13 Şubat 2014 Perşembe

Katran Karası//Güneş Demirel Kitap Yorumu^^


Bir kitap yorumundan yine ve yeniden merhaba :)
Kitap yorumlarım çoğaldı yorumlamam için beni bekliyor :O Doğrusu hiç vaktim olmadığı için halen daha planlayıp da yazamadığım yazılarım var :/ İnşallah bir gün o liste(Blogta yazılacaklar listesi tutuyorum da) bitecek. Figthing!!!!

Gelelim okuduğum bu harika kitaba :) Yazarın Yazarım olduğu, çıkan bütün kitaplarını okuduğum hatta bir zamanlar nette yayınlanan hikayelerini okuduğum doğrudur, hatta hepsine bittiğim tekrar tekrar okuduğum ise su götürmez bir gerçektir :D
Türk yazar hastasıyım ama bütün Türk yazarları da okumuş değilim ne yazık ki :/ Yine de vazgeçemediğim yazarlar var örn: Canan Tan, Naşide Gökbudak, Gülşah Elikbank Vb. Yazarlar.
Aşk üzerine yazılan kitaplara, hatta imkansız ve zorlu aşkları okumayı çok seviyorum ne kadar beni sinir etse de :P Nedeni kızımız çok gururlu, erkek karakterimiz ise tam bir kıskançlık abidesi olup çıkıyor yine de onların aşkları bir tane. Bu kitapta da var ama diğer kitaplara göre bunları daha çok sevdim :) Kitap çok güzeldi ama yazarın diğer kitaplarıyla kıyaslanınca onlar halen daha birinci sırada olduğunu söyleyebilirim hele de Şimdi 
Benimsin kitabı <3 Bir daha okumalıyım hemde en kısa zamanda :( 
Yorumuma buradan bakabilirsiniz: TIK TIK!
Kitabı ilk elime aldığımda nasıl başladım nasıl ilerledi ve nasıl bitti farkında bile olmadım, sadece hemen okuyup bitirmek istedim, o kadar güzel ve heyecanlıydı^^


Yazarımın kalemi zaten mükemmel başka ne diyebilirim ki? 

Konusuna gelecek olursak;
Her şey çocukların oynadığı bir topla başladı. Evet yanlış okumadınız. Yağmur hafta sonu kaçamağı yaptığı bir gün başına yediği top darbesi ile topu atan kişiye sinirlenmiştir ve aynısını da onu yapmıştır. Bilmez ki iki gün sonra anlaşma yapacağı şirketin CEO'su olduğunu. Yine de bozuntuya vermez ve işine bakar. Bu karşılaşmadan mutluluk duyan Özgür intikamını almak ister çünkü kafasında darbenin yeri halen daha şiştir ve acımaktadır. İntikam amaçlı başlayan bu tanışma ilerde unutulmaz bir aşka dönüşür.
Yağmur'un hayatta tek bir hedefi vardır, işinde çok başarılı olup kendi ayaklarının üstünden durmak çünkü üniversitede başlayan arkadaşı Suna'dan başka kimsesi yoktur. Ve hayatına birden Özgür girince hayatı klişelerden kurtulur ve bambaşka yerler sürüklenir.


Konumuz böyle. İlk tanışma sahnelerine bittiğimi söylemek isterim, ne gülmüştüm ama :D Aşklarına diyecek yok zaten, oyyy ki ne oyyy :) Herkesin başına gelmeli böyle aşık bir adam :D Erkekler için de böyle bir bayan ;) 
Normalde bayan karakterler inatçı olur, aslında burada da Yağmur inatçıydı ama diğer kitaplara göre de değil yine de bir yerden sonra boğasım geldi. Yazık günah Özgür'e dedim kendi kendime. Yanıma alıp teselli etme isteğimi sürekli bastırmak zorunda kaldım, çok üzüldüm haline :(

