9 Ocak 2013 Çarşamba

Yeni İnci^^ 'Beklediğim sendin'


Yeni yıla bol kitapla giren Ephesus yayınlarını yeni kitabı Beklediğim sendin.
İlk kapağını gördüğümde çok beğenmiştim, birde konusunu okuyunca merakla beklenenler arasında yerini aldı :) Ephesus yayınları bu yıl da gerçekten muhteşem kitaplar çıkarıyorlar ve tabii muhteşem kapaklarıyla :) 
İlk gördüğümde orijinal kapaktır dedim ama biraz araştırma yaptım ve orijinalini buldum :)


Orijinali de güzel ama bizim ki daha güzel sanki :)))
Sabırsızlıkla okumayı bekliyorum :)

Kitabın konusuna bakalım :)

Beklediğim Sendin
Yirmi beş yaşındaki Kate Kontent 1937 yılının son gecesini oda arkadaşıyla beraber Greenwich Villagedaki ikinci sınıf bir caz kulübünde geçirmektedir ve ikisi, ceplerindeki toplam üç doları mümkün olduğunca idareli kullanmak zorundadırlar. Masmavi gözlere ve etkileyici bir gülüşe sahip yakışıklı bankacı Tinker Grey kulübe gelir ve yanlarındaki masaya oturur. Bu tesadüfi tanışma ve şaşırtıcı sonuçları, Kateyyi Wall Street firmasının sekreter odasından New York sosyetesinin üst basamaklarına ve Condé Nastın yönetici ofislerine; kıvrak zekâsı ve kendine özgü soğukkanlılığından başka dayanak bulamayacağı seçkin ortamlara taşıyan bir yıllık yolculuğun başlangıcı olur.

Mükemmel! Zekice, nüktedan ve büyüleyici.
David Nicholls
Büyük Buhran döneminde Manhattanda mücadele etmek ve hayatta kalabilmek üzerine yazılmış, ilgiyi hak eden, çok başarılı bir ilk roman
Wall Street Journal
Bu hareketli dönem hikâyesiyle Towles filmlerden aşina olduğumuz siyah-beyaz Manhattanı, garip komiklikleri, kadın-erkek arkadaşlıkları ve romantik fesatlıklarıyla yeniden canlandırıyor. Towlesun karakterleri karışık bir dönemde yaşayan, kendilerine gerçek yaşamlar kurmaya çalışan genç Amerikalılar.
The New York Times

En ilginç olan, Towlesun hikâyeyi anlatma, günümüz kültüründe nadiren tasvir edilen bir yeri ve zamanı resmetme şekli. Erkek yazarın, bir kadının ağzından anlatılan öyküye bu kadar hâkim olması da etkileyici.
USA Today

İçinde kaybolmanın çok kolay olduğu, büyüleyici bir hikâye.
The Observer

Belli ki yazar, kitapta anlattığı seçkin yaşamlara sahip, hayat dolu ve bazen pervasız karakterleri çok iyi tanıyor.
People

Tarz sahibi.
The Boston Globe

Olağanüstü bir ilk kitap
Publishers Weekly

Yazar zarif ve güçlü bir anlatıma sahip.
Kirkus Reviews

Elden bırakmanın mümkün olmadığı bir roman.
O, The Oprah Magazine


Kitaptan alıntı ;)

