinizi ısıtacak, ustaca kaleme alınmış göz yaşartıcı bir öykü."
-Lucy Peden, Bliss-

"Modern bir atmosferde geçen klasik bir aşk hikâyesi. Tesadüfi tanışmalar, uzun bakışmalar ve sonsuz olasılıklar."
-Jenny, Blogger-

"Kalbimi müthiş sızlattı."
-Carla, Blogger-

10.10.2014

Tanıtım-Çekiliş
11.10.2014
Pudra Tozu-  Kitaptan İz Kalanlar.
Kütüphanemden Kitap Manzaraları-  Jennifer E. Smith Röportajı.
Fighting!!-Yabancı Kapaklar ve Kapak İç Tasarımı.

12.10.2014
Yorum

ÇEKİLİŞ

  4 Şanslı kişinin kazanacağı yarışmamız Okuyan Kızlar Kulübü Facebook Sayfasında!!

Katkılarından Dolayı Artemis Yayınlarına Çok Teşekkürler^^

Takipte kalın canlar^^


7 Ekim 2014 Salı

Yazarım Güneş Demirel ile Harika Röportaj Ve Ufak Bir Sürpriz^^


Herkese Kocaman Merhaba^^

Bayramımızın son günündeyiz, geç olsa da Kurban Bayramınız Mübarek olsun^^
Gelelim şu an yazdığım ve yayınladığım yazıya^^ Beni bilen tam bir Güneş Demirel hayranı olduğumu bilir. Yazarımın yepsyeni kitabı şimdi raflar da hatta okuyup yorum yapan bile oldu :) Ben de kitabı sipariş ettim hatta erken gelirse ilk fotoyu burada yayınlarım dedim ama bayram araya girdiği için kargo gelmedi :( Gelince düzenleme yapar buraya eklerim ;)

Lafı fazla uzatmadan Yazarıma röportaj teklif ettim ve beni kırmadı kabul etti (Nasıl sevindim anlatamam <3 ) Aslında daha erken yayınlayacaktım ama bazı sebeplerden ötürü (turlar, okul yoğunluğu falan) şimdi yayınlamak durumunda kaldım :)

İlk olarak tanımayanlar için yazarımın kitaplarından bahsedeceğim :) Sonrasında da ise Röportajımız ve son olarak bir sürpriz^^


 En!!!!!!! Sevdiğim!!! <3 <3 <3

Hüznün aşka doğru attığı her adım onun kelimelerinden biri...
Her cümlesi acı dolu bir yüreği aşka daha çok yaklaştırıyor.
Güneş Demirel, klavyesinde gezinen parmaklarının yüreğinize dokunduğunu hissedeceğiniz bir yazar.

Şimdi Benimsin
Elifle Fıratın onlardan ummayacağınız aşkının romanı.
Acıyla başlayan her aşk gibi yakıcı onların aşkı da. Çaresizliğin birleştirdiği her çift gibi onlar da aslında yalnız.
Tabii birbirlerinin olana kadar!

Elifin aile özlemine umulmadık şekilde yer açan yeni ailesiyle hissettiği huzurun doğurduğu bir aşk, Fıratın kendini ispat için başladığı ama içten içe kıskanarak büyüttüğü bir aşk onlarınki.
Yalnız kaldıkları her saniye nefretken önce alışkanlığa sonra da vazgeçilemezliğe doğru ilerliyor...

Okumaya başlayın... Sayfaların yetmeyeceğini göreceksiniz!


Yorumum için TIK TIK!!



Yürekleri dağlayan kitap :'(

 Kardeş gibi büyüyen, hayatlarını çocukluklarından beri ayrılmaksızın geçiren Çiçek ve İpek de içlerinde binlerce hüznü barındırıyorlardı.

Her daim birbirlerinin sırdaşı, dert ortağı, en büyük dayanağı olan bu iki genç kadın öylesine güçlü bir dostluğa sahiplerdi ki ölümün koyduğu engelleri bile aşacaklardı.

Türk Edebiyatı'nın genç yeteneklerinden Güneş Demirel'in ikinci eseri SEN YOKKEN gerçek dostluğun, aşkın ve emek verildikçe artan bir sevginin hikâyesi.

Duygu yüklü, sürükleyici ve bir solukta okuyacağınız bu romanı elinizden bırakamayacaksınız.