Ama Özgür'de rahat değil hani, onuda boğmak istedim, Yağmur'ada yazık değil mi? İnatçılıkta nereye kadarmış :P
Fazla mı detaya girdim ne :D
Kitapta geçen Suna karakterini çok sevdim^^ Öyle bir arkadaşım, dostum olmasını isterdim, çünkü Yağmur'un yanından bir an olsun ayrılmıyor.
Kitapta rastlantıların da bu kadarı dedim, sonradan okuyunca neler olduğunu öğrenince çok şaşıracaksınız, şahsen ben çok şaşırdım ama bi o kadar da sevindim :) Tahmin etme yeteneğim kitaplar ve diziler sayesinde çok gelişti bu arada bütün tahminlerim tutuyor :D


Yazarımın diğer kitaplarının hemen çıkmasını dörtbinikiyüzaltmış gözle bekliyorum :) Bir çok hikayesini okuduğumu baştan söyledim, mesela sıradaki kitabının karakteri Eliz ve Çınar olabilir(Ne yazık ki hikayenin adını unuttum :/) o hikayeyi çooook sevmiştimmm <3


Tavsiye kısmına gelecek olursak yazarın sadece bu kitabını değil bütün kitaplarını okuyun bence, okuyup daha da elinizden bırakmayacağınıza kesin gözüyle bakıyorum. :))) 
Not:Çok mu iddalı konuştum ne? Yine de sözümün arkasındayım :D 
Son olarak dipnot: Kitabımız hem Yağmur hemde Özgür adıyla anlatılıyor. Yani hem Yağmur'un hemde Özgür'ün düşüncelerini ve ruh hallerini biliyoruz :)

Kitaba Puanım; 5/5


Alıntılara gelecek olursak;

Hani gayet neşelisindir, eğleniyorsundur ama bir anda çalan bir şarkının notaları yada şarkıyı söyleyenin sesi kulağına geldiğinde, sanki çok dertliymişsin gibi efkar basar ya insanı... Benim halimde öyleydi işte.



-Hiç bana bakma Yağmur!
-Gözlerimi mi kapatayım sana bakmamak için? Hem belki ben seni seyretmek istiyorum.
-Neden? Saçma bir soruydu bu, unut. Tabii ki yakışıklı olduğum için gözlerini alamıyorsun benden değil mi?
-Ukala!
-Cadı!

Alıntıya Not: Çok mütevazıyız :D



Sarıyı yeşile, yeşili kahveye çalan rengarenk gözleri aklımı başımdan çoktan almıştı. Konuşacaktık daha halbuki...Ama bu dakikadan sonra dilim kelime üretirse lal olsun.



- Nasıl özledim, bilemezsin. Meğer ben kalbimi sende unutmuşum.
Titriyordum, çok duyguluydu ses tonu.
-Kalbini, kalbimin en özel köşesinde sakladım Özgür. Yeniden istersen kaybolmasın diye...
-Ben kalbimi değil, seninkini istemeye gelmiştim oysa...



İşte sonunda asıl konuya gelmişlerdi. Aslında bölmek istemiyordum ama sormak zorundayım. Menemenim kötü oldun istemiyordum.

Alıntıya not: Ne gülmüştüm burada :D Ahh Özgür sen işini biliyorsun :D



Nice yağmurla yağsa, en güzel haliyle nafile. Ben camdan bana aşkla bakan kendi Yağmur'umu aşığım. Öyle saf, öyle duru ve öyle benim ki...Ve öylesine kalbime yağıyor ki...Nice yağmurla yağsa nafile...


Başka bir yorumda görüşmek üzere, kitaplarla ve sevgiyle kalın^^



12 Şubat 2014 Çarşamba

Kurt Seyt&şura// Bu da neyin nesi??^^

Herkese merhaba :)
Başlığı okuduğunuz zaman kesin kitabı okuyup ona yorum yaptığımı sanacaksınız ki öyle değil :) Bu yazımda yakında televizyonları şenlendirecek dizinin tanıtımını yapacağım ama çok kısa ;) Aslında Minibook'umu açıp kitap yorumu yapacaktım ama karşımdaki Tv'de Star Tv açıktı ve Kurt,Seyt&Şura dizinin fragmanını gördüm O_o
Bir an Esra bu dizi hakkında az da olsa bir yazı yazmalısın dedim ve başladım yazmaya :D Aslında ne kitabını okudum, ne yazara nede oyunculara hastayım yine de neden olmasın dedim başladım yazmaya ve yazmaya halen daha devam ediyorum :O Hayret normalde yarım bırakırım, yada vazgeçerim :P