“Araba kullanmayı biliyor musun ki?”
“Araba kullanmayı biliyor muyum?” Güneyli dilberler gibi konuşuyordu. “Dokuz yaşımdan beri babamın traktörünü kullanırım ben.”
Anahtarı Tinker’ın elinden alıp arabanın etrafını dolaştı.
Tinker yüzünde tereddütlü bir ifadeyle yolcu koltuğuna otururken Eve de sürücü koltuğuna yerleşti.
Anahtarı kontağa takarken “Ne tarafa gidiyoruz?” diye sordu.
“Elli İkinci Cadde.”
Eve motoru çalıştırıp aracı geri vitese taktı. Otuz kilometre hızla kaldırımın kenarından uzaklaşıp arabaya çığlık attırarak durdu.
“Eve!” dedi Tinker.
Eve ona tatlı, sevimli bir gülümsemeyle baktı. Arabayı ileri vitese alıp On Yedinci Cadde’de hızla ilerlemeye koyuldu. 
Eve’in kendini kaybettiği, birkaç saniye içinde ortaya çıktı. Altıncı Cadde’ye saparken Tinker neredeyse direksiyonu tutacaktı. Ama trafikte zikzaklar çizerek ilerlerken akıcı, kesintisiz hareketler yapıyor, suyu yaran bir köpekbalığı gibi hızını belli belirsiz artırıp azaltıyor, her trafik ışığının zamanlamasını saniyesi saniyesine ayarlıyordu. İkimiz de, kendini daha büyük bir gücün ellerine bırakan herkesin yapacağı gibi, arkamıza yaslanıp sesimizi çıkarmadan, fal taşı gibi açılmış gözlerimizle oturduk.
Kulüp 21’e gitmekte olduğumuzu ancak Elli İkinci Cadde’ye saparken anladım.
Bu konuda Eve’in Tinker’ı köşeye sıkıştırdığı söylenebilirdi. Şık bir yer mi, daha şık bir yer mi, yoksa en şık yerlerden birine mi? Tinker ne diyebilirdi ki? 
Tıpkı Eve’in Tinker’a zaman zaman girdiğimiz yarı Rus bohem ortamla hava atmaya çalıştığı gibi, Tinker da muhtemelen bizi kendi New York’unu göstererek etkilemek istemişti ve Eve’in ruh hali nasıl olursa olsun başarılı olma ihtimali yüksekti.
Restoranın önünde oyalanan limuzinlerin egzoz gazları, şişeden çıkan cinler gibi spiraller çiziyorlardı. Silindir şapkalı, paltolu bir vale arabanın kapısını açarken bir diğeri restoranın
kapısını açıp dip dibe bekleyen Manhattanlılarla dolu lobiyi gözlerimizin önüne serdi.
Kulüp 21 ilk bakışta çok şık bir yere benzemiyordu. Koyu renk duvarlar, resimli dergilerden koparılıp çerçevelenmişe benzeyen çizimlerle süslenmişti. Masaların üstü yıpranmıştı, çatal bıçak takımları ise ucuz bir lokanta veya üniversite yemekhanesininkiler kadar hantaldı. Ama  müşterilerin seçkinliğini fark etmemek imkânsızdı. Erkekler ısmarlama takım elbiseler giymiş, göğüs ceplerine hiç kullanılmamış mendiller koymuşlardı. Kadınların üzerinde ise ağırbaşlı renklerde ipek elbiseler, boyunlarında inci gerdanlıklar vardı.
 Vestiyerdeki kızın önüne geldiğimizde Eve omuzlarını hafifçe Tinker’a doğru çevirdi. Bu fırsatı kaçırmayan Tinker onun mantosunu sırtından, pelerinini savuran bir matador gibi aldı. 
Eve, elinde tepsiyle gezenler dışında restorandaki en genç kişiydi ve bunun tadını çıkarmaya kararlıydı. Son dakikada giydiği kıyafet yakası açık, kırmızı ipek bir elbiseydi. Göğüslerini en iy destekleyen sutyenin üzerinde olduğu belliydi, göğüslerinin üst kısmı siste bile on metreden görülebilirdi. Bu görünümü mücevherlerle bozmamaya karar vermişti. Eve, küçük, kırmızı lake bir kutuda mezuniyetinde alınan elmas küpeleri saklardı. O taşlar kulaklarında hoş bir şekilde ışıldar,
gülümsediğinde gamzelerini tamamlardı. Ama böyle bir yere gelirken o küpeleri takmayacak kadar akıllıydı. Burada resmiyetle bir şey kazanamaz, her mukayeseyi kaybederdi kaybederdiniz.
Hayatından bezmek için her türlü sebebi olan, ama hiç bezgin görünmeyen Avusturyalı şef garson yanımıza gelip Tinker’ı adıyla selamladı.
“Bay Grey. Biz de sizi bekliyorduk. Lütfen. Bu taraftan buyurun.”
Lütfen kelimesini ayrı bir cümle gibi söylemişti.
Bizi ana salondaki masalardan birine götürdü. Salondaki tek boş masaydı ve üç kişi için hazırlanmıştı. Şef garson, insanların zihnini okuyabiliyormuş gibi, ortadaki sandalyeyi
çekti ve Eve’e oturmasını işaret etti.
“Lütfen,” dedi bir kez daha.
Biz yerlerimize oturur oturmaz elini havaya kaldırdı ve üç menü, bir sihirbazın tuttuğu devasa oyun kâğıtları gibi elinde beliriverdi. Menüleri merasimle bize verdi.
“Afiyet olsun.”
Hayatımda bu kadar büyük menü görmemiştim. Boyu aşağı yukarı kırk beş santimdi. Kapağını açarken bir sürü seçenek görmeyi bekliyordum, ama sadece on yemeğin adı vardı. Istakoz kuyruğu. Bonfile Wellington. Pirzola. Yemeklerin adı düğün davetiyelerindeki gibi süslü bir el yazısıyla yazılmıştı. Fiyatlar, en azından benim menümde yazmıyordu. Eve’e baktım,
ama karşılık vermedi. Sakin bir tavırla menüsünü inceleyip kenara koydu.
“Birer martini alalım,” dedi.
“Çok iyi bir fikir,” dedi Tinker.