Yorumum için TIK TIK!!


 

 Ben neredeyim, kimim, unutmam an meselesiydi... Kelimelerle tarif edemezdim, kalbim yerinden fırlayıp onun kalbini yakalayacaktı neredeyse... Sevmek ne garip şey... Alıp yüreğime bassam ya da öpsem doyar mıyım?

Hayatı koca bir bilmece olarak görenler için nefes aldığımız her dakika aslında bir sürprize kapı aralar. O sürprizler bazen neşe bazen hüzün getirir bize. Aşk da o sürprizlerden biridir.

Katran karası gecelere yatar, ansızın açan pırıl pırıl güneşli sabahlara uyanır insan. Yağmur'un hayatına basit bir top darbesiyle giren Özgür, kalbi aşkla çarpan bir adamın bir kadının hayatına nasıl sürprizler taşıyabileceğinin kanıtı adeta. Can dostu Suna'nın güvenli limanına sığınmış, kendini 'fazladan' her türlü duyguya çok erken kapamış, gelecekten çok geçmişe bakarak yaşama yanılgısına kapılmış bir kadının adım adım yüzünü nasıl da aşka, sevgiye çevirebileceğini anlatan 'böyle hayatlar da var' dedirten bir roman...

Edebiyatın genç ve güçlü kalemi Güneş Demirel yine en sahici duygularımızla yüzleşmemiz için sayfalar dolu süren bir serüvene davet ediyor bizi...


Yorumum için TIK TIK!!


Bazı aşklar derin izler bırakır. Çekip gitmek yetmez unutmaya.

Kerem, gözlerinin içindeki ışıltıya yakalandığı an tutulmuştu Bade'ye… Bade aşktı… Hayattı… Nefesti… Ateşe dokunmaktı… Ona bakmak bile, ateşe âşık bir pervane gibi yanmayı kabul etmek demekti.

Bade her hücresiyle âşıktı Kerem'e… Hiç kimse onun gibi ürpertemezdi yüreğini, titretemezdi benliğini. Ancak Kerem'in korkuları, Bade'nin güvensizliği, ayrılığı davet etmişti aşklarına Ama ayrılmak, aşktan vazgeçmek değildi. Aşk bitmiyor, tutku dinmiyor, yürek söz dinlemiyordu…

Bade'nin yenemediği gururu ve vazgeçemediği inadıyla savaşabilecek miydi Kerem? Bir savaş mıydı ki aşk? Mutlu olmak için, diğer yarısının peşinden koşmalı mıydı insan? Susmak yerine, haykırmalı mıydı aşkı?





Kitaplarımızı tanıdıysak ve şimdi de sıra da röportajımız^^
Keyifli okumalar^^


 1-Yazarım Güneş Demirel'e bu söyleşi için çok teşekkür ediyorum. Birazcık kendinizden bizlere ve sizi yeni tanıyanlara bahsedebilir misiniz?

Merhabalar. Ben teşekkür ederim, güzel bir söyleşi olacağına eminim. Güneş, iki çocuk annesi… Yazmayı görev değil de severek yapanlardan. Hayata ve insanlara pozitif bakmayı bilen ve her daim şükreden biri.

2-Kitaplarla ilgili sorulara geçmeden biraz daha kişisel bilgi edinelim hakkınız da :) Boş zamanlarınız da kitap yazma dışında neler yaparsınız? Hangi filmleri, kitapları, müzikleri vb. şeyleri seversiniz?

Aslına bakarsanız pek boş vakit bulamıyorum son zamanlarda. Ve bulabildiğim anda da yazıyorum. Ancak akıcı olan her türlü filmi izler, kitabı okurum. Müzik ise vazgeçilmezim. Kulak tırmalamayan her şeyi dinleyebilirim.


3-Klasik sorularla devam edelim :) Kitap yazmaya nasıl başladınız, vesile olan biri var mıydı?

Vesile olan biri yok. Küçükken kısa kompozisyonlar yazardım,  şimdi ise epeyce uzun şeyler. Okuma ve yazmayı öğrendikten sonra yazacak bir şeylerim hep oldu.


Yazarım yeni kitabı Aşk Kantları'nı imzalarken^^


Not: O imzalı kitaplardan biri de belki bizim olur. Gelince göreceğiz artık ;)))


4-Olmazsa olmaz sorulardan biri, kitaplarınızı nasıl ortam da ve nereler de yazarsınız?