Neyse efenim gelelim dizimize :)
Nermin Bezmen'in kitabından uyarlanan bir dizi. Baş rolleri Kıvanç Tatlıtuğ oynuyor. Tanımayan yoktur her halde kendisini eğer varsa da şu vaziyette (O_o) olma ihtimalim çok yüksek :D
Kadın baş rolü Farah Zeynep Abdullah oynuyor. Kendisi çok güzel bir bayan, yakışmış yani diziye tuttum ;)
Dizinin tanıtımlarına baktığımda fazla kimseyi tanımıyorum zaten sadece Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah gösteriyorlar.
Aslında Tarihi Romanları sevmeyen yanım Tv'de gösterilen tarihi dizilere bitiyor :D Cidden çok ilgimi çekiyor ne yalan söyleyeyim, hele birde böyle dans sahneler imkansız aşk vs. vs. 


Yazılarımda bahsettiğim N.Ablam bu diziyi bekliyor bende bir gün yine Star Tv'yi!! izlerken dizinin taaa Mart'da gösterileceğini öğrendim ve bir yuuhh dedim çünkü Mart'da yayınlanacak dizinin fragmanının Aralık ayında veriyorlar :P Bir Türk Dizi tanıtım klasiği! :P 
Neyse efenin zaten Mart'da geldi çattı hatta yayın tarihide belli oldu 4 Mart Salı akşamı saat 20.00'da ;)
Bakmak lazım ;)


Kıvanç Tatlıtuğ sakallı olsun ama saçları uzun olmasın :P
Yakışmıyor, kendisinin hayranı değilim ama gözede hitap etmeli değil mi? :D 
Farah Zeynep Abdullah'ı fragmanlarda gördüğüm kadarıyla fazla özentisiz yapmışlar, sanki ağlıyor gibi :/ Yine ve yeniden izlemek lazım :P Şimdiden karar vermeyeyim, belki daha güzel olur dizide ;D


Set arkasından kareler^^




Bunu görüp söylememek olmaz. Kıvanç Tatlıtuğ'un anladığım kadarıyla at üstünde bir sürü sahnesi var nede olsa savaş falan. Bu nedenle öğrenmesi gerek ve ilk çekimlerde sen düş hastanelik ol :O O yüzden yayın tarihi Mart'dadır diye düşünüyorum ;)

Dizi hakkında diyeceklerim bu kadar, merak ediyorum gerçekten ama bu zamana kadar yapılan, kitaptan diziye yorumlanan örneğin: Çalıkuşu, Merhamet, Aşk-ı Memnu, Yaprak Dökümü vs. vs. dizilerin hepsi kitapların dışına çıkmış vaziyette-ydi. En son kötü örnek olarak Çalıkuşu diyorum :( Benim için hayal kırıklığı oldu. Kitaba göre giderler öyle bekliyordum ama nerdeeeee :/ Şimdi fragmanlarına bakıyorum da iyice kitaptan çıkmış nereye gidiyor :/ İlk bölümleri özlediğim doğrudur. :(

Demem odur ki; inşallah mantık ve kitap çerçevesinde devam ederler bizde izleriz. Çünkü bizim dizi sektörüne güven olmaz! :/

Son olarak kitabın konusuna bakalım ;)