8 Ocak 2013 Salı

Kışın vazgeçilmezi KAR^^

Karın yağmasıyla Üniversitede olsa 2 gün tatil yaptılar :) Ne kadar güzel olduğunu bilirsiniz artık :)))
Kar ilk gün süperdi tama hazırlandık dışarı kar topu oynayacağız bir tipi yaptı nasıl soğuk anlatamam aklınız varsa dışarı çıkmayın olayı :)) 

Neyse ki bugün öyle olmadı ve biz dışarı çıktık :) çoook ta güzel kardan adam yaptık :D 


"Ölümüne kankayız"
Kardan adamımızı yakın zamanda yıkacaklar belli o yüzden kendisinden bunu işitmek mantıklı :D 

Yarın okul günü tabii halen daha yağmakta olan kar hızlanıp çoğalmazsa :)) (keşke olsa da yine okullar tatil olsa :D ) VEE vize günü :)) hocanın ta 2 ay önce verdiği tarih de olamadık sınav çok üzüldüm :P



Halen daha bu dizi izlenmekte ama keşke bitmese o derce muhteşem :)))


Vee bu kitap okunmakta :)) Bitmesine az kaldı ama vizeden dolayı bitmedi henüz :((


Kendinize cici bakın canlarımmm, xoxo :D Görüşmek üzre ;)




6 Ocak 2013 Pazar

JYJ ♥ Konserine destek^^



Kore sevdama başladığımda K-POP'a beni alıştıran JYJ grubunun Türkiye'ye gelmesini istemez misiniz? :) Şahsen ben çok ama çooook istiyorum :) Tabii geldiklerinde gitme şansım ne kadar olursa :/ olsun yine de gitmesem de JYJ'nin ülkemize gelmesi gurur verici olmaz mıydı? Tabii kide olurdu :)

AMA! Eğer sizde JYJ'nin ülkemize gelip konser vermesini çok istiyorsanız bu ANKETE bakmalısınız :))
 JYJ TURKEY ailesini yaptığı bir ankettir!

Ankete nasıl katılacağım diyorsanız;
İlk olarak Burayı :) tıklayın ve oradan da anket linki var hemen orayı tıklayın ;) 
Anketi doldurun :) 

JYJ'nin gelmesini istiyorsanız yapmanız gerekenler bu kadar ;) 
Ankete sadece bir kere katılabiliyorsunuz :)
Destekte olmak istiyorsanız Facebook, Twitter, Blog, vb. adresleriniz varsa oradan da duyurabilirsiniz ;)


JYJ TURKEY ailesi anket için çok da güzel bir video yapmış ♥


Tekrardan Link: http://www.jyjturkey.com/jyj-turkey-konser-anketi-jyj-turkey-concert-survey.html