Kesinlikle sessiz ortamlarda yazıyorum.


5-İlk kitabınızın (ilk yazmaya başladığınız e-kitap yada kitabınız) adını alabilir miyiz? Yada biz okuduk mu? :D

İlk yazdığım Bildim Bileli isimli bir hikaye idi. Kitap olarak basılacak kalitede değildi.

Not: Okumak çoook isterdimm^^


6-Her bir yazarın kesin bir ilham olduğu kişileri, kitapları vb. şeyler vardır, sizin var mı?

Benim yok. İlham aldığım tek şey müzik ve hayal gücüm.


7- Kaleminiz harika ve çok güçlü ileride sadece kitap yazmayı düşünüyor musunuz? (Ki yazsanız ne güzel olur ayda bir kitabınızı okuruz :D)

Sanırım senaryo yazmayı da düşünüyorum. Bunun için kimseyle görüşmedim ama istiyorum.

Not: Wuuu harika olur, İnşallah hayallerin gerçek olur yazarım :*


8-Kitaplarınız severek beğenerek okuyoruz, ilk kitabınız Şimdi Benimsin ise herkesin göz bebeği(Benim de tabii ki de <3) Kitabınız ilk çıkacağını öğrendiğiniz zaman neler hissettiniz?

Şimdi Benimsin’i kendi gayret ve maddi gücümle bastırdım. Çünkü güveniyordum kitabıma. Ve yanılmadım, çok sevildi. İnşallah yakında tekrar baskıya girecek.

Not: Sevilmez mi o kitap yaa <3 İnşallah yeni baskısıyla tekrardan okurum, özlemişim Elif Ve Fırat'ı <3


9-Şimdi Benimsin ile devam edelim :) Fırat ve Elif en sevdiğimiz karakterler oldu ama sonu herkesi az biraz şok etti. Neden öyle bir son yazdınız?

Bunun bir nedeni yok esasında. Hayal gücüm o romana öyle bir son biçti. Her ne kadar bana kızgın olan okurlarım varsa da, zihinlerde yerini alan bir sondu.


10-Elif'in başına gelen olaylar çok, çok büyük şeyler. Karşımız da güçlü bir karakter duruyordu. Böyle bir konu ve harika bir aşk yazmaya nasıl karar verdiniz?

Çünkü gerçekten güçlü kadınlar var ülkemizde. Ben yaşananları biraz yumuşatarak yazdım, lakin gerçekler pek de iç açıcı değil ne yazık ki…


11-Gelelim diğer kitaplara. Sen Yokken ve Katran Karası da bizi bizden aldı. Hepsinin hikayesi farklı hele de Sen Yokken. Bu kitaplarınız hakkında bize neler söylemek istersiniz? Yazma aşamaları nasıl oldu?

Katran Karası ilk yazdığım roman. Sen Yokken’in yeri bende farklı. Ağlaya sızlaya yazdım ilk elli sayfayı.


12-Ve Aşk Kanatları. Daha yeni piyasa da yerini aldı ve büyük ilgi topluyor. Yine bizi bizden alan bir kitap bekliyor gibi duruyor. Daha yeni alıp, okuyacaklar için birazcık kitabımızdan ve yazma sürecinden bahsedebilir misiniz?

Aşk Kanatları henüz bebek. Ve gerçekten çok heyecanlıyım. Yorumları görmek, okuyanlar ne düşündü bilmek istiyorum. Naif ve duygusu yoğun bir aşk romanı. Bunun yanında aile ve toplumsal değerlere de değiniyor. Yazım süreci bir yılı geçti .İnşallah sevilerek okunur.


13-Seni Severken kitabınız üzerinde çalışıyorsunuz her halde? Birazcık, azıcık ucundan ondan da bahsedebilir misiniz? :)


Seni Severken konusunda sanırım daha iddialıyım. Seri oluşturmak niyetindeyim.