 Edebiyat dünyasına Uyandıran Aşk isimli şiir kitabı ile adım atmış olan Nermin Bezmen, bu kez Çarlık Rusyasının debdebeli yaşantısından Bolşevik ihtilali ile İstanbula sürüklenen hayatları anlatıyor. 1892nin Yaltasından St. Petersburgun saltanat günlerine Karpatlar cephesinden ihtilalin cehennemine ve nihayet işgal altındaki İstanbula, 1920lerin Perasına, macera dolu bir yolculuk yapacaksınız. Onlarla beraber politikaların, troykaların sihirli alemini, ihtilalin acımasızlığını, parçalanmış Osmanlı İmparatorluğunun son günlerini yaşayacaksınız. Kurt Seyt: Mirza Eminofun oğlu olarak servet ve ünvanla doğmuştu. Yakışıklıydı, hırslıydı, cesurdu. Çar Nikolanın Muhafız Alayında genç bir Üsteğmen oluşu onu bolşeviklerin ölüm listesine dahil etmişti. Kaçarken getirdiği bir taka dolusu silahı Mustafa Kemalin Kuva-yi Milliyesine teslim ettiğinde, karşılık istemeyecek kadar gururluydu. Hayatına sıfırdan başlarken elinde kalan serveti sadece gururu ve aşkıydı. Shura: Tchaikovsky nağmelerinin romantizmi ile sarılmış karlı bir Moskova gecesinde, henüz onaltısındayken saf güzelliği, beklentisiz aşkı ile Seyitin dünyasına girdi. Ailesinin ünvanı, serveti onun da 
ülkesinde kalmasına yardımcı olamadı. Sevdiği erkekle atıldığı bu macerada bir daha hiç göremeyecekleri vatanlarının, ailelerinin, artık yaşamayacakları geçmişlerinin hasretlerini birbirlerinin aşklarında dindirmeye çalıştılar. Büyük bir aşkın, harbin, ihtilalin, hasret ve hüzünlerin hikayesi ile okuyucuyu baştan sona kendine has bir tat, merak ve heyecanla sürükleyen, uzun süren araştırmaların gerçekçilikte aktarıldığı bir roman, Kurt Seyt ve Shura.


İlk bölüme izleyip belki ilk bölüm hakkında yorum yaparım nasıldı diye ;)
Not: Yazmaya devam ettim ve yayınladım. Gelişmemi var bende yoksa tatilin bitme sendromu mu? Merak ettim :P Nedeni; Böyle yazılar yazmıyorum dikkat ettiyseniz. ;)
Başka bir yazı da görüşmek üzere^^


9 Şubat 2014 Pazar

Reply 1994 Dizi yorumu^^


Herkese selam! :)

Bugün dizi yorumu ile karşınızdayım :) Tatile girmeden aklımızdaydı Reply 1994'ü izleyelim diye sonunda izledik :) Doğrusu izlemeyenler için heves kırmak istemem ama Reply 1997'yi daha çok sevdim. Bu da güzeldi ama ikisi arasında bir seçim yapmak gerekirse 1997 derim ;) Oyucular iyiydi komediydi ama işte 1997'nin yerini tutamamış ;) Ama bu sadece kendi görüşüm belki siz izlerseniz beğenirsiniz ;)
Konusu ise;
Seul'e yeni taşınan Na jung ve ailesi öğrenci pansiyonu işletirler. Buraya gelen öğrencilerin hayatını, sevdiği grupları ve 1994'de gelişen olayları anlatıyor dizi.

1997'deki gibi kız kimle evlenecek sorusu dizi boyunca merak konusu oldu. Bir o bir bu derken öğrendik :) Söyler miyim? HAYIR!!
Tabii Google vasıtasıyla öğrenirsiniz ama benden duymuş olmayın :D Öğrenmek istemiyorsanız ise Google'dan uzak durun :D

Karakterlerimiz gelelim ;)

Go Ah Ra//Na jung^^
Başrol oyuncularından biri. Ailesiyle beraber Seul'e taşınır ve üniversite öğrencisidir. Çok şen şakrak ve komik biridir ve herkes onu sever! :D Evet anladığınız üzere bu kızın kiminle evlendiğini öğreneceğiz :P
Yanii kızın iyi oyunculuğu var ama beni verem etti :P Iyk sinir olduğum bir diğer oyuncu >_< Oyunculuk iyiydi ama neyse bu ama da bana kalsın :D İzleyince veya izleyenler bana hak verir her halde :P