Desteklerinizi bekliyoruz!! ♥ ♥


Çekiliş^^


Kitap sever bir blog arkadaşımızın kitap çekilişine katıldım :)) süper bir çekiliş, sizde bir uğrayın derim ;))

Çekiliş için, Tık Tık! :)

4 Ocak 2013 Cuma

The Host / Göçebe^^



Beklenen film en kısa zamanda bizlerle :) Çekimler bitti ve filmin vizyona girmesi için gün sayılıyor. Mart 29'da vizyonda :) Sabırsızlıkla beklediğimiz doğrudur ama ne yazıık ki oyunculukta benim tarafımdan rahatsızlık var :/ Tamam bütün oyunculara bakmadım ama yaa sorarım size kitabı okuyanlar Melanie olmuş mu??  Bence olmamış :P 

Şimdi diyeceksiniz daha izlemeden bu şiddet bu celal ama yani olmamış, olmamış, olmamış :))))
Neyse diğer oyuncular olmuş yinede onlardan destek alıp izlemek lazım, tabii kız olmadı diye izlemeyecek değilim :D 


Afişin anlamı,
Aşkı seç. İnanmayı seç. Savaşmayı seç.
(Ön okumalar ve fazlası'ndan alıntı :) )

Daha yeni olan afiş gerçekten çok güzel ve filme cuk diye uymuş :) bundan bir artı puan :))) bakalım film nasıl olacak meraklardayımm :))) 



Kitaba gelirsek bu kadar sayfalık kitabı bir daha mı okusam ne yapsam diyorum :)))) Kübra 2 kere okudu düşünün artık :)) Başta azıcık konuya adapte olmasam da sonralarında konu öyle bir aktı ki durduramadım :)) 
Okumayanlar film vizyona girmeden okuyun derimm ;))

Filmin Fragmanlarına bakalım ;)



Vuuhhuuu şu fragmana bakın hele, gel de heyecanlanıp, meraklanma :)))







30 Aralık 2012 Pazar

2012 yılının En'leri ^^ Kore film, dizi :))


Ve sıra geldi 2012 yılını En beğenilen, beğenilmeyen Kore dizi-filmlerine :)

Bu tutkuya zaten 2012 yılında başladık, oda bu yıl için güzel bir şey :D




Aslında tüm dizi filmler bu posta layık ama o kadar çok var ki hangisini koyayım :) En iyi şimdilik bunları koyayım dedim  :) 



Yılın, En dram, romantik ve duygusal filmi 

Hüzünden öte


En iyi aksiyon, dram filmi

Ajusshi


En komik filmi

Detective Cha


En korkunç, romantik ve komik filmi

Ürpertici aşk :)



Diziler 

Yılın en iyi, uzun, mükemmel, dram, romantik ve oppasını buradan bulan dizi :D

Can you hear my heart 


En iyi, ilginç, komik, gençlik ve romantik dizi

F4 ayy pardon Bof :)


En iyi, aksiyon, romantik, entrikalı dizi

The king 2 hearts 


En iyi, gençlik, romantik, saflık barındıran ve ikinci oppamı bulduğum dizi :D

You've fallen for me



En kötü, sonunu bile zar zor getirdiğimiz hatta getiremediğim dizi 

Noel'de kar yağacak mı?


ayy ayy işte dizim :)))

En en en iyi, komik, romantik ve yakışıklı doktorumuzun bulunduğu dizi :D

En güzel aşk


En iyi centilmenler dizisi :D 40'lı çıtırlar sizi :D 

A Gentleman's Dignity 


En iyi, merak uyandıran, romantik, komedi dizi

Reply 1997



En sonu saçma ama sonuna kadar iyi giden dizi

Big :D


Vee bunu da sonuna gelmiş bulunmaktayız emeği geçen herkese...:D


 ahahhaha neyse :P


Herkesin yeni yılı 2013 mutlu, huzurlu sağlık, vee hayırlı geçsin :)))

MUTLU YILLAR^^

2012 yılının En'leri ^^ Kitaplar :)

2012 yılının bitmesine son 1 gün ve bunu şerefine bir En'ler yapayım dedim :))

Bu En'ler sadece kitap ve Kore hakkında olacak her şey için yaparsam bu En'ler bitmez :)))

Sadece adlarını yazacağım detaylı yorumlar zaten postlarda yazıldı ;))


İlk olarak Kitaplar;

2012 yılını En iyi yerli romantik, dram, kitabı
Şimdi benimsin/ Güneş Demirel


 Sonrasında Melekeler zamanı/ Fatma Erdek, bu kitapta romantik dram barındırıyor.