Not: Seriler pek benlik değil ama yazarım yazar da sevilmez, okunmaz mı? :* Tez zaman da elimiz de olur inşallah :*


14-Gelelim bir çok severinizin okuduğu ama kitap olmadığı e-kitaplarınıza. Sen Kiminsin. Ahh ahh o nasıl bir e- kitaptı neyse, acaba o hikayemizin kitap olma ihtimali? Ve bıkmadan usanmadan soracağım soru :D Eliz ve Çınar <3 Acaba Aylardan Eylül e-kitabımız sonu az değişik olup :D(Bir okurun tek isteği :P) bizimle olacak mı? Ve bütün e-kitaplarınızın kesinlikle kitap olmasını canı gönülden istiyorum :)

Aylardan Eylül’ü elden geçirip kitap yapmayı hayal ediyorum. Ve sonuna da bir el atacağım. Yoksa okurlarım beni topa tutacak. Çok teşekkür ederim, inşallah diyorum.

Not: İnşallah hayaliniz gerçek olur, Eliz ve Çınar da kitaplığımızı süsler <3


15-Bu soruyu size de sormak istiyorum :) Son zamanlar ülkemizde Türk yazarlara olan ilgi çok güzel, takdir ediyorum. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsun?

Birkaç tanesini okuyabildim. Bence gayet başarılılar. İçlerinden sıyrılarak yıldızını daha fazla parlatan mutlaka olacaktır. Her sanat dalında bu böyle değil mi zaten?



16- Yeni yazarlar tanıyoruz veya yazmayı sevenleri, onlara verebileceğiniz tavsiyeler var mı?


Aslında tavsiyelerde bulunmak pek haddim değil. Ama, çok okumanın yanında hayal kurmayı da elden bırakmamak gerekiyor sanırım. Kaleme döktüklerimiz hayal gücümüzün  ürünü sonuçta.Bir de yazdıklarını araya zaman koyarak gözden geçirmelerini öneririm.



17-Kitaplarınız okumaya ilk başlayanlar için ne söylemek istersiniz?

Kitaplarımı okumaya yeni başlayanlar, umarım size hitap eden cümleler bulursunuz kitaplarımda. Duygusu yoğun, bazen keyifli bazen de hüzünlü yolculuklar yaşayacaksınız.




Röportajımızın sonuna geldik. Sizi sevenler ve daha yeni tanıyanlar için söylemek istedikleriniz varsa kürsü sizindir :D

Çok teşekkür ederim, röportajınız ve samimi sorularınız için. Beni sevenler ve yeni tanıyanları GÜNEŞ DEMİREL KİTAPLARI adlı facebook sayfama bekliyorum. Kitaplarımdan paylaşımlar, fotoğraflar ve yorumlar için göz atmalarını rica ediyorum. Sevgi ve selamlarımla.



Bu harika ve samimi sorular için asıl ben teşekkür ederim Yazarım^^ Çok sevdiğim bir röportaj daha oldu^^


Vee şimdi sıra Sürpriz de :)

Bu yazılanları okuyup yazarımızı merak edenler varsa yada ben zaten seviyorum ama en son kitabını henüz alamadım diyenler. İşte size fırsat, harika bir yarışma ;)

Kuralları yerine tam getiren 1 kişiye Aşk Kanatları hediye!!!


Yapmanız gerekenler ise;

*Fighting!! Bloğunu Takibe almak!
*GÜNEŞ DEMİREL KİTAPLARI Facebook sayfasını beğenmek!
* Ephesus Yayınları Facebook Sayfasını Beğenmek!
*Bu Bağlantıyı Facebook hesabınız da paylaşmak!
*Son olarak ise Fighting Bloğunu takip ettiğiniz ismi yorum olarak alta yazmak!

Yarışma 17 Ekim günü bitecektir, iş yoğunluğu nedeniyle uzayabilir^^
Kurallar çok basit ;)
Herkesi bekleriz ve Bol şans^^




Harika bir yazının daha sonuna geldik, başka yazılarda görüşmek üzere.
Bol Kitaplı günler^^



5 Ekim 2014 Pazar

OKK 38.Blog Turu Öksüzler Treni//Christina Baker Kline Kitap Yorumu^^


Herkese Merhaba^^
İlk olarak harika bir kitaba tur yaptığımızı söylemek isterim. Gerek konu, gerek yazarın akıcı dili ile kitap harika ötesi bir şeydi. Severek ve hüzünlenerek okudum. Kitabımızın konusunu okuyanlar duygusal kitap olduğunu anlamıştır ama okuyacağınız kitap hem gerçek bir olaydan esinlenmiş hemde ilginç bir kitap.