Yoo Yeon Seok//Chil Bong Yi^^
Ünlü bir beysbol oyuncusudur. Seul da doğmuş ve büyümüştür. Aile için bir sıkıntısı vardır ama dışarı belli etmez. Herkesin iyiliğini düşünür. İşte öyle tatlı bir oppa :) İlerleyen zamanlarda daha çok ünlü olur. Oyunculuk very very good du :D Ben çok sevdimmm ^_^ Bazı sahnelerinde oyyy bu ne datlu biri dedim yanii :) Kendisi hakkında ufak çapta bir araştırma yaptığımızdan yeorimin kurtlu ( A Werewolf Boy) filminde oynadığını öğrendik hemde kötü karakteri :O Nasıl şok olduk anlatamam öyle masum bir oppa ne oynamış öyle :O Yine de oyuncu olan insan her rolü canlandırır der diğer karaktere geçerim :P








Jung Woo//Namı diğer Çöp^^
Dizide kızın abisi ama sonradan abisi olmadığını öğreniyoruz! Not:Bu bir spoiler değil, dizinin başlarından söylüyorlar zaten! ;) Namını  cidden taşıyor. Bir insan bu kadar mı çöplük, pislik olabilir :P Yani kız olmasa pislikten ölmüştü :P Dizide verem olduğum bir diğer karakter :/ Dipnot: dizide çoğu karaktere verem oldum! :P Tiplemesi, mimikleri çok komik ama sevmediğim yönleri de vardır. Dizide tıp öğrencisi ve geleceğe ışık tutan bir öğrenci^^ Pansiyonda kalan bütün öğrenciler çöpten çok kokuyorlar bu arada :D








Kim Sung Kyu^^
Dizinin en asık suratlı ve tutumlu insanı :P Ama pansiyonda ona gösteriyorlar tutumlu ve asık suratlı olmayı :P Kendine çok güveniyor ama aksilikler hiç peşini bırakmıyor nedense :D İlk Seul'e gelişi halen daha gözlerimin önünde :D Ne gülmüştük ama :D Pansiyona gelen bütün öğrencilerin kendi şehirlerinde zenginler ama Seul'e gelip ortamı görünce her şey değişiyor. Bu oppanın da ailesi denizcilikle uğraşıyor ve iyi para kazanıyorlar.
Tip olarak çok komik, hele bağırması falan, ama dizide bir gerçek ortaya çıkıyor ki evlere şenlik:D









Min Dohee as Jo Yoon Jin^^
Dizide en sessiz ama bir o kadar da cazgır olan kızı. Tam bir k-pop hayranı ve o zamanlar ünlü olan birine bitiyor. Kafayı onunla bozduğu için sevgilisiyle araları bile bozuluyor(Sevgilisini söylemeyeceğim!! :D) Sonradan kendine geliyor hemde ne gelmek ağzım açık kaldı hani :D
Sevmediğim bir diğer karakter diyebilirim :/ Başta çok iyiydi, komikti ama sonradan çekilmez oldu :/










Son Ho Jun^^
Dizideki bir diğer komedi oppa :D Cidden komediydi. Bu da üniversite okumak için pansiyona başvuran ve kalan öğrencilerden. Çoğu şeyi dert etmez ve yardım eder. Vurdum duymaz ve asık suratlı oppanın en yakın arkadaşı!(oluyor bir zaman sonra ama azda çektirmiyor asık suratlı oppaya :P) Sapık yönü azıcık baskın, bu sebeple başına gelmeyen kalmıyor. :D ohh iyide oluyor :P











Baro (Cha Sun Woo)^^
Chil Bong Yi'nin kuzeni. İlk kendisi pansiyon kalmaya gelir ve tıp öğrencisidir. Sonradan peşine Chil Bong Yi de takılır. Ailesi yüzünden tıp öğrencisi olan oppa çok kararsızdır ama aklı başına bir yerden sonra gelir. Müzik dinlemeyi çok sever tabii Çöp hyungunu daha çok sever.
Senaritler bu oppa hakkından bir şeyler yapmaya çalışmış ama olmamış, iyiki de olmamış :P Yani very very sweet  oppaya ne yapacaklardı :P
Kendisi bir grubun üyesi grup ise B1A4. Hiç dinlemedim grubu, ama bakmak istiyorum ;)