En iyi yabacı drama kitabı
Gece yolu/ Kristin Hannah 



En yılının yerli en ilginç kitabı
Kıyametle savaşanlar/ Deniz Erbulak.


En iyi yabancı günümüz kitapları
Yarınlar için ve Hep aşk vardı / Sandra Brown




Aşka şans ver / Sherryl Woods



En iyi yabancı polisiye kitap
İkiz bedebler/ Tess Gerritsen


En iyi yabancı fantastik kitaplar 
Benim için öl / Amy Plum


Ruhsuz / Jodi Meadows


En iyi yerli fantastik kitap
Yansıma / İlknur uğur


En iyi Yabancı fantastik seri 
Gece yarısı öpücüğü / Lara Adrian 


İkinci en iyi yabancı fantastik seri :)



Yılın en kötü kitabı
Yüzleşme/ Juliette Fay 


Bu yılın En beğendiğim ve beğenmediğim kitapları :) zaten dikkat ettiyseniz fazla beğenmediğim yok :) Normaldede yok zaten :) yanii seçimlerim çok iyi :D 

Birazdan Kore En'ler :D 





Kıyamet Gösterisi^^


Kıyamet gösterisi kitabı okundu ve bitti :)

İlk olarak kitabı sevdim, değişik bir konusu vardı, fantastik sever olarak okuna bilecek bir kitaptı :) İstisna olarak bazı yerlerini bir kaç kere okusam da anlamadım ama geri kalan yerler su gibi olup aktı :) çeviri çok güzeldi. Bazı kelime ve cümlelerin anlamlarını alt kısma yazarlar o kısımlarda o kadar çok güldüğüm yer vardı ki saysam bitmez :) 

Kitabın konusuna gelirsek;
Kıyameti koparması için Dünyaya gelen Deccal'in doğru kişiler de doğduğun dan emin olmak  için görevlendirilen zıt kutuplarda olan melek ve iblis. Başta doğru kişilere verildiğini bilen ama aradan 10 yıl geçtikten sonra kıyametin kopmasına az kala sürede Deccal'ın yanlış ailede olduğunu öğrendiklerinde neler olabileceklerini siz tahmin edin :D Ve hangi ailede olduğunu bile bilmiyorlar. Her iki melekte baştan önemsemediler ta ki kıyamet gününe kadar :)) Her şeyi boş veren iblis ve müşkülpesent bir meleğin neler yaptıklarını okuyup görmelisiniz :) Vee tabi acaba kıyamet kopacak mı? ;)) Birde kitapta Mahşerin dört atlısını Mahşerin dört motosikletcisi yapmaları alkışa şayan :))))

Kitap hem düşündüren hemde güldüren tarzda ama ben daha çok güldüm :))) Hele o vurdum duymaz iblis yok mu :P  Cidden komedi :) 

Kitabı gönderen İthaki yayınlarına çok teşekkür ederimm :))) Cidden süper bir kitap çıkarmışlar :)
Okumanız için tavsiye ederimm :) Konusu değişik ve fantastik severler için ideal bir kitap ;)


Arka kapak yazısı ;)

1655 yılında yazılmış ve şimdiye kadarki en doğru kehanet kitabı olan Cadı Agnes Çatlak’ın Dakîk ve Kat’î Kehanetleri’ne göre, cumartesi günü dünyanın sonu. Önümüzdeki Cumartesi. Akşam yemeğinden hemen önce.

İyilik ve Kötülük orduları toplanıyorlar. Her şey Büyük Plan’a uygun ilerliyor gibi. Yalnız ufak bir pürüz var. Birazcık müşkülpesent bir melek ile sefahat düşkünü bir iblis yaklaşan bu coşku dolu anın gelişini hiç de iple çekmiyorlar. Ha unutmadan, birileri Deccal’ı yanlış yere göndermişe benziyor.