Molly öksüz biri olarak bir bakım evinde ve bir çok ailenin yanında yaşamıştır. Irkı ve ailesinin olmaması nedeyle küçük yaşından beri yaşadığı sıkıntılar ile farklı bir tarza sahir olan Molly yine de harika bir erkek arkadaşa sahiptir ama ya gerisi? Gerekçesi olan bir olay yaşadıktan sonra ya ıslahevine gidecektir yada kamu işi denilen bir iş yapıp saatlerini doldurması. Erkek arkadaşı sayesinde bir evin çatı katındaki eski eşyaları düzenlemeye çalışan Molly yani sıra geçmişte yaşanan acı dolu anıları öğrenecektir. Vivian ise Molly ile aynı kaderi yaşayan biridir ama çok farklıdır. Zorluklarla geçen hayatı ve sonradan olan olaylar neticesi ile geçmişi ile hesaplaşacaktır. 

Konumuz böyle. Ben üstünkörü anlattım asıl siz kitabı okuyun.




Okuduğunuz sırada her bir türlü duyguyu yaşacağınızı bilin ;) Yeri gelince üzülüp yeri geldimi kızacağınız. Keşke şöyle olsaydı yada ahh be ne hayatlar diyeceğiniz duygular. Ben çoğunu yaşadım ve dedim. Bunun seneler önce olması ise daha da kitaba bakış açımı değiştirdi. Düşünsenize kimsesizsiniz ve bir trene bindirip her bir istasyon da aile bulmaya çalışıyorsunuz ve bu aileler nasıl acaba? Seni ne diye almak istiyorlar evlerine? falan. 

İlk başta Molly'nin hayatına konuk oluyoruz. O da Vivian gibi kimsesiz biri. Geçmiş yaşamlar da Çocuk esirgeme kurumlarından çocuk alma kolaymış ama şimdi daha sıkı tutuyorlar bu işi. Bizim ülkemiz de böyle biliyorum ama yabancı ülkeleri bilemeyeceğim. Molly'de ailesini kaybettikten sonra zorlu hayat şartları belli bir noktaya getirir ve bir sürü aile de kalsa da en son kaldığı aile sayesin de Jack ile tanışır. Yine de sorunlar devam eder. Ne yapacağını bilemeyen Molly sonunda bir kişi yardımı ile hayat için bakış açısı değişir. Sevdiğim bir karakter oldu. Hayata tutunması ise beni etkileyen bir diğer unsur.


Vivian ise daha küçük yaşta bir çok yükü sırtına alır. Büyük Buhran sonrası ailesi ile İrlanda dan Amerikaya göç ederler daha iyi yaşamak için ama olan o bir  kaç haftada olur ve Vivian kendini Öksüzler Trenin de bulur. Böylelikle hayat mücadelesi başlar. Vivian'e ne kadar üzüldüm anlatamam. O kadar kötü hayat şartları ve zorlıuğu yaşaması hele o yaşta ve bu kadar zor yaşantılar arasın da bile yıkılmaması hayranlık uyandırıyor ve karakteri daha çok seviyorsunuz. Benim sevdiğim gibi.


Her iki karakter de kendi çağında acı çekmiş ve çekmeye devam eden kişiler. Yazar her iki karakteri de az çok biribirine benzetmiş ama kitabın en arka sayfasın da geçen röportaj da aslında amacının bu olmadığını, yazdıkça böyle hale geldiğinden bahsediyor. Böyle olması daha iyi olmuş bence. Her iki karakterin de hayata bakış açılarını ve acaba bu durum da o karakter ne yapacak diye düşünüyoruz.

Kitabın sonlarına doğru her bir olayın aslında birbirine bağlantılı olduğunu bu olmasaydı keşke desekte aslında olmasaydı daha kötü olcağı düşüncesini anlatıyor. Bu kitap ile öksüz insanlara bakış açım değişti doğrusu. Eskiden de hep onlar için üzülür ve dua ederdim şimdi de öyle ama aslıda ailelerin yetim haneden çocuk alıp nasıl baktıklarını bu kitaptan sonra daha merak ettim. Bu kitapta yaşananlar halen daha devam ediyor mu çok merak ediyorum. Bunu araştırmak lazım.