Na jung'un ailesi ve tanıdınız değili mi!!?? :D Evet 1997'deki ailenin ta kendisi :D Burada da varlar ve burada daha komediler :D Çift olarak birbirlerine çok yakışıyorlar bence böyle bir kaç dizide de oynamalılar ;)

Diziden Kareler^^


2013'de halleri^^ Hepsi ço datlu!! :D


Gözlere dikkat! ahahhahah resmin içindeki karakteri bulmak için gözler bu hale geldi :D Hepsi gördü bir kız göremedi ve inat etti! Gördü mü? İzleyip öğrenin derim :D


Bu da bir diğer şaşı halleri :D


Kızın bu tür hareketleri çoktu :D Bu sadece başlangıç :P


Her bir bölümde kesinlikle bir sofra muhabbeti vardır. Bazen komik, bazen hüzünlü bazen işe şamatalı geçen yemek zamanları^^


Kılıkların bakın hele :D O bölümde nasılda zorda kalmışlardı :P Ama soldaki oppa rahat durur mu?? :D


Çook güldüğüm bir diğer sahne :D Tıp adayı olan oppa müzik sınavlarına girmek ister. Çokta başarılı ve ona en kısa sürede beste bulurlar işte orada işler karışır :D 


Bunlar birbirlerini sürekli böyle yedi, kız sürekli oğlanı boğdu durdu .D Eee garibim de ses çıkarmadı :P


İlerleyen bölümlerde yani 1997 yılına gelindiği zaman diziye 1997 oyunculardı konuk oldu^^ Bu sahnede diğerleri gibi komediydi :D

Vee Gifler^^


Kız sarhoş olunca sürekli sapıtıyor, göz kıpmalar falan :D


Sıcak sen nelere kadirsin :P





Bir fanın halleri :P
Burada kız zekilik yapıp içeri giriyor ama yanlış şekilde, yine de eğlenmeyi biliyor .D
Gifteki bayanlara bakın anlarsınız :D


Bir diğer fan :P
Bu diğerinden iyi ama buda az değil, hele o mendil olayı yok mu :P


Çöp'ün oppayı sevme biçimi :D


Oppa utandı yapmayın böyle :P



Yukarıda bahsettiğim mimikler :D Bunlar sadece bir kaç tanesi yoksa daha çok var :D


Buzdolabında serinleyen masum köylü :P
Zekice fikir ama cıks olmaz ki öyle :D Birde buzdolabını açtıklarında hallerini siz düşünün :)




YORUMSUZ :P


Anne ve baba olmazsa olmaz .D En komikleri bunlardı aslından, hele ajussi :D


Otobüste işler hiçte iyi gitmemişe benziyor :D 
'Altta kalanın canı çıksın' demişler adeta :D


Vee Son!!

Not:Sözlü olarak SPOİLER olacaktır lütfen okumayın izlemeyenler! :D
İlk başta dediğim gibi diziyi pek sevmedim, evet komikti hemde nasıl ama gereksiz uzatmalar olmuştu. Dizimiz 21 bölüm ama diğer 16 bölümcük, keşke diğeri uzun olsaydı dedim, bunu çok gereksiz uzatmışlar hatta bazı bölümlerde tekrarlama olmuş.
Kızın seçtiği kişi cıks benim dediğim oppa değildi. Benim seçtiğim oppa kim söyler miyim? Tabii ki de hayır ama kızı o zaman boğasım geldi, mal :P
Yanii şimdik oppa bize kalmış oldu, onunla evlense ne olur ki :P 
Sonlara doğru daha da sinir oldum yaa neyse, senaristler zaten iyice çıldırttı beni >_< Hatta bazı resimlere bakınca son bir kaç bölüme kadar başta diğeriyle evlenecek ama sonradan değiştirmişler gibi gözüküyor :/
Olamamış yani kısa kesselerdi daha iyi olurdu ;)
Neyse daha izledik bitti, önerir miyim ister izleyin ister izlemeyin ;)

Bir dizi yorumu daha bitmiş bulunmakta :)
Spoiler yeri okuyup da 'Ne yaptın sen!!?' demeyin uyardım değil mi?? :D
 Beautiful Man yorumdan görüşmek üzere xoxo^^