27 Aralık 2012 Perşembe

İkinci Yarışmamız^^ ♥ #2



Blog'umuzun ikinci yarışmasıyla sizlerleyiz sevgili Fighting takipçileri :)

Bu sefer iki kişiye kitap hediye ediyoruz :)

Yapacaklarıınız yine aynı ama yinede yeni katılanlar için tekrardan söyleyelim :)

Kurallara gelirsek :)


*İlk olarak Blogta takipçi olmalısınız.
*Varsa blog'unuzda paylaşmalısınız. ( Blog'u olanlar için bu zorunlu.)
*Facebook veya Twitter adresleriniz varsa orada duyurabilirsiniz.
*Duyurduğunuz link, E-posta adresi, ad, soyad, bunları yorum olarak yazmalısınız.

Yarışmanın bitiş tarihi uzatılmış 17.01.2012 perşembe günü olmuştur. 

Not:Kargo alıcıya ait olacaktır bilginize! ;)


Kitaplarımızı tanıyalım;


Bir Milyon Güneş

Godspeed yalanlarla besleniyordu, Şimdi ise kaosla yönetiliyor. Amynin uyandırılışının üzerinden 3 ay geçmişti. Onun için dünyadaki eski bildik yaşamı artık çok gerilerde kalmıştı. Nereye baksa uzay gemisi Godspeedin tutsak edici duvarlarını görüyordu. Ama ümidini yitirmemişti: Artık Çırak geminin lideriydi ve hayallerini hayata geçirebilmekte özgürdü. Ama Çırak gemiyle ilgili korkunç gerçeği öğrendiğinde o ve Amy yüzlerce yıl önce hazırlanmış bir bulmacanın parçalarını bir araya getirmek için zamana karşı bir yarışa girmek zorundalar. Bu zorlu yolda ilerlerken beraber çalışıyor olmaları onları birbirlerine yaklaştırırken gemide büyüyen kaos ise uzaklaştırmakta. Bu kez Revisin ustalıkla ördüğü tüm gerilim, aksiyon, romantizm, yalanlar ve birleştirilen bulmacanın parçaları tek bir finale işaret ediyor: Gemiyi bir an önce terk etmek zorundalar. Bu tehlikeli uçuşa devam etmeye hazır mısınız?

Parıltı

Bildiğiniz tek dünya acımasız bir savaşla yok edilseydi, geride kalanları kurtaracak kadar cesur olabilir miydiniz? Aşk bu mücadeleden yara almadan çıkabilecek kadar güçlü olabilir miydi? Sonuç ne olursa olsun geri dönüş yok! Empyrean ve New Horizon adlı ikiz gemiler uzayda yeni bir dünyaya doğru yol almaktayken New Horizon beklenmedik bir şekilde Empyreana saldırır ve gemideki yetişkinleri öldürerek bütün kızları kaçırır. Empyreanda geride bırakılan erkekler acaba kızları ve insan ırkının geleceğini kurtarabilecek mi? Waverly yeni dünyaya doğru yola çıkmış olan yeni insan neslinin bir parçası. PARILTI ani bir saldırı sonrasında aşk ve görev arasında parçalanan bu genç kızın hikâyesi olarak başlayıp sırlar ve sempatik oldukları kadar günahkâr da olabilen karakterlerle örülmüş, kalbinizi durduracak kadar heyecan verici bir uzay macerasına dönüşüyor. Roman yetişkin okuyucuları da pençesine alarak serinin devamı için dört gözle bekletiyor.





Herkesi bekleriz, bol şanslar ^^



26 Aralık 2012 Çarşamba

Kitaplar ♥


Biri kitaplarımdan birini isteyince  :D 


Ve şahane kitap resimleri ♥

Açlık oyunları kitabının rozeti, çok beğendim bir tanede bende olsaydı keşke :/










Şunun tatlılığına bakın hele :)) yanakları sıkmalık :D 


Aşk ve gurur'u süper bir oyunculukla perdeye aktaran ikilinin gülüşüne bakın :)))

 Yerim seni Bay Darcy  ♥