Kitabımız da geçen kolye ise çok ilginç. Okuyunca kloyenin şeklini aklınız da zar zor hayal edebiliyorunuz ama kitabın iç kapak tarafında kolyemiz yer alıyor.
Kapak detayına ve alıntılara Buradan bakabilirsiniz^^
Hazır kapak dendi orijinal kapakta güzel ama bizim kapağı tercih ederim, kitabı yansıtan harika bir seçim.


Yazarı ve kitabı çok sevdim. Yazarın diğer kitaplarını okumak gerçekten isterim. Her bir kitabı da bunun gibi bazı gerçekleri anlatma tarzındaysa tez elden çıkmalı diyorum :) Zaten Arkada'yanın çıkardığı ve benim okuduğum hiç bir kitaptan pişman olmadım, bu kitap da onlardan biri. Aile ve dram hastarı için de kesinlikle öneriyorum, bu kitap da aile-dram severler için birebir ;)

Kitaba puanım 5/5

Alıntılar^^

"İnsanların kendilerinden bekleneni yapmayarak hayal kırıklığına uğratmasındansa, kartlarını açık oynamaları çok daha iyiydi."

*****


*****

İkimiz de gülmye başladık. Batan bir gemiden sağ kurtulanlar gibi birbirimize tutunmuş, ikimizin de boğulmadığına hayret ediyorduk. 



Yorumumun sonuna gelmiş bulunmaktayım, emeği geçen herkese teşekkürler^^ Başka bir yorum da görüşmek üzere^^


Katkılarından dolayı Arkadya Yayınlarına çok teşekkürler^^







1 Ekim 2014 Çarşamba

OKK 38.Blog Turu Öksüzler Treni//Christina Baker Kline Geçmişten Bugüne^^


Herkese merhaba^^
Bugün turumuzun ikinci günü. Gelenek olarak ve klasikleşmiş özel yazı günü ;) Bugün sizlere takvime baktıysanız eğer kitabımız da geçen eski yeni şehirlerden ve kitapla olan bağlantılardan az da ola bahsedeceğim :)

İlk olarak arka kapakta adı geçen 1929 da öksüzler trenin de olan Vivian'den bahsedeceğim ki zaten konu tam olarak buradan başlıyor.
Kitabımız hem geçmiş hem gelecek olarak iki farklı yılları anlatıyor. Bunları daha iyi anlayabilmeniz için bir kaç bulduğum resmi sizlerle paylaşıyorum.


Vivien ailesi ile İrlanda'dan New York'a göç eder. Bu göç İrlanda'nın çok büyük bir kıtlık zamanın da olur ve daha iyi bir gelecek için Amerikaya giderler ama hayat onlara pekte iyi davranmaz.
Bu resim de büyük kıtlık, büyük buhran dönemine ait.


Sonrasın da İrlanda ama hikaye tam olarak New York da geçmekte.






Vivian'in Ailesiyle beraber İrlanda'dan Amerika ya getiren gemi diye düşünebiliriz.


Milwaukee Yolu İstasyonu, Minneapolis.


Albans Minnesota.
Yeni hayatlar, yeni umutlar ve yeni hayal kırıklıkları.


 Hemingford, Minnesota.


Minneapoli, Minnesota.



Kitabı okurken aklınıza da böyle sahneler canlanacak ne yazık ki.
 Öksüz çocukların taşındığı trenler ve tren garların da seçilen çocuklar.



Spruce  Harbor, Maine.

Şimdi ki zaman da anlatılan, olayların gerçekleştiği yer.


Konum bu kadar, kitabı okurken böyle tarz yerler aklınıza geleceği bir gerçek.

Tur Takvimimiz^^

01.10.2014
Pudra Tozu- Detaylı İnceleme ve Alıntılar.
Kitap Tutkusu-Gerçek Bir Öksüzler Treni Hikayesi.
Kütüphanemden Kitap Manzaraları-  Kitabın İçinden Christina Baker Kline Röportajı.
Fighting!!-Geçmişten Bugüne.

02.10.2014
Yorum
ÇEKİLİŞ

  5 Şanslı kişinin kazanacağı yarışmamız Okuyan Kızlar Kulübü Facebook Sayfasında!!


 Kitap yorumunda görüşmek üzere^^